Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aşk, aşkı, büyük, hakkında, hikayesi, mihrimah, mimar, sinan, sinanın, sultan

Mimar Sinan Ve Büyük Aşkı Mihrimah Sultan -Mimar Sinan'ın Büyük Aşk Hikayesi Hakkında

Eski 09-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Mimar Sinan Ve Büyük Aşkı Mihrimah Sultan -Mimar Sinan'ın Büyük Aşk Hikayesi Hakkında



Mimar Sinan ve Büyük Aşkı Mihrimah Sultan -Mimar Sinan'ın Büyük Aşk Hikayesi Hakkında
Mimar Sinan ve Büyük Aşkı Mihrimah Sultan -Mimar Sinan'ın Büyük Aşk Hikayesi Hakkında

Bir çoğumuz Mimar Sinan hayatı ve eserleri hakkında yazılar okumuşuzdur, bugün mimar sinanın belkide hiç duymadığınız bir anısını anlatmak istiyorum sizlere Mimar Sinan ve büyük aşkı Mihrimah Sultan,
Osmanlı’nın büyük cihan padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın ve büyük aşk’ı Hürrem Sultan’ın bir kız çocuğu gelir Dünya’ya
Efsane bir ask’ın meyvesidir bu çocuk ve bu yüzden belki efsane aşkların en temeline en masalsı olanına ithafen ismi Mihrimah konulur Mihr-ü Mah Farsça da Güneş ve Ay demektir
Zaman hızla geçmiş Mihrimah Sultan büyümüş 17 yaşına gelmiştir ki o zamanlar için evlendirilmesi uygun olan bir yaştadır İki talibi olur biri Diyarbakır valisi Rüstem Paşa dırdiğeri ise saray’ın baş mimarı Mimar Sinan
Padişah biricik kızını Rüstem paşa ile evlendirir Sinan evlidir ve 50 yaşındadır ama bilinen odur ki Mihrimah Sultan’a deliler gibi aşıktır
Mimar Sinan o derece derin bir tutku ile aşık olduğu Mihrimah Sultan’a kavuşamamıştır fakat o’na olan aşkını olanca güzelliğiyle sanatına yansıtmıştır
İstanbul’un en güzel yerlerinden birine Üsküdar’a Mihrimah Sultan adına bir cami yapması istenir kendisinden1540 yılında inşa etmeye başladığı cami’yi 1548 yılında tamamlarCami inşa edilirken bir yandan kendi aşkını anlatır hiç şüphesiz ve eserine sanki “eteklerini giymiş bir kadın” siluetini verir ayrıca cami için mimari olarak esinlendiği örnek aldığı yer ise bir başka aşka kutsal bir aşka adanmış bir şaheserdir ; Ayasofya

Bahsi geçen bu cami 2 Minareli olup padişah fermanı ile yaptırılan bir eserdir ama Sinan’ın söyleyecekleri bununla bitmemiş olacak ki bu eserden 14 yıl sonra o güne kadar ilk defa padişah fermanı olmaksızın Edirnekapı da surların yakınına pek kimsenin ilgilenmediği ıssız yalnız ama İstanbul’ un en yüksek tepesi olan bir yere sanki aşkının gizliıssız ve yalnızlığını ama bir o kadar büyüklüğünü haykırmak istermişcesine ikinci bir eser yapmaya koyulur Mihrimah Sultan’a ithafen
Derler ki; cami Mihrimah sultanın o duru gösterişsiz ve bir o kadar asil güzelliğine istinaden küçücüktür ve sadece 38 mt bir minareye sahiptir Bir adet incecik kubbesinin üzerindeki 161 pencere ise iç güzelliğinin ne kadar aydınlık ve berrak olduğunu temsil eder bu sayede gün ışığının her köşede adeta dans ettiği kadınsı edalı ( o tarihte bu açıklıktaki ve bu kalınlıktaki bir kubbeye o kadar pencere dünya üzerinde sadece Mimar Sinan tarafından yapılabilirdi) cami içindeki pandatiflerde ve minare kenarlarındaki upuzun işlemelerde de Mihrimah Sultan’ın o çok güzel ayak topuklarını döven upuzun saçları tasvir edilmiştir
Ve yine denir ki Mihrimah Sultan’ın statüsü iki minareli cami yaptırmaya yetmesine rağmen yalnızlığını simgelemesi anlamında tek minareli yapılmıştır bu cami
Ama Sinan aşk‘ını öyle sihirli bir tılsımla mühürlemiştir ki bu sırra şaşırmamak o sevdaların naifliğine imrenmemek elde değil Sinan Usta’nın aşk’ının vesikasıdır sanki iki caminin de yeri özenle seçilmiştir Güneşin doğum ve batım yerleri tespit edilerek yapılmış camilerdir Edirnekapı’daki Mihrimah Sultan Camii’ni aynı anda görebileceğiniz bir yer tespit edin Günbatımında (elbette yılın sadece bir gününde ki o gün 21 Mart gece ile günün birbirinre eşit olarak kavuştuğu gün’dür daha enteresanı o gün Mihrimah Sultan’ın doğum günüdür) göreceğiniz muhteşem manzara şudur:
Edirnekapı Camii’nin tek minaresinin arkasından güneş batarken Üsküdar’daki caminin minareleri arasından ay doğmaktadır! “Bu nasıl bir hesaplama bu nasıl bir estetik anlayışıdır!”



Üsküdar Mihrimah Sultan Cami



Edirnekapı Mihrimah Sultan Cami

Mihrimah Sultan, Osmanlı’nın “Muhteşem” lakaplı büyük cihan padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın Hürrem Sultan’la olan efsane aşkının meyvesidir Topkapı Sarayı’nda 1522 yılında doğan Mihrimah’a, Farsça’da Güneş ile Ay anlamına gelen adını, babası Sultan Süleyman koyar Zaman geçip, Mihrimah Sultan 17 yaşına geldiğinde evlilik için iki aday gündeme gelir Biri Diyarbakır Valisi Rüstem Paşa diğeri ise Başmimar Koca Sinan Mimar Sinan o yıllarda evlidir ve 50′li yaşlarındadır Mihrimah, Hürrem Sultan’ın da girişimleriyle kayıtlara rüşvetçi ve entrikacı kimliğiyle geçen Rüstem Paşa’yla evlendirilir
Aradan yıllar geçer Mihrimah Sultan, Koca Sinan’ı bir gün huzuruna çağırarak İstanbul’da güzel bir yerde kendi adına bir külliye yapmasını ister Mihrimah, Sinan’ın “Nereye yapılmasını arzu edersiniz” sorusuna “Yerini sen seç” diye cevap verir Bunun üzerine Mimar Sinan, 1540 yılında Üsküdar’daki Mihrimah Sultan Külliyesi’nin temelini atar Külliye, 1548 yılında tamamlanır
O günden Mihrimah Sultan ile Mimar Sinan’ın bir araya gelmesi için aradan tam 14 yıl geçmesi gerekecektir Mihrimah Sultan 1562 yılında Mimar Sinan’ı bir kez daha huzuruna çağırır ve İstanbul’da kendi adına bir külliye daha yapmasını ister Bu külliyenin yerini de tıpkı ilkinde olduğu gibi yine Koca Sinan seçecektir Sinan da ikinci külliye için İstanbul’un en yüksek tepesini seçer Yeni külliye Edirnekapı surlarının dibine inşa edilecektir
Aşkın aydınlık ve karanlık yüzü
Rivayete göre Koca Sinan derin bir tutkuyla âşık olduğu Mihrimah Sultan’a kavuşamamıştır ama ona olan aşkını olanca güzelliğiyle sanatına yansıtmıştır Kimi sanat tarihçilerinin iddialarına göre, Mihrimah Sultan adına yapılan külliyelerin duru, gösterişsiz ve asil duruşuna rağmen içinin alabildiğine aydınlık olmasında da Sinan’ın duygularının izleri sürülebilir Acaba Sinan Mihrimah Sultan’ın iç güzelliğini bu şekilde mi anlatmaya çalışmıştır? Yine iddialara göre Sinan’ın Mihrimah Sultan’ın eşi Rüstem Paşa için yaptığı caminin çinileri ve süslemelerinin tüm ihtişamına rağmen diğer bütün yapılarının aksine daha karanlık olmasının altında da bu aşkın izleri vardır
Matematik dehası Sinan, Mihrimah için yaptığı iki külliyenin içinde yer alan camilere bir sır da gizlemiştir Mihrimah Sultan’ın Güneş’le Ay anlamına gelen ismine ithaf edercesine yılın sadece birkaç gününde (Nisan ve Mayıs aylarında) bir caminin arka cephesinden güneş batarken diğerinden ay doğmaktadır
Mimari ve Aşk adlı belgesele danışmanlık yapan Prof Dr İlber Ortaylı, bu aşkın hiçbir şekilde belgelenemediğini vurgulayarak, “Hikâyenin bir fanteziden, efsaneden öteye geçmesi mümkün değil Kişi Mimar Sinan da olsa imparatorluğun sadrazamının tek eşine böyle duygular beslenmesi hayatının sonu anlamına gelir Camilerin yerleri seçilirken veya mimarisinde, Mihrimah Sultan’a özel hesaplar yapılmış olması da bu aşkın varlığını kanıtlamaya yetmez Mimar Sinan, hangi eserinde hesap yapmamıştır ki?” diyor
Mimar Sinan hakkındaki en kapsamlı kaynak olarak bilinen “Sinan Çağı: Osmanlı İmparatorluğu’nda Mimari Kültür” isimli kitabın yazarı Harvard Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof Gülru Necipoğlu da bu aşkın ilk kez Arthur Stratton isimli yazar tarafından dile getirildiğini belirterek, “Stratton, 1972 yılında Londra’da yayınladığı Mimar Sinan’ın biyografik romanında ikisi arasında bir aşk kurgusu yapmış Ancak bunu yaparken belirttiği herhangi bir kaynak yok O zamandan beri dilden dile dolaşan bir hikâye bu Tarihle ilgili bir şey söyleyeceksek ancak belgeler üzerinden konuşabiliriz Böyle bir kaynak olmadığı için de anlatılan aşkın tamamen hayal ürünü olduğunu düşünüyorum” dedi
Belgeselde Mimar Sinan’ın iki cami arasına gizlediği aşkını anlatan Prof Dr İskender Pala ise filmde mecaz bir anlatım kullanıldığını söyleyerek “Mimar Sinan, bir kadına âşık olsaydı bu kişi Mihrimah Sultan olurdu Bana göre âşıktı ki iki abidede onun ismini bir araya getirdi Adını kıyamete kadar yaşatacak iki abideye imza attı Bunu yedi-sekiz sene evvel bir akşamüstü kendi gözlerimle gördüm İki külliyeyi de gören bir yerde duruyordum, birinden güneş batarken, diğerinden ay doğuyordu O an gözlerimdeki perde açıldı Mimar Sinan, bilimadamı olduğu gibi aynı zamanda bir sanatçı Şairlerle dost Baki’yle yakın arkadaş Eserlerinde de şiirsel bir anlatım olması çok doğal” diyor
Mimari ve Aşk’ın künyesi
Prof Dr İlber Ortaylı, Prof Dr Azmi Özcan ve Mimar Dr Sinan Genim’in danışmanlığında hazırlanan belgeselde Prof Dr Metin Sözen, Prof Dr İskender Pala ve Haluk Dursun’un anlatımları da yer alıyor Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü ile Yapı Kredi’nin katkılarıyla geçtiğimiz hafta tamamlanarak piyasaya sürülen 40 dakikalık belgeselin yönetmenliğini Cengiz Özdemir yaptı Türkçe ve İngilizce anlatım seçenekleri bulunan belgeselde devşirme Sinan’ın Kayseri’de doğduğu evin görüntüleri, İstanbul’a getirilişi, Yeniçeri Ocağı’ndaki askerlik hayatından baş mimarlığa giden yolculuğunun hikayesi, eserleri ve tarzı hakkında da geniş bilgiler yer alıyor

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.