|
|
Konu Araçları |
başkenti, neresidir, türkiyenin |
Türkiye'nin Başkenti - Türkiye'nin Başkenti Neresidir? |
09-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkiye'nin Başkenti - Türkiye'nin Başkenti Neresidir?Türkiye'nin Başkenti - Türkiye'nin Başkenti Neresidir? Türkiye'nin Başkenti - Türkiye'nin Başkenti Neresidir? Ankara, Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti,[5] Ankara ilinin merkezi, Türkiye'nin en kalabalık ikinci ve dünyanın en kalabalık otuz sekizinci kenti Topraklarının büyük bölümü İç Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Sakarya bölümünde yer alır Türkiye'nin coğrafi merkezine yakın olduğu için, hem konum hem de işlev itibariyle Türkiye'nin kalbi benzetmesi yapılır[1][2] Ortalama 938 metre rakıma sahip olan[6] kentin nüfusu, 2011 yılı nüfus sayımına göre 4890893'dur[7][3] Bilinen tarihi en az 10 bin yıl öncesine, Eski Taş Çağı'na ulaşan[8] Ankara, Hattileri, Hititleri, Frigleri, Lidyalıları, Ahamenişleri (Persler), Makedonyalıları, Galatları (Keltler), Romalıları, Selçukluları ve Osmanlıları ağırlamış, Batı ve Doğu medeniyetlerine ev sahipliği yapmıştır Geçmişte, Galatların bir boyu olan Tektosaglara[9] ve sonrasında Friglere[10] başkentlik yapmış olan kent, 1923'ten beridir Türkiye'ye[5] başkentlik etmektedir Ankara; kedisi, keçisi, tiftiği, tavşanı, armudu, balı, çiğdemi ve Kalecik Karası denilen misket üzümü ile ünlüdür Frigya dili ve Yunancada Ἄγκυρα (telâffuz: Anküra), gemi çapası demektir Bazı efsanelere göre Ankara, Frig Kralı Midas’ın bir gemi çapası bulduğu yerdir[13] Büyük İskender'in Doğu Seferi sırasında Anküra’ya MÖ 333'de geldiği kayıtlara geçmiştir[13] 2 yüzyıla ait ve Ankara'daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenen bazı paralarda gemi çapası figürü bulunmaktadır[14] Frigler, Galatlar ve Romalılar tarafından Ἄγκυρα olarak bilinen şehrin adı, Latin harfleri ile Batılı kaynaklara Ankyra ve Ancyra olarak geçti[15][16] Kentin adı, Türklerin Anadolu'ya gelmesinden sonra Ankara, Engürü ve Engüriye olarak değişime uğradı, Batı dillerine de Angora olarak geçti 16 yüzyıla ait çeşitli resmî Osmanlı evraklarında Ankara (انقره) adı geçmektedir[17] Türkiye Cumhuriyeti devleti, 28 Mart 1930'da yabancı ülkelerden Türk şehirleri için Türkçe adların kullanılmasını resmen talep etti[18] Bu tarihten sonra posta idaresi Angora olarak adreslenmiş mektupları Ankara'ya ulaştırmadı[19] Böylece zamanla Ankara adı evrenselleşti Tarihçe [değiştir] Ana madde: Ankara tarihi Ankara, Sakarya Nehri'ni besleyen Ankara Çayı'nın geçtiği ovanın doğu kenarında kurulmuştur Çubuk Ovası, kenti çevreleyen verimli bir tarım alanıdır Sonradan Ankara Kalesi'nin kurulduğu tepenin ve eteklerinin sarp yamaçlı olması, tarihte bölgeyi düşman saldırılarına karşı korunaklı kılmaktaydı Bentderesi'nin dar vadisi, Ankara Kalesi'nin bulunduğu volkanik tepeyi, yaylanın ovaya hakim dik kenarından ayırdığından, askeri öneme haizdi[20] Kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber,[9] kentin bilinen tarihi Eski Taş Çağına (yak MÖ 2 milyon - MÖ 10 bin)[21] kadar uzanmaktadır Bu döneme ait çeşitli eserlere Gâvurkale, Ergazi, Lodumlu ve Maltepe'de rastlanmıştır HATİTLER VE HİTİTLER Ankara'nın bilinen ilk sakinleri, MÖ 2500-1700 yılları arasında tüm Anadolu yarımadasında bir medeniyet kurmuş olan Hattilerdir Şehir devletlerinden oluşan ve haklarında fazla bir bilgiye sahip olunmayan Hattiler zamanla Hititlerin hakimiyetine girmiş ve Hitit bünyesinde erimişlerdir[22] Ancak Hatti dili, dini ve sanatı Hitit medeniyetini büyük oranda etkilemiş, Anadolu'nun adı da yaklaşık 17 asır boyunca Hatti ülkesi olarak kalmıştır[22] Hint-Avrupalı bir kavim olan Hititler (MÖ 1660-1190), Anadolu'ya boğazlar yoluyla gelmişlerdir Hititlerin Anadolu’ya göç tarihleri, kesin olarak bilinmemektedir[23] Ankara ve çevresinde Hitit dönemine ait yerleşkelerin kalıntıları, Balıkhisar, Ballıkuyumcu, Bitik, Karaoğlan, Gâvurkale ve Kültepe höyükleridir[24] MÖ 2 bin yılın sonlarına doğru Hititlerin siyasal olarak çöktüğü ve yerini Friglere bıraktığı görülmektedir[25] Frigler ve Lidyalılar [değiştir] MÖ 2 bin yılın sonlarında bölgede, hızla büyüyen bir Frigya kasabası vardı[9] Frig Krallığı'nın başkenti olan Gordion kentinin kalıntıları Polatlı'nın 29 km kuzeybatısında bulunmaktadır Bugün Yassıhöyük denen bölgede bulunan Gordion, en parlak dönemini Frigya Kralı Midas zamanında (MÖ 725-675) yaşamıştır[26] Ankara'da, Frigler dönemine ait kalıntılar arasında bulunan Yumurtatepe Tümülüsü'nün bulunduğu yerin, kurulduğu dönemlerde çok önemli bir yerleşim olmasa da stratejik bir noktada olduğu düşünülmektedir[15] Frigler, MÖ 700'lü yıllarda Kafkaslardan gelen Kimmerler tarafından ortadan kaldırıldı[27] Tunç Çağının sonlarında Frigler ile birlikte Anadolu'ya gelen ve Batı Anadolu'da varlıklarını sürdüren Lidyalılar, Friglerin ortadan kalkmasını fırsat bilerek Ankara'yı da kapsayan Kızılırmak yöresini ele geçirdiler MÖ 7 yüzyılda Anadolu'ya hakim oldular ve 140 yıl hüküm sürdüler[28] Lidyalıların madeni parayı icat ettikleri kabul edilir[29] Lidyalılar döneminde Anadolu'da pazar ekonomisi gelişmiş, tahıl üretimi, hayvancılık, zeytinyağı ve şarap üretimi ilerlemiştir Orta Anadolu'nun ana ulaşım yolu üzerinde bulunan Ankara kenti de bu gelişmelerden istifade etmiştir[28] Medlerle ve Perslerle savaşan Lidyalılar, komşuları Ahameniş Pers Hükümdarı Kiros ile MÖ 547'de Kızılırmak kavisi içinde yaptıkları savaşı kaybederek tarih sahnesinden silinmişlerdir[28] Ahameniş Persler ve Büyük İskender [değiştir] Persler, MÖ 545'ten itibaren Anadolu'ya egemen olarak, Anadolu'daki Helen kültürüne son verdiler[30] MÖ 5 yüzyılda Herodot, Pers İmparatorluğu'nun ordu, ticaret ve posta hattı olarak kullanılan Kral Yolu'nun Ankara'dan geçtiğini yazar Kral Yolu Efes'te başlıyor, Sardes şehrinden Lidya'yı, sonra Gordion, Ankyra ve Kızılırmak'tan geçerek, Kapadokya üzerinden Kilikya'ya, oradan Fırat ve Dicle nehirlerini geçip Asur'dan Susa kentine ulaşıyordu[31] Kent, bu dönemde önemli bir ticaret ve konaklama merkeziydi[32] Ankara, MÖ 334'te[9] Makedonya Kralı Büyük İskender tarafından Ahameniş Pers İmparatorluğu'ndan alındı Büyük İskender, MÖ 334-333 kışını, ünlü Gordion Düğümü'nü kestiği Gordion'da, ilkbaharı da Ankara'da Persleri bekleyerek geçirdi Ankara Anadolu'daki kavşak noktalarından biri olduğu için, buraya yürüyen Makedon birlikleri civardaki birçok kenti de ele geçirdiler[33] İskender'in MÖ 323'te ölmesi üzerine kent, önce Antigonos'un eline, Antigonos’un ölümünden sonra da Lysimakhos’un eline geçti Lysimakhos'un Lidya'da Kurupedion Savaşı’nda yenilmesinden sonra ise Selevkosların eline geçti Bu dönemde Helen Uygarlığı yeniden Anadolu'da yayıldı Galatlar [değiştir] Roma İmparatorluğu döneminde Galatya Hint-Avrupalı bir Kelt kavmi olan savaşçı Galatlar, Orta ve Batı Avrupa'nın Ren-Tuna havzasındaki yurtlarını terkederek MÖ 278-189 yılları arasında üç kabile olarak Anadolu'ya göçtüler Yerleştikleri Frigya ve Kapadokya topraklarına Galatya dendi Galatya günümüzdeki Ankara ve Kırıkkale illerinin tamamını kapsıyordu[35] Ankara, Galatların Tektosaglar boyuna MÖ 3 yüzyılda başkentlik etmiştir[9] Strabon, ünlü eseri Geographika'da, Ankara Kalesi'nin Tektosaglar tarafından inşa edildiğini söyler[36] Daha sonra bölgede siyasal birliği kuran[37] Roma İmparatoru Caesar Divi Filius Augustus, MÖ 25 yılında Ankara'yı ele geçirmiştir[9] Roma İmparatorluğu [değiştir] Ankara, Roma İmparatorluğu'nun Galatia Prima eyaletinin başkentiydi[38] 2 yüzyılda, İmparator Hadrianus döneminde kent metropol oldu[39] 3 yüzyıl ortalarında Roma İmparatorluğu'nda ortaya çıkan sosyal ve ekonomik çöküntüye paralel olarak kent, o günlere kadar koruduğu açık kent niteliğini yitirdi, İmparator Caracalla döneminde çevresi surlarla çevrildi Roma İmparatorluğu'nun başkenti Bizantion'a (İstanbul) taşınınca, Ankara'dan geçen ve başkenti doğuya bağlayan yolların önemi daha da arttı[15] 4 yüzyılda Hristiyanlığın yayılmasıyla birlikte Ankara önemli bir dinî merkez oldu[40] MS 395 yılında yılında Roma İmparatorluğu ikiye bölününce Ankara Doğu Roma (Bizans) sınırları içinde kaldı 10 yüzyıla kadar Ankara diğer Doğu Roma kentleri gibi para ekonomisinin geliştiği, örgütlü bir ekonomik yapısı olan önemli bir merkez özelliği kazandı Bu dönemde kent planının temel öğeleri, kenti düşman saldırılarına karşı koruyan kalın surlar, pazar yeri işlevini gören agora ve kilisedir[15] Ankara'da Doğu Roma hakimiyeti zaman zaman kesintilere uğradı MS 654 yılında Müslüman Araplar kısa süreliğine kentin kontrolünü ele geçirdiler 833 ve 842 yıllarında Abbasi Halifesi Mutasım ve Türk komutanı Afşin Ankara'yı kısa süreliğine ele geçirdi 871 yılında Pavlikian mezhebinden Hristiyanlar şehrin kontrolünü yaklaşık bir yıllığına ele geçirdiler Bu kesintilerden sonra her seferinde Bizanslılar şehri geri alarak otoriteyi temin ettiler[41] |
|