Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Genel Bilgiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bugünü, dünü, türkçenin, yarını

Türkçenin Dünü, Bugünü, Yarını

Eski 09-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkçenin Dünü, Bugünü, Yarını



Türkçe nin düünü ve bügünü hakkında bilgiis olan yok mu yaaaa
Alıntı Yaparak Cevapla

Türkçenin Dünü, Bugünü, Yarını

Eski 09-11-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkçenin Dünü, Bugünü, Yarını




Ana maddeler: Türk dilleri ve Altay dilleri

Türkçe önceden Ural Altay Dil Ailesi içerisinde değerlendiriliyordu Günümüzde böyle bir dil ailesinin varlığı tartışma konusudur Talat Tekin ve bazı dilbilimcilerin söylemiyle Türk dili; Kuzeydoğu Asya dillerinin Altay dilleri bölümünde, Türk dilleri kolunda, Oğuz öbeğinde kalır Bazı dilbilimciler ise böyle bir sınıflandırmanın olmadığını, tüm Türk Dilleri'nin ayrı bir genel dil grubu olduğu görüşünde Öyleyse Türkçe, Türk dilleri ailesinde, Oğuz kolunda, Batı Oğuz ya da Selçuklu öbeğinde yer alır[12] Bunun yanında Türk Dilleri arasında en çok konuşulanı Türkçedir

Kurumsal durumu

Türkçe, Türkiye'nin ve Türkiye Türkleri'nin kurumsal dilidir Türkiye'de Türk Dil Kurumu, Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1932 yılında Türk Dili Tetkik Cemiyeti olarak bağımsız bir kurum olarak kurulmuştur Türk Dil Kurumu dilin yalınlaşması, Türkçe ile ilgili bilimsel araştırmaların yapılması, yabancı kökenli sözcüklerin değiştirilmesi ile ilgili çalışmalar yapmıştır Ancak, 1983'te çıkarılan bir yasayla Türk Dil Kurumu, Atatürk'ün vasiyetine karşın kapatılarak aynı ad altında Başbakanlığa bağlı bir devlet dairesi kurulmuştur[13]

1982 Anayasasına göre Türkçe, Türkiye Devleti'nin dilidir Bu yasa anayasanın Birinci Kısımının, Genel Esaslar Bölümünde, 3 Maddede geçer Aynı zamanda, aynı bölümde bulunan 4 Maddeye göre bu madde asla değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez[14]

« Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür Dili Türkçedir- TC Anayasası[14] »

Türkçe Mart 2009'da yapılan bir düzenlemeyle Kosova’nın Prizren, Priştine, Mitroviça, Vıçıtırın ve Gilan belediyelerinde kurumsal statüye sahipken, diğer bölgelerdeki kurumsallığı kaldırılmıştır Makedonya'da da bazı belediyeler düzeyinde kurumsaldır[15] (Gostivar'da Makedon ve Arnavut dilleriyle birlikte) Bulgaristan'ın %10 kadarının anadilidir ve Bulgar devlet televizyonunun Türkçe programları vardır Kırcaali belediyesi ise iki dilde hizmet verir[16] Deliorman ve Doğu Rumeli'de okullarda seçmeli anadil dersidir Yunanistan'da ise İskeçe ve Gümülcine'de seçmeli anadil dersidir ve dinî işlerde de kullanılmaktadır Rodos'taki 2500 kişilik Türk azınlığı ise bu haklardan yoksundur Bununla birlikte Romanya'da yaşayan 35,000 Türk devletçe kurumsal olarak tanınmıştır ve parlamentoda 1 milletvekilliği ile temsil edilirler[17]

Irak'ta Türkmenlerin yoğun olarak yaşadıkları yerlerde Türkçe kurumsal dildir Irak Türkmenleri günlük hayatlarında Güney Azericeyi ve Urfa lehçesini kullanırlarken[18], kurumsal yazı ve eğitim dili olarak Türkiye Türkçesini kullanmaktadırlar Dolayısıyla Türkçe; Kerkük ve Telafer gibi kentlerde kurumsal dildir[19]Irak meclisinde 10 Türkmen vekille temsil edilmektedirler

1960'larda işgücüne gereksinim duyan Avrupa, kapılarını Türklere büyük ölçüde açmış ve Türkiye'den Avrupa'ya yoğun bir göç yaşanmıştır I Dünya Savaşı sonrasında Balkanlar'da yaşamaya devam eden Türkler ile birlikte bu insanların sayısı günümüzde neredeyse 6 milyona ulaşmıştır ve büyük bir çoğunluğunun anadili Türkiye Türkçesidir Amerika ve Avustralya'da ise yaklaşık 500 bin kişi Türkçe konuşmaktadır

Kosova, Bosna-Hersek, Yunanistan, Gürcistan gibi ülkelerde ana dili Türkçe olmadığı hâlde Türkçeyi bilen insanlar da eklendiğinde Türkçeyi konuşabilen insan sayısı 83 milyonu geçmektedir[2]
Tarihsel gelişimi
Türkçenin doğuşu

Uzman Türkologlar Türkçenin doğuşu hakkında çok fazla bilgiye sahip değildirler Altay dilleri üzerinde çalışan Prof Dr Osman Nedim Tuna, Türkçenin Batı Altaycadan ayrılarak ayrı bir dil biçimini almasını MÖ 6700'lü yıllara dayandırır[kaynak belirtilmeli] Bu az bilgiye sahip olunan ilk Türkçeye "Ana Türkçe" denir Ayrıca bundan sonraki bazı yazılı kaynaklarda belirtilen dile "İlk Türkçe" denir Türkçenin bilinen ilk abecesi Göktürk Alfabesidir Bu abece Türkçenin yapısına tam olarak uymaktadır Bundan önce de Türkçe yazılmaktaydı Bu dil ise bazı Çin kaynaklarında ve Çin Yazıları ile geçer Bazı uzmanlar Ana Türkçenin Hunca olduğunu söyler ve bütün Türk Dilleri bu dilden türemiştir Türkçe ile ilgili kesin savlara ulaşılana kadar (MS 2 yy) Türkçe ile ilgili her bilgi Çin Kaynaklarından elde edilir[20] Ancak Türkçe olarak ilk yazılı kaynak, MÖ 5 yy'dan kalma Issık Kurganı'dır[kaynak belirtilmeli]
Eski Türkçe

Bilinen en eski Türk yazıtlarından biri olan Orhun Yazıtları bu dönem Türkçesi ile yazılmıştır Eski Türkçe dönemi ile ilgili bilgiye Orhun Yazıtları ve Yenisey Yazıtları'ndan da ulaşılabilir Bunların dışında Irk Bitig gibi kağıda yazılı eserler, Eski Uygur dönemi de Eski Türkçe dönemi içinde değerlendirilir Bu dönem, çağdaş Türk lehçe ve şivelerinden ayrı bir dönem olarak düşünülemez
Orta Asya'dan Anadolu'ya

Türkçe, onu kullanan göçer evli ve yerleşik kavimlerin doğuda Japonya'ya, batıda ise Avrupa'ya doğru hareketiyle yayılmıştır Afganistan ve Batı Çin civarında Moğolca; Rusya, Güney ve Güneydoğu Çin bölgesinde Tunguz; eski Sovyetler Birliğinin batısında Türkiye'ye, güneyde ise İran'a yayılan bir alanda ise Türk dilleri olarak değişmiştir Güneyde bulunan başlıca Türk dilleri Türkiye Türkçesi, Azeri Türkçesi ve Türkmen Türkçesidir Oğuz boylarının kullandığı Gagavuz lehçeleri ve İran kaynaklı Horasan lehçesi, Türkiye lehçesi ile birlikte bugünkü Türkçenin bölümlerini oluşturmaktadır[21]
« Çıgany bodunug bay kıltım, az bodunug üküş kıltım - (Yoksul halkı zengin yaptım, az halkı çok yaptım) - Orhun Yazıtları[22] »

Türk Dili Yenisey yazıtları gibi tabletlerden yola çıkılarak 1300 yıl önceye kadar kaynaklanabildiği gibi yazıtlarda kullanılan abecenin gelişmişliği bu dilin daha eski tarihlere dayandığının en somut delilidir[23] Bugünkü Moğolistan'da Orhun (öz adında Orkun[24]) ırmağı yakınlarında bulunan Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarından başka, dönemin tanınmış veziri Tonyukuk'un da kendisi için diktirdiği Ulan Bator kenti yakınlarındaki iki taş, Orhun Yazıtları'nın başlıca örnekleridir[25]

Divanü Lügati't-Türk, Türk dilini anlatan ve bu dilin yetisini göstermek için yazılan ilk sözlük yapıtıdır ve Kaşgarlı Mahmud tarafından 25 Ocak 1072'de yazılmaya başlanmış ve 10 Şubat 1074'te bitirilmiştir Bu kitap içinde şu tümce bulunuyor: "Türk dilini öğrenmek çok gerekli bir iş olur" Yapıt, Türkçenin varsıl dilbilgisi özelliklerini en çarpıcı biçimde yansıtan bir özelliktedir

Türkçenin kullanım alanını genişleten bir başka kişi, Karahanlı Devleti'nin üyesi, ikinci bir Türk ve Türkçe kültür abidesi olan Yusuf Has Hacib'dir Yusuf Has Hacib, Kutadgu Bilig adlı yapıtı ile Türk dil birliğinin diğer önemli yazılı temelini attı 1069-1070 yıllarında bu Türkçe yapıtı tamamladı

Ahmed Yesevi 12 yüzyılda Türk dilinde yazdığı "hikmet" adlı şiirleri bir araya getiren Türk tasavvuf edebiyatının bilinen en eski örneklerini içeren kitap ile Türkçenin kullanımını etkiledi

13/14yy yaşamını süren Yunus Emre Türkçenin, özellikle "Türkçe şiir dilinin" temel ustası ve abidesi olmuştur Yunus Emre'nin edebiyat tarihi bakımından, önemli bir yanı da Anadolu'da, Türkçe şiir dilinin öncüsü olması ve tasavvuf sorunlarını yalın ve kolay anlaşılır bir dille söyleyişi nedeniyledir Şiirlerinin ölçüsü, Türkçenin ses yapısına uygun aruz olmakla birlikte söyleyişi akıcı, sürükleyici bir nitelik taşır Tasavvufun en güç anlaşılır kavramlarını, Türkçenin ses yapısına uygun biçimde dile getirir; şiirinde, duygu ve düşünce birliğinden oluşan bir derinlik görülür

Hacı Bayram Veli 14/15 yüzyılda Anadolu'da yaşamını süren Türk mutasavvıf ve şair olarak eserlerini Türkçe olarak yazdı ve Türkçenin kullanımını Anadolu’da önemli biçimde etkiledi Hacı Bayram Veli, Anadolu'da dil ve kültür birliğinin sağlanması için Türkçe eserler yazılmasında Leme’at ve Gülşen-i Raz gibi eserlerin Türkçeleştirilmesinde etkili olmuş, kendisi de halkın anlayacağı dilden Ahmed Yesevi geleneğine uygun olarak şiirler yazmıştır Devrinde Arapça ve Farsça eser vermek revaçta iken, Hacı Bayram Veli’nin halk ile ilişki kurabileceği Türkçeyi tercih etmesi belli bir olgunluğa işaret eder Bu olgunluk Anadolu’da dil birliğinin sağlanması ve Türk kültürünün egemen olmasıdır Türkçecilik akımı yandaşlarını da etkilemiş, bu sufiler özellikle Türkçe yapıtlar vermişlerdir

Yazıcıoğlu Muhammed, Eşrefoğlu Rumi gibi öğrencilerinin Envaru’l-Aşıkin, Muhammediye, Müzekkinü’n-Nüfus gibi eserleri Anadolu'da yıllarca kolaylıkla okunmuş, halkın elinden düşmemiştir Ayrıca Akşemsettin, (1389/1390 - 1460), 15 yüzyılın en büyük sufilerinden biridir ve Türkçe ile, (örnek olarak Hayatın Maddesi ve Tıp adında) çeşitli eserler ortaya koymuştur

Türkçe ait olduğu Altay dil ailesinin en çok kişi tarafından kullanılan dilidir 5500-8500 yıllık bir geçmişi olduğu sanılmaktadır Genel Türkçenin Türkiye, Azerbaycan, Türkmenistan, Tataristan, Özbekistan, Başkurdistan, Nogay, Kırgızistan, Kazakistan, Yakutistan, Çuvaşistan, Güney Sibirya gibi bölgeleri vardır

Yazılı Türkçe üzerine kaynaklarda (MÖ 1766 yılık Çin kroniğinde) ilk kez tutanaklarda tanrı, ordu, kılıç ve kut (mutluluk) sözcükleri bulunmaktadır

Moğolca, Mançu-Tunguz, Korece ve Japonca ile yakın ilişkisi vardır Bazı bilim adamları, ilişkinin ödünç alınmış sözcüklerden kaynaklandığını ve temelli olmadığını iddia etmiştir Son zamanlarda yapılan karşılaştırmalı çalışmalar, bu tezin hatalı olduğunu, Türkçe ve Japoncanın temel ilişkilerinin bulunduğunu kanıtlamıştır[26]

Dil Devrimi

Türkiye Cumhuriyeti'nin uluslaşma sürecini tamamlayan Türk Devrimi'nin ya da Atatürk devrimlerinin en önemli basamaklarından ilki, Cumhuriyet'in kuruluşundan 5 yıl sonra yapılan harf devrimi, ikincisi de Cumhuriyet'in kuruluşundan 9 yıl sonra yapılan Dil Devrimi'dir

Dil Devrimi kısaca, Türkçe ile düşünmeyi, Türkçenin bütün bilim, sanat ve teknik kavramları karşılayacak yolda gelişmesini sağlayan eylemdir

Dil bilimci Kâmile İmer "Dil Devrimi nedir?" sorusunu şöyle yanıtlıyor:

Dili daha çok yerli öğelerin egemen olduğu bir kültür dili durumuna getirmek amacıyla yapılan ve devletin desteğini kazanmış olan ulus çapındaki dili geliştirme eylemine 'dil devrimi' adı verilmektedir[28]

Her insan düşüncesini sözcükler arasında bağ kurarak oluşturduğu tümcelerle aktarır, bu açıdan bakınca Dil Devrimi aynı zamanda düşüncenin yenileşmesidir "Dil Devrimi'nin gerçekleşmesini sağlayan etkenler, aynı zamanda onun amaçlarını ortaya koymaktadır Uluslaşma etkeni dili yabancı öğelerden arındırma amacını, diğeri de kültür dili durumuna getirmeyi amaçlamaktadır Bu amaçların olumlu sonuçlar vermesi, ortaya çıkan ürünlerin toplumun malı olmasına bağlıdır Devletin desteği olmaksızın dilde yapılan devrim, bireysel bir eylem olarak kalır; topluma mal olmaz Dil Devrimi'nin hazırlık evresindeki çabalar, bunun en güzel örnekleridir Türk Dil Devrimi'nin hazırlık evresi olarak nitelendirebileceğimiz ve Tanzimat Fermanı ile başlayan dönemdeki dili yalınlaştırma istemi toplumu kapsayamamıştır Ancak, Cumhuriyet'ten sonra, 1932 yılında devletin öncülüğünde Türk Dili Tetkik Cemiyeti'nin kuruluşuyla dilde yapılan yenilikler, ulus çapında bir eylem olarak topluma mal olmaya başlayagelmiştir"[29]

Türkçe, yapı bakımından çok varsıl bir dil olmakla birlikte, dünya üzerinde de hâlâ çok konuşulan bir dildir Bu varsıllık her ne kadar içinde yabancı sözcükler bulundursa da, bu durum dilde hiçbir bozukluğa yol açmamıştır Bunun nedeni de, Osmanlı'nın, zamanında barındırdığı azınlıkların olmasıdır Çünkü bu nedenle dilde çok fazla yabancı "sözcük alış-verişleri" olmuştur

Ana madde: Türk dil alfabesi

Türkler, dünyada en çok alfabe değiştiren kavimlerdendir Bunun nedenlerinin başında, Türklerin Miladın çok öncesinden beri, dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşamaları ve çeşitli kültür çevrelerini oluşturmalarıdır Türkiye Türkçesi için 1 Kasım 1928 tarihinde kabul edilen Latin esaslı yeni Türk alfabesine gelinceye dek, Türkçe çeşitli alfabelerle yazıya geçirilmiştir En yaygın kullanıma sahip Türk abeceleri şunlardır:
Orhun abecesi

Türkçenin bilinen ilk abecesi Orhun yazıtları'nda da kullanılan ve yaygın adıyla Göktürk Alfabesi olarak bilinen abecedir (Köktürk işaretleri, Runik alfabe vb) Bu alfabe doğu ve batıdaki Hun Kağanlığı’nın devrinden, 1 yüzyıldan beri Göktürkler devrine ve kullanım sıklığı düşse de, Uygur devleti devrine dek (MS 10 yüzyıl) kullanılmıştır Örnek:



Uygur abecesi

Türkçenin bütün yazı çeşitleri içinde en çok kullanılmış olanıdır Soğut yazısının yakın akrabası olan ve Uygur Türkleri tarafından Türkçeye uyarlanıp yüzyıllarca kullanılan bir alfabedir Divanü Lügati’t-Türk’te Kaşgarlı Mahmud, Uygur alfabesini, “Türk alfabesi” adıyla anmaktadır[30]
Arap asıllı Türk alfabesi

9 yüzyıl civarlarından günümüze dek (Uygur Türkleri hâlen bu alfabeden kaynaklanan bir alfabe kullanmaktadırlar) bu alfabe kullanılmıştır Müslümanlığı kabul etmeye başlayan Türk boyları, bu yüzyıllar içinde, ardı sıra bu alfabeyi kullanmaya başlamış ve 13 yüzyıl dolaylarında artık bu alfabe, Türk boyları arasında ortak bir alfabe özelliği kazanmıştır

Osmanlı İmparatorluğu, bu alfabeyi en yaygınlıkla kullanan Türk devletidir Üzerinde bir takım düzenlemeler ve eklemeler yapılarak Osmanlı alfabesi de denilen alfabe kullanıldı

Türkçe için kullanılan bu alfabeye Arap alfabesi denmemesinin sebebi, Arapçada bulunmayan “j, ç, ŋ, p” gibi sesleri içermesidir
Latin asıllı Türk alfabesi

1 Kasım 1928 tarihinde, eski Arap asıllı Türk alfabesinin yerine, Latin yazısından Türkçe için uyarlanan bu 29 harfli alfabe kabul edilmiştir

Alfabede 29 harf bulunur Ancak 1990'lı yıllarda toplanan bir uluslararası Türkçe kurultayında Türkiye abecesi /ŋ/ (genizcil n sesi), /ɛ/ (açık e sesi), /q/ (kalın k sesi), /w/ (sert g, v sesi), /x/ (sert h sesi), /ɳ/ (ön damaksıl, ny sesi) gibi harflerin de katılması ile oluşacak Ortak Türk Abecesinden, diğer Türk Ülkelerinin kendi abecelerini oluşturması ile karara bağlanmıştır[31][32][33]Şu an, Türk Dünyası içinde, Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kosova, Makedonya ve genel Balkanlar’daki Türkçe kullanımları, Latin esaslı alfabelerle yapılmaktadır Bunlar içinde Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Balkanlar’da aynı alfabe kullanılır Azerbaycan Türk alfabesinde 29 harfin yanında ayrıca x, q, ə harfleri bulunur Türkmenistan, Özbekistan alfabelerinde de kendi içlerinde bazı eklemeler ve farklı tercihler bulunmaktadır Temel olarak bu Türk devletlerinin hepsi Latin asıllı alfabeye geçmişlerdir

Bağımsız Kazakistan ve Kırgızistan ile Rusya Federasyonu'ndaki Türk boyları, Kiril asıllı alfabeler kullanmaktadırlar

Türk Alfabesi :

a - A

b - B

c - C

ç - Ç

d - D

e - E

f - F

g - G

ğ - Ğ

h - H

ı - I

i - İ

j - J

k - K

l - L

m - M

n - N

o - O

ö - Ö

p - P

r - R

s - S

ş - Ş

t - T

u - U

ü - Ü

v - V

y - Y

z - Z

¹→ Türkçede, İ harfi I harfinden önce gelir ancak yaygın kullanım şekli, I harfinden sonra İ harfidir
Türkiye Türkçesi Ağızları

Ana madde: Türkiye Türkçesi ağızları

Ağız Bölgeleri

Türkiye Türkçesi, tarihî Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasında günümüzde konuşulmaya devam eden Türk ağızları bakımından bazı gruplara ayrılır Söz konusu gruplandırma için Anadolu ve Rumeli ağız bölgelerinden söz edilir
Anadolu Ağız Bölgesi

Türkiye Türkçesinin kollarından Anadolu kolu ana ağız grupları bakımından Doğu Grubu, Kuzeydoğu Grubu ve Batı Grubu olarak üçe ayrılır[34] Prof Dr Leylâ Karahan'ın Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması adlı çalışması Anadolu ağızları üzerine yapılmış en geniş akademik çalışmadır

Anadolu ağız bölgesi, Türkiye’nin Anadolu topraklarını içerir[34] İlk aşamada sınır bu şekilde belirtilmiş ve incelenmiştir
Doğu Grubu

1 Grup: Ağrı, Van, Muş, Bitlis, Bingöl, Siirt, Diyarbakır, Mardin, Hakkâri, Urfa (Birecik, Halfeti hariç), Palu, Karakoçan ağızları[35]

2 Grup: Kars (Ardahan, Posof hariç), Erzurum, Aşkale, Ovacık, Narman, Pasinler, Horasan, Hınıs, Tekman, Karayazı, Erzincan, Tercan, Çayırlı, Kemah, Refahiye, Gümüşhane ağızları[35]

3 Grup: Ardahan, Posof , Artvin, Şavşat, Yusufeli, Ardanuç, Oltu, Tortum, Olur, Şenkaya, İspir ağızları[35]

4 Grup: Kemaliye, İliç (Erzurum), Elazığ, Keban, Baskil, Ağın, Harput, Tunceli ağızları[35]
Kuzeydoğu Grubu

1 Grup: Trabzon, Rize, Kalkandere, İkizdere, Gündoğdu, Büyükköy ağızları[36]

2 Grup: Çayeli, Çamlıhemşin, Pazar, Ardeşen, Fındıklı ağızları[36]

3 Grup: Arhavi, Hopa, Borçka, Kemalpaşa, Muratlı, Ortacalar, Göktaş, Camili, Meydancık, Ortaköy ağızları[36]
Batı Grubu

1 Grup: Afyonkarahisar, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bilecik, Burdur, Bursa, Çanakkale, Denizli, Eskişehir, Isparta, İzmir, Kütahya, Manisa, Muğla, Uşak, Nallıhan ağızları[37]

2 Grup: İzmir, Sakarya ağızları[37]

3 Grup: Bolu (Göynük, Mudurnu, Seben, Kıbrısçık hariç), Zonguldak, Bartın, Kastamonu (Tosya hariç), Ovacık, Eskipazar ağızları[37],

4 Grup: Beypazarı, Çamlıdere, Kızılcahamam, Güdül, Ayaş, Göynük, Mudurnu, Seben, Kıbrısçık, Çankırı (Ovacık, Eskipazar, Kızılırmak hariç), Tosya (Kastamonu), Boyabat, Çorum, İskilip (dağ köyleri hariç), Bayat, Kargı, Osmancık ağızları[37]

5 Grup: Sinop (Boyabat hariç), Samsun (Havza, Ladik hariç), Ordu (Mesudiye hariç), Giresun (Şebinkarahisar ve Alucra hariç), Şalpazarı ağızları[37]

6 Grup: Havza, Ladik, Amasya, Tokat, Sivas (Şarkışla ve Gemerek hariç), Mesudiye, Şebinkarahisar, Alucra, Malatya, Hekimhan, Arapkir ağızları[37]

7 Grup: Tarsus, Ereğli, Konya merkez ilçesinin bazı köyleri, Adana, Hatay, Kahramanmaraş, Gaziantep, Adıyaman, Darende, Akçadağ, Doğanşehir, Birecik, Halfeti ağızları[37]

8 Grup: Ankara, Haymana, Balâ, Şereflikoçhisar, Çubuk, Kırıkkale, Keskin, Kalecik, Kızılırmak, Çorum (merkez ilçe ile güneyindeki ilçeler), Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Kayseri, Şarkışla, Gemerek, Yozgat ağızları[37]

9 Grup: Konya (merkez ilçesinin bazı yöreleri ve Ereğli hariç), İçel (Tarsus hariç) ağızları[37]
Rumeli Ağız Bölgesi

Türkiye Türkçesinin kollarından Rumeli kolu ana ağız grupları bakımından Doğu Rumeli ve Batı Rumeli olarak ikiye ayrılır[38]
Batı Rumeli

Batı Rumeli kolunun özellikleri Gyula Németh’in “Bulgaristan Türk Ağızlarının Sınıflandırılması Üzerine” adlı makalesinde, 8 maddede gösterilmiştir Sonrasında birçok çalışmada da bu madde açıklaması benimsenmiş, uygulanmıştır Batı Rumeli sahasının coğrafi sınırları Bulgaristan’da Tuna’nın hemen güneyindeki Lom’dan doğuya doğru Vraça, Sofya, Samokov’dan doğuya doğru ilerleyip Köstendil’e uzanır Ayrıca Makedonya, Arnavutluk, Bosna Hersek ve Sırbistan’da Adakale’yi uç olarak kapsar[38] Kosova da Batı Rumeli Türkçesinin içinde yer alır
Doğu Rumeli

Batı Rumeli’nin doğusunda kalan bütün alandır Bulgaristan’da Lom, Vraça, Sofya, Samokov ve Köstendil şehirlerinin doğusundan itibaren ülkenin tamamı, Yunanistan, Makedonya’nın güney kesimleri ve Türkiye’nin Trakya’sı (Doğu Trakya) bu sahanın içindedir

Örnek Metinler

Yazı Dili Batı Rumeli
Kuzey Makedonya-Kosova Doğu Rumeli
Rodoplar (Bulgaristan-Yunanistan) Karadeniz Güneydoğu Anadolu Ege
gidiyorum gideym/cideym gityirin kitéyrım/cideyrum gidirem gidivereyom
ağladığım kadar agladıgım ka' ağladığım gıda(nı) āladuğum kadar ağladıgım gadar ağladığım gadā
görmüş gürmiş/cürmiş gȫmüş körmiş görmiş görmüş/gȫmüş
güzel kız güzel/cüzel kız güzel gız küzel kiz gözel gız güzel gız
ne yapacakmış? n’yapacak imiş? ni yapçāmış? n'ābaçāmiş? ne yapcahmış? n’apıvēcēmiş?
yağmura mı bakıyorsun? yagmura mi bakaysın yağmıra mı bakyısın? yāmora mi pakayisun? yagmıra mı bagıyorsun yağmıra mı bakıyoñ
koşacağım koşacim/koşacagım kaşçan koşacağum/koşeceem goşacağam goşçem

Not: Şekiller temsilîdir Seslerde değişiklik olabilir

Türkçenin Dil Bilgisi
Türkçenin Özellikleri

Türkçe söz varlığının bir bölümü; Türkçe asıllı sözcükler, Arapça ve Farsçadan geçmiş sözcüklerden oluşmaktadır Arapça ve Farsçadan gelmiş sözcüklerin bir bölümü o kadar Türkçeleşmiştir ki Arap veya Fars dilindeki durumundan oldukça farklıdır ve kimi sözcüklerin anlamı da farklılaşmıştır
Türkçede doğru tümce yapısı, özne, tümleç, yüklem biçimindedir Ancak Türkçe esnek bir dildir[39] Bu yüzden günlük yaşamda devrik tümceler sıklıkla kullanılır Örneğin, "Bugün yazılı sınav olacağız" tümcesine eşdeğer "Yazılı sınav olacağız, bugün tümcesi kurulabilir Bu tür tümceler daha şiirsel anlatıma sahiptir
Türkçede kısa yoldan anlatım ön plandadır Örneğin, "sobayı yak" derken "sobanın içindeki odun ve kömürleri yak" anlamındadır Bunun dilbilgisindeki adı "ad aktarması"dır[40]
Türkçede kişi adılları dört tanedir Örneğin Türkiye Türkçesinde, ben, sen, o, biz, siz, onlar biçimindedir Türkçedeki önemli bir başka özellik, "siz" adılının kibar olarak 2 tekil kişiyi (sen) belirtmesidir

Türkçede ses evrimi

Türk dillerinde zaman içinde değişen belli başlı sesler vardır İlk Türkçeden bu yana değişimi olağan olan evrimler olduğu gibi, değişimi olağan olmayanları da vardır[41]

Eski Türkçede ilk ve son sesteki -b- ve -b sesleri -w- ve -w seslerine dönüşür Buna bir örnek: eb (Göktürkçe) → ew (Uygurca → ev (Oğuzca) Ayrıca burada görüldüğü gibi, -b sesinden gelen -w sesleri zamanla -v seslerine dönüşebilir Baştaki b- sesleri w- sesine dönüşmez
Türkçedeki en büyük ses değişimlerinden biri d>y değişimidir Eski Türkçede bulunan neredeyse bütün -d- ve -d sesleri, -y- ve -y seslerine dönüşmüştür, buna rağmen d- sesleri kalmıştır Bu değişme birçok Türk diyalektinde gerçekleşmiştir Buna örnek: édgü (Eski Türkçe) → éyü → iyi, adrı (Eski Türkçe) → ayrı (Oğuzca)[41]
Türkiye Türkçesinde ŋ>n dönüşümü vardır Ancak bu dönüşüm yalnızca Batı Türkçeleri içindir Balkan Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi, Türkiye Türkçesi ve diğer batı lehçeler dışında /ŋ/ sesleri korunmuştur ve hâlâ kullanılmaktadır (örneğin: geliniz (Türkiye Türkçesi), geliŋiz Türkmence) Bu evrime örnekler: biŋ- → bin-, soŋ → son, beŋiz → beniz Aynı zamanda, yine batı lehçeleri için olan ŋ>m dönüşümü vardır, ancak bu evrim asla kökte olmaz her zaman türemiş veya birleşik sözcüklerde olur Örneğin: koŋşu → komşu, toŋuz → domuz, köŋlek → gömlek[41]
Türkiye Türkçesinde é>i, i>é, é>e, e>i sesleri birbirine dönüşür Bu üç ses arasında en açık olanı /é/ (/ɛ/), en kapalı olanı ise /i/ (/i/) Bu dönüşümlerden e>i dönüşümü direkt değildir Yani ses direkt e>i biçiminde olmaz Buradaki /e/ sesi önce /é/ daha sonra /i/ sesine dönüşür Ancak bu evrim çok hızlı olduğundan yazılı kaynaklarda belirtilmez Bu yüzden böyle geçer Bu evrime örnekler: éyi → iyi; bir- → ver-; béş → beş; eşit- → işit-[41]
Türkiye Türkçesinde k- sesleri g- seslerine dönüşür Örneğin: kel- → gel- , kit- → git- , kök → gök[41]
Türkiye Türkçesinde t- sesleri d- seslerine dönüşür Örneğin: tag → dağ, til → dil, tök- → dök-[41]
Türkiye Türkçesinde b- sesleri v- seslerine dönüşür Örneğin: bar- → var, bir- → vir- → ver- , bar → var[41]
Türkiye Türkçesinde b- sesleri p- seslerine dönüşür Örneğin: barmak → parmak, büre → pire, buŋar → pınar[41]
Türkiye Türkçesinde -g sesleri -ğ seslerine, sonra -v seslerine dönüşür Örneğin: kog- → koğ- kov-, tög- → döğ- → döv-[41]
Türkiye Türkçesinde ü sesleri i seslerine dönüşür Örneğin: düz- → diz- , büre → pire[41]
Türkiye Türkçesinde o sesleri u seslerine dönüşür Örneğin: oyan- → uyan- , yokaru → yukarı, bodun → budun → buyun[41]
Türkiye Türkçesinde ö sesleri ü seslerine dönüşür Örneğin: közel → güzel, kökerçin → güvercin[41]
Türkiye Türkçesinde ü sesleri e seslerine dönüşür Örneğin: törü → töre, töpü → tepe[41]
Türkiye Türkçesinde u sesleri a seslerine dönüşür Örneğin: boguz → boğaz[41]

Dilbilgisi

Bir dili doğuş, gelişme, yapılış özellikleri vb gibi tüm yönleriyle inceleyen ve bağlı olduğu kuralları ortaya koyan bilim Dilbilgisi, sesten tümceye kadar tüm dilbirliklerini yapı, anlam ve görev bakımından inceler

Dilbilgisi, çeşitlerine göre bazı gruplara ayrılır: Bütün dillerdeki ortak ilkeleri ortaya koyan kısmına “genel dilbilgisi”, dil olaylarının aslını ve dilin tarihî durumunu araştıranına “tarihî dilbilgisi”, diller ve lehçeler arasındaki benzerlikleri inceleyerek bu diller ve lehçeler arasında ilgi kuranına “karşılaştırmalı dilbilgisi” denir

Dilbilgisi, en eski bilimlerdendir Grekçeden Lâtinceye ve oradan da diğer dillere yayılmıştır En eski dilbilgisi bilginlerinin İÖ 4 yüzyılda Hintliler olduğu bilinir Ancak Batı'da dilbilgisinin kurucusu olarak Aristoteles kabul edilir İlk dilbilgisi kitabını yazan ise İÖ 1 yüzyılda “Dilbilgisi Sanatı” adlı yapıtıyla filolog Dionisos'tur

Daha sonra Romalı Donatus'un (İS 4 yüzyıl) yazdığı dilbilgisi kitabı yıllarca Batı’da kaynak kitap olmuştur Türkçenin ilk dilbilgisi kitabı olarak Kaşgarlı Mahmut'un (11 yüzyıl), bugün elimizde bulunmayan “Kitâbu Cevâhirü’n-nahv” adlı yapıtı gösterilmektedir

Türkçe yazılmış ilk dilbilgisi kitabı Bergamalı Kadri'nin “Müyessiretü’l-Ulûm” (1559) adlı yapıtıdır Yapıtta örnekler Türkçedir, fakat dil kuralları Arapçanın kurallarına uydurulmuştur Tanzimat döneminde başta Ahmet Cevdet (1851) ve Fuat paşaların (1865) kitaplarında Osmanlıcanın yapısı gözönünde tutulmuştur Meşrutiyet'ten (1908) sonra, Hüseyin Cahit’in “Sarf ve Nahiv” adlı eserinin dilbilgisi konusunda önemli bir yeri vardır Bu kitapta Fransızca dilbilgisinin etkisi görülür Cumhuriyet döneminin ilk esaslı dilbilgisi kitabı, İbrahim Necmi Dilmen’in “Türkçe Gramer” (1939) adlı yapıtıdır 1940′tan sonra pek çok Türkçe dilbilgisi kitapları yazılmıştır Bunlardan önemli olanları: Tahsin Banguoğlu’nun “Ana Hatlarıyla Türk Grameri” (1940), Tahir Nejat Gencan’ın “Dilbilgisi” (1950-1954) ve Muharrem Ergin’in “Türkçe Dil Bilgisi”dir (1958)
Sözcük türeme farkı

Özelliği gereği sona eklemeli bir dil olduğundan Türkçede basit bir kökten çok sayıda sözcük türetmek mümkündür Bu özelliğin bulunmadığı Hint-Avrupa Dilleri kolundan gelen İngilizce, Almanca ve İspanyolca aşağıda Türkçe ile karşılaştırılmıştır

Sözcük türeme farkı

Özelliği gereği sona eklemeli bir dil olduğundan Türkçede basit bir kökten çok sayıda sözcük türetmek mümkündür Bu özelliğin bulunmadığı Hint-Avrupa Dilleri kolundan gelen İngilizce, Almanca ve İspanyolca aşağıda Türkçe ile karşılaştırılmıştır
Türkiye Türkçesi İngilizce Almanca İspanyolca
Göz eye Auge ojo
Gözlük eyeglasses Brille gafas
Gözlükçü optician: someone who sells glasses Augenoptiker, Brillenverkäufer óptico, vendedor de gafas
Gözlükçülük the business of selling glasses Das Geschäft des Brillenverkaufes,
Der Beruf des Augenoptikers óptica, tienda donde se venden gafas

Ve eylemden türeme:
Türkiye Türkçesi İngilizce Almanca İspanyolca
yat- lie down lege (dich) hin, schlafe! acostarse
yatır- lay down [that is, cause to lie down] lege an acostar [a alguien]
yatırım instance of laying down: investment Investition inversión
yatırımcı depositor, investor Kapitalanleger, Investor spónsor, inversor
yatırımcılık to be an investor ein Investor sein ser un inversor

Yeni sözcükler ayrıca var olan iki eski sözcüğün birleşmesi ile de yaratılır Bu, Türkçe ve Almanca ile İngilizcenin paylaştığı bir ayrıklık benzerliği oluşturur Altta bazı örnekler:
Eklerle tümce oluşturma

Diğer yaygın olarak konuşulan dillerle karşılaştırıldığında, daha az sayıda sözcük ve harf ile daha çok bilgi aktarmak olanaklıdır Diğer pek çok dilde olmayan bir özelliğe göre, bir sözcük köküne ekler ekleyerek, tek sözcüklü tümce oluşturulabilir

Türkiye Türkçesi İngilizce yeni sözcükleri oluşturan temel sözcükler Açıklama
Pazartesi Monday Pazar ("Sunday") ve ertesi ("after") Pazar'dan sonra
bilgisayar computer bilgi ("information") ve say- ("to count") bilgi sayıcı
gökdelen skyscraper gök ("sky") ve del- ("to pierce") gök delici
başparmak thumb baş ("prime") ve parmak ("finger") birincil parmak
önyargı prejudice ön ("pre/proto") ve yargı ("splitting; judgement") ön yargı
kahvaltı breakfast kahve ("coffée") ve alt
Türkiye Türkçesi İngilizce Almanca İspanyolca Hollandaca
ev house Haus casa huis
evde at home, within the house zu Hause en casa thuis
eviniz your house Ihr Haus vuestra casa jullie huis
evinizde at your house in Ihrem Hause en vuestra casa in jullie huis
evinizdeyiz we are at your house wir sind in Ihrem Hause estamos en vuestra casa wij zijn in jullie huis
Büyük ve küçük ünlü uyumu

Türkiye Türkçesinde Büyük Ünlü Uyumu ve Küçük Ünlü Uyumu olarak bilinen iki ünlü uyumu vardır En yaygın ve kapsamlı olan, Büyük Ünlü Uyumudur Küçük Ünlü Uyumu, Türkiye Türkçesinde genelde geçerli iken, diğer Türk şive ve lehçelerinde bu uyum pek aranmaz zira Küçük Ünlü Uyumu, ileri ve keyfî bir uyum düzeyidir

Büyük Ünlü Uyumu konusunda kural dışı kalan çok az söz mevcuttur ki, bunların büyük bir kısmı yabancı kökenli sözcüklerdir İstisna oluşturan birkaç söz de, köken bakımıyla Türkçe olup uyum dışına çıkan sözlerdir: elma (<< alma); ücra (<< uçra) gibi Bu kurala göre Türkçede bir sözcüğün ilk hecesinde kalın bir ünlü (a, ı, o, u) varsa, izleyen hecelerde de kalın heceler; ince bir ünlü (e, i, ö, ü) varsa, izleyen hecelerde de ince ünlüler yer alır Küçük ünlü uyumunda sözcüğün ilk hecesi düz ünlüyle başlamışsa (a,e,ı,i) diğer hecelerde düz ünlüyle devam eder

Örnek:

büyük ünlü uyumu : balta - baltalar ; arı - arılar ; top - toplar ; uçak - uçaklar
küçük ünlü uyumu : ev - evler ; istek - istekler ; örtü - örtüler ; ünlü - ünlüler

Türkiye Türkçesinde en çok kullanılan deyimlerden örnekler;

Kulak misafiri olmak
Yangına körükle gitmek
Yumurta kapıda
Etekleri zil çalmak
Yerin kulağı vardır

Türkiye Türkçesinde en çok kullanılan atasözlerinden örnekler;

Damlaya damlaya göl olur
Bugünün işini yarına bırakma
İşleyen demir ışıldar
Gün doğmadan neler doğar
Sakla samanı gelir zamanı

Türkiye Türkçesinde bulunan ilginç deyim ve atasözleri;

Fakirin parmağına bir kaşık bal bulanmış, yemeden duramamış
Deveye sormuşlar, senin boynun neden eğri diye Nerem doğru ki demiş
Çingeneye beylik vermişler, önce babasını kesmiş

Türkçe Sesbilimi (fonolojisi)

Türk Dili'nde iki adet ses ya da fonem grubu vardır Bunlardan ilki ağızdan sürekli ve engelsiz çıkan ünlü seslerdir Türkçede dokuz adet ünlü ses bulunur Bunlar /ä/, /e/, /ɛ/, /i/, /ɯ/, /o/, /ø/, /u/, /y/ sesleridir Bunlardan beşi ince, dördü kalındır Bunlardan, /ɛ/, /e/, /i/, /ø/ ve /y/ sesler, ince seslerdir Diğer /ä/, /ɯ/, /o/ ve /u/ sesleri ise kalın seslerdir Türkçede bulunan diğer bir ses grubu ise ünsüz seslerdir
Ünsüz sesler
Türkçe Standart Ünsüz Sesler Dudaksı Dişcil Yarı Dişcil Ön Damaksıl Arka Damaksıl Gırtlaksıl
Genizcil m n ɳ ŋ
Süreksiz p b t d t͡ʃ d͡ʒ kʲ ɡʲ k ɡ
Sürtünmeli f v s z ʃ ʒ ɟ ʝ q ɰ h
Sürekli w ɫ l j
Titrek ɾ

Türk dilleri arasında bazı ses farklılıkları vardır Örneğin Arka Damaksıl Genizcil n sesi olan [ŋ] sesi Türkiye Türkçesinde, Azerbaycancada ve bazı diğer Türk dillerinde yoktur Buna rağmen [ŋ] Öz Türkçe bir sestir İlk Türkçede bu ses /nk/ olarak geçer Bazı örnekleri şunlardır: menke (baŋa), bunk (buŋ), Tenkri (taŋrı), -nink (-niŋ) Zaman içinde düşen [g] sesi [ŋ] sesinin de yok olmasını sağlamıştır Bir başka farklılık ise [ʒ] sesidir Diğer Türk dillerinde bu ses bulunmaz; ancak Kazakçada bu durum farklıdır Öz Türkçe /j/ sesleri, yani "y" sesleri [ʒ] yani "j" seslerine dönüşür Örneğin: yok → joq, yıl → jıl, yay → jay Aynı durum Kırgızca için de geçerlidir Türkçede [d͡ʒ] yani "c" sesi olmamasına rağmen Kırgızcada baştaki [j] yani "y" sesleri bu sese dönüşmüştür Örneğin: yol → col, yıldız → cıldız Bunun dışında bazı sesler ise yalnızca Türkiye Türkçesi ve Azerbaycanca, Türkmence gibi daha batıda ve Oğuz öbeği içerisindeki dillere özgü sesler vardır Örneğin ince ünlülerle kullanılan "ğ" sesi /ʝ/ ve kalın ünlülerle kullanılan "ğ" sesi /ɣ/ Öz Türkçede bulunmaz Buna rağmen Oğuz grubu dillerde bulunur Bu seslerin tümü "g" yani /ɟ/ sesinden gelir
Ünlü sesler
Türkçe Standart Ünlü Sesler İnce Kalın
Düz Yuvarlak Düz Yuvarlak
Açık i ü ı u
Kapalı e ö a o
Türkiye Türkçesinde basit zamanlar
Geçmiş zaman

Türkiye Türkçesindeki geçmiş zaman işlevi iki ayrı ek ile yapılır Bunlardan birisi öğrenilen geçmiş zaman olarak belirtilen yapıdır ve -mIş ekinin -mış, -miş, -muş, -müş şekilleriyle yapılır Diğer yapı, görülen geçmiş zaman olarak belirtilir ve -DI ekinin -dı, -di, -du, -dü; -tı, -ti, -tu, -tü şekilleriyle yapılır Bu şekil çokluğunun nedeni Türkiye Türkçesinde ileri düzeydeki ünlü ve ünsüz uyumudur (Örneğin, gel- eylemine -di eklenip geldi oluşturulurken, aynı eylemin geliş- şekline -ti eklenip gelişti kurulur Bu örneklerin ilkindeki “l” ünsüzü “d”yi kabul ederken, “e” ünlüsü de “i”yi kabul etmiştir İkinci örnekteki “ş” ünsüzü ise d yerine “t”yi kabul etmekte ve o şekilde eklenmektedir)

Öğrenilen geçmiş zaman (-mış, -miş, -muş, -müş) tümceye öğrenilmişlik, duyulmuşluk anlamı katmaktadır Görülen geçmiş zamanda (-dı, -di, -du, -dü; -tı, -ti, -tu, -tü) ise tümceye görülen bir bilgiyi vermektedir Zaman ekinden sonra kişi eki gelir: de-di-m, yetiş-ti-k, sor-du-lar vb[42]
Türkçede Geçmiş Zaman Tablosu: (-dı)
Kişi git- gel- ara-
1 Tekil Kişi (Ben) git-ti-m gel-di-m ara-dı-m
2 Tekil Kişi (Sen) git-ti-n gel-di-n ara-dı-n
3 Tekil Kişi (O) git-ti gel-di ara-dı
1 Çoğul Kişi (Biz) git-ti-k gel-di-k ara-dı-k
2 Çoğul Kişi (Siz) git-ti-niz gel-di-niz ara-dı-nız
3 Çoğul Kişi (Onlar) git-ti-ler gel-di-ler ara-dı-lar
Şimdiki zaman

Türkiye Türkçesinde şimdiki zamanlı bir tümce kurabilmek için eylem kökünün sonuna “-yor” eki getirilir Geniş Türkçe coğrafyası içinde yalnızca Türkiye Türkçesinde bulunan bu ek, tarihî nedenlerden ötürü tek şekillidir (sadece -yor): geliyor, bakıyor, düşüyor, soruyor vb

Bu ek aslında bir ek değildir İlk Türkçe bu ek "yorı-" eyleminden gelir Örneğin "geliyorum" demek için "kel-e yorır men" derdiler Burada "kel-", "gel-" anlamında "men" ise "ben" anlamındadır Zaman için çok kullanılan bu yapı Türkçenin sondan eklemeli olması nedeniyle ekleşmiştir Ancak her zaman "-yor" biçiminde kalır[24]

“-yor” eki, ünsüzle biten eylemlerden sonra gelirken, ekle eylem arasına, kalın-ince durumuna göre bir yardımcı ses alır: gel-i-yor, dur-u-yor vb Ünlü ile biten eylemlerde, yardımcı sese gerek kalmaz Bu tür durumda yalnızca ek daralabilir: de-yor > di-yor, başla-yor > başlı-yor vb

Bu şimdiki zaman eki, hem şekli hem kullanım tarzı açısından, Türkiye Türkçesinde ayrıklı bir özelliğe sahiptir Zaman ekinden sonra kişi eki gelir: seslen-i-yor-uz, dur-u-yor-um vb[42]

-mekte -makta ekleri de tümceye şimdiki zaman anlamını kazandırır Ders çalışmaktayım Seni düşünmekteyim
Türkçede Şimdiki Zaman Tablosu (-yor):
Kişi git- gel- ara-
1 Tekil Kişi (Ben) gid-i-yor-um gel-i-yor-um arı-yor-um
2 Tekil Kişi (Sen) gid-iyor-sun gel-i-yor-sun arı-yor-sun
3 Tekil Kişi (O) gid-iyor gel-i-yor arı-yor
1 Çoğul Kişi (Biz) gid-iyor-uz gel-i-yor-uz arı-yor-uz
2 Çoğul Kişi (Siz) gid-iyor-sunuz gel-i-yor-sunuz arı-yor-sunuz
3 Çoğul Kişi (Onlar) gid-iyor-lar gel-i-yor-lar arı-yor-lar

Türkçede Şimdiki Zaman Tablosu (-makta):
Kişi git- gel- ara-
1 Tekil Kişi (Ben) git-mekte-y-im gel-mekte-y-im ara-makta-y-ım
2 Tekil Kişi (Sen) git-mekte-sin gel-mekte-sin ara-makta-sın
3 Tekil Kişi (O) git-mekte gel-mekte ara-makta
1 Çoğul Kişi (Biz) git-mekte-y-iz gel-mekte-y-iz ara-makta-y-ız
2 Çoğul Kişi (Siz) git-mekte-siniz gel-mekte-siniz ara-makta-sınız
3 Çoğul Kişi (Onlar) git-mekte-ler gel-mekte-ler ara-makta-lar
Gelecek zaman

-AcAk -ecek,-acak ek şekilleri ile yapılır Ünsüzden sonra ek doğrudan gelirken, ünlü ile biten eylemlere eklenmeden önce, yardımcı ünsüz gelir[42]
Türkçede Gelecek Zaman Tablosu (-acak):
Kişi git- gel- ara-
1 Tekil Kişi (Ben) gid-eceğ-im gel-eceğ-im ara-y-acağ-ım
2 Tekil Kişi (Sen) gid-ecek-sin gel-ecek-sin ara-y-acak-sın
3 Tekil Kişi (O) gid-ecek gel-eceğ ara-y-acak
1 Çoğul Kişi (Biz) gid-eceğ-iz gel-eceğ-iz ara-y-acağ-ız
2 Çoğul Kişi (Siz) gid-ecek-siniz gel-ecek-siniz ara-y-acak-sınız
3 Çoğul Kişi (Onlar) gid-ecek-ler gel-ecek-ler ara-y-acak-lar
Geniş zaman

Türkiye Türkçesinde geniş zaman eylem sonuna -r, -er, -ar ek şekillerinden biri getirilerek oluşturulur[42]
Türkçede Geniş Zaman Tablosu (-r):
Kişi git- gel- ara-
1 Tekil Kişi (Ben) gid-e-r-im gel-i-r-im ara-r-ım
2 Tekil Kişi (Sen) gid-e-r-sin gel-i-r-sin ara-r-sın
3 Tekil Kişi (O) gid-e-r gel-i-r ara-r
1 Çoğul Kişi (Biz) gid-e-r-iz gel-i-r-iz ara-r-ız
2 Çoğul Kişi (Siz) gid-e-r-siniz gel-i-r-siniz ara-r-sınız
3 Çoğul Kişi (Onlar) gid-e-r-ler gel-i-r-ler ara-r-lar
Türkiye Türkçesinde birleşik zamanlar

Türkçede zamanlar çok çeşitlidir ve varlıklıdır Yalnızca bir zaman belirtmek zorunda olmazsınız Türkçede bunun için ek eylem yapısı vardır Türkçede ek eylem dört ayrı çekimlidir Bunlardan biri ek olarak kullanılan "-dir" diğerleri ise "idi", "imiş", "ise" olmaktadır Bunların dördü de olmak (İlk Türkçede bolmak) anlamına gelen i- eyleminden gelir Bu eylemin İlk Türkçede durumu "er-" biçimindedir, zamanla "i-" biçiminde kalmıştır Türkçede ek eylem için "olmak" eylemi kullanılmaz Çünkü bu eylem, yardımcı eylem olarak kullanılır, bunun yerine "er-" eylemi ek eylem olarak kullanılır Bu yüzden kullanılmaz ancak kullanılmazsı anlamsız kalmaz[43]
Geniş Zaman

Türkçede herhangi bir zamanın genişini (-dir) eki yapar
Türkçede Geniş Zaman Tablosu (yaz-):
Kişi Şimdiki Zaman Görülen Geçmiş Zaman Duyulan Geçmiş Zaman Gelecek Zaman Geniş Zaman
1 Tekil Kişi (Ben) yaz-ı-yor-um-dur yaz-dı-m-dır yaz-mış-ım-dır yaz-acağ-ım-dır yaz-a-r-ım-dır
2 Tekil Kişi (Sen) yaz-ı-yor-sun-dur yaz-dı-n-dır yaz-mış-sın-dır yaz-acak-sın-dır yaz-a-r-sın-dır
3 Tekil Kişi (O) yaz-ı-yor-dur yaz-dı-dır yaz-mış-dır yaz-acak-dır yaz-a-r-dır
1 Çoğul Kişi (Biz) yaz-ı-yor-uz-dur yaz-dı-k-dır yaz-mış-ız-dır yaz-acağ-ız-dır yaz-a-r-ız-dır
2 Çoğul Kişi (Siz) yaz-ı-yor-sunuz-dur yaz-dı-nız-dır yaz-mış-sınız-dır yaz-acak-sınız-dır yaz-a-r-sınız-dır
3 Çoğul Kişi (Onlar) yaz-ı-yor-lar-dır yaz-dı-lar-dır yaz-mış-lar-dır yaz-acak-lar-dır yaz-a-r-lar-dır
Görülen geçmiş zaman

Türkçede herhangi bir zamanın görülen geçmişini "idi" yapar Ancak bu ekleşebilir de Örneğin "yazmış idi" yerine "yazmıştı" kullanılabilir Böyle ekli kullanım günlük yaşamda daha çok kullanılır; ancak yazı dilinde "idi" biçiminde geçebilir
Türkçede Görülen Geçmiş Zaman Tablosu (yaz-):
Kişi Şimdiki Zaman Görülen Geçmiş Zaman Duyulan Geçmiş Zaman Gelecek Zaman Geniş Zaman
1 Tekil Kişi (Ben) yaz-ı-yor-(du-m) (idi-m) yaz-dı(-y-dı-m) (idi-m) yaz-mış-(tı-m) (idi-m) yaz-acak-(tı-m) (idi-m) yaz-a-r-(dı-m) (idi-m)
2 Tekil Kişi (Sen) yaz-ı-yor-(du-n) (idi-n) yaz-dı(-y-dı-n) (idi-n) yaz-mış-(tı-n) (idi-n) yaz-acak-(tı-n) (idi-n) yaz-a-r-(dı-n) (idi-n)
3 Tekil Kişi (O) yaz-ı-yor-(du) (idi) yaz-dı(-y-dı) (idi) yaz-mış-(tı) (idi) yaz-acak-(tı) (idi) yaz-a-r-(dı) (idi)
1 Çoğul Kişi (Biz) yaz-ı-yor-(du-k) (idi-k) yaz-dı(-y-dı-k) (idi-k) yaz-mış-(tı-k) (idi-k) yaz-acak-(tı-k) (idi-k) yaz-a-r-(dı-k) (idi-k)
2 Çoğul Kişi (Siz) yaz-ı-yor-(du-nuz) (idi-niz) yaz-dı(-y-dı-nız) (idi-niz) yaz-mış-(tı-nız) (idi-niz) yaz-acak-(tı-nız) (idi-niz) yaz-a-r-(dı-nız) (idi-niz)
3 Çoğul Kişi (Onlar) yaz-ı-yor-(lar-dı) (-lar idi) yaz-dı(-y-dı-lar) (-lar idi) yaz-mış-(lar-dı) (-lar idi) yaz-acak-(lar-dı) (-laridi) yaz-a-r-(lar-dı) (-lar idi)
Duyulan geçmiş zaman

Türkçede herhangi bir zamanın görülen geçmişini "imiş" yapar Ancak bu ekleşebilir de Örneğin "yazmış imiş" yerine "yazmışmış" kullanılabilir Böyle ekli kullanım günlük yaşamda daha çok kullanılır; ancak yazı dilinde "imiş" biçiminde geçebilir
Türkçede Duyulan Geçmiş Zaman Tablosu (yaz-):
Kişi Şimdiki Zaman Görülen Geçmiş Zaman Duyulan Geçmiş Zaman Gelecek Zaman Geniş Zaman
1 Tekil Kişi (Ben) yaz-ı-yor-(muş-um) (imiş-im) yaz-dı(-y-mış-ım) (imiş-im) yaz-mış-(mış-ım) (imiş-im) yaz-acak-(mış-ım) (imiş-im) yaz-a-r-(mış-ım) (imiş-im)
2 Tekil Kişi (Sen) yaz-ı-yor-(muş-sun) (imiş-sin) yaz-dı(-y-mış-sın) (imiş-sin) yaz-mış-(mış-sın) (imiş-sin) yaz-acak-(mış-sın) (imiş-sin) yaz-a-r-(mış-sın) (imiş-sin)
3 Tekil Kişi (O) yaz-ı-yor-(muş) (imiş) yaz-dı(-y-mış) (imiş) yaz-mış-(mış) (imiş) yaz-acak-(mış) (imiş) yaz-a-r-(mış) (imiş)
1 Çoğul Kişi (Biz) yaz-ı-yor-(muş-uz) (imiş-iz) yaz-dı(-y-mış-ız) (imiş-iz) yaz-mış-(mış-ız) (imiş-iz) yaz-acak-(mış-ız) (imiş-iz) yaz-a-r-(mış-ız) (imiş-iz)
2 Çoğul Kişi (Siz) yaz-ı-yor-(muş-sunuz) (imiş-siniz) yaz-dı(-y-mış-sınız) (imiş-siniz) yaz-mış-(mış-sınız) (imiş-siniz) yaz-acak-(mış-sınız) (imiş-siniz) yaz-a-r-(mış-sınız) (imiş-siniz)
3 Çoğul Kişi (Onlar) yaz-ı-yor-(lar- mış) (-lar imiş) yaz-dı(-lar-mış) (-lar imiş) yaz-mış-(mış-lar) (imiş-ler) yaz-acak-(mış-lar) (imiş-ler) yaz-a-r-(mış-lar) (imiş-ler)
Şart

Türkçede herhangi bir zamanın görülen geçmişini "ise" yapar Ancak bu ekleşebilir de Örneğin "yazmış ise" yerine "yazmışsa" kullanılabilir Böyle ekli kullanım günlük yaşamda daha çok kullanılır; ancak yazı dilinde "ise" biçiminde geçebilir
Türkçede Şart Tablosu (yaz-):
Kişi Şimdiki Zaman Görülen Geçmiş Zaman Duyulan Geçmiş Zaman Gelecek Zaman Geniş Zaman
1 Tekil Kişi (Ben) yaz-ı-yor-(sa-m) (ise-m) yaz-dı(-y-sa-m) (ise-m) yaz-mış-(sa-m) (ise-m) yaz-acak-(sa-m) (ise-m) yaz-a-r-(sa-m) (ise-m)
2 Tekil Kişi (Sen) yaz-ı-yor-(sa-n) (ise-n) yaz-dı(-y-sa-n) (ise-n) yaz-mış-(sa-n) (ise-n) yaz-acak-(sa-n) (ise-n) yaz-a-r-(sa-n) (ise-n)
3 Tekil Kişi (O) yaz-ı-yor-(sa) (ise) yaz-dı(-y-sa) (ise) yaz-mış-(sa) (ise) yaz-acak-(sa) (ise) yaz-a-r-(sa) (ise)
1 Çoğul Kişi (Biz) yaz-ı-yor-(sa-k) (ise-k) yaz-dı(-y-sa-k) (ise-k) yaz-mış-(sa-k) (ise-k) yaz-acak-(sa-k) (ise-k) yaz-a-r-(sa-k) (ise-k)
2 Çoğul Kişi (Siz) yaz-ı-yor-(sa-nız) (ise-niz) yaz-dı(-y-sa-nız) (ise-niz) yaz-mış-(sa-nız) (ise-niz) yaz-acak-(sa-nız) (ise-niz) yaz-a-r-(sa-nız) (ise-niz)
3 Çoğul Kişi (Onlar) yaz-ı-yor-(lar-sa) (-lar ise) yaz-dı(-lar-sa) (-lar ise) yaz-mış-(lar-sa) (-lar ise) yaz-acak-(sa-lar) (ise-ler) yaz-a-r-(sa-lar) (ise-ler)

Alıntı Yaparak Cevapla

Türkçenin Dünü, Bugünü, Yarını

Eski 09-11-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkçenin Dünü, Bugünü, Yarını



Diğer birleşik zamanlar

Türkçede birleşik zamanlı yapan yapan "i-" eyleminin yanında aynı anlamda "ol-" eylemi de görev yapar Hiçbir zaman "-yor" ve "-acak" eklerini almayan "i-" eyleminin bu eksikliğini "ol-" eylemi doldurur Örneğin "gitmiş iyorlar" yerine "gitmiş oluyorlar" kullanılır[44]
-mış olacak

Türkçede birleşik zaman yapan "ol-" eyleminin görevlerinden biri "-mış olmak" yapmaktır Buna göre eylem duyulan geçmiş zamana göre çekimlenir, daha sonra olacak eylemini alır, ki bu yüklem olur, sonra kişi eki koyulur
Türkçede -mış olacak Tablosu (yaz-):
Kişi Olumlu Olumsuz Soru
1 Tekil Kişi (Ben) yaz-mış ol-acağ-ım yaz-ma-mış ol-acağ-ım yaz-mış ol-acak mı-y-ım?
2 Tekil Kişi (Sen) yaz-mış ol-acak-sın yaz-ma-mış ol-acak-sın yaz-mış ol-acak mı-sın?
3 Tekil Kişi (O) yaz-mış ol-acak yaz-ma-mış ol-acak yaz-mış ol-acak mı?
1 Çoğul Kişi (Biz) yaz-mış ol-acağ-ız yaz-ma-mış ol-acağ-ız yaz-mış ol-acak mı-y-ız?
2 Çoğul Kişi (Siz) yaz-mış ol-acak-sınız yaz-ma-mış ol-acak-sınız yaz-mış ol-acak mı-sınız?
3 Çoğul Kişi (Onlar) yaz-mış ol-acak-lar yaz-ma-mış ol-acak-lar yaz-mış ol-acak-lar mı?
-yor olacak

Türkçede birleşik zaman yapan "ol-" eyleminin görevlerinden bir diğeri "-yor olmak" yapmaktır Buna göre eylem şimdiki geçmiş zamana göre çekimlenir, daha sonra olacak eylemini alır, ki bu yüklem olur, sonra kişi eki koyulur Bu biçimde çekimlenen eylemler "gelecek zaman" anlamı vermezler; ancak gelecek zaman içerisinde yapılıyor olacağını belirtir Bu da bir iş kılışın, oluşun veya durumun gelecekte yapılıyor olacağını gösterir
Türkçede -mış olacak Tablosu (yaz-):
Kişi Olumlu Olumsuz Soru
1 Tekil Kişi (Ben) yaz-ı-yor ol-acağ-ım yaz-mı-yor ol-acağ-ım yaz-ı-yor ol-acak mı-y-ım?
2 Tekil Kişi (Sen) yaz-ı-yor ol-acak-sın yaz-mı-yor ol-acak-sın yaz-ı-yor ol-acak mı-sın?
3 Tekil Kişi (O) yaz-ı-yor ol-acak yaz-mı-yor ol-acak yaz-ı-yor ol-acak mı?
1 Çoğul Kişi (Biz) yaz-ı-yor ol-acağ-ız yaz-mı-yor ol-acağ-ız yaz-ı-yor ol-acak mı-y-ız?
2 Çoğul Kişi (Siz) yaz-ı-yor ol-acak-sınız yaz-mı-yor ol-acak-sınız yaz-ı-yor ol-acak mı-sınız?
3 Çoğul Kişi (Onlar) yaz-ı-yor ol-acak-lar yaz-mı-yor ol-acak-lar yaz-ı-yor ol-acak-lar mı?
Yabancı dillerle etkileşimi
Türkçe sözcük varlığı

2005'te yayınlanan Güncel Türkçe Sözlük 104481 sözcük içerir Sonraki yeni çalışmalarla 616767 söz kapsar duruma gelen sözcük ile birlikte yabancı söz oranı da değişmiştir Bu sözcüklerin %14'ünün yabancı kökenli olduğu TDK tarafından tespit edilmiştir Ötüken Neşriyat'ın hazırladığı Türkçe Sözlük'te 246000 kelime bulunmaktadır[45]

2005'te Almanya’da yaygın olarak kullanılan Almanca "Duden Sözlüğü" 120000 Almanca sözcük içermektedir

Şu an için, Türkiye Türkçesinin en gelişmiş sözlüğü Büyük Türkçe Sözlük’te söz, deyim, terim ve isim olmak üzere toplam 616767 söz varlığı bulunmaktadır Türkiye Türkçesinin bütün söz varlığını bir araya getiren ve ortak bir veri tabanında kullanıma sunulan Büyük Türkçe Sözlük (TDK), yazı dilinin söz varlığının yanı sıra bütün bilim, sanat ve spor terimlerini, yer adlarını, kişi adlarını, Türkiye bölge ağızlarındaki ve kaynaklardaki sözcükleri, deyimleri içermektedir[46]
Türkiye Türkçesine geçen yabancı sözcükler

Her ne kadar Atatürk'ün dil devrimi ile Türkiye Türkçesi, kökeni Arapça ve Farsça olup da dilde eğreti duran sözcüklerden arındırılmaya çalışıldıysa da, dil devriminin politik etkenlerle aksamasından ötürü bu iki dilden sözcükler, Fransızca sözcüklerle birlikte Türkçe sözlüğün önemli bir bölümünü oluşturmayı sürdürmektedir

Yabancı kökenli sözcüklerden bazı örnekler:

Arapçadan: insan, asker, hain
Farsçadan: ateş, rüzgar, düşman,
Fransızcadan: kuzen, kuaför, hoperlör, detay, anten, tuvalet, polis
İtalyancadan: politika, fanila, kundura
İngilizceden: pikap, video, çita, medya, sandviç
Yunancadan: liman, kiraz
Almancadan: şalter, general, panzer

Türkçeden diğer dillere geçen sözcük sayısı

Sırpça: 8995
Bulgarca: 3490
Yunanca: 2984
Farsça: 2969
Arnavutça: 2622

Rumence: 2780
Rusça: 2476
Arapça: 1990
Macarca: 1982
Ukraynaca: 800
İngilizce: 470

Çince:289
Çekçe :248
Urduca:227
Almanca :166
İtalyanca:146
Fince:115

Türkçe kökenli ya da alıntı sözcüklerden bazı örnekler:

bıçak: Macarca "bicska"
cacık: Yunanca "tzatziki"
çaprak: Almanca "Schabracke"
dilmaç (çevirmen): Almanca "Dolmetscher"
dolma: İngilizce "dolma", Yunanca "dolmadaki"
köşk: Slavca, Almanca "Kiosk"
ordu: Almanca, İngilizce ve Fransızca "Horde"
yelek: İngilizce ve Fransızca "gilet", İspanyolca "gileco, jaleco, chaleco", Arapça "jalikah"
yoğurt: İngilizce "yoghurt", Fransızca "yaourt", Almanca "Joghurt", İspanyolca "yogur"

Ayrıca, Osmanlı İmparatorluğu dönemi veya öncesinden şekillenmiş, Türkçe-Ermenice ortak sözcük dağarcığı, Türkçe-Yunanca ortak sözcük dağarcığı, Türkçe-Bulgarca ortak sözcük dağarcığı, Türkçe-Arnavutça ortak sözcük dağarcığı, Türkçe-Boşnakça ortak sözcük dağarcığı, Türkçe-Romence ortak sözcük dağarcığı mevcuttur
Türkçe sanılan yabancı kökenli sözcükler

Bazı Türkçe kökenli kabul edilen sözcük, Sevan Nişanyan gibi çeşitli kişiler tarafından yabancı kökenli oldukları iddia ediliyor Özellikle Soğdcadan bir takım alıntı gerçekleştiği sanılıyor ya da tersine Türkçeden Soğdcaya Bu durumda kimin kimden alıntı yaptığı kesinlik kazanmamıştır, başka bir olasılık ise karşılıklı etkilenme de söz konusu olduğudur Bu durum, Eski Türkler ve Soğdların iç içe yaşadıklarından kaynaklanabilir Bunun yanında Toharca, Orta Farsça ve Türkçe karşılıklı etkilenme olduğu tahmin ediliyor Çin’in Uygur Türklerin yaşadığı ve özerkliğe sahip oldukları Sincan (Doğu Türkistan) bölgesinde İranî olan Partça, Orta Farsça, Soğdca ve Sakça dillerinden yazı buluntuları[47] tespit edilmiştir Bunun yanı sıra Hint-Avrupa dil ailesinin içinde ayrı gruba ait olan Toharcadan da yazılar bulunmuştur

Türkçe olmadığı sanılan sözcüklerin kökleri hakkında yaklaşımlar:
Sözcük Köken Etimolojik Kaynak
akşam Soğdca: χşām Sevan Nişanyan Süer Eker (sayfa 244)
acun Soğdca: ajūn (oku: acūn) Sevan Nişanyan
bağış Yeni Farsça / Orta Farsça: baχş Sevan Nişanyan
bayram Orta Farsça: paδrām, Soğdca: patrām Sevan Nişanyan
borç Soğdca: pūrç Sevan Nişanyan
esen Yeni Farsça / Orta Farsça: āsān Sevan Nişanyan
kadın Soğdca: χwatēn Sevan Nişanyan (1) Sevan Nişanyan (2) Süer Eker (sayfa 260)
pis Yeni Farsça: pīs, Avesta: paesa- Sevan Nişanyan
öküz Toharca: okso/okäs Sevan Nişanyan
yardım Türkçe[48][49], Yeni Farsça: yārīdan Sevan Nişanyan

Bu sözcüklerin kökenleri hakkında farklı değerlendirmeler için Hasan Eren'in kökenbilimi çalışmalarına da bakılabilir

Unutulmuş sözcükler

Türkiye Türkçesinde çok sayıda unutulan ve daha günlük hayatta kullanılmayan ya da yalnızca özel terimlerde kullanılan saf Türkçe sözcükler vardır Bu sözcükler TDK tarafından sonradan türetilmiş sözcüklerle karıştırılmamalı Bunlar Orta Çağda da kullanılmaktadı ve bugünkü yabancı uyruklu sözcükler için karşılık olarak alınabilir TDK bu sözcükleri eskimiş olarak tanımlar Bazı örnekler:
Yabancılaşmış Türkçe Öz Türkçe Etimolojik Kaynak
ateş (Farsça) od TDK Sevan Nişanyan
ayna (Farsça) gözgü TDK
cam (Farsça) sırça TDK Sevan Nişanyan
damat (Farsça) güvey Sevan Nişanyan
hasta (Farsça) sayrı TDK Sevan Nişanyan
hoş (Farsça) yahşi TDK Sevan Nişanyan
rüzgâr (Farsça) yel TDK Sevan Nişanyan
sonbahar (bahar Farsça) güz TDK Sevan Nişanyan

kaynak:vikipedi

Alıntı Yaparak Cevapla

Türkçenin Dünü, Bugünü, Yarını

Eski 09-11-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkçenin Dünü, Bugünü, Yarını




Türk dilleri ya da evrensel dil bilimi uyarlamasıyla Turkic Languages, (Türk dilleri) ayrıca TDK'nin adlandırmasıyla Türk lehçeleri olarak bilinen; Doğu Avrupa'dan Sibirya ve Çin'in batısına dek uzanan bir alanda ana dil olarak 180 milyon kişi tarafından, ikinci dil olarak konuşanlar da sayılırsa yaklaşık 250 milyon kişi tarafından konuşulan, 40 ayrı yazı diline bölünen bir dil kümesi olarak tanımlanır

Türk dilleri Altay dilleri ailesine aittir En çok konuşulan Türk dili, Türkiye Türkçesidir Ardından Azerice, Özbekçe, Uygurca, Kazakça, Tatarca gelmektedir

Türk dillerini diğer dil ailelerinden farklı kılan önemli bir özelliği, konuşucularının uzun süre göçebe olarak yaşamışlığı ve buna bağlı olarak bu dillerin sürekli birbirlerinden etkilenmiş olmalarıdır Türk dillerin çok sayıda aynı anlamda kullanılan ortak sözcüklere sahip olmalarının yanı sıra tümce yapıları da hep aynı kalır Bu yüzden Türk dillerinin bir dil ailesi olmadığı, tek bir dilin lehçeleri olduğu görüşü de yaygındır ve Türk lehçeleri, Çağdaş Türk yazı dilleri veya Türk dilinin kolları gibi adlandırıldıklarına da rastlayabiliriz (Bakınız: "Dil" ve "Lehçe" tartışması)

Bu çizelgede Türkî dillerde tümce yapısının aynı kaldığını gösteren bir örnek görebilirsiniz:
Diller Tümce yapısı
Türkçe Çocuklar okulda dilimizi Latin alfabesi ile yazar
Gagavuzca Uşaklar şkolada / okulda dilimizi latin alfavitindä yazêr
Azerice Uşaqlar məktəbdə dilimizi latin əlifbası ilə yazır
Türkmence Çagalar mekdepde dilimizi latyn elipbiýi bile(n) ýazýar
Özbekçe Bolalar maktabda tilimizni latin alifbosi bilan / ila yozadi
Uygurca Balilar mektepte tilimizni latin elipbesi bilen yazidu
Kazakça Balalar mektepte tilimizdi latin alfavitimen jazadı
Kırgızca Baldar mektepte tilibizdi latın alfaviti menen jazat
Tatarca Balalar mäktäpdä telebezne latin älifbase belän / ilä yaza
Tuvaca Uruglar surguulda dılıvıstı Latın alfavidi-bile bijiirler

Bu çizelgede Türk dillerindeki aynılıkları ve ayrımlılıkları görebilirsiniz
Diller Tümce yapısı
Türkiye Türkçesi Yeni yılınız kutlu olsun
Gagavuzca Yeni yılınızı kutlerim
Karay Türkçesi Sizni yanhı yıl bıla kutleymın
Azerice (Kuzey) Yeni iliniz mübarek olsun
Azerice (Güney) Teze iliniz mübarek
Irak Türkçesi (Irak) Y'engi iliwiz mübarak olsun
Türkmence Taze ýylynyz gutly bolsun
Özbekçe Yangi yilingiz mubоrak bo'lsin
Uygurca Yengi yılıngızğa mübarek bolsun
Kazakça Janga jılıngız kuttı bolsın
Karaçay-Balkarca Cañı cılığız bla alğışlayma
Nogayca Yana yılınız men
Karakalpakça Canga cılıngız quttı bolsın
Kırgızca Cangı cılıngız kuttu bolsun
Tatarca Yaña yılıgız kotlı bulsın
Kırım Tatarcası Yañı yılınız hayırlı (mubarek) olsun
Moldova-Romanya Tatarcası Ceni cılınız kutlu bolsun
Başkurtça Hezze yangı yıl menen kotlayım
Kumukça Yangı yılıgız kutlu bolsun
Hakasça Naa çılnang alğıstapçam (-alkış) şirerni
Tuvaca Caa çıl-bile bayır çedirip or men
Altayca Slerdi cangı cılla utkup turum
Şor Türkçesi Naa çıl çakşı polzun
Sahaca Ehigini sanga cılınan eğerdeliibin
Çuvaşça Sene sul yaçepe salamlatap

Çoğu Altay dillerinde olduğu gibi Türkî dillerde de büyük ve küçük ses uyumu vardır (Özbekçe hariç), yazımda sözcükler son ekler alarak uzarlar ve tümce yapısı özne-nesne-yüklem sırasıyla oluşturulur Kazakça örnek:

jaz (yaz)
jazu (yazı)
jazuşı (yazıcı/yazar)
jazuşılar (yazıcılar)
jazuşılarım (yazıcılarım)
jazuşılarımız (yazıcılarımız)
jazuşılarımızda (yazıcılarımızda)
jazuşılarımızdağı (yazıcılarımızdaki)
jazuşılarımızdağılar (yazıcılarımızdakiler)
jazuşılarımızdağılardan (yazıcılarımızdakilerden)


Alıntı Yaparak Cevapla

Türkçenin Dünü, Bugünü, Yarını

Eski 09-11-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkçenin Dünü, Bugünü, Yarını



Tarih

Yüzyıllar boyunca Türk dilleri konuşan halklar özellikle İran, İslâv ve Moğol gibi farklı toplumlarla birçok alanda etkileşimde bulunmuşlardır Geniş bir tarihe yayılan bu etkileşim sürecinden Türk dilleri de önemli oranda etkilenmiştir Bu etkileşim sürecinde Türk dilleri de kendi aralarında bazen birbirlerinden uzaklaşıp bazen de göçebe yaşam biçimi nedeniyle yeniden yaklaşıp kaynaşmışlardır Bu yüzden Türk dilleri kümesi ve içindeki dillerin tarihi gelişimleri bazı yönlerden belirsizleştirmiş, bu yüzden Türk dillerinin sınıflandırılmasının birden fazla sistemi oluşmuştur Günümüzde en genel kabul görmüş sınıflandırma sistemi Samiloviç'in kalıtsal sınıflandırması olmakla birlikte ayrıntılarda tartışmalar sürmektedir Bugün yaklaşık 220 milyon konuşuru bulunan Türk dili, Moğol ve Mançu-Tunguz dillerinin de yer aldığı Altay dil ailesinin en fazla konuşura sahip koludur… 19’uncu yüzyıl sonlarına doğru yoğunluk kazanan araştırmalarla Altay dilleri olarak adlandırılan Türk, Moğol, Mançu-Tunguz, Japon ve Kore dilleri ile Fin-Ugor dilleri olarak anılan Fin, Macar ve Samoyed dillerinin Ural-Altay adında bir dil ailesi oluşturduğu düşüncesi, yeryüzünde genel kabul görmüş bir kuramdı Ancak, 20’nci yüzyılın ikinci yarısından beri yürütülen dil bilimi araştırmalarıyla Ural ve Altay dillerinin bir dil ailesi oluşturamayacağı düşüncesi yaygınlaşmaya başladı Fin, Macar ve Samoyed dilleri ile Türk, Moğol, Mançu-Tunguz, Japon ve Kore dilleri arasında benzerlikler bulunuyordu ama bu benzerlikler bir dil ailesi oluşturmaya yetecek ölçüde bir kaynak dilden miras kalan ortak dil ögesi içermiyordu

Bugün artık yeryüzü dil bilimi çevrelerinde Türk, Moğol ve Mançu-Tunguz dillerinin oluşturduğu Altay dil ailesi, genel kabul görmektedir Bununla birlikte Kore ve Japon dillerinin bu dil ailesinde yer alıp almadığı üzerine tartışmalar sürmektedir Bu iki dilin Altay dil ailesine ait olmaları durumunda da, Türk dilinin Altay dil ailesinin en çok konuşura sahip kolu olduğu gerçeğini değiştirmez
Türk Dilinin Kısa Tarihi

Türk yazı dilinin tarihi VII ve VIII yüzyıllarda Orhon vadisinde dikilmiş olan yazıtlarla başlar Gerek Orhon Yazıtları’nda kullanılmış olan gelişmiş ve işlek dil gerekse komşu ülke kaynaklarında yer alan bilgiler, Türk yazı dilinin başlangıcının çok daha eskiye gittiğini gösterir Yakın dönemde bulunan yeni yazıtların okunması Türk yazı dilinin tarihini daha da gerilere götürmemizi sağlayacaktır Ayrıca karşılaştırmalı sesbilim ve biçimbilim çalışmaları ve diğer dillerdeki alıntı sözlerden Türkçenin yaşının ortaya konulması yolunda önemli veriler elde edilmiştir Türkçeden Sümerceye geçmiş olduğu kanıtlanan 168 Türkçe kökenli sözcük, Sümerce ile Türkçenin yaşıt olduğu görüşünün geliştirilmesini sağlamıştır Esik kurganı buluntuları arasında yer alan ve MÖ 4’üncü yüzyıla ait olduğu saptanan bir çanaktaki Orhon yazısına benzer harflerle yazılan iki satırlık yazının en eski Türkçe metin olduğu bilinmektedir Çin yıllıklarındaki bir Hun ağıtına ait iki dize ile birkaç sözcük MS 4’üncü yüzyıl Türkçesi hakkında fikir vermektedir Ancak, yazınsal metin niteliğindeki ilk büyük metinler Tonyukuk (725), Bilge Kağan (731) ve Köl Tigin (732) adına dikilmiş olan Göktürk Yazıtları’dır Türk dilinin ilk sözlüğü ve dil bilgisi kitabı Divanü Lugati’t-Türk ise 1072 yılında Kâşgarlı Mahmut tarafından yazılmıştır Yaklaşık 9 bin sözü içeren eser, yalnızca bir sözlük, yalnızca bir dil bilgisi kitabı değil, aynı zamanda Türk yazı dilinin ve ağızlarının ele alındığı, kültür değerlerinin kayda geçirildiği anıtsal bir kaynaktır Kâşgarlı Mahmut; Karahanlı, Uygur, Oğuz, Kıpçak, Kırgız ve diğer akraba topluluklarının söz varlığını bir araya getirerek hazırladığı eserine Divanü Lugati’t-Türk, yani Türk Lehçeleri Sözlüğü adını vermiştir Kâşgarlı Mahmut’un yirmiyi aşkın yazı dilini ve ağzını Türk adı altında toplaması, bilimsel bir gerçekliği ortaya koymaktadır Büyük ölçüde ortak dil ögelerine dayanan bu yazı dilleri ve ağızlar, zaman içerisinde kendi iç gelişmelerini sürdürerek bugün yazı dilleri ve resmî diller hâline gelmişlerdirTürklerde genel simge kurtdur
Türk Dilinin Coğrafyası

Yayılma alanı Kuzey Buz Denizi’nden başlayıp Hindistan’ın kuzeyine, Çin Halk Cumhuriyeti’nin içlerinden Avrupa’nın en uç noktasına kadar uzanan yaklaşık 12 milyon kilometrekarelik bu coğrafyada en geçerli dil, Altay dil ailesinin en büyük kolu olan Türk dilidir

19’uncu yüzyılda ünlü Türkolog Á H Vámbéry, Türk dilinin yayılma alanının genişliğini yaptığı gezi sırasında görmüş ve Balkanlardan Mançurya’ya kadar yolculuk yapacak bir kişinin Türk dilini bilmesi durumunda bu yolculuğunu en kolay bir biçimde yapabileceğini, çünkü bu coğrafyada en geçerli dilin Türk dili olduğunu söylemişti Bugün bu alan daha da genişlemiştir Özellikle 1960’lı yıllardan itibaren çalışmak ve okumak başta olmak üzere çeşitli nedenlerle endüstrileşmiş Avrupa ülkelerine Türklerin göçmesi sonucunda Türk dilinin yayılma alanı Balkanları da aşarak Atlas Okyanusu kıyılarına ulaşmıştır

Türk dili, yoğunluğu Orta Asya ve Orta Doğu’da bulunan ve en azından son bin yıldır yerleşik halklar hâlinde olan; Türkiye Cumhuriyeti, Eski Sovyetler Birliği’nden bağımsızlaşmış Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan gibi Türk Cumhuriyetleri, Balkan Ülkeleri, Rusya Federasyonu, İran, Irak, Afganistan, Çin Halk Cumhuriyeti gibi devletler içinde konuşma dili veya yazı dili olarak yaşayan yirmi yazı dili koluna ayrılmaktadır

Orta Çağ ile Yeni Çağı Osmanlı İmparatorluğu ve Altın Ordu Devleti gibi büyük coğrafyalara yayılan siyasi birlikler içinde yaşayan bu Türk toplulukları, 20’nci yüzyıl ilk çeyreğine kadar etkili olan klasik yazı dilleri Osmanlı Türkçesi ve Çağataycanın birleştirici karakteriyle güçlü bir yazılı edebiyat ve millî bir halk edebiyatı geliştirmiştir Dil mirasının çok büyük bir kısmını oluşturan sözcükler, atasözleri, deyimler ve temel kavramlar bu Türk topluluklarının dillerinde ortaktır

Türk dilinin bu ortak ve bütünleştirici özelliği, konuşma dillerindeki, ağızlardaki farklılıklarına karşın yazılı çeşitli lehçeleri, farklı konuşma dilleri bulunan Arapçanın, Çincenin veya Hintçenin durumu ile benzerlik göstermektedir Bu dillerin içinde alt diller olarak gelişen birçok farklı ağza karşın tek bir dilin olması gibi, Türkçe de Sovyetler Birliği’nin özel siyasi şartları altında farkları yapay olarak artırılmış yazı dillerine ayrılmıştır Bu yazı dilleri Türkiye Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi, Türkmen Türkçesi, Özbek Türkçesi, Kazak Türkçesi, Kırgız Türkçesi, Tatar Türkçesi, Başkurt Türkçesi, Uygur Türkçesi, Gagavuz Türkçesi, Karakalpak Türkçesi, Kumuk Türkçesi, Karaçay Türkçesi, Balkar Türkçesi, Nogay Türkçesi, Hakas Türkçesi, Altay Türkçesi, Tuva Türkçesi ile Çuvaşça ve Yakutçadır

Öte yandan büyük çoğunluğu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan ve Avrupa Birliği ülkelerine yerleşen yaklaşık 6 milyon Türk bulunmaktadır Avrupa Birliği üyesi olmayan bazı Avrupa ülkelerinde de önemli ölçüde Türk nüfusu bulunmaktadır Bu nüfusun önemli bir bölümü, yaşadığı ülkenin vatandaşıdır Ayrıca Avrupa Birliği’nin yeni üyelerinden Romanya’da, özellikle de Bulgaristan’da bu ülkelerin vatandaşı olarak çok sayıda Türk yaşamaktadır Makedonya, Kosova gibi diğer ülkelerdeki yerleşik Türklerle birlikte bütün Avrupa kıtasındaki Türk nüfusun 7 milyonu aştığı düşünülmektedir Avrupa’daki bu nüfusun tamamının dili Türkiye Türkçesidir Bu ülkelerde Türkler tarafından yayımlanan gazeteler, dergiler, kitle iletişim araçları Türkiye Türkçesini kullanmaktadır

Çeşitli dönemlerde Arabistan yarımadasındaki ve Kuzey Afrika’daki ülkelere; Güney ve Kuzey Amerika kıtasında başta ABD olmak üzere çeşitli ülkelere ve Avustralya’ya yerleşen konuşurları sayesinde, bugün Türk dili dünyanın dört bir köşesinde yaşayan, konuşulan, kullanılan dil konumuna ulaşmıştır Uydudan yapılan radyo ve televizyon yayınları, ağ ortamında yayıncılık, yurt dışında da yayımlanan gazetelerimiz ve dergilerimiz, öğretim kurumları ve kurslar aracılığıyla bugün Türk dili yeryüzünde etkin bir biçimde işlevini sürdüren dil konumuna ulaşmıştır

Bugünün dünya siyasi haritasına bakıldığında farklı yönetimler altında ama sınırdaş ülkelerde yaşayan ve birbirine çok benzer dilleri konuşan Türk soylu halkların dil benzerliğinin yanı sıra çok büyük ölçüde kültür benzerlikleri gösterdiği bilinen bir gerçektir Anadolu’daki bir halk türküsü Balkanlarda, Orta Doğu’da, Kafkaslarda hatta Orta Asya’da bilinmekte, dinlenmekte ve söylenmektedir Türk mutfağının sevilen yemeği mantı, boyutları ve adı değişse de Sibirya’dan Çin’e, Orta Asya’dan Anadolu’ya ortak özellikler gösterir Nasrettin Hoca’nın ünü ve fıkraları Türk soylu halklar arasında yayıldığı gibi, aynı coğrafyada komşu uluslar arasında da yaygınlaşmıştır Ancak Türk dili konuşurları arasında en dikkat çekici benzerlik söz varlığında ve biçim özelliklerinde kendisini göstermektedir

Dünyada birçok ülkede bağımsız olarak yürütülen akademik Türkoloji çalışmalarının sonuçlarına göre, bu Türk yazı dilleri, sözlük bilimi ölçütlerine göre sıralanan söz varlığı verilerine göre birbirinin ses dengi hâlindeki sözlere sahiptir Hiçbiri yabancı dillerden alıntı olmayan temel söz varlığı sayesinde Türk toplulukları araya bir başka iletişim aracı koymadan kendi dilleri aracılığıyla birbirleriyle anlaşabilmektedir

Bütün bu yazı dillerinde ve lehçelerde sayı adları, zamirler, fiiller ortaktır Atlas Okyanusu kıyılarından Çin’in içlerine kadar uzanan coğrafyada 220 milyon insan bir, iki, üç, dört/tört, beş, altı, yedi/yeddi/ceti, sekiz, dokuz/tokuz, on diyerek saymaktadır Birkaç sayı adındaki küçük ses değişikliği dışında bütün sayı adları tam bir ortaklık gösterir Lehçeler arasındaki bu ses farklılıkları genel farklılıklardır ve düzenli olarak diğer sözcüklerde de görülürler

Çeşitli alanlar ve kavramlardaki söz varlığına birkaç örnek vermekle yetiniyoruz:

Çevre ve Doğa ile İlgili Adlar:[2]
Türkçe Azerice Özbekçe Kazakça Kırgızca Tatarca Türkmence Uygurca
toprak torpag tuprak toprak topurak tufrak toprak toprak
dağ dağ tağ tav too tav dağ tağ
ağaç agac agaş agaç agaç yagas
çiçek çiçək çeçek şeşek çeçek çeçek çeçek
diken tiken tiken tiken tiken tiken tiken
yaprak yarpag yeprak japırak yafrak yaprak

Renk Adları:[2]
Türkçe Azerice Özbekçe Kazakça Kırgızca Tatarca Türkmence Uygurca Başkurtça
ak ağ åk ak ak ak āk ak ak
kara gara kara kara kara gara kara kara
sarı sarı sarık sarı sarı sarı sārı serik harı
kızıl gızıl kızıl kızıl kızıl kızıl gızıl kızıl kızıl
boz boz boz boz boz boz boz boz buz

Hayvan Adları:[2]
Türkçe Azerice Özbekçe Kazakça Kırgızca Tatarca Türkmence Uygurca Başkurtça
at at at at at at at at at
kuyruk guyruk kuyruk kuyruk kuyruk koyrık guyruk kuyruk koyorok
aslan aslan erslan arıstan arstan arıslan arslan arslan arıslan
koyun goyun koy koy koy goyun koy kuyın
kuş guş kuş kus kuş guş kuş koş
kurt gurd kurt kurt kurt kort gurt kurt kort
turna durna turne tırna turna torna durna turna torna
balık balıg balık balık balık balık belik balık

Maden Adları:[2]
Türkçe Azerice Özbekçe Kazakça Kırgızca Tatarca Türkmence Uygurca Başkurtça
demir dəmir temir temir temir timir demir tömür timir
altın altun altin altın altın altın altın altun altın
gümüş gümüş kümüş kümis kümüş kömiş kümüş kümüş kömöş
taş daş taş tas taş taş daş taş taş

İnsan Vücudu ile İlgili Adlar:[2]
Türkçe Azerice Özbekçe Kazakça Kırgızca Tatarca Türkmence Uygurca Başkurtça
baş baş baş bas baş baş baş baş baş
dil dil til til til til dil til til
diş diş tiş tis tiş tiş diş tiş tiş
ayak ayak ayak ayak ayak ayak ayak ayak ayak
kol gol kol kol kol kul gol kol kul
göz göz köz köz köz küz göz köz küz
kulak gulag kulak kulak kulak kolak gulak kulak kolak

Verilen bu örneklerin yanı sıra Türk lehçelerinde fiillerde de büyük ölçüde ortaklık olduğu bilinmektedir

Verilen örneklerden de görüleceği gibi, Türk yazı dillerinin sözleri, birbirinden bazen tek bir sesin değişkenliği ile ayrılmaktadır Türk dilinin bu kollarının bağımsız sınırlara sahip ülkelerde yazı dilleri olarak kullanılması, onları birbirinden bağımsız diller halinde kabul etmemize imkân vermez

Bu dillerin söz dizimi de aynı yapısal özelliği göstermektedir Tamlamada tamlayan daima tamlanandan önce gelmektedir Cümlede ögelerin dizilişi de:

özne + tümleçler + yüklem

biçimindedir Gagavuz ve Karay Türkçesi gibi az sayıda lehçe dışında bütün Türk lehçelerinde söz dizimi benzerliği kendini göstermektedir
Ana Dili Konuşurlarına Göre Diller ve Türk Dili

Dillerin nüfus sıralaması ana dili (birinci dil), ikinci dil, yabancı dil konuşurları bakımından birkaç ölçüt göz önünde bulundurularak yapılmaktadır Ana dili, birinci dil, ikinci dil ve yabancı dil olarak konuşurlar bakımından İngilizcenin 2 milyara yaklaşan bir konuşuru olduğu kestiriminde bulunulmaktadır Ana dili konuşurları bakımından yapılan sıralamalarda ise Çince farklı lehçeleri olmasına karşın birinci dil olma özelliğine sahiptir Birbirinden ses, biçim ve söz varlığı özellikleri bakımından ayrılan sekiz ayrı lehçesiyle Çincenin, pek çok lehçesinin yanı sıra Urduca ile birlikte Hintçenin tek dil kabul edildiği ve buna göre dünyada en fazla konuşuru bulunan diller sıralamasında Çincenin birinci, Hintçenin dördüncü dil kabul edilmesi karşısında Türk dili de 220 milyona ulaşan konuşuruyla sıralamada tek bir dil olarak kabul edilmelidir Bu ölçütlerle Türk dili dünyada en fazla konuşuru bulunan diller arasında beşinci sırada yer almaktadır

Çince

1300000000 (Sekiz lehçesiyle birlikte)

İngilizce

427000000

İspanyolca

266000000

Hintçe

223000000 (Bütün lehçeleriyle ve Urduca ile birlikte)

Türkçe

220000000 (Bütün lehçeleriyle birlikte)

Arapça

181000000 (Bütün lehçeleriyle birlikte)

Portekizce

165000000

Bengalce

162000000

Rusça

158000000

Japonca

124000000

Almanca

121000000

Fransızca

116000000

Dünyada Türk Dilinin Öğretimi

Ana dili konuşurları dışında Türk dili lehçelerinin birinci dil, ikinci dil veya yabancı dil konuşurları da bulunmaktadır Özellikle Türkiye Türkçesinin pek çok ülkede konuşuru olduğu saptanmıştır Ethnologue verilerine göre Türkiye Cumhuriyeti dışında 34 ülkede Türkiye Türkçesi konuşuru bulunmaktadır Konuşur nüfusunun yanı sıra Sovyetler Birliği’nin dağılması, Körfez Savaşı gibi yakın tarihte yaşadığımız olaylar, Türkiye Cumhuriyeti’nin bölgesinde ve dünyadaki önemini artırmış, Türkiye çekim merkezi hâline gelmiştir Bu gelişmeler, Türkiye Türkçesinin Türk cumhuriyetlerinde ve diğer ülkelerde öğretimi konusunda çeşitli aşamalardaki yeni öğretim kurumlarının, üniversitelerde yeni bölümlerin kurulmasını ve özel dershanelerde kursların açılmasını sağlamıştır

Ülkelerdeki Türk nüfusun yoğunluğuna ve talebe göre ortaöğretim kurumlarında Türkçenin öğretildiği seksen yedi ülke bulunmaktadır En az bir ortaöğretim kurumunda Türkçenin öğretildiği bu ülkeler şunlardır: ABD, Afganistan, Almanya, Angola, Arjantin, Arnavutluk, Avustralya, Avusturya, Azerbaycan, Bangladeş, Belçika, Benin, Bosna-Hersek, Brezilya, Bulgaristan, Burkina-Faso, Burma, Çad, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Ekvator Ginesi, Endonezya, Etyopya, Fas, Fildişi Sahilleri, Filipinler, Fransa, Gabon, Gana, Gine, Güney Afrika Cumhuriyeti, Güney Kore, Gürcistan, Hindistan, Hollanda, Irak, İngiltere, Japonya, Kamboçya, Kamerun, Kanada, Kazakistan, Kenya, Kırgızistan, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Kosova, Laos, Letonya, Liberya, Litvanya, Macaristan, Madagaskar, Makedonya, Malavi, Maldiv Adaları, Malezya, Mali, Meksika, Moğolistan, Moldova, Moritanya, Mozambik, Nepal, Nijer, Nijerya, Orta Afrika Cumhuriyeti, Pakistan, Papua Yeni Gine, Polonya, Romanya, Rusya, Senegal, Sırbistan, Sri Lanka, Sudan, Suudi Arabistan, Tacikistan, Tanzanya, Tayland, Tayvan, Togo, Türkmenistan, Uganda, Ukrayna, Ürdün, Vietnam, Yemen

Bazı ülkelerde ortaöğretim kurumlarında Türkçenin öğretilmesinin yanı sıra özel kurslarda da talebe göre Türkçe öğretilmektedir Kurslarda Türkçe öğretilen kırk altı ülke saptanmıştır Bu ülkeler şunlardır: ABD, Almanya, Belçika, Beyaz Rusya, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Cezayir, Çin, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Gürcistan, Hollanda, Irak, İngiltere, İrlanda, İspanya, İsveç, İsviçre, İtalya, İzlanda, Japonya, Kırgızistan, Kolombiya, Letonya, Litvanya, Lübnan, Lüksemburg, Makedonya, Malta, Meksika, Mısır, Moğolistan, Norveç, Peru, Polonya, Portekiz, Rusya, Singapur, Slovakya, Slovenya, Şili, Türkmenistan, Vietnam, Yunanistan

Dokuz ülkede Türkçe öğretimin yapıldığı üniversite bulunmaktadır Bu ülkeler şunlardır: Arnavutluk, Azerbaycan, Bosna-Hersek, Gürcistan, Irak, Kazakistan, Kırgızistan, Romanya, Türkmenistan

Bünyesinde Türkçe öğretilen, Türk dili ve edebiyatı araştırmalarının yapıldığı, Türkoloji bölümlerinin bulunduğu yirmi sekiz ülke vardır Bu ülkeler şunladır: Almanya, Avustralya, Azerbaycan, Beyaz Rusya, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Endonezya, Fildişi Sahilleri, Gürcistan, Irak, İran, İsveç, Japonya, Kamerun, Kazakistan, Kırgızistan, Kolombiya, Kosova, Litvanya, Macaristan, Mısır, Moldova, Romanya, Rusya, Türkmenistan, Ukrayna, Venezuela, Yemen

Sonuç

Bugün Türk dili, yaklaşık 12 milyon kilometre karelik bir alanda 220 milyon nüfusun konuştuğu, yüze yakın ülkede öğretiminin yapıldığı, kökleri tarihin en eski dönemlerine kadar uzanan, 600 bini aşkın söz varlığına sahip bir dünya dilidir Geçmişi boyunca Çinceden Farsçaya, Arapçadan Macarcaya kadar pek çok dille etkileşim içerisine girmiş olan Türk dilinin bir kolu olarak yalnızca Türkiye Türkçesinin dünya dillerine verdiği sözcüklerin sayısı 11 binin üzerindedir Genel Türk dili olarak diğer dillere verdiğimiz sözcük sayısı ise 20 binin üzerindedir Özellikle giyim, yiyecek, askerlik başta olmak üzere hemen her alanda çok sayıda Türk dili kökenli sözcük ile tarihte ve bugün Türk soylu halkların yaşadığı coğrafyalardaki Türk dili kökenli çok sayıda yer adı dünya dillerinde varlığını bugün de sürdürmektedir

Dünyanın hemen her bölgesinde öğretimi yapılan, bilimsel araştırmalara konu olan, dünya dillerine katkıda bulunan Türk dili, en yaygın ve en köklü dünya dillerinden biridir
"Dil" ve "Lehçe" tartışması

Türkiye'de Türkî diller ailesinin adlandırılması ve bu dillerin yalnızca bir dil mi yoksa birçok diller mi oldukları hakkında farklı fikirler yaygındır Türk Dil Kurumu yayınlarında, önceleri "Türk lehçeleri" adı benimsenmişken, sonraları bu ad yanında "Türk dilleri" deyimine de yer verildiği görülmektedir Ankara Üniversitesi Türk dillerini öteden beri "lehçe" sayar ve "Türk dilleri" deyiminden kaçınır İstanbul Üniversitesi ise, daha aşırı bir tutumla, "lehçe" deyimini yalnız Çuvaşça ve Yakutça gibi öbürlerinden çok farklı iki Türk dili için kullanmakta, bu diller dışındaki bütün Türk dillerini "lehçe"nin de altında bir konuşma türü ("variety of speech") saydığı "şive" sözü ile adlandırmaktadır Bu durumda, Türk dillerinin Türkiye'deki adlandırmalarında üç ayrı görüşle karşı karşıyayız demektir:

Türkiye haricinde dünya genelindeki dil biliminin, Türk Dil Kurumunun ve Hacettepe Üniversitesinde Türkolog ve Altayist Prof Dr Talat Tekin'nin görüşü: diller,
Ankara Üniversitesi'nin görüşü: lehçeler,
İstanbul Üniversitesi'nin görüşü: Çuvaşça, Yakutça ve Halaçça lehçe, diğerleri şive

"Lehçe"nin anlamı

Ana madde: Lehçe (dil bilimi)

Dil biliminde bir konuşma türünün dil mi yoksa lehçe (diyalekt) mi olduğunu saptamak için kullanılan tek dil bilimsel ölçüt karşılıklı anlaşılabilirlik ("mutual intelligibility") ölçütüdür Bu ölçüt, sıradan bir kimsenin dille ilgili şu yalın yargısına dayanır: "Aynı dili" konuşan insanlar birbirlerini anlayabilirler, ya da aksine birbirlerini anlamayan insanlar "ayrı diller" konuşuyorlar demektir
Örnek: Tıvaca-Türkçe karşılaştırması

Ol en baştay çortkan = O, herkesten önce (en baştan) gitti
Düün kejee bis kinoteatrga turduvus = Dün akşam (gece) biz sinemada idik (durduk)
Bo nom çookta çaa üngen-dir = Bu kitap yakında çıktı
Silerde keer deeş üyem çok boldu = Size gelmek için vaktim yok
Ol deeş akşa tölep bolbas = Onun için para (akça) ödemek olmaz (yazık olur)
Ol surguuldu am-daa doospaan = O, okulu henüz bitirmedi
Öörenikçiler surguulunga bardılar = Öğrenciler okula gittiler (vardılar)
Nom, stoldun kırında çıdır = Kitap, masa(nın) üstünde duruyor

Örnek: Altayca-Türkçe karşılaştırması

Ol onçozınañ ozo cortop oturdı = O, herkesten önce gitti
Keçe eñirde bis kinodo bolgonıbıs = Dün akşam biz sinemada idik
Bu biçik cûkta çıkkan = Bu kitap yakında çıktı

Örnek: Hakasça-Türkçe karşılaştırması

Sírerge par kilerge miníñ mâm çoğıl = Size gelmek için vaktim yok
Anıñ üçün ahça tölirge ayastığ = Onun için para ödemek yazık (olur)
Ol şkolanı am dâ tôspan = O, okulu henüz bitirmedi

Örnek: Çuvaşça-Türkçe karşılaştırması

Vírenekensem şkula kayríš = Öğrenciler okula gittiler
Kíneke sítel šinçe vırtat = Kitap, masa(nın) üstünde duruyor

Yukarıdaki Çuvaşça cümleleri Türk dil bilimi öğrenimi görmemiş, Çuvaşça öğrenmemiş bir Türkün anlayamayacağı derecede farklıdır Türkçe bilmeyen bir Çuvaşın da bu cümlelerin Türkçe karşılıklarını anlayamayacağı açıktır O halde, Çuvaşça ile Türkçe arasındaki karşılıklı anlaşılabilirlik oranı azdır ve bunlar iki ayrı dildir Yani yukarıda karşılaştırılan dillerin arasındaki farklılıklar "lehçe" denilebilmesi için yeterli değildir[3] kaynak trwikipedia

Alıntı Yaparak Cevapla

Türkçenin Dünü, Bugünü, Yarını

Eski 09-11-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkçenin Dünü, Bugünü, Yarını



Türkî diller ailesi

Toplam 40 ayrı dilden oluşan, 189 milyon ana dili olarak konuşanı ile Türk dilleri ailesi, Altay dilleri grubunda büyük farkla en büyük dil ailesini oluşturur Yeryüzündeki bütün dil aileleri arasında yedinci büyük dil grubunu oluşturur ve önümüzdeki on yıllar içinde daha da büyüme kapasitesine sahiptir

Yeryüzündeki Büyük Dil Aileleri:

1 Hint-Avrupa dil ailesi
2 Çin-Tibet dil ailesi
3 Nijer-Kongo dil ailesi
4 Afro-Asya dil ailesi
5 Avustronezce dil ailesi
6 Dravid dilleri ailesi
7 Altay dilleri grubunda

Türkî Dillerin Coğrafyası

Türkî diller, Doğu ve Güneydoğu Avrupa, Batı, Orta ve Kuzeyasya gibi büyük bir coğrafyaya dağılmıştır Bu bölge Balkanlar'dan Çin'e, İran'dan Kuzey Denizine kadar uzanır Asya'nın yaklaşık otuz ülkesinde en az bir Türk dili, sözünü etmeye değer yaygınlıkta konuşulur Bunun yanında Almanya'da büyük bir azınlık Türkiye Türkçesini ana dili olarak konuşur
Büyük Türk Dilleri ve Anlaşılabirlik

Türk dillerini konuşanların dörtte üçü, en büyük üç Türk dilinden birini kullanır:

Türkiye Türkçesi; yaklaşık 77 milyon ana dili olarak konuşanı vardır Türkiye, Balkanlar, Batı ve Orta Avrupa'daki ikinci dil olarak konuşanlar ile 83 milyonu bulur
Özbekçe; 28-30 milyon konuşucu: Özbekistan, Kuzey Afganistan, Tacikistan ve Batı Çin
Azerice; 35-41 milyon konuşucu: Azerbaycan ve Güney Azerbaycan|, Gürcistan, Rusya, Türkiye

Bir milyondan fazla konuşucusu olan diğer Türk dilleri:

Kazakça 16 milyon konuşucu: Kazakistan, Özbekistan, Çin, Rusya
Uygurca 20-25 milyon konuşucu: Çin- Sincan
Türkmence 85 milyon konuşucu: Türkmenistan, Kuzey Iran
Kırgızca 5,2 milyon konuşucu: Kırgizistan, Kazakistan, Doğu Türkistan
Çuvaşça 2 milyon konuşucu: Rusyanın Avrupa kısmında
Başkurtça 2,5 milyon konuşucu: Başkıristan
Tatarca 8,8 milyon konuşucu: Merkez Rusyadan Batı Rusyaya kadar
Kaşkayca 1,5 milyon konuşucu: İran'ın Fars ve İsfahan ve Huzistan illerinde
Gagavuzca 350000 konuşucu:Moldova Gagavuzya özerk yönetimi,Ukrayna,Romanya,Rusya
Tuvaca 400000 konuşucu: Tuva özerk Cumhuriyeti,Moğolistan Sengel,Doğu Türkistan Altay,Rusya

Sayılar 8/2007 tarihli kaynaklardan alınmışdır %5 - %10 daha yüksek sayılar gösteren kaynaklar bulmak da mümkündür

Anlaşılabilirlik;

Neredeyse tüm Türkî dillerinin sesbilim, sözdizim ve şekil bilgisi aynıdır Yalnızca Çuvaşça, Halaçça ve Yakutça ile Dolganca gibi Sibirya Türk dilleri bu noktalarda farklıdır Bunun yanında komşu ülkelerin sınırlarında kaynaşmadan ileri gelen ve bazen dil gruplarının sınırlarını da aşan lehçeler bulunur

Türk dillerini birbirlerini anlayabilen dillerden oluşan gruplara ayrılır En büyük grup Türkiye Türkçesi, Azerice ve Türkmence'yi içine alan Oğuz grubudur Diğer gruplar, Uygur, Kıpçak, Ogur, Sibirya ve Argu gruplarıdır Aynı grubun içinde yer alan dillerin arasındaki fark bir lehçe farkı kadardır, ancak iki farklı gruba ait dilin arasında anlaşabilirliği zorlaştıran ya da imkânsız kılan gramer farkları vardır Buna rağmen tüm dillerde neredeyse hep aynı kalan birçok sözcük vardır:

Eski Türkçe Türkiye Türkçesi Azerice Türkmence Tatarca Kazakça Özbekçe Uygurca Tuvaca
ana ana ana ene ana ana ona ana ava
burun burun burun burun borın murιn burun burun dumçuk
qol kol qol gol qul qol qo‘l kol hol
yol yol yol ýol yul jol yo‘l yol oruk
semiz semiz semiz semiz simez semiz semiz semiz semis
topraq toprak torpaq topraq tufraq topıraq tuproq tupraq dovurak
qan kan qan gan qan qan qon qan han
kül kül kül kül köl kül kul kül hül
sub su su suw su suw suv su sug
aq ak ağ ak aq aq oq aq ak
qara kara qara gara qara qara qora qara kara
qızıl kızıl qızıl qyzyl qızıl qızıl qizil qizil kızıl
kök gök göy gök kük kök ko‘k kök kök

(Daha fazla örnek için buraya bakınız: Sözlük karşılaştırması)
Türkçe ulusal diller

Türkiye Türkçesi, Azerice, Türkmence, Kazakça, Kırgızca ve Özbekçe, ülkelerinin ulusal dilidir Bunun yanında bazı özerk Türkî cumhuriyetlerinde ve bölgelerinde resmi dil olarak geçenler vardır: Çuvaşça, Kumıkça, Karaçay-Balkarca, Tatarca, Başkırca, Yakutça, Hakasça, Tuva, Altayca ve Çin'de Uygurca

Ülkelere göre Türkî diller

Türkî diller Avrupa'nın ve Asya'nın otuz ülkesinde konuşulur Çizelge alt gruplara ayrılmıştır ve sayılar yalnızca ana dili olarak konuşanları göstermektedir
Grup ve dilleri Konuşanların
sayısı Konuşulduğu ülkeler
OGUR ya da BOLGAR grubu
Çuvaşça 2 milyon Rusya (Çuvaşistan) 2 milyon, Kazakistan 22000
KIPÇAK grubu
Karaimce ölmek üzere Litvanya 20, Ukrayna <10, Polonya <10
Kumukça 420000 Rusya (Dağıstan)
Karaçay-Balkarca 300000 Rusya (Karaçay-Çerkez, Kabardey-Balkar)
Kırım Tatarcası 500000 Ukrayna 200000, Özbekistan 190000, Kırgızistan 40000, Balkanlar
Tatarca 88 milyon Rusya 5800000 Özbekistan 470000, Kazakistan 330000, Kırgızistan 70000,
Tacikistan 80000, Türkmenistan 50000, Ukrayna 90000, Azerbaycan 30000
etnik olarak Tatarlar: 6,6 milyon
Başkurtça 2,5 milyon Rusya 1,8 milyon, Özbekistan 35000, Kazakistan 20000
Nogayca 70000 Rusya (Kuzeykafkas)
Karakalpakça 400000 Özbekistan
Kazakça 16 milyon Kazakistan 11,7 milyon, Çin 700,000, Özbekistan 800000, Rusya 650000, Moğolistan 100000
Kırgızca 5,5 milyon Kırgızistan 45 milyon, Özbekistan 200000, Çin 200000
OĞUZ grubu
Türkçe (Türkiye Türkçesi) 83 milyon Türkiye 725 milyon, Balkanlar 1 milyon-15 milyon, Irak 600000-3000000, Kıbrıs 280000, Rusya 100000,
Almanya 2,8 milyon-35 milyon, Batı Avrupa 2000000, Suriye 200,000-15 milyon
Gagavuzca 300000 Moldavya 170000, Balkanlar 50000, Ukrayna 20000, Bulgaristan 10000,Rusya
Azerbaycanca 41 milyon Iran 30 milyon, Azerbaycan 9 milyon, Türkiye 500000, Rusya 2 milyon,
Gürcistan 500000
Türkmence 75 milyon Türkmenistan 4,8 milyon, Iran 2 milyon, Afganistan 750000, Irak 250000, Özbekistan 250000
Ahiskaca 1 milyon Türkiye,ABD,Gürcistan,Rusya,Orta Asya 1 milyon, Iran 2 milyon, Afganistan 500000, Irak 250000, Özbekistan 250000
Horasan-Türkçesi 400000[kaynak belirtilmeli] Iran ( Horasan ili)
Kaşgayca 1,5 milyon[kaynak belirtilmeli] Iran (Fars, Kuzistan illeri)
Aynallu 7000 Iran (Markazi, Ardebil ve Zanjan illeri)
Afşarca 300000 Afganistan (Kabul, Herat), Kuzeydoğu-Iran
Salarca 55000 Çin (Qinghay ve Gansu illeri)
UYGUR grubu
Özbekçe 28 milyon-30 milyon Özbekistan 25 milyon, Afganistan 2,5 milyon, Tacikistan 1 milyon, Kırgızistan 750000,
Kazakistan 400000, Türkmenistan 300000
Uygurca 20 milyon (Doğu Türkistan) Çin 20 milyon, Kırgızistan 200000, Kazakistan 200000
Yugurca 5000 Çin (Gansu ili)
Ayni (Türk dili) (Japon kavimi Aynu ile ilgisi yoktur) 7000 Çin (Sincan Uygur Özerk Bölgesi)
SİBİRYA grubu
Yakutça 456000 Rusya (Yakutistan Özerk Bölgesi)
Dolganca 5000 Rusya (Taymir Özerk Bölgesi)
Tuvaca 350000 313 940 Rusya[4] , 31 823 Moğolistan[5], 4 000 Çin
Tofaca ölmek üzere † Rusya (Tuva Özerk Bölgesi)
Hakasça 65000 Rusya (Hakasya Özerk Bölgesi)
Altayca 75000 Rusya, Altay Özerk Bölgesi)
Şorca 10000 Rusya, Altay Özerk Bölgesi
Çulimce 2500 Rusya, Kuzey Altay Özerk Bölgesi)
ARGU grubu
Halaçça 42000 İran (merkez il, Kom ve Arak arasında)
TOPLAM - 167,000,000[6]
Tükenmek üzere olan Türkî diller

Bazı diller yalnızca birkaç yaşlı kişi tarafından konuşulmaktadır ve yok olma yolundadırlar Kaybolmak üzere olan diller şunlardır:

Güney Sibirya'da Tofaca ya da Karaçayca
Litvanya'da ve Polonya'da Karaimce
Musevi-Kırım-Tatarcası
Kuzeybatı Çin'de Ili Turki (Ili ovasında)

Yalnızca birkaç bin konuşanı kalmış olanlar:

İran'da Aynallu dili
Çin'de Yugurca (Gansu ili)
Kaşkayca (Kaşkay İli)
Kuzey Sibirya'da Dolganca
Güney Sibirya'da Çulimce (Altay bölgesinin kuzeyinde Çulım ırmağı kenarında)

Diğer Türkî diller böyle bir yok olma tehlikesi taşımıyor ve büyük Türk dillerinin konuşucu sayısı giderek artmaktadır
Türkî dillerin sınıflandırılması

"Ağızlar, yazı dilinin bozulmuş bir şekli değil, onun yanında, fakat ondan bağımsız olarak yaşayan ve nesiller boyu devam edegelen dil değerleridir"[7] "Bugün Anadolu’nun birçok yer, köy, oba, dağ, ırmak ve saire adları, Türkî boy, uruğ ve soylarına izafe edildiklerinden bu eski Türkî hatıralarını muhafaza ettikleri gibi, eski gelenek ve görenekler de silinip ortadan kalkmamıştır Hele şive ve ağız malzemesi bakımından, Türkî kabilelerin, uruğlarının ve sairenin, Türk dili tarihinde unutulmaz hizmetleri vardır"[8]
Sınıflandırma sorunları

Dillerin benzerliğinden ve tarihte birbirlerinden çok etkileşmiş olmalarından dolayı, Türk dil grubunun sınıflandırılması kolay değildir Ayrıca Türk halklarının geçmişteki göçebe yaşam tarzı coğrafi sınırlar çizilmesini de zorlaştırır Bu yüzden farklı sınıflandırmalara rastlamak mümkündür Çoğu, Rus dil bilimcisi Aleksander Samoiloviç'in 1922'de yaptığı sınıflandırmanın üzerine kurulmuştur Dil ailelerindeki sınıflandırmaların genellikle genetik bilgilere dayanarak yapılmasına rağmen, Türkî dil grubunda coğrafi dağılım daha büyük rol oynamaktadır
Çuvaşçanın ayrımı

Çuvaşça, çoktan ölmüş eski Ön Bulgar dili ile birlikte diğer Türkî dillerine daha uzak kalan Bolgarca dalını oluşturur Bazı bilimciler, diğer Türkî dillerden farklı olduğu için Çuvaş dilini gerçek Türkî dil olarak tanımazlar Bu büyük farkın, diğer Türkî dillerinden daha erken ayrılmasından kaynaklanmış olup olmayacağı sorusu henüz yanıtlanamamıştır Bu farklardan birisi diğer Türkî dillerde sonu /-z/ ile biten sözcüklerin /-r/ ile bitmesidir:

Çuvaşca "tahar", ama Nogayca "togiz" – ("dokuz")
Çuvaşca "kör", ama Türkçe "köz"

Çuvaşça, Rusya'nın Avrupa tarafında, Moskova'nın doğusunda Çuvaşistan'da 1 milyon kişi tarafından konuşulur Başkurtistan ve Tataristan'daki konuşucuları ile birlikte toplam 1,8 milyon konuşanı vardır Çuvaşlar Hıristiyan-Ortodoks'tur ve Kiril alfabesi'ni kullanırlar, Çuvaşça dergiler, gazeteler, radyo ve TV programları vardır Kendilerini kültürel ve tarihsel olarak İdil Bulgarlarının torunları olarak görürler
Halaçcanın ayrımı

Diğer Türkî dillerine en uzak kalan Halaç dilidir Dil bilimcisi Gerhard Doerfer'in görüşüne göre Halaç, Türkî dillerinin Argu grubunun son üyesidir Türkî-i Kadim'den çok erken ayrılmış ve 13 yüzyılda İran'da, etrafı Farsça konuşanlarla çevrili kalmıştır (Yani ETHNOLOGUE 2005'te[9] iddia edildiği gibi, Azerice ile yakın akrabalığı yoktur) Halaç bugün 40000 kişi tarafından İran'ın Kom ve Akar illerinde konuşulur ve İran'daki Türkî diller arasında en ilginçlerindendir Diğer dillerden ayrı kalması ve Farsça'dan etkilenmesine rağmen, ana dilden parçalar korumuştur Ancak sesi Farsça'ya benzer
Ötekiler

Türkî dillerin öteki dört grubu günümüzdeki coğrafi dağılımlarına göre değil, eski kavimlerin dağılımına göre sınıflandırılmıştır Böylece;

Kıpçakî: Kuzeybatı Türkî dili
Oğuzca: Güneybatı Türkî dili
Uygurî: Güneydoğu Türkî dili
Sibirya Türkî dili diye ayrılırlar

Yakutça ve Dolganca da uzun süre ayrı kalmalarından dolayı diğer Türkî dillerden farklıdır Bu diller zamanla daha çok Tunguz ve Moğol dillerine yaklaşmışlardır, diğer dillerdeki Arapça ve Farsça sözcükler bunlarda bulunmaz

Müslüman Türkî halklarının dillerinin benzemesinde, İslam'a geçişle birlikte Arapça ve Farsça'dan etkilenmiş olmalarının da payı vardır Eski Sovyetler Birliği'nde yaşayanlar Rusça'dan da etkilenmişlerdir

Özellikle Tanzimat döneminden sonra Türkiye Türkçesi, Fransızca'dan pek çok terim almıştır Bunların yanında son dönemde İngilizce'den de Türkiye Türkçesine pek çok sözcük girmiştir Ancak Cumhuriyet'in kurulmasından sonra Atatürk tarafından TDK'nin kurulmasıyla birlikte Türkçe'de öze dönüş süreci başlamıştır
Modern dil biliminde sınıflandırma

En son verilere göre (Johanson, Lars & Éva Agnes Csató, eds (1998) The Turkic languages London: Routledge), Türkî dil grubunun sınıflandırması şu şekilde yapılır (konuşucu sayıları 2006 yılına göre verilmiştir):

Ana Türkî dil

Ogurca (yada Bolgarca)
Bolgarca (ölü), Çuvaşça (1,8 milyon)
Türkî-i Kadim (Genel isim olarak kullanımı)
Kıpçakça (Kuzeybatı Türkî)
Batı: Kırım-Tatarcası (500000), Kumıkça (280000), Karaçay-Balkarca (250000), Karaimce (ölmek üzere), Kumanca (ölü)
Kuzey: Tatarca (7,8-88 milyon), Başkurtça (2,2 milyon)
Güney: Kazakça (14-16 milyon), Kırgızca (5,2 milyon), Karakalpakça (400000), Nogayca (70000)
Oğuzca (Güney-Batı Türkî)
Batı: Türkiye Türkçesi (77 milyon, ikinci dil olarak konuşanlarla 83 milyon), Azerice (35-40 milyon), Gagavuzca (400000)
Doğu: Türkmence (6,8-85 milyon), Horasan-Türkçesi (400000 ?)
Güney: Kaşgayca (1,5 milyon), Afşarca (300000), Aynallu dili (7000), Sonkori (?)
Salar: Salarca (60000)
Uygurca Uygurca 20-25 milyon (Güneydoğu Türkçe)
Çagatay Çagatayca (ölü)
Batı: Özbekçe (28 milyon)
Doğu:
Eski Türkçe (Orhun Kök, Yenisey Kök, Eski Uygurca, Karahanlıca) (ölü)
Uygurca (20-25 milyon)
Yugurca (Batı Yugur) (5000)
Ayni dili (Ainu) (7000)
İli Tûrki dili (100)
Sibirce (Kuzeydoğu Türkî)
Kuzey:
Yakutça (456000), Dolganca (5000)
Güney:
Yeniseyce Hakasça (65000), Şorca (10000)
Sayan Tuvaca (200000), Tofaca (Karaçayca) (ölü)
Altayca Altayca (75000) (lehçeleri: Oyrot dili; Tuvaca, Kumanda, Ku; Teloytca, Telengitçe)
Çulim Çulimce (500)
Argu
Halaçça (Kalayca) (42000)

sözcük
Sınıflandırmanın kriterleri

Üstteki sınıflandırmada coğrafi dağılımın yanı sıra geleneksel dil biliminin kriterleri de dikkate alınmıştır:

Ogur dil grubundaki /-r/ yerine /-z/ kullanılması, bu dil grubunu diğerlerinden ayırır
Sibirya-Türkî dillerini diğerlerinden farkına bir örnek: Tuvaca dilinde "adak", Yakutça "atah" diğerlerinde ise "ayak" denir Yalnızca Halaç dilinde "hadak" denir
Oğuz dil grubu diğerlerinden sonek başlatan /G/'nin eksik olmasıyla ayrılır Örnek: "kalan" (kalmak), diğer Türkî dillerinde "kalGan"; "bulanmak", diğerlerinde "bulGanmak"
Sonekin sonuna eklenen /G/ güneydoğu Türkî grubunu kuzeybatı grubundan ayırır: Uygurca "taglik" ama Tatarca "tawlı" – (dağlık)

Sözlük karşılaştırması

Bu tablo, önemli sözcükleri farklı Türk dillerinde karşılaştırır, böylece Çuvaşça'nın ve Yakutça'nın farklığını ve diğerlerinin birbirine yakınlığını görmemizi sağlar Bazı sözcüklerin tabloda eksik olması, o dilde o sözcüğün varolmadığı anlamına gelmez Bazı dillerde bazı sözcükler farklı etimolojik kökten gelirler ve bu yüzden karşılaştırılması anlamlı değildir
Eski Türkçe Türkiye Türkçesi Türkmence Tatarca Kazakça Özbekçe Uygurca Yakutca Çuvaşca
ata ata ata ota atte
ana anne/ana ene ana ana ona ana anne
o'gul oğul oğul ul, uğıl ul o'gil oghul uol ıvăl
er(kek) erkek erkek ir erkek erkak är er ar, arşçin
kyz kız gyz qız qιz qiz qiz ky:s he'r
kiši kişi kişi keşe kisi kihi şçin
kelin gelin geli:n kilen kelin kelin kelin kylyn kilen
Eski Türkçe Türkiye Türkçesi Türkmence Tatarca Kazakça Özbekçe Uygurca Yakutca Çuvaşca
jürek yürek ýürek yöräk jürek yurak yüräk süreq ıratu
qan kan ga:n qan qan qon qan qa:n jon
baš baş baş baş bas baş bas pušç
qyl kıl qyl qıl kyl kyl kyl kyl χe'le'r
köz göz göz küz köz ko'z köz kos kör
kirpik kirpik kirpik kerfek kirpik kiprik kirpik kirbi: χurbuk
qulqaq kulak gulak qolaq qulaq quloq qulaq gulka:k hălha
burun burun burun borın murιn burun burun murun sămsa;
qol kol gol qul qol qo'l qol hul
el(ig) el el ili: ală
barmak parmak barmak barmaq barmoq barmaq pürne
tyrnaq tırnak dyrnaq tırnaq tιrnaq tirnoq tirnaq tynyraq
tiz diz dy:z tez tize tizza tiz tüsäχ
baltyr baldır baldyr baltır baldyr boldyr baldir ballyr
adaq ayak aýaq ayaq ayaq oyoq ataq
qaryn karın garyn qarın qarιn qorin qor(saq) qaryn hırăm
Eski Türkçe Türkiye Türkçesi Türkmence Tatarca Kazakça Özbekçe Uygurca Yakutca Çuvaşca
at at at at at ot at at ut
siyir sığır sygyr síır (sıyır) siyιr sigir
yt it it et iyt it it yt jyda
balyq balık balyk balıq balιq baliq beliq balyk pulă
bit bit bit bet biyt bit pit byt pıjdă
Eski Türkçe Türkiye Türkçesi Türkmence Tatarca Kazakça Özbekçe Uygurca Yakutca Çuvaşca
ev ev öý öy üy uy öy av
otag otağ otaq otaq otoq otu:
yol yol yo:l yul jol yo'l yol suol şçăl
köprüq köprü köpri küpar köpir ko'prik kövrük kürpe keper
oq ok ok uk o'q oq oχ ugu
ot ot ot ut ot o't ot uot vot
kül kül kül köl kül kul kül kül kö'l
suv su suw syw suw suv su ui syv
kemi gemi gämi kimä keme kema kime
köl göl köl kül köl ko'l köl küöl külĕ
atov ada ada atan aral orol aral ută
küneš güneş gün qoyaş kün kün kün hĕvel
bulut bulut bulut bolıt bult bulut bulut bylyt pĕlĕt
yulduz yıldız ýyldyz yoldız zhuldιz yulduz yultuz sulus şçăltăr
topraq toprak toprak tufraq topιraq tuproq tupraq toburaχ tăpra
töpü tepe depe tübä töbe tepa töbö tüpe
yağac ağaç agaç ağaç ağaš jyvăşç
tenri tanrı taňry täñre tängri tanara tură
Eski Türkçe Türkiye Türkçesi Türkmence Tatarca Kazakça Özbekçe Uygurca Yakutca Çuvaşca
uzun uzun uzyn ozın uzιn uzun uzun uhun vărăm
yany yeni yany yaña janga yangi yengi sana şĕnĕ
semiz semiz semiz simez semiz semiz semiz emis samăr
tolu dolu do:ly tulı tolι to'la toluq toloru tulli
aq ak ak aq aq oq aq
qara kara gara qara qara qora qara χara χura
qyzyl kızıl gyzyl qızıl qızıl qizil qizil kyhyl χĕrlĕ
kök gök gök kük kök ko'k kök küöq kăvak
Sayılar Eski Türkçe Türkiye Türkçesi Türkmence Tatarca Kazakça Özbekçe Uygurca Yakutca Çuvaşca
1 bir bir bir ber bir bir bir bi:r pĕrre
2 eki iki iki ike yeki ikki ikki ikki ikkĕ
4 tört dört dö:rt dürt tört to'rt töt tüört tăvattă
7 yeti yedi yedi cide jeti yetti yättä sette şiççĕ
10 on on o:n un on o'n on uon vunnă
100 yüz yüz yü:z yöz jüz yuz yüz sü:s şĕr
Şahıs Zamirleri
Türkiye Azerbaycan Türkmen Özbek Yeni Uygur Başkırt Tatar Kazak Kırgız Yakut Çuvaş
ben mən men men men min min men men min epĕ / ep
bana mənə maňa menga manga miñä miña mağan maga miexe / miexeğe mana
beni məni meni meni méni mine mine meni meni miigin mana
bende məndə mende menda mende / méningde mindä mindä mende mende - manra
benden məndən menden mendan mendin / méningdin mindän minnän menen menden miigitten manran
benim mənim meniň mening méning mineñ minem meniñ menin miene man / manăn
benimle mənimlə men bilen / meniň bilen men bilan / mening bilan men bilen / méning bilen mineñ menän minem belän menimen men menen miiginen manpa
Türkiye Azerbaycan Türkmen Özbek Yeni Uygur Başkırt Tatar Kazak Kırgız Yakut Çuvaş
sen sən sen sen sen hin sin sen sen en esĕ / es
sana sənə saňa senga sanga hiñä siña sağan saga eyiexe / eyiexeğe sana
seni səni seni seni séni hine sine seni seni eyigin sana
sende səndə sende senda sende / séningde hindä sindä sende sende - sanra
senden səndən senden sendan sendin / séningdin hindän sinnän senen senden eyigitten sanran
senin sənin seniň sening séning hineñ sineñ seniñ senin eyiene san / sanăn
seninle səninlə sen bilen / seniň bilen sen bilan / sening bilan sen bilen / séning bilen hineñ menän sineñ belän senimen sen menen eyiginen sanpa
Türkiye Azerbaycan Türkmen Özbek Yeni Uygur Başkırt Tatar Kazak Kırgız Yakut Çuvaş
siz siz siz siz siz / sili heź sez siz siz en esir / esĕr
size sizə size sizga sizge / silige heźgä sezgä sizge sizge eyiexe / eyiexeğe sire
sizi sizi sizi sizni sizni / silini heźźe sezne sizdi sizdi eyigin sire
sizde sizdə sizde sizda sizde / silide heźźä sezdä sizde sizde - sirĕnte
sizden sizdən sizden sizdan sizdin / silidin heźźän sezdän sizden sizden eyigitten sirĕnten
sizin sizin siziň sizning sizning / silining heźźeñ sezneñ sizdiñ sizdin eyiene sirĕn
sizinle sizinlə siz bilen / siziň bilen siz bilan / sizning bilan siz bilen / sizning bilen / sili bilen heźźeñ menän sezneñ belän sizben siz menen eyiginen sirĕnpe
Türkiye Azerbaycan Türkmen Özbek Yeni Uygur Başkırt Tatar Kazak Kırgız Yakut Çuvaş
o o ol u u ul ul ol al kini văl / ul
ona ona oňa unga uningha uğa aña oğan aga kiniexe ăna
onu onu onu uni uni unı anı onı anı kinini ăna
onda onda onda unda unda / uningda / anda unda anda onda anda - unra / unta
ondan ondan ondan undan undin / uningdin / andin undan annan onan andan kinitten unran / untan
onun onun onuň uning uning unıñ anıñ onıñ anın kiene un / unăn
onunla onunla o bilen / onuň bilen u bilan / uning bilan u bilen / uning bilen unıñ menän anıñ belän onımen al menen kininen unpa
Türkiye Azerbaycan Türkmen Özbek Yeni Uygur Başkırt Tatar Kazak Kırgız Yakut Çuvaş
biz biz biz biz biz beź bez biz biz bihigi epir / epĕr
bize bizə bize bizga bizge beźgä bezgä bizge bizge bihiexe / bihiexeğe pire
bizi bizi bizi bizni bizni beźźe bezne bizdi bizdi bihigini pire
bizde bizdə bizde bizda bizde beźźä bezdä bizde bizde - pirĕnte / pirte
bizden bizdən bizden bizdan bizdin beźźän bezdän bizden bizden bihigitten pirĕnten / pirten
bizim bizim biziň bizning bizning beźźeñ bezneñ bizdiñ bizdin bihiene pirĕn
bizimle bizimlə biz bilen / biziň bilen biz bilan / bizning bilan biz bilen / bizning bilen beźźeñ menän bezneñ belän bizben biz menen bihiginen pirĕnpe
Türkiye Azerbaycan Türkmen Özbek Yeni Uygur Başkırt Tatar Kazak Kırgız Yakut Çuvaş
siz siz siz senlar siler / sénler heź sez sender siler ehigi esir / esĕr
size sizə size senlarga silerge / sénlerge heźgä sezgä senderge silerge ehiexe / ehiexeğe sire
sizi sizi sizi senlarni silerni / sénlerni heźźe sezne senderdi silerdi ehigini sire
sizde sizdə sizde senlarda silerde / sénlerde heźźä sezdä senderde silerde - sirĕnte
sizden sizdən sizden senlardan silerdin / sénlerdin heźźän sezdän senderden silerden ehigitten sirĕnten
sizin sizin siziň senlarning silerning / sénlerning heźźeñ sezneñ senderdiñ silerdin ehiene sirĕn
sizinle sizinlə siz bilen / siziň bilen senlar bilan siler bilen / sénler bilen heźźeñ menän sezneñ belän sendermen siler menen ehiginen sirĕnpe
Türkiye Azerbaycan Türkmen Özbek Yeni Uygur Başkırt Tatar Kazak Kırgız Yakut Çuvaş
onlar onlar olar ular ular ular alar / ular olar alar kiniler vĕsem / vălsem
onlara onlara olara ularga ulargha ularğa alarğa olarğa alarga kinilerge vĕsene
onları onları olary ularni ularni ularźı alarnı olardı alardı kinileri vĕsene
onlarda onlarda olarda ularda ularda ularźa alarda olarda alarda - vĕsenche
onlardan onlardan olardan ulardan ulardin ularźan alardan olardan alardan kinilerten vĕsenchen
onların onların olaryň ularning ularning ularźın alarnıñ olardıñ alardın kiennere vĕsen / vĕsenĕn
onlarla onlarla olar bilen ular bilan ular bilen ular menän alar belän olarmen alar menen kinilerinen vĕsempe
Türkî dillerinin yazımında kullanılmış olan alfabeler

En eski Türkî yazıları Orhun-Yenisey runlarıdır Bunların çoğu 7 ve 8 yüzyıldan kalmadır Bu yazı, eski Germen runlarına benzediği için Run olarak adlandırılır, ama aralarında akrabalık yokturSadece şeklî münasebet vardır

Asıl yazı geleneği 10 yüzyılın sonlarında ve 11 yüzyılın başlarında Güneydoğu Türkî halklarda, Karahanlılar döneminde, Türkî-i Kadimin bir lehçesi olan Karlukça ile gelişir

Güneybatı Türkî dillerinin yazıya alınması, 10 ve 11 yüzyılda Selçuklu dili ile başlar Kardeş diller olan Eski Osmanlıca ve Eski Azeri dillerinden günümüz Türkiye Türkçesi ve Azerice gelişmiştir

14 yüzyılın Harezm Türkîsi de Güneybatı Türkî dillerine mensuptur Bu dilden günümüz Horasanca ve Türkmence gelişmiştir

Kuzeybatı Türkî dillerine ait en eski belgeler, Kumanca dili ile yazılmış olan Codex Cumanicus'dur ve 14 yüzyıldan kalmadır Bu dilin günümüzdeki torunları Tatarca ve Başkırcadır

İdil Bulgarları dilinde yazılmış en eski yazılar 13 ve 14 yüzyıldan kalmadır Bu dilden ya da buna yakın bir dilden Çuvaş dili gelişmiştir

Güneydoğu Türkî dillerinden olan Çağatayca yazıların 15 yüzyıla dayanan örnekleri bulunmuştur Çağatayca günümüz Uygurca ve Özbekçe'sinin temelini oluşturur

Türkî dillerinin yazılışları

Klasik Edebiyat dilleri olan Osmanlıca, Azerice, Çağatayca, Tatarca ve Kırım Tatarcası yalnızca Arap alfabesini kullandılar

1924-1930 yılları arasındaki sürede başka Türkî dilleri de, önce yalnız Azerice'de kullanılan latin alfabesi ile yazılmaya başlandı

1936-1940 yıllarında Rus bölgelerinde, Türkî dillerince değiştirilmiş bir Kiril alfabesi kullanılmaya başlanmıştır Arap ve Latin alfabesi kullanan Türkî dilleri birbirlerıne daha da yakınlaşırken, Kiril alfabesi kullanan diller farklılaşmışlardır Dillerin farklılaşarak ayrı diller haline gelmesi desteklenmiştir

1990'lı yıllarda Sovyetler Birliği'nin yıkılmasıyla yeni Türkî cumhuriyetleri kurulmuştur Bu ülkeler, yani Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Özbekistan, 2005 yılına kadar Türkî dillerine uygun bir ortak Latin alfabeye geçmek için antlaşma imzalamışlardır Amaç Türkî kültür mirasının korunmasıdır Ayrıca diğer ülkelerde yaşayan Türkî azınlıkların 2010'a kadar bu ortak alfabeye katılmaları gerektiğine karar verilmiştir

Türkî dilleri konuşan Museviler, İbrani alfabesi'ni kullanırlar

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki Kıbrıs Türkleri de Kıbrıs Türkçesi'ni kullanırlar


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.