|
|
Konu Araçları |
çevremize, etkileri, etkisi, isı, neler, sıcaklığın |
İsı Ve Sıcaklığın Çevremize Etkisi Nedir? İsı Ve Sıcaklığın Çevremize Etkileri Neler |
09-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İsı Ve Sıcaklığın Çevremize Etkisi Nedir? İsı Ve Sıcaklığın Çevremize Etkileri NelerIsı Ve Sıcaklığın Çevremize Etkisi Nedir? Isı Ve Sıcaklığın Çevremize Etkileri Neler Isı Ve Sıcaklığın Çevremize Etkisi Nedir? Isı Ve Sıcaklığın Çevremize Etkileri Neler ISI YALITIMLI DÜŞÜK ENERJİLİ BİNALAR VE ÇEVRE KİRLİLİĞİNE ETKİLERİ , Bülent YILMAZ Hızlı nüfus artışı ve ekonomik değişim nedeni ile ülke genelinde son 15 yılda özellikle de göç alan bölgelerde yapı gereksinimi ihtiyacı hızla artmıştır Bu durum, doğru ya da yanlış çok katlı modern binaların yaygın olarak uygulanmasına, yapım sistemlerinin değişip gelişmesine ve yapı üretiminin hızlanmasına neden olmuştur Yeni yapım sistemleri ve hızlı yapı üretimi pek çok sorunu da beraberinde getirmiştir Geleneksel anlamda yığma yapım binaların yerini, zamanla karkas yapıların alması ile özellikle düşey taşıyıcı elemanların kesitinin azalması sonucu işlevine uygun konfor koşullarının sağlanması için yapı elemanlarında yalıtımın yapılması zorunlu hale gelmiştir Binanın okul, konut, hastane, spor salonu, vb oluşuna göre, işlevine uygun ısısal konforun koşullarının sağlanması için yapı elemanlarında ısı yalıtımı yapılması gerekli hale gelmiştir Türkiye’ de 1999 verilerine göre enerjinin % 41’ i konutlarda, % 33’ ü sanayide, % 20’ si ulaştırmada, % 5’ i tarımda, % 1’ i de diğer alanlarda tüketilmektedir [1] Binalarda kullanılan enerjinin, toplam enerji tüketimindeki payının büyüklüğü ve bunun önemli bir kısmının da ısıtmada kullanılması, ısı yalıtımının önemini daha da arttırmaktadır Dünyadaki petrol ve kömür gibi yakıtların kullanılmasına bağlı hava kirliliği ve mevcut rezervlerinin gün geçtikçe azalması dikkatleri ısı yalıtımına ve enerjiyi koruma yöntemlerine çevirmiştir Özellikle Türkiye büyüyen enerji ihtiyacını karşılaması için 2001’ de 278 GW olan elektrik enerjisi kapasitesini 2010 yılına kadar 2’ye, 2020 yılına kadar 4’ e katlamak zorunda kalacaktır Bu veriler çerçevesinde ısı yalıtımı yapılmasının önemi açıkça ortadadır Yapılarda ısı yalıtımının amacı, iç ortamı kışın fazla enerji kaybından, yazın enerji kazanımından korumaktır Isı yalıtımı, ısı geçişine karşı yapı elemanına yalıtım malzemesi koyarak elemanın ek direnç kazanmasının sağlamaktır Yapı elemanlarının sahip olması gereken minimum geçirgenlik direnci, yapı elemanlarının konumuna ve Türkiye’ nin iklim bölgelerine göre TS 825’ de ve Isı Yalıtımı Yönetmeliğinde belirtilmiştir 2 ENERJİYİ ETKİN KULLANMANIN TASARIM PARAMETRELERİ Enerji korunumu sürecinde etkili olan parametreler fiziksel çevresel etmenler ve yapma çevreye ilişkin tasarım parametreleri olarak iki ana grupta ele alınabilir [2], [3] Page 3 21 Fiziksel Çevresel Etmenler Bina dışı çevrenin iklimini oluşturan iklim elemanları, güneş ışınım şiddeti, dış hava sıcaklığı, dış hava nemi ve rüzgar, iklimsel konforu etkileyen ve enerji korunumu sürecinde etkili olan fiziksel çevresel etmenler olarak tanımlanabilir Çevresel iklim elemanlarının etkilerine bağlı olarak bir mekanın içerisindeki iklimsel konforun, ek enerji sistemlerine en az gereksinme duyulacak şekilde gerçekleşebilmesi için, tasarımcının denetiminde olan yapma çevreye ilişkin tasarım parametrelerinin uygun değerlere sahip olmaları gerekmektedir Dış çevrede süregelen iklim durumu; hava sıcaklığı, güneş ışınımı, hava nemi ve rüzgar gibi iklim elemanlarının ulaştığı değerlerin bir bileşkesidir Enerji korunumlu bina üretiminin temelini, dış çevrede belirli bir iklim durumunun geçerli olduğu koşullarda, yapı eleman ve bileşenlerinin edilgen ısıtma ve iklimlendirme sisteminin öğeleri olarak tasarlanmaları oluşturmaktadır Dış iklim koşullarının yörelere göre değişim göstermeleri nedeniyle, optimum edilgen ısıtma ve iklimlendirme sistemlerini tanımlayan tasarım parametrelerine ait değerler de değişim göstermektedir 22 Yapma Çevreye İlişkin Tasarım Parametreleri Isıtma ve iklimlendirme enerjisi korunumunda etkili olan tasarım parametreleri konum (yer), bina aralıkları, bina yönlendiriliş durumu, bina formu, bina kabuğu optik ve termofiziksel özellikleri şeklinde sıralanabilir İç ortam koşullarının oluşumundaki dış iklim durumunun etkinlik derecesi söz konusu parametrelere bağlıdır Dolayısıyla iç mekanın iklimsel özellikleri ile yapma ısıtma ve iklimlendirme yüklerinin belirlenmesinde etkilidirler Bundan dolayı, yapma çevreye ilişkin tasarım parametreleri binaların edilgen ısıtma ve iklimlendirme işlevini yüklenmesini olanaklı kılarlar Binaların ve yerleşme birimlerinin enerji etken olarak tasarlanmaları, ancak belirtilen parametreler için önerilecek uygun değerler aracılığıyla gerçekleştirilebilir Bina konumunun seçiminde, yerey parçasının yönü, eğimi ve optik özellikleri nedeniyle örtüsü önemli parametrelerdir Bu parametrelerin uygun seçilmesi durumunda edilgen sistem uygulamalarında etkinliğinin arttırılması ve ayrıca çevreye verilen emisyonların azaltılarak hava kirliliğinin önlenmesi olanaklıdır Binanın yönlendirilmesinde temel ilke güneş kazancının kışın en yüksek, yazın ise en düşük düzeyde olmasını sağlamaktır Bulunduğumuz iklim kuşağında doğu-batı ekseninde yerleşim ile bu koşul sağlanır Kış aylarında bir günde gelen güneş enerjisinin yaklaşık % 90’ı 0900-1500 saatleri arasında geldiğinden, bu zaman aralığında güneş ışınımının bir engel ile karşılaşmadan binaya ulaşması sağlanmalıdır Bu nedenle minimum bina aralıkları, komşu binaların oluşturduğu en uzun gölgeli alan derinliğine eşit veya daha büyük olmalıdır [4] Bina yönlendirilmesinde diğer amaç doğal havalandırmanın sağlanması için hakim rüzgar etkisinden yararlanmaktır Böylece yazın binada depolanan enerjinin etkisi de azaltılabilir Kısacası binalar arası açıklıkların ve peyzajın (bitki, ağaç) güneş enerjisi kazançlarını ve yararlı rüzgar etkilerini engellemeyecek şekilde düzenlenmeleri kaçınılmazdır Yerleşimlerde istenen iç hava hareketinin sağlanabilmesi açısından gerekli olan rüzgar hızı, bina aralıklarına ve peyzaja bağlı olarak değişkenlik gösterir Ağaçlar ve bitki dokusu, estetik kaygıları yanı sıra gürültüyü absorblamaları, tozu tutarak havayı filtre etmeleri, parlamayı azaltmaları nedeni ile fiziksel çevre açısından önem taşırlar [6] Güneş ışınımının ısıtıcı ve rüzgarın serinletici etkisinden yararlanmada yön önemli bir etkendir Yöne göre değişim gösteren dış iklim koşulları, iklimsel konfor Page 4 gereksinmelerine bağlı olarak optimize edilebilirler Bu nedenle binaların yönlendirilişine bağlı olarak, bina kabuğunun dış yüzeyindeki güneş ışınımı yeğinliği ve dolayısıyla kabuğun birim alanından geçen ısı miktarı da değişkenlik gösterir Isı miktarı ve ısının iç mekana aktarılmasının istenilen zaman aralıklarında gerçekleştirilmesi ısıl konfor açısından önemlidir Bu nedenle gereksinimlere göre zaman gecikmesini sağlayan duvar kuruluşları ve duvar malzemelerinin önemi dikkatlerden kaçmamalıdır Önemli bir diğer parametre ise ‘bina formu’ olup, bina biçimi, (plandaki bina uzunluğunun bina derinliğine oranı), bina yüksekliği, çatı türü, eğimi, cephe yüzeyinin eğimi gibi binaya ilişkin geometrik değişkenler aracılığıyla tanımlanabilir Mekanları sınırlayarak dış etkenlerden koruyan bina kabuğu yüzey büyüklüğünün bina hacmine olan oranı (A/V), enerji kayıp ve kazançlarında etkin rol oynar Kompakt yapı tarzı enerji korunumlu bina tasarımında, örneklerde de görüldüğü üzere önemli bir ölçüttür 23 Bina Kabuğu Optik ve Termofiziksel Özellikleri Bina kabuğu, bina içi çevreyi, bina dışı çevreden ayıran, yatay, düşey ve eğimli tüm yapı bileşenlerinin oluşturduğu yapı öğesi olup, enerji korunumu ve iklimsel konforun sağlanmasında tasarımcının kontrolünde olan en önemli değişkendir [11] Edilgen ısıtma ve iklimlendirme işlevi açısından yapı kabuğunun tanımı, yapı kabuğunun güneş ışınımına ilişkin yutuculuk (a) ve geçirgenlik (t) gibi optik ve toplam ısı geçirme katsayısı , zaman gecikmesi (f), sönüm oranı (f) ve saydamlık oranı (x) gibi termofiziksel özellikleri ile yapılmaktadır Bina kabuğu optik ve termofiziksel özellikleri, bina kabuğunun birim alanından, iç ve dış hava sıcaklığı ile güneş ışınımı etkileriyle, kazanılan/yitirilen ısı miktarının belirlenmesinde etkin rol oynar İç çevre iklimsel durumu ile yapma ısıtma ve iklimlendirme yükleri, kabukdan yitirilen/kazanılan toplam ısı miktarına bağlı olarak değişim gösterir Dolayısıyla optik ve termofiziksel özellikler, gerek iç iklim durumunun gerekse yapma ısıtma ve iklimlendirme yüklerinin belirleyicileri konumundadır [7] İç iklimsel konfor durumunun gerçekleştirilmesi sürecinde ‘bina kabuğuna ilişkin optik ve termofiziksel özellikler’ mimarın denetiminde olan değişkenlerdir 231 Optik Özellikler Dış yüzeyin güneş ışınımını yutma oranı arttıkça sistemin ısı kazancı da artar Isıl kazanç açısından en uygun renk siyahtır Koyu renklerin yutma oranları büyük, yansıtma oranları ise küçüktür Açık renklerde ise tersi bir durum söz konusudur Koyu renkle boyanmış yüzeylerden radyasyonla dış ortama ısı kaybı kullanılan boyaların uzun dalga boylu radyasyon yayma özelliklerinin büyük olması nedeniyle fazladır Bu kayıp, güneş ışınımı yutması yüksek ve yayması ise düşük metalik film şeklindeki seçici elemanları duvar dış yüzeyine uygulayarak azaltılabilir Ancak seçici film uygulaması duvarın pürüzsüz bir yüzeye sahip olmasını gerektirir [8] Malzeme dokusunun pürüzlü bir yüzeye sahip olması da yutma özelliğini artırıcı bir etken olarak önem taşır 232 Duvar Yapılarının Termofiziksel Özellikleri Binaların dış kabukları çevre sıcaklığı, güneş ışınımı gibi dış iklimsel koşulların etkisi altındadır Dış iklimsel koşullar gün boyunca sürekli olarak değişim gösterirler Bir hacmin opak duvarının dış yüzeyi güneş ışınımı etkisinde kaldığında mevcut koşullarda yeni bir Page 5 denge oluşana kadar duvar kalınlığı boyunca sıcaklık dağılımında değişiklik gözlenir Denge oluşana kadar geçen süreç zamana bağlıdır Işınım absorbsiyonu başlamadan önce duvar içindeki sıcaklık dağılımı denge koşullarındadır ve doğrusal bir değişim gösterir Sıcaklık dağılımının eğimi ve sınır koşulları, iç hacim ve çevre arasındaki sıcaklık farkı ile duvarın termofiziksel özelliklerine bağlıdır Duvar yüzeyine güneş ışınımı gelince, duvardaki sıcaklık dağılımı yeni denge oluşana kadar doğrusal olmayan farklı aşamalardan geçer Yeni dengeye ulaşıldığında sıcaklık dağılımı tekrar doğrusal bir görünüm kazanır Yeni denge oluştuğunda sıcaklık dağılımı sınır koşulları ve gelen güneş ışınımına bağlıdır İki denge hali arasında gözlenen ara haller güneş ışınımı etkisindeki duvarın geçici rejimdeki ısıl durumunu kapsar [6] Malzeme içerisinde ısının dış yüzeyden iç yüzeye iletilmesinde ısı yayınım katsayısı, ısı depolama kapasitesi gibi etmenler etkili parametrelerdir 24 Isı Yayınım Katsayısı Malzemelerin önemli bir termofiziksel özelliği olan ısı yayınım katsayısı zamana bağlı ısı iletiminin incelenmesinde etken bir parametredir Isı yayınım katsayısı, malzeme içerisinden ısının difüzlenmesinin hangi hızda gerçekleştiğinin göstergesidir ve : α = (İletilen ısı enerjisi/Depolanan enerji) = (k / ρc p )(m 2 s -1 ) (1) şeklinde tanımlanmaktadır Burada (k) ısı iletim katsayısı olup, malzemenin ısı iletim özelliğinin göstergesidir Malzemenin ısıl kapasitesi olarak adlandırılır (ρc p ) terimi, ısı depolama yeteneğinin göstergesidir Isı yayınım katsayısı, iletimle transfer edilen enerjinin malzemenin birim hacminde depolanan enerjiye oranı olarak tanımlanabilir Bir malzemenin ısı iletim katsayısı (k) büyük ve/veya ısıl kapasite (ρc p ) küçük ise ısıl yayınım katsayısı büyük olur Böyle bir malzemede iletimle transfer edilen enerji, depolanan enerjiye göre daha fazladır Buna karşın ısıl yayınım katsayısı küçük olan malzemelerde ise ısının önemli bir bölümü malzeme tarafından yutulur ve küçük bir bölümü de iletimle transfer edilir [9,10] 3 ÇEVRESEL ETKİLER Ülkemiz nihai enerji tüketim sektörlerinin en büyüğü 162 milyon ton eşdeğer petrol tüketimi ile bina sektörüdür Toplam nihai tüketimdeki payı % 38 civarında olan bu sektörde enerji tüketimini % 90’ ı ısınma ve sıcak su amaçlı olarak % 10’ u ise elektrik enerjisi olarak tüketilmektedir Tüketimdeki ağırlığı ve önemli miktarda kömür ve odunun kullanılması nedeniyle çevre kirliliği üzerindeki olumsuz etkisi, bina sektöründe enerji tüketimini azaltmak üzere önlem alınmasını gerektirmektedir Ülkemizdeki eski binaların pek çoğunda enerji tasarrufu için yeterli önlemler alınmamıştır Dolayısıyla sadece çatı yalıtımı, çift cam ve sızma kayıplarının azaltılması önlemleri ile sağlanabilecek önemli boyutta enerji tasarrufu potansiyeli mevcuttur Binalarımız Avrupa ülkelerinin eşdeğer sıcaklıklardaki bölgelerinde uygulanan standartlar da inşa edilebilseydi ısınma amacıyla tüketilen enerjide yarı yarıya varan azalma sağlanabilecek çevreye verilen zarar önlenebilecektir Yine de bu kaybın bir miktarının, ilave çatı yalıtımı, çift cam uygulanmamış binalara çift cam ilavesi ve sızma Page 6 kayıplarının azaltılması önlemleri ile geri kazanılması mümkündür Gelişmiş ülkelerin ısınma amaçlı spesifik enerji tüketimleri düşük olmasına rağmen daha düşük enerji tüketimleri hedefleyen çalışmalar devam etmektedir Bu bağlamda ülkemizde de TS 825’ in revizyonu için 1995 yılında TSE tarafından bir çalışma grubu oluşturulmuştur Yeni standartla ,eski standart olduğu gibi hem konutlarda hem de ticari binalarda dış duvarlar, pencereler, tavan ve taban için ısı kayıpları ile ilgili olarak ayrı ayrı ısı iletim katsayıları belirlenmiş, aynı zamanda bina zarfında olacak yıllık kayıplarda sınıflandırılmıştır Bu sınırlama yaklaşık 100-120 kWh/m 2 ‘dir Böylece bina enerji tasarrufunda ilk adım olarak iyi ve etkin bir yönetmelik çalışması başlatılmıştır [7] Yalıtım iyileştirmelerinin sağlayacağı tasarruf potansiyellerinin yanı sıra mevcut tüm binaların soba ve kalorifer gibi ısıtma sistemlerinde iyi işletme ve verimli ısıtma sistemlerinde iyi işletme ve verimli ısıtma sistemlerinin kullanılmasından gelebilecek tasarruf potansiyelleri ve ayrıca verimli elektrikli cihazlarının ve aydınlatma sistemlerinin kullanılmasının getireceği potansiyeller göz önüne alınırsa ülkemizde bina sektöründe geri kazanabilecek tasarruf potansiyeli toplam 47milyon TEP’ i bulmaktadır Yukarıda bahsedilen önlemler Avrupa ülkelerinde olduğu gibi bir program çerçevesinde (bilinçlendirme, teşvik, bina etütleri ve hedef belirlenmesi gibi) ele alındığında, yaklaşık 11 Milyar dolar karşılığında 47 milyon TEP enerji tasarrufu sağlanabilecek ve en önemlisi de çevre korunmuş olacaktır [2] 4 DENEYSEL ÇALIŞMA Dış ortam koşullarında duvar kuruluşlarının ısıl davranışlarının incelendiği deney düzeneği, iç ortam özelliklerinin incelendiği hacim, örnek duvar kuruluşu, ölçüm sistemi ve veri toplayıcısından (datalogger) oluşmaktadır (Şekil 1) Şekil 1 Deney Sisteminin Şematik Görünüşü Deney sisteminde iç ortam ısıl özelliklerinin incelendiği ve yaşam mekanını örnekleyen 11 m x 12 m x 12 m boyutlarındaki ünite, örnek duvar kuruluşunun bir yüzüne yerleştirilmiştir Bu ünitenin tüm yüzeyleri yalıtılmış olup deneyler süresince iç ortam sıcaklığı (T iç ) ve dış ortam sıcaklığı (T dış ) sürekli olarak kaydedilmiştir Örnek duvar kuruluşunun toplam kalınlığı 24 cm (iç sıva 2 cm, tuğla 19 cm, dış sıva 3 cm) olup, yüzey alanı 10 m x 10 m’ dir Düşey boşluklu tuğladan oluşan duvarın yan yüzeyleri yalıtılarak, duvardan bir boyutlu ısı geçiş koşulları oluşturulmuştur Bir yüzeyi iç ortamla temas eden duvarın diğer yüzeyi ise dış ortam koşulları etkisinde bırakılmıştır Çalışmada duvarın iç ve dış yüzey sıcaklıkları ile sıva-tuğla ara yüzey Page 7 sıcaklıkları ve ışınım şiddeti , gün boyunca ölçülmüştür 70 milisaniyede alınan ölçümler 2 dakikalık ortalamalar olarak veri toplayıcısına (datalogger) kaydedilmiştir Yatay yüzeye gelen güneş ışınım şiddeti CM-11 tipi Kipp-Zonen piranometre ile ölçülmüştür Piranometre özellikleri Tablo 1’de verilmiştir Tablo 1 Piranometre Özellikleri Duyarlılık 4 – 6 µV / Wm 2 Empedans 700 – 1500 ohm Tepki süresi < 5s (1/e), 24 saniye sonra değerinin % 99’ u Spektral aralık 300 – 2800 nm Güneş ışınımı, dış ortam sıcaklığı gibi iklimsel özellikler gün boyunca periyodik bir değişim gösterirler Zamana bağlı bu süreç etkisindeki duvarın ısıl davranışlarının benzerlik göstermesi amacıyla deneyler dört gün süresince yapılmıştır Bu sürenin ilk üç günü sistemin dengeye gelmesi için kullanılmış olup, son güne ait elde edilmiş olan 24 saatlik veriler değerlendirilmiştir 4 TARTIŞMA VE SONUÇLAR Dış ortam koşullarında gerçekleştirilen bu çalışma 18-21 Temmuz 2003 tarihleri arasında Antalya’ da yapılmıştır İlk üç gün duvarın ısıl dengeye gelmesi için kullanılmıştır 21 Temmuz 2003 günü alınan ölçümler değerlendirilmiştir Deney gününe ait dış ortam sıcaklığı, duvar yüzeyine gelen güneş ışınım şiddeti ve iç ortamı modelleyen hacmin sıcaklığının saatlik değişimi Şekil 2’ te görülmektedir Deneysel çalışma sırasında ölçülen duvar dış ve iç yüzey sıcaklıklarının saatlik değişimleri Şekil 6’ da verilmiştir Duvar dış yüzeyinde ölçülen en yüksek sıcaklık 4588 °C, en düşük sıcaklık ise 2488 °C olarak alınmıştır Duvar iç yüzeyinde en yüksek sıcaklık 3872 °C, en düşük sıcaklık ise 2775 °C olarak ölçülmüştür En yüksek sıcaklığa duvar dış yüzeyinde saat 1440’ da, duvar iç yüzeyinde ise 1928’de ulaşılmıştır Bu veriler değerlendirildiğinde zaman gecikmesi 428 saat olarak elde edilmiştir Sönüm oranı ise 052 olarak hesaplanmıştır Şekil 2 Deneyler Süresince İklimsel Koşulların Değişimi Page 8 Şekil 3 Duvar İç ve Dış Yüzey Sıcaklıklarının Günlük Değişimi Şekil 3’ de (İY) iç sıva yüzey, (TU+IS) iç sıva ve tuğla ara yüzey, (DS+TU) tuğla ve dış sıva ara yüzey, (DY) ise dış sıva yüzey sıcaklıklarını göstermektedir Gün boyunca ölçülen en yüksek ve en düşük sıcaklıkların farkı, dış sıva yüzeyinde 21 °C, dış sıva tuğla ara yüzeyinde 1912 °C, iç sıva tuğla ara yüzeyinde 11 °C, iç sıva yüzeyinde 1097 °C olarak bulunmuştur İklim bölgelerine uygun duvar yapılarının belirlenmesinde etken olan zaman gecikmesi ve sönüm oranı parametreleri malzemelerin termofiziksel özelliklerinden etkilenmektedir Isı depolama özelliği yüksek olan elemanlardan oluşan duvarlarda zaman gecikmesi de yüksek olurken sönüm oranı ise düşmektedir Bu tip duvarlarda ısı kaybı da daha az olmaktadır Ancak ısı iletim katsayısının büyük olması hem ısı depolama kapasitesini hem de ısı yayınım katsayısını arttırmaktadır Bu nedenle mekanların kullanım amaçlarına uygun olarak farklı malzemelerin birlikte kullanımı gerekmektedir Mekanların sürekli kullanımı ve soğuk iklim söz konusu ise dış duvar kuruluşlarında içte ısı depolama özelliği yüksek masif kütle, dışta ise ısı iletkenlik değeri düşük malzemelerden oluşan çok tabakalı duvar kuruluşlarının seçimi uygundur Buna karşın mekanların belirli zamanlarda kullanımı söz konusu ise özellikle ısıtma dönemlerinde duvar kuruluşlarında yalıtım iç bölgede yer almalıdır Sıcak iklim bölgelerinde ise ısıl konforun sağlanmasında soğutma önem kazanmaktadır Masif kütlenin ısı depolaması gerekli değildir Aşırı ısınmanın önlenmesi için dış duvar malzemesinin yoğunluk ve yüzey renginin seçimi önem kazanmaktadır Sonuçlar üzerine dış iklimsel koşulların etkisi önemlidir Düşük enerjili bina tasarımı ve çevreye verilen emisyonların azaltılması için deneysel sonuçlardan yararlanarak farklı iklim bölgeleri için en uygun duvar kuruluşları belirlenmelidir KAYNAKÇA [1] Ş Dilmaç, N Eğrican, 1994, “Binalarda Isı Konforu Amaçlı Enerji Tüketimi Üzerine Malzeme Seçiminin Etkisi”, Energy with All Aspects in 21 st Century Symposium, Bildiri Kitapçığı, İstanbul, 674-682 Page 9 [2] MO Bayazıt, 1997, Enerji Korunumu, İklimsel Konfor ve İnşaat Maliyetler Açısından Uygun Bina Kabuğunun Seçilmesi, Yüksek Lisan Tezi, İTÜ-Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul [3] T Göksal,, 2000, Güneş ve Mimari Bağlamında Enerji Korunumlu Cephe Kuruluşlarında Isıl Davranışların Deneysel Araştırılması, Proje No 980 207, Anadolu Üniversitesi, Eskişehir [4] E Mazria, 1979, The Passive Solar Energy Book, Rodale Press, USA [5] G Utkutuğ, 1996, Yüksek Lisans Proğ, Ders Notları, Gazi Üniversitesi, Ankara [6] G Athanassouli, 1988, “A Model to the Thermal Transient State of an Opaque Wall due to Solar Radiation Absorption” Solar Energy Vol 41, No1, pp 71-80 [7] N Eğrican, H Onbaşıoğlu, 1993, “Sinüzoidal Dış Etkiye Maruz Homojen Bir Duvarın Isıl Analizi”, Isı Bilimi ve Tekniği Dergisi, Cilt 16, No2, 13-22 [8] B Givoni, 1991, “Characteristics, Design Implications, and Applicability of Passive Solar Heating Systems for Buildings” Solar Energy Vol 47, No 6, pp 425-435 [9] Y A Çengel, 1998, Heat Transfer, A Practical Approach, WCB/McGraw-Hill, New York [10] FC Zürcher, 1998, “ Bauphysik-Bau und Energie, Leitfaden für Planung und Praxis, BG, Teubner, Stuttgart |
|