Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Genel Bilgiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
betimleme, çeşitleri, nelerdir, türleri, örnekleri

Betimleme Nedir? Betimleme Örnekleri Nelerdir? Betimleme Türleri Çeşitleri Nelerdir?

Eski 09-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Betimleme Nedir? Betimleme Örnekleri Nelerdir? Betimleme Türleri Çeşitleri Nelerdir?



Betimleme Nedir? Betimleme Örnekleri Nelerdir? Betimleme Türleri Çeşitleri Nelerdir?
Betimleme Nedir? Betimleme Örnekleri Nelerdir? Betimleme Türleri Çeşitleri Nelerdir?

Betimleyici Anlatım Biçimi

Betimleme en yalın biçimiyle sözcüklerle resim çizme işidir Varlıkların niteliklerini,bu varlıkların duyularımız üzerinde uyandırdıkları izlenimleri belirtmektirBetimleme nesnelerin, varlıkların, belirgin özelliklerini tanıtıp göz önünde canlandırmaktırBu anlatımda okuyucunun çeşitli duyularına seslenilerek anlatılan varlıkla ilgili izlenim kazanılması amaçlanırBu amacın gerçekleşmesi için titiz bir gözlem gerekirGözlem sırasında ayırt edici özelliklerin anlatılmasına özen gösterilir
Yazarın, gördüklerini okuyucunun gözünde canlanacak biçimde anlatmasıyla oluşan bir anlatım biçimidir Betimlemede asıl olan görselliktir Bu nedenle gözle algılanan renk ve biçim ayrıntılarına büyük yer verilir
Betimleme, yalın bir söyleşiyle sözcüklerle resim çizme sanatıdır Görme, işitme, tatma, dokunma, koklama… gibi duyu organlarımız aracılığıyla varlıkların belirleyici niteliklerini algılama, bu nitelikleri belirterek onları görünür kılmadır Betimleme, varlıkların kendilerine özgü niteliklerini sözcüklerle anlatma işidir Varlıkların, eşyaların ve olayların en belirgin özellikleriyle tanıtılıp, göz önünde canlandırılmasına yönelik bir anlatım yoludur Betimleme, bir bakıma varlıkların, nesnelerin ve olayların sözcüklerle resmini çizmektir Bu anlatım okuyucuların duygularına, hayal gücüne seslenir; yani yazar dış dünya ile, varlıklarla ilgili izlenimlerini okurlara da aktarmak ister Bunun için de bilinçli, titiz bir gözlem yoluyla ayrıntı seçer Seçtiği ayrıntıları imge (hayal) oluşturacak biçimde düzenler

Ayrıntılar genelden özele ya da özelden genele doğru sıralanabilir Sözgelimi bir kentin genel görünümünü anlattıktan sonra özellik taşıyan bir yapısını (hastane, kışla, park, cami…) ele almak genelden özele doğru bir betimlemedir Bir hayvanın ilgiyi üstüne çeken gözlerinden başlayarak tüm gövdesini tanıtmak da özelden genele doğru bir betimlemedir

Konuları Bakımından Betimleme Türleri
  • İnsan betimlemesi
  • Hayvan betimlemesi
  • Eşya betimlemesi
  • Manzara betimlemesi
  • Olay betimlemesi
Amaçları Bakımından Betimleme Türleri
  • Açıklayıcı – teknik betimleme
  • Sanatsal – izlenimsel betimleme

Örnek: Gökyüzünün açık güneşli olduğu bir ilkbahar günüydü Öğleden sonra saat tam beşe çeyrek kala, arabamla Guercina’nın Pazar yerine geldim Alan insan kaynıyordu Birden çanlar çalmaya, sirenler ötmeye başladı İlk kez gökten düşen bir bombayı, sonra bunun ardından on sekiz tane kadar olduğunu sayabildiğim savaş uçaklarını gördüm Bombaların patlaması anlatılamaz bir panik yarattı Ben beş milis askeriyle birlikte küçük bir tahta köprünün altına saklandım Oldukça iyi gizlendiğimiz yerden meydanda olup bitenleri, kadınların, erkeklerin, çocukların ve hatta hayvanların nasıl bir şaşkınlık ve korku içinde kaçıştıklarını dehşetle görebiliyorduk… Bu parçada yazar, birdenbire karşısına çıkan savaş ortamını; bu ortamda insanların nasıl davrandıklarını betimliyor
Örnek: Sarı yağmur incecik, ışığın üstüne yağan başka bir ışık gibi iniyordu Yerler, ince yağmuru buradan alıp hızla az öteye döküveriyordu Kuşlar boyunlarını içlerine çekmişler, tüyleri domur domur, dallarda kıpırtısız duruyor Yağmurun içinden mor bir kelebek seli geçti İleride akar çayın kıyısında bir çıvgına tutulup, bir hayat çalısının üstünde kasırgalandı, hayat çalısı mosmor oldu, tepeden tırnağa; bir süre karmakarışık iç içe uğunarak, salkım saçak toparlanıp dağılarak, orada savruldu Sonra mor toparlak sarının ışıltısında eridi, dağıldı, usul usul yitip gitti Bu parçada doğadaki olaylar bir devinim içinde verilirken varlıklar çeşitli özellikleriyle çoğunlukla görme duyusuna seslenen bir biçimde gözler önünde canlandırılmıştır
Örnek: Eski bir taş köprü geçildikten sonra fakir mahallelere giriliyor ve sefalet,bütün dehşeti ve çirkinliğiyle başlıyorduOrtalarından akan çirkin sularında yarı çıplak çocuklarla çamurdan köpekler, eğri büğrü sokaklar… Tezekten, çamurdan yapılmış yarı yarıya toprağa gömülmüş penceresiz kulübeler…

Betimleme Türleri Çeşitleri Betimleme (Tasvir etme)

Betimleme bir varlığın ya da manzaranın göz önünde canlanacak biçimde kendine özgü yönlerini belirterek söz ya da yazıyla anlatılmasıdır Neler betimlenir, tasvir edilir? Gözle görebildiğimiz ya da hayalimizde canlandırabileceğimiz her şey Elimize aldığımız bir kitap ya da kalem, oturduğumuz oda, pencereden bakınca dışarıda gördüklerimiz, bulunduğumuz semt, yaşa*dığımız kent, gökyüzü, bulutlar, dünya, evren betim*lenebilir

Betimleme görülenlerin, gözlemlerin sözcüklerle anlatılmasıdır bir bakıma Betimlemede mutlaka görsellik vardır Varlığı gözle algılanan ayrıntılardan söz edilebilir Yani betimleme gözleme dayanır Yazar bir varlığı ya da manzarayı betimlerken niteleyici sözcüklerden yararlanır:

"Son derece sakin, sinek uçsa sesi duyulacak kadar sessiz bir odadayız"

"Gözümüzün önünde uzayıp giden uçsuz bucaksız masmavi deniz ve çam ağaçlarına şarkı söyleten rüzgâr insana yaşama sevinci veriyordu"

Betimleme bir anın, bir durumun bir grup insanın fotoğrafının çekilmesidir "Fotoğraf" betimlemeyi baş*ka tekniklerden -özellikle öykülemeden- ayırmak için anahtar kavramdır Bir sınıf düşünelim, o sınıfın bütün sınıfa hâkim bir noktadan fotoğrafını çekelim Fotoğ*rafta görünenlerin anlatılması betimlemedir Bir öğren*ci defterine bir şeyler yazıyor, biri arkasına dönmüş, bir başkası dışarı bakıyor olabilir Bunları anlatan cüm*leler betimlemeyi oluşturur

Betimleme tekniğinde sanatlı anlatım söz konusudur Yazar sözcükleri mecaz anlamda kullanabilir Betim*lediği durumla ilgili duygularını, beğenisini ortaya koya*bilir Yazar, anlatım sırasında değişik söz sanatların*dan yararlanabilir

Örnek:"Bulunduğumuz yer denizden bin beş yüz metre kadar yüksekte idi Akcedil; ay iskelesinin önünde du*ran kayıklar, ağaçların arasındaki seyrek binalar iğne topuzu kadar ufaktı Karşıda Burhaniye'nin arkasında yatan Madra dağları şekilsiz bir yığından ibaretti Güneşin altında göz kamaştırıcı pırıltılarla yanan deniz, ta uzaklarda açıklı koyulu gölgelere bürünen Midilli Adası'na kadar uzanıyor, bunun sağ yanından geçerek, ufukta sisler içinde gökle birleşiyordu Kazdağı'nın körfeze kadar yaklaşan eteklerini sayılamayacak kadar çok, her biri başka renk ve biçimde, irili ufaklı dağlar ve tepeler çevi*riyordu Arkamızda Sarıkız, bu dağların en yüksek tepesi, ağaçsız başını beyaz bulutlara uzatıyordu"(Sabahattin Ali)

Yazar bulunduğu yüksek yerden bakınca gördüklerini betimlemiş Eğer aynı yeri bir başka yazar betimleseydi farklı bir betimleme ortaya çıkardı Yazar gözlemle*rine duygularını katarak betimleme yapıyor Söz sanatlarından (benzetme, kişileştirme, abartma) yarar*lanıyor Anlattıklarının okurun gözünde canlanmasın sağlamaya çalışıyor

Betimleme, yazarın anlatımına ve duygularını katıp katmamasına göre ikiye ayrılır:

a) İzlenimsel Betimleme

Duyguların, öznelliğin ağır bastığı betimleme türüdür Anlatılanlar kişiye göre değişen nitelikler ve ayrın*tılardır "Sınıfın insanın içini karartan bir havası vardı" cümlesinde kişiden kişiye değişen bir yargı söz konusudur Aynı sınıfı bir başkası farklı biçimde algılayabilir Yukarıda S Ali'den alınan parça da bir izlenimsel betimleme örneğidir

Edebi yazılardaki betimlemeler genellikle izlenimsel betimleme örneğidir Çünkü yazar gördüklerini du= ygu*larına bağlı olarak anlatır, anlatıma duygularını da katar

Aşağıdaki paragrafı okuyalım:

"Yeşil, yumuşak çimenlerin üzerine oturmuş, göz*lerinden birbiri ardı sıra yuvarlanan gözyaşları arasından bana bakıyor Oturduğu yerdeki çimen*lerin sarı, yeşil parıltısı gözlerimi kamaştırdı Gerideki bahçe duvarını gözden saklayan mor ley*laklardan etrafa hafif, serin bir koku yayılıyordu" (Tektaş AĞAOĞLU)

Yazar, karşısındaki kişiyi ve oturduğu yeri kendi bakış açısı ile anlatıyor Bu paragraf duyguların ön plana çık*tığı bir öznel betimleme örneğidir

ÖRNEK SORU:

Kenar mahalleler Birbirine geçmiş, yaslanmış tahta evler Kiminin kaplamaları biraz daha kararmış, kiminin balkonu biraz daha öne eğilmiş, kimi biraz daha çömelmiştir Hepsi hastadır; onları seviyorum; çünkü onlarda kendimi buluyorum

Bu parçanın anlatım biçimi, aşağıdakilerden hangi*sine bir örnektir?

A) Betimleme (tasvir)
B) Tartışma
C) Açıklama
D) Öyküleme (hikâye etme)
E) Örnekleme(1987/ÖYS)

ÇÖZÜM:Yazar bu kısa parçada kendisine yakın bulduğu kenar semtlerin evlerini tasvir ediyor Evler için "çömelmiş" demesi, evlerin hasta olduğunu söylemesi duyguların etkisiyle söylenen ayrıntılardır Kısacası bu kısa para*graf güzel bir öznel (izlenimsel) betimleme örneğidir(Cevap A)

b) Açıklayıcı Betimleme

Yazarın, anlatıma duygularını katmadan gözlemlerini nesnel biçimde anlattığı betimleme türüdür Açıklayıcı betimlemenin örneği olan yazılarda yazar, alabildiğine nesnel davranır, gözlemlerini anlatırken kendinden bir şeyler katmamaya özen gösterir

Aşağıdaki paragrafı gözden geçirelim:

"Bu küçük yerleşim merkezindeki tüm caddeler, merkezinde hükümet konağının bulunduğu mey*dana çıkıyordu Hükümet konağı en azından yüz yıllık bir taş yapı idi Onun tam karşısında, hükümet konağına göre çok yeni sayılabilecek belediye binası yer alıyordu Belediye binası ile Şehir Parkı birbirine bitişikti Parkın içinde, yaz - kış yeşilliğini koruyan elliye yakın büyük çam ağacı vardı İlçede*ki iki bankanın reklam amaçlı koyduğu banklar bu ağaçların altında duruyordu"

Bu parçada öznel olarak nitelendirilecek hiçbir ayrıntı yok Anlatımda kesin, objektif bilgilere yer verilmiş Anlatılanların kişiye göre değişen bir yanı yok

Şimdi de bir coğrafya kitabından alınan aşağıdaki parçayı inceleyelim:

"İstanbul'da beklenmeyen bir şekilde nüfusun art*ması ve buna bağlı olarak gecekonduların çoğal*ması altyapının kurulmasını zorlaştırmakta, su, yol gibi sorunlar çözümsüz kalmaktadır Kentlerin dokusunda önemli değişmeler görülmektedir İstan*bul'un eski semtleri olan Beyoğlu, Sirkeci, Emi*nönü ve Beyazıt'ta taş ve ara sokaklarda ahşap binalar, birbirlerini kesen dar sokak ve caddeler yer almaktadır Bakırköy, Caddebostan, Etiler, Nişantaşı, Levent gibi yeni semtlerde çoğu kez doğrusal uzanış gösteren ve birbirlerini dik olarak kesen cadde ve sokaklar vardır Ataköy, Bahçeşehir gibi planlı olarak kurulan semtlerde daha düzenli caddeler yer almakta, çok katlı binalar ya*pılmaktadır"(Prof Dr ibrahim ATALAY)

Yazar, istanbul'la ilgili gözlemlerini kendi alanı açısın*dan duygusallıktan uzak bir anlatımla ortaya koymuş*tur Yazar, kendi bakış açısı ile ama öznel olmayan bir üslupla betimleme yapıyor Oldukça yalın, gerçeğe uygun, sanatl söyleyişlere başvurulmayan bir anlatım söz konusu

İnsanla, kişi tasvirleri ile ilgili betimlemelere "portre" denir Portre, fiziksel (tensel) portre ve ruhsal (tinsel) portre olarak ikiye ayrılır Fiziksel portrede kişinin görünümü boyu, yüzü, saçı, giyimi anlatılır Ruhsal portrede ise kişilik özellikleri; karakteri, içtenliği, zevk*leri anlatılır Ruhsal portrede, varlığı göz ile anlaşılan görsel ayrıntılar bulunmayabilir

"Cana yakın biri olduğu, sıcacık ses tonundan anlaşılırdı" cümlesi ruhsal portre ile ilgili bir ayrıntıdır, bu ayrıntıda gözlem söz konusu değildir

ÖRNEK SORU:

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde betimleme yoktur?

A)Söylenenleri hiç duymuyormuşçasına dalgın,düşünceli bir tavırla işini yapmayı sürdürdü
B)Artık bahar geldi derken birdenbire hava bozmuş;damlar, sokaklar, kırlar, karla örtülmüştü
C)Az konuşan, doğruyu söyleyen, söylediğini tartan bir insandı
D)İçli, çok duygulu bir adamdı, konuşurken hem ağlar hem ağlatırdı
E)Benim gibi babamın da dedemin de çocukluk ve ilk gençlik günleri bu konakta geçmişti(1993/ÖYS)

ÇÖZÜM:
B seçeneğindeki cümlede dış dünya betimlenmiştir A, C ve D'deki cümleler kişi betimlemesi (portre) ile ilgilidir C ve D seçeneklerindeki cümleler özellikle ruh*sal portre ile ilgilidir Bu seçeneklerde yer alan ayrın*tılar görsel değildir A'da görsellik vardır; dalgın ve düşünceli olması görerek fark edilir E seçeneğindeki cümlede betimleme yoktur Betimleme olması için sözü edilen kişilerin ya da konağın niteliklerinin sıra*lanması gerekir(Cevap E)
Sanatsal Betimleme:
1İzlenim kazandırmak amacıyla yazılır
2Değişik duyulara seslenen özel ayrıntılar üzerinde durulur
3Ayrıntılar sübjektif olarak verilir
4Amaç sanat yapmaktır
Örnek metinler:s91-92”İnce Memed” ve “Çarşı”

Açıklayıcı Betimleme:
1Bilgi vermek amacıyla yazılır
2Genel ayrıntılar üzerinde durulur
3 Ayrıntılar objektif (olduğu gibi)olarak verilir
4Amaç sanat yapmak için değil, bir konu hakkında bilgi vermektir
5 Değişik duyulara seslenen özel ayrıntılar üzerinde durulmaz
6Betimlenecek varlığa kişisel duygu ve düşünceler katılmaz
Betimleme Nedir

betimleme: bir ortamı, olayı, varlığı, imgeyi ve kavramı özel niteliklerini canlandıracak biçimde yazı ya da sözle anlatma

Betimleme (tasvir Etme)

Betimleme, varlıkları en belirgin özellikleriyle tanıtma, göz önünde canlandırma işidir Başka bir deyişle, ”varlıkların, sözcüklerle resmini yapmaktır” tır

Kişi, çevresindeki maddi varlıklardan (ev, hayvan, insan, kitap, orman…) ayrı düşünülemez; yani maddi varlıklardan soyutlanamaz Bizi kuşatan, ilişkide olduğumuz varlıklar, üzerimizde türlü izlenimle bırakırlarBu izlenimleri, başkalarına da duyurmak, anlatmak isteriz, beğendiğimiz bir öğretmenimizi, gördüğümüz bir köyü, yeni bir aracı… çevremizdekilere tanıtmak; gereksinimi duyarız İşte, türlü varlıklara özgü izlenimlerimizi çevremizdekilere anlatabilmek için ”betimlemeden” yararlanırız Betimleme; hem konuşmada, hem de yazmada başvurduğumuz bir anlatım biçimidir ”Açıklama”, ”öyküleme” gibi ”betimleme” nin de günlük yaşamımızdaki yeri büyüktür

Betimleme, bir konuşmadaki ya da yazıdaki olayların yerini, kişilerini; olayla ilgili hayvanları, eşyaları, görünümleri… tanıtmak, göz önüne sermek; anlatımı kuruluktan, tekdüzelikten (monotonluktan) kurtarıp canlı, etkili kılmak için başvurulması zorunlu bir anlatım biçimidir Bu işleviyle betilemeden, konuşmada da, yazmada da sık sık yararlanırız Aşağıdaki parçaya bu açıdan bakalım

”Derken kız büyüyüp serpilmiş Aklı başında bir ergen oluvermiş Bele dek saçlar, elâ gözler, yavru balaban bakışlarAğzı oğul balı, yanakjları al kiraz Dudakları lokum, boyu selvi Sanırsın bir peri Yüzü güleç, dili tatlı, iyiliklerin meleği Ama çekememişler komşu kızlar bunu, başlamışlar eğlenmeye, ”oduncunun kızı, işçi kızı” demeye… Asaletin ölçüsüymüş zenginlik o devirlerde”

Betimlemede Gözlemin Önemi

Başarılı betimleme yapabilmek için varlıklara bakmak yani gözlem yapmak gerekir Gözlem; görme, işitme, koklama, dokunma, tatma organlarımızla sağladığımız duyumların tümüdür Duyu organlarımız aracılığıyla varlıkları incelemek, onların, benzerlerinden ayrılan yanlarını seçmek, betimlemenin ilk koşuludur Özdeş varlıkların birbirlerine benzeyen yanları bulunduğu gibi, ayrılan yanları da vardır Sözgelimi, bütün okulların yapısı, bahçesi, derslikleri, öğrencileri, öğretmenleri, hizmetlileri… vardır Ama, hiçbirininki diğerlerine benzemez Bu nedenle, tüm kaygımız, betimleyeceğimiz varlıkların kendilerine özgü, göz alıcı, ilginç yanlarını bulup ortaya çıkarmak olmalıdır


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.