Prof. Dr. Sinsi
|
Şehir Şebeke Sularında Klorlama Nasıl Yapılır
SUARITMA-dezenfeksiyon - SUYUN DEZENFEKSİYONU NASIL YAPILIR ?
SUYUN DEZENFEKSİYONU NASIL YAPILIR ?
Suyun içindeki mikroorganizmal yaşamın kontrolü amacıyla suyun dezenfekte edilmesi şarttır Dezenfeksiyon işleminin, bir çok şekilde gerçekleştirilmesi mümkündür Ancak, en yaygın olarak klorlama ve ultraviyole dezenfeksiyon sistemleri kullanılmaktadır Klor, eskiden beri en yaygın kullanılan dezenfektan dır Yaygın kullanımında klor un ucuz bir dezenfeksiyon sistemi olmasının yanısıra, kalıcı etkiye sahip olması da önemli bir etkendir Klor, suya karıştırıldığı anda, suyun içindeki bazı organik maddeler ve ağır metallerle reaksiyona geçer Tüm reaksiyonlar meydana geldikten sonra, 0 5 mg/lt serbest bakiye klorun suda bırakılması, nihai kullanım noktasına kadar mikroorganizmal faaliyeti önleyecektir Ancak klorlama yapıldıktan sonra herhangi bir noktada, serbest bakiye klorun aktif karbon sistem vasıtası ile sudan alınması, arıtma sistemi sonrasında suyu mikroorganizmal kirlenmeye açık hale getirecektir Klorlanmış su, aktif karbon sistemden geçirilse bile, 0,1 mg/lt bakiye klorun by-pass edilmesi tavsiye edilir Ancak, klorun, suyun içindeki bir takım organik maddelerle birleşerek, insan sağlığına zararlı kanserojen kimyasal bileşiklerin (trihalometan, kloroform vb ) oluşumuna sebebiyet verdiği bilinmektedir Klor kullanımı kontrolsüz yapıldığı takdirde bu tip kimyasalların oluşumu mümkündür Bu sebepten dolayı, suyun dezenfeksiyonu amacıyla değişik kimyasalların kullanımı da her geçen gün artmaktadır Ancak günümüzde klor halen, en sık kullanılan dezenfektandır Suyun dezenfeksiyonu amacıyla kullanılan bir diğer yöntem ise, Ultraviyole Dezenfeksiyondur Bu yöntemde, dalgaboyu 254 7 nanometre olan ultraviyole ışınımı kullanılır Bu ışınım, suyun içindeki mikroorganizmaların, DNA yapısında bozulmaya sebep olup, üremeyi engeller Ultraviyole sistemler, dezenfeksiyon amacıyla, oldukça yaygın bir şekilde kullanılmaktadır Ancak bu sistemlerde dikkat edilmesi gereken konu, sistemin nihai kullanıma mümkün olduğunca en yakın yere konmasıdır Ayrıca, sistemden çıkan su özellikle atmosfere açık ayrı bir üniteye girmemeli ve bekletmeden kullanılmalıdır Ayrıca, voltaj düşümleri veya elektrik kesintilerinde, sistemin bir jeneratör sistemine bağlı olması faydalı olacaktır Sadece yüzde 10'luk bir voltaj düşümü, sistemin etkinliğini % 20 oranında azaltabilmektedir Ultraviyole sistemlerin, estetik olarak görünümü bulanık olan sularda kullanılması durumunda, suyun UV ünite öncesinde hassas partikül tutma kabiliyetine sahip tortu filtrelerinden geçirilerek bulanıklılığının giderilmesi şarttır Zira, mikroorganizmalar, büyük partiküllerin ışınımı engellemesi sonucu, UV üniteden canlı çıkabilmektedir UV ünitelerin ayrıca peryodik bakımı önemlidir Senede bir kere UV lamba değişimi ve ham su kalitesine bağlı olarak, peryodik olarak kuvars cam temizliğinin yapılması çok önemlidir Bu temizliğin yapılmaması, UV ışınım etkinliğini azaltacaktır SİLİPHOS ile SUYUN ISLAHI: Siliphos, sinai ıslah suları ve şehir şebeke sularında suyun kalitesini yükselten kimyasal bir üründür Sıcak veya soğuk su ile temas eden tüm metal yüzeylerde, borularda, soğutma kule ve radyatörlerinde, kaplıca, sıcak su şebekelerinde, buhar kazanı besleme sularında vb noktalarda PAS, KOROZYON ve KİREÇ TAŞI oluşumunu kesinlikle önler Suyu yumuşatmaktan çok daha ekonomiktir Merkezi su sistemine bağlanan özel tankların (dispenser) içine konan siliphos suyla temas ettikçe kendiliğinden eriyerek suya karışır Su tüketimine göre uygun dispenser seçimi yapılmalıdır Ana su girişine bağlanabileceği gibi buhar kazanı veya kapalı, açık devre su sistemleri öncesinde lokal olarak uygulanabilir Merkezi olarak bağlandığında, içme suyu olarak rahatlıkla kullanılır Sağlığa zararlı hiçbir etkisi olmadığı gibi, limitlerin altında içerdiği ( 2-3 ppm) fosfat dolayısıyla insan sağlığına faydası vardır Avrupa'nın birçok ülkesinde, şehir sebekelerine siliphos dispenserleri merkezi olarak bağlanmıştır ve şehir halkı bu sudan istifade etmektedir Dispenserden her bir ton su geçtiğinde yaklaşık 3-5 gr siliphos eriyerek suya karışır Bu konsantrasyonda çözünen siliphos suya 2-3 gr (P205) fosfat vermektedir Bu oran siliphos'un işlevlerini yerine getirmesi için yeterlidir Suda çözünen 2-3 ppm (2-3 gr P2O5 /ton)Fosfat (P2O5 )molekülleri suda bulunan ve kalıcı sertliği meydana getiren kalsiyum ve magnezyum karbonatının kireç taşı halinde su dolaşım sistemine çökmesini önler Siliphos 'un çözünmesi neticesinde suya geçen fosfat, kalsiyum ve magnezyum karbonat iyonlarının arasına girerek onu parçalar ve tekrar kireç taşı oluşumunu önler Siliphos sisteminde temel prensip; suyun içinde dolaştığı metalin yüzeyini çok ince fakat sağlam bir fosfat filmi şeklinde kaplayarak, metalle suyun temasını kesmektir Suda çözünmüş halde bulunan oksijen, elektron alışverişi neticesi suda hidroksit (OH-) anyonunun oluşumunu sağlar Bu hidroksit anyonu metalden gelen aktif haldeki metal katyonuyla birleşerek metal hidroksitlerini oluşturur ve sistemde çürüme (korozyon) başlar Siliphos , bu iyon alışverişini metal yüzeyi film tabakasıyla kaplayarak önler ve metal hidroksitlerin oluşumunu engelleyerek sorunu kaynağından çözer Bu nedenle sistemde siliphos kullanıldığında, korozyon önleyici pahalı kimyasallara veya oksijen tutuculara gerek kalmaz Atıksu ve su arıtma Otomasyon ve Uygulamalar
|