|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
fethi, istanbulun, metni, tiyatro |
![]() |
İstanbul'un Fethi Tiyatro - İstanbul'un Fethi Tiyatro Metni |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İstanbul'un Fethi Tiyatro - İstanbul'un Fethi Tiyatro Metniİstanbul'un Fethi Tiyatro - İstanbul'un Fethi Tiyatro Metni İstanbul'un Fethi Tiyatro - İstanbul'un Fethi Tiyatro Metni AÇILIŞ Bu surların ardından Gümm Gümm Güm, Toplar atılır ![]() Bu surların ardından Hücumm Hücumm Hücum Surlar açılır ![]() Bir sabahta fecir ufukta beyaz Türküler maniler destan nefesler Perdeler nameler besteler sesle Sırlar açılır ![]() Kargılar palalar yalın kılıçlar , Döner alev halka dev kırlangıçlar Alatlar kıratlar yağızatlar , Kuzgun döner başa, ruhlar açılır ![]() Üç tepeler ardında, beş tepeler üstünden; Üç yiğit belirir üç hilal üçtuğ, Şehadet parmağı yukarda başbuğ ![]() Bir hedef verilir uzak ve uluğ, Gönüller açılır gökler açılır ![]() A ![]() ![]() BİRİNCİ BÖLÜM 1 ![]() ROL TAKDİMİ “Her rol sahibi en müessir (tesirli) ve en güzel sözünü yüksek sesle ve piyesteki edasına uygun olarak, aralanan perdenin ortasından görünerek seyirciye hitaben söyler ve ayni eda ile kaybolur ![]() sırasına ve tabloların gelişine dikkat edilir ![]() ![]() Perde üç kişi sığacak kadar aralanmıştır ![]() takdimci sıra ile okur:” 1 -2 ![]() ![]() rol sahibi kostüm ve makyajıyla girer , tam ortada durur , kılıcını çeker) ![]() ne koşturulsun Kostantina (İstanbul) üzerine sefer var? ![]() ![]() 2 -Vezir-i A’zam Rolünde (Başbakan) (……… ![]() (İki elini uzatarak) Yalnız Hünkarım (padişahım), biz Bizans ile barış içindeyiz… (Kaybolur) 3 -Zagnos Paşa Rolünde (……… ![]() (Sancakla girer ve şiddetle) -Bizans intihar etmiştir, Vezir (bakan) Hazretleri, ya aşırı merhametlisiniz yahut… (Ve sert adımlarla kaybolur ![]() 4 -Turhan Bey Rolünde (……… ![]() Hünkarımızın işaretini bekliyoruz ![]() 5 -Akşemsettin Rolünde (……… ![]() Bizans ahdini (ANLAŞMAYI) bozmuş ve şehrin sehabet (sahiplik) hakkını kaybetmiştir ![]() ![]() 6 -Molla Gürani Rolünde (……… ![]() Varmısın, Altın kubbeli Ayasofya’yı Yed-i Beyza-ı İslam’a (İslam’ın beyaz eline) teslim etme mücüdelesine? (Tekrar eder) Varmısınız? 7 -(Küçük) Sultan (Şehzade) Mehmet Rolünde (…… ![]() (Kılıcını çekerek) İslam’ın gayreti buna her Müslümanı arzu ettirir hocam! ![]() 8 -Çocuklar (…… ![]() (Dördü birden divan durur) Ferman Padişahımızındır ![]() 9 -Askerler Rolünde (…… ![]() Savulun Hünkarımız geliyor ![]() 10 -Kadı Rolünde (…… ![]() Allah’ın kanunundan başkasıyla hükmedenler zalimlerin ta kendileridir ![]() 11 -Kostantin Rolünde (…… ![]() (Heyecanlı) Yürüyün mukaddes (kutsal) cihanda (Durak) Surlarda bir er gibi çarpışarak öleceğim ![]() 12 -Ahmet Paşa Rolünde (…… ![]() (Kendisinden bir beyit okur) 13 -Keşiş (Rahip) Rolünde (…… ![]() (Ortaya çömelir) Karalar ve denizler hep bunu fısıldıyor: Bizansın yıldızı söner gibidir ![]() ![]() 14 -Esnaf ve köylüler ( ) (Üçü birden) Dükkan komşum siftah etmeden ikinci satış haram olur bana! ![]() 2 ![]() (Işıklar yanınca perde tam açılmıştır: İkinci Murat, Akşemsettin ve Hacı Bayram Veli Bursa Sarayının bahçesinde sohbetteler ![]() sarayın cephesi, sağda bir oda dershane biçiminde… II ![]() ![]() ![]() Murat dalgın duruyor, arkadan çocuk ağlaması işitilmekte ![]() Akşemsettin ve Hacı Bayram-ı Veli II ![]() ![]() dakika ![]() HACI BAYRAM-I VELI – (II ![]() sesle) Hünkârım daldınız, nedir acaba sorsak?… II ![]() ![]() ağır ağır) Kostantina zihnimi çok meşgul eder oldu sultanım ![]() Peygamber müjdesine mazhar kul olamazmıyım diye düşünür- düm… Zira ki zamanda, mekânda, imkân da bize elverir oldu ![]() HACI BAYRAM – Müsterih (rahat) olun Hünkârım (Ara) O belde İslâmındır (ara düşünür) Biz ermemişiz ne gam (Ellerini iki yana açmış, ayağa kalkar tebessümle) Bilesin ki dünyanın mihver çivisi Ayasofya’yı küfrün kasvetinden kurtaracak (Perde arka- sından gelen sese işaret eder) bu çocuktur ![]() ![]() Bende görmiyeceğim ![]() rir) Ama bu bizim köse görecek (Ara) Esselâmü Aleyküm ![]() (Tarikat terbiyesince eli göğsünde Hacı Bayram selâm verip çıkarken oradakiler ayağa kalkar, selâm’a mukabele ederler ![]() otururlar ![]() AKŞEMSETTIN-(II ![]() ederek) Hacı Bayram Hazretlerinin sözü aynıyle keramettir ![]() Hülefa-i Raşidinden (Peygamberimizden sonra başa gelen 4 halife) beri sürüp gelen mukaddes yarışın bitişini ihtar eden bir dehşet duyurdu bana (Ara… kabul ettirici eda) Resulallah’ın has ismi ile de alakadardır evlâdınızın ismi ![]() ![]() (Başlar tastik eder bir eda ile sallanır ![]() (Soldan Molla Yeğân ve Molla Gürani girer ![]() ![]() ortayaş, M ![]() ![]() durur, selâm verirler, selâm alınır ![]() 2 ![]() ![]() II ![]() yaparken) Ehlen ve Sehlen (hoşgeldiniz) Hocam efendim, Beytullah’ın (Allah’ın Evinin) mübarek kokularını getirtiniz ![]() (Yer gösterir) Buyrun oturun ![]() ![]() ![]() II ![]() (şehirden) bize hediyeniz nedir ![]() M ![]() ![]() Hünkârım hediyenin mânada ve maddedeki üstünlüklerinden hangisi matlub-u Şahanenizdir (isteğinizdir) ( ![]() II ![]() işaretince her türlüsü makbuldür ![]() Amma manadaki üstünlük elbette gönlümce olur ![]() M ![]() ![]() Güraniyi getirdim ![]() ![]() (Bakışlar M ![]() ![]() halinde) ![]() M ![]() ![]() II ![]() razı olsun (ara, ani karar vermiş) Molla Gürani’yi oğlum Mehmet’i yetiştirmek üzere vazifeli kıldım ![]() hitapla) vakti gelince talime başlarsınız ![]() M ![]() başını öne eğer ![]() ![]() (Hepsi ayaktadırlar, çıkarken ışık söner ![]() 3 ![]() (Işık yanar, yandaki odada Molla Gürani ve Şehzade Mehmet, karşı karşıya, rahle-i tedristeler (dersteler) ![]() 1 ![]() MOLLA GÜRANİ – (Kara ciltli büyük bir kitaptan bir yer bulur, okumaya başlar: (Fetih Suresinin meal ve tefsiri) Bismil- lahirrahmanirrahim (ayetin metnini okur) “Biz hakikat sana, Hudeybiye anlaşması ile Fetih yolu açtık ![]() gelecek günahlarının affı, Allah’ın yarlığaması (bağışlaması), senin üzerindeki nimetini tamamlaması, seni doğru yola iletmesi içindir” Fetih açmak manasınadır ![]() adalet ve refaha kavuşturmak manasını kucaklar ![]() hicretin 8 ![]() fethedip Kâbe’de namaz kıldı ![]() Mekkelilere de af ilân etti ve Mekke’yi zülum ve ahlaksızlıktan temizledi ![]() (Ara… Mekke fethi ve fethe dair bilgi verir ![]() Mekke fethi bütün fetihler için örnek ve nûmûnedir ![]() vakti Hz ![]() âdeta bütün dünyayı rahmete da’vet, çağrısıdır… MOLLA GÜRANI – (Dalgın duran Şehzade Mehmet’e sert- çe çıkışır) Dersi tâkip etmez misin Mehmet!… Ş ![]() efendim ![]() ![]() canlandı’da (Molla Güraninin tebessümünden yüz bulmuş bir eda ile) Zafer güzel şey, değil mi hocam? ![]() M ![]() öten horozun başını keserler, Sabret (Şehzade Mehmet’in ümitli bakışlarına cevap verir gibi) Sen de izn-i ilahiyle (Allah’ın izniyle) ereceksin o günlere ![]() ![]() Ş ![]() ![]() (M ![]() ![]() kapıyı açar uğurlar ![]() ![]() ![]() bakar ![]() ![]() Ş ![]() ![]() gelin, size bir şey söyliyeceğim! (Birkaç çocuk koşarak gelir etrafını çevirirler ![]() ![]() Mehmetin ne söyleyeceğini beklerler ![]() 2 ![]() ![]() Ş ![]() (Çocuklar dirsekleriyle birbirlerini dürterler, tebessümle dinlerler ![]() HIZIR – (Gururlu) Peki! Ş ![]() düşünür) subaşı ol ![]() TURHAN – (İtiraz eder elini savurur ![]() Anadolu Beylerbeyi olurum ![]() Ş ![]() çocuğa dokunur ![]() ![]() I ![]() ![]() Ş ![]() istemem ![]() I ![]() yani Padişah’ın Oğlusun (Ciddileşerek) Bende yeniçerinin oğluyum ![]() (Hepsi ellerini şaplatarak gülüşürler ![]() Ş ![]() ![]() daşlar ![]() II ![]() çevirerek, Ş ![]() dalmışsın (geriye çevrilirken kafasını sallar) Erken de ötmeye başladın haaa… Sen kendini nerede zannediyorsun? (Hep birden gülüşürler ![]() ![]() katılmazlar ![]() Ş ![]() ![]() HIZIR – (İleri atılarak elini uzatır ve haykırır) Hele bir müslümanın, beşiğine bile laûbalilik girmemelidir ![]() edâ ile) Hem büyük insan çocukluğundan belli olur ![]() Ş ![]() ![]() hep benim yanlışlarımı düzelteceksin ![]() ortaya) Evet arkadaşlar, bir Müslüman oyununda bile ciddiyet taşıyacaktır ![]() (Aniden M ![]() ![]() ![]() ortada kalır, mahçup önüne bakar ![]() 3 ![]() ![]() ![]() M ![]() şahlığa özenti ha!… (Ara – başıyla işaret eder) Odaya geç, kitabını aç ![]() (Ş ![]() ![]() M ![]() ![]() ![]() oturur ![]() ![]() M ![]() dair (Peygamber mucizelerinden gelecekle ilgili) müjdelerden birini, Fetih Hadis-i Şerîfini okuyacağız ![]() (Önce hoca sonra talebe birer kere hadisin metnini okurlar ![]() M ![]() delâleti üzerinde duracağız ![]() Resulü (elçisi) 571 de doğmuştur ![]() devlet vardır ![]() ve İran ![]() alamamıştır ![]() ![]() ermek için yarış başladı ![]() ![]() Ebu Eyyub Ensari de bu kuşatmada şehit oldu ![]() yatmaktadır ![]() bekliyor… M ![]() ![]() Ne oldu Mehmet? Padişah olmuştun demin, varmısın altın kubbeli Ayasofya’yı Yed-i Beyda-i İslâma teslim etmek mücade- lesine, Allah ve Resulünün Mübarek ismini o kubbede çınlatma- ya? (Sükût) Ş ![]() müslümana arzu ettirir, hocam… M ![]() seninle olsun ![]() ![]() ye (Muhammed’in mucizesi) tecelliye (gerçekleşmeye) yakındır ![]() (Kalkar çıkıp giderken, Ş ![]() sahnedeki tavırla biran kalır ![]() ![]() ![]() canlanır, çağırır ![]() Ş ![]() (Hızır koşarak gelir ![]() 4 ![]() ![]() HIZIR – (Odaya bakar) Ne var ne oldu?… (ve döner sevinir) Hoca gitmiş… Ş ![]() vazifesini bilsin ![]() tina üzerine sefer var ![]() (İki yanda saf duran çocuklar eğilerek ![]() HEPSİ BİRDEN – Ferman Padişahımızındır ![]() BİRİSİ – Dağlar da bizimdir ![]() Ş ![]() da Kostantina ![]() ![]() çevresine çömelirler) Ş ![]() 4 ![]() (Işık yanınca yine saray bahçesi görünür ![]() karşıda tahtı üzerinde genç Sultan, II ![]() ![]() Yegân, solunda Hızır Bey ve Molla Gürani sohbet halindeler ![]() Molla Yegânla Sultan Mehmet arasında boş bir koltuk var ![]() Girişte muhafız dimdik durmakta ![]() Akşemseddin girer ve ilerler ![]() ![]() oradakiler ayağa kalkar ![]() ![]() seddinin elini öper ![]() ![]() SULTAN MEHMET – Buyrun oturun (Sağ yanını işaret eder ![]() (Akşemseddin sağdaki koltuğa otururken öbürleri de yerleri- ne otururlar – Ara) S ![]() halse (Akşemseddini gösterir) Bu ihtiyar gelince gayrî ihtiyarî ayağa kalkarım ve elim titrer ![]() (Memnun tebessümler ve bakışmalar ![]() S ![]() haa… (Başını sallar ve güler) Emirnamemi yırtmış geçen gün… (Molla Gürani ciddî kasılır ve öbürleri ona bakmaktadır ![]() ![]() Mehmet devam eder ![]() S ![]() ![]() (hepsini gösterir gibi) bizim rehberimizsiniz ![]() konusunda susan âlim dilsiz şeytandır” ![]() (Ara – Sultan Mehmet hafif sağa ve pecereye döner, öbürleri bakışırken, Molla Yegân sûkutu bozar ![]() M ![]() mahkemenin zor bir tarafı var: İki taraf zayıflardan olsa kolay da, bir taraf büyüklerden olursa neylersin? HIZIR – (Dudak büker ve elini savurtarak) Ondan kolayı ne; kuvvetliden yana hükmettin mi olur biter, Molla Yegân! (Hafif güler ve gözler S ![]() ![]() AKŞEMSETTIN – (Müdahaleci – Elini uzatarak) Vicdanı rafa kaldırmak şartıyla tabii… HIZIR – (Molla Yegân’a) Asıl, mahkemenin zor tarafı, iki tarafın da büyüklerden olması ![]() koysan bıyık… (Sükût ve S ![]() ![]() (S ![]() sükûtun sorusuna cevap verircesine âniden Hızır’a döner ![]() S ![]() kadar ışık yanar ![]() HIZIR – (Toparlanır, hatırlamış gibi) Bir talebe varmış hünkârım, sabahlara kadar ders çalışırmış… S ![]() alır boşaltır) Yoksa dedim benim gibi bütün gece Kostantinayı mı düşünür… (Ara) (Aniden muhafız girer, eğilerek selâm verir ![]() MUHAFIZ – Hünkârım vezir-i âzam (Başbakan) ve paşalar geldiler ![]() S ![]() ![]() (Önde Vezir Çandarlı, arkada Zağnos Paşa, Turhan Bey girerler ![]() ![]() rak ayağa kalkmışlardır ![]() S ![]() rine yumuşakça) Sizler de efendiler… (ve hepsi tereddütlü otururlar -Ara-) S ![]() mek için çağırmıştım ![]() ![]() M ![]() Kostantina ![]() ![]() nın kubbesi altında olacak ki mâşukumuzun boynundaki incidir o kubbe ![]() ve boyun eğdirmek olur ![]() (mahzun) islâmı zıt mânâlara mağlup ettirmek olur ![]() başlar tasdik edercesine sallanır ![]() AKŞEMSETTIN – Allahın nusreti bizimle olacak ![]() plânımızı tesbit edelim ![]() VEZİR ![]() ![]() biz Bizansla anlaşmalıyız ![]() hoşlanılmadığını anlamış, yutkunur) Hem bu iş böyle kolay olmaz zannederim, zamana ihtiyacımız var… (Zağnos Paşa hışımla ayağa kalkar ve eli kılıcının kabzasın- da, vezire yiyecek gibi sert bakar, öbürlerinde de hoşnutsuzluk ![]() S ![]() dan vezire bakar) S ![]() rak en yüksek sesle) Bizansın hiyaneti bütün dostlukları silmiştir ![]() bir cürümdür (suçtur) ![]() bilesiniz ki bize düşen mücadeledir ![]() Allah’tandır ![]() ayakta tutacak bir ruhun mevcudiyetine kâni değilim (inanmıyorum) ![]() (Vezire) Bunca ordularımdan yalnız birinin başaracağına inanmaktayım ![]() rim! (hepsine birden) Reylerinizi görüşlerinizi) bekliyorum efendiler! AKŞEMSEDDİN – (S ![]() rindedir ![]() (sahipliğini) hakkını kaybetmiştir ![]() ![]() ZAĞNOS PAŞA – (Kıpırdamadan dururken fırsat bulmuş, aceleci ve sert) Bizans intihar etmiştir ![]() aşırı merhametlisiniz, yahut!… VEZİR – Yahut, korkak mıyım? TURHAN BEY – Tefsire ne hacet ![]() bekliyoruz ![]() M ![]() ![]() (Artık bütün meclis ayaktadır ![]() bekliyor ![]() S ![]() dersin Hızır Bey? (ve bekler) HIZIR – (Kararlı ve yüksek sesle) Sefer, zafer bizimdir! (Ve bu soru hepsine sorulur aynı cevap alınır ![]() sorulmaz) S ![]() ![]() Beylerbeyine at koşturulsun ![]() kuşatılacak ![]() gibi susulacak ![]() (Parmağı ileride durarak, Hepsi elleri göğüslerinde hafif eğilmiş durumda -Mehter başlar- Işık söner -Tek ışık hüzmesi bir noktaya dökülmüştür ![]() marşı yankılı olarak okunur ![]() ses her mısraı tekrar eder ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
İstanbul'un Fethi Tiyatro - İstanbul'un Fethi Tiyatro Metni |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İstanbul'un Fethi Tiyatro - İstanbul'un Fethi Tiyatro MetniFETİH MARŞI Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek ![]() Dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek ![]() Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek ![]() Yürü hâlâ ne diye oyunda oynaştasın? Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın ![]() Sende geçebilirsin yardan, anadan, serden Senin de destanını okuyalım ezberden Haberin yok gibidir taşıdığın değerden Yüzüne çarpmak gerek, zamanenin fendini ![]() Göster, kabaran sular nasıl yıkar bendini… Küçük görme, hor görme delikanlım kendini, Şu kırık âbideyi yükseltecek taştasın, Fatih’in Istanbul’u fethettiği yaştasın, Bu kitaplar Fatih’tir, Selim’dir, Süleyman’dır Şu mihrap Sinan-üddin, şu minâre Sinan’dır Haydi artık uyuyan destanını uyandır… Bilmem neden gündelik işlerle telâştasın, Kızım sen de Fatih’ler doğuracak yaştasın ![]() Delikanlım, işaret aldığın gün atandan, Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan ![]() Sana selâm getirdim Ulubatlı Hasan’dan: Senki burçlara bayrak olacak kumaştasın, Fatih’in Istanbul’u fethettiği yaştasın ![]() Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin ![]() Çelebiler çekilip, haremlerde kışlasın ![]() Yürü aslanım, Fetih hazırlığı başlasın! Yürü! hâlâ ne diye kendinle savaştasın? Fetih’in Istanbul’u fethettiği yaştasın ![]() A ![]() Elde sensin, dilde sen, gönüldesin, baştasın, Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın ![]() 5 ![]() (Uzakta, ışık yanınca surlar gözükür, Sultan Ikinci Mehmet maiyyeti ile beraber otağın önünde surları gözlüyor, yalın kılınç ![]() S ![]() ![]() bir sancak gözükür, sancak dalgalanır ![]() yüzler ![]() top sesleri işitiliyor ![]() yayları bulunan, surlardan beri koşan üç asker gelir, tam sultanın önünde durur, eğilerek selâmlamaktadırlarsa da müthiş solumaktadırlar ![]() ![]() hemen müjdeler ![]() 1 ![]() I ![]() nım , surlara bayrağı dikti ![]() S ![]() II ![]() batlı Hasan… (düşer) (Herkes karışır) S ![]() III ![]() S ![]() Hasan’a yetiş… Beylerim Paşalarım… hücumm… son hamledir bu… (Hızır hızla surlara doğru kaybolur ve hepsi “Allah Allah” diye hücum ederken ışık söner ![]() 6 ![]() (Mehter çalmada ![]() aniden bir Yeniçeri girer, sırtında ok yay, elinde kılınç ve kalkan ![]() hücumuna ugrar ![]() yeniçeri nara atar ![]() haykırarak saldırır ![]() ![]() Bizanslının kılıcı düşer ![]() bekler ![]() ![]() sefer de kalkanı düşer ![]() döğüşürler ![]() atarak hile yapmak ister ![]() yapar ![]() nın karnına basar ![]() ![]() kılıcını saplar ve “Allah” diye bağırırken Bizanslı acı bir feryat bastırır ve kıvranır ![]() ![]() başında “Yeniçeriye” şiiri okunmaktadır, Fetih hadisi yüksek şesle okunur ![]() YENİÇERİ’YE GAZEL Vur pençe-i Alîde ki şeşîr aşkına ![]() Gülbanki asmânı tutan pir aşkına ![]() Ey leşker-i müfettihul ebvap vur bugün, Feth-i mübîni zâmin o tebşir aşkına ![]() Vur deyr-i küfrün üstüne rekz-i Hilâl içün, Gelmiş bu şehsuvar-ı cihangîr aşkına ![]() Düşsün çelengi rûmun, eğilsün ser-i fırenk, Vur Türk’ü gönderen Yed-i takdîr aşkına Son savletinle vur ki; açılsın bu surlar, Fecr-i hücum içindeki o tekbir aşkına ![]() Yahya KEMAL 7 ![]() (Işık yandığında görünen; Ayasofya, kilise halinde, kubbe- sinde haç ![]() ![]() küçüklü Bizanslılar ![]() ![]() Uzaktan top sesleri geliyor ![]() ![]() Sağdan uzun cübbeli uzun sakallı patrik girer ![]() gelir ![]() 1 ![]() PATRİK – (Tepeden bir tavırla oradakilere, elini hayretle açarak) Ne var, ne bu, ne oluyor? Niçin buradasınız? BİR BİZANSLI – (Ağlıyarak) Biz savaşmıyoruz ![]() günahı o kadar çok ki; Mesih’in ruhu onun üzerine ateş yağdırıyor ![]() ![]() Osmanlıyla gidip savaşın ![]() PATRİK – (Şaşırır ve toplanır, yukarılara bakınarak, elle- rini açarak) Melekler Mesih ile üzerimizde dolaşıyor ![]() Yüzleri kontrol eder) Zafer bizimdir ![]() BİR BİZANSLI – (Kin ve istihza (alay) karışık, bakar) Büyük ruhani, artık şu anda bu türlü sözler kargaları güldürür ![]() Biliyor musunuz müslümanlar Allah Allah deyip surlara tırma- nırken dev toplar askere yolaçıyor ![]() avunmuyorlar ![]() (Keşiş ve Patrik âniden sertleşlir, dik dik bakarlar ![]() devam eder) BİR BIZANSLI – İmanları maddî güçlerine destek ve reh- ber oluyor ![]() ![]() şıyor ![]() (Sağdan sert adımlarla, zırhlı ve silâhlı Kral Kostantin ve maiyeti girer ![]() ![]() ![]() Ara) 2 ![]() KOSTANTİN – (Halka,) Yürüyün mukaddes cihada ![]() niler (Prenslere) Prenslerim (halka döner) Milletim (Sükût, ses çıkmayınca kıpırdanma olmayınca; kılıcını çeker ve yere atar) Altın kabzalı kılınç gerekmez artık (Prenslere döner) Bana kanlı bir kılınç verin… (Etrafta ürperti ve geri çekilmeler ![]() ![]() KOSTANTIN – (Kılıcını alır ve gözü dolaşan keşişe takılır ![]() Ara) Hey (eliyle çağırır) Keşiş gel bakayım ![]() Keşiş’e) Bir Remil at (fal) bakayım, savaşı kim kazanacak? KEŞİŞ – (Diz çöker yere bir şeyler atar bakar, kıvranır ![]() Krala bakar, etrafa bakar ve çaresiz söyler ![]() Karalar ve denizler, ağaçlar ve kuşlar hep bunu fısıldıyor ![]() Bizansın yıldızı söner gibidir ![]() KOSTANTIN – (Sert bir itişle Keşişi yere serer ve) Alın bu uğursuz herifi hapsedin (Yanındakilere) Jüstinyen, Dimitriya- dis… yürüyün henimle, surlarda bir er gibi çarpışarak öleceğiz ![]() (Karışırlar ve hepsi aynı noktaya bakarken sağdan yeniçeri- ler, ellerinde mızraklar, başlarında uzun külâhlarıyla görü- nürler ![]() YENIÇERILER – (Eliyle işaret ederek ve iterek) Savulun, açılın yol verin, Hünkâr geliyor ![]() ![]() (Ve Fatih, sağda Akşemseddin solunda Molla Gürani, Hızır Bey yürür ve orta yerde bir an duraklar ![]() yürür ve kaybolurlar ![]() karışır ve Yeniçeri halkı açar ![]() YENIÇERİLER – Savulun… açılın Hünkâr Fethin ilk na- mazını kıldı çıkıyor… (Fatih ve maiyeti çıkar, orta yerde dururlar, Fatih etrafı süzer, dinler ![]() ![]() FATIH – (Ortaya) Bir inilti geliyor ![]() BIR BIZANSLI – (Koşarak ilerler eli göğsünde) Kostantin’- in hepsettiği Keşiş’tir efendim ![]() hapsettirdi ![]() FATIH – Getirin o ihtiyarı… (Yeniçeriler çıkar ![]() ![]() FATİH – Kostantin nerede? BIR BİZANSLI – Surlarda döğüşerek ölmeğe gitti, işte kılıcı ![]() (Ve Kostantin’in kılıcını alıp Fatih’e uzatır ![]() çekilir ![]() FATIH – (Kılıca bakarken kendi kendine) Zavallı Kostan- tin ![]() lıktır ![]() AKŞEMSEDDIN – (Sözünü tamamlar gibi) Beli (Evet) Hünkârım, (Kendisini dinleyen Fatih’e yönelir) Cahiller içersinde alimin, ahmaklar arasında zekinin, korkak bir millet içinde cesur ve kahramanın bedbahtlığına denk bir felâket gösterilemez ![]() (Ara – Keşişi getirirler ![]() olmuştur ![]() ![]() bakmakta ![]() ![]() keşişi süzer ![]() FATIH – Korkma, ben cezalandırmayacağım ![]() ter ![]() ![]() KEŞİŞ – (Bazı numaralar yapar ![]() bakarak) Bu şehrin fethi sana nasip oldu ![]() kalacak ![]() ![]() FATİH – (Ayasofya’yı gösterir ![]() sökülüp Hilâl konsun ![]() minare yapılsın ![]() ![]() yüksek ses ve kararlı ifade) Artık burası bir islâm mâbedidir ![]() Böylece bilinsin ![]() 8 ![]() (Işık yanınca tek minare ve kubbelerde hilâl gözükür ![]() boş ![]() ![]() bitince ışık hüzme halinde Ayasofya üzerine düşer ve “Canım İstanbul” şiiri okunur ![]() AYASOFYA’NIN VAKFİYESI Şark ve Garp (doğu ve batı) sultanları üzerine gölgesi uzanan bütün halka nîmetleri ve iyilikleri serpilen Sultan ömrünü tamamlayıp Allahına yükseldiği zaman Ayasofya’nın mütevelliği (Yönetimini)nesiller boyunca en iyi erkek evlâdına verilecektir ![]() vârislerini kıyâmete kadar eksik etmesin… Ama Bâki ancak Sâmed olan Allah’tır ![]() ![]() dan kimse kalmazsa o vakit bu saltanat şehrine (makarrına) hâkim olan ve memleket tahtına oturan kişi benim mütevelliye- timi üzerine alacaktır ![]() idaresini, dindar, her cihetle kendine güvenilir ve nezarete ehil kimseyi bu işe memur edecektir ![]() Yerler ve gökler devam ettiği müddetçe benim vakfettiğim Ayasofya’nın vakıf şartlarını kimse değiştiremez, bozamaz ![]() Koyduğum esaslar birer kanundur ![]() kimse ne eksiltebilir, ne de çoğaltabilir ![]() haram kıldığı şeylerdendir ![]() ARŞ’ın, KÜRSÎ’nin, yerlerin ve göklerin sahibi ve muhafızıdır ![]() - FATİH SULTAN MEHMET HAN - CANIM ISTANBUL Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar ![]() Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar ![]() İçimde tüten birşey; hava, renk, edâ, iklim; O benim zaman mekân aşıp gelmiş sevgilim ![]() Çiçeği altın yaldız suyu telli pulludur, Ay ve Güneş ezelden iki İstanbul’ludur… Denizle toprak yalnız, onda ermiş visâle, Ve kavuşmuş rüyalar onda onda misâle ![]() İstanbul benim canım, Vatanım da vatanım ![]() Istanbul… İstanbul… Tarihin gözleri var, surlarda delik delik ![]() Servi endamlı servi, ahirete perdelik ![]() Bulutta şaha kalkmış, Fatih’ten kalma kır at ![]() Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kır’at Şahadet parmağıdır göğe doğru minare Her nakışta o mânâ: Öleceğiz ne çare! Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet, Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet ![]() O mânâyı bul da bul, İlle İstanbulda bul ![]() İstanbul… İstanbul… Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği, Çamlıcada yerdedir göklerin derinliği ![]() Oynak sular yalının alt katına misafir, Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir ![]() Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar, Perili ahşap konak koca bir şehir kadar… Bir ses bilemem tambur gibi mi, ud gibi mi Cumbalı odalarda inletir “kâtibimi” Kadını keskin bıçak Taze kan gibi sıcak İstanbul… istanbul… Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler! Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler… Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu Adada rüzgâr, uçan eteklerden sorumlu… Her şafak hisarlarda oklar çıkar yayından, Hâlâ çığlıklar gelir Topkapı sarayından ![]() Ana gibi yâr olmaz, İstanbul gibi diyar; Güleni şöyle dursun ağlayanı bahtiyar ![]() Gecesi sünbül kokan, Türkçesi bülbül kokan, İstanbul… İstanbul… |
![]() |
![]() |
![]() |
İstanbul'un Fethi Tiyatro - İstanbul'un Fethi Tiyatro Metni |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İstanbul'un Fethi Tiyatro - İstanbul'un Fethi Tiyatro MetniİKİNCİ BÖLÜM 1 ![]() (Perde açılınca görünen manzara, dördüncü tablodaki dekordur ![]() ![]() 1 ![]() ![]() FATIH – (Ahmet Paşa’ya) Asrımdaki Şuaranın (şairlerin) reisi, karın- daşım Ahmet Paşa! Kelimelere düzen verip sanatını gösterirsin ![]() Askere de öyle bir düzen ver ki fetihler ardı ardına gelsin desem… (Tebessüm eder) Ne buyrulur? AHMET PAŞA – (Başını öne büker) İltifat buyurdunuz ![]() Hünkârım ![]() ![]() Mahlaslı (lakaplı) zat-ı şâhânenin çömezliğine bile ulaşamaz ![]() FATIH – (Sert) Paşam orduların nizamı harple korunur ![]() Ordularımıza yeni “Kızıl elma”lar gerek ![]() ![]() ve dışa madde ve mânâ plânında devam edecek olan fetih meş’alesini İstanbul’u almakla biz sadece tutuşturduk ![]() rımız onu dünyaların ötesine götürecek ![]() isteriz; İstanbul’dan sonraki nokta neresi olabilir? AHMET PAŞA – (Tebessümle) Sultanım bu âcize söyletmek dilersiniz, halbuki bütün plânlarıyla hatır-ı şâhânenizde musav- verdir (tasarlanmıştır) , o belde ![]() düşünürüm ![]() (Ara – Herkes birbirine bakışır) FATIH – Roma’yı almadan Viyana elde tutulamaz Paşa… AHMET PAŞA – Beli (Evet) Hünkârım ![]() ayağıdır buralar… FATIH – İfşaya vardı Paşa hazretleri (Sükût ve dik dik bakar) Ben de bildireyim ki, Avrupa istikrarının üç ayağından biri elimizdedir ![]() Ancak… (Ara – Parmağını uzatır) Kafamdakilerinden birtek düşüncemi sakalımın birtek kılı bilse, bütün sakalımı traş ederim ![]() ve şuurlu büyük işlere girişilsin ![]() bu makamı rahmetli pederim Murad-ı sanî (2 ![]() ve düşman saldırısı baş göstermişti ![]() ve demiştim ki: (Hiddetle) Eğer sultan sen isen gel vazifene sahip çık ![]() ![]() keti koruyacaksın… (Ara – İleriye dimdik bakar) Şimdi ise ulemâ (alimler), şuera (şairler), asker, hâkim, sanatkâr ve bütün bir islâm milleti ile elbirliği, korunma ve yayılma hedefindeyiz ![]() İlerde büyük nizamı kurabilmek için yapacağım en ciddî hamlelerimi sizlerin istişarî (danışma) desteğiyle başaracağım ![]() (yardımı) de böylece tecelli eder (ortaya çıkar) umarım ![]() (Hızır Bey ve Ahmet Paşa kıyam eder, eğilirler ![]() FATİH – (Ayağa kalkar) Ve Roma fethine Ahmet kulumu- zu vazifeli kıldık ![]() AHMET PAŞA – Emru ferman (emir-buyruk) yeryüzünde Allah’ın iradesi- ni temsil eden, Şark (Doğu) ve Garbın (batı) padişahı, Anadolu ve Rum diyarının Sultanına aittir ![]() (Muhafız girer selâm verir ![]() MUHAFIZ – Hünkârım iki Rum papazı huzura girmek dilerler ![]() FATIH – (Yerine otururken) Girsinler… (Oradakiler oturur, papazlar girer ![]() ![]() Fatih’in işaretiyle otururlar ![]() 2 ![]() FATIH – (Hemen söze başlar) Hızır Bey (Papazları gösterir) Bunları milletimin ahlâkından birkaç örnek göstermek için çağırdım ![]() fethinin sırları nedir deyu? (Kalkar, Hızır’a) Bana bir derviş kisvesi (kıyafeti) gerek ![]() tanıtmayınız ![]() ![]() buyursunlar ![]() (Kapıya doğru yürürken ışık söner ![]() 2 ![]() (Işık yanınca çarşı görünmektedir ![]() kapılarında mest ve papuçlar asılmış ![]() «Her sabah besmele ile açılır dükkânımız, Ahî evrendir hem pirimiz üstadımız» beyti yazılı ![]() ![]() Fatih derviş kılığında, öbürleri de tanınmayacak şekilde sahne- nin ortasında fısıldaşan edâ ile ![]() SAHNE – (Fatih – yanındakiler – esnaf) FATİH – (Ortaya) Önce bakkallara… (Başlar, sen bilirsin mânâsına eğilir ve yürürler ![]() bakkalın önündeler ![]() FATIH – (Mütevazi selâm verir) Esselâmü aleykum efendi ![]() BİRİNCİ BAKKAL – (Kalkar) Aleyküm selâm derviş efen- di ![]() FATIH – Bir okka şeker, ![]() isterûz ![]() BAKKAL – (İçeri girerken) Şeker veririz ![]() getirir, el kantarı ile çeker) Tamam bir okkadır efendim ![]() Bedeli yalnız iki paradır ![]() işaret eder) beylerim de hoş görsünler ![]() dan alacaksınız ![]() ![]() ![]() da bu fırsatı verin ![]() FATIH – (Tebessümle) Hayhay efendim… (Bakışırlar ve işaretleşirler ![]() ni ifade ederler ![]() seslenir ![]() FATIH – (Nezâketle) Bakkal karındaşım lütfedermisiniz… (Ara – iki parmağını uzatır) İkiyüz dirhem kahve… (Ara) İKİNCİ BAKKAL – (Elini dışarı uzatır, bir küçük bezle) Buyrunuz dervişim ![]() (Fatih uzatır ve döner ![]() ![]() nalburları gösterir ve o yana yürürler ![]() FATIH – (Eliyle buyrun der gibi) Nalbura uğruyalım ![]() (Dükkânın önünde oturan adama) Nalbur efendi… Zencefil var mıdır? Elli dirhem olsun ![]() NALBUR – (Ayağa kalkar) Elbette ancak (gösterir) bu dükkândan vereyim… (Girer çıkar bir kağıt uzatır) Buyrun bir puldur… FATIH – (Elini göğsüne bastırır, Nalbura) Biraderim bir hususu merak ettim… (Ara) Neden bu dükkânı tercih ettiniz? Onda zencefil yokmudur? NALBUR – (Şaşırmış) Var efendim ![]() (küçük) bir komşu hakkına riayet için (Mühimsemez, Aldırma… (Ara) Ama öğrenmek diledin; siz komşumun dükkânı tarafından geldiniz ![]() ![]() ki siz ondan alışveriş yapacaktınız ![]() gerekirdi ![]() ![]() nüfusu kalabalıktır ![]() ![]() FATIH – Berhudar (selamette kalın) olunuz efendim, Allah’a ısmarladık… (Nalbur başıyla onları uğurlar ![]() bakarak düşünceli ![]() ![]() karşıdaki ayakkabıcıları gösterir ![]() gözükmez ![]() ![]() İlerlerler ve dururlar ![]() ![]() A ![]() ![]() Evrendir dahi pirimiz üstadımız ![]() HIZIR BEY – (A ![]() ve tevekkül (Allah’a güven) , bağlılık, disiplin ve bir kelimeyle… FATIH – (Sertçe döner) Evet bir kelimeyle… Nizam!… (Döner seslenir) Kavaf efendimiz (Ayakkabıcı) bize bir çift ayakkabı, bir çift mest satınız ![]() 1 ![]() zevklidir ![]() ![]() ayakkabıyı komşumdan almanız şartıyla… FATIH – (Mestleri eller) Kavaf karındaş, mestlerin aliyyül a’lâ, (çok güzel) ![]() herkes malını överken… 1 ![]() tek Allah (c ![]() ![]() ![]() nasıl överim ![]() de olsa (arkamdan) hakkımda kötü şehadet etmez mi? Ve hele övmekle komşuma karşı saygısızlık olmaz mı? Olur ki onun gönlüne hüzün gelir ![]() komşum kazanırsa ben de kazanırım demektir ![]() FATIH – Peki ayakkabıyı niçin komşundan aldırırsın? 1 ![]() ![]() ben iki kazanırsam, din kardeşliğimize sığmaz ve yaraşmaz… (Paralarını uzatır, ondan mesti, öbüründen ayakkabıları alır ![]() ![]() toplaşırlar ![]() I ![]() verdiler ![]() II ![]() FATIH – Deryadan (denizden) katre (bir damla) gördünüz ![]() mü’min için tabiî şeyler ![]() ![]() Evet mecbur olduğu şeydir ![]() ![]() II ![]() FATIH – Daha neler… (Elini sallar) HIZIR BEY – (Atılır) Hz ![]() Allah’ım benim vücudumu o kadar büyüt ki Cehennem’i doldurayım ki; öbür Mü’minlerin girmesine yer kalmasın… FATIH – Evet Mü’min, Mü’min’in günahını bile yüklenme- ye hazırdır… (Apışmışlardır, ışık söner ![]() 3 ![]() (Işık yanınca; mahkeme salonu, Kadının (Hakim) rahlesi (küçük masa) okka kalem görünür, kapının yanında mübaşir oturur ![]() boş ![]() na doğru, bir köylü başını uzatır ![]() kaldırarak, bakarken ![]() 1 ![]() KOYLÜ – (Acele ve telâşlı) Kadı efendi nerede? Dâvâm var, at aldım hastalıklı çıktı ![]() MUBAŞİR – (Bir başına, bir ayağına bakar) Bilmez misin namaz vaktidir? KÖYLÜ – Ben bilirim ya telâşlıyım… Sen bilirdin de niçin gitmedin? MÜBAŞİR – Farzı kılıp döndüm, senin gibi telâşlıları beklemek için ![]() (Adam telâşlı ve cevapsız etrafa bakar, acele çıkar ![]() arkasından kalkıp çağırır ![]() MÜBAŞİR – Kadı efendi şimdi gelir, erken dön! ![]() ![]() (Mübaşir oturur, ara, Kadı girer ![]() yerine geçince ayakta duran Mübaşir’e dönerek) ![]() KADI – Gelip giden varmı? MÜBAŞIR – (Eli önünde bağlı hürmetle) Evet efendim az önce bir at meselesi için biri geldi ![]() ![]() (Ara) KADI – (Eliyle gösterir) Dışarıda bekle, gelince hemen içeri al ![]() (Mübaşir çıkar ![]() ![]() mübaşir ve acele ile köylü girer ![]() ![]() 2 ![]() ![]() KOYLÜ – Telaşlı ve aceleci) Kadı efendi geldim, yoktun, atım öldü şimdi neyleriz ![]() KADI – (Merakla) Yani nasıl bir şey? Baştan anlat bakayım ![]() KÖYLÜ – (Aynı telâşla devam eder ![]() keseye bir at aldım ![]() ![]() hastalandı şikâyete geldim yoktunuz ![]() şimdide öldü ![]() KADI – (Az düşünür köylüye bakar) İlk gelişinizde ben burada olsaydım, kanun hükmü şu olurdu; Atı sahibine iade, aybını sakladığı için de ceza ![]() ![]() Fakat… KÖYLÜ – (Endişeli, kadının sözünü keser) Fakat şimdi alamayacak mıyım ![]() KADI – (Tebessümle) Heyecana mahal yok, adalet tecelli edecektir ![]() (Ve kuşağından bir kese çıkarır köylüye uzatır ![]() KADI – Ben vaktinde burada bulunabilsem öyle hükmeder- dim ![]() ![]() (Köylü almak istemez, mahçup çekilirse de Kadı, ısrarla avucuna tutuşturur ![]() ![]() 4 ![]() (Işık yanınca, eski dekor görünür Kadı rahle başında Mübaşir kapının yanında oturuyor ![]() çekilir, hayretle bakar ![]() adam iki kişinin yardımıyla içeriye baskın gibi girer ![]() müsaade beklemeden konuşmaya başlar ![]() hayret içinde dinliyor ![]() ![]() kalfaları ![]() 1 ![]() ![]() ![]() MİMAR – Kadı efendi göster adaletini, Padişah’ımız kolu- mu kestirdi ![]() ![]() KADI – Elbette, kanun önünde şahıslar vardır ![]() yok… Haksız kim olursa olsun, cezasını bulacaktır ![]() Sen hele hadiseyi sebebleriyle olduğu gibi anlat bakayım ![]() MİMAR – (Ağlıyarak ve arada bir durarak anlatır) Ben rum asıllı bir Mimarım ![]() Padişah’ımız beni Ayasofya’ya müsavî (eş) bir câmi inşasına memur kıldı ![]() yardımcı vermişlerdi ![]() ![]() Biz sa’yü gayretle tam istediği zaman ve istediği yerde, istediği şekilde camiyi yaptık ![]() yıkılmasın diye sûtünlardan bir miktar kestim ![]() yüzden (ses benzetmeye çalışır gibi) «Sen benim itina ile getirdiğim sütunları kesip camii de alçak eyledin ![]() elimi kestirdi ![]() ![]() ehlimi geçindirmekten mahrum, namerde muhtaç kaldım ![]() ![]() lar başı öne düşer ![]() KADI – (Kolu kaldırıp bakar, bırakır kol sarkar ve kan damlar ![]() ![]() bulacaktır ![]() ![]() Müsterih ol ![]() (Sert ve yüksek sesle) Hem ne hakla Sultan Mehmet kaza makamını (yargı makamını) tecavüz eder ![]() parmağını uzatır ![]() ![]() Hakkında şikâyet var, kaza makamına çıkacaksın diyesin… MÜBAŞİR – (İnanmaz, ürkek sorar) Padişah Fatih Efendi- mizi mi?… KADI – (Daha dolgun sesle) Evet evlâdım ![]() söyleyeceksin ki, Murâfaa-i ser’ (mahkeme çağrısı) için mühlet yoktur, âcilen gele… (Mübaşir selâm verir çıkar ![]() alır oturduğu minderin altına sokar ![]() kitapları aceleyle tetkike dalar ![]() ![]() sıra mimar kıvranır ![]() ![]() MÜBAŞİR – (Eli önüne bağlı hafif eğilir selâmlar) Sultan’a emrî tebliğ ettim ![]() ![]() ![]() kalktı; Çağıran Emr-i Şer-i Muhammedidir (Muhammedin getirdiği şeriat emri) , icabetetmem lâzım dedi ![]() ![]() (Ara – Ve birden geriye çekilir heyecanla) Padişah’ımız teşrif ediyor! ![]() ![]() (Fatih girer Mimar ve kalfalar toplanır geri çekilir ![]() heybetle ileri gider ![]() ![]() Kadı müdahale edince bir saniye durur önüne bakar ![]() 2 ![]() KADI – (Parmağıyla gösterir ve ayağa kalkar) Suçlu yerine geçiniz ve davacının yanında ayakta durunuz ![]() şikâyet ve talebini (isteğini) beyan etsin (açıklasın) ![]() (Fatih geri çekilip Mimar’ın yanında vekarla durur ![]() bir Fatih’e bir kadıya bakarak evvelki ifadeyi aynen tekrar eder ve ilâve eder ![]() MİMAR – Kaza makamının vereceği hükme razıyım ![]() KADI – (Kalfalara) Hadiseye aynen şahitmisiniz? İKİSİ BİRDEN – Aynen şahitiz ![]() KADI – (Fatih’e döner) ne dersin Sultan Mehmet? FATİH – (Başı önünde) Hadise aynen öyledir ![]() kaldırır, ciddi) Hükmünüzü bekliyorum ![]() KADI – O halde hükmü tebliğ ediyorum (oturur kitabâ bakarak bir şeyler yazar ve kalkar, elindeki kağıdı okur HÜKÜM: Fatih Sultan Mehmet Han verdiği vazifedeki kasten veya hataen kusurundan dolayı, elini keserek bir sanatkârı sanatından mahrum, ailesini perişan kılmış, hemde rey’iyle (kendi görüşü ile) hüküm verip emr’i şeriate (şeriat hükümlerine) Muhalefette bulunmuş, kaza makamını tecavüz etmiştir ![]() Binaenaleyh, onun dahi elinin aynı yerden aynı vechile (şekilde) kesilmesine mazlumun da zararının izalesi (giderilmesi) için ailesine nafaka bağlanmasına hükmolundu ![]() Karar, Kur’an ve Sünnetin aynı zamanda Salih Ulemânın (alimlerin) beyanları neticesidir ![]() ![]() Ara – Başını kâğıttan kaldırır, Fatih’e bakar) Yani kısas olacaksınız, Sultan Mehmet!… FATİH – (Mütevekkil ve metin) Şeriatın kestiği parmak acımaz ![]() taahhüt etsem (karşılayacağına söz verme) , acaba diyet mümkün mü? (Fatih göz ucuyla Mimar’ı kontrol ederken Kadı ilerler ve ortada dururu ![]() KADI – Bir şartla… (Mimarı gösterir) Dâvâcının bunu kabul etmesi şartıyla… (Ara) MİMAR – (Kendisine bakıldığını görünce şaşkın bakınır ![]() Fatih’i süzer, Şefkatli edâ) Ben padişahımızın kolunun kesilmesi- ni istemem… (kükrer Kadıya) O kolsuz olamaz… FATİH – (Ümitlenmiş, Mimara döner ve acele ile) Bütün ihtiyacını hazineden derhal bağlatacağım… ![]() KADI – (Sözünü keser ![]() yır… suç devletin değil, şahsınızındır ![]() nizden (şahsi mülkünüzden) ödemeniz ve buna da Mimar’ın açık rıza göstermesi kaydıyla hükümde değişiklik olabilir ![]() FATİH – Baş üstüne efendim, herşeyi ölçüsüyle ödeyeceğim ![]() KADI – (Mimar’a döner) Ne dersin Mimar efendi? MİMAR – (Yorgun, fakat mes’ut edâ ile) Adaletin tecellisi karşısında ne isteyeceğimi, hatta nerede olduğumu bile unut- tum… Son hükmü, yani diyet hükmünü aynen kabulleniyorum ![]() KADI – (Ortaya) Hüküm diyetle değiştirildi ![]() ve kâğıda not eder Mimar’a) Mürafaa (dava) bitmiştir ![]() gidiniz ![]() (Mimar ve kalfalar hürmetle çıkarlar ![]() duruyor – Ara-Kadı yerinden kalkar, birkaç adım yürür ![]() KADI – (Fatih’e) Hünkârım, mûrafaa bittiğine göre, buyu- rup (sediri gösterir) bu fakirle (göğüsüne dokunur) iki kelâm etmek lûtfunda bulunmaz mısınız?… FATİH – (Yürür ve konuşmadan sedire oturur ![]() kabzasında bir şey söyleyecek gibi bakar ![]() (Ara – Hızır dikkat kesilir) Bilirmisin ne için silâhlı geldiğimi? (Sertçe) Padişahtır deyu iltifat etsen, hele lehime hüküm vermeğe kalkışsan, (Kılıcını çekerek ve ayağa kalkarak) bunun- la başını uçuracaktım!… KADI – (Anî ciddîleşir ve minderin altından süngüyü alır) Sen de bilirmisin; mahkemenin kararına uymasan hükme itiraz etsen (Süngüyü ileri uzatır) bu yılanı kalbine sokacaktım ![]() (Süngüyü sedire atar ve yumuşar ![]() ![]() sâkinleşirler ![]() makamda Allah adına hükmetmek ve dosdoğru karar vermek zorundayız ![]() ceğimden mi şüphe edersiniz? ![]() ![]() ![]() Üstelik “kuvvetliye meyil (yan çıkma) bana ar gelir (utanç verir)” Senin zulme razı olmayacağını bilirim ama (sertçe) isterse başımda dünyanın en zalim hükümdarı bulunsun ![]() seviyesine erebilmiş karakter ve şahsiyet sahibi bir kadı hükmü olduğu gibi söyler ![]() mahlûktan farksız, vicdanından esir bir zavallı olduğunu hisset- melidir ![]() hâkim olmayınca, mahkemelerden daha şen’î (kötü) bir zulüm mahalli düşünülemez ![]() FATİH – (Kıpırdanmadan dinlerken âniden ayağa kalkar ilerler ![]() ![]() milletin başında zulüm ile de kalabilirler, adaletle de! Ama (Parmağını sallar) bu bitici günlerden sonra tarih onu ya kanlı bir sahifeye, yahut bir (Sağ elinin baş ve şehadet parmaklarının köşelendirip ileri uzatır) Şeref tablosuna yerleştirir ![]() işin en feci tarafı şudur ki, insan zulmettiğini pek sezemez ![]() ve hırslar, zaten yetersiz olan aklı örter ve sapkınlaştırır… (Ara) Bu yüzden de (Seyirciye döner) bu yüzden de adalet namına zulüm her gün artar ![]() uzatır) Bunun ölçüsü şaşmaz prensibi nedir? Söyle Hızır Bey… Oyle ki insan zulme saptığının farkına varıp (geriye döner) dönebilsin ![]() KADI – Hak ve hakkın sultası ki; Gerçek Hürriyet olan, ALLAH’ın sultasıdır ![]() FATİH – (Olduğu yerde ve durumda) Yani ALLAH’ın kanununa uymak… (Ara – Kendi kendine) Onu bırakıp kendi iradesiyle hükmetmek… ![]() kanunundan başkasıyla hükmetmek zulümdür… KADI – (Kendi görüşünün belirmesi sevinciyle) Evet Hün- kârım… (İki elini aşağıdan yana açar) Kendi iradenizle el kesmeniz bu bakımdan zulümdür… FATİH – (Başını yukarıya kaldırarak, ferahlıca) Hamdede- rim ALLAH’ıma adaletle sona erdi ![]() ![]() kararlı, seyirciye döner ![]() uzatır) Necip (asil) Milletimin vazifesi de budur işte… (Son sesiyle) Bütün beşerî ve nefsanî nizamları silerek Hakkı kaim kılmak (ayakta tutmak)… (Perde kapanmaya başlar) FETİH’TE BUDUR İŞTE… GERÇEK FETİH… (Perde sür’atle kapanır ![]() |
![]() |
![]() |
|