Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Genel Bilgiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bileşimi, görevi, insan, kanın, kanının, nelerden, oluşur, vücudundaki

İnsan Vücudundaki Kanın Görevi Nedir? İnsan Kanının Bileşimi Nelerden Oluşur?

Eski 09-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İnsan Vücudundaki Kanın Görevi Nedir? İnsan Kanının Bileşimi Nelerden Oluşur?



İnsan Vücudundaki Kanın Görevi Nedir? İnsan kanının bileşimi Nelerden Oluşur?
İnsan Vücudundaki Kanın Görevi Nedir? İnsan kanının bileşimi Nelerden Oluşur?

Kan;

Kan,atardamar, toplardamar ve kılcal damarlardan oluşan damar ağının içinde dolaşan; akıcı plazma ve hücrelerden (alyuvar, akyuvar ve kan pulcukları) meydana gelmiş kırmızı renkli hayati bir sıvıdır Kan ile ilgili tıbbi terimler genellikle hemo ve hemoto sözcükleri ile başlar Bu sözcükler eski Yunanca'da kan sözcüğünü karşılayan haimadan türetilmiştirKolloit bir madde olup homojen görünse bile,heterojen bir karışımdır
Kanın ana işlevi besin maddelerinin (oksijen, glikoz) ve
yapısal elemanların sağlanması ve atık maddelerin
(karbondioksit, laktik asit vs) atılmasının sağlanmasıdır
Her bedende 31 ile 52 litre arası kan bulunur Bu miktar ortalama vücut ağırlığının %7-8'ini oluşturur Kanın yarısı, sıvı olan bölümden yani plazmadan gelir Diğer yarısı ise kanın içinde çeşitli görevler üstlenmiş olan hücreler veya moleküllerdir Kandaki hücreler, vücuttaki kan miktarının yarısını oluşturmalarına rağmen, yan yana dizildikleri takdirde 96500 km'lik bir çizgi oluşturabilecek kadar fazladırlar Bu, dünyanın çevresini iki kez dolaşmaya yeterli bir uzunluktur
Eğer kanın pıhtılaşmasına izin verilirse, tüpün üstünde kalan sıvıya serum denir Serumda fibrinojen ve pıhtılaşma ile ilgili diğer proteinler, pıhtılaşmada kullanıldığı için yoktur Diger bir deyişle plazma, fibrinojen ve serumdan oluşur
Kanın en önemli görevi kalpten dokulara metabolik hadiseler için gerekli oksijeni taşımaktır Bazı ufak ve basit yapılı canlılarda kanın yapısı deniz suyuna çok benzer Bu canlıların vücut parçalarının gerek duyduğu oksijen bu sıvıda çözünmüş olarak taşınır Daha karmaşık yapılı canlılarda dokuların oksijen ihtiyacı çok fazla olup, çözünmüş halde taşınan oksijen yeterli olamaz Bunlarda “solunum pigmentleri” denilen renkli maddeler oksijeni bağlayarak dokulara taşırlar Bu pigmentlerin (boya maddelerinin) kanda yaygın halde bulunmaları kanı kıvamlı ve akışkanlığı az bir hale getireceğinden insan ve diğer memelilerde pigment taşıyıcı özel hücreler vardır
İnsanlarda kan, birçok canlı hücrenin bulunduğu karmaşık bir ortamdır Her vücut kilosunda 70 mililitre kan bulunduğu kabul edilir Bu hesaba göre 70 kg'lık normal bir erişkinde yaklaşık 5000 ml (5 litre) kan bulunur
Kan, kalbin pompa vazifesi yaptığı bir kapalı sistemde dolaşır Bu sistem kalp ile dokular arasında ve kalp ile akciğer arasında olmak üzere iki bölümdür Bunlardan birincisine “büyük dolaşım sistemi”, ikincisine de “küçük dolaşım sistemi” denilir Toplardamarlardan gelen kan kalbin sağ kulakçığına dökülür Buradan sağ karıncığa geçen kan, kalbin kasılmasıyla akciğere yollanır Akciğerde temizlenen kan, kalbin sol kulakçığına gelir, buradan da karıncığa geçtikten sonra vücuda pompalanır Kan kılcal damarlardan geçerken oksijenini bırakır ve karbondioksit alır
Dokuların oksijen ihtiyacını karşılamak ve artıkları almaktan başka kanın birçok önemli görevi daha vardır Besin maddelerini taşır Vitaminler, enzimler ve hormonların gitmeleri gereken yerlere ulaşmalarını sağlar Kan aynı zamanda, enfeksiyonlara karşı vücudun savunmasında önemli bir role sahiptir Bir iltihabi olaya karşı savaşırken, bir takım kan hücereleri direkt mikrobu tahribe çalışır, diğer bazıları antikor yaparak mikrobu tesirsizleştirir
Kanın bir diğer önemli vazifesi de, iç dengeyi sağlamaktır “Hemeostazis” adı verilen bu dengedeki en ufak değişiklik vücut için tehlikeli durumlar ortaya çıkarır Vücut sıcaklığını ayarlamada önemli rol oynayan kan, metabolizması hızlı organlardan aldığı ısıyı, yüzeydeki damarlardan geçerken verir Ayrıca kan ihtiva ettiği maddelerle vücudun sıvı-elektrolit dengesini de sağlar

İnsan kanının bileşimi

Bir sıvı topluluğu gibi göründüğü halde, kan aynı zamanda bir vücut dokusudur Bu vücut dokusunun ara maddesini diğer dokulardan farklı olarak bir sıvı meydana getirir Plazma kanın % 55'ini teşkil eder Kalan kısmı ise alyuvarlar, akyuvarlar ve pıhtılaşmada rol oynayan trombositlerden meydana gelmiştir
Kan hücreleri kolaylıkla plazmadan ayrılabilir denilen cihazlarla yüksek süratle döndürme sağlanarak, kan hücreleri dibe çöktürülüp, plazmadan ayrılır Kanın vizkozitesi (penisi) sudan 5-8 defa daha fazladır
Her gün kanın belli kısmı yenilenir Yaklaşık % 1 kadar kırmızı kan hücresi ölürken, yerlerine aynı miktar genç hücre kemik iliğinden kana verilir Plazma miktarı da en ufak bir değişiklikte hemen dengelenir Bir kan kaybı durumunda vücut denge mekanizmaları ile hemen hacmi sabit tutmaya çalışır Önce dokulardan kana sıvı geçişi olur Daha sonra hızla genç alyuvarlar kana verilmeye başlanır Büyük miktarlarda kanın kaybedildiği durumlarda şok ortaya çıkar Kaybolan kan yerine konmazsa şok durumu atlatılamaz
Plazma: Kan plazması, % 91 su, % 8 organik maddeler ve % 1 inorganik maddelerden müteşekkildir Organik bileşenlerin tamamına yakını, proteindir ve plazma için proteinlerin suda çözünmesiyle meydana gelir denir Plazmanın üç temel proteini albumin, globulin ve fibrinojendir 100 mililitre plazmada 4,5 gr albumin, 2,5 gr globulin ve 0,3 gr fibrinojen bulunur
Albumin: Proteinlerin en küçük moleküllü olanlarından biridir Kanın osmotik basıncının dörtte üçünü albumin sağlar Osmotik basınç sayesinde kan-plazma oranı korunur Albumin karaciğerde yapılır Karaciğer bozukluğu olanlarda hipoalbuminemi denilen plazma albumin seviyesi düşüklüğü ortaya çıkar
Globulin: Plazma globulinleri birçok değişik türdedir Elektroforez metoduyla globulinler alfa, beta ve gamma parçalarına ayrılabilir Alfa ve beta globulinler çeşitli proteinleri bağlayarak, çeşitli yerlere taşırlar Gama globulinlerden ise hastalıklarda bağışıklık sağlayan savunma maddeleri yapılır
Fibrinojen: Kan pıhtılaşma mekanizmasının en son basamağını yapan proteindir Fibrinojen molekülleri fibrin liflerine dönerek katılaşırlar ve pıhtılaşma hasıl olur
Proteinlerden başka plazmada alınan gıdaların metabolizma ürünleri olan ürik asit, kreatinin, amino asitler gibi bir takım organik moleküller de bulunur Diğer organik maddeler ise glikoz, yağlar ve kolesteroldür
Plazmanın başlıca inorganik bileşenleri elektrolitlerdir Bunlar sodyum (Na+), klor (Cl-), kalsiyum (Ca++), fosfat (PO4)-3, sulfat (SO4)-2 ve mağnezyum (Mg++)dur
Alyuvarlar: Kırmızı kan hücreleri kanın hücre kısmının tamamına yakınını meydana getirirler Kanın her milimetre kübünde yaklaşık beş milyon alyuvar bulunur Mikroskopta bakıldığında alyuvarlar, ortası çökük tavla pulu şeklinde görülür Ortalama çapları 7,5 mikron olup, merkezdeki kalınlıkları bir mikrondur (Bkz Alyuvarlar)
Hemoglobin: Her kırmızı kan hücresinde oksijen bağlama yeteneğindeki bir proteinli boya (pigment) olan hemoglobin bulunur Oksijenle dolu olan hemoglobine “oksihemoglobin” denir Bu, kana parlak kırmızı rengini verir Dokulara oksijen getirdikten sonra bir miktar karbondioksiti alarak akciğerlere getirir Buna da “karbaminohemoglobin” denir (Bkz Hemoglobin)
Akyuvarlar: Alyuvarlardan ayrı olarak tam hücre özelliği gösterirler Bir çekirdekleri ve diğer hücre organelleri vardır 10-20 mikron çaplarıyla da alyuvarlardan daha büyüktür Hareketleri amipsi şekildedir Bir milimetreküp kanda yaklaşık 7000 kadar akyuvar bulunur Beyaz hücreler ailesinin en önemli fertleri “granülositler” (parçalı nüveliler), “lenfositler” ve “monositler”dir Akyuvarların % 60-70'ini granülositler, % 30-45'ini lenfositler % 10'dan az kısmını da monositler teşkil eder Granülositler de aralarında “nötrofil”, “bazofil” ve “eozinofil” olmak üzere üç çeşide ayrılırlar Bunların büyük çoğunluğunu nötrofiller teşkil eder
Beyaz kan hücreleri iki yolla vücudun infeksiyonlara karşı savunmasını üstlenirler Granülositler ve monositler mikroorganizmayı yutarak (fagositozla) yok ederken lenfositler antikor meydana gelmesine sebeb olarak mikroorganizmaya karşı çalışırlar Akyuvarların en büyükleri olan monositler de bakteri ve ölü hücre kırıntılarını yerler Ömürleri çok kısadır İnsanda 4 gündürMikrobik khastalıklarda sayıları artar (Bkz Akyuvar, Antikor, Bağışıklık)
Kan pulcukları: Çapları sadece 1-2 mikron olan kanın en küçük hücreleri olan trombositler, pıhtılaşmada önemli rol oynarlar Kırmızı kemik iliğindeki dev hücrelerin (megakaryosit) parçalanmasıyla meydana gelen oval veya yuvarlak, renksiz ve çekirdeksiz parçacıklardırTrombosit olarak da bilinirler Her milimetreküp kanda yaklaşık 150-400 bin trombosit bulunur Kanda 9 gün sağ kalırlar Yağ, protein ve karbonhidratlardan gayri bir takım enzimleri de vardır Damar yaralanmalarında, damarın iç yüzüne yapışarak tıkarlarSalgıladıkları trombokinaz enzimiyle pıhtılaşmada rol oynarlarPıhtı meydana geldiğinde katılaşarak yaranın ağzını büzerler ve kanamayı durdururlar Trombositlerin pıhtılaşmadaki çok önemli görevlerinin dışında serotonin, adrenalin, noradrenalin ve histamin maddelerini taşıma vazifeleri de vardır
Kan yapıcı organlar: Kan yapan organlar olarak, kemik iliği, lenf nodülleri (bezeleri) ve dalak sayılabilir Ana karnında karaciğer, dalak ve kemik iliği tarafından yapılan akyuvar yapımını doğumdan bir süre sonra tamamiyle kemik iliği üstlenir Dalak ve lenf bezleri “Lenfatik doku”nun en önemli kısımları olup lenfosit ve monositleri imal ederler (Bkz İlik)
Lenfatik doku: Bademcikler, timus, barsak mukozasında da bulunmasına rağmen, lenfatik dokunun iki büyük merkezi lenf bezleri ve dalaktır Bu doku, lenfositleri meydana getiren lenfoblastlar ve monositleri yapan histiositlerden husule gelmiştir Blenfositlerinden meydana gelen “plazma hücreleri” antikor yapımında görev alırlar
Pıhtılaşma: Damar yaralanmalarında dışarı çıkan kanın, birtakım kimyasal reaksiyonlar sonucu sıvı halden pelte koyuluğuna veya katı hale geçmesine kanın pıhtılaşması denirPıhtılaşma sayesinde kan kaybı önlenirPıhtılaşma mekanizması, çok kompleks olmakla beraber olayın son kademesini ve esasını kanda çözünen plazma proteini fibrinojen'in çözünmeyen ipliksi yapıdaki Fibrin'e dönüşmesi teşkil eder

Kanın pıhtılaşması

Herhangi bir darbe sonucu hasar gören doku, yırtılan kan damarlarının çeperleri ve kan pulcukları (trombositler) tarafından pıhtılaşma mekanizmasını başlatacak olan trombokinaz (tromboplastin) enzimi salgılanır
Karaciğer tarafından salgınan ve üretimi için K vitaminine ihtiyaç duyulan aktif olmayan plazma proteini protrombin, trombokinaz enzimi tarafından trombin'e çevrilir Trombin, kan pulcuklarını da yapışkan yapar Böylece trombositler, yırtılan damarı tıkamak için damarın iç çeperine yapışmaya başlar
Trombin, kalsiyum tuzları'nın varlığında bir enzim gibi görev yaparak karaciğerin bir salgısı olan plazma proteini fibrinojen'i, ince uzun iplikçikler şeklinde teşekkül eden fibrin'e dönüştürür
Fibrin iplikçikleri, kırmızı kan hücrelerini, kan pulcuklarını ve proteinlerini bir ağ gibi sararak çökeltir Yaranın içini dolduran bu çökeltiye pıhtı denir Pıhtı, yavaşça büzülerek küçülür ve temiz sarı bir sıvı açığa bırakır Bu sıvıya serum adı verilir
Pıhtı bir süre sonra kurur Yara, fibroblast hücreleri ve deriye ait dış tabaka hücreleri tarafından onarılır
Damarların iç yüzeyleri kaygan olduğundan, kan buralara yapışıp pıhtılaşamaz Ayrıca normal kan dolaşımı esnasında çeşitli maddeler pıhtılaşmayı önler Bunlardan biri karaciğer tarafından üretilen heparin'dir Heparinin çokluğu, K vitamini eksikliği, karaciğer hastalıkları pıhtılaşmayı geciktirir Bu gibi durumlarda, bedende nokta halinde kanamalar görülür K vitamini, sıcaklık, asitler, kalsiyum tuzlarının çokluğu da pıhtılaşmayı hızlandırır
Damarda yaralanma, kireç toplanması veya kolesterin birikmesi gibi hallerde kan damarın içinde pıhtılaşabilir Damarda meydana gelen bu pıhtıya emboli (tıkaç) denir Bu pıhtının kalbi besleyen ince damarları (karonerleri) tıkamasından kalp enfarktüsü ortaya çıkar Çok tehlikeli olan bu hastalıkta kalp kasları beslenemediğinden zaman içinde bozulur Bu gibi hastalar kalp yetmezliğinden ölebilirTıkanma akciğer veya böbreklerde olursa akciğer ve böbrek enfarktüsü adını alır
Hemofili denen irsi bir hastalıkta kan pıhtılaşması olmaz veya pek yavaş olur Bu tip hastalar, bir diş çekiminden veya sünnet olmaktan ileri gelen kanamaların durmaması yüzünden hayatını kaybedebilirler Bunlara kan vermek ve pıhtılaştırıcı ilaçlar şırınga etmek suretiyle yardım edilmeye çalışılır Bu hastalık daha çok erkeklerde görülür (Bkz Hemofili)

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.