|
|||||||
![]() |
|
|
Konu Araçları |
| harfiosmanlı, harfiosmanlıca, osmanlıca, sözlüğü, sözlük, terimleri |
Osmanlıca Sözlük (E Harfi)-Osmanlıca Sözlük (E Harfi)Osmanlı Terimleri Sözlüğü... |
|
|
#31 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (E Harfi)-Osmanlıca Sözlük (E Harfi)Osmanlı Terimleri Sözlüğü...RE: Osmanlıca Sözlük (E Harfi) EVLİYA-İ İZÂM Büyük evliya ![]() EVLİYA-İ UMUR İş başında bulunanlar, işleri idâreye vazifeli olanlar (Ey evliya-i umur! Tevfik isterseniz, kavânin-i Âdetullaha tevfik-i hareket ediniz Yoksa tevfiksizlik ile cevab-ı red alacaksınız Zira, mâruf umum Enbiyanın memâlik-i İslâmiye ve Osmaniyeden zuhuru, Kader-i İlâhinin bir işaret ve remzidir ki; bu memleket insanlarının makine-i tekemmülâtının buharı diyanettir Ve bu Asya ve Afrika tarlasının ve Rumeli bostanının çiçekleri, ziya-yı İslâmiyet ile neşv ü nema bulacaktır H )EVLİYA ÇELEBİ Kütahya'lı olup, Mi: 25 Mart 1611'de doğmuştur Meşhur eseri; Seyahatnâme'sidir![]() EVN Yab yab yürümek * Vakarlı, sessiz ve ciddi olmak * Heybenin bir gözü * Denk![]() EVRA f Hisar, kal'a, kale![]() EVRAD Virdler (Bak: Vird)EVRAK (Vakar C ) Sahifeler Yapraklar![]() EVRAK-I HAVÂDİS Cerideler, gazeteler ![]() EVRAK-I NAKDİYYE Kağıt paralar ![]() EVRAK (C: Vuruk) Sivri ve uzun dişli * Yüzü renkli güvercin * Siyahı beyazına galip olan at ve deve (Müe: Vürka)EVRAM (Verem C ) Veremler, vücudda hasıl olan yumrular, şişler![]() EVRAN Biçme, ölçü, mikyas, tahmin, keşif, biçim, endam, tenasüb ![]() EVRE f Elbisenin dış yüzü![]() EVRE Ahmak kimse ![]() EVREK f Çocukların ağaca ip takmak suretiyle yaptıkları salıncak![]() EVRENCEN f Kadın bileziği![]() EVREND f Hile, aldatma, hud'a, oyun * Nam, şan, şeref * Serir, erike, taht![]() EVRENG f Taht, evrend * Şan, şeref, nâm * Zinet, süs * Akıl, irfan * Ağaç kurdu * Hoş hâllilik, hâlin hoşluğu * Hile, desise, hud'a, aldatma, oyun * Yakışıklılık![]() EVRENG-NİŞİN f Tahtta oturan, hükümdar![]() EVRENG-ZİB f Tahtı süsleyen Hükümdar, padişah![]() EVRİDE (Verid C ) Vücudun her tarafından kalbe kanın gitmesini temin eden damarlar Siyah kan damarları (Sâni-i Hakîm, beden-i insanı, gayet muntazam bir şehir hükmünde halketmiştir Damarların bir kısmı telgraf ve telefon vazifesini görür Bir kısmı da, çeşmelerin boruları hükmünde, âb-ı hayat olan kanın cevelânına medardırlar Kan ise; içinde iki kısım küreyvât halkedilmiş Bir kısmı küreyvât-ı hamrâ tâbir edilir ki, bedenin hüceyrelerine erzak dağıtıyor Ve bir kanun-i İlahî ile hüceyrelere erzak yetiştiriyor (Tüccar ve erzak memurları gibi) Diğer kısmı küreyvât-ı beyzâdırlar ki; ötekilere nisbeten ekalliyettedirler Vazifeleri, hastalık gibi düşmanlara karşı asker gibi müdafaadır ki, ne vakit müdafaaya girseler Mevlevi gibi iki hareket-i devriyye ile, sür'atli bir vaziyet-i acibe alırlar Kanın hey'et-i mecmuası ise: İki vazife-i umumiyyesi var Biri: Bedendeki hüceyratın tahribatını tâmir etmek Diğeri; hüceyratın enkazlarını toplayıp, bedeni temizlemektir Evride ve şerayin namında iki kısım damarlar var ki: Biri sâfi kanı getirir; dağıtır, sâfi kanın mecralarıdır Diğer kısmı enkazı toplayan bulanık kanın mecrasıdır ki, şu ikinci ise kanı, "Ree" denilen nefesin geldiği yere getirirler Sâni-i Hakîm, havada iki unsur halketmiştir Biri azot, biri müvellid-ül-humuza Müvellid-ül-humuza ise: Nefes içinde kana temas ettiği vakit, kanı telvis eden karbon unsur-u kesifini kehribar gibi kendine çeker, ikisi imtizaç eder Buhari hâmız-ı karbon denilen (Semli havaî) bir maddeye inkılâb ettirir Hem hararet-i gariziyyeyi te'min eder, hem kanı tasfiye eder Çünki: Sâni-i Hakîm fenn-i kimyada aşk-ı kimyevi tâbir edilen bir münasebet-i şedideyi, müvellid-ül-humuza ile karbona vermiş ki: O iki unsur birbirine yakın olduğu vakit, o kanun-u İlâhî ile, o iki unsur imtizaç ederler Fennen sabittir ki: İmtizaçtan hararet hâsıl olur Çünki imtizaç, bir nevi ihtiraktır Şu sırrın hikmeti şudur ki: O iki unsurun, herbirisinin zerrelerinin ayrı ayrı hareketleri var İmtizaç vaktinde her iki zerre, yâni onun zerresi, bunun zerresiyle imtizaç eder, birtek hareketle hareket eder Bir hareket muallâk kalır Çünki imtizaçtan evvel iki hareket idi Şimdi iki zerre, bir oldu Her iki zerre, bir zerre hükmünde bir hareket aldı Diğer hareket, Sâni-i Hakîm'in bir kanunu ile hararete inkılâb eder Zaten "hareket, harareti tevlid eder" bir kanun-u mukarreredir İşte bu sırra binaen beden-i insanîdeki hararet-i gariziyye, bu imtizac-ı kimyeviyye ile temin edildiği gibi, kandaki karbon alındığı için kan dahi sâfi olur İşte nefes dahile girdiği vakit, vücudun hem âb-ı hayatını temizliyor Hem nâr-ı hayatı işal ediyor Çıktığı vakit, ağızda, mucizat-ı kudret-i İlâhiyye olan kelime meyvelerini veriyor $ S )EVS Bahşiş vermek * Kurt![]() EVSA' Daha geniş Çok vasi'![]() EVSÂF (Vasf C ) Vasıflar, sıfatlar![]() EVSÂF-I CEMİLE Güzel vasıflar İyi hasletler![]() EVSÂF-I NİSBİYE f Ölçü ve kıyasa göre olan vasıflar (Sıcaklık, soğuklukla bilindiği, karanlık derecesi aydınlıkla görüldüğü gibi )EVSAH (Vesah C ) Pislikler, murdarlıklar, kirler![]() EVSAK En çok inanılan, ziyade sağlam Daha çok vüsuk sahibi![]() EVSAL (Vasl C ) Vücuttaki mafsallar, oynaklar![]() EVSAM (Vasm C ) Arlar, hayâlar, utanmalar![]() EVSAN (Vesen C ) Putlar Sanemler![]() EVSAT Ortada olmak * Vasatta olan Orta Orta hâlli![]() EVSÂT (Vasat C ) Ortalar Vasatlar![]() EVSÂT-I MUFASSAL Kur'ân-ı Kerimin 86 suresi olan Tarık Suresinden 98 sure olan Beyyine Suresinin sonuna kadar olan surelerdir![]() EVŞAB Aşağılık kimse, âdi ve rezil kişi Ayak takımı![]() EVŞAL (Veşl C ) Damla damla akan su * Birbiri ardınca katar gibi peşpeşe gelen kimseler![]() EVŞAZ Yardımcılar, tarafdarlar Aşağılık ve ayak takımı olan kişiler * Vücuttaki mafsallar, oynak yerler![]() EVŞEN Yaltakçı, dalkavuk ![]() EVŞENG f Sicim İnce ip![]() EVTAD (Veted C ) Direkler Kazıklar * Ricâlullahtan birine verilen isim![]() EVTAD-ÜL ARZ Tepeler Dağlar Arzın direkleri
|
|
Osmanlıca Sözlük (E Harfi)-Osmanlıca Sözlük (E Harfi)Osmanlı Terimleri Sözlüğü... |
|
|
#32 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (E Harfi)-Osmanlıca Sözlük (E Harfi)Osmanlı Terimleri Sözlüğü...RE: Osmanlıca Sözlük (E Harfi) EVTAF Kirpikleri uzun ve kaşı kıllı olan kimse ![]() EVTAN (Vatan C ) Vatanlar, insanın doğup büyüdüğü ve sevdiği memleketler, hatta uğrunda can verilen topraklar![]() EVTAR (Vatar C ) İhtiyaçlar![]() EVTAR-I ÂCİLE Acil ihtiyaçlar ![]() EVTAR (Veter C ) Tek, eşi olmayan (harf) * Saz telleri Yay![]() EVTAS Arap Yarımadasında, Hevâzın ilinde bir derenin ismi olup, Peygamberimizin (A S M ) Huneyn Vak'ası bu vâdide vuku bulmuştur![]() EVVAB (Evb den) Rücu' eden Geri dönen * Günahlardan tevbe edip hakkı kabul eden![]() EVVABÎN Tevbe edip günahlardan dönenler ![]() EVVAH Kusurunu bilerek, ah, vâh ederek yalvarmak * Çok âh edip duâ eden * Merhametli Sağlam imanlı Yakin ilim sahibi Dinde çok âlim olan Hz İbrahim Aleyhisselâmın bir vasfı![]() EVVEL İlk İbtida![]() EVVEL-ÜL-EVÂİL Evvellerin evveli * Hâdiselerin başlangıcı![]() EVVELA İlkönce, birinci olarak, herşeyden önce ![]() EVVEL-BAHAR Nevbahar İlkbahar![]() EVVEL-BE-EVVEL Herşeyden önce, ilk, evvelâ ![]() EVVEL-EMİRDE İşin başlangıcında, herşeyden önce ![]() EVVELEN Evvelâ, birinci, ilk olarak ![]() EVVELÎN Evvelkiler, ilkler ![]() EVVELÎN Ü ÂHİRÎN İlkler ve sonlar Evvelkiler ve sonrakiler![]() EVVELİYAT Başlangıçlar Mukaddemat İlk öndekiler İbtidaki cihetler * Her akıllının tereddütsüz tasdik ve kabul edeceği hususlar * Man: Mücerred mevzu ve mahmulleri arasındaki nisbet tasavvur edilince aklın kat'iyyetle teslim ve tasdik ettiği kaziyeler![]() EVVELİYET Evvel oluş (Bak: Mecaz)EVY Bir nesne yerine gelmek ![]() EVZA' (Vaz' C ) Haller Durumlar![]() EVZA-I GARİBE Garip haller ![]() EVZAH Daha açık Pek âşikâr En vâzıh![]() EVZAK İçinde su veya başka birşey biriken çukur yer ![]() EVZAN (Vezin C ) Vezinler Tartılar![]() EVZAN-I ARUZİYYE Edb: Aruz vezinleri ![]() EVZAR (Vizr C ) Ağırlıklar Yükler * Mc: Günahlar * (Vezer C ) Kal'alar, kaleler, hisarlar, sığınılacak yerler * Üstünlükler, galebeler * Dağlar![]() EVZAYİŞ f Çoğalış, artış![]() EY (Arabçada) "Bak, dinle, dikkat et, yahut, demektir ki" mânalarına gelir Bir ibareyi tefsir için kulanılır Türkçede: Yakın nidâ içindir![]() EYA f Acaba mânasına nidâdır "Hey, ey" gibi çağırma, nidâ, seslenme edatı olarak da kullanılır![]() EYADİ (Eydi) (Yed C ) Eller * Mc: Sebepler Nimetler![]() EYADİ-İ KESİRE Çok eller Çok sebebler![]() EYALAT (Eyâlet C ) Valilerin idareleri altında olan memleketler, vilâyetler![]() EYALET (C: Eyâlât) Vilâyet Bir vâlinin idaresinde olan memleket, şehir![]() EYAMA (Eyyim C ) Bekârlar, evli olmayanlar![]() EYAMİN (Eymen C ) Pek hayırlı, uğurlu olanlar En yümünlü![]() EYAZİ f Kadınların yüzlerine örttükleri peçe, örtü![]() EYBE Rücu' etmek * Gurub etmek, batmak![]() EYD Kuvvet ![]() EYD Rücu' etmek * Avdet etmek![]() EYDA' Za'feran ![]() EYDİ (Yed C ) Eller * Mc: Kuvvetler (Daha çok Eyâdi şeklinde kullanılır )EYDİYE (Yed C ) Nimet * Eller![]() EYHEM Sağır * Bahadır![]() EYHEMAN Ateş ve sel ![]() EYHUKAN Maydanoz otu ![]() EYİD Kuvvetli, şiddetli kimse ![]() EYİR Sıcak yel ![]() EYKE Sık ve birbirine karışmış ağaç * Yumuşak * Ağaç bitiren bataklık (Bak: Ashab-ı Eyke)EYKER İlâç yapılan bir ot ![]() EYM (C: Üyum) Yılan ![]() EYMAN (Eymün) (Yemin C ) Andlar Yeminler Kasemler * Fık: Zevcesi ölmüş er * Sağ taraflar Sağlar![]() EYMAN-I SÂDIKA Doğru yeminler ![]() EYMEN En meymenetli En uğurlu Sağ taraf![]() EYMEN VÂDİSİ Musa'nın (A S ) tecelliye mazhar olduğu Tûr Dağı'ndaki vadi![]() EYNE Nere? Nerede? Nereye? (mânasına sual için söylenir ve zarf-ı mekândır) * Zaman An * Yorgunluk (mânâsında da kullanılmıştır )EYNEL MEFER (Eyn-el mefer) Nereye gidilebilir? Nereye kaçılabilir? Kaçacak yer var mı? EYNESSERA-MİN-ES-SÜREYYA (İmkânsızlık bildiren bir tâbirdir ki) Yer nerede, Süreyyâ nerede? ![]() Süreyyâ ile yer bir olur mu? (meâlindedir ve birbirlerine zıt ve uzak olan şeyler için söylenir )EYNİYET Mekânda bulunması sebebiyle birşeye ârız olan hâlet ![]() EYS Varlık Vücud Mevcud * Kahir Zulüm * Zarar, ziyan * Ümidsiz olmak Ye'se düşmek (Bak: Leys)EYSAR Çadır eteğini kazığa bağlamakta kullanılan kısa ipler * Ot![]() EYSER Sol taraf Soldaki * Pek kolay![]() EYTAL (C: Eyatil) Boş böğürlü
|
|
Osmanlıca Sözlük (E Harfi)-Osmanlıca Sözlük (E Harfi)Osmanlı Terimleri Sözlüğü... |
|
|
#33 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (E Harfi)-Osmanlıca Sözlük (E Harfi)Osmanlı Terimleri Sözlüğü...RE: Osmanlıca Sözlük (E Harfi) EYTAM (Yetim C ) Yetimler Babaları ölmüş çocuklar![]() EYTAM VE ERÂMİL Yetimler ve dullar ![]() EYUM Erkeksiz kadın (ki, önce ere varmış olsun-olmasın) ![]() EYVAH f Heyhât, yazık![]() EYVALLAH Bir kısım müslümanlar arasında tasdik işareti veya yemin ifade eden bir tâbirdir Bazan Allaha ısmarladık yerine söyliyenler de vardır Fakat makbul olanı; ayrılırken de buluşurken de selâmlaşmaktır ve bu sünnet-i seniyyedir![]() EYVAN f Köşk Büyük salon Büyük sofa Divanhâne![]() EYVAN-I KİSRA Dicle Nehri kenarında sol tarafta Medâyin şehrinde yıkıntıları bulunan eski İran (Acem) Padişahına mahsus bir saray Bu saray, Peygamberimizin (A S M ) doğduğu gece çatlamıştır![]() EYYAM (Yevm C ) Devirler Günler * Güç, iktidar, nüfuz![]() EYYAM-I ÂDİYYE Tâtil günlerinin haricindeki günler ![]() EYYAM-I BAHUR Ağustos ayının ilk yedi günü ![]() EYYAM-I BÎZ (Eyyâm-ül bîz) Her arabî ayın 12, 13, 14, 15'inci günleri ![]() EYYAM-I CEM' Hac mevsiminde Arafat ve Mina'da geçen dört gün ![]() EYYAM-I KUR'ANİYE Kur'an-ı Kerim'e göre olan günler ( ![]() ![]() Semavatta herhangi bir kürenin kendi etrafında bir defa dönmesi ile gün; mensub olduğu seyyarenin etrafında bir defa dönmesi ile de senesi meydana gelir Her yıldızın kendine göre bir günü ve senesi vardır Meselâ: Şems-üş-şumusun bir günü ellibin sene ve Şi'ra yıldızının bir günü bin senedir )EYYAM-I MAZİYYE Geçmiş günler ![]() EYYAM-I RESMİYYE Resmi günler ![]() EYYAM-I TEŞRİK Kurban bayramının birinci gününden sonraki diğer üç güne verilen isimdir Zilhiccenin 11, 12 ve 13 üncü günleridir Birinci gününe "yevm-i nahr" (kurban günü) denir![]() EYYAMÜN MA'DUDAT Kurban bayramının son üç günü * Sayılan günler * Ramazan-ı Mübârekin sayılı günleri![]() EYYAN Vakit, zaman ![]() EYYİD Kuvvetlendir, teyid et, devam ettir (meâlinde) ![]() EYYİD-ALLAHU MÜLKEHU Allah'ım onun mülkünü devamlı kıl, kuvvet ver (meâlinde duâ )EYYİM Bekâr, dul Eyyim; gerek bikir, gerek seyyib olsun zevci olmayan kadına ve zevcesi olmıyan erkeğe denir ki, buna bekâr denir Bundan başka eyyim; hür kadına ve bir kimsenin kızı, hemşiresi, teyzesi gibi yakın hısmına da ıtlak edilir (E T )EYYÛB (A S ) : Kur'ân-ı Kerim'de ismi geçen İshak Aleyhisselâm'ın oğlu olan Ays'ın evlâdından Eyyûb Aleyhisselâm, bir peygamber idi Pek çok malı ve Şam tarafında çok mülkü vardı Her makbul kulunu ve peygamberini Allah imtihana çektiği gibi onu da denedi Cümle emlâki emvâli elinden gitti O yine şükretti Hasta oldu, yine Rabbine şükrediyordu, sabrediyordu Bedeninde yaralar açıldı, yine sabretti Yaraları kurtlandı, yanına kimse varmaz oldu, yalnız bir zevcesi ona hizmet ederdi O yine sabreder ve ibâdetine devam eylerdi (Kısas-ı Enbiya Cevdet Paşa)(Sabır kahramanı Hazret-i Eyyûb Aleyhisselâm'ın şu münâcâtı, hem mücerreb, hem tesirlidir Hazret-i Eyyûb Aleyhisselâm'ın meşhur kıssasının hülâsası şudur ki:Pek çok yara, bere içinde epey müddet kaldığı hâlde, o hastalığın azîm mükâfatını düşünerek kemal-i sabırla tahammül edip kalmış Sonra yaralarından tevellüd eden kurtlar, kalbine ve diline iliştiği zaman, zikir ve mârifet-i İlâhiyyenin mahalleri olan kalb ve lisânına iliştikleri için, o vazife-i ubudiyete halel gelir düşüncesiyle kendi istirahatı için değil, belki ubudiyet-i İlâhiyye için demiş: "Yâ Rab! Zarar bana dokundu Lisanen zikrime ve kalben ubudiyetime hale veriyor " diye münâcât edip, Cenab-ı Hak o hâlis ve sâfi, garazsız, lillâh için o münâcâtı gayet hârika bir surette kabul etmiş Kemal-i âfiyetini ihsan edip envâ-i merhametine mazhar eylemiş L )(Hz Eyyûb'un (A S ) zâhirî yara hastalıklarının mukabili, bizim bâtınî ve ruhî ve kalbî hastalıklarımız vardır İç dışa, dış içe bir çevrilsek, Hz Eyyûb'dan daha ziyade yaralı ve hastalıklı görüneceğiz Çünkü, işlediğimiz her bir günah, kafamıza giren her bir şübhe kalb ve ruhumuza yaralar açar Hz Eyyûb'un (A S ) yaraları kısacık hayat-ı dünyeviyesini tehdid ediyordu Bizim mânevi yaralarımız pek uzun olan hayat-ı ebediyemizi tehdid ediyor O münacât-ı Eyyûbiyeye o hazretten bin def'a daha ziyade muhtacız L )EYYÛB-ÜL ENSARÎ (Bak: Ebu Eyyub-ül Ensarî) EYYÜ Sual sormak için "Hangi? Ne? Ne vakit?" mânalarına kullanılır ![]() EYYÜHEL-İHVAN Ey kardeşler, ey ihvân (meâlinde hitab) ![]() EYZAN Böylece, kezâ, bunun gibi, yine böyle, bu da böyle ![]() EZ f ![]() ![]() den, ![]() ![]() den![]() EZ ÂN CÜMLE O cümleden olarak ![]() EZA Ticarette kaybetme, zarar etme * Kibir ve gururunu bıraktırma * Sıkıntı, eziyet, zulüm, cevr, sitem, renc, incinmek İnsanın kerih görüp mahzun olduğu şey * Hayır ve sadaka yoluyla mal vermede gururlanmak Tetavül etmek![]() EZ'AF (Zı'f C ) Bir şeyi iki katı yapan fazlalıklar Katlar![]() EZ'AF-I MUZÂAFA Pek çok, kat kat ![]() EZ'AF Çok zayıf, en zayıf ![]() EZ'AF-ÜL İBAD Kulların en zayıf olanı ![]() EZ'AF-I NÂS İnsanların en zayıf olanı ![]() EZAHİR Çiçekler, şükufeler ![]() EZAHİR-İ EFKÂR Fikir çiçekleri ![]() EZ'AKÎ Kısa boylu ve kötü olan adam Kötülük yapan kimse![]() EZAME (C : Ezamât) Hışım ve gadap etmek Kızmak, hiddetlenmek![]() EZAMİM (İzmâme C ) Cemâatler, topluluklar![]() EZAN Namaza dâvet ve vahdaniyet-i İlâhiyyeyi ve hakaik-ı İslâmiyyeyi âleme, kâinata ilân etmek için minare ve emsali mahallerde edilen nidâ Kamet getirmek * Bildirmek (Ezan, Müslümanlığın mühim bir şiârıdır Ezan esnasında konuşmamak, hattâ Kur'an okumayı bırakıp dinlemek efdaldir B İ İ ) (Bak: Taabbüdî)EZANÎ Ezan ile alâkalı ![]() EZANÎ SAAT Ezanın kendine göre ayarlandığı saat Her hangi bir yerde güneşin tam gurub ettiği andan, sonraki gün aynı vakte kadar, 24 saat olmak üzere ayarlanmış saat![]() E'ZAR Özürler Kusurlar Bahaneler![]() EZ'AR Saçı az olan kimse * Otu az olan yer * Zâlim ve kötü huylu kimse![]() EZAT (C : Üzâ-Ezy) İçinde su birikmiş çukur yer![]() EZB Anasından yeni doğmuş hayvan ![]() EZBAD (Zebed C ) Paslar * Dörtte birler, çeyrekler * Köpükler![]() EZ-CÜMLE f Bu cümleden, meselâ, bunun gibi
|
|
Osmanlıca Sözlük (E Harfi)-Osmanlıca Sözlük (E Harfi)Osmanlı Terimleri Sözlüğü... |
|
|
#34 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (E Harfi)-Osmanlıca Sözlük (E Harfi)Osmanlı Terimleri Sözlüğü...RE: Osmanlıca Sözlük (E Harfi) EZDAD Zıdlar Mukabil ve muhalif olan şeyler Birbirinin tersi veya zıddı olanlar (Şu kâinata dikkat edilse görünüyor ki: İçinde iki unsur var ki, her tarafa uzanmış, kök atmış: Hayır şer, güzel çirkin, nef zarar, kemâl noksan, ziya zulmet, hidayet dalâlet, nur nâr, imân küfür, tâat isyan, havf muhabbet gibi âsârlariyle, meyveleriyle şu kâinatta ezdad, birbiriyle çarpışıyor Daima tagayyür ve tebeddülâta mazhar oluyor Başka bir âlemin mahsulâtının tezgâhı hükmünde çarkları dönüyor Elbette o iki unsurun birbirine zıd olan dalları ve neticeleri, ebede gidecek; temerküz edip birbirinden ayrılacak O vakit, Cennet - Cehennem suretinde tezahür edecektir Madem âlem-i beka, şu âlem-i fenâdan yapılacaktır Elbette anasır-ı esasiyesi, bekaya ve ebede gidecektir Evet, Cennet - Cehennem; şecere-i hilkatten ebed tarafına uzanıp eğilerek giden dalının iki meyvesidir ve şu silsile-i kâinatın iki neticesidir ve şu seyl-i şuunatın iki mahzenidir, ve ebede karşı cereyan eden ve dalgalanan mevcudatın iki havzıdır ve lütuf ve kahrın iki tecelligâhıdır ki; dest-i kudret bir hareket-i şedide ile kâinatı çalkaladığı vakit, o iki havuz, münasip maddelerle dolacaktır Şu remizli nüktenin sırrı şudur ki:Hakîm-i Ezeli, inayet-i sermediyye ve hikmet-i ezeliyyenin iktizası ile, şu dünyayı, tecrübeye mahal ve imtihana meydan ve esmâ-i hüsnâsına âyine ve kalem-i kader ve kudretine sahife olmak için yaratmış Ve tecrübe ve imtihan ise neşvünemaya sebeptir O neşvünema ise, istidatların inkişafına sebeptir O inkişaf ise, kabiliyetlerin tezahürüne sebeptir O kabiliyetlerin tezahürü ise, hakaik-ı nisbiyenin zuhuruna sebeptir Hakaik-ı nisbiyyenin zuhuru ise, Sâni-i Zülcelâl'in esmâ-i hüsnâsının nukuş-u tecelliyatını göstermesine ve kâinatı mektubat-ı Samedaniyye suretine çevirmesine sebeptir İşte şu sırr-ı imtihan ve sırr-ı teklif iledir ki: Ervâh-ı âliyenin elmas gibi cevherleri, ervâh-ı sâfilenin kömür gibi maddelerinden tasaffi eder, ayrılır İşte, bu mezkur sırlar gibi daha bilmediğimiz çok ince, âli hikmetler için, âlemi bu surette irade ettiğinden şu âlemin tegayyür ve tahavvülünü dahi o hikmetler için irade etti Tahavvül ve tegayyür için zıtları birbirine hikmetle karıştırdı ve karşı karşıya getirdi Zararları menfaatlara mezcederek, şerleri hayırlara idhal ederek, çirkinlikleri güzelliklerle cem ederek, hamur gibi yoğurarak şu kâinatı tebeddül ve tagayyür kanununa ve tehavvül ve tekâmül düsturuna tâbi kıldı Vaktaki meclis-i imtihan kapandı Tecrübe vakti bitti, esmâ-i hüsnâ hükmünü icra etti Kalem-i kader, mektubatını tamamiyle yazdı Kudret, nukuş-u san'atını tekmil etti Mevcudat, vezaifini ifa etti Mahlukat, hizmetlerini bitirdi Herşey, mânasını ifade etti Dünya âhiret fidanlarını yetiştirdi Zemin, Sâni-i Kadirin bütün mu'cizat-ı kudretini, umum havarik-ı san'atını teşhir edip gösterdi Şu âlem-i fena, sermedi manzaraları teşkil eden levhaları zaman şeridine taktı O Sâni-i Zülcelâl'in hikmet-i sermediyyesi ve inayet-i ezeliyyesi; o imtihan neticelerini, o tecrübenin neticelerini, o esmâ-i hüsnânın tecellilerinin hakaikını, o kalem-i kader mektubâtının hakaikını, o nümûne-misâl nukuş-u san'atının asıllarını, o vezaif-i mevcudatın faidelerini, gayelerini, o hidemat-ı mahlukatın ücretlerini ve o kelimat-ı kitab-ı kâinatın ifade ettikleri mânaların hakikatlarını ve istidat çekirdeklerinin sünbüllenmesini ve bir mahkeme-i kübra açmasını ve dünyadan alınmış misali manzaraların göstermesini ve esbab-ı zâhiriyenin perdesinin yırtmasını ve herşey doğrudan doğruya Hâlık-ı Zülcelâline teslim etmesi gibi hakikatları iktiza etti ve o mezkur hakikatları iktiza ettiği için, kâinatı dağdağa-i tagayyür ve fenadan tahavvül ve zevalden kurtarmak ve ebedileştirmek için o zıtların tasfiyesini istedi ve tegayyürün esbabını ve ihtilâfatın maddelerini tefrik etmek istedi Elbette kıyâmeti koparacak ve o neticeler için tasfiye edecek İşte şu tasfiyenin neticesinde cehennem, ebedî ve dehşetli bir suret alıp, taifeleri $ tehdidine mazhar olacak Cennet ebedî, haşmetli bir suret giyerek ehil ve ashabı $ hitabına mazhar olacak Hakîm-i Ezelî, şu iki hanenin sekenelerine, kudret-i kâmilesiyle ebedi ve sabit bir vücut verir ki; hiç inhilâl ve tagayyüre ve ihtiyarlığa ve inkıraza mâruz kalmazlar Çünki inkıraza sebebiyet veren tagayyürün esbabı bulunmaz S )EZDER f Münâsib, muvâfık, yaraşır, lâyık![]() EZ-DİL Gönülden ![]() EZDİLİ CAN (Ez-dil-i cân) Candan ve gönülden ![]() EZEB Leim kimse * Kısa boylu![]() EZEBB f Saçları uzun ve kaşlarının kılları çok olan adam![]() EZEC (C : Azec) Süleyman Aleyhisselâm'ın yaptığı bir bina adı![]() EZECC Uzun ve ince kaşlı ![]() EZEL İbtidası ve başlangıcı olmayan, her zaman var olan ![]() EZELÎ Ezele mensub ve müteallik Devamlı var olup varlığının başlangıcı olmayan![]() EZELİYYE Ezele mensub, ezel ile ilgili, ezelîlik (S - Bütün silsilelerin Hâlik'ın vücub-u vücuduna kat'i şehadetleri göz önünde olduğu halde, bazı insanların madde ile maddenin hareketinin ezeliyeti cihetine zâhib olmakla dalâlete düştüklerinin esbabı nedendir?C - Kasd ve dikkatle değil, sathi ve dikkatsiz bir nazarla, muhal ve bâtıla, mümkin nazarıyla bakılabilir Meselâ:Bir bayram akşamı, gökte ay ve hilâli arayanlar içinde ihtiyar bir zat da bulunur Bu zat, gökteki hilâli görmek için bütün kasıd ve dikkatiyle nazarını göğe tevcih edip hilâli araştırmakla meşgul iken, gözünün kirpiklerinden uzanan ve gözünün hadekası üzerine eğilen beyaz bir kıl nasılsa gözüne ilişir O zat derhal "Hilâli gördüm " der "İşte bu gördüğüm Ay'dır " diye hükmeder İşte sathî ve dikkatsiz nazarlar bu gibi hatalara düştükleri gibi, yüksek bir cevhere ve mükerrem bir mahiyete mâlik olan insan, kasdı ve dikkati ile daima hak ve hakikatı ararken, bazan sathî ve dikkatsiz bir nazarla batıla bakar O batıl da; ihtiyarsız, talebsiz, dâvetsiz fikrine gelir Fikri de, çar-naçar alır saklar, yavaş yavaş kabul ve tasdikine de mazhar olur Fakat onun o batılı kabul ve tasdiki, bütün hikmetlerin mercii olan nizâm-ı âlemden gaflet etmesinden ve madde ile hareketinin ezeliyete zıt olduğuna körlük gösterdiğinden ileri gelmiştir ki, şu garip nakışları ve acib san'at eserlerini esbab-ı câmideye isnad etmek mecburiyetiyle o dalâletlere düşmüşlerdir İ İ )
|
|
Osmanlıca Sözlük (E Harfi)-Osmanlıca Sözlük (E Harfi)Osmanlı Terimleri Sözlüğü... |
|
|
#35 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (E Harfi)-Osmanlıca Sözlük (E Harfi)Osmanlı Terimleri Sözlüğü...RE: Osmanlıca Sözlük (E Harfi) EZELL Kurtla sırtlandan doğan hayvan * Oturak yerinin iki yanları arık ve yeyni olan![]() EZELL Çok zelil Çok alçak ve rüsvay olan![]() EZELL-İ NÂS İnsanlar içinde en rezil ve aşağılık olan adam ![]() EZEM Ağzını yumup oturmak * Sabretmek * Yemekten ve içmekten men'etmek * Isırmak * Gayret etmek * Bükmek![]() EZFAR Tırnaklar * Tırnakbahuru denilen tıbbi bir koku * Şimal kutbunda bulunan küçük yıldızlar![]() EZFELÎ Cemaat-ı kalile Az cemaat Ufak topluluk![]() EZFER Güzel kokulu şey ![]() EZFER Uzun tırnaklı ![]() EZFİLE Cemaat, topluluk, güruh, bölük ![]() EZFİR Çok iyi kokulu nesne ![]() EZGEHAN f Tembel adam İşi gücü olmayan kimse![]() EZHAB (Zeheb C ) Yumurta sarıları * Altunlar![]() EZHAN Zihinler Müdrikler Anlamayı meydana getiren duygular![]() EZHAR (AZHÂR) (Zahr C ) Satıhlar, yüzler * Sırtlar, arkalar Binek hayvanının sırtları![]() EZHAR (Zehre C ) Çiçekler Zehreler şukufeler![]() EZHAR-I NEV-BAHÂR Bahar çiçekleri ![]() EZHAR-I REBİÎ Bahar çiçekleri ![]() EZHEL Gafil kimse Gaflette bulunan kişi * Pek dalgın![]() EZHER Pek beyaz ve parlak * Ay, kamer, * Saf ve parlak olan * Cuma günü * Vahşi sığır![]() EZHER-ÜL VECH Yüzü nurlu olan ![]() EZHERAN (Ezhereyn) Ay ile güneş ![]() EZİB Rezil, âdi ve aşağılık kimse * Kıble rüzgarı * Riyh-u cenub ile Sâbâ arasında esen yel * Sevinmek, ferah ve neşat![]() EZİKKA (Zukak C ) Yollar, sokaklar![]() EZİLLE Zeliller, alçaklar ![]() EZİMME (Zimam C ) Yularlar Bağlar![]() EZİMME-İ UMUR İşlerin idâresi ![]() EZİN Kefil ![]() EZİN Söz dinlemek * İşitmek![]() EZİR f Haykırma, bağırma![]() EZİYET İncinme Sıkıntı çekme![]() EZKA En anlayışlı En zeki![]() EZKA En temiz En pâk Ziyade dindar Pâkize![]() EZ-KADİM f Eskiden, önceleri![]() EZKAN (Zakn C ) Çeneler![]() EZKAR (Zikr C ) Zikirler![]() EZKAT f Kötü düşünceli kişi![]() EZ KAZA f Kazâ olarak, tevâfuk olarak Beklenmedik ânda![]() EZKER Maharetli duvar ustası ![]() EZKİYA Saf, temiz, iyi halli kimseler ![]() EZKİYA (Zeki C ) Çabuk ve güzel anlayışlı kimseler Keskin zekâlılar![]() EZL Güçlük * Darlık * Hapsetmek![]() EZLAÎ Uzunca ve iri olan şey ![]() EZLAK Aleyhte söz söyleyen adam * Keskin olan şey![]() EZLAM (Zelm C ) Oklar Kumar okları![]() EZLEF (C: Zelef) Burnunun ucu uzun ve ince olan ![]() EZLEM (Bak: Azlem) EZLEM Boğazı altında sarkık uzun kılları olan keçi ![]() EZM Yemek, ekl ![]() EZMAN Zamanlar Vakitler Müddetler
|
|
Osmanlıca Sözlük (E Harfi)-Osmanlıca Sözlük (E Harfi)Osmanlı Terimleri Sözlüğü... |
|
|
#36 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (E Harfi)-Osmanlıca Sözlük (E Harfi)Osmanlı Terimleri Sözlüğü...RE: Osmanlıca Sözlük (E Harfi) EZMÂR (Zimr C ) Kahramanlar, yiğitler, bahadırlar![]() EZMÂR-I ETRÂK Türk kahramanları ![]() EZMAYİŞ Tahtadan yapılmış demir temrenli bir cins ok ![]() EZME Kıtlık, kaht * Şiddet * Darlık * Bir kere yemek![]() EZMEL Hareket etmek * Muzdarib olmak, acı çekmek * Savt, sadâ, ses * Gül![]() EZ-MEN f Benden![]() EZMİNE (Zaman C ) Zamanlar![]() EZMİNE-İ KADİME Eski zamanlar ![]() EZMİNE-İ MÂZİYYE Geçmiş zamanlar ![]() EZMİNE-İ MÜSTAKBELE Gelecek zamanlar, müstakbel zamanlar ![]() EZNAB (Zenb C ) Suçlar, günahlar * Kuyruklar![]() EZNEM Kulakları ucunda sarkık uzun kılları olan keçi ![]() EZ-NEV f Yeni baştan, yeniden![]() EZ-ON SEBEB O sebepten ![]() EZ-OST Ondan ![]() EZR (C : Uzur) Arka ve sırt * Kuvvet![]() EZRA Kulağı beyaz, gövdesi siyah olan davar ![]() EZRA Çok konuşma * Çok yeme * Sözü düzgün ve pek fasih olan kimse![]() EZRAB Diş kökü ![]() EZRAK Saf ve temiz su * Gök renkli, mâvi![]() EZRAR (Zirr C ) Elbise düğmeleri![]() EZREBÎ Azerbeycan'ın Arapça adı ![]() EZ SER-İ NEV Yeni baştan ![]() EZ-TU Senden ![]() EZÛC Hayâsız ve edebsiz adam * Sert başlı at![]() EZUM Isırıcı, ısıran ![]() EZUZ Pek keskin olan kılınç veya hançer ![]() EZVAC Çiftler Zevceler Nikâhlı karılar * Kocalar![]() EZVAC-I TÂHİRAT Hz Peygamber Efendimizin (A S M ) ismetli ve iffetli, pâk zevce-i muhteremeleri (R A ) "Mü'minlerin anneleri" diye bilinen ve Peygamberimize (A S M ) âilelik etmek şerefine ermiş mübârek hanımlar (Zât-ı Risaletin akvâli gibi, ef'al ve ahvâli ve etvâr ve harekâtı dahi menabi-i din ve şeriattır ve ahkâmın mehazleridir Şıkk-ı zâhirîsine Sahabeler hamele oldukları gibi, hususi dairesindeki mahfî ahvalâtından tezâhür eden esrar-ı din ve ahkâm-ı şeriatın hameleleri ve râvileri de Ezvac-ı Tâhirat'tır ve bilfiil o vazifeyi ifa etmişlerdir Esrar ve ahkâm-ı dinin hemen yarısı, belki onlardan geliyor Demek bu azîm vazifeye, bir çok ve meşrebce muhtelif Ezvac-ı Tâhirat lâzımdır M )EZVAH Münkabız olmak * Yakınlık![]() EZVAK Zevkler Keyfler Eğlenceler![]() EZVER Boynu eğri olan kimse ![]() EZVET Küçük yanaklı ![]() EZYAF (Zıyf C ) Misafirler Mihmanlar![]() EZ-YAH f "Buzdan soğuk" mânasına gelir![]() EZYAK (Zîk dan) Pek dar ve sıkıntılı Çok zor![]() EZYAL (Zeyl C ) Ekler İlâveler Zeyiller![]() EZYED Çok ziyade Daha fazla En ziyade![]() EZZ Depretmek ve koparmak * Kandırmak, aldatmak![]() EKVAH (Kûh C ) Kamıştan yapılan penceresiz ufak kulübeler![]() EKVAN (Kevn C ) Alemler Mahluklar Varlıklar Oluşlar![]() EKVAR (Küvâre C ) Petek Arı kovanları![]() EKVAS (Kevs C ) Yaşmaklar
|
|
Osmanlıca Sözlük (E Harfi)-Osmanlıca Sözlük (E Harfi)Osmanlı Terimleri Sözlüğü... |
|
|
#37 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (E Harfi)-Osmanlıca Sözlük (E Harfi)Osmanlı Terimleri Sözlüğü...RE: Osmanlıca Sözlük (E Harfi) EKVATOR Fr Hatt-ı istivâ Dünyayı kuzey ve güney diye müsavi iki yarım küreye ayırarak, ikisinin arasından geçtiği farzedilen çember şeklindeki büyük çizgi * Yer yuvarlağının tam ortasında farzedilen ve dünyayı iki müsavi kısma ayıran (ve kırk bin kilometre olan) çember![]() EKVAZ (Kûz C ) Kâseler, bardaklar, kadehller![]() EKYAL (Keyl C ) Keyller, kileler, hububat ölçüleri, ölçekler![]() EKYAS (Kis C ) Kisler, para keseleri Torbalar * (Keys C ) Akıllı kimseler![]() EKYES Pek kiyâsetli, zeki, zekâvetli kişi Mâhir, maharetli, becerikli adam![]() EKZEB Büyük iftira, büyük yalan, uydurma ![]() EKZEF (Kazf den) Çok iftira eden Başkası hakkında çok aleyhde yalan söyleyen![]() ELÂ Arabçada söze başlarken kullanılır İstiftah harfi tâbir edilir Beş vecih üzere bulunur: 1 - Tevbih ve tenbih, 2 - İnkâr, 3 - İstifham-ı anin-nefiy, 4 - Arz, 5 - Teşvik ve rağbet ettirme, makamlarında![]() ELA' Görünüşü güzel, tadı acı olan bir ağaç ![]() EL-ACEB Acayip, Şaşılacak şey Tuhaf şey![]() EL-AKS-ÜL MÜSTEVÎ Man: Mevzuu mahmul ve mahmulü de mevzu kılmak "İnsan hayvandır" kaziyesinde her iki kelimenin yerlerini değiştirerek "Bazı hayvan insandır" dediğimiz şeklindeki kaziyenin adıdır![]() EL-ÂLÂ Cenâb-ı Hakkın lütuf ve ihsanları Ni'metler![]() EL-AMAN Meded, aman, imdâd (mânasına olup yardım ve şikâyet edâtı olarak kullanılır) ![]() EL-AN Şimdi Hâlâ Hâl-i hazırda![]() ELASS Sık dişli * Çenesi kulaklarına yakın olup boynu kısa olan![]() EL'AS Gök dudaklı ![]() ELASTİK Fr Esnek, toplanıp çekilir, uzayıp kısalan![]() ELASTİKİYYET Fr Esneklik Elâstiklik![]() ELB Sürmek Reddetmek * Cem'etmek, toplamak![]() ELBAB (Lübb C ) Akıllar![]() EL-BAB-ÜL EVVEL Birinci kısım İlk cüz Birinci kapı![]() ELBETTE (Te'kid edâtı) Kat'i veya kat'iye yakın hükümlerde kullanılır Yazılı sözlerde daha çok "elbet" şeklinde geçer![]() EL-BUĞZU FİLLAH Allah için buğzetmek Bütün şiddet, adavet ve düşmanlık Cenab-ı Hakk'ın (C C ) rızası dairesindedir İhlâsı kıracak, hissî hareketten sakınmaktır (Cay-ı ibret bir hâdise: Bir vakit İmam-ı Ali (R A ) bir kâfiri yere atmış Kılıcını çekip keseceği zaman, o kâfir ona tükürmüş O kâfiri bırakmış, kesmemiş O kâfir ona demiş ki: - Neden beni kesmedin? Dedi:- Seni Allah için kesecektim Fakat bana tükürdün, hiddete geldim, nefsimin hissesi karıştığı için ihlâsım zedelendi, onun için seni kesmedim O kâfir ona dedi: "Beni çabuk kesmen için seni hiddete getirmekti Madem dininiz bu derece safi ve hâlistir, o din haktır " dedi M )ELBÜRZ f Kafkas sıradağlarının en yükseği * Hakkında türlü türlü hurafeler ve masallar anlatılan Kaf Dağı * Uzun boylu ve yakışıklı kimse![]() ELCEZİRE Mezopotamya Dicle ve Fırat nehirleri arasında bulunan yerin adı Bugün Irak'ın toprakları arasındadır![]() ELCİME (Licâm C ) Hayvanların ağızlarına takılan gemler![]() EL-CÜZ'Î Man: Mânası, mefhumu başkalarına şâmil olmayan, yani tek mâlum ferde âid olan kelime ![]() ELEDD Sert çarpışan kimse Metin * Hakkı kabul etmeyen, inatçı adam![]() ELEKTRİK-İ MUDİ (Elektrik-i muzi) Parlak ışık veren, parlayan lâmba ![]() ELEKTROLİZ Fiz: Birleşik bir cismi elektrik vasıtasıyla elemanlarına ayırma işi ![]() ELEKTRON yun Atomda negatif yüklü zerrecik (Bak: Delil-i inayet)ELEM Ağrı Acı Keder Sancı Dert Gam Kaygı (Ey arkadaş! Bütün lezzetler imanda olduğu gibi, bütün elemler de dalâlettedir Bunun izahı ise; bir şahıs, kudret-i ezeliye tarafından adem zulümatından şu korkunç dünya sahrasına atılırken gözünü açar, bakar Bir lütuf beklediği zaman, birdenbire düşmanlar gibi hastalıklar, elemler, belâlar hücum etmeye başlarlar Bir meded bir yardım için müsterhimane tabiata ve anâsıra baktığı vakit, kasavet-i kalble, merhametsizlikle karşılaşır Ecram-ı semaviyeden istimdat etmek üzere başını havaya kaldırır O ecram, atom bombaları gibi dehşetli ve heybetli halleriyle gözüne görünür Hemen gözünü yumar, başını eğer, düşünmeye başlar Bakar ki, hayatî hâcetleri bağırıp çağırmaya başlarlar Bütün bütün tevahhuş ederek hemen kulaklarını tıkar, vicdanına iltica eder; bakar ki: vicdanı binler âmâl (emeller) ve emanî ile dolu gürültülerinden cinnet getirecek bir hale gelir Acaba, hiçbir cihetten hiçbir teselli çaresini bulamayan o zavallı şahıs, mebde ile meâdi, Sâni' ile haşri itikad etmezse, onun o vaziyetinden Cehennem daha serin olmaz mı?![]() İ İ )ELEM-İ DEMBEDEM Vakit vakit gelen elem Ara sıra gelen acı![]() ELEM-İ YE'S Ümidsizlik elemi, yeisten gelen sıkıntı ![]() ELEMAN (Lât: Element) Unsur Bileşik bir şeyi meydana getiren basit şeylerden biri Bir bütünün parçaları![]() ELEM-NAK Elem verici ![]() ELEM-NÜMUD Elem gösteren, elemli ![]() ELEM-ZEDE f Acılı Kederli Dertli![]() ELEMZEDE-GÂN (Elemzede C ) f Elemliler, kederliler, dertliler![]() ELENDES şiddetli savaş eden kimse ![]() ELENG f Sur, duvar, siper * Kale ve istihkâm askeri![]() ELES Hâinlik yapmak Hıyanet etmek * Mecnun olmak![]() EL-ESİRRE Taht Bilinen bir makam sandalyesi Kürsü![]() ELEST $ Rabbiniz değil miyim? (meâlinde olan âyet-i kerimenin kısaltılmış işaretidir ) (Bak: Bezm-i elest, Kalubelâ)ELET Noksanlaştırmak Eksiltmek * Hapsetmek * Yemin vermek![]() ELETT Dişi kökünden çıkıp düşmüş olan kişi
|
|
Osmanlıca Sözlük (E Harfi)-Osmanlıca Sözlük (E Harfi)Osmanlı Terimleri Sözlüğü... |
|
|
#38 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (E Harfi)-Osmanlıca Sözlük (E Harfi)Osmanlı Terimleri Sözlüğü...RE: Osmanlıca Sözlük (E Harfi) EL-EVVEL İbtidası olmayıp, herşey üzerine sâbık olan ![]() EL-EYS Vücud Varlık Büyük cisim (Bak: Leys, Eys)ELEZZ (Leziz den) Çok lezzetli, en leziz![]() ELEZZ-İ ET'İME Yemeklerin en lezzetli olanı ![]() ELF 1000 Bin sayısının ismi Bin adet şey vermek ve ünsiyet eylemek (mânâlarına gelir)![]() ELF-İ EVVEL Peygamberimizin hicretinden sonra geçen bin yıl ![]() ELF-İ SÂNİ İkinci bin ![]() ELFAF Lifler Lif lif Sarmaş dolaş * Cemaatler, taifeler![]() EL-FATİHA Kur'ân-ı Kerim'in birinci suresinin adı olup bu sureyi okumaya işâret için söylenir (Bak: Fâtiha)ELFAZ (Lafz C ) Lafızlar Sözler Lügatlar![]() ELFAZ-I CEMİLE Güzel sözler ![]() ELFİRAK Ayrılma, ayrılık sözü ![]() ELFİYE (ELFİYYE) Edb: Bin beyitli kaside ![]() ELFÜ-ELFİ Bin kere bin ![]() ELGA Dolaşık * Boynuzluluk![]() ELGAF Sık otlar ve ağaçlar ![]() ELGAZ (Lügaz C ) Lügazlar Bilmeceler, bulmacalar, yanıltmacalar![]() ELGIBTA Gıpta olunur, gıpta ederim ![]() ELH İbadet ![]() ELHA Malâyâni ve boş konuşan * Dizlerinden biri diğerinden büyük olan deve * Karnı sarkık olan (Müennesi: Lahva)ELHAF Kirli, pis ![]() EL-HAK Hakkın ta kendisi Tam doğrusu Tam gerçekten * Hakkı, hakkı ile izhar ve beyan eden * Varlığı hiç değişmeyen, ibadete lâyık ve her hakkın sahibi, Allah (C C ) Âdil-i Mutlak ve Vacib-i lizâtihi![]() EL-HAKKU YA'LÛ Hak gâlib ve yüksektir, meâlindedir Bu mâna, bir Hadis-i Şerife işaret eder![]() ELHAL şimdi, hâlâ, henüz, şimdiki hâlde ![]() EL-HALİM Suçluların cezalarını derhal vermek iktidarında olduğu halde sonraya bırakan ve yumuşak muamele eden, çok halim (Allah (C C )ELHAMDÜ-LİLLAH Kısaca meali: Her ne kadar hamd ve şükür varsa, ezelden ebede ve kimden kime olursa olsun hepsi Allah'a mahsustur İman, şükür, hamd, memnuniyet ifâde eden bir deyimdir (Bak: Hamd, Sübhanallah)(Leziz taamlara, hoş meyvelere şâkirane muhabbet-i meşruanın uhrevi neticesi, Kur'anın nassiyle, Cennet'e lâyık bir tarzda leziz taamları, güzel meyveleridir Ve o taamlara ve o meyvelere müştehiyane bir muhabbettir Hattâ dünyada yediğin meyve üstünde söylediğin "Elhamdülillah" kelimesi, Cennet meyvesi olarak tecessüm ettirilip sana takdim edilir Burada meyve yersin Orada "Elhamdülillah" yersin Ve ni'mette ve taam içinde in'âm-ı İlâhiyi ve iltifat-ı Rahmâni'yi gördüğünden o lezzetli şükr-ü mânevi, Cennet'te gayet leziz bir taam suretinde sana verileceği, hadisin nassiyle, Kur'an'ın işârâtiyle ve hikmet ve rahmetin iktizasiyle sabittir S )ELHAN (Lahn C ) Lâhnlar, nağmeler, besteler, ezgiler![]() ELHAN-I ŞİTA Cenab Şahâbeddin'in şöhret bulmuş olan bir kış şiiri Kış nağmeleri![]() ELHASIL Hasılı, sözün özü, kelâmın lübbü, neticesi, kısası, kısacası Hülasa-i kelâm, netice-i kelâm, filcümle![]() EL-HAYY Diri ve devamlı hayat sâhibi Zâtî hayat ile münferid, her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten Allah (C C )ELHAZ (Lahz C ) Göz ucu ile bakışlar![]() EL-HAZER Sakın! Sakınınız! (manasınadır) ELHUBBU-LİLLAH Allah için sevmek Muhabbet, dostluk, sevgi sırf Allah içindir Hoş geçim, insanlara olan muhabbet Cenab-ı Hakk'ın rızası içindir (Bak: Mana-yı harfî)ELHÜKMÜ-Lİ-L EKSER Çokluğa, ekseriyete göre karar verilir Hüküm ekseriyete göredir![]() ELHÜKMÜ-LİLLAH Hüküm Allah'ındır ![]() ELİBAB Durdurmak Lâzım olmak
|
|
Osmanlıca Sözlük (E Harfi)-Osmanlıca Sözlük (E Harfi)Osmanlı Terimleri Sözlüğü... |
|
|
#39 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (E Harfi)-Osmanlıca Sözlük (E Harfi)Osmanlı Terimleri Sözlüğü...RE: Osmanlıca Sözlük (E Harfi) ESFAT (Sefet C ) Sepetler![]() ESFEL En sefil, çok sefil, en alçak, en aşağı, çok fenâ ![]() ESFEL-İ SÂFİLÎN Sefillerin en sefili Cehennem'in en aşağı tabakasındakiler![]() ESFEL-İ SÂFİLÎN-İ HISSET Alçaklığın en aşağı derecesi ![]() ESFELİYYET Aşağılık, âdilik, alçaklık ![]() ESHA' Türlü türlü, günâ gûn, rengârenk ![]() ESHA (Sahi den) Çok cömert, fazla eli açık, pek sahi kimse![]() ESHAB (Bak: Ashâb) ESHAB Çekmek, cezb ![]() ESHAL Misvak ağacı ![]() ESHAM (Sehm C ) Oklar * Nasibler, hisseler![]() ESHAM-I UMUMİYE Tanzimat devrinde devletin, halka borç karşılığı olarak verdiği hisse bedelleri ![]() ESHAM Küçük katreli yağmur * Kara nesne, esved![]() ESHAM Kara nesne ![]() ESHAR Seher vakitleri, seherler Gece yarısından sonra ve tan yeri açılmazdan evvelki vakitler![]() ESHAR-I BAHAR Bahar sabahları ![]() ESHED Becerikli, maharetli, mahir, açıkgöz, uyanık olan kişi ![]() ESHEL Çok kolay, daha kolay, asan ![]() ESHEL-İ TARİK En çıkar yol En kolay ve kestirme olan yol![]() ESHEL-İ UMUR İşlerin en kolayı ![]() ESHER Uyanık kimse ![]() ESHİYA (Sahi C ) Cömertler, sahiler![]() ESİ (C: Esât) İlaç yapmak ![]() ESİD Ev önü * Bağlanmış kapı![]() ESİF Kederli, esefli, tasalı, gamlı ![]() ESİHHA' (Sahih C ) Özürsüz olanlar, sıhhati yerinde ve vücudu sıhhatte olan kimseler![]() ESİL Şerefli, şanlı, namlı, haysiyetli, itibarlı ve otoriter kişi ![]() ESİL Parlak, uzun ve dolgun yüz * Doğru şey![]() ESİL (C : Asal-Esail-Usul) İkindi sonrasından akşama kadar olan vakit * Kavi, muhkem, sağlam![]() ES'İLE (Sual C ) Sualler Bir şey istemeler Sorular![]() ES'İLE-İ SİTTE Altı suâl * Risale-i Nur Külliyatından Mektubat Mecmuasında bir küçük risâlenin adı![]() ESİM (İsm den) Günahkâr, günah işlemiş, kabahatlı, cürümlü, suçlu, yalancı kişi![]() ESİNNE (Sinân C ) Kılıçlar, seyfler * Süngüler * Bileği taşları![]() ESİR Birbirine yakın olmak, mütekarib ![]() ESİR Bütün kâinatta bulunan ve her tarafı kaplamış olan lâtif madde Elektrik, ışık ve hararetin yayılmasına vasıtalık eden madde Görülmeyen ve varlığı bütün ehl-i ilimce kabul edilen lâtif, rakik, elâstikiyeti hâiz seyyal madde ("İkisi de birbirine bitişikti, sonra ayrı ettik " mânasında olan $nın ifadesine nazaran, manzume-i şemsiye ile arz, dest-i kudretin madde-i esiriyeden yoğurmuş olduğu bir hamur şeklinde imiş Madde-i esiriye, mevcudata nazaran akıcı bir su gibi mevcudatın aralarına nüfuz etmiş bir maddedir $ âyeti, şu madde-i esiriyeye işarettir ki, Cenab-ı Hakk'ın arşı su hükmünde olan şu esir maddesi üzerinde imiş; esir maddesi yaratıldıktan sonra, Sâniin ilk icadlarının tecellisine merkez olmuştur Yani esiri halkettikten sonra, cevahir-i ferd'e kalbetmiştir İ İ )ESİR Kul, köle Harpte teslim alınan düşman Teslim olan![]() ESİR-İ HARB Harp esiri, harpte esir edilmiş olan ![]() ESİRÂNE f Esirce, kölece![]() ESİRE Seçkin, güzide * İlim bakiyyesi![]() ESİRÎ Esirlik, kölelik, kulluk ![]() ESİRÎ Esir ile alâkalı Uçacak gibi hafif![]() ESİRRE Tahtlar, oturulacak yerler * Milletin belli başlı ileri gelenleri![]() ESİS Asıl esas, hak, doğru * Hediyeler Armağan olarak verilen şeyler![]() ESİS Titremek * Küp veya desti saksısı ki, içinde reyhan ekerler![]() ESİS Çok olan şey, kesir ![]() ESKAB Delmek * Ateş yakmak![]() ESKAF Uzun boylu, iri kimse ![]() ESKAL (Sekal C ) Ağır yükler, ağır şeyler Kalabalık, ağırlık![]() ESKAL (Sakil den) Daha sakil, en ağır, en çirkin * Kaba, can sıkıcı![]() ESKAM (Sakam C ) İlletler, hastalıklar, dertler![]() ESKEF (C: Esâkif) Kunduracı, eskici ![]() ESKEFE Kapı basamağı, eşik ![]() ESKİMO Grönland, Alaska ve Kuzey Kanada'da yaşayan bir kavmin adı ![]() ESL Dikenli ağaç * Süngü * Hasır otu![]() ESL Karaılgın ağacı ![]() ESLÂF (Selef C ) Selefler, evvelkiler, geçmişler![]() ESLÂF-I İZÂM Evvelce gelmiş olan büyük zâtlar (İmâm-ı A'zam, İmâm-ı Şâfii gibi)ESLAH En sâlih, en iyi (Bak: Aslah)ESLAHAKALLAH Allah seni ıslâh etsin ![]() ESLAK Ağaç, şecer ![]() ESLAS (Sülüs C ) Sülüsler, üçde birler, üçde bir parçalar![]() ESLEB İnsanın vücudunda veya yüzünde bulunan ben, nokta * Süprüntü, moloz![]() ESLEM Daha sağlam, en selâmetli, en sâlim ![]() ESLEM-İ TARİK Yolun en selâmetlisi En selâmetli yol![]() ESLİHA (Silâh C ) Silâhlar Muharebe ve cenk âlet ve edevâtı![]() ESLİHA-İ ATİKA Eski silâhlar, eski tip silâhlar ![]() ESLİHA-İ CÂRİHA Yaralayıcı, cerh edici silâhlar (Kılıç, kama, hançer, bıçak![]() ![]() gibi silahlardır)![]() ESLİHA-İ CEDİDE Yeni silâhlar ![]() ESLİHA-İ NÂRİYYE Ateşli silâhlar ![]() ESLİHA-İ SAKİLE Top gibi ağır silâhlar ![]() ESMA' Kulaklar İşitmeler![]() ESMA' Adlar Nâmlar İsimler
|
|
Osmanlıca Sözlük (E Harfi)-Osmanlıca Sözlük (E Harfi)Osmanlı Terimleri Sözlüğü... |
|
|
#40 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (E Harfi)-Osmanlıca Sözlük (E Harfi)Osmanlı Terimleri Sözlüğü...RE: Osmanlıca Sözlük (E Harfi) ESMA-ÜL HÜSNA Allah'ın isimleri Cenab-ı Hakk'ın güzel isim ve sıfatları Aşağıdaki fıkrada Esma-i Hüsna'dan bazıları zikrediliyor:(![]() ![]() Hem alâkadar olduğun ve perişaniyetlerinden müteessir olduğun; senin bir nevi hânen ve içindeki mevcudat, senin o hânenin ünsiyetli levazımatı ve sevimli müzeyyenatı hükmünde olan dünyayı ve içindeki mahlukatı kemâl-i hikmet ile tanzim ve tedbir ve terbiye eden Zâtın, Hakîm ismine ve Mürebbi ünvanına senin ruhun ne kadar muhtaç, ne kadar müştak olduğunu dikkat etsen anlarsın Hem bütün alâkadar olduğun ve zevalleriyle müteellim olduğun insanları, mevtleri hengâmında adem zulümatından kurtarıp şu dünyadan daha güzel bir yerde yerleştiren bir Zâtın Vâris, Bâis isimlerine, "Bâki, Kerim, Muhyi ve Muhsin" ünvanlarına ne kadar ruhun muhtaç olduğunu dikkat etsen anlarsın Cenab-ı Hakk'ın adl ve hikmet içindeki ism-i Hak ve Rahmânirrahim'in cilvesini görmek istersen, bahar mevsiminde zeminin yüzünde çadırları kurulmuş, muhteşem dört yüzbin milletten mürekkeb nebatat ve hayvanat ordusuna bak ki; bütün o milletler, o taifeler, birbiri içinde oldukları halde, herbirinin libâsı ayrı, erzakı ayrı, silâhı ayrı, tarz-ı hayatı ayrı, talimatı ayrı, terhisatı ayrı oldukları halde ve o hâcâtlarını tedarik edecek iktidarları ve o metâlibi isteyecek dilleri olmadığı halde, daire-i hikmet ve adl içinde, mizan ve intizam ile Hak ve Rahman, Rezzak ve Rahim, Kerim ünvanlarını seyret, gör Nasıl hiçbirini şaşırmıgirsin bir tarafına ![]() !!! unutmıgirsin bir tarafına ![]() !!!, iltibas etmiyerek terbiye ve tedbir ve idare eder![]() ![]() İşte böyle hayret verici muhit bir intizam ve mizan ile yapılan bir işe, başkalarının parmakları karışabilir mi? Vâhid-i Ehad, Hâkim-i Mutlak, Kâdir-i Külli Şey'den başka bu san'ata, bu tedbire, bu rububiyete, bu tedvire hangi şey elini uzatabilir? Hangi sebeb müdahale edebilir? S )ESMA-İ İLÂHİYE Allah'ın isimleri (Herşeyden Cenab-ı Hakk'a karşı pencereler hükmünde çok vecihler var Bütün mevcudatın hakaikı, bütün kâinatın hakikatı, esma-i İlâhiyeye istinad eder Her bir şeyin hakikatı, bir isme veyahut çok esmâya istinad eder Eşyadaki san'atlar dahi, herbiri birer isme dayanıyor Hattâ hakiki fenn-i hikmet, "Hakîm" ismine ve hakikatlı fenn-i tıb "Şafi" ismine ve fenn-i hendese, "Mukaddir' ismine ve hâkezâ![]() Herbir fen, bir isme dayandığı ve onda nihayet bulduğu gibi, bütün fünun ve kemalât-ı beşeriye ve tabakat-ı kümmelîn-i insaniyenin hakikatları, esma-i İlâhiyeye istinad der Hattâ muhakkıkin-i evliyanın bir kısmı demişler: "Hakiki hakaik-i eşyâ, esma-i İlâhiyedir Mâhiyet-i eşya ise, o hakaikın gölgeleridir Hattâ birtek zihayat şeyde, yalnız zâhir olarak yirmi kadar esma-i İlâhiyenin cilve-i nakşı görünebilir S )ESMA-İ MEVSULE Vasleden isimler (Bak: İsm-i mevsule)ESMA-İ MÜBHEME Tek başına bir mâna ifade etmeyen isimler Arabcada: (Ellezine) gibi kelimeler esma-i mübhemeden olduğundan onu tayin ve temyiz eden yalnız sılasıdır Demek bütün kıymet sılasına aittir![]() ESMA-İ ZÂTİYE Zâta ait isimler * Allah'ın zâtına ait isimleri (Zât-ı Vâcib-ül-Vücud'un bin bir esmasından bir kısmına "Esma-i Zâtiye" denilir ki, her cihetle Zât-ı Akdes'i gösterir Onun adı ve onun ünvanıdır "Allah, Ehad, Samed, Vâcib-ül-Vücud" gibi çok esmâ var Bir kısmına da "Esmâ-i Fiiliye" tâbir edilir ki, çok nevileri var Meselâ: "Gaffâr, Rezzak, Muhyi, Mümit, Mün'im, Muhsin" R N )ESMA-İ ZÜRUF Gr: Zarf olan isimler Bir şeyin bir zamanda veya mekânda veya diğer bir şey ile beraber veya ondan evvel veya sonra vuku' bulduğunu ifade eden kelimelerdir Bunlar Arapçada (maa, kabl, ba'd, ind) gibi kelimelerdir![]() ESMAH Çok cömert, pek eli açık, en semahatli ![]() EŞREM Burnu yirik * Üst dudağı yarık olan![]() EŞREŞ Muhalefet eden, karşı gelen ![]() EŞRİA (Şirâ C ) Yelkenler![]() EŞRİBE (Şerâb dan) İçilecek şeyler, şerablar![]() EŞTAT (Şetit C ) Takımlar, fırkalar, bölümler Esnaf, sınıflar Çeşitler, cinsler, neviler![]() EŞTAT-I ULUM İlimlerin nevi'leri, çeşitleri ![]() EŞTER Yırtlak gözlü ![]() EŞÜDD Büluğa gelmek mertebesi ![]() EŞVAK Dikenler (Nebat) * Tıb: Kemiklerin uzaması![]() EŞVAK (şevk C ) şiddetli arzular, istekler, neşveler![]() EŞVAT (Şavt C ) Sıçrayışlar, zıplamalar, koşmalar, koşuşmalar * Kâbe-i Muazzama'yı yedi defa tavaf etme, etrafını dolaşma![]() EŞVE Gözü değen kişi ![]() EŞVEŞ Göz ucuyla bakan kişi * Yüksek bina![]() EŞYA (Şey C ) (Bu kelime, Türkçede müfret gibi kullanılır ) Ev döşemeye mahsus halı, dolap v s * Elbise, yatak, çamaşır gibi malzemeler * Yük, yük eşyası![]() EŞYÂ' (Şia C ) Bölükler, bölümler, kısımlar, neviler, fırkalar, tabakalar, cinsler, çeşitler Cemaatler, cemiyetler, topluluklar * Yardımcılar![]() EŞYAH (Şeyh C ) Şeyhler, ihtiyarlar, yaşlılar, pir-i fâniler![]() EŞYEB (Şeyb den) Saçı sakalı ağarmış, yaşlanmış olan kişi İhtiyar![]() EŞYEM Yüzünde ve vücudunda çok beni olan adam ![]() ETA Kavak ağacı ![]() ETAJER Fr Kapaksız ve rafları olan taşınabilir dolap![]() ETAN f Dişi eşek * Bir kısmı havada, bir kısmı suyun içinde kalan kaya; yosunlu taş * Kuyu kenarında üstüne oturup su içmeye mahsus taş![]() ETAVE Gelmiş, geçmiş, gelen, misafir, garib, gariban, kimsesiz, biçare ![]() ETBA' Tâbi olanlar, bağlı olanlar, emri altında bulunanlar (Cenâb-ı Hakka ve Resul-ü Ekreme (A S M ) tâbi ve muti olan veli bir üstâdın ve bir mürşid-i ekmelin gösterdiği Hak ve hakikat, iman ve Kur'ân yolunda gidenler, ona tâbi' olanlar )ETBAK (Tabak ve Tabaka C ) Yemek tepsileri, sofraları Büyük sahanlar * Tabakalar, dereceler, mertebeler, katlar * Kabileler, kavimler, aşiretler![]() ETELAN Adım birbirine yakın olmak ![]() ETEMM Tam, en mükemmel, hiç noksansız ![]() ETENAN Adım birbirine yakın olmak ![]() ETENE Hayvanlarda ana ile cenin arasındaki kan alış-verişini temin eden organ * Bitkilerde yumurtacıkların yumurtalığa yapışık bulundukları doku![]() ETEYEMMENÜ (Teyemmün den) Ben kendimi teyemmün ediyorum (meâlindedir) (Bak: Teyemmün)ETFAL (Tıfl C ) Çocuklar, tıfıllar![]() ETFAL-İ BAĞ Yeni yetişen körpe hâlindeki fidanlar ![]() ETFAL-İ MEKÂTİB Mekteb çocukları, okul talebeleri ![]() ETFALİYET Çocukluklar Çocukluk halleri![]() ETHAL Kâbe-i Şerif yakınında bir dağın adı * Bulanık su veya şerbet![]() ETİ Bir kişinin bir yere su iletmek için yaptığı ark * Sel![]() ETİBBA Tabibler, tıb ilmini bilenler, doktorlar ![]() ETİBBA-İ HASSA Saray hekimleri, saray doktorları ![]() ETİKET Fr Bir şeyin cinsini, miktarını veya fiyatını belli etmek için üzerine konan küçük yafta * Teşrifat, görgü![]() ET'İME (Taam dan) Yemekler, taamlar, yenecek şeyler![]() ET'İME-İ LEZİZE Lezzetli yemekler ![]() ETİME (C : Etâyim) Ateş yakacak yer![]() ETİR Günah
|
|
Osmanlıca Sözlük (E Harfi)-Osmanlıca Sözlük (E Harfi)Osmanlı Terimleri Sözlüğü... |
|
|
#41 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (E Harfi)-Osmanlıca Sözlük (E Harfi)Osmanlı Terimleri Sözlüğü...RE: Osmanlıca Sözlük (E Harfi) ETKA (Taki den) Allah korkusu ile günahtan çok fazla çekinen Haram veya helâl olduğunu iyice bilmediği şüpheli şeyleri yapmayan Günah işlemeyen Her şeyde Cenab-ı Hakk'ın rızasını gaye ve maksad edinen![]() ETKIYA (Taki C ) Çok takvâ sâhibi olanlar Takiler Takvâda çok ileri giden mes'ud kimseler![]() ETLA' Uzun boylu ![]() ETLAD Evde doğan câriyeler * Eski mal * Damızlık denilen doğurucu hayvan![]() ETMESEH Karanlık, sessiz gece ![]() ETNAB (Tınb C ) Çadır ipleri * Ağacın kök damarları * Vücudun sinirleri![]() ETNİK yun Bir kavim, bir ırkla ilgili olan İslâmiyet, kavmiyeti ve ırkçılığı reddeder Etnik bölücülüğe karşı en kuvvetli siper, İslâm şuuru ve kardeşliğidir![]() ETNOGRAFYA (Etnografi) yun Kavmiyyat Kavimlerin, milletlerin gelişmesini, terakkisini ve has vasıflarını inceleyen, onların kültürlerinden bahseden ilim kolu![]() ETNOLOJİ yun Kavimleri, ayrı dil ve ırktan toplumların hayat ve özelliklerini inceleyen ilim Önce hristiyan misyonerleri dinlerini yaymak için kavimlerin özelliklerini öğrenme ihtiyacını duymuşlar ve onların zayıf damarlarından faydalanmayı düşünmüşlerdir 19 yy dan itibaren ilmî gaye ile araştırmalar yapılmıştır Bugün siyasî ideolojiler yayılmak amacı ile, etnik, kavmî hususiyetler ve zaaflardan istifade ederler![]() ETRA Dere gibi akan su ![]() ETRAB (Tırb C ) Hep bir yaşıt olanlar, akranlar![]() ETRAD Kaşları kılsız olan kimse ![]() ETRAF (Taraf C ) Taraflar, yanlar, canibler, yönler, uçlar, kıyılar![]() ETRAF-I ERBAA Dört taraf (Sağ, sol, ön, arka )ETRAF (Türfe C ) Nazik ve zarif şeyler * Lezzetli taamlar, güzel yemekler![]() ETRAH (Terah C ) Tasalar, kederler, elemler, gamlar, üzüntüler, sıkıntılar, ıztırablar![]() ETRAK (Türk C ) Türkler![]() ETRAS (Türs C ) Türsler, harpde kullanılan kalkanlar![]() ETRİBE (Turab C ) Topraklar![]() ETRİKA (Tarik C ) Tarikler, yollar, caddeler * Sebepler, vesileler, vasıtalar * Maişeti te'min etmek için tutulan meslekler, geçinmek için yapılan işler![]() ETT Galip olmak ![]() ET-TAHİYYATÜ Bütün mahlukatın hayatları, kal ve hâl dilleri ile Hâlıkları olan Allah'a (C C ) karşı yaptıkları hamdler, şükürler, mânevi hayat hediyeleri (Bak: Tahiyye)ETTAR Kasnakçı ![]() ET-TEVVAB Tevbeleri kabul edici olan Allah Kendine tevbe ve rücu' eden kulları çok Tevbeyi kabulde çok beliğdir Tevbe edeni hiç günah yapmamış gibi afv u rahmeti ile bahtiyar eder![]() ETTUN (C : Etâtin) Hamam külhanı![]() ETUM Su kaplumbağası ![]() ETÜD Fr İnceleme, tetkik etmek * Musikide didaktik maksatla bestelenmiş eser![]() ETVAK (Tavk C ) Kadın gerdanlıkları * Hindistan cevizinin sütü![]() ETVAR (Tavır C ) Tavırlar, haller, davranışlar![]() ETVAR-I NÂ-LÂYIKA Uygunsuz ve münasebetsiz hareketler ![]() ETVAS (Tâus C ) Tavus kuşları![]() ETYAB (Bak: Atyeb) EV Şek, tahayyür, ibham, istisnâ, şart, teb'iz için kullanılan harf-i atıf "yahut, veya, meğer ki, bel, belki ister" gibi kelimelerle türkçeye terceme edilebilir![]() EVABİD (Abide C ) Abideler (Bak: Abide)EV'AC Geniş, vâsi ![]() EVAGİ (Agıye C ) Bahçe, tarla ve bostanları sulamak için açılan arklar, su akıtılacak yerler![]() EVAHİR Ahirler, ayın son günleri, sonlar ![]() EVAHİR-İ RAMAZAN Ramazan ayının sonları, son günleri ![]() EVAİL Başlangıçlar, önler, evveller, eskiler ![]() EVALİ Çok iyi ve münâsib olanlar Evlâlar![]() E'VAM (Bak: A'vam) EVAM f Ödünç, borç * Renk, levn![]() EVAMİR Emirler, emredilenler, vazifeler (Bak: Emr)
|
|
|
|