Prof. Dr. Sinsi
|
27 Mayıs İhtilali Ve Sebepleri,27 Mayıs İhtilali Sonuçları,27 Mayıs İhtilali Hakkında
27 Mayıs İhtilali Ve Sebepleri,27 Mayıs İhtilali Sonuçları,27 Mayıs İhtilali Hakkında
27 Mayıs İhtilali Ve Sebepleri,27 Mayıs İhtilali Sonuçları,27 Mayıs İhtilali Hakkında
1960 nisan ayı sonundan itibaren başlayıp mayıs ayı boyunca devam eden Ankara ve İstanbul Üniversitesindeki kanlı talebe nümayişleri, TBMM binasının sahne vazifesi gördüğü kavga ve heyecanların sokağa dökülmesi ve buna Kara Harp Okulu’nun meclisin önüne kadar sessiz yürüyüş yapması siyasi ihtirasın kışlanın içine geldiği manasına geliyor ve 27 Mayısın hazırlayıcı sebepleri oluyorlardı
Tarafsız bir nazarla bakıldığında; Menderes kadar halkın kalbini kazanmış, Atatürk müstesna, başka bir devlet adamını Türk Tarihi kaydetmemiştir Menderes’in mali ve iktisadi sahada yaptığı büyük işler olduğu gibi, hataları da olmuştur Fakat 27 Mayısa asıl götüren sebep CHP ile DP arasındaki sürtüşmelerdir
TÜRKİYE’DE CUMHURİYETİN KURULMASINDAN SONRA SİYASİ PARTİLERİN TEŞKİLİ
CUMHURİYET HALK PARTİSİNİN KURULMASI
1 Dünya Savaşı neticesinde Osmanlı Devleti Mondros Mütarekesinin imzalamış, bir müddet sonrada Anadolu’nun Yunanlar tarafından işgali üzerine İstiklal Savaşı başlatılmıştır Mustafa Kemal öncülüğündeki milli mücadele yıllarında ilk meclis Ankara’da açılmıştır 30 Ağustos 1922’de zafer kazanıldıktan sonra 1 Kasım 1922’de saltanat kaldırılmış ve 29 Ekim 1923 tarihinde ise Cumhuriyet ilan edilmiştir
Mustafa Kemal fikir ayrılıklarına ve çekişmelere son vermek için Cumhuriyet Halk Partisini kurmuştur
CHP’ ye Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy gibi kişiler muhalefet etmişler ve Ekim 1924 tarihinde “Cumhuriyetçi Terakkiperver Fırkasını” kurmuşlardır Türkiye’nin kalkınmasını tek partili sistemde gören M Kemal tarafından halkın dini duygularını istismar ettiği gerekçesiyle kapatılmıştır
Böylece CHP, 1946 tarihine kadar tek parti olarak ve 1950 yılına kadar da iktidarda kalmıştır Fakat Mustafa Kemal 1930 yılına kadar yakın arkadaşı Fethi Okyar’a halkın nabzını tutmak için “Serbest Fırka” adında bir muhalefet partisi kurdurmuştur Serbest Fırka 1935 tarihinde kapatılmıştır
10 Kasım 1938’de Mustafa Kemal’ in ölümünden sonra TBMM İsmet İnönü’yü cumhurbaşkanı seçmiş ve Atatürk’ün en yakın arkadaşlarından (iş bankasının kurucusu ve iktisat vekili) Celal Bayar’ı kenara itmiş ve genelkurmay başkanı Fevzi Çakmak’ı ise emekli etmiştir Mussolini ve Hitler gibi bir diktatörlük kurmuştur Mustafa Kemal tarafından ihdas edilen rejimin altı ilkesinden; devletçilik, laiklik ve milliyetçiliği esas almıştır Devletçilik ilkesini ekonomi ile birlikte siyasette de esas almış, laikliği dine saldırı, milliyetçiliği ise Türkçe’nin saflaştırılarak modernize edilmesi olarak ele almıştır Oluşturulan parlamentoda sadece CHP adayları yer almış ve basının tenkitleri ise susturulmuştur Köylerde jandarmanın dipçiği, şehirlerde ise polisin copu esas olmuştur
İnönü hür ve demokratik bir meclis meydana getirmek istedi CHP’ den ayrılan ve başlarında Rana Torhan’ın bulunduğu “Müstakiller Grubu” adında muhalefet bir grup oluşturdu ise de bu grup gülünç duruma düştü
REJİME KARŞI İLK TEHDİT VE İLK MUHALEFETİN DOĞUŞU
Mevcut rejime karşı ilk tenkitler 1944 tarihinde dil yani Türkçe’nin saf hale getirilmesi ve Türkçe’ye mal olmuş kelimelerin atılıp yerine yeni kelimeler ihdas etme politikası hakkında olmuştur Bu tenkitler basının da gündeminde yer almıştır
1945 senesi sonlarına doğru gerçek demokrasiyi istediklerinden dolayı, Celal Bayar, Adnan Menderes, Refik Koraltan ve Fuat Köprülü CHP’ den ihraç edilecekler ve halk bunları aynı kaderi paylaştıklarından dolayı “Dörtler” diye isimlendireceklerdir
1945 Temmuzunda Nuri Demirhan, Hüseyin Avni Ulaş ve Cevat Rıfat Atilhan tarafından İslam birliği esas olan bir programla “Milli Kalkındırma Partisi” adında muhalif bir parti kuruldu Fakat 1946 seçimlerinde hiç bir mebus çıkaramamışlardır
Halk tarafından “dörtler” diye isimlendirilen kişiler bir araya geldiler 1945 senesi sonlarında “Demokrat Partiyi” kurdular 7 Ocak 1946’da ise partinin programını ilan ettiler
2 Dünya Savaşı’ndan müttefiklerin galibiyeti, demokrasinin totaliter rejimlere galibiyeti olarak algılandı İnönü’nün Demokrat Partiye müsaade etmesi, totaliter bir sistemi devam ettirmesinin mümkün olamayacağına inanması ve Rusya’nın karşısında Avrupa’nın Türkiye’yi yalnız bırakma endişesi idi
1946 SEÇİMLERİ
1947 Tarihinde yapılacak seçimler, yeni kurulmuş olan Demokrat Partiyi hazırlıksız yakalamak düşüncesi ile 1946 temmuzuna alındı 18 yy’ da Fransa, 1946 yılına kadar Türkiye’de uygulanan iki dereceli seçim; yani, halkın seçtiği insanların mebusları seçtiği sütun değiştiriliyor ve halk direk olarak mebusları seçiyordu Bu CHP’ ye iki avantaj sağlıyordu
Birincisi: Köy ve kasabalarda halkın sindirilmesi kolaydı
İkincisi: Oy pusulalarının değiştirilmesi ve çalınması kolaydı Ayrıca “açık oy kapalı sayım” sistemi getiriliyor ve sayımdan sonra oyların hemen yakılması esası konuyordu Neticede seçimler yapıldı
CHP            : 396
DP              : 62
Müstakiller  : 17
CHP’ nin başarısı, oy hırsızlığından geliyordu
1946 seçimleri sonrasında mecliste il tartışma İtalya’dan alınan ve ilaveler yapılan ceza kanunu hakkında oldu Bu tartışma aynı kanunun altında bulunan Celal Bayar’ ın pasifliğine sebep olmuştu Bu nedenle Kenan Öner Bey, Osman Bölükbaşı gibi birkaç mebusu da yanına alarak Demokrat Parti’den ayrılarak, 20 Temmuz 1948’ de Millet Partisini kurdu Millet Partisi, altı ilkeyi benimseyen CHP, laiklik ve devletçilik ilkesi üzerinde değişiklik yaparak aynı ilkeleri benimseyen DP’ den farklı olarak iktisadi sahada liberal, milli örf ve ananeler bakımından muhafazakar bir demokrasiyi ilan ediyordu
1949 yılında TBMM, İnönü’ nün Reisicumhur görevi ile parti başkanlığı görevini kendisinde toplanmasını ve seçim sistemini tartışmıştır Seçim sisteminde “kapalı oy, açık sayım” usulü benimsenmiştir Ülkenin içinde bulunduğu mali ve iktisadi sıkıntılar hükümeti 14 Mayıs 1950’de seçim yapmaya mecbur etti Sonuç:
CHP            : 67
DP              : 416
MP             : 1
DEMOKRATLAR İŞ BAŞINDA
Mayıs ayı sonunda yeni seçile mebuslar Ankara’ya geldiler ve meclis merasimle açıldı Cumhurbaşkanlığı seçiminde 400’den fazla oy alan Celal Bayar cumhurbaşkanı oldu Refik Koraltan meclis başkanı oldu Adnan Menderes başvekil, Fuat Köprülü ise hariciye vekili oldu
CHP ‘ ye göre idare etmek sanatı zülüm ve baskı ile hareket etmekten ibaret idi Metodu ise “zirveden kaideye” formülünde manasını buluyordu Bunun manası, şef vesayet altına alınmış olan halkın adına düşünür ve karar verir
DP’ ye göre ise hükümet olmanın ruhu “hürriyet içinde disiplin” esasında manasını buluyor ve formül “kaideden zirveye şeklini alıyordu Yeni hükümetin aldığı üç karar onun yeni istikametini belirliyordu Bu kararlar:[*]Ezanla ilgili karar: Ezanın Türkçe mi Arapça mı okunması din adamlarının salahiyetine bırakıldı [*]Dini tedrisatla ilgili karar: Dini eğitim ve öğretim ilkokulda 4 sınıftan itibaren ihtiyari, yani anne babanın isteğine bağlı bulunuyordu [*]İnönü tarafından değiştirilen anayasa aslına irca ediliyordu DEMOKRAT PARTİ İKTİDARININ MÜSBET İCRAATI
Demokrat Partinin 10 yıllık iktidarı boyunca Türkiye’nin sosyal ve iktisadi yapısını değiştirmiştir Bu değişiklikler:- İstihsal, mal ve kıymetlerin tedavülünde müthiş gelişmeler oluştur
- En küçük köylere kadar yollar asfaltlanmış ve binlerce köy içme suyuna kavuşturulmuştur
- Limanlar ve dev barajlar inşa edilmiştir
Tarımda verim artmış, kara sabandan makineli tarıma geçilmiştir Şeker, dokuma ve çimento fabrika-ları kurulmuştur
- Özel teşebbüs teşvik edilmiş, büyük şehirler çamurdan kurtarıl-mıştır
- İzmir ve Erzurum’a iki yeni üniversite açılmıştır
- Halk ile hükümet arasında buzların eridiği bir dönem olmuştur
DEMOKRAT PARTİ HÜKÜMETİNİN KARŞILAŞTIĞI GÜÇLÜKLER VE HATALARI
Menderesin hazırladığı hükümet programına muhalefet edenler “61’ler grubun”u oluşturdular Yolsuzlukları yapan bakanların hakkında (Samet Ağaoğlu) meclis tahkikatı yapılmasını istiyorlardı
Diğer bir tartışmada T C K 481 devlet memurları statüsünde mebus ve bakanların kabul edilmemesi ve ithamların gazetelerce delillerinin ibraz edilememesi kanununa muhalefet edilmişti Bunlarda “19’lar grubunu” oluşturuyordu
Bu “19’lar” Menderes Kabinesi iç işleri Fevzi Lütfü Kara Osmanoğlu’nun başkanlığında DP’den ayrılarak “Hürriyet Partisini” kurdular Bu parti yürümedi ve milletvekillerinden çoğu CHP’ye katıldı
Hükümetin ilk hatası, kendini destekleyen Türk Milliyetçiler Derneği’nin Ahmet Emin Yolman olayı üzerine kapatılmasıdır (1953) Milliyetçiler Derneği’nin kapatılması CHP’nin kurduğu “CHP Gençlik Kolları”, “Devrim Ocakları” gibi adlarla kurulan cemiyetlerle üniversite gençliğini arkasına almasına sebep oldu Menderes bunu nisan 1960’da anlayabilmiştir
Rakip parti olarak gördüğü Millet Partisini, dini istismar ettiği düşüncesi ile kapatan Menderes, CHP ile arasındaki engeli aleyhine olarak ortadan kaldırıyordu Ertesi gün; yani, 10 şubat 1954’de aynı milletvekilleri “Cumhuriyetçi Millet Partisi’ni” kurdular CMP, Tahsin Demiray ve Cezmi Türk liderliğinde kurulan “Köylü Partisi” ile birleşerek “Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi” adını aldı
2 mayıs 1954 seçimlerini 504’e karşı 31 milletvekili ile kazanan DP ülkenin içinde bulunduğu mali ve iktisadi krizle, 1952 yılında CHP’nin mallarının haciz edilerek hazineye konulması üzerine oluşan muhalefet ve Kıbrıs’la ilgili muhalefet tartışmalarıyla karşılaşıyordu
Bütün bu olumsuzluklara rağmen hükümet, karşılığını vermeden büyük şehirlerde istimlak hareketlerine girişmiştir CKMP lideri Osman Bölükbaşı hakkında takibat açıldı ve onu seçen Kırşehir vilayetken kaza haline getirildi
27 ekim 1957 seçimlerinde ise CHP 178 sandalye elde etmiş ve Menderes Hükümeti kan kaybetmeye başlamıştır 1954 seçimleri sonrası demokratik yollarla hükümet olamayacağı anlayan CHP, yeraltı çalışmalarına başlamıştır
DEMOKRAT İKTİDARIN ZAYIFLAMASI MUHALAFET BASININ SERT TENKİTLERİ
Bir taraftan muhalif basının tahrikleri, diğer taraftan da halkçıların propaganda seyahatleri ile memleket baştan başa bulgur kazanı gibi kaynıyordu
Halkçıların çevirdiği dolaplar ordu içinde olduğu gibi, üniversite gençliği arasında da yayılıyordu Muhalefet Güney Kore’deki askeri ayaklanmayı ve bilhassa 1958 yılında Bağdat’ta yapılan ihtilali istismar ediyordu “Zalimleri yıkmak için gereken cesaret ve bizim ordumuzda ve gençliğimizde de vardır ” diye slogan atıp tahriklerde bulunuyorlardı 1958’de dokuz subayın iştirak ettiği askeri bir komplo ortaya çıkarılıyordu
Salahiyet kanunu, gerginliği daha da artırıyor ve üniversite gençliği ayaklanıyordu Tarihi açıdan bakılırsa, 27 Mayıs hadiseleri İstanbul Üniversitesi talebelerinin ayaklanmasıyla başlamış oldu 28 Nisan 1960’da üniversite gençliğinin ayaklanması, polisle çatışması ve askerle kucaklaşması işin vahametini ortaya koyuyordu
Başvekilin daveti üzerine Ankara’ya giden Ali Fuat Başgil, Celal Bayar, Menderes, Fatin Rüştü’nünde bulunduğu bir heyette Menderes, “Siz halkın büyük desteğine dayanarak, üniversite profesörleri, yazarlar, gazeteciler ve subaylar gibi memleketin uyanık ve cevval kuvvetlerini ihmal ettiniz Uzlaştırıcı tavrınız dahi onları size kazandırabilirdi Fakat,siz sert tavırlar çizdiniz “diyerek ve istifa etmesini, muhalefete birkaç bakanlık vererek bir koalisyon kurulmasını çözüm olarak teklif edecektir (Nisan 1960)
Aynı zamanda 22Mayıs’ta harp okulu talebeleri Ankara’da sessiz yürüyüş yapmışlardı Bu da 27 Mayıs’ın habercisiydi
SUBAYLAR ARASINDAKİ MEMNUNİYETSİZLİĞİN SEBEPLERİ
1950 seçimlerini kaybeden İnönü’yü ziyaret eden yüksek rütbeli subaylar isteğini sormuştur İnönü ise halkın infialinden çekinmiştir Yine aynı yıl Erzurum-Ankara arasında uçaktan broşürlerle İnönü’ye destek olunması istenmiştir 1954’ten sonra yumuşayacak, 1957’den sora tekrar alevlenecektir
1957 tarihinde gizli bir komite kurulmuştu Bu komitede aralarında Orhan Erkanlı, Orhan Kubilay, Ahmet Yıldız ve daha sonra Alparslan Türkeş, Numan Esin gibi yüksek rütbeli subaylar bulunuyordu Komite, 57 seçimleri öncesi girişimde bulunmayı düşünmüş, görüş ayrılığı bu girişimi erteletmişti İstanbul Harp Akademisinde, planlar yapılmış ve iş Ankara’ya bırakılmıştır “İhtilal sonrasında ne olacak ?” sorusuna ise çoğunluk, seçime gidilip, politikadan çekilmeyi benimsemişti
|