Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Genel Bilgiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anlarız, ayırt, batıl, edebiliriz, hurafe, hurafeyi, inanç, nerden

Batıl İnanç Ve Hurafe Nedir? Hurafeyi Nasıl Anlarız Ve Nerden Ayırt Edebiliriz?

Eski 09-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Batıl İnanç Ve Hurafe Nedir? Hurafeyi Nasıl Anlarız Ve Nerden Ayırt Edebiliriz?



Batıl İnanç Ve Hurafe Nedir? Hurafeyi Nasıl Anlarız Ve Nerden Ayırt Edebiliriz?
Batıl İnanç Ve Hurafe Nedir? Hurafeyi Nasıl Anlarız Ve Nerden Ayırt Edebiliriz?



Batıl İnanç ve Hurafeler Nasıl Ayırt Edilir

Elim kaşınıyor para gelecek Burnum kaşınıyor, kavga edeceğiz Gözüm dalıyor, biri gelecek Gece tırnak kesmek şeytanı çağırır Tahtaya üç kez vurmak nazarı engellemektir Üç kez kulak memesini çekmek, başa gelmesin, nazardan saklasın demektir
Bir çırpıda akla gelen birkaç batıl inanç Bunlar masum ve zararsız gibi görülenleri, temelde imana zarar vermeyenleri Bir de öyle batıl inançlar ve itikatlar var ki, bütünüyle imana aykırı, dine ters
‘Öbür dünyaya kim gitmiş gelmiş? Her şeyi doğa yaratıyor Seni, elimden Allah bile kurtaramaz Azrail bu adamın canını yanlışlıkla aldı’ gibi sözler de ve imana zarar veren sözlerdir
Fakat son yüzyıl içinde ilim, fen ve modernlik adına Batı’dan öyle sapkın ve batıl inançlar İslam toplumunun içine girdi ki, bunların bir kısmı ders kitaplarında yer aldı, bir kısmı sinema ve dizi filmlerde sıkça kullanıldı, bir bölümü de medya tarafından bazen kasten, bazen düşünülmeden kullanıldı
Her şeyi doğaya, sebeplere ve tesadüfe bağlamadan tutun da, taş, tunç, bakır ve demir devri gibi saçmalıklara, insanlığın ilk hayatının vahşet ortamında başladığı, özellikle insanın maymundan geldiği inancına varıncaya kadar hurafe ve batıl düşünceler özellikle genç neslin imanına musallat olmuş durumda
Batıl ve hurafelere bağlananlar, bir tek Yaratıcıyı kabul edip huzur bulmak gibi kolay ve rahat bir yol varken, her sevdiği ve her korktuğu şeyi tanrılaştıran bir inanç açmazına tıkanıp kaldılar
Şairin dediği gibi, ‘Beşerin böyle dalaletleri (sapkınlıkları) var/Putunu kendi yapar, kendi tapar’ durumuna düştü
‘Hak geldi, bâtıl yok olup gitti’

Tarih boyunca batıl itikatlar ve hurafe inançlar şekil ve renk değiştirerek, temelde aynı olmakla birlikte toplumlara göre farklı görüntülerde ve uygulamalarda yaşama alanı bulabiliyor Bugün sadece İslam toplumunda değil, ‘modern’ batıda öyle saçma sapan inançlar, öyle ilme, fenne ve akla aykırı hurafeler var ki, bunlara bir din gibi inanılıyor ve uygulanıyor Bu çeşit âdet ve alışkanlıklar medya aracılığıyla ülkemize de sızıyor ve insanlarımız ‘modernlik/moda’ adına doğrusunu araştırıp sormadan hayatına geçiriyor
İslam dini ise, ilk geldiği günden itibaren bu zamana kadar ve hatta kıyamete kadar hep bu batıl ve hurafe inançlarla mücadele etti, ediyor ve edecek Batıla ve içinde küfür kokan bütün inançlara esaslı ve en kalıcı darbeyi Resul-i Ekrem Efendimiz vurdu
Mekke’nin Fethi günü Allah Resulü Kâbe’nin içine girdiğinde, içerisi putlarla doluydu Sıra sıra diziliydiler Elindeki asâ ile putlara birer birer dokundu ‘Hak geldi, bâtıl yok olup gitti’ buyurdu Dokunduğu her put yere düştü ve yıkıldı Kâbe’nin içi putlardan bütünüyle temizlendi Daha sonra Bilal-i Habeşi Kâbe’nin damına çıktı, ezan okuyarak Tevhid’i (Allah’ın birliğini) ilan etti Putların devrilip gitmesiyle birlikte diğer ne kadar batıl ve hurafeler varsa, hepsi birden yer ile yeksân oldu
Böylece cahiliye toplumunun inanç temelleri yerle bir oldu Bâtıl, hurafe ve bidat kokan her şey temelden sökülüp atıldı İnsan eliyle kutsallaştırılan hiçbir şeyin değerinin olmadığı anlaşıldı
Çünkü İslam öncesi Arap toplumunda batılın her türlüsü, hurafenin her çeşidi, bağnazlığın ve taassubun her biçimi, ahlâk düşüklüğünün her şekli fazlasıyla mevcuttu, üstelik yaygın bir uygulama alanı da bulmuştu Yüzyıllar boyunca atalarından, ecdatlarından nasıl görmüşlerse dozunu daha da arttırarak yaşatıyorlardı
Öyle ki, insan haysiyet ve şerefinin ayaklar altında çiğnendiği, kadınların ve kız çocuklarının insandan sayılmadığı, faizciliğin ve tefeciliğin ekonomik hayatı batağa sürüklediği, içkinin sular gibi tüketildiği, zinanın en pespaye haliyle toplumu dejenere ettiği, cinayetin ve zulmün acımasızca işlendiği, bunların yanında ne kadar hurafe ve bâtıl âdetler varsa kutsallaştırıldığı bir toplumsal çöküş hâkimdi
Böyle çürümüş, pörsümüş, kokuşmuş ve o nispette de paçavraya dönüşmüş bu yapıyı, İki Cihan Serveri Efendimiz (sav) kökünden yıkıp attı, mazi mezarına gömdü; yerlerine de yepyeni, berrak ve parlak bir medeniyet sarayı inşa etti
Çözüm Kur’ân ve Sünnet çizgisi

Bediüzzaman’ın işaret ettiği gibi, Hz Peygamber aleyhissalatü vesselam, büyük Arap yarımadasında vahşî, âdetlerinde bağnaz ve inatçı çeşitli kavimlerin her tür kötü ahlâklarını kökünden söküp attı Onları güzel ahlâkın her türlüsüyle bezeyip süsledi, dünyaya ve medeni topluma rehber eyledi Bunları yaparken de bir zorlama ve baskı kullanmadı Öncelikle akılları, ruhları, kalpleri ve nefisleri fethetti, kendine bağladı Sonunda da, kalplerin sevgilisi, akılların üstadı, nefislerin eğiticisi ve ruhların sultanı oldu
Fakat, gerçek sütü annesinin memesinden emmeyen çocuk, plastik emzikle oyalandığı gibi, Kurân’dan, vahiyden, İlahi kaynaktan ve sünnetten beslenmeyen insan da, ne yazık ki, önüne kurulan batıl inançların, hurafe ve bidatlerin tuzaklarından kurtulamaz, kendini çekip çıkaramaz
Bunun için bidatin farkına varmak, nelerin batıl inanç olduğunu anlamak, hurafe ve uydurma şeylerin neler olduğunu bilmek için, her şeyden önce Kurân çizgisinde, sünnet ölçüsünde ve itikat dairesinde mevcut olan bilgilere ulaşmak gerekiyor
Ulaşmak gerekiyor, çünkü hakiki ve sağlam bir iman kalbe yerleşir, sünnet-i seniyye bir pusula gibi yol göstericiliği yaparsa, batıl inancın ve hurafelerin neler olduğunu ayıklamak kolay olacak, insan uydurması âdet ve alışkanlıklar yol bulup hayatımıza sızmayacaktır
Yoksa bugün batıl inançları, hurafe ve bidatları teker teker sayıp dökmeye, belirleyip ortaya çıkarmaya gerek de yoktur, ihtiyaç da değildir Çünkü nasıl güneş çıkar da, karanlıkta ne olduğu belli olmayan şeylerin mahiyeti anlaşılırsa, toplumda var olan âdet, alışkanlık ve inançlar da hak mı/batıl mı olduğu İslam güneşi, Kurân ve sünnet ölçüsüyle anlaşılır ve ayırt edilir
Rahman Suresinde Yüce Allah, adaletten ve dinin emirlerinden ayrılarak ölçüde sınırı aşmayalım diye, ölçüyü ve tartıyı adaletle yerine getirmemizi istiyor
[b]Bunun için Kurân’ın ve sünnetin ölçüleri şaşmaz, eskimez, zaman aşımına uğramaz, gündemden düşmez, insandan insana, toplumdan topluma değişmez Zira dünyanın neresinde olursa olsun, insanlar oksijene ve temiz havaya muhtaç, susuz ve gıdasız yaşayamazsa; imanın yeri yurdu ve merkezi olan kalp ve bedeni ayakta tutan ruh da iman nurundan nasipsiz olarak ayakta ve hayatta kalamaz
Kaynaklar: gizliilimlertrgg

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.