Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Genel Bilgiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
gerçekçi, nelerdir, toplumcu, özellikleri, şiir

Toplumcu Gerçekçi Şiir Özellikleri Nedir? Gerçekçi Şiir Özellikleri Nelerdir?

Eski 09-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Toplumcu Gerçekçi Şiir Özellikleri Nedir? Gerçekçi Şiir Özellikleri Nelerdir?



Toplumcu Gerçekçi Şiir Özellikleri Nedir? Gerçekçi Şiir Özellikleri Nelerdir?
Toplumcu Gerçekçi Şiir Özellikleri Nedir? Gerçekçi Şiir Özellikleri Nelerdir?

TOPLUMCU – GERÇEKÇİLER
“ Toplumcu Gerçekçi Edebiyat ” tabiri çoğunlukla metaryalist dünya görüşünün üzerinde temellendirilmiş daha sonra bu edebi hareketin ideolojik arka planı Markstik ideolojiyle şekillenmiştir Ancak dönüşüm gerçekleşene kadar toplumcu – gerçekçi bir çok sanatkarın şiire Kemalist ideolojinin belirlediği “ Halkçılık ” ve “ Köylücülük ” kavramları ve daha sonra buna eklenen “ Hümanist ” düşünce çerçevesinde baktığını söyleyebiliriz
Bu edebi anlayışın eksinini, sanatın ana konusu olarak ele alınan “ İnsan, toplum ve onun üretim ilişkileri ” oluşturur Sanatı her türlü dinsel ve törensel bağdan kopararak, bireysel varoluş biçimi olarak algılanır
Beşir Fuat, Hoca Tahsin Efendi, Abdullah Cevdet, Nazım Hikmet ve Ercüment Behzat Lav gibi isimleri bu edebi anlayışın öncüleri olarak sayabiliriz Bu isimlere 1940’lara doğru Şevket Süreyya ve Vedat Nedim Tör gibi isimleri ekleyebiliriz

TOPLUMCU-GERÇEKÇİ ÇİZGİ VE NAZIM HİKMET’İN DÜŞÜNCELERİ
Nâzım Hikmet: Toplumcu-gerçekçi çizgi
Cumhuriyet sonrası Türk şiirinde asıl yenilik Nazım Hikmet’le gelir Sağlıklı, biçim ve özde devrim yapan bir yeniliktir bu **çüyü atan Nazım Hikmet’tir, özü biçimin bağlarından kurtaran da İlk iki kitabıyla (835 Satır, Jakond ile Si-Ya-U, 1929) "şairane"ye karxı çıkmış, dizeci anlayışı yıkmıştır Ama gelenekten de kopmaz Çünkü ona göre asıl önemli olan öz’dür Biçim öze uydurulmalı, özü bir kat daha belirgin kılmalıdır Üstelik onun şiiriyle gelen öz bir ideolojiye dayanmakta, siyasal bir tutumu içermektedir Toplumcu gerçekçi (realisme social) sanat anlayışını bilinçli olarak benimsemekle kalmamış, bu alanda en yetkin örnekleri vererek hem kendisinden sonra gelen kuşağı, hem de 1960 sonrası Türk şiirini etkilemiştir Türk yazını onunla toplumcu gerçekçi çizgiye girmiştir
Biçim açısından bakıldığında, serbest nazım, serbest şiir, özgür koşuk adlarıyla nitelenen ve şiirden ölçü, uyak gibi bağları atan bir akımın başlatıcısıdır Nazım Hikmet Ondan önce de bu yolda denemeler yapılmış, özellikle Tevfik Fikret serbest müstezadı alabildiğine geliştirerek şiiri düzyazıya yaklaştırmış, Ahmet Haşim dizeyi kırarak serbest söyleyişe ulaşmak istemiştir, ama böylesi denemeler aruz kalıplarıyla oynayarak gerçekleştirilmiştir Başlangıçta Milli Edebiyat akımı etkisinde heceyle şiirler yazan Nazım Hikmet ise Anadolu’ya gidişiyle (1921) başlayan ve Moskova’daki öğrenim yıllarında ilkeleri belirginleşen yeni bir şiir anlayışıyla, ölçüsüzlüğü (vezinsizliği) düşünemeyen Türk şiirini kökten değiştirir Moskova’dayken tanıdığı gelecekçilik (futurisme), kuruculuk (constructivisme) akımlarından etkilenerek yazdığı şiirlerinde ölçüyü atmakla birlikte uyağı boşlamaz Ama bu, alışılmışın dışında, geleneğin, divan şiirinin birikimlerinden yararlanan yeni bir uyak anlayışıdır Türkiye’ye dönüşünde Aydınlık dergisinde yayımladığı (1923-1925) yeni şiirleri, bu nedenle en çok yapıları açısından yankı uyandırır
Doğaldır bu Çünkü "sanat toplum içindir" tezini savunan Tanzimat ozanlarından sonra Türk şiirinin ana sorunsalı hep biçim düzeyinde çözülmeye çalışılmıştır Yenilik olarak hep yeni söyleyişler ardında koşulmuş, yeni biçimler aranmıştır Kuşkusuz bunda en büyük etken, Cumhuriyet’e dek dil sorununun gündemde olmasıdır Nitekim yukarda özetlendiği gibi, Milli Edebiyat akımı da dil konusunun yeni bir yaklaşımla ele alınması girişimiyle başlatılmıştır Nazım Hikmet’in şiirleri yayımlandığında dil sorunu çözümlenmiş, Milli Edebiyat akımı dışındaki ozanlar da yalın bir dil kullanma gereğini duyar olmuşlardır; ama bu soruna bağlı olarak gelişen aruz-hece tartışması, Hececilerin utkusuyla sonuçlanmış görünse de, birinden birinin kesin yengisiyle çözümlenebilmiş değildir Daha doğrusu, gizli bir uzlaşma, ideolojik uzlaşmanın yazına yansıması söz konusudur İşte Nazım Hikmet’in her iki ölçüyü de atan şiirleri böylesi bir ortamdan yayımlanınca biçimde devrim olarak görülür Oysa asıl devrim özdedir
Bu konuda şunları söyler Nazım Hikmet: "Şiir kafiyeli de kafiyesiz de, vezinli de vezinsiz de, bol resimli, hiç resimsiz de, bağırarak da fısıldayarak da yazılabilir, yeter ki yazılacak şey olsun ve bu yazılacak şey en uygun şeklini - bazan belirli bir tarihi merhaleye göre en uygun şeklini - en ustaca bulmuş olsun Şahsen kendimse, şekli öylesine öze uydurmak istiyorum ki, şekil, özü bir kat daha belirtsin, ama kendisi, yani şekil belli olmasın" (Ekber Babayef’le konuşmasından) "Şiirlerimde genellikle topyekün belirli bir ölçü ve şekil yoktur Fakat ölçü ve şekil var Hem melodi, hem armoni Hem kafiye, hem kafiyesizlik, hem mısra-i berceste, hem kül Yani realiteyi ve realite içindeki faal insanı iç ve dış aleminde yansıtması gereken şiire en uygun dinamik şekil ve ölçüler Daha yüksek bir ölçü ve şekle, hareket ve değişme halindeki çerçevelere ulaşmak istiyorum () Ben kendi toplumsal sınıf çevreme karşıt ve çelişmeli değilim Bundan ötürü de sanat için değildir diyorum Şiirde bileşik, diyalektik gerçekçiliğe ulaşmak istiyorum" (Her Ay, Nisan 1937)
Nitekim şiirsel eyleminde biçimle ilgili tartışmalara girmez Nazım Hikmet Öze uygun biçimi bulmaktır amacı Bunun için yalnız Türk yazınının değil, tanıdığı bütün yazınların geleneklerine açıktır Hepsinden yararlanabilir Çünkü ona göre, "Her sanatkar ömrünün sonuna kadar arayacaktır Bu arama seyrinde her konkre öze en uygun şekli bulmaya, kendi kendini tekrarlamamaya, şahsiyetini muhafaza etmekle beraber taklit etmemeye çalışacaktır Hiçbir değişmez, mutlak sanat kaidesi tanımayacaktır" (Babayef’le konuşma) Bu ise biçimin öze bağlı olarak sürekli değişmesi, bir değişkenlik içinde olmasıdır Değişmeyen sanata yüklediği işlevdir İşlevi belirleyen de toplumcu dünya görüştü
Nazım Hikmet’in toplumcu yazının gelişmesi yolundaki eylemi, asıl 1929’da, Resimli Ay’da çalıştığı yıllarda yoğunlaşacak, egemen sanat anlayışlarına karşı gerçek kavga, yalnız şiirde değil, bütün yazın dallarında bu dönemde başlatılacaktır Asım Bezirci bu gelişimi şöyle özetler:
"1928’de Takrir-i Sükun Kanunu yürürlükten kalkınca, baskı da hafiflemeye başlar Bundan yararlanarak, toplumcu yazarlar Sabiha Zekeriya’nın 1 Şubat 1924’ten beri çıkarmakta olduğu Resimli Ay dergisi çevresinde toplanmaya çalışırlar 1928’den sonra Vala Nurettin, Suat Derviş, Sadri Ertem Resimli Ay’da yazarlar Almanya’dan gelen Sabahattin Ali ile Rusya’dan dönen Nazım Hikmet de onlara katılırlar Resimli Ay, 15 Ocak 1931 tarihinde kapanıncaya değin toplumcu bir edebiyatın kurulup yayılmasına hizmet eder

Alıntı Yaparak Cevapla

Toplumcu Gerçekçi Şiir Özellikleri Nedir? Gerçekçi Şiir Özellikleri Nelerdir?

Eski 09-11-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Toplumcu Gerçekçi Şiir Özellikleri Nedir? Gerçekçi Şiir Özellikleri Nelerdir?



Toplumcu Şiir; Halkı anlatan, halkın sorunlarını anlatandır Özellikle Nazım Hikmet başarılı bir şekilde ortaya koymuşturDiğeri ise Rıfat Ilgaz
Edebi zevki devam ettiriyorlar, hem de bireyciliğin tuzağına düşmüyorlar
Örneğin sayfa 57 de İÇİMİZDEN BİRİ adlı şiir toplumsal bir şiir çobanın hayatını anlatıyor çobanın askere gittiğini fakat tanınmadığını sırtına bir bazlama(ekmek) bağlayarak, davulsuz zurnasız askere gönderildiğini fakat ağanın oğlunun şanlı bir düğünle davullu zurnalı askere gittiğini söyliüyor

Yirminci yüzyılın başlarında, neredeyse tüm dünyada eşzamanlı olarak gelişen siyasal ve toplumsal hareketlere bağlı olarak yeni bir edebiyat akımı doğdu Toplumsal gerçekçilik ya da sosyalist gerçekçilik adı verilen bu akım; şiirden, edebiyatın ve sanatın her alanına kadar geniş bir yelpazede etkisini gösterdi Emekçilerin sorunlarını, emek-sermaye çelişkisini ve yaşamsal kaygılarını konu alan bu akım, “toplum için sanat” görüşünü temsil ediyordu Bu akım için, bir bakıma sosyolojik karakterli bir edebiyat akımı dersek, yanılmayız

Ana ilkeleri, 1934 yılındaki Sovyet Yazarlar Birliği’nin birinci kongresinde saptanan toplumsal gerçekçilik akımı, gerçekçiliğin Marksist yorumuyla gelişen bir sanat akımı oldu Sanatın her alanında, “ne olduğundan çok, nasıl olması gerektiği sorusuna” yanıt arayan bu akım, Cumhuriyetin ilk yıllarında Türk edebiyat literatürüne girdi Türkiye’nin toplumsal yapısını ve edebi sorunlarını ele alan toplumsal gerçekçiler, o dönemin Aydınlık dergisi etrafında bir araya geldiler

Çeşitli ülkelerde farklı görünümler kazanan bu akım, Türkiye’de de başlangıçta sadece belli konulara bağlıymış gibi algılandı, öyle göründü (Yoksulluk, kapitalizm eleştirisi, emek sömürüsü gibi) Ardından, siyaset ve edebiyatın görev alanlarının yeniden netlik kazanmasıyla, bu akıma olan bakış açısı da farklı bir boyut kazandı Toplumsal gerçekçilik, ülkemizde bu akımın en güçlü sesi olan Nazım Hikmet ile başladı Zamanla Rıfat Ilgaz, Enver Gökçe, Arif Damar, Attila İlhan, Ahmet Arif, Şükran Kurdakul gibi sanatçıların da eklenmesiyle, başlangıç döneminde önemli eserler verildi 1950’li yıllara gelindiğinde ise Hasan Hüseyin, Ceyhun Atuf Kansu, Talip Apaydın, Mehmet Başaran gibi şairler, toplumcu gerçekçilik saflarında yer aldılar

1940’lı yıllar, Türk şiirinin güçlendiği yıllar olarak geçti edebiyat tarihine Toplumsal gerçekçilik akımının da etkisiyle önemli kazanımlar elde edildi ardı ardına Önce hece kaldırıldı şiirden Özellikle Ahmet Kutsi Tecer, halk şiiri geleneğini yeniden canlandırmaya çalıştı Şiirde Nazım etkisine karşın, Garip akımı doğdu Orhan Veli ve arkadaşlarının etkisiyle gelişen bu akım ile de şiirde ölçü, uyak ve şairanelik silinmeye çalışıldı Ardından İkinci Yeni dönemi başlayacaktı Cemal Süreyya ve Edip Cansever’in öncülük ettiği bu akım da Garip akımının tam tersi bir kadrajdan baktı şiire Somuta karşı soyut, şiirde rahatlık yerine zorlama… Bu akımda önemli olan, önce biçimdi Siyasal nedenlerden ötürü basılması yasak olan Nazım şiirlerinin, 1965 yılından sonra yeniden basılmasıyla birlikte ise toplumcu şiir yeniden kendini bulacaktı

Alıntı Yaparak Cevapla

Toplumcu Gerçekçi Şiir Özellikleri Nedir? Gerçekçi Şiir Özellikleri Nelerdir?

Eski 09-11-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Toplumcu Gerçekçi Şiir Özellikleri Nedir? Gerçekçi Şiir Özellikleri Nelerdir?



saf şiirin özellikleri:
* kaynağı yabancıdır
* anlam kapalılığı vardır
* ideoloji yoktur
* soyut anlamlıdır
* iç ahenk önemlidir
* şekil güzelliği önemldiir
* estetik bir haz uyandırması gereklidir
* ahenk ve musiki ön plandadır
* eşyaya yeni anlamlar kazandırma
* temalar soyuttur örn: ruh bireysellik melankoli mitler rüya
* şairleri: ahmet haşim, yahya kemal, cahit sıtkı tarancı, ahmet hamdi tanpınar, ahmet muhip dıranas

Toplumcu Şiir Özellikleri:
* Çıkarcı, pragmatist (faydacı) şiirdir
* İdeoloji vardır
* Şairler içinde bulunduğu toplumun sorunlarıyla ilgilenir
* Bireysellik yoktur Kollektiflik vardır
* Dilin işlev görevinden yararlanılmaktadır (söylev özelliği)
* Biçimden çok içerik önemli
* Ölçüsüz ve kafiyesiz şiirler yazıldı
* Gelecekçilik akımından (fütirizm) yararlanılmıştır
* Cesaret, isyan konuları işlenmiştir
* Edebiyatın kavgacı ve hareketli olmasını istiyorlar

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.