![]() |
Nicolas Steno Hakkında - Nicolas Steno Hakkında Bilgi |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Nicolas Steno Hakkında - Nicolas Steno Hakkında BilgiNicolas Steno Hakkında - Nicolas Steno Hakkında Bilgi Nicolas Steno Hakkında - Nicolas Steno Hakkında Bilgi Nicolas Steno (11 Ocak 1638 - 25 Kasım 1686) (Danca: Niels Stensen, Latince yazılı kitaplarda Nicolaus Steno), anatomi ve jeoloji dalında Danimarkalı öncü bir bilim adamı Hali hazırda 1659 yılında, sadece bir kitapta yazdığı için bilgileri kabul etmemeye, bunun yerine kendi kendine araştırıp açıklığa kavuşturmaya karar verdi Steno, jeoloji ve stratigrafinin babası olarak kabul edilir Ekim 1666'da, iki balıkçı Livorno kenti açıklarında büyük bir dişi köpekbalığı yakalarlar ve bunun haberini alan Toskana grandükü Ferdinando II de'Medici yakalanan hayret verici bu köpek balığının incelenmesi için kafa kısmının Steno'ya getirilmesini emreder Steno parçalara ayırdığı kadavrayı dikkatle inceleyerek buna dair elde ettiği bulguları 1667 yılında yayınlar Steno, köpekbalığı dişlerinin, kaya oluşumları içinde gömülü bulunan ve kendi çağdaşlarının dile benzedikleri için glossopetrae yani "konuşan taşlar" olarak adlandırdığını belirli taş nesnelerle şaşırtıcı derecede büyük benzerlikler taşıdığını fark etti Romalı yazar Plinius gibi bazı antik dönem yazarlar, örneğin onun "Doğa Tarihi" (Latince: Naturalis Historia) isimli eserinde, bu taşların gökten ya da Ay'dan düştüklerini öne sürmüştür Bu antik dönem yazarların fikirlerini takip eden diğerleri de, bu fosillerin taş ve kayalar içinde kendiliğinden doğal olarak büyüdükleri görüşündeydiler Örneğin Steno'nun çağdaşlarından biri olan Athanasius Kircher, [[Aristotelesçilik |Aristotelesçi]] bir yaklaşımla, bahsi geçen fosillerin "tüm geokozmik vücudun (vahdeti vücut) taşa çevrilmiş bir fazileti" olarak tanımlamış ve yeryüzünün doğal bir özelliği olarak kabul etmiştir Ancak Fabio Colonna, 1616 yılında yayınlanan De glossopetris dissertatio isimli ahitnamesinde zaten konuşan taşların, glossopetrae'nın köpekbalığı dişleri olduğunu inandırıcı bir şekilde göstermişti[5][6] Steno, Colonno'nun teorisine ek olarak glossopetrae ile yaşayan köpekbalıklarının dişleri arasında kompozisyon farklılıkları olduğuna dair yeni bir tartışma konusu ekledi Steno, bu dönemdeki nesnecik kuramını kullanarak, fosillerin şekil değiştirmeseler bile, sahip oldukları ilk kimyasal bileşimlerin zaman içinde değişebileceğini öne sürdü Steno'nun köpekbalığı dişleri üzerindeki çalışması onu, böyle bir kaya veya kaya katmanı gibi herhangi bir katı nesnenin başka bir katı nesnenin içinde nasıl gelmiş olabileceği sorusuna yöneltti Steno'nun ilgisini çeken sadece "katı nesne içindeki katı organ parçaları" değildi Aynı zamanda, bizim bugün tanımladığımız gibi mineraller, kristaller, kireç oluşumları, kireç kabukları, kaya ve taş damarlar gibi tüm kaya katmanları ve tabakaları da ilgilendiriyordu Steno, buna dair yaptığı jeolojik çalışmaları 1669 yılında, "De solido intra solidum naturaliter contento dissertationis prodromus" veya "Katı Bir Nesne İçinde Doğal Olarak Kaplanmış Bululan Katı Bir Vücut Hakkındaki Teze Dair Bir Ön Söylem" isimli bir kitabında yayınladı Steno fosillerin, yaşayan organizmalar olduğunu belirten ilk kişi değildi; nitekim çağdaşları Robert Hooke ve John Ray de fosillerin, bir zamanlar yaşayan organizmaların kalıntıları olduğunu savunmuştur Kuvars kristalleri şeffaflık sergilerSteno, 1669 tarihli "Dissertationis prodromus" isimli kitabında stratigrafi biliminde bugün de itibar edilen beş ilkeden üçünü belirlemiştir:[7] 1) Üst üste bulunma prensibi/süperpozisyon prensibi (principle of superposition) Ardışık taşkınlar önceki çökellerin üzerine gelen ya da depolanan yeni çökel tabakalarını oluşturur Bu çökel tabakaları taşlaşarak çökel kayaç haline gelir Bu yüzden bozulmamış bir çökel kayaç tabakası diziliminde en yaşlı tabaka altta ve en genç tabaka üsttedir Bu üst üste bulunma ilkesi katmanların ve içerdikleri fosillerin göreceli yaşlarının belirlenmesi için temeldir 2) Orijinal yataylık prensibi (principle of original horizantality) Steno aynı zamanda çökel tanelerinin yerçekimi etkisi altında suda çökeldiğinden ötürü sedimanın başlangıçta orijinal yataylılık ilkesini gösterir şekilde temelde yatay tabakalar olarak depolandığını gözlemiştir Bu yüzden yataydan eğimlenen çökel kayaç tabaka istifi depolanma ve katılaşma sonrasında eğimlenmiş olmalıdır 3) Yanal devamlılık prensibi (principle of lateral continuity) Steno’nun üçüncü ilkesi olan yanal devamlılık ilkesi, çökellerin depolanma havzasının kenarında incelenene, sıkışana ya da sönümlenene kadar tüm yönlerde yanal olarak yayıldığını belirtir Sedimanter birimler depolandıkları ortama bağlı olarak uzun mesafelerde devamlılıklarını korurlar[8] Bu ilkeler, Jean-Baptiste L Roma de l'Isle tarafından 1772 yılında uygulanarak geliştirildi Steno'nun, farklı dönemlerdeki farklı canlıların fosil kayıtlarında kronolojik bir sıralama olduğuna ve tabaka istifinin altındaki fosillerin tabakanın üstündekilerden daha yaşlı olduğuna hüküm verdiği Landmark Teorisi, Darwin'in doğal seçilim yoluyla evrim teorisinin oluşmasında başlıca bir şart oluşturdu Steno'nun "Sabit Açılar Konumu Yasası" veya basitçe "Steno Yasası" olarak bilinen öne sürdüğü başka bir ilkesinde, kristal yüzlerinde mevcut olan açıların aynı kristal türlerinde aynı örnekler oluşturduğunu belirtmesi jeoloji biliminde temel bir atılım gelişmesi olmuş ve kristal yapısına dair sonra gelecek olan tüm araştırma ve çalışmaların temel kaynağını teşkil etmiştir |
![]() |
![]() |
|