Prof. Dr. Sinsi
|
Kur'an'da İbadet Kavramının Kullanımı - Kur'an'da İbadet Kavramının Anlamı
Kur'an'da İbadet Kavramının Kullanımı - Kur'an'da İbadet Kavramının Anlamı
Kur'an'da İbadet Kavramının Kullanımı - Kur'an'da İbadet Kavramının Anlamı
Kur'an'ı Kerim'e yöneldiğimizde söz konusu kelimenin çoğunlukla ilk üç manasının (köle, itaat ve kulluk) kullanılmış olduğunu görüyoruz
I Kölelik ve İtaat Manasında İbadet
İbadet kavramının birinci ve ikinci manaları ile ilgili misaller şunlardır:
"De ki; Allah katında yeri bundan daha kötü olanı size söyleyeyim mi? Allah kim(ler)e lanet ve gazap etmiş,kimlerden maymunlar,domuzlar ve tağuta kulluk(ibadet) edenler kılmışsa,işte onların yeri daha kötüdür ve onlar düz yoldan daha çok sapmışlardır " (Maide, 60)
"Andolsun ki biz her kavme 'Allah'a ibadet edin ve tağuta ibadetten kaçının' diye bir elçi gönderdik " (Nahl, 36)
"Tağuta kulluk etmekten kaçınan ve Allah'a yönelenlere müjde var Müjdele kullarımı! " (Zümer, 17) Grupsal cinnetlerin bir türü olarak günümüzde nadiren rastlanan küçük,gizli şarlatanlıkların dışında dünyada hiç kimsenin şeytana tapmadığı açıktır Bilakis, her taraftan ona lanet yağmaktadır Bu nedenle Allah Teala, hesap günü Ademoğlunu şeytana tapmasından dolayı suçlamayacaktır Fakat O, şeytanın vesvesesine uymakla, onun telkin ettiği emirlere itaat etmekle ve işaret ettiği yollara koşuşturmakla suçlanacaktır
Bu ayet-i kerimelerde Allah'tan başkalarına kulluk edenlerle, kendilerine kulluk edilenler arasında geçen temsili söyleşide aktarılan soru ve cevaplar açıkça göstermektedir ki, bu ikinciler tanrı yerine konulan sembolik varlıklar yada putlar değil, insanların önüne kurtarıcı yada yol gösterici kılığında çıkıp onları Allah'ın yolundan çeviren, onlara Allah'ın dininden başka dinler öneren lider konumundaki nüfuzlu kimseler,kavim,kabile,aşiret büyükleri yahut din adamlarıdır Söz konusu önderler,tesbih,cübbe,seccade v s ile Allah'ın kullarını aldatarak kendi amaçlarına ulaşmış,ıslah ve yardımseverlik iddialarıyla kötülük ve bozgunculuğu yaymışlardır Bu gibi kimseleri körü körüne taklit etmek, hiçbir sorgulamaya tabi tutmadan buyruklarına boyun eğmek bu ayette ibadet kavramıyla ifade edilmektedir:
"De ki; Bana Rabbimden apaçık belgeler gelince sizin Allah'tan başka ibadet ettiklerinize kulluk etmekten kesin olarak men edildim ve alemlerin Rabbine teslim olmakla emrolundum " (Mümin, 66)
"(İbrahim dedi ki) Sizden de Allah'tan başka yalvardıklarınızdan da ayrılıyorum ve yalnız Rabbime dua ediyorum Umarım ki Rabbime yakarmakla (sizin gibi) bahtsız olmam (İstediklerimden mahrum bırakılmam) "İşte onlardan ve onların Allah'tan başka (taptıklarından) ibadet ettiklerinden ayrılınca O'na İshak'ı ve (İshak'ın oğlu) Yakub'u armağan ettik ve hepsini de Peygamber yaptık " (Meryem, 48-49)
"Allah'ı bırakıp ta kendisine kıyamet gününe kadar cevap vermeyecek olan şeyleri çağıranlardan, yalvarandan daha sapık kimdir? Oysa onlar, bunların çağrılarından, yalvarmalarından habersizdirler İnsanlar haşrolunduğu zaman Allah'tan başka yalvardıkları onlara düşman kesilirler ve onların (kendilerine) ibadet etmelerini de inkar ederler " (Ahkaf, 5-6) Kur'an-ı Kerim bu üç ayette de açıkladığı gibi, ibadet kavramı (ilah) tanrı yerine konulan şeylere dua,yakarma ve onlardan yardım istemek anlamında kullanılmaktadır
Burada cinlere ibadet ve onlara iman etmeyi Cin Suresinin şu ayeti açıklamaktadır:
Bu ayetlerde de ibadetten kasıt, tapmaktır ve tapınma gayesi de açıklanmıştır
IV Kulluk, İtaat ve Tapınma Manasında İbadet
Yukarıda verdiğimiz örneklerden açıkça anlaşılmaktadır ki ibadet kavramı Kur'an-ı Kerim'de bazen kulluk ve itaat manasında bazen de sadece itaat manasında kullanılmaktadır İbadet kavramının söz konusu üç manasını da bünyesinde toplayan örneklere geçmeden önce kafalarımıza iyice yerleştirmemiz gereken önemli bir nokta var
Yukarıda naklettiğimiz tüm ayetlerde Allah'tan başkalarına ibadet anlatılmaktadır Söz konusu ayetlerde ibadet kavramıyla kulluk ve itaat kastediliyor, mabut ise ya şeytandır yada Allah'ın kullarını Allah'a değil, kendisine itaat ve kulluk ettirerek tağutlaşan asi insan veya Allah'ın kitabını bir tarafa bırakarak kendi uydurduğu usullerle halkı yöneten önder ve liderlerdir İbadetin tapınma anlamıyla kullanıldığı ayetlerde ise mabud,ideolojiler (öğretiler) ve yönlendirmeler sonucu mabudlaştırılan veli,nebi ve salihler ile sırf yanlış anlama nedeniyle metafizik anlamda rububiyete ortak koşulan melek ve cinler veya şeytanın iğvası yoluyla tapınma odağı haline gelen hayali güçlerin put ve resimleridir Kur'an bütün bu mabud türlerini -değil mi ki, onlara kulluk yada itaat ediliyor veya tapılıyor- batıl olarak nitelemekte ve onlara ibadetin sapıklık olduğunu bildirmektedir Kur'an'ın ifadesi şudur: "Sizin bu ibadet edegeldiğiniz mabudlarınız hepsi Allah'ın kulu ve kölesidir Ne onların ibadet edilmeye hakları vardır ve ne de onlara ibadet etmekle elinize hüzün,zillet ve rezillikten başka bir şey geçer Gerçekte onların ve tüm kainatın maliki sadece Allah'tır Tüm yetkiler Onun elindedir Bu yüzden bir tek Allah'tan başka hiç kimse ibadet edilmeye layık değildir
"Allah'ı bırakıp çağırdıklarınız (yalvardıklarınız) da sizin gibi kullardır Eğer doğru sözlü kimselerseniz, onları çağırın da size cevap versinler bakalım Allah'tan başka çağırdıklarınız ne size ve ne de kendilerine herhangi bir yardımda bulunmaya güç yetirebilirler " (A'raf, 194-197)
"Rahman çocuk edindi dediler O (bu yakıştırmadan) münezzehtir Hayır, melekler şerefli kılınmış kullardır Onlar sözle (bile olsa) O'nun önüne geçmezler ve ancak O'nun emriyle amel ederler Allah, onların zahirlerini de batınlarını da bilir Onlar Allah'ın hoşnut olduğundan başkasına şefaat de edemezler O'nun korkusuyla titrerler " (Enbiya, 26-28)
"Onlar, Rahman'ın kulları olan melekleri de dişi (ilahe) saydılar "(Zuhruf, 19)
"Onlar, cinlerle Allah arasında bir soy bağı kurdular Oysa andolsun ki, cinler de kendilerinin hesap yerine götürüleceklerini bilirler " (Saffat, 158)
"Mesih (Hz İsa) de mukarreb (Allah'a en yakın) melekler de Allah'a kul olmaktan asla çekinmezler Kim O'na kulluktan çekinir ve büyüklük taslarsa, bilsin ki O, hepsini huzurunda toplayacaktır " (Nisa, 172)
"Göklerde ve yerde olan her şey Rahman'a baş eğmiş kul olarak gelecektir Andolsun ki onların hepsini hesaba katmış, teker teker saymıştır Kıyamet günü hepsi O'na yapayalnız tek başlarına geleceklerdir " (Meryem, 93-95)
"De ki; Ey mülkün sahibi Allah'ım,dilediğine mülkü verirsin ve dilediğinden mülkü alırsın Dilediğini aziz kılar, dilediğini alçaltırsın İyilik (hayr) senin elindedir Gerçekten Sen her şeye güç yetirensin " (Al-i İmran, 26) Böylece Kur'an-ı Kerim, herhangi bir şekilde kendisine ibadet edilen bütün kimse ve nesnelerin, hiçbir yetki ve otoriteye sahip olmayan Allah'ın kulları ve yaratıkları olduğunu ispatladıktan sonra, dinlerin ve insanların hepsinin tüm anlamlarıyla ibadetlerini sadece Allah'a yapmaları, O'na özgü kılmaları ve O'na tahsis etmeleri gerektiğini vurgulamaktadır Kulluk edilecekse Allah'a edilmeli, itaat edilecekse yine O'na edilmeli, tapılacnenksa yine O'na tapılmalıdır Bu ibadet şekillerinden hiç birini Allah'tan başkası için akıldan geçirmek bile doğru değildir
"Andolsun ki, her ümmete 'Allah'a ibadet edin tağutlara ibadetten kaçının' diyen bir peygamber gönderdik " (Nahl, 36)
"Tağuta ibadetten kaçınıp da Allah'a yönelenlere müjdeler olsun " (Zümer, 17)
"Ey Ademoğulları, ben size 'şeytana ibadet etmeyin, o sizin için apaçık bir düşmandır' diye bildirmedim mi? Yalnız bana ibadet edin İşte doğru yol budur " (Yasin, 60-61)
"Onlar, Allah'ı bırakıp da bilginlerini ve din büyüklerini rabler edindiler ve Meryem oğlu Mesih'i de: Halbuki tek ilahtan başkasına ibadet etmemekle emrolunmuşlardı " (Tevbe, 31)
"Ey iman edenler! Eğer siz bana ibadet ediyorsanız, size bağışlamış bulunduğumuz temiz şeylerden yiyin ve Allah'a şükredin " (Bakara, 172) Bu ayetlerde yalnızca Allah'a yapılması istenen ibadetin kulluk,kölelik,itaat ve boyun eğme manalarına geldiği hükme bağlanmıştır Bu itibarla ibadet kavramının içeriği daha da netleşmiş, ibadetin işlevi belirginleşmiştir Kısacası Allahu Teala, büyükleri (Ahbar ve ruhban)ile ata ve ecdada itaat ve kulluktan kaçınmayı emretmiş, itaat ve kulluğu yalnızca Allah'a yapmak gerektiğinin kesin hükmünü belirtmiştir
"De ki; Bana Rabbimden apaçık belgeler gelince, sizin Allah'tan başka ibadet ettiklerinize kulluk etmekten kesin olarak men edildim ve Alemlerin Rabbine teslim olmakla emrolundum " (Mümin, 66)
"Rabbiniz buyurdu ki; Bana dua edin ki, duanıza icabet edeyim Bana ibadet etmekten büyüklenenler alçalmış olarak cehenneme gireceklerdir " (Mümin, 60)
"(Allah) Geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin Güneşi ve ayı buyruğu altına almıştır O Her biri belli bir vakte kadar akıp gider İşte budur Rabbiniz olan Allah Hükümranlık yalnız O'na mahsustur O'nu bırakıp da tapmakta olduğunuz diğer varlıkların zerre kadar bile yetkisi yoktur Onları çağırsanız, çağrınızı duymazlar, duysalar bile icabet etmeye güçleri yetmez Kıyamet gününde ise sizin onları Allah'a ortak koşmanızı kendileri reddederler " (Fatır, 13-14)
"De ki; Allah'ı bırakıp da size fayda da zarar da vermeyecek olanlara mı ibadet ediyorsunuz Allah işitendir, bilendir " (Maide, 76) Bu ayetlerde tapınma manasına gelen ibadetin Allah'a has kılınması hükmü verilmektedir Burada ibadet kavramı, dua ile eş anlamda kullanılmıştır Önceki ve sonraki ayetlerde ise, rububiyetin metafizik manasıyla Allah'a ortak koşulan mabudlar zikredilmiştir Kur'an'da Allah'a ibadetin zikredildiği her bir ayetin anlam ve kapsam itibariyle içeriğinde ibadet kavramının yukarıda anlatılan anlamlarından herhangi biri özellikle vurgulanmıyorsa böylesi bütün ayetlerde ibadet kavramı üç anlamın hepsini birden yani kulluk, itaat ve tapınma anlamlarını kapsamaktadır Misal olarak şu ayetlere bakalım;
"Şüphesiz ben Allah'ım Benden başka ilah yoktur Öyleyse bana ibadet et " (Taha, 14)
"İşte budur Rabbiniz olan Allah O'ndan başka ilah yoktur Her şeyin yaratıcısıdır O Öyleyse yalnız O'na ibadet edin O her şeye de vekildir " (En'am, 102)
"De ki; Ey insanlar, eğer benim dinimden yana bir kuşku içerisindeyseniz; ben sizin Allah'tan başka ibadet ettiklerinize ibadet ettiklerinize ibadet etmiyorum, ancak ben sizin hayatınıza son verecek olan Allah'a ibadet ederim Ben, müminlerden olmakla emrolundum " (Yunus, 104)
"Siz, Allah'ı bırakıp, sizin ve atalarınızın uydurduğu birtakım isimlere tapıyorsunuz Allah onlar hakkında hiçbir delil indirmemiştir Hüküm yalnızca Allah'ındır O yalnız kendisine kulluk etmenizi emretmiştir İşte doğru din budur Ne var ki, insanların çoğu bilmezler " (Yusuf, 40)
"Göklerin ve yerin görünmeyen/bilinmeyeni Allah'a aittir Bütün işler O'na arz edilmektedir Öyleyse sen de O'na kulluk et ve O'na dayan, tevekkül et ki, Rabbin yaptıklarınızdan gafil değildir " (Hud, 123)
"Biz ancak Rabbimizin emriyle ineriz Bizim önümüzde, arkamızda ve bunların arasında varolan her şey O'na aittir Senin Rabbin asla unutkan değildir " (Meryem, 64)
"Göklerin, yerin ve bu ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbidir Öyleyse O'na kulluk et ve O'na kullukta devamlılık ve direnç (sebat) göster Hiç O'nun adıyla anılan birini biliyor musun?" (Meryem, 65)
"De ki; Ben de sizin gibi bir insanım Yalnız ilahınızın tek ilah olduğu vahyediliyor bana Bunun içindir ki, kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, artık salih bir amelde bulunsun ve Rabbine ibadette hiç kimseyi ortak koşmasın!" (Kehf, 110) Bu ayetlerde veya benzeri diğer bütün ayetlerde ibadet kavramının sadece tapınma veya sadece kulluk ve itaat manasına alınması için hiçbir sebep yoktur Aslında bu ayetlerde Kur'an-ı Kerim tüm çağrısını ortaya koymaktadır Kur'an'ın daveti gayet açıktır;ister kulluk,ister itaat,isterse tapınma olsun hepsi Allah'a has kılınmalıdır Bu yüzden, yukarıdaki ve benzeri diğer ayetlerde ibadet kavramını tek bir anlamı ile sınırlamak, gerçekte Kur'an'ın bütün bir davetini sınırlamaktır Bu durum ise şöyle kaçınılmaz bir netice doğurur; Kur'an'ın davetini sınırlı bir düşünceyle anlayıp, iman eden kimseler, O'na eksik bir şekilde tabi olurlar İbadet kavramının diğer anlamlarını Allah'tan başka kişi, güç ve nesnelere hasretme tehlikesini bünyelerinde sürekli taşırlar Bu da onlar için şirke açılan bir kapıyı ifade etmektedir Dolayısıyla Tevhid inancı sürekli tehlike içindedir
Seyyid Ebu'l A'la el-Mevdudi (Kur'an'ın Dört Temel Terimi
|