Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
devletlerinin, menşeii, türk

Türk Devletlerinin Menşeii

Eski 09-09-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türk Devletlerinin Menşeii



Türk devletlerinin menşeii
Türk Devletlerinin Menşeii
GÖKTÜRKLER
Gök-Türkler, Çin kaynaklarının açıkça belirttikleri üzere Asya Hunları’ndan iniyorlardı Başbuğ ailesi Aşına (eski okuyuşlar Asena, Zena vb) adını taşıyordu Aşına soyunun bir dişi kurttan türediğine dair o çağda pek yaygın olduğu anlaşılan rivayetler Gök-Türkler’in erken tarihlerini efsanelerle karıştırmaktadır Ancak kurttan türeme geleneğinin Asya Hunları arasında da mevcut olması ve Kurt Ata’nın Türkleri, dar, geçilmez yollardan selamete ulaştırdığı rivayetinin 3 asırda Tabgaçlar’da da görünmesi Gök-Türkler’in eskiliğini ve Türk toplulukları ile yakın ilgisini ortaya koymakta bulunduğu gibi, Aşına ailesinin, yalnız bir erkek çocuk hayatta kalmak üzere, katliama uğramış olduğu rivayeti de Gök-Türk erken tarihinde içyüzünü iyi bilmediğimiz bir facianın hatırasını saklamaktadır Kurt ata inancı dolayısıyla Gök-Türk hakanlık alameti, altından kurt başlı sancak olmuştur

UYGURLAR
Çin kaynaklarına Asya Hunlarından indikleri belirtilen Uygurların bir menşe efsanesine göre ataları Hun hükümdarlarının kızı ile bir kurttan türemiştir Tabgaçlar devrinde (386-534) Kao-kü (Kao-che) adı ile görülen ve 5 asrın 2 yarısında bir beylik kuran Uygurlar daha sonra bütün yukarı Orta Asya’yı kapladığı anlaşılan Tölesler’in bir kısmını teşkil etmiştir ki, I Gök-Türk Hakanlığı çağında o durumunu muhafaza ediyor ve o zaman Selenga ırmağı etrafında oturuyorlardı
7 asrın ilk çeyreğinde Sir-Tarduşlar’ın 6 kabileden kurulu birliğine katılmışlar, sonra P’u-ku, Tongra, Bayırku ve Fu-lo-pu kabileleri Uygur kabilesi etrafında toplanarak, “Uygur” adını almışlardır Beyleri Erkin ünvanını taşıyordu Bu sırada 50 bin savaşçı çıkardıkları bilinmektedir
I Gök-Türk Hakanlığı’nın çöküşe doğru gittiği yıllarda böylece ortaya çıkan Uygur Beyliği Erkin T’e-kien tarafından idare edildi Kie-li’nin oğlu kumandasındaki Gök-Türk ordusunu mağlup eden (630’larda) P’u-se zamanında Uygurlar kuvvetlenmiş, bilhassa P’u-se’nin annesi Vu-ho-hun’un ciddiliği ve töre hükümleri hususundaki titizliği sayesinde beylik tamamen nizama girmişti O zaman “Erkin” yerine İl-teber (Çincede Hie-li-fa) ünvanı kullanılmağa başlandı İl-Teber’liğin merkezi Tola nehri havalisinde idi
İl-Teber T’u-mi-tu, Tarduş başbuğunu mağlup ederek arazisini genişletti, sonra göneye Huang-ho’ya kadar varan bir akın yaptı ve neticede Çin imparatoru tarafından tanındı (646) Kendini “Kagan” ilan etti, ülkesini Gök-Türk tarzında teşkilatlandırdı 647’de Çin tarafından baskı altına alınmak istenen ve neticede Çin’in tahriki ile öldürülen T’u-mi-tu (648)’nun oğlu P’o-çu, Çin’in On-Oklar başına “kagan” yaptığı Holu’yu mağlup ederek Taşkent yakınlarına kadar ilerlerdi (656) Ondan sonra yerine geçen kız kardeşi zamanında gittikçe zayıflayan Uygur Beyliği nihayet Kapagan Kagan tarafından Gök-Türkler’e bağlandı

OĞUZLAR
Oğuz adı “ok” kelimesinden getirilmektedir Ok, Türkçe’de aynı zamanda “kabile” manasındadır Nitekim kelime, daha o çağlarda, Çince’ye “kabile” diye tercüme edilmiştir (mesela On-ok= On kabile) Buna göre “ok” sözüne eski Türkçe’de çoğul eki olan z ilavesi ile türetilen “Oğuz” adı aslında “ethnique” bir isim olmayıp, doğrudan doğruya “Türk kabileleri” manasını ifade eden bir kelimeden ibarettir

“Oğuz” adı ilk defa Barlık çayı (Ulu-kem = Yenisey’e dökülür) kıyısındaki 1 kitabede görülmektedir (“Altı Oğuz bodunu”) Burada altı kabilenin birleşerek bir “bodun” teşkil etmiş olmaları bahis mevzuudur Kitabe, Bey’lerine ait olduğuna göre de, bu Oğuzlar’ın daha eskiden bu havalide birlik halinde mevcut oldukları kabul etmek lazım gelir Fakat Oğuz tarzında adlandırmanın çok daha gerilere götürülmesi mümkün görülmektedir
Çin kaynaklarında, MÖ 2 asra ait, O-kut adında bir kavim (O zaman Türk adı yoktu) zikr edilmiştir Bu ad Türkçe “Ogur” isminin Çince’deki şeklidir ki, Türkçe’de z sesini r telaffuz eden Türk topluluklarının söyleyiş farkından ileri gelmiştir Yani Oğuz adının R Türkçesi’ndeki ifade tarzıdır Çin kaynaklarında O-kutlar’ın yeri olarak gösterilen Tarbagatay-Kobdo bölgesi, bilindiği gibi Türk sahasıdır

KARAHANLILAR
Karahanlılar tabiri, doğu ve batı Türkistan'da hüküm sürmüş olan ilk İslami Türk sülalesine, Avrupalı oryantalistler tarafından unvanlarındaki -kara- "kuvvetli" kelimesinin çok sık geçmesinden dolayı verilen bir isimdir Bu sülale için ilmi eserlerde kullanılan diğer bir isim, yine karakteristik bir unvandan dolayı, ilek (ilig) -hanlar tabiridir Ayrıca bu sülale çağdaş İslam kaynaklarında "al-Hakaniye, el-Haniye ve al-Afrasiyab" gibi isimlerle de anılmıştır Onların menşei hakkında yedi muhtelif nazariye vardır Karahanlılar tarihi üzerinde başlıca otorite O Pritsak bu sülaleyi, A-shi-na hanedanının bir kolu olan Karluk hanedanına bağlamaktadır
840'da Uygur Devletinin Kırgızlar tarafından yıkılması üzerine Karluk Yabgusu kendisini bozkırlar hakiminin kanuni halefi ilan ederek Karahanlılar Devleti'ni kurdu Bu devlet ülke ve milleti ikiye bölen Altay sistemine uygun olarak iki kağan idaresinde iki kısma ayrıldı Arslan Kara Hakan unvanını taşıyan doğu kısmının hakimi büyük kağan, bütün Karahanlıların hükümdarı idi ve Kara-Ordu'da yerleşmişti Bugra Kara Hakan unvanını taşıyan batı kısmının hakimi ise ortak kağan olarak önceleri Taraz'da oturuyordu Bu iki kağandan başka devlet idaresinde dört alt-kağan ile altı hükümdar vekili yer alıyorduBu hükümdarlar zümresi aynı hanedana mensup idiler ve birbirine bağlı olarak kademe kademe yükselmekte idiler
Bu konu ile ilgili başka bir görüşe göre Karahanlıların Türk devlet sistemine uygun olan "ikili teşkilat" esasına göre idare edildiği ileri sürülmüştür Buna göre; devlet doğu ve batı olmak üzere iki kısma ayrılmıştı Doğu kısmının hakimi büyük kağan, bütün Karahanlıların hükümdarı idi
Batı kısmı ise büyük kağanın yüksek hakimiyetini tanımak kaydıyla bir başka hanedan azası tarafından idare ediliyordu Devletin her iki kısmında "il" deyimi ile ifade edilen muhtelif vilayetler ise, hanedana mensup şehzadeler veya askeri valilerin idaresine veriliyordu 1041-1042 yıllarında devlet, doğu ve batı olmak üzere iki Karahanlı devletine ayrıldıktan sonra da, her iki devlette bu ikili teşkilat geleneği bir süre daha devam etmişti

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.