Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bilgi, dönemi, hakkında, kaynakları, mali, tbmm

T.B.M.M. Dönemi Mali Kaynakları Hakkında Bilgi

Eski 09-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

T.B.M.M. Dönemi Mali Kaynakları Hakkında Bilgi



TBMM Dönemi Mali Kaynakları Hakkında Bilgi
TBMM Dönemi Mali Kaynakları Hakkında Bilgi
İstiklal Savaşı'nın çok büyük yokluklar içinde başladığını gördük Ekonomik çöküntü BMM'nin açıldığı sırada Meclis'in para bulmakta büyük sorunlarla karşılaşmasına yol açtı Mebusların oturduğu yerler bile bin türlü güçlükle sağlanabildi Yemekleri askerlere pişen yemek ile aynıydı Cephedeki askerin sıkıntı çekmemesi için her türlü sıkıntıya göğüs geriliyordu Meclis tutanakları, dilekçe kağıtlarına yazılıyor, mektup zarfları defalarca kullanılıyordu

Meclis'in açıldığı tarihte en büyük sorun bütçe hazırlamaktı Yeni bir bütçe hazırlamak uzun zaman alacağı için, Meclis-i Mebusan tarafından çıkarılan bütçenin 1920 yılının Mart ve Nisan ayına ait olan kısımları geçici bütçe olarak kabul edildi Bütçe hazırlanamadığı için geçici bütçeler (avans kanunları biçiminde) yapmak yoluna gidildi 1 Mayıs-31 Ekim 1920 tarihleri arasında ilk altı aylık dönem için 30000000 lira harcama yetkisi tanındı Bunun 10775303 lirası Milli Savunmaya aitti Mayıs l920'de çeşitli illerden toplanan para ancak 20479 lira idi Cephelere malzeme taşınması için 250 lira harcama yapılmasına bile M Kemal'in imzası gerekmişti Mayıs ayı sonunda Niğde'den 100000 ve Kastamonu'dan gelen 200000 lira büyük para sayılmıştı Maliye bu paraları çok titiz bir şekilde harcıyordu Subayların 6-14 ay maaş alamadıkları bir sırada bu paralar silah ve cephane için kullanılıyordu Ekim ayında ikinci bütçe hazırlanmasına başlandı Fakat çalışmalar sürdüğü için Kasım-Aralık ayları için 11923400 liralık geçici bütçe ile harcama yetkisi tanındı Ocak-Şubat 1921 ayları için de 10300000 liralık (300000 lirası fakir köylüye yardım idi) harcama yetkisi tanındı 1920 yılı esas bütçe kanunu ise ancak 28 Şubat 1921'de, yani mali yılın bitmesine iki gün kala kabul edildi Bu kanunla gelir arttırıcı yollar aranırken, Kuva-yı Milliye ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinin ve Birlik Komutanlarının, halktan gelir toplamaları da yasaklandı Bütçe gelirleri 61388626 lira, giderler ise 63018358 liradır Açık 11629732 lira yani % 20'ye yaklaşmaktadır Mali kaynak sağlamak için Duyun-u Umumiye ve Tütün Rejisi İdareleri ve Osmanlı Devleti'ne ait borç ödemeleri barışta ve yalnız Misak-ı Milli sınırlarına düşen hisseye ait olanının ödenmesi koşuluyla durduruldu Fakat bu kurumların TBMM'nin bulunduğu yerlerde devlet kuruluşlarına zarar vermeden çalışmalarına izin verildi Osmanlı Bankası'ndan geçici avanslar alınması kabul edildi Savaş yılları içinde, olağanüstü sebepler dolayısıyla, devlet harcamaları kısa vadeli avans kanunlarıyla yapılırken, gelirler gelir kanunlarına göre yapıldı

Meclis açılır açılmaz ele alınan konuların başında gelir kaynağı bulmak geliyordu Ancak vergi ve asker toplanabilmesi için, Meclis'in Anadolu'da otoritesinin kurulması gerekliydi Oysa Meclis'in açıldığı tarihte Anadolu'nun birçok yerinde iç ayaklanmalar çıkmış ve sürmekteydiler Bu sebeple buralardan vergi almak mümkün olmuyordu Meclis'in 24 Nisan 1920'da ilk ele aldığı kanun "Ağnam Resmi" (Hayvanlar Vergisi) ile ilgili kanun oldu Ağnam Resmi'nin eskiden olduğu gibi dört kat alınması kabul edildi Duyun-u Umumiye gelirlerine el kondu İlk gelir getirici kanun 28 Temmuz 1920'de kabul edildi Anadolu'ya getirilen mallardan vergi alınması için, gümrük vergisi beş kat arttırıldı Daha sonra Zonguldak yöresinden çıkartılan kömürden gümrük vergisi dışında, ayrıca ton başına 2-3 lira arası ihracat vergisi alınması için kanun çıkartıldı Pul gelirleri için Maliyeye yetki tanındı İhracat vergisi diğer mallara da uygulanmaya başlandı Diğer yandan 1914 tarihli Gelir Vergisi Kanunu'ndaki oranlar 5-10 misli arttırıldı Bütün bu gelir kaynağı bulmaya yönelik çalışmalarda köylüyü vergi yükü altına sokmamaya büyük özen gösterildi Gelir kaynağı aranırken tasarruf önlemleri de alındı Mebus maaş ve yolluklarından vergi kesildi Gereksiz yere soba ve geceleri lamba yakılmaması, kışın öğlen saatlerinde çalışılıp, gündüzden yararlanılması, gereksiz telgraf haberleşmelerinin yapılmaması gibi yöntemler uygulanırken, 14 Eylül 1920'de "Men-i Müskiyrat" (içki yasağı) ve 25 Kasım 1920'de de "Men-i İsrafat" (israfı engelleme) kanunları kabul edildi

1920 yılı bu önlemlerle geçirildi 1921 yılı ise İnönü, Eskişehir-Kütahya ve Sakarya Savaşları'nın yapıldığı yıl olduğu için, para sıkıntısı en üst düzeye ulaştı Cephane ve malzeme yokluğu I İnönü Savaşı'nda kendini gösterdi 10 Ocak günü cepheden, cephane olmadığı için yenilmek üzere olunduğu haberleri geliyordu Fevzi Paşa cephe Komutanı'na telgrafla "Size bir tren cephane gönderdim Elinize varıncaya kadar mukavemet imkanını temin ediniz" yanıtını verdi Oysa bir kaç sandık cephane ancak bulunabilmişti Bu çaresiz durumda askere moral gönderen Fevzi Paşa'nın gözyaşlarını tutamadığı acı bir gerçektir II İnönü Savaşı da aynı kıt olanaklarla sürdürüldü Eskişehir-Kütahya taarruzuna başlayan Yunanlıların ordularını ve kaynaklarını iki kat arttırmalarına karşılık Türkiye'nin kaynakları bu hıza yetmedi Bu sebeple Başkomutan "Tekâlif-i Milliye Emirleri" ile yeni bir gelir kaynağına başvurup, halktan bir çift çoraba kadar vergi almak zorunda kaldı Sakarya Savaşı bu yöntemlerle kazanıldı

1921 yılı bütçe giderleri yalnız ordu için 45000000 liraya ihtiyaç gösteriyordu Oysa tahmin edilen gelir 55000000 lira idi Gerçek ihtiyaçlar için ise 81000 000 lira gerekliydi Daha başlangıçtan açık 26000000 lira olarak görülüyordu 1921 yılı da avans kanunları ile geçiştirildi Tam bütçe yapılamadı Bütçe kanunu ise ancak yılın sonuna doğru kabul edildi Buna göre 52285000 gelir, 77325399 lira gider vardı Açık ise 25039899 lira idi Birçok giderden tasarruf yapılmaya çalışıldıysa da açık kapanamadı Bu sebeple dış para yardım kaynaklarına başvuruldu

1922 yılında da, daha önceki yıllarda olduğu gibi toplu bir bütçe yapılmayıp, avans kanunları ile mali durum yönetildi Kesin bütçe ancak mali yıl sonunda ortaya çıktı 22 Şubat 1923'de kabul edilen kanuna göre bütçe 87735573 lira olup Milli Savunma`Bütçesi 49207924 lira idi

Sovyet Yardımı

Bu üç sene içinde çok büyük para sıkıntısı çeken Türkiye, ülke içinde yeni para kaynakları, tasarruf uygulamaları ve olağanüstü yöntemlerle (Tekâlif-i Milliye) para bulmaya çalışırken, dışarıdan da para yardımı aldı M Kemal Paşa, daha 26 Nisan 1920'de Meclis'in açılışından üç gün sonra Sovyetler Birliği'ne yazdığı mektupla, silah,cephane ve malzeme yanında para da istemişti O tarihte Türkiye'ye yardım edecek tek ülke Sovyetler Birliği idi Sovyetler Birliği'nin Türkiye'ye niçin yardım ettiğini daha önce açıklamıştık

Sovyetler Birliği ile ilişki ve dış yardım konusu gündeme geldiğinde 3 Temmuz 1920'de Meclis'te gizli oturumda M Kemal Paşa, "Pek ziyade memüldür ki (umulmakta) Sovyet Cumhuriyeti bize tasavvur ettiğimiz muavenetleri (yardım) ifa etsin (yerine getirsin) Biz kendi mevcudiyetimizi (varlığımızı) yine kendi mevcudiyetimizle müdafa ve muhafaza edecek tarzda hareket etmeliyiz ki hiç bir surette nevmid (ümitsiz) olmayalım" sözleriyle, Sovyet yardımına bağlanmamak, kendi kaynaklarımızla hazırlanmak gerektiğini, çünkü Sovyet yardımının gelmemesinin ümitleri yok edebileceğini belirtti Dış yardım, doğal olarak bu tarihte Sovyet yardımı söz konusu olunca M Kemal'in ortaya koyduğu ilkeleri, yardım ve dış ilişkilerin bu ilkeler içinde biçimlendiğini görüyoruz Bu bakımdan M Kemal, tam bağımsızlık temeli üzerine oturttuğu temel politikasını, dlş yardım konusunda da bu esastan ödün vermeden kabul etmektedir Dış yardım bir araçtır, oysa bağımsızlık amaçtır Bu bakımdan her ülke ile ilişki kurmak mümkündür Bağımsızlığın ön koşulu, uluslaşmak olduğuna göre M Kemal, ulusal bağımsızlığın her şeyden önce ulusun kendi öz kaynaklarına dayanmasına dış yardımın himaye biçimine girmemesine dikkat etmektedir Batılı devletlere karşı bağımsızlık savaşı verilirken, Sovyetlerin Türkiye'nin iç işlerine karışmasına kesinlikle karşıydı Türk Ulusal Savaşı anti-emperyalist olduğu kadar anti-Bolşeviktir, çünkü ulusçudur

Çiçerin'le görüşen Bekir Sami Bey, Çiçerin'in Ermenistan için toprak istemesi üzerine, sert bir karşılık vererek, dış yardım için bunların kabul edilemeyeceğini bildirmişti Sovyetler dış yardımı koz olarak kullanıp, Kars, Ardahan,Batum'u istedikleri gibi, Doğu Anadolu topraklarının Ermenilere verilmesini istedikleri için ilişkiler gerginleşmişti Sovyetler iç savaş, Polonya Savaşı ile de uğraştıklarından ve İngiltere ile ticari ilişki kurmak üzere olduklarından da yardım yapmakta duraksama gösteriyorlardı Fakat bütün hu anlaşmazlıklara rağmen sonunda, emperyalizme karşı savaşan Türkiye'ye yardımın önemini kavradılar

Sovyetler Birliği'ne gitmiş bulunan Halil Paşa Temmuz 1920'de 100 000 lira değerinde altınla Moskova'dan ayrılmıştı Bu parayı Karaköse'de Tümen Komutanı Cavit Bey'e teslim etti Bekir Sami Bey'in Çiçerin'le politik konularda tartışmaları sürerken, Sovyetler prensip olarak yardımı kabul etmişler, Novorsiski ve Tuapse limanlarını hazırlamışlardı Ekonomi Bakanı olarak Moskova'da bulunan Yusuf Kemal Bey Ekim ayında Türkiye'ye dönerken 1000000 altın ruble getirdi 1920 yılı içinde Sovyetler Türkiye'ye politik sebeplerden dolayı yeterli yardım yapmadılar Fakat 16 Mart 1921'de Moskova Antlaşması'nın imzalanması sırasında Çiçerin Yusuf Kemal Bey'e bir mektup vererek, para (10000000 Ruble) yardımı yapmayı vaad etti Sovyetler Birliği'nden para ve silah, cephane, malzeme yardımları gelmeye başladı Bu yardımlar çeşitli tarihlerde, çeşitli miktarda geldi

Sovyet yardımı yapılacağı tarihte Sovyetlerin elinde yeterli altın Ruble bulunmadığı için, Buhara Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Osman (Kocaoğlu) Bey, Lenin'e, kendilerinde altın para bulunduğunu ve Türkiye'ye verilmek üzere 100000000 altın Ruble verebileceklerini söyledi Buhara Meclisi de bunu kabul edince Buhara Cumhuriyeti, Ankara'ya gönderilmek üzere Ruslara parayı teslim etti Burada bunların dökümünü vermeden önce o tarihte Ruble ile lira arasındaki farkı belirtmekte yarar vardır Bir Ruble 59 kuruş idi Buna göre üç yıl içinde yapılan Sovyet yardımı şöyledir:

1920 Yılı
Cinsi Tl Olarak

516800 Adet Altın Ruble 304912
1000000 Adet Altın Ruble 590000
1500000 Adet Altın Ruble 885000
50000 Adet Altın Ruble 29500
100000 Osmanlı Altını 507000
Toplam
2316412
1921 Yılı
Cinsi Tl Olarak

4000000 Adet Altın Ruble 2360000
4000000 Adet Altın Ruble 2360000
1160000 Adet Altın Ruble 900000
240000 Adet Altın Ruble 241000
400000 Adet Altın Ruble 236000
Toplam
5997000
1922 Yılı
Cinsi Tl Olarak

1100000 Adet Altın Ruble 649000
3500000 Adet Altın Ruble 2065000
Toplam
2714000
Genel Toplam
11028012

Türkiye'nin Milli Savunma Bütçesi 1920'de 27576039 Lira olduğuna göre Sovyet yardımının yetersiz olduğu görülür

Hindistan Müslümanlarının Para Yardımı

Osmanlı İmparatorluğu tek bağımsız müslüman devleti idi Birinci Dünya Savaşı'nın çıktığı tarihte diğer müslüman ülkelerinin büyük kısmı İngiliz-Fransız sömürgesi halinde yaşıyorlardı Osmanlı Halifesi'nin bütün müslümanlar üzerinde etkisi olacağı düşünülmüşse de, etkisiz kalmıştı Savaş sonu Osmanlı İmparatorluğu'nun çökmesi ve Türk İstiklal Savaşı'nın başlaması, Müslüman toplumları etkiledi Türklerin kazanması bir ümit ışığı olabilirdi Özellikle Hindistan Müslümanları (Bugünkü Pakistan) Türkiye'ye yardım için çeşitli tarihlerde para gönderdiler Bu paralar M Kemal Paşa'nın şahsına yollandı Hindistan Hilafet Komitesi'nin 26 Aralık 1921'den 12 Ağustos 1922'ye kadar yolladığı paranın tutarı 675494 Türk lirası idi Bu para Maliye Bakanlığı'nda durdu ve Hazine'ye girmedi, M Kemal Paşa'nın emrinde Osmanlı Bankası'nda idi çok sıkıntılı zamanlarda bile bu paraya dokunulmadı Büyük Taarruz öncesi büyük sıkıntı doğunca M Kemal Paşa, bu parayı geçici olarak Maliye'ye verdi Büyük Taarruz sırasında Yunanlıların yaptığı yıkımı ve katliamı gören M Kemal Paşa, paranın bir kısmını yardım olarak felakete uğrayanlara dağıttı Geri kalan parayı Maliye, savaştan sonra iade etti

Silah, Cephane, ve Malzeme Kaynakları

Mondros Ateşkesi'nin imzalanmasından sonra İtilaf Devletleri, bir yandan Türk Ordusu'nu terhis ettirirlerken diğer yandan da orduya ait silah ve cephaneye el koydular Toplayamadıkları silahların önemli parçaları (tüfeklerin sürgü kollarını, topların kamalarını) kendi bölgelerine taşıttılar, geri kalanları da imha ettiler Ordu elinden alınan silah ve elde kalanların durumu şöyleydi:

Silahın Cinsi Ordunun Elinden Alınan Türk Ordusu'nun Elinde Kalan
Ağır Top 1099 82
Sahra Topu 606 200
Piyade Tüfeği 667983 123191
Ağır Mk Tüfek 3118 1370

Anadolu'ya dağılmış bulunan birlikler içinde en düzgün ve malzeme bakımından en iyi durumda olanı Erzurum'da bulunan 15 Kolordu idi 660 Subay, 19047 er, 1380 tüfek, 120 makinalı tüfek, 64 top, 3 769 hayvana sahip olan bu Kolordu, Ermeni saldırılarına karşı bulunuyordu M Kemal Paşa'nın Samsun'a çıktığı sırada Anadolu'da bütün kuvvet 35000 savaşçı kadardı Eldeki silahların cephanesi ise çok sınırlı idi Bunlarla en çok iki savaş yapılabilirdi Oysa iç ayaklanmalar, Ermeni Harekatı, Pontus Ayaklanması, Fransızlara ve Yunanlılar'a karşı savaşılıyordu Türk Ordusu'nun savaşı kazanabilmesi için gücünün en az şöyle olması gerekliydi:

Düşünceler Er Tüfek Ağır MkTüfek Top
Çeşitli Cephelerde 300000 300000 2000 700
Geri Teşkil ve Jandarma 150000 150000 ---
---

Toplam 450000 450000 2000 700

Bu olanakları sağlamak için şu önlemlere başvuruldu:

* Elde mevcut silah ve malzeme ile işe başlamak
Dağınık durumda bulunan silah ve malzemeyi cephelerde toplamak
* Savaş için gerekli görülen ve yurt içi kaynaklarından yararlanmak için, silah yapımına başlamak
Atölyeleri çalıştırmak
* Tarafsız dış ülkelerden silah ve malzeme satın almak
* Yurt içi kaynakları top yekun seferber etmek
* İstanbul'da İtilaf Devletleri elinde bulunan çok büyük sayıdaki silah ve aracı Anadolu'ya kaçırmak

İtilaf Devletleri'nin işgali altında bulunan yerlerde, özellikle İstanbul'da, gerek Anadolu'ya silah, cephane ve milliyetçileri kaçırmak ve bilgi toplayıp Ankara'ya ulaştırmak, gerekse Rumların taşkınlıklarına ve Türklere karşı giriştikleri saldırılara karşı, Türk halkının can, namus ve malını korumak amacıyla çeşitli gruplar kuruldu Bunlar Felah Grubu'ndan başka şu isimler altında çalışmaya başladılar:

* MM Grubu (Milli Müdafaa Grubu)
* Karakol Grubu
* Namık Grubu
* Bizci Grubu
* Kaynarca
* Ferhat ve Kerimi Grubu

Bu gruplar Anadolu'ya silah, cephane ve milliyetçilerin kaçırılmasında büyük hizmetler yaptılar Akbaş Cephaneliği baskını ve bunun gibi birçok baskın olayı da kişisel faaliyetlerle gerçekleştirildi 4 Eylül 1919-23 Nisan 1920 arası bu şekilde kaçırılan silah şöyleydi:

* 230 piyade tüfeği
* 14 makinalı tüfek
* 2 dürbün

Akbaş Cephaneliği'nden kaçırılanlar ise:

* 8000 tüfek
* 5000 sandık cephane
* 200 ağır makinalı tüfek

Tekalif-i Milliye Emirleri ile de Anadolu'nun kaynakları ordunun emrine verildi Böylece iç kaynakların tüm sınırı zorlandı

1920 yılı sonuna doğru Eskişehir ve Ankara'da silah ve cephane yapan fabrikalar bir merkez altına alınmaya başlandılar ve 10 Ocak 1921'de Milli Savunma Bakanlığı'na bağlı "İmalat-ı Harbiye Genel Müdürlüğü" kuruldu Bu atölyeler ve fabrikalarda, Türk işçileri olağanüstü gayretle çalıştılar Eski tren ve ray parçaları eritilerek, kılıç, süngü, tüfek süngüsü, top kamaları yapıldı Çapları büyük mermiler, patlama tehlikesine rağmen inceltildiler Ordunun büyük ihtiyacını özellikle, İnönü ve Sakarya Savaşları'nda bunlar karşıladılar Sakarya Savaşı sırasında Eskişehir'dekiler de Ankara'ya taşındılar Buralarda üretilen ve onarılan malzeme dökümünü yapmak çok yer alır

Sovyet Yardımı

Sovyetler Birliği ile ilişkiye çok önem veren Türkiye, Sovyetler Birliği'nden isteklerini şöyle belirlemişti:

* 200000 Tüfek
* 5000000 Mermi
* 400 Top
* 75000 Top Mermisi
* 500 Mitralyöz
* 100 Kamyon
* 100000 Asker Elbisesi
* Ayda 600 ton Benzin ,İlaç ve çeşitli malzeme, vs

Sovyetler birinci parti olarak 21 Eylül'den, 15 Ekim 1920'ye kadar 2815 İngiliz Tüfeği, 1885 sandık İngiliz Piyade Cephanesi yolladılar Ayrıca Giresun Alayı Komutanı Osman Ağa'ya da 500 İngiliz Tüfeği ve 250 sandık cephane verildi Sovyet yardımının 18 Eylül 1921'den 14 Haziran 1922'ye kadar ki genel toplamı şöyledir:

* 43374 Piyade Tüfeği
* 56042 sandık Piyade Tüfeği Mermisi
* 18 sandık Rus Piyade Tüfeği Fabrikası Aletleri
* 318 Ağır ve Hafif Makinalı Tüfek
* 81 Top
* 13 Rus Bomba Topu
* 159043 top mermisi
* 40 sandık Fransız El Bombası
* 83 sandık İngiliz El Bombası
* 200 adet Rus El Bombası
* 60 Süvari Kılıcı
* 10 sandık Dumansız Barut
* 48 sandık Rus Piyade Mermi Kovanı
* 8 sandık Rus Piyade Mermi Kapsülü
* 104 sandık Rus Piyade Mermi Çekirdeği

Sovyet kaynaklarına göre ise bu yardım şöyleydi:

* 39275 Tüfek
* 327 Makinalı Tüfek
* 54 Top
* 62986000 Piyade Mermisi
* 147079 Top Mermisi
* 1000 atımlık Top Barutu
* 4000 El Bombası
* 4000 Şarapnel Mermisi
* 1500 Kılıç
* 20000 Gaz Maskesi

Gerek Türk, gerekse Sovyet kaynakları, Sovyet yardımının, Türk Ordusu'nun ihtiyacı göz önüne alınırsa, pek de yeterli olmadığı görülür

Ayrıca Fransızlarla Ankara Antlaşması imzalandıktan sonra Fransızlar Güney Anadolu'yu terk ederlerken, bir kısmını bağış, bir kısmını da satış yoluyla olmak üzere Türk Ordusu'na

* l0089 Tüfek
* 1505 sandık Mermi
* 10 Uçak
bıraktılar Bu anlaşma ayrıca, Türkiye'ye Fransız piyasalarından silah satın alma olanağı da tanıdı

Sağlık Hizmetleri

1921 yılından önce en çok sıkıntısı duyulan şeylerin başında sağlık personeli azlığı ve sağlık malzemesi yokluğu idi Bu tarihe kadar orduda 300 muvazzaf ve 116 yedek olmak üzere 416 doktor, 99 muvazzaf ve 32 yedek olarak 131 eczacı vardı Bu yıl içinde İstanbul'dan 271 muvazzaf, 7 yedek olarak 278 doktor, 11 diş doktoru 18 eczacı geldi Bu rakamlar 1922 yılında arttı 957 doktor, 224 eczacı ve 26 diş doktoru düzeyine ulaştı

Yalnızca savaşta yaralananlar değil, ayrıca salgın hastalıklar, yoksulluk, beslenme noksanlığı, kış mevsiminin aşırı soğukları da Türk halkını ve orduyu perişan ediyordu Verem, zatürree, çiçek, tifo, çeşitli bağırsak hastalıkları, zührevi hastalıklar yüzünden yüz binlerce insan hastanelere başvuruyordu Aşı kampanyaları ile bulaşıcı hastalıklarla savaşıldı Ameliyatlarda uyuşturucu bulunmadığı zamanlar oldu Gaz tenekelerinde su kaynatılarak buharında aletler temizlendi Büyük sıkıntılar çekildi Savaşlarda ölenlerden çok, hastalıktan ölenler vardı Savaşlarda şehit düşenler ile yaralanıp hastanede ölenlerin sayısı en çok 11600 dolaylarında iken, aynı sürede hastalıktan ve yakın sebeplerden ölenlerin sayısı 26000'den çoktu

Ordunun beslenme durumu çok zor yürütülebildi İskorpit hastalığını engelleyen yiyeceklerin yokluğu bu hastalığa neden olurken, değişik gıda verilememesi, etin kemikli oluşu, ekmeğin iyi olmaması, hububatın kabuklu, hatta taşlı ve topraklı oluşu beslenmeyi kötü etkiliyordu Giyim işleri oldukça yetersizdi Tekalif-i Milliye Emirleri bunu açıkça ortaya koymaktadır Giyim yetersizliği sebebiyle sevk erlerinin çıplak denecek durumda gelmeleri, askerlik şubelerinin olanaksızlıkları yüzünden ve ulaşım güçlüklerinden askerlerin uzun yürüyüşlerle gönderilmeleri de kayıplara yol açtı Kayıpların büyümesini engelleyen en önemli etken Birinci Dünya Savaşı'nda Komutanların edindikleri tecrübe oldu Bu sebeple acele seferberliğe gidilmedi Planlı ve dikkatli bir seferberlik uygulandı

Ordunun sağlık hizmetlerine yardımcı olan en büyük kuruluş Kızılay Derneği oldu Hastanelerde sağlık hizmetlerine yardımcı olurken, binlerce adet giyecek malzemesi sağlandı

Ordunun sağlık işleri içinde veteriner hizmetlerinin de ayrı önemi vardı Özellikle, süvari atları, taşıyıcı hayvanlar, taşımacılıkta kullanılanlar, beslenmede yararlanılan hayvanların sağlık iş]eri veteriner hizmetleri ile yapıldı Hayvan kayıpları yüzde yirmiyi aştı

Görülüyor ki Büyük Taarruz öncesi ordunun durumu pek iyi değildir Malzeme, silah, sağlık hizmetleri noksandır Fakat moral kuvvet her geçen gün artmaktadır Eğitim ve disiplin düşman ordusundan çok iyidir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.