Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
için, nerededir, nezaman, sarayı, topkapı, yapıldı

Topkapı Sarayı, Topkapı Sarayı Nerededir,Topkapı Sarayı Nezaman Ve Kim İçin Yapıldı

Eski 09-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Topkapı Sarayı, Topkapı Sarayı Nerededir,Topkapı Sarayı Nezaman Ve Kim İçin Yapıldı



Topkapı Sarayı, Topkapı Sarayı Nerededir,Topkapı Sarayı Nezaman Ve Kim İçin Yapıldı
Topkapı Sarayı, Topkapı Sarayı Nerededir,Topkapı Sarayı Nezaman Ve Kim İçin Yapıldı

TOP KAPI SARAYI

Fatih sultan Mehmet İstanbul’u alınca bugünkü Süleyman iye camisi ile Beyazıt Camisi arasında İstanbul Üniversitesinin Merkez binasının bulunduğu yere Eski Saray adıyla bilinen bir saray yaptırtmıştır

Fatih sultan Mehmet Eski Saray’ın yapımından 19 yıl sonra Sarayburnu’nda bugünkü Topkapı Saray’ını yaptırmıştır

Topkapı Sarayı İstanbul’un en güzel yeri olan yedi tepesinden birincisi üzerine kurulmuştur Sarayın üç tarafı denize ( limana, Boğaz’a Marmara’ya ) bakar, sahil kısmı şehir surları ile kapanmış kara tarafında kulelerle desteklenmiş ve bir surla çevrilmiştir

Sarayın resmen müze olarak açılışı 9 Ekim 1924 tarihinde olur Yalnız hazine dairesi halkın ziyaretine açılmıştır

1KAPI

Topkapı Sarayının ilk ve esas kapısıdır İç içe iki kapı halindedir III Ahmet Çeşmesi ile Ayasofya Camisi’nin karşısında yükselen ve kale kapısını andıran büyük bir kapıdır Adı “ Saltanat Kapısı “ anlamına gelir
Bu kapının iki yanında Topkapı Sarayı surları uzanmaktadır

2ORTA KAPI

Sarayın ortasında olduğu için “ Orta Kapı” adı ile tanınır
Sol demir kapı üzerindeki bulunan tarih Kanuni Süleyman tarafından yaptırılan onarımı gösterir Dış kapı üzerindeki büyük yazılı “ Kelime’i Şahadet vardır

3KAPI

2 Avlu ve 3 Avlular arasında bulunan iç içe iki kapı halindedir III Selim tarafından yaptırılmıştır “ Saadet Kapısı “ anlamına gelir3avluya bu kapıdan girilir Bu kapının muhafızları olan Ak ağalara ait koğuşun yanında oluşu nedeniyle “ Akağalar Kapısı” önünde taht kurulduğu için “ Taht Kapışı “ Enderun,Arz Odası ve Hareme buradan girildiği için “ Arz Kapısı “ ve “ Harem Kapısı gibi adlar ile de tanınır
Bu kapı üzerinde ve yanlarda tuğralı, yaldız yazılı bir çok yazıt yer almaktadır Ön yüzünde 4 mermer sütuna dayanan geniş saçaklı ve tek kubbeli olan bir kapıdır Fatih Mehmed’den itibaren padişahların saltanat tahtına oturması, ve bayram tahtına oturması ile bayram törenleri yaz-kış bu kapının önünde yapılırmış

ARKA ( SON ) KAPI

4(son) avluda Lale bahçesinden Sarayburnu’na ve Gülhane Parkına açılan son ( 4) saray kapısıdır

BİRİNCİ AVLU

Bu avluya Ayasofya tarafındaki asıl giriş olan ( padişah kapısı ) denilen anıtsal nitelikteki saltanat kapısından girilir Bu kapı üzerinde yaldız harflerle yazıt vardır Burada sarayın Fatih sultan Mehmet tarafından yapılmış ve kale surları ile kapatılmış olduğu yazılmaktadır
Avlunun sağ tarafından maliye nezareti vardır Bugün bu mekanlarda restorasyon ve konservason Merkezi laboratuarı bulunmaktadır
Avlunun sol tarafından odunları dağıtan hastaları taşıyan odun ambar ocağı ve hasırların dokunduğu hasırcılar ocağı vardır

İKİNCİ AVLU

Büyük bahçeyi geçtikten sonra Selam Kapısı denilen orta kapıya gelinir, Yetkililerden edindiğim bilgilere göre bu kapı Fatih sultan Mehmet tarafından yaptırılmış zamanla bir takım değişikliklere uğramıştır
İkinci avluda yangın çıkmış, yangından sonra onarılmıştır Bu kısımda mutfaklar vardır
Avlunun sol tarafından ( Kubbealtı ) binası olup, devlet işleri burada yürütülmüş

ÜÇÜNCÜ AVLU

Sarayın üçüncü kapısı olup, buradan Ender meydanı başlamaktadır Üçüncü avluya girildiğinde hemen karşıda arz odası ( Kabul Odası ) denilen Padişahın Resmi dairesi vardır
Arz odasının hemen sultan Ahmet III zamanında yapılmış Kütüphane vardır Solda Akağalar Camii ise Kütüphanedir
Avlunun sol köşesinde çeşitli dönemlerde Çinilerle kaplanmış olan kısımda kutsal eşyalar bulunmaktadır Bu avluya açılan ünlü hazine dairesi vardır

DÖRDÜNCÜ HAVLU

Sarayın en arkadaki son bahçesidir Buraya 3avuladan biri merdivenli 3 dar geçitten girilmektedir İki geçit sonradan açılmıştır Burası köşklerin yer aldığı bölümdür Sarayın bugüne kadar gelen tek ahşap binasıdır Bu bahçede solda çevresi mermer bir korkulukla çevrili olan ve beyaz mermer döşemeli yüksek set üzerinde Revan köşkü ve Hırka’ı Saadet Dairesi duvarında vefat eden padişahların cenazesinin yıkandığı ve tamamen yeri mermer döşeli olan tunç çeşme ve penceresi, ortada havuzlu taşlık ve fıskiyeli havuz, havuzun solunda sünnet odası ve
iftariye Köşkü Gülhane Parkına bakan aşağıdaki yerde önde incirlik ve arkada Fil Bahçesi, karşıda aynı set üzerinde Bağdat Köşkü yer almaktadır
Sağda ve aşağıdaki sette ise bahçesi ortada Mustafa Paşa köşkü ile Hekimbaşı kulesi deniz tarafında da Mecidiye köşkü Sarayburnu’na bakan yerde Arka Kapı yer almıştır

GÜMÜŞLER

Sultan Abdulhamid II nin tahta çıkışının 25 yılında sunulan hediyeler: Vazo , levha ve kalemi, gümüş gemi maketi III Ahmet çeşmesi maketi, vazolar , Tebrik name mahfazaları, Edirne Selimiye Cami maketi yazı çekmecesi,sultan Mehmed ve Edirne Belediyesi’nin hediyesi Kanuni sultan Süleyman tuğralı taş Çelebi Mehmed’ e ait tepsi, sultan İbrahim tuğralı tepsi, sultan Abdüllaziz’in annesi Bezmialem sultan ve Abdülmecid’in kızı Seniha sultana ait taslar Kur’an mahfazaları, sultan Abdulhamid II tuğralı aynalar ,Avrupa gümüşleri

BEŞİR AĞA CAMİSİ

2Kapıdan 2avluya girilince sol ilerde yer alan küçük bir camidir Mihrabı üzerinde bulunan daire şeklindeki pencerenin renkli camlarında “ kelime’i Şahadet “ yazılıdır Duvarlarda ise HzMuhammed’e ve yakınlarına ait levhalar vardır
Caminin yanında çok harap bir şekilde hamamı vardır

HAS ( SARAY ) AHIR

2avlunun sol ilerisinde aşağıya inen yolda bulanan ve saraya ait saltanat arabaları ve atlarının yer aldığı ahırdır
Yolun başında Fatih Mehmed zamanında yapılmış ve yazıtına göre çatısını IIIAhmed’in yaptırdığı bir meydan çeşmesi bulunmaktadır
İç içe dört bölmeli olan bu binanın kapısı üzerindeki yazıtta Şair seyyid Vehbi’nin 22 mısralık şiiri yazılıdır Saray arabaları ve atların barınmış olduğu bu ahır yaklaşık 97 m boyutundadır
Buraya 2 Ve 2 avludan geçilebilmektedir

MEHTERHANE’İ HÜMAYUN

2avlunun hemen solunda ve has ahırın önünde bulunan binadır Osmanlı ordusunun müzik örgütünün bulunduğu yer buradadır X

ZÜLÜFLÜ BALTACILAR KOĞUŞU

2avluda bulunmakta haremin araba kapısının solundaki kapıdan girilen bir binadır
Taş döşeli küçük ve dar bir avlunun etrafında bulunan 20 sütuna dört tarafta dayanan bir çatı ile örtülü olup koğuş, mescit, çeşme ve hamam halindedir
Duvarları çinili tuğlalarla kaplıdır Daha birçok yazıt bulunmaktadır Önündeki baba Çeşmesi 1586 yılında yapılmıştır

KUBBEALTI ( DİVAN )

Topkapı sarayında 2avulunun sol tarafında bulunan ve önü geniş revaklı 3 odalı, 3 kubbeli bir binadır

ESKİ HAZİNE DAİRESİ

2avluda soldaki köşede, kubbe altı ile Akağalar koğuşu arasında bulunan bir binadır
Burası bugün “ silah Müzesi “ olarak kullanılmaktadır

YOLLAR VE SELAM TAŞLARI

2avluda 3selam taşı sohum Kalesi yazıtı ve Bizans sarnıcı bulunmaktadır 2kapı ile divan arasında uzanan yolun adı “ Vezir yolu “ dur Bu yolun sağ kenarında 2 Ve 2 Küçük mermer selam taşları ( sadrazamı kubbe altına gelirken selam verdikleri yer )
Kubbealtı önünde 3 küçük mermer selam taşı eski Hazine Dairesi önünde III Selim’in çiftliğinde getirilmiş olan nişan taşı 2 Ve 3 Kapılar arasında uzanan yolun adı ise “ Padişah yolu” ve “ Selvi yol” dur Bu yolun solunda ve üzerinde Bizans sarnıcı, onunda sol ilerisinde Osmanlı-Rus Savaşında getirilmiş olun Doğu Karadeniz kıyısındaki Sohum Kalesinin bir yazıtı bulunmaktadır

NAMAZGAH

2 kapıdan 2 Avluya girilince hemen kapının sağında ve ortada bulunan yüksekçe bir yer halindeki namaz kılınan yerdir
2avluda namazgahın arkasındaki camlı sütunlu bölümdür

KİLERİ AMİRE

2avluda namazgah karşısındaki köşede bulunan binadır Bugün burada Avrupa porselenleri ve gümüşleri vardır

AHÇILAR CAMİSİ

2 avlunun sağ ilerisinde kiler ile saray mutfağı arasında yağhane yanında yer alan küçük bir camidir Aşçıların namaz kılmaları için yapılmıştır Ayrıca mutfağın dip tarafında küçük “ Şekerciler ( Helva ne ) Mescidi “ de bulunmaktadır

SARAY MUTFAĞI

2 avlunun sağ ilerisinde köşede uzanan çok kubbeli ve yüksek bacalı bir binadır Burada mutfak ( müze ) yer almıştır

ARZ ODASI

Babüssaade ( 3 Kapı ) dan 3 Avlu ya geçer geçmez hemen karşıda bulunan ve padişahların İstanbul Fethinden Tanzimat'a kadar sadece sadrazam devlet büyükleri ve yabancı elçileri kabul ettiği “ arz odası “ bulunmaktadır Burada padişaha önemli haberler arz edildiği ( sunulduğu ) için bu adı almıştır
İki kapısı önde düz ayak Babüssade’ye üçüncü kapısı arkada merdivenle 3 Avluya açılmaktadır Sağda Kanuni Süleyman’ın yaptırdığı bir çeşme bulunmaktadır
Arz odasının çevresini 22 adet sütun geniş revakları ve geniş saçakları taşımaktadır Ön cephe duvarı mermer renkli çinilerle kaplıdır

AKAĞALAR KOĞUŞU

3 avlunun solunda , Babüssaade ( 3 Kapı ) ‘ nin bitişiğinde bulunan ve Ak ağaların yattığı bir koğuştur Bugün burası Türk işlemelerine ait sergi salonu olup onarım halindedir

AĞALAR CAMİSİ

3 avluda solda, Topkapı sarayı kütüphanesinin bulunduğu binadır

HAS ODALILAR KOĞUŞU

3 avluda Ağalar Camisi ( Topkapı Sarayı kütüphanesi ) ile Hırka’ı Saadet odası arasında ve solda bulunan ve önü 8 mermer sütun üzerine dayalı
7 kubbesi olan revaklı bir binadır Şimdi bakım ve onarım yeri olarak kullanılmaktadır

SİLAHLAR KOĞUŞU

3 avluda has oda ( Mukaddes Emanetler,Hırka’ı Saadet odası ) bitişiğinde ve 4 Avluya soldaki ilk geçiş yolu yanında bulunan tek kubbeli küçük bir odadır Önü 4 mermer sütun üzerine 4 kubbe ile örtülü revaklıdır
Burada padişahların silahlarını koruyan silahtarlar kalırdı Şimdi burası saat müzesi olarak hizmet vermektedir

KİLERLİ KOĞŞU

3 avluda sağ dipte bulunan önü revaklı binadır İki yanında 4 Avluya geçen dar yollar vardır Bugün Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğü burada hizmet vermektedir

FATİH KÖŞKÜ

3 avluda sağ dipte, Marmara Denizinin Bogaz’ın en güzel görüntüsüne bakan yönde, seferli koğuşu ile kilerli koğuşu ( Topkapı Sarayı Müdürlüğü ) arasında yer alan önü revaklı binadır

SEFERLİ KOĞUŞU

3 avluda revaklı bina Enderunluların Seferli koğuşudur Burası padişahın hizmetine bakan dört koğuştan birisiymiş, kapı üzerinde hicri 1225 ( miladi 1810 ) tarihli 2 satır halinde IIMahmud’a ait bir onarım yazıtı vardır Şimdi burası padişah giysilerini ve Osmanlı Saray kumaşlarını sergileyen bir yer olarak kullanılmaktadır

ENDERUN MEKTEBİ

3 avluda sağda yakın dip köşede ve Babüssaade dairesi yanında bulunan bir binadır İki oda halindedir Yanındaki 3 Oda son zamanlarda hastane şimdi ise müze müdür lojmanı olarak hizmet vermektedir

BABÜSSADE DAİRESİ

3 avulada Babüssaade ( 3 Kapı ) sağ bitişiğinde bulunan ve Babüssaade ağası ( Beyaz hadım ağası ) dairesi olarak kullanılan 4 Odalı bir binadır Bugün müze görevlilerine lokanta olarak hizmet vermektedir

III AHMED KÜPHANESİ

3 avlunun ortasında ve arz odasının arkasında yer alan tek bir bina halindedir Topkapı Sarayında yapılmış en büyük kütüphane olmuştur Ayrıca Topkapı sarayında Kütüphane olarak yatırılan tek binadır
II Selim’in Mimar Sinan’a yaptırdığı “ Havuzlu Köşk” yıkılarak yerine 1718 yılında IIIAhmed ( 1673-1736) tarafından kütüphane olarak yaptırılmıştır
Lale devrenin en güzel eserlerinden biri sayılır Böylelikle saray hazinesindeki değerli kitapların korunmasını sağlamış oldu Enderunluların kaldığı bu bölgede olduğu için “ Enderun’u Hümayun kütüphanesi” adı ile tanınır
Binaya iki taraftan merdivenle çıkılarak girilir Dış duvarları beyaz mermerle kaplıdır Önde 3 Küçük, geride üzeri kurşunlu kubbe ile örtülüdür

REVAN KÖŞKÜ

Topkapı Sarayının 4 ( son ) bahçesinde, havuzlu taşlık üzerinde ve Hırka’ı Saadet Dairesi karşısında bulunan güzel bir köşktür

SÜNNET ODASI

4 ( son ) avluda, solda ve karşıda incirlik ile fil bahçelerine bakan set kenarında bulunan küçük köşk halindeki odadır Hırka’ı Saadet Dairesi ile aynı çatı altındadır Tek bir odadır İç ve dış duvarları tamamen renkli ve çiçek desenli çinilerle kaplıdır Kapının sağında ve solunda bitki motifleri arasında çiçek açmış erik dalları ve geyikler bulunan çini panolar yer almıştır

İFTARİYE KÖŞKÜ

4 son avluda aşağıdaki incirlik ve fil bahçelerinde, Halice ve Bogaz’a bakan bir yerde Bağdat köşkünün önünde bulunan yazlık bir köşktür
Deli İbrahim tarafından Ramazan aylarındaki Ramazan günlerinde orucu bozmak ve iftar yemeklerini yemek için yaptırılmıştır Bu nedenle bu etrafı açık köşke “ İftariye Köşkü “ denmiştir “ Mehtaplık “ adı ile tanınmaktadır Bayram namazları sonunda değerli kumaşlarla döşenen bu yerde Saray yakınları ile yapılan bayramlaşmada Padişahın eteği öpülürmüş
Ön kasımı dışarıya doğru balkon gibi taşan etrafı açık olan madeni bir köşk olduğu için “ kameriye “ ( etrafı açık küçük köşk ) ve “ Şahnişin “ ( dışarıya doğru çıkıntılı ve üç pencereli oda ) adları ile tanınan üç tarafı oyma mermer parmaklıkla çevrilidir Dört ince ve oluklu bakır sütun üzerine dayanan altın yaldızla kaplı bakır tonoz görünümlü kubbesinde bir alın ( Kubbelerin tepesinde tepelik ) içinde “ Allah” ve “ bismillah” yazılıdır

FİL BAHÇESİ

4 son bahçenin ve iftariye köşkünün Gülhane parkına bakan yönünde köşkten 15 m daha aşağıda, bulunan bahçedir Bu köşkün iki kapısı bulunmaktadır

BAĞDAT KÖŞKÜ

Son avluda en sol köşede, şimşirlik ve incirlik bahçelerinin birleştiği noktada ve bir set üzerinde, sarayın en güzel manzaralı yerinde bulunan bir köşktür Topkapı sarayının en büyük en güzel köşkü sayılır IV Murat tarafından 1639 yılında yaptırılmıştır
Renkli çini koleksiyonu müzesi durumundadır Köşkün arkasındaki bahçeye bir merdivenle inilmektedir
Dış duvarları alt pencerelerin üst seviyesine kadar renkli mermer buradan da saçağa kadar renkli çinilerle kaplıdır

MUSTAFA PAŞA KÖŞKÜ

4 son avlunun ortasında aşağı sette ve lale bahçesi yanında bulunan ahşap bir köşktür Topkapı sarayının tek ahşap köşküdür Bu köşk ile Bağdat köşküne ve Baş lala kulesine kadar uzanan bir sur duvarı bulunmaktadır

LALA BAHÇESİ

4 avluda Hazine koğuşu revan ve Mustafa Paşa köşkleri arasında uzanan bahçedir Saraya lale yetiştirme işi burada yapılırmış

HEKİM BAŞI ODASI

4 Avlunun ortasında, lale bahçesi ve havuzunun kenarında bulunan dört köşeli ve kule şekilli küçük bir odadır
Duvarları kalın,çatısı ahşap olan bir taş binadır

MECİDİYE KÖŞKÜ

4 Avlunun en sağında, Boğaz’a ve Marmara Denizi’ne bakan görkemli bir yerde bulunan küçük bir köşktür
Topkapı Sarayı içinde yapılmış en son köşk olduğu için “yeni köşk “ adı ile tanınır

HAREM

Osmanlı sarayının dış dünyaya en kapalı dolayısıyla da insanların fantezilerini süsleyen,hakkında çoğu hayal ürünü çeşitli rivayetler dolaşan harem aslında sultanın aile yaşamına has saray bölgesidir Üç ana bölümden oluşur Valide taşlığı çevresinde ve Haliç’e bakan sultanlara, Valide sultanlara, veliaht Şehzadeye, sultanın gözdelerine ayrılan bölüm yine bir avlu çevresinde toplanmış cariyeler bölümü, ile Enderun avlusu ( III avlu ) arasında kalan dışarıya cephesi olmayan bir iç avlu çevresinde düzenlenmiş haremin dış korumasından sorumlu kara ağalar bölümü
Sultan ailesinin Sultan dışındaki bütün üyeleri önceleri Beyazıt’taki eski sarayda yaşar sultanın seçtiği cariyeler kısa sürelerle Topkapı sarayında kalır sonra eski saraya geri gönderilirdi Sultandan çocuk sahibi olanlar kalır diğerleri ya haremde bir başka görev alır yada azat edilerek devlet görevlileriyle evlendirilirdi İlk kez 16 yyılda Kanuni döneminde Hürrem sultanın Topkapı’ya yerleşmesiyle birlikte kurumlaşan II Mahmut zamanına kadar padişahlar tarafından yapılan eklerle büyülen haremin sakinleri sultanlarla birlikte toptan değişir Eski sultanın haremi eski saraya döner yeni sultanın haremi Topkapı’ya taşınırdı
Harem sakinlerinin sultanlar ve sultan çocukları dışında hepsi ( sultanın annesi ) eşleri idari görevliler ve hizmetkarlar ) esir edilmiş satın alınmış veya hediye edilmiş ve daha sonra Müslüman olmuş kadınlardan oluşurdu

ARABA KAPISI
2 avluda ve kubbe altı ( divan arkasında bulunan ve Haremin ilk görülebilen yapısıdır

ŞADIRVANLI SOFA

Dolaplı kubbe ile revaklı yol arasında bulunur

SARAY ( ADELET ) KULESİ

Şadırvanlı sofa ile kubbe altı binası arasında yükselen gözetleme kulesidir Topkapı Sarayının uzaktan ilk görünen yapısıdır 1668 yılında IV Mehmed
( 1641-1693) tarafından yaptırılmıştır
Kubbe altında devan eden toplantıları Padişahların dinlediği kafes burasıdır

KARAAĞAÇLAR CAMİSİ

Şadırvanlı Sofanın solunda, üstünde ayet bulunan kapıda girilen ve Kara ağalar ( Harem ağaları ) için yapılmış olan küçük bir mescittir

REVAKLI YOL

Şadırvanlı sofa ile altın yol arasında uzanan koridordur

KARAAĞLAR KOĞUŞU

Revaklı yolun harem tarafındaki bitişiğinde bulunmaktadır

HAREM BAHÇELERİ

Topkapı Sarayı harem bölümünün Gülhane parkına bakan yönünde bulunan balkon şekilli iki bahçedir

ÖLÜ YIKAMA YERİ

Haremde vefat eden Cariyelerin ve saray görevlilerine ait cenazelerin yıkandığı yerdir

VALİDE SULTAN DAİRESİ

Kadın efendiler dairesi bitişiğinde bulunan Valide sultan taşlığından Harami Hümayun bahçesine kadar iç içe duvarları güzel renkli çinilerle kaplı odalar halinde uzanan ve Valide sultanlara ait olan geniş bir daire halindedir
Valide sultan yatak odası Valide sultan sofası yanında bir kapı ile bağlantılı bulunan ve padişah annesinin yattığı odadır

VALİDE SULTAN TAŞLIĞI

Valide Sultan Dairesi ile altın yol arasında uzanan taşlıktır Valide sultan dairesine göre saray tarafındadır

IIISELİM ODASI

Harem’ in en arkasında, Valide sultan yatak odası ile Harem Bahçesi ve III Osman , taşlığı arasında Sarayın kuzeyinde bulunan bir odadır

IIIOSMAN TAŞLIĞI

Hünkar sofasının önündeki dört köşeli ve üstü açık bir bahçedir

IIIOSMAN KÖŞKÜ

III Osman taşlığının Gülhane Parkına bakan ucunda bulunmaktadır
Osmanlı İmparatorluğunun 4 Yüzyıl yönetim merkezi olarak kullanılmış olan Topkapı Sarayında Sarayın değerli eşyalarını birçok salonda sergileyen bir müze durumunda ancak 1924 yılında Atatürk’ün emri ile getirilmiştir

OSMANLI TAŞ YAZITLARI

2 avluda bazı evraklar altında sıralanmış taş yazıtlardır XVI-XIX yüzyılda Osmanlılara ait taş yazıtlarla ilgili bir sergi yeridir

SARAY ARABALARI

2 Avlunun solunda , mehterhane arkasındaki Has ( saray ) Ahırda saray arabaları ile at eyer takımları sergilenmiştir

BAKIN MUTFAK TAKIMLARI

2avlunun sağında saray mutfağının Helva ne bölümünde bulunmaktadır Saray mutfağında kullanılan bakır ve diğer takımlar yemek ocakları üzerinde yer almaktadır Kazanlar tencereler, kapalı sahanlar, sefer tası altın kaplamalı bakır gül suyu şişesi , kahve takımları, leğen, ibrik,sahanlar,kaşeler çok ayaklı buhurdan, aşçı kürekleri, salep düğmeleri, Şerbet düğmeleri ayaklı tas iki salonda sergilenmektedir

ÇİN VE JOPON PORSELENLERİ

2 avluda saray mutfağında 7 Salonda 7yüzyıllık olan ve Çin ve Japonya’dan getirilmiş porselen kap ve eşyalar sergilenmektedir
Bu porselen kaplar koleksiyonu dünyanın en büyük ve önemli koleksiyonlarından biridir 10 top parça halindedir XIII yüzyıl da Çin porselenlerine sır altına kobalt mavisi porselenler var

İŞLEMLER

3 avluda Babüssade ( 3 Kapı ) ‘nın sol bitişiğindeki Akağalar koğuşundadır Burada renk ve kompozisyon güzellikleri ile dikkati çeken Türk İşlemeleri vardır
Arka duvarda XVII-XX yüzyıla ait Türk tüfekleri , kale tüfekleri ve tabancaları,Avrupa tabancaları ve kılıçları, kurşun tava ve kalıpları XV yüzyıla ait Romen Stefanın kılıcı, Hind kalkanı, 1891 yılında II Abdulhamide armağan edilmiş olan Japon zırhı ve kılıcı bulunmaktadır
Giriş kapısının salondaki vitrinlerde Osmanlı padişahlarının Fatih Mehmed’den V Mehmet resad’a kadar süslü kılıçları yer almaktadır Fatih Mehmed , II Beyazıt, Yavuz selim,kanuni Süleyman, II selim, III Murat, I Ahmet , II Osman, IV Murat, III Selim II Mahmut, Abdülmecid ,Abdülaziz, II Abdulhamid, V Mehmed, Reşat adlı 15 padişahın kılıçları sergilenmiştir

OSMANLI GÜMÜŞLERİ , AVRUPA KRİSTALLERİ

2 avlunun sağındaki saray mutfağı önündeki saray görevlileri yerindedir Burada Osmanlılara ait gümüş Avrupa'dan gelmiş olan kristal eşyalar sergilenmektedir Kiler tarafındaki kapısından girilince ortada büyük boyda III Ahmet çeşmesinin gümüşten yapılmış enfes maketi IIAbdülhamidin 25 tahtta çıkışında kızı Zekiye sultan tarafından hicri 1318 ( Miladı 1901 ) yılında armağan edilmiştir
Vitrinde ise gümüşten yapılmış Edirne’deki Selimiye Camisinin maketi ve yazı çekmesi, Tebrik name ve Kur’an mahfazaları, gemi maketi ve aynalar sergilenmiştir
Yanındaki vitrinlerde ise sıra ile pırlanta süslemeli ve Osmanlı armalı 2 vazo,yazı çekmecesi, levha ve kalem tatlı takımı, Osmanlı armalı vazo, karlıklar lüle mangalları tepsi mangal,kahve stili ve ibriği , ibrikler,leğenler,kuş kafesi, kaplar ,semaver gibi çok süslü birer sanat eseri olan Avrupa gümüşleri bulunmaktadır
Son vitrinlerde gümüş semaver, gümüş çay takımı , yelkenli gemi ve cami maketleri, gümüşten yapılmış sülün ve kartal gibi biblo eserler müzeye İlhamı Hüseyin Paşa tarafından bağışlanmıştır Son vitrinde kristal içki takımları Bohemya ve İrlanda kristalleri, içki takımı,kristal vazo ve Venedik camları yer almaktadır

SAMİ ÖZGİRİTLİ KOLLEKSİYONU

2Avluda saray mutfağının aşçılar koğuşunda bulunmaktadır Atatürk’ün terzisi Sami Özgiritli müzeye bağışladığı koleksiyon sergilenmektedir
İlk Önce 4 Avludaki esvap odasında sergilenen 1979 yılında tekrar bağışlandığı ikinci bölüm eserlerinin fazlalığı yüzünden bugünkü salona taşınmıştır Burada sergilenen 487 parça eşya arasında değerli ve ender olan mobilya, halı,kristal gümüş ve porselen sofra takımları bulunmaktadır

İSTANBUL CAM VE PORSELENLER

2avluda saray mutfağındaki saray şerbet hanesinde ve Japon porselenleri odasının bitişiğinde bulunmaktadır
İlk salonunda XIX yüzyılın yıldız porselenleri sergilenmiştir II : Abdulhamid tuğralı porselenler, çinili köşk resimli persolen kutu,kağıt hanedeki çadır, Köşkü duvar levhası,kağıt hanedeki Aziziye Camisi,duvar levhası , Padişahların üzerinde bulunan porteleri yine burada sergilenmektedir

TOPKAPI SARAYI KÜTÜPHANESİ

3avlunun solunda Ağalar Camisindedir Eski kitaplar burada toplanmıştır Buraya yeni kütüphanede denir

MUKADDES EMANETLER

3 avluda Hırka’ı Saadet Dairesindedir 4 avluya bakan kapısı’ da var 4 Salonda Yavuz Selim’ in Iran Bağdat Kahire ve Mekke’den getirdiği Hz Muhammet ile başkalarına ait çok değerli ve dünyada benzeri olmayan eşyalarla sonradan saraya girmiş değerli Kabe eşyaları sergilenmektedir
Din,tarih ve güzel sanatların birleştiği kıymetli bir hazinedir HzMuhammedin Hırkası nedeniyle ‘ Hırka’ı Saadet Dairesi “ veya HzMuhammed’e ait Mukaddes eşyaların bulunuşu nedeniyle “ Mukaddes Emanetler Dairesi “ adını almıştır
Osmanlı devleti zamanında 1517 1924 yılları arasında tam 407 yıl tek bir dakika ara verilmeden 24 hafız tarafından saatte bir değişerek burada 24 saat Kur’an okunmuştur Şimdi burada müze olduğu için sadece her günün gündüzleri çalışma saatleri içinde 7 saat Kur’an okunmaktadır
3 Avludaki kapıdan havuzlu sofaya girince iç içe bulunan 2 oda solda Mekke şerifi Muhammet Ebul Berakatın 1517 yılında Mısır Fethinden sonra İstanbul’a gönderdiği haremi Şerif ( Kabe ) in anahtar ve kilidi ile diğer altın ve gümüş takmalı anahtar ve kilitler üzerinde hükümdar adları vardır
Hz Ömer'in kılıçları düz veya yılan şekli olup üzerinde “ ibni Hattan” yazılıdır Hz Osman’ın kılıcı iki ağızlı olup meşin kaplıdır atın kabzasının tepesi aslan kafası şeklindedir Üzerinde bir çok yazılar arasında sülüs yazılı
“ Fatih Suresi “ bulunmaktadır Hz Ali’nin kılıcı ise 112 cm uzunluğunda olup kınında yazılar yer almaktadır Bu kılıçların üzerinde daha sonraları Topkapı Sarayının kuyumcuları tarafından değerli taşlar yerleştirilmiştir Kılıçların arkasında “ Babü Tövbe” ( Kabe’nin tövbe kapısı ) nin kanadı bulunmaktadır Sağdaki duvar da Kabe'nin tövbe kapısına ait anahtar ve kilitler yer almaktadır
3 odada 4 avluya açılan kapısı var arz odasının ortasındaki cem akanda HzMuhammed’ in kabir toprağı 1847 yılında nizamiye Alay emini Ahmet bey tarafından Trablusgarp’ta bulunup padişaha teslim edilen ve 1877 yılında II Abdülhamidin yaptırdığı som altın çerçeve içinde yer alan HzMuhammedin Miraç
( Göğe çıkma ) ‘a çıkarken bastığı koyu yeşil düz levha kalan 28 cm uzunluğundaki sağ ayak izi kutular içinde saklanan saadet sakalı adlı ve Hzmuhammed’e ait
“ sakalı şerifler “ sultan Abdülmecid’in yaptırdığı sakalı şerif kutusu bulunmaktadır
HzMuhammed sakalını kestirirken HzMuhammedin görüştüğü kişiler sakalın hiç bir kılını yere düşürmezlermiş, hepsini toplayıp saklarlarmış, Pek çok sakalı şerif bulunmaktadır
Hzmuhammed’ in Bağdat’tan İstanbul’a getirilen mühürü 1cm uzunluğundadır Kabartma değerli taş üzerine küfi yazı ile “ Muhammet Resülüllah” yazısı bulunmaktadır
Hz Muhammet’in İslamiyet'e davet ettiği kişilere yazdığı mektuba bu mühürü kullanmıştır Sonradan bu mühür Ebubekir Ömer ve Osman adlı halifelere geçmiştir Hz Osman bu mühürü kuyuya düşürünce ona benzer buradaki mühür hazırlanmıştır
Aynı cemakanda HzMuhammedin 625 yalında Uhud Savaşında kırılan dişinin bir parçası Saadet dişi VI Vahdedin’in yaptırdığı altın çerçeveli ve üzeri değerli taşlarla süslenmiş altın bir kutu içerisinde korunmaktadırHzMuhammed’in İslamiyet'e davet ettiği hükümdarlara ve bazı kişilere 7 mektup yazmıştır
Bu mektuplardan biri 627 yılında Mısır Kıpti Kavimi hükümdarı Mukavkıs’a yazılmış olan Saadet ( mektubu ) 1850 yılında Mısır’da bulunmuş ve buraya getirtilmiştir
Kahverengi bir deri üzerine siyah mürekkeple 12 satır halinde yazılmış ve mektubun altında HzMuhammedin mühürü bulunmaktadır

Arz odasını Hırka’ı Saadet odasına bağlayan kapı önünde HzMuhammedin 2 kılıcı bulunmakta dua Pencereli 4 Odada tavanda kandil ve askılar duruyor İlk vahız ve HzÖmerin şehit edildiği sırada okuduğu Kuran’ı Kerim yine mukaddes emanetlerin içindedir

SARAY SAATLERİ

3 avluda soldaki geçit yanında silahlar koğuşundadır Burada çoğu XVIII-XIX yüzyıllara ait saray saatleri sergilenmektedir
XVII yüzyıldan kalma 4 adet Türk saati müzenin en değerli saatleridir

YAZI KİTAP VE PADİŞAH PORTRELERİ

3 avluda iki geçit yol arasındaki hazine kethüdaları koğuşundadır Burada yazı ( hat ) kitap ve padişah portreleri sergilenmektedir

HAZİNE

3 avluda sağ dipte fatih köşkündeki dört oda, Osmanlıların muhteşem hazinesi sergilenmektedir

BÖLÜM II

AYA SOFYA MÜZESİ

Doğu Roma İmparatorluğu devrinde İstanbul’da yapılan en ünlü Bizans kilisesidir Daha önce bu kilise birkaç kez daha yaptırılmış fakat çeşitli nedenlerle yıkılmıştır Onların bazı kalıntıları halen bahçede görülmektedir Bu kilise ilk defa Justinianos tarafından yaptırılmıştır Yetkililerden aldığım bilgiye göre bu kilise “ Allah” a armağan olarak yaptırılmıştır ( MS326) ve yıkılmıştır

2 yıkılma sebebi ise halkın ayaklanıp her tarafı ateşe vermeleri ile bu yangın kiliseye kadar sıçramıştır Daha sonra kubbe yıkılmış ve yeniden onarılmış

Kilisenden Cami’ yede çevrilmiş olsa içinde insan figorla mozaikler günümüze kadar gelmiştir

Kilisenin Hikayesi : Justinianos kiliseyi yaptırmaya karar verir, ancak hiçbir mimar onun isteğine uygun bir şey çizemez Bir gün imparator ayin sırasında elinden düşürdüğü kutsal ekmeği bir arının kapıp kaçırdığını görür Ekmeği peteğin içinden bulup getirecek kişiyi ödüllendireceğini ilan eder biri kilise maketine benzer bir petek getirir

Giriş kapısının üzerindeki deliklerin efsanesi ise şöyledir Günahkar kraliçe Theodora güzelliğinden başka bir şey düşünmüyor ve öldükten sonra onu yılanların yiyeceğini söylemektedir Bunun üzerine rahip onu kurşun tabuta koyacağını ve Kilisenin kapısına gömeceğini söyler ve nitekim kraliçe öldükten sonra aynı şekilde gömülür fakat yılanların yinede kraliçeyi yediği söylenmektedir Giriş kapısı üzerindeki deliklerin efsanesi böyle anlatılmaktadır

Ağlayan direk yada Uğurlu direk Efsanesi : Turistlerin ilgisini çeken ve bu direğe parmağını bastırıp kendi ekseni etrafında dönüp dilek tutmaktadırlar efsanesi ise kilisenin yapım sırasında işçi ve ustaların yemekte olması nedeni ile malzemeleri küçük bir çocuk bekler O sırada melek çocuğu işçileri çağırmasını ister fakat çocuk malzemeleri beklediğini söyleyerek gitmek istemez tam o sırada melek bir daha görünmez Halka göre melek direğin içinde kiliseyi yani şimdide camiyi beklediğini söylemektedir

Açılmaz Kapı Efsanesi : Güneydeki ufak koridorun sonunda örülmüş bir kapı görünür söylentiye göre fetih günü patrik kalabalık bir halk kitlesiyle dua ederken Türk askerlerinin kiliseye girmesi ile patrik bu kapıdan kaybolmuş ve bu kapı bir daha açılmamıştır

Ayasofya Müzesi Atatürk’ün emri ile 1 Şubat 1953 yılında müze olarak halka açılmıştır

Alanı 70x81 , minare adedi 4 minare yüksekliği 50-30 kubbenin çapı 3100 yüksekliği 55-60 metredir

Nef kısmına girdiğimizde ise loşluk ve pek çok pencereden süzülen ışık hepimizin ilk ve sarsıcı izlenimini oluşturur Ayrıntılar yavaş yavaş seçilir hale gelir kubbe ve yarım kubbeler, kasnaktaki kırk pencere, yarım kubbelerdeki, duvarlardaki pencereler, Arka planları daha da mistik bir loşluğa bürünen kolonadlar Yukarıdan sarkıtılmış muazzam kandiller, kenarlardaki küpler, vb sırayla görüş alanına girer

Yapı 107 adet sütun üzerine oturtulmuştur Altta 40 üstte 67 sütun vardır Yeşil mermerden yapılmış sekiz büyük sütun kubbeyi taşıyan vişne rengi sekiz sütun ise Mısır’ dan getirilmiş Büyük Kubbenin altında mermerden yapılmış vaiz kürsüsü vardır

Sütunlar dünyanın dört tarafından toplanıp buraya getirilmiş bazıları Efes'teki Artemis tapınağı gibi, antik dünyanın belli başlı anıtlarından Heliopolis’teki Güneş tapınağından Marmara Adasından getirilen siyah beyaz mermer sütunlar yada duvarları kaplayan kesme mermerler bunlardan bazılarının neredeyse figüratif resim izlemini veren şaşırtıcı dizaynları sütun başlıkları bütün Bizans sanatında benzeri bulunması güç olduğu söyleniyor

Türkler Ayasofya’ ya gerçekten çok değer verdikleri için pek çok Padişah, Şehzade ve Hanım sultan Türbesi Caminin bahçesinde yer alır II Selim’in ,III Murat’la Caminin bahçesinde yer alır II Selim’in III Murat’la , III Mehmet’in görülmeye değer türbeleri de burada yapılmıştır

MOZAİKLER

İmparator Kapısı üzerindeki mozaik : Ortada son derece süslü taşlar ve incilerle süslenmiş taht üzerinde oturmuş Pantokrator ( kainatın hakimi ) İsa, bir kaide üzerine basmaktadır Sağ eli takdis işareti yapmakta, sol emiyle ise, dizi üzerinde açık duran bir kitabı tutmaktadır İsa’nın ayakları önünde secde eder durumda imparator altıncı Leon görülür İki kenardaki madalyonların berinde Meryem tasvir edilmiştir Diğerinde ise Kilisenin koruyucusu Baş melek Cebrail’in tasvir edildiği tahmin olunabilir

Güney-Batı girişi üstünde mozaik : Altın zemin üzerinde ortada görkemli bir taht üzerinde oturur durumda koyu lacivert elbiseli Meryem tasvir edilmiştir Başının iki yanında bulunan kısaltılmış harfler “ Tanrı anası “ olduğunu ifade eden kelimelerin kısaltılmış semboludur Meryem ayakları altındaki kenarları değerli taşlarla bezenmiş bir kaide üzerine basar Bu kaidenin üst yüzü gümüş mozaiklerle kaplıdır Bizans sanatında altın mozaiklerlerin bol olmasına karşılık , gümüş mozaikler son derece azdır Meryem’in kucağında oturan İsa yetişkin, bilgiç bir insan ifadesine sahiptir Bu onun Tanrıya yakın bir mistik varlık olduğunu gösterir İki yanda bulunan imparator figürlerinden biri İstanbul’un kurucusu KonstantinosI’dırelinde sunduğu maket bir şehir semboludur Etrafını surların çevirdiği bu şehrin Byzantion yanı İstanbul olduğu kolaylıkla anlaşılır

Ortada büyük bir kapısı ve kuleleri olan surların çevirdiği şehrin içinde sadece iki bina işaretlenmiştir Bunlardan birinin ilk Ayasofya diğerinin senato olduğu tahmin edilir Diğer taraftaki İmparator Justinianos’dur Elinde tuttuğu Ayasofya maketini Meryem ve İsa’ya sunar durumdadır

Apsis yarım kubbesindeki mozaik: Altın zemin üzerinde ortada değerli taşlarla süslü tahta oturan Meryem, kucağında İsa ile birlikte tasvir edilmiştir Meryem’in koyu lacivert renkte sade ve bütün vücudunu örten kıyafeti, etrafını çeviren altın zemin ile bir kontrast oluşturur

Güney Galeride Deisis Mozaiği : Ayasofya’nın mozaikleri arasında hiç kuşkusuz, en ünlüsü Deisis kompozisyonudur Deisis, yanı mahşer günü İsa’dan Meryem ve Loannes Prodromos’un insanlık için yardımcı olmasını dilemeleridir Mahşer Kompozisyonunun ortasını meydana getiren üçlü kompozisyonda ortada büyük bir İsa, ekseni teşkil eder Üçlü grubun ikinci şahsı, Meryem'dir Diğer yanda ise Vaftizci Yahya bulunmaktadır

Güney Galerideki İmparatoriçe Zoe Mozaiği : Ortada Pantokrator ( Kainatın hakimi ) İsa , sağ eliyle takdis işareti yapmakta, sol eliyle incilerle bezenmiş cildi olan Kutsal Kitabı tutmaktadır İsa’nın bir yanında imparatoriçe Zoe , diğer yanında Zoe’nin üçüncü kocası Konstantinos Monomakhos yer almaktadır Bizans tarihinde entrikaları ve evlilikleriyle ün yapan imparatoriçe Zoe kocalarını değiştirdikçe Mozaik üzerindeki imparatorun başı ve isminin belirten yazının da değiştiği sanılmaktadır

Güney Galerideki Komnenos ailesi Mozaiği : İmparator Komnenos II ile eşi Macar asıllı Eirene ve oğulları Alxios’u tasvir etmektedir Ortada kucağında İsa ile ayakta duran Meryem yer almaktadır İmparator ve İmparatoriçe değerli taşlarla süslü tören elbiselerini giymişler, imparatorun elinde bir para kesesi, İmparatoriçe de bir rulo tutmaktadır

Kuzey Galeride Alexandros Mozaiği : Üzerinde inci ve taşlarla süslü tören kıyafeti olan hükümdarın sağ elinde bir tomar sol elinde ise bir küre vardır

Kubbeye geçişi sağlayan köşe elemanları üzerindeki Mozaikler :Kubbeye geçişi sağlayan köşe elemanlarının yüzeylerinde yalnız kafa ve kanatlardan ibaret olan dört melek tasviri yer alır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.