|
|
Konu Araçları |
edirnenin, kültüründen, mimari, neler5, tane, yazınız, örnekler |
Edirnenin Mimari Kültüründen Örnekler Neler5 Tane Yazınız |
09-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Edirnenin Mimari Kültüründen Örnekler Neler5 Tane Yazınızlütfen arkadaşlar ihtiyacım var |
Edirnenin Mimari Kültüründen Örnekler Neler5 Tane Yazınız |
09-11-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Edirnenin Mimari Kültüründen Örnekler Neler5 Tane YazınızEdirne'nin Kültürel Geçmişi 1-Edirne yemekleri Anadolu'yu Avrupa'ya birleştiren Trakya Yarımadası'nda yeralan Edirne'nin konumu nedeni ile zengin bir Kültür tarihi vardır Tarih boyunca Anadolu'ya, ya da Avrupa'ya göç eden değişik topluluklar, Edirne'den geçmişlerdir Ancak bunlardan çok azı yöreye yerleşip uygarlık kurmuştur Edirne ve çevresinde yapılan kazılar, yöredeki ilk yerleşimlerin Neolitik çağ sonunda başladığını göstermektedir Yörenin, bilinen en eski halkı Traklar'dır Traklar'ı Makedonyalılar ve Romalılar izlemiştir Edirne Ciğeri Roma İmparatorluğu'nun ikiye bölünmesiyle Edirne, Bizans İmparatorluğu'nun sınırları içinde kalmıştır Uzun süren Bizans egemenliğinden sonra yöre Osmanlı İmparatorluğu'na katılmıştır Edirne'nin Avrupa'ya yakınlığı,Edirne kültürünün gerek Türkler'den önceki, gerekse Türkler'den sonra evrimini, büyük ölçüde etkilemiştir Bu nedenle Edirne Kültürünün izlediği çizgi, Anadolu illerinin çizgisinden oldukça değişiktir Edirne Yemekleri Edirne'de değişik beslenme biçimleri görülür Meyve ve Sebze beslenmede önemli yer tutar Türkiye çapında ünlü beyaz peynir imalatı çok yaygındır Edirne Peyniri denilen bu peynir genellikle koyun sütünden yapılır Mavzana, tarhana, ciğer sarması, akıtma, badem ezmesi, lokma, gaziler helvası, deva-i misk, Edirne'nin özgün yemek ve tatlılarının başlıcalarıdır Ayrıca ısırgan yemeği, borani, değişik türde bir peynir tatlısı olan belmuş, mısır unundan imal edilen kaçamak, süte peynir eklenmesiyle yapılan akçakatık ve hardaliye de özgün beslenme öğeleri arasında yeralır Edirne El İşlemeleri Edirne El Sanatları Bir dönem, Osmanlı İmparatorluğu'nun başkentti olan Edirne'de el sanatları çok gelişkindi Ağaç işlemeciliği, lake kap ve kutu yapımcılığı, çiçek ressamlığı, kitap kapakçılığı, talik yazı ve oyunculuğu, mezar taşçılığı eski el sanatlarının başlıcalarıdır Bu türlerin çoğu günümüze ulaşamamıştır El İşlemeleri Edirne'de ağaç işlemelerinin yaygın bir ünü vardır Edirne'de İstanbul'dan ve Avrupa'dan alınan etkilerle Edirnekari bir üslup meydana getirilmiştir Edirnekari ağaç işlerini oyma, kakma ve boya bezekli yapıtlar oluşturur İşlemelerde genellikle lale, sümbül, karanfil, çiçek buketi, meyve gibi bitkisel motifler kullanılmıştır Boya bezekli ürünlerde susen yeşili, mor, safran sarısı, hindiba esmeri, kahve esmeri gibi bitkisel boyalar kullanılmıştır Yörede süpürgecilik pazara yönelik bir el sanatı olarak varlığını sürdürmektedir Süpürge darısından yapılır El süpürgesi, sırıklı süpürge, küçük el süpürgesi, top süpürge gibi değişik türleri bulunmaktadır Aynalı Süpürge Edirne'nin en seki sanatlarından biri de misk sabunculuğudur Portakal, elma, limon, armut vb gibi biçimlerde yapılan sabunlar, hediyelik eşya olarak satılır Çömlekçilik,hasırcılık, sepetçilik de varlığını sürdüren el sanatlarıdır Edirne'de el ürünü işlemeler, renkleri, anlamlı motifleri, işlemedeki ustalığı ile dikkati çeker En eski örneklerde bile canlılığını yitirmemiş renkler, Edirne kök boyacılığının eseridir En çok koyu mavi, pembe, kırmızı, sarı, kara renkler kullanılmıştır İşlemelerde bitkisel motifler ağır basar İşlemeler genellikle sakangur ve salaşpur bezlere, Felemenk tipi dokumalara yapılmıştır İşlemelerde tığ işi, ulama, ajur teknikleri kullanılmıştır |
Edirnenin Mimari Kültüründen Örnekler Neler5 Tane Yazınız |
09-11-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Edirnenin Mimari Kültüründen Örnekler Neler5 Tane Yazınız2-Edirne Halk Edebiyatı Kültürü Halk Oyunları Edirne, konumu nedeniyle tarih boyunca Anadolu'dan Balkanlar'a geçiş yolu üzerinde önemli bir merkez olmuştur Başkent olunca da Osmanlı-Türk kültürel etkinlikleri burada yoğunlaşmıştır Göçmenlerle gelen kültürel öğelerin yöre kültürüne etkisi belirgindir Bu etkenlere bağlı olarak yörede, Halk Edebiyatının bilinen usta örneklerine rastlanmaktadır Göçleri, bozgunları en yoğun biçimde yaşayan yöre halkı acılarını, özlemlerini, sıkıntılarını "Rumeli Türküleri" diye bilinen yanık türkülerle, yarattığı söylenceler, atasözleri, deyimlerle dile getirmiştir Dil özelliklerinin belirgin olduğu manilerde konu, sevdalar ve ayrılıklardır Sosyal boyutlu maniler de vardır Edirne Halk Müziği ve Halk Oyunları Edirne kendini çevreleyen toprakların müzik ve oyun kültüründen etkilenmiştir Bu nedenle de kendine özgü bir renklilik gösterir Oyunlar, genellikle bitişik ya da ayrık düzende oynanır Ayrık düzende oynananlar karşılama, bitişik düzende oynananlar hora diye adlandırılır Edirne Halk Müziğinde makamsal etkinin varlığı belirgindirTürkü, semai, divan, koşma biçiminde sınıflandırılan ezgiler, genellikle inici düzendedir Ezgiler doğal ve toplumsal olaylardan kaynaklanmıştır Edirne'de derlenmiş ünlü Türküler şunlardır: Edirne'nin Ardı Beyler, Çifte Kuburları Çaktım Almadı, Kırmızı Gül Albayler, Dut Fidanı Boyunca, Keten Gömlek Giyer Evlet, Seller Aldım Dermenemin Bendini, Kavak Kavaktan Uzundur, Püskül Pencereden Uçtu, Boyacının Hanları, Ahır Köyün Meşeleri, Tabağa Koyarlar Can Alim, Kaymağı Balı, Pınar Başının Gülleri, Alişimin Kaşları Kare, Edirne'nin Köprüsü, Çarşıdan Aldım Kestane, Viran Dayler Geleneksel oyunlar, tarihsel ve doğal konum nedeniyle zengin ve renklidir Bunlar, Trakya Bölgesi Halk Oyunları özelliğindedir Tümü, devinim, renk, ezgi, biçim yönünden Anadolu oyunlarından ayrılır Kasap Oyunu, Zigoş, Debreli Hasan, Kazibe, Çamko, Mendil, Alaybeyi, Karşılama en çok oynanan oyunlardır Çitme ve Dim ise, Edirne'ye özgü çocuk oyunlarıdır |
Edirnenin Mimari Kültüründen Örnekler Neler5 Tane Yazınız |
09-11-2012 | #4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Edirnenin Mimari Kültüründen Örnekler Neler5 Tane YazınızEdirne Kültürü Kırkpınar Şenlikleri Kırkpınar Heykeli-Büyük Resim için Tıklayın! Edirne'nin geleneksel yağlı güreşi Kırkpınar, yalnızca bir güreş olayı değil, kentte yaşamı da etkileyen bir olaydır 2005 yılında 644'üncüsü yapılan Kırkpınar güreşleri efsanevi bir kökene dayanır Bu bölümde Kırkpınar Etkinliği, tarihi geçmişi, gelenekleri, söylenceleri ve günümüzdeki konumuyla değerlendirilecektir Kırkpınar Söylencesi Güreşçiler Orhan Gazi'nin Rumeli'yi ele geçirmek amacıyla düzenlediği seferler sırasında, kardeşi Süleyman Paşa 40 askerle Domuzhisarı üstünde yürür Salla karşı kıyıya geçerler Domuzhisarı'nı ele geçirirler Öbür hisarların da ele geçirilmesinden sonra, 40 kişilik öncü birlik geri dönerİşte bu sefer sırasında gruptaki askerler, mola verdikleri her yerde güreşe tutuşurlarmış, bu birlikten iki yiğitin tutuştukları güreşte ise bir türlü kazanan olmazmış Önce şimdi Yunanistan sınırlar içindeki Samona'da güreşe tutuşmuşlar,günlerce süren güreşte çiftin yenişememiş Daha sonra, Hıdrellez gününde, Ahırköy çayırında(bazılarına göre Edirne'ye 17 km ötede Ortaköy Şosesi üzerlerinde), aynı çift yeniden güreşe tutuşmuşSabahtan geceyarısına değin süren güreşte, ikisi de solukları kesilip çayıra yığılıp kalmış, vefat etmişlerArkadaşları da onları bir incir ağacı altına gömmüş Yılllar sonra çıktıkları bir başka seferde arkadaşlarının mezarı başına gelen savaşçılar, burada akan gür bir pınar görürler Halk orada yatanların "Kırklardan" (ermiş) olduğuna inanır Yöreyi Kırkpınar diye adlandırır Bir söylenceye göre de, oraya ayak basanlar 40 kişi olduklarından adı Kırkpınar kalmıştır Sonraki yıllarda aynı yerde ölen kişilerin anısına güreş tutulmaya başlanmıştır Zamanla gelenekselleşmiş ve Kırkpınar Yağlı güreşlerine dönüşmüştür Bir başka Kırkpınar değerlendirmesi de; bu güreşlerin, Türkler Edirne'yi almadan yüz yıl önce Rumeli'ye geçen Sarı Saltuk tarafından oralara taşındığı ve Türklerin sonradan Sultan IMurat döneminde bu güreşlere sahip çıktığı yönündedir Cumhuriyet Döneminde Kırkpınar Güreşleri Yenik bir Güreşçi Kırkpınar Güreşleri, önce Balkan Savaşları; sonra IDünya Savaşı ve Yunan İşgali nedeniyle sınırlarımızın geçirdiği değişiklikler yüzünden asıl yerinde (Yunanistan'ın Samona Köyü Merası) ve kendi düzeninde yapılamazken, bir süre, Edirne dışında kalan ve Virantekke denilen yerde gerçekleştirilmiştir Cumhuriyet sonrasında (1924) ise, Kırkpınar adıyla değilse bile, ilk güreşler; dönemin Edirne Milli Eğitim Müdürü İsmail Habib Sevük tarafından, Türk Ocağı'na yardım amacıyla ve Sarayiçi'nde düzenlenmiştir Sonra bir süre Kırkpınar ağaları tarafından düzenlenen güreşler, izleyen yıllarda, Çocuk Esirgeme Kurumu ve Kızılay yöneticileri tarafından kurum yararına gerçekleştirilmiş; 1946 yılında Edirne Belediyesine geçmiştir Kırkpınar Güreşlerinde Ne Nedir? Kırkpınar Etkinliklerinin vazgeçilmez unsurları şunlardır: Kırkpınar Ağaları Eskiden güreşler ağanın denetiminde yapılırdı Kırkpınar Güreşlerinin en ilginç yönü Kırkpınar ağalığıdırPehlivanları çağıran, yarışmaları düzenleyen, gelen konukları ağırlayan, yemek ve yatacak yerlerini temin eden, örf ve adetlere uygun olarak güreşlerin yapılmasını sağlayan , ödüller veren ve güvenlik düzeni alan yetkilidir 1950 yılından bugüne kadar Kırkpınar ağaları şunlardır: YILI KIRKPINAR AĞASI 1950 Edirneli Murat Şener 1951 Edirneli Murat Şener 1952 Edirneli Murat Şener 1953 Edirneli Nurettin Manyas 1954 Edirneli Yaşar Yardımcı 1955 Edirneli Mehmet Çardaktan 1956 Edirneli İbrahim Bildik 1957 Edirneli Hüseyin Özakıncı 1958 Edirneli Ahmet Merter 1959 Edirneli Ahmet Merter 1960 Edirneli Salim Doğramacılar 1961 Edirneli Hilmi Atakan 1962 Edirneli Muhittin Ağaoğulları 1963 Trabzonlu Ali Rıza Keleşoğlu 1964 Edirneli Hasan Vatan 1965 Edirneli Hakkı Meriç 1966 Edirneli Muzaffer Bilge 1967 Çanakkaleli Muzaffer Şahin 1968 Çanakkaleli Muzaffer Şahin 1969 Karamürselli Gazanfer Bilge 1970 Karamürselli Gazanfer Bilge 1971 İstanbullu Celal Hacı Eyüboğlu 1972 Babaeskili Doğan Görkey 1973 Tokatlı Hamit Kaplan 1974 Samsunlu Şevki Alan 1975 Akyazılı Zülküf Karabulut 1976 Akyazılı Zülküf Karabulut 1977 Edirneli Murat Şener 1978 Tekirdağlı Sebahattin Tekcan 1979 Bandırmalı Süleyman Özmercan 1980 Edirneli Cemal Pul 1981 Edirneli Mehmet İriş 1982 Edirneli Ali Ayağ 1983 Edirneli Ali Ayağ 1984 İstanbullu Mustafa Bilgin 1985 İstanbullu Mustafa Bilgin 1986 İstanbullu Halil Kılıçoğlu 1987 Samsunlu Hasbi Menteşeoğlu 1988 Bursalı İbrahim Çayla 1989 Malatyalı Kemal Özkan 1990 Çanakkaleli Murat Köse 1991 Bayburtlu Alper Yazoğlu 1992 Bayburtlu Alper Yazoğlu 1993 Bayburtlu Alper Yazoğlu 1994 İstanbullu Oğuzhan Bilgin 1995 Tokatlı Hüseyin Şahin 1996 Tokatlı Hüseyin Şahin 1997 Tokatlı Hüseyin Şahin 1998 Tokatlı Hüseyin Şahin 1999 Babaeskili Ayhan Sezer 2000 Emin Doğnasoy 2001 Mustafa Saruhan Adına Oğlu Murat Saruhan 2002 Mardinli MSait Yavuz 2003 Necdet Çakır 2004 Edirneli Mustafa Altunhan 2005 İzmitli Adem Tüysüz 2006 İzmitli Adem Tüysüz Başpehlivan Güreşçiler Kırkpınar'ın en büyük ödülünü Başpehlivan alır ve bir yıl süreyle Türkiye Başpehlivanı ünvanını elinde tutar Bu ünvanı üç yıl arka arkaya koruduğu takdirde Altın kemerin sahibi olur Diğer kategorilerde birinci olanlara ve dereceye giren pehlivanlara verilen ödül ise özendirme niteliğindedir Pehlivan ödülü para olacağı gibidir Eski yıllarda Başpehlivana deve, baş-altı pehlivanına boğa, büyük-orta ya kısrak, diğer boylara da bunlara benzer ödüller verilirdi Cumhuriyet döneminde Kırkpınar başpehlivanları şunlardır: YILI KIRKPINAR BAŞPEHLİVANI 1924 Arnavut Benli Abdullah 1925 Geçkinli Yusuf Pehlivan 1926 Edirneli Kara Emin 1927 Manisalı Rıfat 1928 Kandıralı Kayakçı Ahmet 1929 Gastirvalı Mülayim Pehlivan 1930 Bandırmalı Kara Ali 1931 Bandırmalı Kara Ali 1932 Bandırmalı Kara Ali 1933 Bandırmalı Kara Ali 1934 Gastivarlı Mülayim Pehlivan İle Tekirdağlı Hüseyin Alkaya 1935 Tekirdağlı Hüseyin Alkaya 1936 Tekirdağlı Hüseyin Alkaya 1937 Tekirdağlı Hüseyin Alkaya 1938 Tekirdağlı Hüseyin Alkaya 1939 Tekirdağlı Hüseyin Alkaya 1940 Tekirdağlı Hüseyin Alkaya 1941 Tekirdağlı Hüseyin Alkaya 1942 Kurtdereli Mehmet 1943 Babaeskili İbrahim Esdi 1944 Hayrabolulu Süleyman 1945 Babaeskili İbrahim Esdi 1946 Sındırgılı Şerif Pehlivan 1947 Düzceli Çolak İsmail Atay İle Hayrabolulu Süleyman 1948 Kuleli Mustafa Pehlivan 1949 Sındırgılı Şerif Pehlivan 1950 Hayrabolulu Süleyman 1951 İzmitli İrfan Atan 1952 Balıkesirli Tarzan Mehmet 1953 İzmitli İrfan Atan 1954 Samsunlu İbrahim Karabacak 1955 İzmitli İrfan Atan 1956 Samsunlu İbrahim Karabacak 1957 Bandırmalı Hasan Acar 1958 İzmitli Adil Atan 1959 Samsunlu İbtahim Karabacak 1960 Samsunlu İbtahim Karabacak 1961 Sındırgılı Mehmet Ali Yağcı 1962 İzmirli Kara Ali Çelik İle Sındırgılı Mehmet Ali Yağcı 1963 Adapazarlı Sezai Kanmaz 1964 Sındırgılı Mehmet Ali Yağcı 1965 İzmirli Kara Ali Çelik 1966 Ordulu Mustafa Bük 1967 Ordulu Mustafa Büku 1968 Ordulu Mustafa Bük 1969 Babaeskili Nazmi Uzun 1970 İzmirli Kara Ali Çelik İle Karamürselli Aydın Demir 1971 Hasan Şahin 1972 Arap Mustafa Yıldız 1973 Ordulu Davut Yılmaz 1974 İzmirli Kara Ali Çelik 1975 Yarıda Kaldı 1976 Karamürselli Aydın Demir 1977 Karamürselli Aydın Demir 1978 Karamürselli Aydın Demir 1979 Sabri Demir 1980 Muğlalı Mehmet Güçlü 1981 Arap Mustafa Yılmaz 1982 Denizlili Hüseyin Çokal 1983 Denizlili Hüseyin Çokal 1984 Denizlili Hüseyin Çokal 1985 Sabri Acar 1986 İbrahim Gümüş 1987 Recep Kılıç 1988 Recep Gürbüz 1989 Saffet Kayalı 1990 Karamürselli Ahmet Taşçı 1991 Karamürselli Ahmet Taşçı 1992 Karamürselli Ahmet Taşçı 1993 Karamürselli Ahmet Taşçı 1994 Karamürselli Ahmet Taşçı 1995 Karamürselli Ahmet Taşçı 1996 Karamürselli Ahmet Taşçı 1997 Karamürselli Ahmet Taşçı 1998 Cengiz Elbeyi 1999 Karamürselli Ahmet Taşçı 2000 Karamürselli Ahmet Taşçı 2001 Ankaralı Vedat Ergin 2002 Hasan Tuna 2003 Kenan Şimşek 2004 Samsunlu Recep Kara 2005 Karamürselli Ahmet Taşçı 2006 Antalyalı Osman Aynur Cazgır Cazgır Yağlı güreşte pehlivanları seyircilere tanıtan, güreşe başlatan kişiye Cazgır veya Salavatçı denirCazgır hakem heyetinin eşleştirdiği pehlivanların adlarını, sanlarını, oyunlardaki hünerlerini, uygun mısra ve dualarla tanıtır Yağlanma Güreşler, kavranması güç olsun diye, pehlivanlar güreş meydanının uygun bir yerinde yağ ve su ile doldurulmuş kazanların etrafında yağlanırlar Pehlivanlar önce sağ el ile sol omuza, göğüse, kol ve kispete yağ sürerler, daha sonra sol el ile aynı işlemi yaparlar Güreş başladıktan sonra pehlivanlar çayırda dolaşan ibrikçilerden diledikleri zaman yağ ve su alabilirler Peşrev Güreşçi Temizlenirken Peşrev, bir ısınma ve kültür-fizik hareketidir Ahenkli bir şekilde yapılan bu hareketler, seyircilerin zevkini okşar, pehlivanın moralini yükseltir Pehlivan peşrev ile nefesini, kaslarını ve kalbini biraz sonra başlayacak olan mücadeleye hazırlar Güreşmek üzere hakem heyeti önüne gelmiş pehlivanların cazgır tarafında takdimi ve duası yapıldıktan sonra verdiği işaretle, çalınmaya başlayan davulların ve zurnaların nağmeleri arasında pehlivanlar ahenkli bir şekilde ellerini ve kollarını sallayarak peşreve başlarlar Peşrevde üç kez ileri, üç kez de geri gidişten sonra yere sol diz ile çökülerek önce sağ el yere , dize , dudağa ve alına üç defa değdirilir Hatta bazıları tarafından bir ot koparılarak ağza alınır ve ısırılır Bu merasim bittikten sonra tekrar sıçrayarak arada sırada Hayda bre pehlivan diye bağırılır Karşılıklı gidiş ve gelişten sonra hasmın paçaları yoklanır ve sırtı sıvazlanır, enseler bağlanır, eller tutuşur ve birkaç defa sallanılır, güreşe böylece girilmiş olur Kispet Yağlı güreşe çıkan her pehlivanın güreş malzemesinin başında Kispet gelir Manda, dana ve malak derisinden yapılan kispetin bel kısmı dört parmak genişliğinde ve kalın olur Beli sarması için kalın ip geçirilir ,bu kısma Kasnak denir Kispetin diz kapağının altına gelen yere Paça denir Paça ile baldır arasına Paçabent denilen keçe konur , deri kısım keçenin üzerine çekilir ve üzeri sicimle sıkıca bağlanır Sıkı bağlanmayan paçadan içeri giren parmaklar sayesinde oyun almak kolaylaşır Zembil Kispetler Zembil adı verilen sazdan bittiğinde kispet temizlenir derisinin kurumaması için yağlanır ve bir sonraki güreşe hazırlık yapmak üzere zembile konur Güreşi bırakan pehlivan zembilini duvara asarak bir daha güreşmeyeceğini anlatmak ister Davul ve Zurna Zurnacı Kırkpınar da davul ve zurnacılık belli gruplara açık artırma ile verilir Davul ve zurnalar eşliğinde güreşçiler Tutuş'a çağrılır ve güreş havaları ile hem pehlivanlar, hem de seyirciler coşturulur Kırmızı Dipli Mum Kırmızı dipli mum bildiğimiz parafin mumların dip tarafına kırmızı boya sürülmüş olanıdır Kırkpınar ağalığını yüklenen kişiler Mart ayı başından itibaren köylere, kasabalara, şehirlere Mühürlü Kırmızı Dipli Mumları göndererek panayırın ne zaman açılacağını, güreşlerin hangi tarihte yapılacağını bildirirlerdi Kırmızı dipli mumlar köy ve kasabaların kahvelerinin yüksekçe bir yerine asılır, böylece herkes Kırkpınar'a davet edildiklerini anlarlardı Yağlı Güreş Oyunları Bir Güreş Oyunu Anı Yağlı Güreşlerdeki oyunlar; ayakta yapılan oyunlar ve yerde yapılan oyunlar olarak maksatlarına göre , Elense, İç tırpan, dış tırpan, kaz kanadı, ayakta güreşi bağlama, budama, paça, kazık, kepçe, ters kepçe, kılıç atma, payanda, kemane, kemane çekme, kol bastı, tilki kuyruğu, köpek kuyruğu, yerde sürüme, köstek, künde (oturak kündesi, ayak kündesi, şark kündesi, bel kündesi), boyunduruk, kurt kapanı, yanbaş ve kombine oyunlar paça kazık, ellerin kenetlenmesi, sarma, cezayir sarması gibi sıralanabilir Yağlı Güreşlerde Cezalar Ceza gerektiren konular şunlardır : Rakibe , hakeme veya seyircilere söz veya el kol hareketi ile hakaret etmek, Güreş esnasında rakibi ile münakaşa etmek ,tartışmak, Ciddi güreş yapmamak, şike yapmak Yağlı güreşlerde yasak oyun ve diğer yağlı güreş kurallarına uymamak, hakem uyarılarını dinlememek Müsabakalar eleme usulü olup, yenilen elenir, kazanan devam eder Kırkpınar Töre ve Gelenekleri Kırkpınar Güreşlerinin kendine özgü kuralları ve töreleri vardır Düzenleme görevi Kırkpınar Ağasındadır Ağalık, açık arttırmada bir koça en çok para verende kalırAğa, güreşleri düzenler, tüm masrafları da üstlenir "Er Meydanı" da denen Kırkpınar'da güreşçileri halka tanıtan, güreşleri halka sunmak için "peşrev" çeken, "cazgır"lar da ilginç bir görüntü sergiler Kırmızı Dipli Mum Hıdrellez'den 20-25 gün önce Ağa, yöredeki yerleşim merkezlerine tanınmış kişi ve pehlivanlara, kırmızı dipli mumlarla çağrı gönderir Güreşlere bir hafta kala, çevreden esnaf ve satıcılar meydanın çevresindeki işyerlerinde mallarını sergilemeye başlarlar Günümüzde, Kırkpınar güreşlerinin tarihi, her yıl Edirne Belediyesince tespit edilerek ilan edilmektedirGeleneklerin korunduğu güreşler, halen yürürlükte bulunan 14 Mayıs 1984 tarihli 18401 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Yağlı Güreş Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak düzenlenmektedir Hakemler, kule ve meydan hakemleri olarak yönetmelik hükümlerine göre görev yaparlar Pehlivanların kayıt işlemleri, sağlık muayeneleri ve boy ayrımları görevli hakemlerce yerine getirilir İlk gün hazırlık niteliğinde güreşler yapılır Pehlivanların belden yukarıları çıplaktır Meşin deriden "kıspet" denilen paçaları dar bir don giyerler Yağlanıp tartıya çıkarlar Daha sonra "cazgır" lar, onları "peşrev" çekerek tanıtır Peşrevin ardından davul-zurna eşliğinde güreşçiler "tutuş"a davet edilirGelir, el sıkışır ve halkı selamlarlar Eski pehlivanlardan Ağa'nın seçtiği hakemler güreşi izler ve kararlarını bildirirler İlk iki günde "deste", "küçük", ve "orta" boy güreşleri yapılır Üçüncü gün "başaltı" ve "başpehlivanlık" güreşleri yapılır Güreşlerin sonunda sonraki yılın Kırkpınar Ağasının belirlenmesiyle, eski ağaların çadırına gidilir Kutlama sonucunda yeni ağanın çadırına dönülür Tellal, cazgır, meydancı, sucu, yağcı gibi hizmet edenlere yeni ağa uygun bahşişler verir Ödül töreninin ardından eski ağa, kapanış niteliğinde mevlit okutur Kırkpınar'da dereceye giren pehlivanlara çeşitli kamu kurum ve kuruluşları ile özel kişi ve kuruluşlarca çeşitli hediyeler verilir Baş pehlivana Altın Kemer takılır Eğer Baş pehlivan üç yıl ardarda Altın Kemer'i kazanırsa kemerin sahibi olur Edirne Belediyesince de ilk üç dereceye giren pehlivanlara altın, gümüş, bronz, madalya ve kategorilere göre tesbit edilen para ödülü verilir Bunun yanısıra güreşe katılan tüm pehlivanlara yolluk ve tur ücreti ödenir Edirne Belediyesi Kırkpınar güreş ve şenliklerinin turistik önemini de dikkate alarak gerek yurt içi, gerekse yurtdışında da ilgi görmesi için çalışmalar yapmaktadır Kel Aliço'nun Kırılamayan Rekoru Cumhuriyet öncesi tespit edilebilen en uzun süreli ilk Başpehlivanı Kel Aliço'dur ve 26 yıl boyunca Kırkpınar Başpehlivanı olmuştur Adalı Halil'in de ustası olan Kel Aliço, 1922 yılında vefat etmiş ve İpsala'nın Koyunyeri köyüne gömülmüştür Sert güreşleri nedeniyle "Gaddar Aliço" olarak ta anılmaktadır Kırkpınar Oyunları'nın Özellikleri Kırkpınar güreş oyunları belli kurallar bütünüyle bir özellik arz eder Bu özellikler Yenme ve Yenilme Biçimleri olarak bilinir: Yenme ve Yenilme Biçimleri Yağlı güreşlerde şu altı durum yenmenin ve yenilmenin işareti sayılır Rakibi yerde çevirerek veya ayakta düşürerek SIRTÜSTÜ getirmek; Rakibi ayaklarından yakalayarak ve tepe üstü dikerek, yani ÇİVİYUKARI yaparak sırtını yere getirmek; Rakibi kıç üstü düşürerek veya arka üstü getirerek AÇIK DÜŞÜRMEK; Rakibi kucaklayarak ve ayaklarını yerden keserek en az üç adım taşımak, yani TARTARAK YENMEK; PES ETTİRMEK; Rakibin ayağından kispetin çıkması veya boydan boya yırtılmasıyla kıspet çıkarmak |
Edirnenin Mimari Kültüründen Örnekler Neler5 Tane Yazınız |
09-11-2012 | #5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Edirnenin Mimari Kültüründen Örnekler Neler5 Tane YazınızEdirne Kentinin Piknik Alanları - Mesire Yerleri Söğütlük Edirne'nin çok güzel mesire yerleri vardır Bunların başında Kırkpınar güreşlerinin yapıldığı Sarayiçi gelir Sarayiçi, Tunca nehrinin iki kolu arasında, ağaçlarla ve zümrüt gibi çayırlarla kaplı ufak bir adacıktır Sarayiçi'nde Bizans çağında sık ağaçlardan oluşan bir ormanın bulunduğu ve Bizans prenslerinin avlanmak için buraya geldikleri bilinir Sarayiçi Osmanlı döneminde de bu özelliğini korumuştur Öte yandan Edirne-Karaağaç Yolu üzerindeki ve Meriç Nehri boyunca uzanan ağaçlık Söğütlük mesiresi de çevrenin en güzel dinlenme yerlerinden biridir Bu bakımdan içme suyuyla ünlü Karaağaç'ı da saymak gerekir Edirne'ye 18 km uzaklıktaki ve Türkiye'nin Bulgaristan üzerinden Avrupa'ya açılan karayolu kapısını oluşturan Kapıkule ile Edirne' den 7 km ötede Türk-Yunan sınır kapısı bulunan Pazarkule de kentin gezilip görülecek yerleri arasındadır Edirne, hem E-5 Karayolu üzerinde olması, hem Kırkpınar gibi bir Şenliğin merkezi olması, tarihi ve turistik açıdan Osmanlı başkentliği yapmış bir şehir olarak sahip olduğu tarihi eserler açısından, hem de mesire yerleriyle önemli bir turizm merkezidir E-5 karayolu üzerinde ve mesire yerlerindeki otel, motel ve restoranlar da bu potansiyele olumlu katkıda bulunmaktadır Kentte, işletme belgeli Kervan Otel, Sultan Otel, Kervansaray Otel, Park Otel, Balta Oteli, Taşhan ve Fifi Motel Kampta toplam oda sayısı 235, yatak sayısı 450'dir Kente yıl boyunca işçi ve yabancı turist olarak gelen turist sayısı 1,5 milyon dolayındadır Bir çoğu transit geçiş yapmakla birlikte konaklama isteyenler kentteki tesislerde bu ihtiyaçlarını giderebilmektedir |
Edirnenin Mimari Kültüründen Örnekler Neler5 Tane Yazınız |
09-11-2012 | #6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Edirnenin Mimari Kültüründen Örnekler Neler5 Tane YazınızEdirne Halk Edebiyatı Halk Oyunları Edirne, konumu nedeniyle tarih boyunca Anadolu'dan Balkanlar'a geçiş yolu üzerinde önemli bir merkez olmuştur Başkent olunca da Osmanlı-Türk kültürel etkinlikleri burada yoğunlaşmıştır Göçmenlerle gelen kültürel öğelerin yöre kültürüne etkisi belirgindir Bu etkenlere bağlı olarak yörede, Halk Edebiyatının bilinen usta örneklerine rastlanmaktadır Göçleri, bozgunları en yoğun biçimde yaşayan yöre halkı acılarını, özlemlerini, sıkıntılarını "Rumeli Türküleri" diye bilinen yanık türkülerle, yarattığı söylenceler, atasözleri, deyimlerle dile getirmiştir Dil özelliklerinin belirgin olduğu manilerde konu, sevdalar ve ayrılıklardır Sosyal boyutlu maniler de vardır Edirne Halk Müziği ve Halk Oyunları Edirne kendini çevreleyen toprakların müzik ve oyun kültüründen etkilenmiştir Bu nedenle de kendine özgü bir renklilik gösterir Oyunlar, genellikle bitişik ya da ayrık düzende oynanır Ayrık düzende oynananlar karşılama, bitişik düzende oynananlar hora diye adlandırılır Edirne Halk Müziğinde makamsal etkinin varlığı belirgindirTürkü, semai, divan, koşma biçiminde sınıflandırılan ezgiler, genellikle inici düzendedir Ezgiler doğal ve toplumsal olaylardan kaynaklanmıştır Edirne'de derlenmiş ünlü Türküler şunlardır: Edirne'nin Ardı Beyler, Çifte Kuburları Çaktım Almadı, Kırmızı Gül Albayler, Dut Fidanı Boyunca, Keten Gömlek Giyer Evlet, Seller Aldım Dermenemin Bendini, Kavak Kavaktan Uzundur, Püskül Pencereden Uçtu, Boyacının Hanları, Ahır Köyün Meşeleri, Tabağa Koyarlar Can Alim, Kaymağı Balı, Pınar Başının Gülleri, Alişimin Kaşları Kare, Edirne'nin Köprüsü, Çarşıdan Aldım Kestane, Viran Dayler Geleneksel oyunlar, tarihsel ve doğal konum nedeniyle zengin ve renklidir Bunlar, Trakya Bölgesi Halk Oyunları özelliğindedir Tümü, devinim, renk, ezgi, biçim yönünden Anadolu oyunlarından ayrılır Kasap Oyunu, Zigoş, Debreli Hasan, Kazibe, Çamko, Mendil, Alaybeyi, Karşılama en çok oynanan oyunlardır Çitme ve Dim ise, Edirne'ye özgü çocuk oyunlarıdır |
|