Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Genel Bilgiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
atatürkün, hakkında, kişisel, nelerdir, özellikleri

Atatürkün Kişisel Özellikleri Nelerdir? Atatürkün Kişisel Özellikleri Hakkında

Eski 09-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürkün Kişisel Özellikleri Nelerdir? Atatürkün Kişisel Özellikleri Hakkında



Atatürkün Kişisel Özellikleri Nelerdir? Atatürkün Kişisel Özellikleri Hakkında
Atatürkün Kişisel Özellikleri Nelerdir? Atatürkün Kişisel Özellikleri Hakkında

Atatürk'ün Kişisel Özellikleri

AÇIK SÖZLÜLÜĞÜ

Atatürk, doğruyu söylemekten asla çekinmezdi "Ben, düşündüklerimi daima halkın huzurunda söylemeliyimyanlışım varsa halk beni tekzip eder" derdi

ÇOK CEPHELİLİĞİ

Atatürk, çok cepheli bir liderdi O, hem fikir, hem de hareket adamıdır Yani bir taraftan Türk inkılabının hazırlayıcısı, diğer taraftan da uygulayıcısı olmuştur Hem düşünen, hem de eserler veren Atatürk, çok yönlü bir lider olduğunu göstermiştir

EĞİTİMCİLİĞİ

Atatürk, toplumu çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkarmayı amaçladığı için milli eğitim ile yakından ilgilenmiştirO, "Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüce bir toplum olarak yaşatır; ya da bir milleti esaret ve sefalete terk eder" demiştir

GURURA YER VERMEMESİ

Atatürk, kurduğu cumhuriyet yaptığı inkılaplar ve kazandığı zaferlere rağmen gurura kapılmamıştır “Ben yaptım!” sözünden hep kaçınmıştır Her zaman: “Türk milleti başardı” demiştir

HAKİKATİ ARAMA GÜCÜ

Hakikati aramak ve hakikati konuşmak, Atatürk'ün yöntemiydi O, akıl ve bilime değer verirdi Olaylara bir bilim adamı gözüyle bakarak hakikati bulmaya çalışırdı "Akıl ve mantığın halledemeyeceği mesele yoktur" derdi

Atatürk, gerçekçi bir insandı Olaylar ve kişiler karşısında gerçekleri çekinmeden söylediği gibi, doğru olanın gerçekleşmesi için elinden geleni de yapardı O, yapacağı bir işte önce engelleri görür, onları birer birer ortadan kaldırır, sonunda amacına ulaşırdı Hayalcilikten uzaktı

İDEALİSTLİĞİ

Atatürk'ün en büyük ideali, Türk Milleti'nin "En medeni ve refah seviyesi yüksek bir millet olarak varlığını yükseltmek"tiBir idealist olarak, en kısa zamanda bu hedefe ulaşmak istiyordu Onun diğer bir amacı da tüm ulusların barış içinde yaşamasıydı Atatürk, Türk milletinin çağdaşlaşması için önüne çıkan tüm engelleri yenmiştir

İLERİ GÖRÜŞLÜLÜĞÜ

Atatürk, olayların gidişini değerlendirerek sonucunu tespit ederdi Çanakkale Muharebeleri sırasında, düşman donanmasının nerden çıkarma yapabileceğini önceden sezerek gerekli tedbiri alması, savaşın sonucunu değiştirmiştir

İNSAN ve MİLLET SEVGİSİ

Atatürk, milletini çok severdi milleti uğruna gece gündüz çalışmış, en umutsuz zamanlarda bile milletle beraber olmayı, millete güvenmeyi kendine prensip edinmişti O yalnız kendi milletine değil bütün uygar milletlere saygı duymuştur

İYİ KALPLİLİĞİ

Atatürk, iyi kalpliydi İnsanlığı bekleyen felaketlere karşı sürekli çareler arardı Ona göre gayesi barış olmayan bir savaş, cinayetti

MANTIKLILIĞI

Keskin bir mantık ve zekâ gücüne sahip olan Atatürk, hayatı boyunca akıl ve mantığa büyük önem vermiştir Bu özellik, onun evrensel devlet adamı olarak tanınmasında büyük bir rol oynamıştır "Bizim akıl, mantık ve zekâ ile hareket etmek en belirgin özelliğimizdir" diyerek ülke sorunlarında mantık ve şuurla hareket edildiğini göstermiştir

METODLU ÇALIŞMASI

Atatürk, yapılacak işlerin zamanını ve sırasını çok iyi bilirdi O yapacağı işlerde her şeyi sırayla yapardı Önce engelleri ortadan kaldırır, sonra hedefe varmada hiç zorlanmazdı

REHBERLİĞİ

Atatürk, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktıktan hemen sonra başladığı işlerde bir rehberin bütün özelliklerini sergilemişti O, millete en doğru yolu göstermişti

SABIR ve DİSİPLİN ANLAYIŞI

Atatürk, önemli düşünceler karşısında önce düşünür, inceler, araştırır ve tartışır; sonra da kesin kararını verirdi Verdiği kararın uygulanma zamanını ise sabırla beklerdi Atatürk, disipline de çok önem verirdi Bir işi yapmaya karar verdiği zaman ısrarla o konu üzerinde çalışır Asla vazgeçmezdi

SANATSEVERLİĞİ

Atatürk, sanata düşkündü O, Türk milletinin engin bir sanat zevki olduğuna inanırdı

ÜMİTSİZLİĞE YER VERMEMESİ

Atatürk, asla ümitsizliğe düşmezdi İç ve dış düşmanların çokluğuna rağmen Milli Mücadeleyi başlatmış ve başarmıştır

VATAN SEVERLİĞİ

Vatan sevgisi, Atatürk'ün en önemli özelliğidir Vatanın savunulması için hiçbir fedakârlıktan kaçınmamıştır Vatan savunmasını her şeyden önemli ve her şeyden üstün gören Atatürk'ün İstiklâl Savaşı'nın kazanılmasında vatan sevgisi ve Türk milletine olan güveni, önemli bir yer tutar

Vatan ve millet sevgisi Atatürk'ün taşıdığı özelliklerin temel taşıydı O vatanı ve milleti için canını seve seve verebilecek bir karaktere sahipti O, kişisel egemenliği ortadan kaldırmış, egemenliği kayıtsız şartsız milletine vermiştir Bununla milletine olan güvenini, sevgisini açıkça göstermiştir

YÖNETİCİLİĞİ

Mustafa Kemal, iyi bir yönetici için gerekli bütün özelliklere sahipti Kibar davranışları, dürüstlüğü, emir veriş tarzıyla örnek olmuştur Gerek devlet yönetiminde gerekse askerlik hayatı boyunca hiçbir zaman maceraya yer vermemiştir Atatürk; "Büyük kararlar vermek, kâfi değildir Bu kararları cesaret ve kesinlikle tatbik etmek lâzımdır" diyerek verdiği kararlarda ısrarcı olmuş ve sonucun kendi istediği şekilde çözümlenmesi için uğraşmıştır

Alıntı Yaparak Cevapla

Atatürkün Kişisel Özellikleri Nelerdir? Atatürkün Kişisel Özellikleri Hakkında

Eski 09-11-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürkün Kişisel Özellikleri Nelerdir? Atatürkün Kişisel Özellikleri Hakkında



ATATÜRK'ÜN KİŞİLİĞİ

Atatürk, Millî Mücadele'de millî birliği temin eden eşsiz bir lider, muharebe meydanlarında efsanevî bir kumandan, devlet kuran büyük siyaset ada·mı, milletin çehresini değiştiren kûdretli bir inkılâpçıdır Bu vasıflarıyla, insanlık tarihinin tanıdığı en büyük adamlardan biri olduğunda şüphe yoktur Kahramanlık ve yüksek insanlık meziyetlerini en yüksek seviyede taşıdığında dünya tarihçileri ve fikir adamları tereddütsüz birleşmektedir Tarihin büyük tanıdığı şahsiyetlerle mukayesesi yapıldığı zaman türlü bakımlardan bariz üstünlükleri göze çarpmaktadır Bir kere bütün bu dehalara üstün tarafı, hem fikir hem hareket adamı oluşudur O, fikri ve hareketi kişiliğinde birleştirmiş bir lider idi Fikir ve düşüncelerinin özünü oluşturan Atatürkçülük, her türlü dogmatik unsurdan sıyrılmış akılcı bir dünya görüşüdür Memleket gerçeklerinden kaynaklanan, problemler karşısında aklın ve ilmin rehberliğini kabul eden bu gerçekçi görüş, gerek Türk Bağımsızlık Savaşı'nın gerekse onu izleyen Türk çağdaşlaşma hareketi'nin esasını oluşturmaktadır

Atatürk, milletin tarihî seyrini değiştirebilecek üstün meziyetleri sayesinde, memleketi askerî ve siyasî zaferlerle uçurumun kenarından kurtarmıştır Dünya tarihirıde, her türlü imkânsızlığa rağmen inandığı fikri tatbik sahasına dökmüş "Ya istiklâl, ya ölüm!" parolası ile bir Millî Mücadele kazanınış, arkasından yepyeni hüviyette bir çağdaş millet ve devlet yaratmış adam azdır İçinde bulunduğu şartları değerlendirmede, engelleri ortadan kaldırmada gösterdiği büyük başarı Atatürk'ün ayrı bir özelliğini teşki1 etmektedir Diyebiliriz ki Atatürk, Türk toplumunda sadece çağdaşlaşma gereğini gördüğü için değil, bu çağdaşlaşmayı en kısa zamanda gerçekleştirecek yolu gösterdiği için ve nihayet çağdaşlaşmaya engel olan etkenleri cesaretle bertaraf ettiği için büyüktür Esasen "Modern Türkiye'nin Kurucusu" sıfatını da işte bu büyüklüğünden almaktadır

Büyük Nutkun sonlarında, Türk gençliğine hitaben çizdiği tablo, aslında, kendisi mücadeleye atıldığı zaman, memleketin içinde bulunduğu tablodur Atatürk, en güç şartlar altında bile, herşeyin bitti zannedildiği bir zamanda bile, Türk milletine güven hissinin kaybolmaması gerektiği gerçeğirri, eseriyle ispatlamış bir millî kahramandır; onun için sembol olmuştur, onun için bayrak olmuştur

Atatürk gerçeğin adamıdır; sağduyunun ve ince görüşün adamıdır Nerde ne yaptı, neye karar verdi ise daima en iyisini yapmış, en hayırlısına karar vermiştir Halkın eğilimlerini çok iyi sezen ve ruhlara sızmasını bilen usta inkılâpçılığı sayesindedir ki müşterek arzu ve eğilimler kolayca millî ülkü haline gelebilmiştir Giriştiği mücadelenin başından sonuna kadar Türk milletinin yüksek vasıflarına güvenmiş, kazanılan her türlü zaferin milletin eseri olduğunu söylemiştir Bütün teşebbüslerinde millet sevgisine dayanmış, kudretli kişiliği ve gerçeği sezişe dayanan ikna kuvvetiyle kütleleri sürükleyebilecek bir lider olduğunu göstermiştir Millî kurtuluşa bayrak olan fikirleri, görüşleri ve ölmez eseriyle, tesirleri memleket sınırlarını aşmış, mazlum milletlerin bağımsızlık ve hürriyet mücadelesinde manevî kuvvet olmuştur

Atatürk yaratıcısı, yapıcısı olduğu "Türk İnkılâbı"nı ifade ederken: "Bu inkılâp, yüksek bir insanî ülkü i1e birleşmiş vatanperverlik eseridir Çocuklarına bütün güzellikleri ve bütün büyüklükleri görmek ve aynı zamanda bütün sefaletlere acımak sanatını öğretmektedir" diyordu Kendisi de yarattığı inkılâbın imanlı bir yapıcısı sıfatıyla bütün dünyaya açık yürekle, samimiyetle ve dostlukla bakıyordu Gerçekten, "Ne Mutlu Türküm diyene!" vecizesiyle kalplere millî iman perçinleyen Atatürk, aynı zamanda insanlık idealinin ve insan sevgisinin de sembolü idi Yabancıların, "Düşmanlarınız kimlerdir?" sorusuna, "Biz kimsenin düşmanı değiliz; yalnız insanılığın düşmanı olanların düşmanıyız!" cevabını veriyordu İşte bu insancıl yönü iledir ki tamamen millî nitelik taşıyan "Atatürk İnkılâbı" aynı zamanda bütün insanlığın hayranlığını da üzerinde toplamaktadır

Atatürk'ün insanlık değerlerine içten ve büyük saygısı vardı O, bütün insanlığın asırlar boyu övdüğü ııe övündüğü meziyetleri üstün kişiliğinde toplamıştı Hayatı boyunca gösterdiği davranışlar bu meziyetleri sergiliyordu Şöyle ki:

Muzaffer Başkomutan olarak İzmir'e girdiği gün, önüne serilen düşman bayrağını, "Bayrak bir milletin bağımsızlık alâmetidir; düşmanın da olsa saygı göstermek gerekir!" diyerek, onu yerden kaldırtan,

Bir milleti hürYiyet ve bağımsızlığa kavuşturan büyük eserinin haşmeti karşısında, memleketin büyük sanatkârları, şairleri, tiyatro sanatçıları elini öpmek istedikleri zaman "Sanatkâr el öpmez; sanatkârın eli öpülür!" cevabını veren,

Çanakkale'de kendisine karşı savaşırken bir kolunu kaybeden ünlü Fransız Generali Gouraud'ya, yıllar sonra Ankara'da karşılaştıkları zaman -Generalin boş kolunu işaret ederek- : "Türk topraklarında yatan şerefli kolunuz, memleketlerimiz arasında son derece kıymetli bir bağdır!"diyen,

Çanakkale şehitleri törenine konuşma yapmak üzere giden bir Bakanına, harpte ölen diğer millet askerleri için de: "Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız Huzur içinde uyuyunuz!" diye not yazdıran,

Mısır elçisine, bir sabah, Çankaya sırtlarından doğmakta olan güneşi göstererek: "Doğudan şimdi doğacak olan güneşe bakınız! Şu anda günün ağardığını nasıl görüyorsam, uzaktan bütün doğu milletlerinin de uyanışını öyle görüyorum Bağımsızlık ve hürriyetine kavuşacak daha çok kardeş millet vardır Bu milletler, bütün güçlüklere, bütün engellere rağmen mânileri yenecekler ve kendilerini bekleyen geleceğe ulaşacaklardır Müstemlekecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve yerlerini milletler arasında hiç bir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir âhenk ve işbirliği çağı alacaktır!"

Diyen Büyük Atatürk, gerçekten insan sevgisinin ve insanlık idealinin kolay erişilemeyecek bir örneği idi Bu davranışlar, belki de insanlık tarihinde eşi olmayan şeylerdi ve O'nun büyüklüğünü, O'nun genişliğini, O'nun engin hoşgörüsünü simgeliyordu

"Yurtta barış, cihanda barış" için çalışmak, Atatürk için dünyamızda yaşayan bütün insanları birbirine daha çok yaklaştırmak, daha çok sevdirmek yolundaki çabaların bir parçası idi O, "İnsan herşeyden önce mensup olduğu milletin varlığı ve mutluluğu için çalışmalı; fakat başka milletlerin de huzur ve refahıni düşünmelidir" derken, işte bu çabasını dile getiriyordu Atatürk'e göre "Dünya milletlerinin mutluluğuna çalışmak, diğer bir yoldan kendi huzur ve mutluluğunu temine çalışmak, demekti" Çünkü, "dünyada ve dünya milletleri arasında sükûn ve iyi geçim olmazsa, bir millet kendi kendisi için ne yaparsa yapsın huzurdan mahrumdu" İşte Atatürk'ün "Yurtta barış, dünyada barış" ilkesinin kökleri böyle insancıl bir düşünceden, böyle insancıl bir idealden kaynaklanıyordu

Atatürk'e göre "Milletleri idare edenlerin vazifesi, hayatı mutlu kılmak hususunda milletlerine yol göstermekti Bütün insanlığın varlığını kendi şahıslarında gören adamlar mutsuzdiı Hayatta mutluluk, ancak gelecek nesillerin şerefi, varlığı ve huzuru için çalışmakla mümkündü Natta bir devlet adamı böyle hareket ederken "Benden sonra gelecekler, acaba böyle bir ruhla çalıştığımı fark edecekter mi diye bile düşünmemeliydi"

O, karşılık beklemeksizin, insanlığın mutluluğuna hizmet edebilecek adam yetiştirmenin, en büyük zevk olduğunu söylüyor ve şöyle diyordu: "Bahçesinde çiçek yetiştiren insan, bu çiçekten birşey bekler mi? Adam yetiştiren insan da, çiçek yetiştirendeki hislerle hareket etmelidir Ancak bu tarzda düşünen ve çalışan adamlardır ki memleketlerine, milletlerine ve bunların geleceğine faydalı olâbilirler"

Atatürk'e göre, milletler arasında düşmanlıkların yerini akrabalık bilinci almalı idi Kıta'alar ve milletler arasında ırkçı ve şoven yaklaşımlar, yerini bütün insanlığın paylaştığı bazı ortak değerlere terk etmeli idi "İnsanları mesut edecek yegâne vasıta, onları birbirine yaklaştırarak, onları birbirlerine sevdirecek karşılıklı maddî ve manevî ihtiyaçlarını temine yarıyan hareket ve enerji idi Dünya barışı içinde insanlığın gerçek mutluluğu, ancak bu yüksek ideal yolcularının çoğalması ve muvaffak olmasıyla mümkün olacaktı Dünya vatandaş(arı kıskançlık, açgözlülük ve kinden uzaklaşacak şekilde eğitilmeli, insanlığın bütününün refahı, açlık ve baskının yerini almalıydı" Bütün milletlerin çağdaş uygarlık düzeyinde birleşmesi, bu ortak uygarlığa dahil olması Atatürk'ün en samimî arzusu idi Çünkü O, insanlığın hepsini bir vücut ve her milleti bunun bir organı sayıyordu

Atatürk'e göre, insanlar arasında artık hiçbir renk, din ve ırk ayırımı tanımayan bir ahenk ve işbirliği çağı açılmalı, milletler bağımsızlıklarını, millî niteliklerini, millî kültürlerini kaybetmeksizin, her türlü emperyalist görüşün dışında, insanlığın ortak değerlerinde birleşmeli idi Bu ortaklaşa değerlerin kıtaları birbirine bağlaması, insanları renk, ırk ve din farkı gözetmeksizin birbirine yaklaştırması lâzımdı Çünkü insanlığın yükselmesi, insanlık idealinin gerçekleşmesi bu şuurun ayakta tutulmasına bağlı idi İşte Atatürk, görüş ve düşünceleriyle, bu yönüyle de insanlık tarihi önünde aşılamayacak bir büyüklüğü temsil etmektedir

Son söz olarak diyebiliriz ki, Atatürk'ün hayatı, şahsiyeti ve eseri incelendiği zaman, insanoğlu, hayranlığını gizleyememekte; bu millî kahramanı kutlamakta, bu kutsal mücadelenin önünde saygı ile eğilmektedir


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.