Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Genel Bilgiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hangileridir, kullanılan, nelerdir, yakıtlar, ülkemizde

Ülkemizde Kullanılan Yakıtlar Nelerdir, Hangileridir?

Eski 09-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkemizde Kullanılan Yakıtlar Nelerdir, Hangileridir?



Ülkemizde Kullanılan Yakıtlar Nelerdir, Hangileridir?
Ülkemizde Kullanılan Yakıtlar Nelerdir, Hangileridir?

ülkemizde yakacak olarak en çok :kömür,odun,odun kömürü,fuel oil,doğalgaz,bazı küçük köylerde tezek hala yakacak olarak kullanılır

Isıtma ve Klima
İnsan vücudunun sıcak*lığı yaklaşık 36,9°C'dir Her zaman sıcak bir cisimden soğuk bir cisme ısı aktarımı söz konusu olduğu için, demek ki çevre sıcaklığı bu düzeyde olmadığı sürece ısı kaybederiz Üstelik insan vücudu bu ısı kaybını önleyecek kalın bir tüy ya da post örtüsüyle korunmuş değildir Bu yüzden insanın ısınması ya da serinlemesi için yapacağı tek şey çevre sıcaklı*ğını ayarlamaktır İnsanların kendilerini en rahat hissettikleri çevre sıcaklığı giyinikken 21°C, soyunukken 26°C dolayındadır Çok çaba gerektiren bir iş yaptığımızda vücut sıcaklığımız yükseleceği için havanın ya da bulunduğumuz yerin daha serin olmasını iste*riz Buna karşılık hızlı bir hava akımında (cereyanda) kaldığımızda vücudumuz daha çok ısı kaybettiği için üşürüz Isının havaya geçerek kaybolduğu bu sürece konveksiyon (taşınım) yoluyla ısı kaybı denir Soğuk bir günde pencere yakının*da otururken de oda yeterince sıcak olsa bile vücudumuzun pencereye bakan yanı üşüyebi*lir Bu, ışıma yoluyla ısı kaybının sonucudur Eğer ateşe yakın oturursak, aynı nedenle bu kez ateşe dönük olan yanımız ısınır
Vücudumuzdaki nemin buharlaşması da ısı kaybına yol açan etkenlerden biridir Ağır bir iş yaparken ya da koşarken terleriz ve terimiz buharlaşarak kururken vücudumuzdan ısı alır Eğer çevremizdeki havada çok fazla su buharı varsa terimiz kolayca buharlaşmadığı için serinleyemeyiz Buna karşılık kuru bir havada vücudumuzun nemi çabucak buhar*laştığı için bu kez de solunum yollarımızın kurumasından rahatsız oluruz

Ocak Ateşinden Merkezi Isıtmaya

En eskiçağlarda insanlar açık havada ya da mağaralarda ateş yakarak ısınırlardı Daha sonra ateşin dumanının çıkması için çatısında bir delik bulunan kulübe ve evler yaptılar; bu ısıtma yöntemi zamanla ocak ve bacaya dö*nüştü Havalandırma sorunu yoktu; açık ocakta yanan ateşten yayılan ısının çoğu bacadan çıkıp gider, bunun yol açtığı hava akımı odanın içinde dolaşırdı Isı kaybını önlemek üzere ateşi kapalı ocaklarda yakma düşüncesi şömine ve sobaların yapımıyla so*nuçlandı Böylece yakıtın yanma hızı ayarla*nabiliyor ve sobanın ısısı büyük ölçüde kon*veksiyon yoluyla yayılarak odanın havasını ısıtıyordu Isıtma yöntemlerinin gelişmesinde sonraki adım, birden çok odayı tek bir ocak*tan ısıtmak oldu Bu tip merkezi ısıtma sistemini ilk geliştirenler Romalılar'dı Evin döşemelerinin altından sıcak hava dolaştırma*ya dayanan bu sistem 5 yüzyılda Roma İmparatorluğu'nun çöküşünden sonra unutu*lup gitti ve ortaçağ boyunca Avrupa'da gene eskisi gibi açık ocaklar kullanıldı
Günümüzde konut ve işyerlerinin ısıtılma*sında en yaygın yöntem kalorifer dediğimiz merkezi ısıtma sistemidir Bu sistemde, kalo*rifer kazanında üretilen ısı, borulardan geçen bir akışkanla taşınarak evin bütün bölümleri*ne yerleştirilmiş olan radyatörlere iletilir Isıyı taşıyan akışkan ya sıcak hava ya sıcak su ya da sıcak buhardır Sıcak havalı merkezi ısıt*mada, bir sıcak hava fırınında ateşin yakının*dan geçen hava konveksiyon yoluyla ısınır ve yapının her yanına borularla taşınarak odala*rın tabanında ya da duvarında bulunan pan-jurlu hava pencerelerinden içeri üflenir Isısı*nı odaya vererek soğuyan hava başka kanal*lardan fırına geri döner ve yeniden ısınır Havanın bu dolaşımı yalnızca sıcaklık farkın*dan kaynaklanan doğal hava akımına bırakıl*maz, vantilatörlerle hızlandırılır
Ülkemizde çok daha yaygın olan sıcak sulu merkezi ısıtmada, genellikle yapının bodru*muna yerleştirilmiş bir kalorifer kazanında ısıtılan su odalardaki radyatörlere giden boru*lara pompalanır Kaynakla birleştirilmiş çelik levhalardan ya da dökme demirden yapılan radyatörlerin içi boştur ve dış yüzeyinin geniş olması için oluklu olarak yapılmıştır Sistem*de sürekli olarak dolaşan sıcak su radyatörle*rin içinden geçerken ısısını vererek soğur ve kazana dönerek yeniden ısınır Radyatör adı ışıma anlamındaki radyasyon sözcüğünden türetilmiştir; oysa radyatördeki ısının yandan çoğu konveksiyonla, geri kalanı ışıma yo*luyla yayılır
Birçok ülkede büyük iş hanlarını ısıtmak için daha çok sıcak buharlı merkezi ısıtma sistemi uygulanır Çünkü, elektrik santralla-rındaki buhar türbinlerini besleyen kullanıl*mış buhardan yararlanıldığında bu sistem çok daha ekonomiktir Her yapıda ayrıca buhar üretmektense, santralların atık ("çürük") bu*harı kentin geniş bölgelerinin merkezi ısıtma*sında kullanılabilir
Sıcak sulu ısıtma sistemlerinde, banyoda kullanılan sıcak su da kalorifer kazanında ısıtılır, ama ayrı bir boru sistemiyle dağıtılır Sıcak havayla ısıtılan yapılarda ise sıcak su için ayrı bir kazan vardır
Eskiden kalorifer kazanlarında yakıt olarak yalnızca kömür kullanılırdı Bugün fueloil ya da doğal gaz büyük ölçüde kömürün yerini almıştır; çünkü bu yakıtlar daha temizdir ve dağıtımı daha kolaydır
Merkezi ısıtma sistemlerinde mutlaka sı*caklığı denetleyen bir termostat bulunur Böylece yaşanan ya da çalışılan yerin sıcaklığı isteğe göre ayarlanabilir Termostatın başka bir yararı da, daha çok ısı gerektiğinde kazanı otomatik olarak devreye sokup, sıcaklık yük*seldiğinde gene otomatik olarak devreden çıkararak sistemin en ekonomik biçimde ça*lışmasını sağlamaktır

Öbür Isıtma Yöntemleri

Kalorifer ya da merkezi ısıtma kuşkusuz ko*nutları ısıtmanın tek yolu değildir Birçok ev*de hâlâ odun, kömür, gaz ya da elektrik soba*ları kullanılır Bazı insanlar da kocaman kü*tüklerin ya da issiz kömürün şöminede yanışı*nı seyrederek ısınmayı sever Hatta bir gaz brülorünün aleviyle gerçekten odun ya da kö*mür yanıyormuş izlenimini veren "taklit" şö*mineler bile yapılmıştır Tek bir odayı ısıtmak için elektrikli radyatör ya da konvektörler ye*terlidir Gene bu amaçla tasarlanan ısı depo-layıcı elektrikli ısıtıcılar, adından da anlaşıla*cağı gibi ısıyı önce depolayıp sonra yayar Bu ısıtıcıların en büyük üstünlüğü, fabrika, ma*ğaza ve işyerleri çalışmadığı için elektrik tüke*timinin daha az olduğuj gece saatlerinde depo*lanan ısının ertesi gün kullanılabilmesidir Bütün gece elektrik prizine takılı bırakılan ay*gıtın içindeki ısıtıcı elemanlar tuğlaya benze*yen blokları ısıtır; böylece bu bloklar bütün gün yetecek kadar ısı depolayabilir
Konutların ısıtılmasında en yeni yöntemler*den biri güneş enerjisiyle ısıtmadır Çatıların üzerine yerleştirilen gineş panoları ya da top*layıcıları çok bulutlu pe soğuk kış aylarında bile bir evi ısıtmaya! yetecek kadar güneş enerjisi toplayabilir
Hangi yöntem uygulanırsa uygulansın, ısı kaybını azaltmak içini etkili bir yalıtım çok önemlidir Çift camlı pencereler, duvar ve ça*tı boşluklarına döşeneiı camyünü gibi gereçlerişlevi görerek ısı yalıtımında etkili olur Merkezi ısıtmada ayrıca su boruları ile tankların da yalıtılması gerekir

Havalandırma

Havalandırmanın amacı, yaşanan kapalı yer lerdeki kirli havayı dışarının taze havasıyla değiştirmektir Bunun için de havanın dışarı*dan içeriye ve içeriden dışarıya sürekli olarak akmasını sağlamak gerekir Evlerde ve küçük işyerlerinde genellikle havalandırma düze*nekleri yoktur; ara sıra kapı ve pencerelerin açılmasıyla doğal yoldan havalandırma yapı*lır Üstelik kapı ve pencerelerin çevresindeki aralıklardan her zaman gereğinden çok daha fazla hava girer Bu nedenle yapıların çoğun*da çerçevelerdeki çatlak ve aralıkların tıkana*rak gereksiz hava akımlarının önlenmesinde yarar vardır Bu önlemlerin alınmasıyla yalnız soğuk havanın değil gürültünün de içeri gir*mesi engellenmiş olur Evlerde kullandığımız vantilatörlere benzeyen havalandırıcılar ise dönen kanatlarıyla hava akımlarını hızlandırır ve tam gerektiği kadar temiz havanın içeri gir*mesini sağlar Dışarıdan emilen temiz hava kanallardan geçerek odalardaki hava girişleri*ne gelir; içerinin kirli havası da duvarlardaki çıkış deliklerinden dışarı atılır

Klima

Klima terimi "iklim" anlamındaki Fransızca bir sözcükten dilimize geçmiştir ve kapalı yer*lerdeki havanın fiziksel koşullarını değiştirme yöntemlerini tanımlar Bu fiziksel koşullar havanın sıcaklığı, temizliği, nemliliği ve hare*ketidir Bunlardan en az ikisi denetlenebili-yorsa, örneğin sıcak bir yaz günü kapalı bir ortamdaki havanın serin ve temiz ya da soğuk bir günde nemli ve sıcak olması sağlanabili*yorsa o ortamda klima uygulandığından söz edilebilir
Klima sistemlerinde havayı ısıtmak ve so*ğutmak için uygulanan yöntemlerin temeli ay*nıdır Soğuk hava sıcak bir yüzeye değerek geçtiğinde bu yüzeyden ısı alacağı için sıcaklı*ğı yükselir Buna karşılık sıcak hava soğuk bir yüzeyden geçirildiğinde ısısını bu yüzeye ak*taracağı için soğur Hava soğutma sistemle*rinde bildiğimiz buzdolaplarına çok benze*yen, ama genellikle daha büyük olan soğutma makineleri kullanılır Bu ma*kinelerde, düşük sıcaklıkta kaynayan soğutu*cu bir akışkan, borular, kompresör ve genleş*me vahinden oluşan bir sistemin içinde dola*şır Bu akışkan önce ılık bir gaz halinde kom*presöre gelir; kompresör bu gazı büyük bir basınçla sıkıştırarak sıcak bir gaz halinde yo*ğunlaştırma borularına basar Suyla soğutulan bu borulardan geçerken ısısını suya aktaran gaz ılık bir sıvıya dönüşür ve bir tankın içine akar Hâlâ basınç altında olan bu sıvı küçük bir delikten geçerek daha geniş bir kaba aktı*ğında genleşir ve genleşirken soğuyarak dü*şük basınçlı, soğuk bir sıvıya dönüşür
Daha sonra bu soğuk sıvı buharlaştırıcı de*nen bir boru düzeninden geçirilir Bir yandan da boruların dışına bir vantilatörle sıcak hava gönderilir Boruların soğuk yüzeyine değen sıcak hava soğurken, içeride dolaşan sıvı da bu sıcak havanın etkisiyle ısınarak gaz haline geçer Buradan kompresöre gider ve çevrim yeniden başlar
Yoğunlaştırıcıda gazı sıvılaştırmak için su kullanılıyorsa sisteme "su soğutmalı", hava kullanılıyorsa "hava soğutmalı" denir

Nemlendirme ve Nem Giderme

Hava, belirli bir sıcaklıkta ancak belirli mik*tarda su buharı tutabilir Daha fazla nem tuta*mayacak duruma gelen doymuş havanın bağıl nemi yüzde 100'dür Havanın sıcaklığı yüksel*dikçe tutabileceği su buharı miktarı artar, sı*caklığı düştükçe bu miktar azalır Çünkü hava soğudukça taşıdığı buharın bir bölümü yoğun*laşarak suya dönüşecektir Demek ki, doyma*mış hava belirli bir dereceye kadar soğutuldu*ğunda doyma noktasına ulaşır; daha da soğu*tulduğunda içindeki nem su damlacıkları ha*linde havadan ayrılır Bu sıcaklığa "çiy nokta*sı" denir
Görüldüğü gibi, havadaki fazla nemi gider*menin bir yolu havayı çiy noktasının altına düşecek kadar soğutmaktır Havayı kolayca nem tutan maddelerin üzerinden geçirmek de ikinci bir yöntemdir Bildiğiniz gibi yazın mutfaktaki tuz nemlenir ve tuzluktan akması güçleşir Çünkü sofra tuzu (sodyum klorür) çok kolay nem tutan bir maddedir Ama me*talleri aşındırdığı için nem giderici olarak kul*lanmaya elverişli değildir; bu amaçla en çok silis jeli (silikajel) ve lityum klorür kullanılır Böyle bir madde, örneğin silis jeli bir tepsiye yayılıp üzerinden nemli hava geçirildiğinde, doyma noktasına gelinceye kadar havanın bü*tün nemini soğurur Daha sonra bu tepsi oto*matik olarak dışarı sürülür ve yerine kuru jel dolu yeni bir tepsi geçer; bu arada nemli jel de ısıtılarak kuruduğunda yeniden devreye girer
Çok kuru havayı nemlendirmek için de ha*vayı bir su haznesinin üzerinden geçirmek ya da duşa benzeyen incecik deliklerden üzerine su püskürtmek gibi birkaç yöntem uygulana*bilir
Havadaki nem oranının denetlenmesi önce*likle insanların rahatı açısından önem taşır Bunun dışında bazı fabrikalarda üretilen ürünlerin niteliği de büyük ölçüde havanın nemlilik derecesine bağlıdır Yazın sıcak ve nemli havalarda bazı yiyecek maddeleri öyle*sine nemlenir ve yapış yapış duruma gelir ki ürünü paketlemek bile güçleşir Özellikle şe*kerleme, makarna, ilaç, fotoğraf filmi ve kâ*ğıt fabrikalarında nem ve sıcaklık koşullarının denetlenmesi çok önemlidir
Bazı klima sistemleri yalnızca havayı ısıt*mak, nemlendirmek ve temizlemek için tasar*lanmıştır; dolayısıyla yalnız kış mevsiminde ya da soğuk havalarda kullanılabilir Buna karşılık havayı soğutmak, nemini gidermek ve temizlemek için tasarlanmış bir klima sistemi de yalnızca yazın ya da sıcak havalarda kulla*nılabilir Ama hemen hemen bütün klima sis*temlerinde havadaki töz, kül, kıl, çiçektozu gibi yabancı maddeleri tutan bir hava filtresi vardır Evin içinde dolaşıp gelen hava önce bu filtreden geçer, sonra Isıtılarak ya da soğutu*larak yeniden odalara gönderilir Havadaki tozlar ya da öbür yabapcı maddeler, genellik*le yapışkan olan filtre kâğıdına yapışıp kaldığı için filtrelerin zaman zaman temizlenmesi ya da yenilenmesi gerekir; Bazı klimalar tütün dumanındaki en küçült parçacıkları bile tuta*bilen elektrostatik filtrelerle donatılmıştır Bu aygıtlar toz parçacığına bir elektrik yükü ve*rir; sonra, karşıt elektrik yüklü bir levha bu parçacıkları kendine çekerek havadan ayırır Bu levhalar yıkanarak] temizlenebilir
Her klima sisteminde ya da aygıtında, ha*vayı ısıtma ve soğutmai borularının üzerinden, filtrelerden ve odalara giden kanallardan ge*çirmek için bir ya da daha çok sayıda vantila*tör vardır Bu vantilal örler elektrik motorla*rıyla çalıştırılır Isıtılmış ya da soğutulmuş, te*mizlenmiş ve nemlendirilmiş ya da kurutul*muş havayı odalara tajiyan kanallar hafif me*tal levhalardan ya da borulardan yapılır Ka*nalın odaya açılan ağzında genellikle bir pan*jur ya da ızgaralı bir çerçeve bulunur

İlk kez Willis H Carrier'in (1876-1950) ta*sarladığı klima sistemi birçok araştırmacının katkısıyla gelişerek bugünkü biçimine ulaş*mıştır Yüzyıllık bir geçmişi olan bu aygıt bu*gün günlük yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır Özellikle sıcak ülkele de yaşayanların gecele*ri rahat uyuyarak yeni bir güne dinlenmiş baş*lamalarını, işyerlerinin boğucu ve nemli hava*sından rahatsız olmadan çalışabilmelerini sağ*layan klima sistemleri hastane, otel, lokanta, sinema, tiyatro gibi kalabalık yerleri yaşana*bilir birer ortama dönüştürmüştür

Enerji Tasarrufu

Bütün dünyada tükejtilen yakıtın neredeyse yarısı yapıların ısıtılması ya da soğutulması için kullanılır Yeryüzündeki kömür, petrol ve doğal gaz yataklarının büyük bölümü daha şimdiden tükenmiş durumda; oysa bu "fosil" yakıtların oluşması milyonlarca yıl alır Bu yüzden, yakıtımızı tüketmek pahasına elde et*tiğimiz ısıdan birkaç kez yararlanmanın yolla*rını bulmak gerekir Havadan havaya ısı akta*ran "ısı eşanjörleri"nin amacı da budur En basitinden bir ısı eşanjörü yapmak için, bir yapının pis hava çıkış kanalı ile temiz hava giriş kanalına incecik borulardan oluşan birer petek yerleştirilir Bu iki petek borularla bir*birine bağlanır ve otomobil radyatörlerinde kullanılan antifriz gibi donma noktası düşük bir sıvıyı boruların içinde dolaştırmakla, çıkış kanalındaki havanın ısısı giriş kanalındaki ha*vaya aktarılabilir
Değerli "fosil yakıtlar"dan tasarruf etme*nin başka bir yolu da bu yakıtları ısınma ama*cıyla kullanmamaktır Bunların yerine rüzgâr, dalga, gelgit ve güneş enerjisi gibi sürekli ye*nilenen, tükenmez enerji kaynaklarından ya*rarlanabiliriz Mimarlara düşen görev de bir yapının tasarımında ısıtma, havalandırma ve klima sistemlerine gereken önemi vererek hem insanların rahatını sağlayan, hem de enerji savurganlığını önleyen yapılar kur*maktır


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.