Prof. Dr. Sinsi
|
Ahi Ocakları, Ahiler Ne Demektir, Ahiler Hakkında Bilgiler
Ahi Ocakları, Ahiler Ne Demektir, Ahiler Hakkında Bilgiler
Ahi Ocakları, Ahiler Ne Demektir, Ahiler Hakkında Bilgiler
Ahi Ocaklari
Ahiler, "kardesler" demektir Avrupa'nin "frere"lerine ve silâhli bir kuvvetleri olmalari dolayisiyla sövalyelerine de benzerler
Ahiler, "frere"ler gibi, örgün egitim kurumlari kurmuslardir O zaman bu fonksiyonu görecek medrese, küttap, dârülhadis, dârülkurra v s gibi kurumlar çok yaygin oldugundan, bunlar mesleki egitim ve yardimlasma kurumlari kumaya yönelmislerdir Kurduklari kurumlarda avcilik, kasaplik gibi birkaç sanat hariç, diger tüm sanatkâr gençleri toplamaya çalismislardir
Ahilik, aslinda Sasani ve Arap kaynakli bir kurumdur Ama tarihteki yaygin sekliyle Anadolu Türk toplumlalri içinde yaygin olarak hüküm sürmüstür Bu ocaklar Anadolu'nun hemen hemen bütün kentlerindeki sanayi erbabini bir birlik ve kardeslik içinde yönetmistir Onlari "Gençler", "Ahiler" "ustalar", "Nakibler" ve "Seyhler" olarak bir düzen içinde yönetmeyi basarmistir Hattâ Anadolu Selçuklu yönetiminin yikildigi dönemlerde ve Ankara gibi bazi önemli kentlerde, halkin yönetimini de üzerlerine almislardir Taninmis Arap gezgini Ibn Batuta'nin Anadolu'yu gezdigi zamanlarda, Anadolu toplumu üzerindeki Ahi yönetimi etkileri, onun Seyahatnamesinde açik olarak görülür
Ahiler, zaviyeler biçiminde örgütlenmislerdir Her zaviyede, seçimle isbasina gelmis bir seyh, çesitli isleri gören imam, müdderris, hatip, silâh tamircisi, hatat, sakkas gibi görevliler vardi Zaviyelerdeki (Ahi Ocagindaki) herkesin bir hiyerarsik yeri vardi Bunlar 9 kademe halinde dizilirlerdi Ilk kademe, "yigit"lerdi Ondan sonra gelen 6 kademe ahilerdi (ilk üçü "ashab-i tarik", kalan üçü de "nakip"ler) 7 mertebede seccade sahibi olmayan "Halife" bulunurdu 8 "Seyh", 9 ise "Seyhü'l-mesayih" idi Bu kademeler hep sira ile geçilirdi
Esas egitim ilk yigitlik kademesindeki çirak gençler arasinda oluyordu Her çirak yigidin 2 yol arkadasi, bir yol atasi, bir üstadi (Sanat Hocasi) ve bir de Pîri (ahlâk mürebisi) var idi
Ahi ocaklarindaki zihniyet, tasavvuf zihniyetinden oldukça farkli idi Ahiler tam anlamiyla "bu dünya"da yasiyorlardi Sofiler gibi halktan uzaklasmiyorlar, halk içinde yasiyorlardi Sofiler gibi "hirka" degil "salvar" giyiyorlardi Sirtlarinda arkadan bir elbise ve baslarinda beyaz yün külâhlar vardi Ipekten elbise giymeleri yasak idi Altin, yüzük gibi süs esyalari; kizil ve sari renkler yasakti Yesil, gök, ak ve sari renkler makbuldü Kara renk, ahilik payesine ermeyenlere, beyaz renk erbab-i kalem ve hafizlara yesil renk de müdderris, kadi ve seyhlere has idi Ahi zaviyelerine girebilmek için, temiz ve dogru olduguna dair bir üstadin (Usta) çiragi hakkinda sahitlik etmesi ve hattâ onu önermesi gerekiyordu; ustanin önermedigi ve ustasi belli olmayanlar Ahi ocagina alinmazdi
Gençlerin sanat egitimleri üstadlarin is atelyelerinde yapilirdi Ocaklarinda ise daha ziyade duygusal, edebî ve sosyal bir egitim yapilirdi
Her ahi ocaginda "muallim-i ahi" veya "Pîr" denilen egiticiler vardi Orada yapilan egitim de iki kisma ayrilirdi
1 Sifahi (sözlü) egitim: Fütüvvetname, Tilâvet-i Kur'ân, tabahat, raks, teganni ve musiki, tarih ve terâcim-i ahval, tasavuf, Türkçe, Arapça, Farsça, Edebiyat gibi dersler verilirdi
2 Seyfî Egitim: Kiliç ve silah egitimi
Birinci kisim egitim, bütün ahiler tarafindan, okuyarak, dinleyerek ve muallim ve ahi kardeslerle yasayarak yapilmaktaydi Seyfî egitimin yapilabilmesi için de üç sart var idi: "Ahi görmek", "Seyh görmek", "Genç bir adami talim ve terbiye etmis olmak"
Ahi mualliminin görevleri sunlardir: Namazi tüm sartlari ve ayrintilari ile ögretmek, insanlik adabini ögretmek
Ocak egitimi yalniz kitabî degildi Medreseden önemli farklarindan biri bu idi Medreseler genellikle aklî ilimlerle ugrastiklari halde, ocaklardaki egitim inaanlik ve toplum ülkülerine dayaniyordu Genellikle ahlâkî ilkeler üzerinde duruluyor; rakslarla sarki ve ilâhilerle bu kuvvetler diriliyordu Ögretim disi saatlerde, medreselerdeki gibi müderris ve talebe iliskileri kesik degildi, sürekli beraber ve iliski içinde idiler Bu iliskiler genellikle sohbet biçiminde sürdürülürdü Burada ahlâkî ve tasavvufî hikâyeler, lâtifeler, sergüzestler, hadîsler v s anlatilirdi
Ögrencilerin görevleri:
Fütüvvetnamede okunan maddelerin 124'üne uymak,
Ahisinin tüm sözlerini kabul etmek,
Mal ve canini ahisinin hizmetine vermek,
Hüner ve sanati olmak,
Her hafta elbisesini yikamak, temiz çamasir giymek,
Ahiden çirak almak, ahiye saçini kestirmek, alin yoldurmak,
Ocak namina belini baglamak,
Güzel ahlâkiyla kendini kent halkina tanitmak,
Kadi katinda er askina çirag yakmak ve ekmek yedirmek
Ahi gelenekleri arasinda "kusak baglama" (daha sonra önlük baglama) çok önemli idi Bu kusagin yedi adi, yedi baglamasi, yedi açmasi, yedi dolamasi vs vardir Her ocagin, her meslegin ayri ayri kusak gelenek ve biçimleri vardi Ayrica bunun arkasinda da bazi ahlâkî ve tasavvufî ilkeler vardi
Ahilik ilkelerini içeren 740 maddelik Fütüvvetnamenin bir ahi Seyhi tarafindan tam olarak bilinmesi gerekti Ocaga yeni giren gençlerden, bunlarin 124 tanesini bilmesi isteniyordu Kademeler yükseldikçe bu ilkelerin sayisini yükseltmeleri gerekti Bu ilkeler günlük hayat ve davranislar konusunda oluyordu Meselâ sofra adabi konusunda 24 madde vardi, su içmenin 2, söz söylemenin 4, evden sokaga çikmanin 4, yolda yürümenin 8 vs Ahi ocaklarinda dans ve müzik egitiminin de önemli bir yeri vardi
"Ahi baba" adli bir seyhin yönettigi Ahi zaviyesi, genellikle Fütüvvet erbabinin bir klübü, bir toplanti yeri mahiyetindeydi Ama ayni zamanda garipler için bir misafirhane, iktisadî yönden bir Lonca merkezi, seyfî egitim de düsünülürse bir spor klübü idi
Ahi ocaklarina alinmamalari gereken kisi ve gruplar sunlardir: müsrik, kâfir, mümeccim, sarap içen, halkin ayibini gören tellâk, yalan söyleyen tellâl, kasap, cerrah, avci, vefariz, zâlim, hirsiz, madrabaz vs Ayrica sarap içen, zina yapan, yalan söyleyen, kovuculuk ve hile yapan vs de fütüvvetten düserdi
Füttüvvetnamelerde 9 derece olarak geçen ahi ocaklarindaki egitim, su sekilde siralanmaktadir
1 Nâzil: Ocaga ustalariyla yeni gelmis kisi Henüz erkana girmemis
2 Nîm-tarik: Üstadi, pîri (yol atasi) ve ikiyol (tarikat)kardesi olan kisiler
3 Müfredi veya meyan-beste: Nasibi verilmis, sedd (kusak) baglanmis, helvasi pisirilmis kisiler
4 Besaris: Fütüvvet ehlini terbiye edenler
5 Nakib: Tarikatin ve ocagin iç yöntemini ayarlayan, törenlerde saga sola kosusturan
6 Nakibü'n-Nikâb: Ocagin erkânini iyice bilen, törenleri düzenleyen kisi
7 Halife: Seyhin yardimcisi; onun yerine geçecek kisi
8 Seyh: Sanat erbabi içinde seccade sahibi Kendisine has bir tayfasi bulunan
9 Seyhü's-Süyûh: Bir sanat alanindaki seyhlerin seyhi
Ekonomi tarihimizde rastlanilan esnaf zümrelerinden her biri, kendi mesleklerinde Islâm tarihinin taninmis ulularindan veya uydurma bir kisiyi pîr olarak tanirlardi Fütüvvetname, onun adina yazilir, ahi ocagindaki törenler, çirak yetistirme ve dükkan açip kapamadaki törenler onun adiyla yapilirdi Evliya Çelebi bu esnaf zümrelerinin sayisini 480'e kadar çikarmakdadir
Ahi ocaklarinda yapilan törenler de, hemen hemen her yörede ve her meslekte ayni idi Aradaki farklar çok küçük ve seklî idi Bu törenlerin ana durumlari söyle özetlenebilir: Bir sanata giren genç usta ve kalfalarin yaninda çiraklik ve kalfalik kademelerini basari ile bitirince ustaliga yükselir ve dükkani açma hakki kazanirdi Ancak bu, büyük törenlerle olurdu Bu çirak çikarma törenlerinde, o esnaf zümresinin seyhi yeni ustaya pestemal kusatir, kusak baglardi Törene o esnaf zümresinin seyhi, nakibi, duacisi, yigit basi vs ve halkdan büyük bir topluluk katilirdi
Her esnaf grubunun bir yardimlasma sandigi olur, olaganüstü zamanlarda bu sandiktan esnafa faizsiz kredi verilirdi
Gerek bu çirak çikarma törenlerinde gerekse ahi ocagindaki yükselme törenlerinde su erkâna uyulurdu:
Salvar giydirmek, sedd (kusak) baglamak Fütüvvet yoluna girmis kisi basari gösterirse önce beline kusak kusatilir Sonraki gelismeler sonucunda da salvar giydirilir: Diger tasavvufî mezheplerde tac, tiras, hirka gibi alâmetler vardir Ahiligin esasi iffettir Ahi törenlerinde serbet degil, tuzlu su içilirdi Su temizlik, tuz olgunluk gösterir Daha sonra sofra kurulur, helva pisirilir Bu törenler sirasinda o kisinin yol atasi, yol kardesleri de belirlenirdi Ahi ocagina girmis kisinin giydigi salvar, yol atasinin salvaridir ve uçkurunu da atasi baglar Her meslek grubunun ayri kusak baglama biçimi vardir
Ahilik örgütü siî kökenli, alevilik ve bektasilik esaslariyla ve inançlariyla karismistir Ancak Osmanli-Safavî çatismalarindan sonra çogu yerlerde inanç yönleri kaybolmus, yalniz bir esnaf örgütü biçimine gelmis, bazi yerlerde de sünnî özellikler kazanmistir
|