|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
arasındaki, cumhuriyet, fark, kadınını, neler, olmuştur, sonrasında, türk, öncesi |
![]() |
Cumhuriyet Öncesi Ve Sonrasında Türk Kadınını Arasındaki Fark Nedir Neler Olmuştur? |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Cumhuriyet Öncesi Ve Sonrasında Türk Kadınını Arasındaki Fark Nedir Neler Olmuştur?Cumhuriyet Öncesi Ve Sonrasında Türk Kadınını Arasındaki Fark Nedir Neler Olmuştur? Cumhuriyet Öncesi Ve Sonrasında Türk Kadınını Arasındaki Fark Nedir Neler Olmuştur? 3 ![]() İslamiyet öyle bir toplumun içinde öylesine kötü bir ortamda doğmuştur ki, her manevi anlayışın düştüğü ve ahlak kurallarının sıfıra indiği bir dönemdir ![]() Kuran-ı Kerim ve diğer dini kitaplar, bu kapkara devre “cahiliye devri” adını verirler ![]() İslamiyet Arap ülkelerinde doğmuştur ![]() zaman kız çocukları diri diri toprağa gömülüyor ve öldürülüyorlardı ![]() doğuran kadınlar cezalandırılıyorlardı ![]() ![]() istediği kadar kadınla evlenebiliyordu, kocası ölen kadın başka birine miras olarak devredilebiliyordu ve erkeğin mutlak egemenliğindeki Arap kadınının hukuki yönden durumu erkeğin çok aşağısında idi ![]() İslamiyet doğduğu ortamın etkisiyle, önce o yöre için kurallar getiriyordu ![]() Kızların öldürülmesi yasaklanıyor, evlenme ve boşanma yasal kurallara bağlanıyordu ![]() tanınmış, kadına kocasına itaat zorunluluğu konurken, kocada karısına iyi davranma yükümlülüğüne bağlanmıştır ![]() ![]() baba saygı açısından denktir ![]() Bu açıklama gösteriyor ki, İslamiyet evlilik, eş sayısı, boşanma, miras hakkı, mal-mülk edinme, insanca muamele görme, cinsiyet ayrımı gözetmeme gibi konularda kadın ve erkeği aynı düzeyde görmektedir ![]() Türkler İslamiyet’e girişleriyle birlikte, bir taraftan kendi örf ve adetlerini muhafaza etmeye çalışırken, Arap ve istila ettikleri yerlerdeki Fars, Bizans ve Avrupa ülkelerinin kültürünün de etkisi altında kalmışlardır ![]() içerisinde elbette ki Türk kadınının statüsünde de değişmeler olmuştur ![]() Anadolu’ da doğan tarikatlar da Türk kadınının durumunu etkiler olmuştur ![]() arasında özellikle Mevlevilik ve Bektaşilik sayılabilir ![]() kadınının üyesi olduğu ailenin durumu hiçbir zaman babaerkil (Pederşahi – patriarkal) olmamıştır ![]() Selçuklular’ ın X ![]() tesirlerine rağmen, Türk kadını aktiftir ![]() ![]() kapatılmamıştır ![]() ![]() kadar sürer ![]() ![]() beraber erkekten yine kopmamıştır ![]() ![]() Kadınlar adına Medrese, Hastane ve Kütüphaneler yapılmaktadır ![]() şehrinde Kutlu Türkan Hastanesi (1271), Kayseri’de bugün adına Tıp Fakültesi kurulan Gevher Nesibe Şifahanesi (1206), Divrik’te Turan Melek Hatun Kütüphanesi (XIV ![]() ![]() Osmanlı toplumunda, özellikle İmparatorluğun ilk dönemlerinde medreselerin, tarikatların etkisiyle, kısmen kadına da dini inanışlarına göre sosyal hayatta bir yer tanınmış ise de bu durum gitgide kaybolmuştur ![]() toplumunda kadının “harem”e kapatılarak toplum yaşantısının dışına itilmesinin İstanbul’un alınışından sonra Osmanlılar’ ın köleci Bizans devlet yapısından etkilenmesiyle başladığı sanılmaktadır ![]() Osmanlı toplumunda, kadının önceleri sahip olduğu yerini kaybetmesinin nedeni, İslamiyet’in kabul edilmesiyle birlikte, Arap geleneklerinin ve kültürünün etkisi altında kalmasının bir sonucu olduğu öne sürülmektedir ![]() İslam dininin kabul edilmesiyle kadın toplumdaki yerini kaybetmiş, eve kapanmıştır ![]() neden olan temel etken, Osmanlı Devleti’ nin kuruluş aşamasından başlayarak Bizans kurumlarının etkisinde kalması ve kadının hareme kapanmasıdır ![]() açıklamaların ikisi de kadının Osmanlı toplumunda ki yeri konusunu çözümlemede geçerli olduğu açıktır ![]() dönemlerinde büyük şehirlerde medreselerin ve tarikatların tesiriyle, nispeten kadına da dini inançlarına göre sosyal hayatta bir yer tanınmış ise de, bu durum gitgide kaybolmuştur ![]() ailelerinde erkeklerle temas halinde yaşadıkları ve kadının temel toplumsal işlevini çocuk doğurmak yetiştirmek ve erkeklere hizmet ve cariyelik olarak belirleyen bir kurumdur ![]() toplumsal ilişkiler bakımından köle durumunda idiler ![]() Engels’in kadının “evcil köleliği” olarak tanımladığı durumun tipik bir örneğidir ![]() Ancak Osmanlı toplumunda kent kadınları tümüyle eve kapalı bir biçimde kurumsallaşmış kadınlık uğraşını sürdürürken kırsal kesim kadınının üretimde yer aldığı bilinmektedir ![]() dışında kalan halk sınıfı kadınlarının kimi uğraşlara girdikleri padişah fermanlarından anlaşılmaktadır ![]() dönemlerinde halk sınıfından kimi kadınların çalışma yaşamına girdikleri bilinmektedir ![]() ilişkin belgeler bulunmuştur ![]() kadınlar, çalışan kadınlar sayılmaktaydı ![]() mesleksel etkinliklerin kadına yasak oluşu onu, kocasına ya da çocuklarına tümüyle bağımlı kılmıştır ![]() halinde sefaletin kucağına iter ![]() dönemde kadınlara bir takım kısıtlamalar getirilmiştir ![]() feracelerin boylarına kadar belirlenmiş olup, bayramlarda bile dışarı çıkmaları, gezi yerlerine gitmeleri konusunda, çok az sayıda kadının ev dışına çıkmayı başarabilmesine karşılık bu sınırlı uğraşlar bile fermanlarla yasak edilmiştir ![]() Gerek Selçuklular gerekse Osmanlı kadınını “Saraylı kadın” ve “kırsal alandaki emekçi kadın” olmak üzere ikiye ayırarak değerlendirmek gerekir ![]() ikisi de temelde erkeğe bağımlıdırlar ![]() kırsal alandaki kadın üreticidir ![]() Sultanların padişah nezdindeki etkilerini anımsamak gerekir ![]() olan Valide sultanları özellikle yükselme devrinden sonra politik bir nitelik kazanmıştır ![]() kısıtlamalar birbirini takiben fermanlarla devam etmiştir ![]() bir yönü de vardır ![]() söylenemez ![]() cereyanları kadınları etkilemiştir ![]() göstermeye başlar ![]() Osmanlı Devleti’nde kapsamlı bir toplumsal değişmeye yol açan ilk önemli gelişme, Tanzimat Fermanı’nın ilanıyla başlayan yeni tarihi dönemdir ![]() dünyasında tanık olunan pek çok gelişmenin sonuçta Osmanlı bürokrasisini de etkilemesinin yanısıra batılı devletlerin Osmanlı devletini yönlendirmeye dönük politikalarının da etkisiyle ilan edilen bu ferman, Osmanlı Devleti’nin sosyal yapısında ciddi değişmelere neden olmuştur ![]() yüzyıllar boyunca Osmanlı Devleti’nin tarihsel gelişimi ile karşılaştırıldığında daha iyi anlaşılacağı gibi, etkileri açısından o denli derin ve şiddetli olmuştur ki, bunun sonucunda yaşanan kurum, kavram ve kurumsal değişmeler, sonraki önemli değişmelerin de nedeni haline gelmiştir ![]() özgürlüklerin geriye doğru gidişi demek olan istibdat rejimi, ardından da daha ciddi bir toplumsal dönüşüm olan II ![]() ![]() Bu döneme gelinceye kadar her türlü haktan yoksun olan kadın statüsünün durağan hali Tanzimat hareketiyle hızla değişmeye başlamıştır ![]() Tanzimat hareketiyle birlikte Osmanlı İmparatorluğu’nda Avrupa’dan esinlenen bir dizi reformun gerçekleştirildiği görülmektedir ![]() gerçek yöneliş ve alıştırmaları da bu dönemde başlamıştır ![]() her ideolojik hareket, er yada geç, kısmen birbiri üzerine binerek kısmen de eski İslam görüşünün yerini alarak, yeni bir etik görüşün oluştuğu Osmanlı İmparatorluğu’nda yankılanmasını buluyordu ![]() Tanzimat’la başlayan çağdaşlaşma hareketi çerçevesinde Türk kadını gerek düşünce alanında, gerekse doğrudan doğruya siyasi ve toplumsal haklar yönünde ciddi adımlar atabilmiştir ![]() yapılarının ve ideolojik kalıplarının kendine özgü kalıpları içinde anlam kazanabilmektedir ![]() Batıya yönelme hareketlerinin en önemlisi kuşkusuz eğitim ve öğretim alanında başlamıştır ![]() başlayan batılılaşma hareketi ile eğitim sistemimize öncülük yapar ![]() okullarımız arasında Rüştiye (Ortaokul), İdadi (Lise) ve 1773’te Mühendishane-i Bahri-i Hümayun (Deniz Harp Okulu), 1793’te Mühendishane-i Berr-i Hümayun (Kara Harp Okulu), 1826’ da Tıphane-i Amire (Askeri Tıbbiye), 1836’da Mızıkayı Hümayun (Saray Bandosu ve Askeri Mızıka Okulu) gibi modern eğitim müesseseleri açılmış ve mezunlarını vermeye başlamıştır ![]() Öte yandan toplumsal gerilemenin nedeni olarak kadınların cehaletini ve geriliğini gören “batıcı” aydınlar, kadınların eğitilmesi gereğini kabul ederler ![]() ilkokul ve ortaokulların eğitimine 1858’ de başlanır ![]() 1842’ de Askeri Tıbbiye’ye bağlı olarak ilk “Ebe Okulu”, 1869’ da İnan Sanayi Mektebi (Kız Sanat Okulu), 1870’de Darülmuallimat” (Kız Öğretmen Okulu) açılır ![]() olarak ilk mesleği olan Ebelik ve Öğretmenlik meslekleri için okullar açılmış oldu ![]() Kuşkusuz bu modern kurumlardan yararlanabilen üst tabakalara mensup ve büyük kentlerde yaşayan kadın sayısı çok azdı ![]() yüzyıl sonlarında gazetelerde kadın sayfalarının yer almasına ve hatta kadınlar için, yazarları da kadın olan gazete ve dergilerin yayınlanmasına zemin oluştururlar ![]() (Mukadderat, Şukufezar, Hanımlara Mahsus Gazete) gibi ![]() ![]() Dönemi’nde aydın kadınlar, kadın statüsünün değerlendirilmesi amacıyla Teali-i Nisvan, Müdafaa-i Hukuku Nisvan, Asri Kadınlar Cemiyeti gibi dernekler kurulmuştur ![]() statüsüdür ![]() defa boşanma hakkını verir ![]() ![]() ![]() ![]() sınırlandırır ![]() Tanzimat döneminin reformcu havası içinde Namık Kemal, Şemseddin Sami, Abdülhak Hamit Tarhan gibi düşünürler, dönemin gazete ve dergilerinde kadın konusu üzerinde durmuşlardır ![]() kadınının çeşitli mesleklere girmesini teklif etmişler, görücü usulüyle evlenmenin zararlarını belirtmişler ve Türk kadınının geçirdiği sarsıntıya işaret etmişlerdir ![]() (Taşkıran, 1982:24) Birinci Dünya Savaşı Osmanlıların yenilmesi ve ardından başlayan Kurtuluş Savaşı, kadınların gerçek yaşamlarında hukuki statülerini zorlamasına imkan veren değişikliklere yol açar ![]() memur olarak çalışma hayatına girmiş, ilk işçi hakları kadın işçilerle ilgili olarak tanınmıştır ![]() Sonuç olarak teokratik bir yapıya sahip olan Osmanlı İmparatorluğunda Tanzimat’tan birinci dünya savaşı sonuna kadar geçen dönemde kadın sorununa ilişkin gelişmelerin temel niteliği, bu gelişmelerin temel niteliği Oya Çiftçi’nin belirttiği gibi (Çiftçi, 1982:29) kapsayıcı değil, büyük kent kadınlarının çok sınırlı bir kesimine yönelik olmasıdır ![]() çalışırken, büyük kentlerde çok az sayıda bir kadın grubu öğrenim olanaklarından yararlanabilmekte, işçi kadınlarda fabrikalarda çok düşük ücret karşılığı çalışmaktaydı ![]() ![]() Kentli seçkin bir kadın kesiminin örgütlenme çabasında olmasına karşın, Batılı kadınların yürürlükteki eşit haklar mücadelesine benzer bir mücadeleyi sürdürememiş ve sorunların çözümünü yöneticilerden beklemişlerdir ![]() gibi İslam dininin etkisi altında kalan Osmanlılarda, hiçbir hak ve yetkisi olmayan Türk kadınlarının bu hak ve yetkilerine kavuşmalarının ilk adımı Tanzimat döneminde atılmıştır ![]() statüsünü eleştirmeleri ve kınamaları kadınlar için beklenen olumlu sonuçların ilk adımları olmuştur ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cumhuriyet Öncesi Ve Sonrasında Türk Kadınını Arasındaki Fark Nedir Neler Olmuştur? |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Cumhuriyet Öncesi Ve Sonrasında Türk Kadınını Arasındaki Fark Nedir Neler Olmuştur?4 ![]() Tanzimat’tan sonra düşünce dünyasında ve siyasal yaşamda kimi geriye dönüşler olmakla birlikte , imparatorluk sosyal yaşantısında, dünyada gelişen yeni siyasal akımlarında etkisiyle özellikle II ![]() görülmüştür ![]() yaşanmıştır ![]() toplumda oluşturulan rol de önem kazanmıştır ![]() teoriler açısından tepeden inme ve devlet merkezli bir zorlama olarak görülse de, kadının radikal nitelikli hak kazanımlarına bu dönem adeta bir zemin hazırlamıştır ![]() Söz konusu dönemde yaşanan deneyimler ve bu deneyimlerle ortaya konulabilen birikim, Cumhuriyet Türkiyesi’ne aktarılan önemli bir mirastır ![]() :14) Cumhuriyet döneminde Atatürk devrimleri ile kadınların toplumsal durumları önemli bir değişimin ve gelişimin içine girmiştir ![]() eşitliği büyük ölçüde gerçekleştirilmiştir ![]() eğitim, meslek seçimi, kamu görevleri yapma haklarına kavuşmuştur ![]() Gerçek anlamda modern bir toplumu oluşturan bütün sektörlerde en ciddi atılımlar bu dönemde gerçekleştirilmiştir ![]() önderin bunda belirleyici bir rol oynadığını söylemek gerekir ![]() düşünce dünyasının oluşumunda Tanzimat’la birlikte yaşanan batılılaşma çabaları etkili olmakla birlikte, Atatürk’ün yalnızca yakın çevresinden gelen etkileyici faktörlerin yanısıra, dünya klasiklerine olan yakın ilgisi ve yoğun okuma tutkusunun çok daha fazla yönlendirici olduğu söylenebilir ![]() de ki kadın konusundaki fiili gelişmeleri yakından görüp anlayabilmek için O’nun düşünce dünyasında yer alan kadın konusu ve bu konu ile ilgili öngörüleri önemlidir ![]() Bu anlatılan ve açıklananların yanı sıra, Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana, gerek toplumsal yaşantı içinde kadının yeri gerekse hızla gerçekleştirilen sanayileşme, kentleşme sürecinde kadının aldığı yeni statü ve hukuksal kazanımlar, adeta yakın Türkiye tarihinin canlı bir panoraması niteliğindedir ![]() (Kırkpınar,1998:14) Toplumun yaşantısını belirleyen temel faktörler gittikçe içiçe girip karmaşık ve girift bir durum alırken, kadının statüsü de aynı süreci yaşamıştır ![]() Böylelikle 1950’li yıllardan bu yana, Türkiye’ de gerek ekonomik sektörlere, gerek kültürel yapılara, gerek dini kalıplara, gerekse sosyal yaşantı biçimlerine göre kadın grupları arasında ilişkiler yönünden bir yakınlaşma değil, adeta bir uzaklaşma ortaya çıkmıştır ![]() her alanda olumsuz göstergeler ortaya çıkmaya başlamıştır ![]() arasında şaşılacak kadar derin farklılıklar söz konusu olmuştur ![]() kadınlar arasında da, gerek sosyal statü, gerek dinsel taassubun dayatmaları ve gerekse diğer normlar açısından benzer farklılıkları görmek mümkündür ![]() oluşturan katmanlar arasında olduğu gibi her bir katmanda yer alan guruplar arasında da ciddi farklılaşmalar söz konusudur ![]() bütünüyle Cumhuriyet döneminin benimsediği yeni felsefeden ve uygulamadaki yöntem farklılığından kaynaklanmaktadır ![]() gerekse bizzat kendisinin, kendi bedensel ve ruhsal yapısının algılayışında ve tanımlayışında geçmiş dönemlerle kıyaslanamayacak farklılıklar ortaya çıkmıştır ![]() Bu farklılığı yaratan başta kültürel ve eğitimsel alanlarda olmak üzere, teknolojide, sanayileşmede, tarımda ve bürokraside yaşanan gelişmeler ![]() ![]() ![]() kesiminde olduğu gibi kadın konusunda da yeni algılamalara ve statü edinme süreçlerine yol açmıştır ![]() farklılıklara ve yaşanan yoğun çelişkilere rağmen önceki dönemlerden kıyaslanamayacak ölçüde farklıdır ![]() değil, toplumsal statüsünde, kültürel yapısında, kişilik tanımlamasında tanık olunan çok yönlü bir farklılıktır ![]() ekonomik, toplumsal, kültürel alandaki yoğun değişmelerle paralellik göstermektedir ![]() Kadının başta eğitim olmak üzere, hukuk, çalışma, siyasal katılım, toplumsal yaşamda ve aile yaşamında eşit haklara sahip olarak yerini alması için gereken tüm atılımlar yapılmış ve mümkün olan kısa zaman içinde gerçekleştirilmiştir ![]() Daha Kurtuluş Savaşı’nın başlangıç yıllarında gerek hazırlık aşamasında gerekse savaş sırasında Türk kadınının yapmış olduğu hizmetlerin önemi tartışma götürmez ölçüde büyüktür ![]() Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nı verirken güç aldığı, yardımını gördüğü Türk kadınını hiç unutmamıştır ![]() ![]() dönemi boyunca kadın haklarına öncelik tanınması veya çok önem verilmesinde bu duygunun etkisi vardır ![]() Atatürk, Türk kadınına kendine özgü bir anlayışla gereken önemi vermiş ve bunu çeşitli nedenlerle yapmış olduğu yurt gezilerinde açık bir dille ifade etmiştir ![]() Daha 23 Mart 1923’ te kadınlara Konya’da söylediği şu sözler önemlidir ![]() “Son senelerin inkılap hayatında hummalı fedakârlıklarla mahmul mücadele hayatında, milleti ölümden kurtararak hulâsa ve istiklale götüren, azm-ü faaliyet hayatında her ferdi milletin mesaisi, gayreti, himmeti, fedakarlığı sebkeylemiştir ![]() Bu meyanda en ziyade tebcil ile yâd ve daima şükran ile tekrar edilmek lazım gelen bir himmet vardır ki, o da Anadolu kadınının ibraz etmiş olduğu çok ulvi, çok yüksek, çok kıymetli fedakarlıktır ![]() ![]() ![]() ![]() evvelki harplerde milletin kabiliyeti hapyatiyetisini tutan hep kadınlarımızdır ![]() süren, tarlayı eken, ormandan odunu, keresteyi getiren, mahsullâtı pazara götürerek paraya kalbeden, aile ocaklarının dumanının tüttüren, bütün bunlarla beraber, sırtıyla, kağnısıyla, kucağındaki yavrusuyla, yağmur demeyip, kış demeyip, sıcak demeyip, cephenin mühümmatını taşıyan hep onlar, hep o ulvi, o fedakâr, o ilâhi Anadolu kadınları olmuştur ![]() Yine bir yurt gezisi sırasında daha açık ve seçik sözcüklerle Mustafa Kemal şöyle demektedir ![]() “Türk kadını savaş sırasında ülkeye çok büyük yardımda bulundu; herkes gibi o da acı çekti ![]() ülkede erkeklere eşit bir konuma sahip olmalıdır ![]() ![]() Atatürk, Ocak 1923’te İzmir’de yaptığı bir konuşmada özellikle kadın ve erkeğin kalkınmada birlikte yer almaları gerektiği konusundaki düşüncelerini şöyle dile getirmektedir: “Şuna inanmak gerekir ki, yeryüzünde herşey kadınlar tarafından yapılmıştır ![]() kazanılması ile yetinirse, o toplum yarıdan çok güçsüzlük içinde kalır ![]() ![]() ![]() ilerlemek ve uygarlaşmak isterse, özellikle bu noktayı temel alarak benimsemek zorundadır ![]() derecelerinden geçeceklerdir ![]() yürüyerek birbirlerinin yardımcısı ve destekçisi olacaklardır ![]() cahillik varsa bu yaygındır ![]() kapsamaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Onlar edebilecekleri kadar etmişlerdir ![]() gerektirdiği zorunluluk ve ihtiyaçlara yeter değildir ![]() olgunlukta adamlara ihtiyacımız var ![]() annelerdir ![]() Bu konuşmalar açıkça, Atatürk’ün kadınlar yararına açtığı aktif mücadelenin başlangıcını ifade eder ![]() fikirleri yok etmek için hiçbir fırsatı kaçırmadı ![]() şöyle diyordu: “Uygarlıktan söz ederken kesinlikle açıklamalıyım ki, aile hayatı gelişmenin temeli ve güç kaynağıdır ![]() zayıflıklara yol açar ![]() yararlanmaları ve ailede ki ödevlerini yerine getirecek şartlar içinde bulunmaları çok gereklidir ![]() Görüldüğü gibi Atatürk, daha Cumhuriyet edilmeden önce kadın hak ve statülerinden her fırsatta söz etmiştir ![]() ciddi bir muhakemeye dayanmadan kadınlara yüklenen bütün adetleri bırakmak gerektiğini açıkça ifade etmiştir ![]() Türkiye’de kadın hakları ile ilgili ciddi gelişmeler Cumhuriyet ile birlikte başlamıştır ![]() devrim ve reformlara sahne olmuştur ![]() kadının toplumsal statüsünü değiştirmek için çok sayıda reformlara girişmiş ve hepsinde başarılı olmuştur ![]() konuşulduğu yıllar olmuştur ![]() giyim, şapka ve Türk kadınından söz etmiştir ![]() kadınların dünyaya açılmasında gördüğünü ifade etmiştir ![]() Kastamonu konuşmasında yine kadın hakları üzerinde duran Atatürk; “Bazı yerlerde görüyorum ki kadınlar, yüzünü gözünü gizliyor ve yanından geçen erkeklere karşı ya arkasını çeviriyor veya yere oturarak kapanıyor ![]() anlamı nedir? Efendiler medeni bir milletin anası, millet kızı bu garip şekle son vermelidir ![]() ![]() ![]() ![]() atılmak ve ilerleme yeniliklerle birlikte, merhaleler aşmak lazımdır ![]() inkılap başarılı olur ![]() ![]() demiştir ![]() Atatürk, kadın hakları konusunu, öteki gelişmelerin bir parçası olarak görmüş, birbirinin tamamlayıcısı ve destekleyicisi yaklaşımıyla hareket etmiştir ![]() Genel olarak, devrimlerin başarıya ulaşabilmesi için Türk kadınının çağdaş dünyadaki yerini almasının gerektiğini kesin ve kararlı ifadelerle vurgulamıştır ![]() Atatürk, kadının kıyafeti ile ilgili konuya eğilirken, kuşkusuz kadının, erkeğin yanında toplumsal yaşantı ile bütünleşmesinin tek engelinin yalnızca kıyafet ile ilgili olmadığını biliyordu ![]() değiştirilmesini istemiştir ![]() Kadın hak ve statüleri konusunda en önemli gelişmelerden biri de 17 Şubat 1926 günü kabul edilen “Türk Medeni Kanunu” dur ![]() ayrım yapılmaksızın diğer uygar ülkelerin vatandaşları gibi eşit haklara kavuşmuşlardır ![]() Bu yasa ile kadın, öncelikle anne ve eş olarak değerlendirilmektedir ![]() Atatürk’ten güç alan Türk kadını, her sahada kendini yenilemiştir ![]() ![]() ![]() önlenmiş, evlilikte tek eşlilik gündeme gelmiştir ![]() tanınmış, tanıklıkta cinsiyet farkı ortadan kaldırılmıştır ![]() Atatürk bu gelişmelerin ardından, kadınlarımızın ekonomik hayattan sonra eğitimde ve siyaset alanında da gerekli yerini almalarının önemi üzerinde durmuştur ![]() eğitimle mümkündür ![]() (Öğretim Birliği Yasası) ile kadın ve erkeklerin eşit öğretim imkanlarından yararlanması sağlanmıştır ![]() Atatürk, hareketinin başından beri kadının eğitimine ve eşitliğine büyük önem vermiştir ![]() yaygınlaşırken, çağdaş uygulamalar gerçekleştirilmiştir ![]() eğitim, sağlık, ekonomik faaliyetler vb ![]() kalkınmasına da katkıları artmaktadır ![]() bilimsellikte gören Atatürk, gelişmelere bu anlayış ile yön vermiştir ![]() Türk kadını çok kısa bir zaman içinde çalışma alanlarının her dalında başarı ile görev yapabilme durumuna gelmiş ve pek çok Avrupa ülkesinde bile yasal ve yasa dışı olarak uygulanan ücret farklılıklarından uzak olarak emeğinin karşılığını alabilmiştir ![]() Nisan 1930’da tanınan Belediye Meclislerine seçme ve seçilme hakkıdır ![]() Türk kadınları bu haklarını 1933’te kullandılar ![]() milletvekili seçme ve seçilme hakkıyla birlikte Türk kadınlarına eşit yurttaşlık hakları tanınmış oluyor ![]() ![]() ![]() “Bu kararla Türk kadınları siyasal ve sosyal alandı pek çok batı ülkesindeki kadınlardan daha üstün bir durum kazanmışlardır ![]() altında kadın kalmayacaktır ![]() kazanmışlardır ![]() |
![]() |
![]() |
|