Prof. Dr. Sinsi
|
Antep Savunması,Antepe Neden Gazi Ünvanı Verilmiştir,Antep Savunması Hakkında Ödev
Antep savunması,Antepe neden gazi ünvanı verilmiştir,Antep savunması Hakkında Ödev
Antep savunması,Antepe neden gazi ünvanı verilmiştir,Antep savunması Hakkında Ödev
GİRİŞ
Antep savunması,yürekleri yurt sevgisi ile dopdolu bir avuç Antep’linin inanılmazı efsaneleştirmeleridir Alın teriyle ıslanmış , umutla yeşertilmiş toprağını ,düşmana vermemek için canını feda eden , bombardıman altında inim inim inlerken dahi “vatanım” diyebilen avuç insan hikâyesidir Hürriyete inanan, kendi kaderine terk edildiğini , çaresizliğini bildiği halde, kenetlenmenin en güzel örneğini sergileyerek, akıllara durgunluk veren bir özveri ile kendisin düşmanına bile hayran bıraktıran, onurlu bir milletin zaferidir
Gözlerinin önünde süngülenen yavrusunun çığlıkları yüzünden top,tüfek sesini duymayan, kaybettiği eşinin kanının sıcaklığı yüzünden soğuğu hissetmeyen ,yavuklusunun ıtır kokusu hasretiyle barut kokusunu farketmeyen sevgililerin babaların anaların yavruların kahramanlık destanıdır
Şehit babasının,yokluğunu gözü yaşlı annesiyle paylaşarak silahı kapıp cepheye koşan delikanlıların zaferidir
Bahçede oynaması gerekirken,minicik elleri ile boş kovanları toplama çabasına düşüp ,dedesine götüren torunun eseridir
Torunlarını bu güzel beldede özgürce,yaşatabilmek için kendi hayatlarını çekinmeden feda eden büyüklerimizle gurur duyuyoruz Bize bıraktıkları miras olan vatan sevgisini,”Antep’li” olmanın gururunu Gaziantep var oldukça onurla sürdüreceğiz
İŞGALLER VE ANTEP SAVUNMASININ BAŞLANGICI
İNGİLİZ İŞGALİ:
30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi imzalandığında Antep ,Türk sınırları içinde bir sınır şehri olarak kalmıştı
Mondros Mütarekesinin 7 maddesine dayanarak 15 Ocak 1919’da İngilizler Antep’i işgal ettiler Antepli’ler bu işgali mütareke şartlarına uygun olmadığından protesto ettiler;ancak yeteri kadar güçlü olmadıklarından baş kaldırmaları sonuçsuz kaldı
İngiliz işgaliyle birlikte,savaş sırasında Suriye’ye sürülmüş olan 50 000 kadar Ermeni yavaş yavaş şehre gelmeye başladılar Özellikle Ermeni gençleri Türk’lere karşı büyük bir kin besliyorlardı Ayrıca İngilizleri Türkler aleyhine kışkırtıyorlardı İngilizler,Ermeni sürgününe neden oldukları gerekçesiyle şehrin önde gelenlerini tutuklayıp aileleriyle bile görüştürmeden Mısır’daki esir kampına gönderdiler Mart 1919’da bir beyanname yayınlayan İngilizler halkın elindeki bütün kesici alet ve silahları teslim etmesi,aksi takdirde evinde silah bulunanı idam edeceklerini bildirdiler Halk ertesi sabah elindeki ve evindeki bütün silahları teslim etmelerine rağmen herkesin teslim etmediği gerekçesiyle bütün iş yerleri ve dükkanları kapattı Bunun sağlanması için çarşıları silahlı askerlere denetlettirdi Bu arada bütün evlerin aranması ve ermenilere dokunulmaması şehirde büyük dehşet yarattı Ermeni tahriki ile uygulanan bu korkunç baskı korkunun yavaş yavaş yerini,direnme hissine bırakmasına yol açtı İngilizler yapılan haksızlığı Türklerin davranışlarında anlayıp daha ılımlı olmayı tercih ederek mahalli idareye karışmadılar ve resmi dairelere Türl bayrağı çekilmesine izin verdiler
FRANSIZ İŞGALİ:
1919 Kasımında İngilizler Antep’i fransızlara terk ettiler
5 kasımda Şehre giren Fransız birliklerini, Ermeniler çiçek yağmuru, Türkler yaşlı gözlerle karşıladılar Bir süre sonra olaylar birbiri ardına patlak vermeye başladı Akyol karakolundaki Türk Bayrağının bir Ermeni tercümanı sayesinde bir Fransız subayı tarafından zorla indirilmesini,Türk kadınlarına sarkıntılıkları,çocukları dövme olaylarını ,Türk erkeklerine işkenceleri birbirini takip etti
TEPKİLER:
Bir akşamüzeri sarhoş Fransız askerlerinin annelerine sarkıntılık etmesini önlemek isteyerek minicik vücuduyla annesini korumaya çalışan bir çocuğu;Mehmet Kamil, süngülenerek alçakça şehit edildi Bu olay bomba tesir yarattı ve cemiyeti-islamiye olayı şiddetle kınadı Halkın galeyana gelerek zaptedilemeyecek hale gelmesinden korkan komutan Sent Mari katillerin cezalandırılacağına dair teminat verdi Hatta çocuğun babasına tazminat vermeye çalıştı ancak gururlu Ökkeş Ağa bu teklifi şiddetle reddederek “oğlum öldü ama milletim intikamımı alacaktır” dedi
Bu ve bu şekildeki korkunç haksızlıklar Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk cemiyetinin daha da çabuk hazırlanmasına, daha güçlü olmasına neden oluyordu 4 Eylül 1919’da Sivas kongresi’nde kurulan ve başkanlığına Mustafa Kemal Atatürk’ün seçildiği bu cemiyetin bütün il ve ilçelerde şubeler açarak güçlenmesi sağlanıyordu
Gizli olarak Antep’te kurulan bir cemiyete,Fıransızların zulümleriye çaresizlik içinde inleyen kitleler, akın akın baş vurarak yemin edip üye oluyorlardı Cemiyetin parolası ”En kısa sürede silahlanmak ve silahlı direnmeye hazırlanmak”tı Antepliler akıl almaz bir heyecan ve gayretle yatağını,yorganını,öküzünü,satabilcek her şeyini satarak sağladıkları altınlarla Halep’ten satın aldıkları silahları gizlice şehre dağıtıyorlardı
30 Aralık1919’da Osmanlı İstiklalinin kutlaması gösterilerini fırsat bilerek yığınlar halinde belediye önünde toplanıp işgali protesto eden söylevler verip,ürkütücü bir karanlığın hakim olduğu yürüyüş düzenlediler Fransızları ve Ermenileri çok huzursuz ve hareketsiz kılan bu tepki Antepliler’e büyük bir moral gücü sağladılar Bu olayın sonucu olarak Türkler şehre hakim oldular Fransızlara ve Ermenilere zahire satışını durdurdular Ermeniler kendi mahallelerine çekilmek zorunda kaldı ve şehirde bir gerginlik sezilmeye başlandı
11 Ocak 1920’de Büyükaraptar köyünde geceleyen bir Fransız müfrezesinin halkın eşyasını yağmalamaları,köylünün tavuğunu, keçisini kesmeleri bardağı taşıran son damla oldu Çevre köylerin,milli kuvvetlerin ve çetelerin sıkılmış bir yumruk gibi kenetlenerek Çatlamazı denilen dar boğazda patlamasıyla son Bu savaşdan çok az Fransız kurtulabildi ancak suçluluk psikolojisiyle herhangi bir tepki vermediler
19 Ocak 1920’de başka bir müfreze Maraş’a gitmek isterken Karabıyıklı’da kıstırılıp Karayılan Çetesi tarafından imha edildi ve bu yolda Fransızlara kapatıldı
Antep’teki Fransızlar erzaksız ve güçsüz kalmışlardı Ne şehirden dışarı çıkabiliyorlar nede dışarıdan yardım alabiliyorlardı Bu durumu devam ettirip Fransızları pes ettirebilmek için Kilis yolundan gelen yardımıda önlemek gerekiyordu Bu nedenle çok iyi bir asker ve çok becerikli bir insan olduğundan dolayı Mehmet Sait Efendi’ye (ŞAHİN BEY) kuvayi milliye komutanlığı teklif edildi Şahin Bey hiç tereddütsüz kabul etti ve tek silahı ile bölgeye gitti Şahin Bey güzel konuşması sayesinde bütün köyleri vatan sevgisiyle doldurup hepsini örgütledi ve silahlandırdı
9 Mart ve 18 Mart’taki çarpışmalarda Şahin Bey kumandanlığındaki mücahitler vatan sevgisiyle düşmanları başarılı bir şekilde püskürttüler
26,27 ve 25 Mart’ta silah ve sayı üstünlüğü olan Fransızlarla kıyasıya savaş edildi Şahin Bey yoğun topçu ateşine rağmen düşmanı Elmalı Köprsü’nden geçirmemek fıstık ağaçlarının huzurunu düşman kurşunları ile bozmamak için hiç tereddütsüz hayatını feda etti Memleketi için verdiği”düşman arabaları cesedimi çiğnemeden Antep’e giremez” sözü hala semada yankılanıyordu sanki
Şahin Beyin katli Antep’lilerin kenetlenmesine ve intikam ateşiyle 1Nisan’da şehirde savaşın fiilen başlatmalarına neden oldu
Çarpışmalar kimi zaman Türklerin,kimi zaman Fransızların üstünlüğü ile sonuçlandı
MÜTAREKE
28 Mayıs’ta Mustafa Kemal Paşa çektiği telgrafta 20günlük bir mütareke imzalandığını bildirdi Mütareke sırasında savaş hazırlıkları devam etti Türkler daha çok örgütleniyor,yardıma muhtaç asker ailelerine yardım cemiyeti kuruyor,cemiyetler için mali kaynak ayarlıyorlardı
İKİNCİ KUŞATMA
27 Temmuz’da Antep’e gelen Adana cephesi kumandanı kurmay albay Selahattin Adil Bey taaruz emrini verdi Ermenilerde derhal harp durumuna geçerek Türklerin mahallelerinden geçmelerine izin verdiler Taaruz başarılı olmadı ama, 11 Ağustos’a kadar çevre tepeleri ele geçiren düşman Antep’i yeniden ve tamamen kuşattı
Amansız çarpışmalar sürüyor,düşmanın teslim çağrılarıyla kattiyyen kabul edilmiyordu Anteplilerin da ha önce hiç görmedikleri 15’5 luk obüsler patlıyor düşman var gücü ile bütün topları ile şehri dövüyordu Her patlayan mermi bir ocağı harap etmeye yetiyor,ancak Antepliler yine de büyük bir kararlılık ve güçle ayakta kalmayı başarıyorlardı Düşman teslim çağrsını tekrarlayarak kalenin güney burcuna beyaz bayrak çekildiği takdirde ateş keseceğini bildirdi Anteplilerin cevabı kalenin güney burcuna kocaman al bir Türk Bayrağı çekmek oldu Türklerin olanaksızlıklar içinde bile mücadale etmeleri düşmanı çileden çıkarttı Uçaklarla teslim olmalarını öneren bildiriler dağıtılıyor, halk isyana teşvik ediliyordu
KARATARLA MİTİNGİ:
Sefalet içinde kıvranan halkın durumu,uçaklardan dağıtılan teslim olma çağrıları,şehirde bazı huzursuzlukların doğmasına neden oldu Karatarla Camisinde yapılan bir toplantıda devam edip etmeme konusunda oylama yapıldı Anteplilerin bu şehri savunmadan vazgeçmeyecekleri gerçeği bir kere daha vurgulandı
ÇINARLI TAARUZU:
Bombardımanlarla Antep’i yıldıramayacaklarını anlayan Fransızlar bir birliğe arazide günlere tatbikat yaptırarak en ince ayrıntılra kadar bir hücum planı hazladılar
5 Ekim’de 15,5 luk obüslerle bombardıman edilen ermeni mektebinin yıkılan duvarından içeri giren birlik,enkaz altında bekleyen sekiz kahraman mücahitin ateşiyle perişan edildi Fransız komutan Anderya şaşkınlıkla ve gıpta ile şöyle diyordu:”15,5 luk mermilerimize bile karşı emin sığınaklara sahip olan Türkler,bombardımanda buralara sığınıp hücumun geldiğini hisseder hissetmez kendi muharebe mevzilerine sıçramakta ve bizi karşılamaya hazır hale gelmekteydiler Sonuç olarak genel bir saldırının başarı şansı tamamiyle nazari ve hayali bir şeydi”
Komutan Abadi ise Gaziantep savunmasını Verdün savunmasına benzeterek “Türk Verdünü Gaziantep”adlı kitabında hayranlığını şöyle dile getiriyordu:”Bu muharebe,Türklerin savunmadaki azim ve metanet ile çevikliğini, bununla birlikte sokak muharebeleri ile evlerin ile savunma haline konulmasındaki becerisini bir defa daha gösterdi ”
SON KUŞATMA
Fransız ordusu Antep’i bombardıman ile yada hücumla elde edemeyeceğini anlamış ve tek çözümün şehri uzun süre kuşatıp aç ve cephanesiz bırakmak olduğunu anlamıştı
23 Kasım’da son defa kuşatıldı 20 000 düşman askerine karşılık yalnızca 1 970 Türk mücahit vardı 9 Tümen komutanı Özdemir Bey’e şu mektubu yolladı ”uzun müddet bizden yardım beklemeyiniz,kuvvetlerimiz dağıldı Şehri teslim etmekte size mesuliyet düşmez Antep’in mükadderatı müdafilerin fikrine kalmıştır ”
Kuşatma altındaki Antep’e açık baş göstermeye başlamıştı
10 aralık 1920 tarihi için tuttuğu notta lohanizade Mustafa Nureddin Paşa Bey “bütün kuşlar,konacak dal,yuva yapacak çatı bulamadıkları için Antep’i terk ettiler ”diyordu
Ekmek sıkıntısı son haddini bulmuştu Zerdali çekirdekleri bir süre suda bekletilerek acısı alınıyor,öğütülüp ekmek yapılıyor ve cephedeki askerlere gönderiliyordu Sokaklardaki kedi ve köpekler dahi açtı Bir gece oğlunun tuvalete gittikten sonra feryatlarıyla dışarı çıktığında köpek tarafından parçalanmış oğlunun cesediyle karşılaşmıştı Özdemir Bey’e “Açız,açız”diye inleyen kadınlar ve çocuklara yardım edememenin sancısıyla kıvranıyordu
Kuşatmayı yarıp çıkmaktan başka çare yoktu 7 Şubat gecesi salavat tepesinde bir gedik açılarak 500 kadar mücahit dışarı çıktı bir kısım devlet memurları,hakimler,doktorlar,hemşireler 8 şubat gecesi şehirden gizlice çıktılar
Heyeti Merkeziye başkan ve üyeleri içeride kalmışlardı
ŞEHRİN TESLİMİ
Heyeti Merkeziye başkan ve üyeleri Şıh camiinde toplanıp teslim olmaya karar verdiler
SONUÇ
Antep 10 ay 9 gün hiçbir şeyden yılmamış,Fransız bombardımanına azimle göğüs germiş ancak açlığa yenil düşmüştü
Ancak kahraman Antepli’ler bu inanılmaz efsanevi savunmalarını dost düşman hiçbir asker yenilgi olarak niteleyemedi
Düşman Antep’i alabilmek için 70 000 mermi atmış,nüfusları katıtlı olan 6 417 memleket evladı canlarını bu vatan için vermişti Şark orduları komutanı General Goro “Fransız ordusu Antep’e girmek için 10 ay 9 gün uğraşmak zorunda kaldı Anadolu’da bir Gaziantep var” diyerek birbirleriyle bir yumruk gibi kenetlenen ve inanılmazı gerçekleştiren bir avuç Antep’li karşısında saygıyla eğilmişti
6 Şubat 1921 tarihinde TBMM,93 numaralı kanunla Antep’e gazilikünvanı vererek Gaziantep yaptı Gazilik unvanı huzur dolu fıstık ağaçlarının gölgesinin sonsuza kadar özgür kalacağını kanıtlayan önemli bir semboldü
15 Mart 1921’de Londra’da Türk-Fransız delegasyonu Antep-Adana ve çevresinin Türklere iadesi konusunda anlaşmaya varmışlardı
25 Aralık 1921 tarihinde son Fransız askerinin Gaziantep’i terkini kahramanlar diyarında yaşayanlar gururla izlerken torunlarına bırakacakları büyük mirası ve efsanevi öyküsünü noktalamış oluyorlardı
GAZiANTEP SAVUNMASI
1914 yılında Birinci Dünya Savaşı başladığı zaman Gaziantep 83 000 nüfuslu bir şehirdi Savaş sonunda imzalanan Mondros Mütarekesi ve Sevr Anlaşması Osmanlı İmparatorluğunun ölüm fermanı idi Bu Mütarekenin sonunda ülkemizi paylaşmak isteyen İtilaf Devletleri hızla harekete geçtiler 17 Aralık 1918 de İngilizler Antep'e girdiler 23 Ocak 1919 da Hükümet Konağı İngilizlerce işgal edilip halkın ileri gelenleri, aydınları Suriye'ye sürüldü Şehir bir yıl İngiliz İşgalinde kaldı Daha sonra aralarında vardıkları bir anlaşma ile İngilizler şehri boşaltıp Fransızların işgaline bıraktılar Fransızlar 29 Ekim 1919 da Kilis'i, 5 Kasım 1919 da da Antep'i işgal ettiler İşgale katılanlar arasında daha önce bölgeden göç eden Ermenilerde bulunuyordu Fransızlarla işbirliği yapan Ermeniler Anteplilere büyük zulüm, işkence ve eziyet ettiler Antep'i yakıp yıktılar 1920 yılına girildiğinde savaş başladı 11 Ocak 1920'de Büyük Araptar (Yeşilce) Köyünde Fransızların yağma ve tecavüzlerine karşılık, Türkler Çatalmazi denilen yerde Fransızları kıstırarak savaşa mecbur ettiler Burada Fransızların çok azı kurtulabildi 19 Ocak 1920 de Fransızlar Karabıyıklı'da Karayılan tarafından pusuya düşürüldü Fransız işgal kuvvetleri Şehir Merkezi ve çevresindeki çatışmalarda İtilaf Devletlerince esine sadece Verdün Savunmasında rastlandığı belirtilen Gaziantep Savunmasıyla karsılaştılar Ancak dışarıdan hiç yardim alamayan, yiyeceği ve cephanesi biten Antep 10 ay 9 günlük direnişi sonucunda 9 Şubat 1921 de Fransızlara teslim olmak zorunda kaldı Bu suretle 1 Nisan 1920 de başlayan ve 11 ay süren Antep Savunması dost düşman bütün dünyanın hayranlık ve takdirini kazanan kahramanlıklara rağmen açlık sebebiyle son bulmuştur düşman bu süre içinde şehre 70 000 bomba atmış, Şehir bir kül ve enkaz yığını haline gelmiştir Antepliler şehri savunmak için 6 000 den fazla şehit vermiştir Gaziantep Savunması son günlerini yasarken bu savunmanın olağanüstü anlam ve önemi dolaysıyla TBMM tarafından 6 Şubat 1921 tarihli toplantısında 93 şayili Kanunla dünyada hiçbir şehre nasip olmayan Gazilik ünvanı verilmiştir
15 Mart 1921 tarihinde Londra'da varılan mutabakat gereğince 25 Aralık 1921 de Fransızların şehri terk etmesi ve Türklerin şehre girmesiyle son bulmuştur Gaziantep Savunması; düzenli ordu olmadan ve milis kuvvetleri tarafından yapılan çatışmalar sonucunda dost düşman herkesin hayranlık ve takdirini kazanan, Milli Kurtuluş Savası tarihimizde essiz kahramanlıklarla hem kendi İlini, hemde Güneydoğu Anadolu'yu düşman işgalinden kurtaran halkın zaferidir Bu iman kuvvetinin, milli birliğin ve milli benliğin şahlanışıdır Gaziantep Savunmasında şehit Kamil, Şahin Bey, Karayılan gibi kahramanlar seve seve canlarını vermiş, şehit olmuşlardır
antepte kurulan cemiyetler, antebin savunması, antepin savunması, antepin kuşla, türk verdünü gaziantep, antep savunması, antebin savunmasi ,antebin gazilik ünvanı, fransızların antepi işgal etmesi ,antebin fransızlar tarafından işgali, antepe neden gazi ünvanı verilmiştir, antep savunması ödevi, antep savunması kısaca, antep konüşmasi, antebi kurtaran şehitkamil
|