Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
düzeni, geçişi, harp, icraatları, ilk, iskender’in, nelerdir, ordusu, tahta

İv. İskender’İn Ordusu, Harp Düzeni, Tahta Geçişi Ve İlk İcraatları Nelerdir

Eski 09-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İv. İskender’İn Ordusu, Harp Düzeni, Tahta Geçişi Ve İlk İcraatları Nelerdir



IV İskender’in Ordusu, Harp Düzeni, Tahta Geçişi ve İlk İcraatları Nelerdir,
IV İskender’in Ordusu, Harp Düzeni, Tahta Geçişi ve İlk İcraatları Nelerdir
IV İskender’in Ordusu, Harp Düzeni, Tahta Geçişi ve İlk İcraatları,

1 Ordunun donanımı, hareketi, ikmali ve Harb Düzeni,
a İskender’in ordusu
Hassa süvarilerinin (Companion cavalrymen) savaş kıyafeti metal miğfer, metal göğüslük zırh (bazen üst kola kadar inen bir omuzlukla birlikte), uzun pelerin, karnı ve jenital bölgeleri kapatan metal veya deriden kısa eteklik ve sandal tipi ayakkabılardan oluşuyordu Süvarilerin esas silahı, hafif ve dayanıklı pornel ağacından yapılma bir mızraktı; mızrağın dengeyi sağlayan tutamağı ve iki ucunda da bıçakları vardı Suvari mızrağını tek koluyla kullanırdı Toplu bir saldırıda mızrak, süvari ile atının birleşik ağırlığı ile momentum kazanırdı; hedefe ulaştığı an mızrak ya kırılır ya da atılırdı; aksi halde suvarinin kendisi attan düşebilirdi Mızrağı başarıyla kullanmayı ilk becerenler Makedonyalılardı Suvari bundan sonra oldukça uzun ve kavisli kılıcını kullanararak savaşa devam ederdi; kılıç özellikle kesmeye yönelik tasarlanmıştı Normal olarak savaşta kalkan kullanmazdı; ancak bir seyis gereğinde vermek için kalkanı taşıyabilirdi Bu şekilde donanmış olan süvari birliği bitişik nizamda, ve düşmana dönük uzun, keskin bir uç oluşturarak ilerlerdi; böylece kolaylıkla sağa sola manevra yapabilir ve düşman saflarındaki açıklara dalabilirlerdi ( bu düzeni Thebes’li Epominondas ara sıra kullanmıştı; düzenli olarak ilk kullanan Filip idi) Bunu başarmak için çok talim yapmak gerekiyordu; çünkü süvariler uçtaki liderden gözlerini ayırmamak zorundaydılar (yaban kazı sürüsü gibi) İşlevleri hızlı yarma hareketiyle düşman süvarisini dağıtmaktı Filip’in komutası altında, İllirya, Trakya ve İskityanın yetenekli süvarilerine karşı bu düzen başarı sağladı Piyade saflarına saldırılmıyordu; ancak piyade safları bozulduğu anda mızrak ve atın ağırlığını kullanarak araya dalıyorlar, boşluklarda, arkadan kuşatmalarda ve Filip’in MÖ 358 yılında İlliryalılar üzerinde kazandığı zaferde görüldüğü gibi dağılmış düşmanı kovalarken ölümcül oluyorlardı Atlar genellikle iğdiş edilmiş beygirlerdi; çivili gem ve mahmuzla idare edilirlerdi Dayanıklı türde ve iyi eğitilmiş olurlardı; ancak savaşta sıkça yaralanıp ölürler, uzun takiplerde de sakatlanırlardı çünkü nal kullanılmazdı Pers atlıları ve ortaçağ şövalyelerine göre bu suvarilerin daha hafif zırhlı olmalarının bir nedeni de atların daha küçük ve hafif olması olabilir
Olasılıkla Doğu Makedonya kökenli olan hafif suvariler ise Filip’in zamanında ve İskender’in ilk yıllarında hizmet verdiler Bunların içinde Sarissasophoroi adı verilen mızraklı birlikler, sarissa adı verilen, Hassa süvarilerininkine benzer ama daha uzun mızraklar kullanırlardı Bazı tasvirlerde İskender sarissa ile gösterilmiştir
Yüzyıllar boyunca Thesalliayalı soylular en iyi atları yetiştirmiş ve Yuanistanın en iyi süvarileri olmuşlardı Yunan usulü donanımda iki kısa mızrak taşırlar, birini cirit atar gibi kullanır, ötekini de duruma göre mızrak veya cirit olarak kullanırlardı; ayrıca da kesici kavisli kılıç kullanırlardı Hassa süvarileri gibi koruyucu zırh giyerlerdi; ayrıca bazen atlarının alnı, göğsü ve sağrıları tunçtan koruyucularla örtülürdü Teselyalıların baklava dilimi dizilimini buldukları söylenir
Hassa piyadeleri, yani pezhetairoi ve asthelairoi, metal miğfer, metal baldır zırhı, boyun veya omuza asılan yaklaşık 60 cm eninde daire biçimli kalkan, hafif kızılcık ağacından yapılma ve iki elle kullanılan uzun bir kargı (sarissa) ve ikinci silah olarak bir hançerle donatılırlardı Kargıların boyu 45 - 55 m arasında olup ortalarında halka biçiminde metal tutamak bulunurdu; ucundaki 30 cm uzunluğundaki bıçak, öteki uçta dikenli bir metal tokmakla dengelenirdi Filip döneminde uzun süre yalnızca subayların metal göğüslük zırh giydiği anlaşılıyor; ancak sonraki yıllarda zenginlik arttıkça göğüs zırhı yaygınlaştı İskender zamanında genel kullanımdaydı Bu donanım, esas olarak, falanks adı verilen uzun ve bitişik düzen saf tutulan, ve benzer bir düşman safına karşı yapılan savaş için tasarlanmıştı Normal olarak ön saftaki her piyade için 1 metre alan gerekirdi
Ön saftaki piyadenin arkasında en az yedi adam olurdu Önü kendi 45 m uzunluğundaki kargısının bıçağına ek olarak ayrıca arkadaki 3-4 kargının bıçaklarıyla da korunurdu; arkadaki kargılar en uzundan en kısaya öne doğru dizilmiş olurdu Başka türlü bir düşmanla karşılaşıldığı zaman keski veya sütun gibi başka formasyonlar da alınabilirdi Hareket halindeyken piyade hızını ve yönünü süratle değiştirebilirdi; ayrıca farklı arazilerde donanımlarını korumak zorundaydılar Katı disiplin ve kesin talim esastı; en iyi eğitim de savaş deneyimiydi Bu nedenle İskender Asya seferine çıkan birlikleri oluştururken genç savaşçıları değil deneyimli piyadeleri seçti
Hypaspistler klasik düzende yapılan bütün muharebelerde falanksda yer aldıkları için piyade birliklerinden sayılırlar Savaşta onlar da Makedonya falanksının tipik silahı olan kargıyı kullanırlardı ve, göğüz zırhı hariç, Hassa piyadeleriyle aynı donanıma sahiptiler; göğüs zırhını yalnızca subayları giyerdi
Göğüs zırhı takmamak zorunlu yürüyüşlerde ve gece operasyonlarında hareket kabiliyiyetini arttırıyordu Bu nedenle Hypaspistler bazen hafif silahlı birliklerle birlikte özel harekatlarda kullanılırdı Bütün askerler içinde en çok operasyona katılan, en sert ve dayanıklı olan onlardı
Savaş düzeninde, falanks askerlerinin kargı kullandığı biliniyor Bu silah Makedonyalılara Balkan piyadeleri ve Yunan hoplitleri üzerinde üstünlük sağlamıştır; ayrıca Asya'da yapılan düzenli muharebelerde de hem piyade hem de süvariye karşı üstünlük sağlamıştır İdeal koşullarda düz arazide savaşırlardı, ancak engebeli arazide de başarılıydılar Değişik koşullarda değişik silahlarla savaşabildikleri açıkça görülüyor; örneğin Darius'u takip ederken son aşamalarda, Tir surlarında açılan gediklerden içeri dalarken veya dağlık arazideki savaşlarda Sarissa'nın sapının birbirine geçmiş iki parçadan oluştuğu anlaşılıyor; bunlar yürüyüş sırasında olasılıkla birbirinden ayrılıyordu; her parça normal bir mızrak boyundaydı ve gereğinde mızrak olarak kullanılmış olabilir
Piyade birlikleri içinde değişik Balkan birlikleri de yer alıyordu Genellikle kendi donanımlarını kullanıyorlardı
Hoplit adıyla bilinen piyadeler, Hassa piyadelerinin Yunan karşılığıdır Bunlar daha ağır silahlıydılar; donanımları miğfer, göğüs ve baldır zırhı, sol dirsek ve sol ele geçirilen çift tutamaklı büyük tunç kalkan, yaklaşık 15 m uzunluğunda mızrak ve bir kılıçtan oluşuyordu Onlar da ardarda sekiz askerden oluşan yakın düzen falanksda dövüşmek için eğitilmişlerdi; ama bu düzen daha az esnekti ve muharebede daha düz araziye gereksinimi vardı Hoplitlerin silahları ve savaş metodları Hassa piyadelerinkilerle uymadığı için, bunlar İskender'in büyük muharebelerde saflarda kullanılmadılar
İskender'e babasından miras kalan ve Asya'ya götürdüğü Avrupa ordusunun dikkate değer özelliği, her parçasının kendine göre bir uzmanlık alanı olmasıydı İskender'in emrinde , hafif ve ağır silahlı, düzenli veya düzensiz, bilinen hemen her türlü süvari ve piyade birliği vardı; ayrıca da kuşatma ve mancınık uzmanları, yol yapımcıları, köprü yapımcıları, arazi değerlendirme uzmanları gibi her türlü beceri sahibi birlik bulunuyordu Her birlik türünün en iyisiydi, iyi donatılmış ve çok iyi eğitilmişti Donanma da, küçük sayılabileceği halde, Yunanistan'ın Atina dahil önde gelen denizci devletleri tarafından hazırlanmıştı; Yunan trireme'leri ve Yunan denizcileri Akdenizde hala birinciydi
Makedonları zorlu hizmetler için eğitnmek üzere Filip onları sık sık yaklaşık 50 km yol yürütürdü Bu yürüyüşlerde askerler tam silahlı ve tam donanımlı olup miğfer, kalkan, baldır zırhı, kargı vs yabısıra ayrıca da yiyecek ve günlük yaşamdaki her türlü gereksinimlerini taşımak zorundaydılar Günümüzdeki komando eğitimini anımsatan bu tür eğitim o zamanlar genel bir uygulamaydı ve büyük bir fiziksel güç ve dayanıklılık kazandırıyordu Engebeli arazi üzerinde bu tür yürüyüşlerde dört kişilik düzgün safları korumak veya çorba kazanının kaynamasını beklemek söz konusu değildi Birlikler dağılıyor ve her asker kendince olabildiğince hızlı yol alıyordu Herkes kendi kendinin yük katırıydı; bir aylık un stoku taşımak söz konusu olabilirdi ve asker kendi yemeğini kendi metal tasında hazırlardı
Her Yunan hoplitinin kalkan ve donanımını taşıyacak genç bir kölesi varken, Filip yürüyüşte on savaşçıya yalnızca bir taşıyıcı kullanma izni veriyordu; o da halat ve öğütücü gibi şeyler içindi Birlikler ve atları aynı çizgide eğitiliyorlardı, böylece engebeli arazide uzun takipleri sürdürecek yeteneği kazanıyorlardı: Filip her süvariye yalnızca bir seyis veriyordu
Kuşatma kuleleri ve köprü yapmakta kullanılan ağır malzeme ve diğer levazımı nakletmenin en iyi yolu, mümkün olabildiğince, donanmadan yararlanmaktı; Filip’in 340-339 yıllarındaki seferinde ve İskenderin Asya seferinin başlangıcında böyle yapılmıştı Karada öncü birlikler düşmanı püskürttükten sonra, yük konvoyu kendi ağır temposuyla onu izlerdi Tekerlekli yük arabaları öküz ve atlar tarafından çekilir, arada askerler omuz verirdi Ama bazen, İskenderin Balkan seferinde olduğu gibi, yük konvoyu hızla ilerleyen bir orduyu izlemek zorundaydı; bu da dikkatli bir planlama, hayvanların sıkça yedekleriyle değiştirilmesi ve arazi hakkında bilgi edinmekle gerçekleştirilebiliyordu
İletişim ve mühimmat bağlantılı konulardı Yol yapımı önemliydi; örneğin Balkalardaki yol yapım çalışmalarından sonra İskender Trakyalı birliklere dağlık Likya’da bir yol açma görevi vermişti Mevcut Pers yollarının, veya moloz ve yassı taş döşeli yeni yolların var olduğu yerlerde bile yük nakletmek zaman alıyordu; Makedonya’dan Hindistana atlı veya yaya ulaklarla mesaj ulaştırmak yaz aylarında bile aylar sürüyordu Filip ve İskender erzak ve levazım sorunu için mümkün olduğunca yerel çözümler bulmak zorundaydılar Ordu çok kez birkaç kola ayrılarak bağımsız gruplar halinde ilerliyordu Böylece resmen el konmuş veya köylülerden satın alınmış yiyeceklerle idare edebiliyordu Yerel ürünün az olduğu bölgelerde ordu asker ve atlar için daha uygun yiyecek bulabilecekleri yerlere ulaşmak için iki kat hızla ilerliyordu; Persepolis ile Susa arasında olduğu gibi Yoksunluklar, dinlenme zamanı gelince içki ve ziyafetlerle unutuluyordu Yine de Fenike’den Indus vadisine gemi ile nakliye yapılırken, veya ordu Hindu Kuş dağlarını aşarken uzun vadeli planlar yapmak esastı Bu iletişim ve levazım sorunlarının başarılı çözümleri İskender’in bir general olarak üstün niteliğini göstermiştir

Alıntı Yaparak Cevapla

İv. İskender’İn Ordusu, Harp Düzeni, Tahta Geçişi Ve İlk İcraatları Nelerdir

Eski 09-10-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İv. İskender’İn Ordusu, Harp Düzeni, Tahta Geçişi Ve İlk İcraatları Nelerdir



b İskender’in Harb düzeni
Daha eski Yunan savaş sanatı yalnız, orduların sıkça birbirine bitişik uzun bir hat üzerinde derinliğine dizilmiş savaş düzenini tanıyordu Erişim mesafasine kadar bütün bu hat eşit suretle ilselemelerle düşmana yaklaştırılırdı Bu muharebe düzeninde hemen hemen yalnız hoplit ve ağır teçhizatlı piyadelerin kullanılmasına izin vermekte idi
Yarım dönme hareketleri ve buna paralele basit manevralar bilinen bir oluydu İfikrates’in IV Yüzyılın birinci yarısında hafif silahlı kıtalaır orduya dahil etmesinden sonra Epameinondas tarafından harp usulü; çalışma, talim ve eğitime daha önceden gereksinim gösteren, zor bir sanat haline getirldi Kendisi ihtisaslaşmış muhtelif sınıf kıtalardan yararlanması hususunu ve çarpık savaş düzenini savaş sanatına kattı Bu savaş düzeninde ordunun sağ tarafı zayıf bir şekilde düzenleniyor ve düşmandan uzakta tutuluyordu Sol taraf ise fazla bir derecede kuvvetlendirilmiş ilk saldırıyı yapıyordu Bu saldırı tarafı sayıca fazla olduğundan düşman cephesini yarıyor ve içeriye doğru dönme hareketi yaparak, sağ tarafın da aynı zamanda saldırıya geçmesiyle karşı tarafın savaş düzenini bozuyordu Filip II gençliğinde üç sene süreyle Tehb’de kalarak Epameinondas’ın bu savaş sanatını geniş bir şekilde incelemişti Elde ettiği bilgilerden yararlanarak kendi savaş yöntemini geliştirdi

İskender’in kullandığı savaş düzeni ve yöntemi prensip olarak Epameinondas’ın yöntemiyle aynıdır Yeni olan tek şey İskender’in yaptığı tüm muharebelerde ağır süvaileri kullanması ve ilk saldırıyı onlara yaptırmasıdır Bu saldırılar sırasında kendisi şahsen süvarilere komuta etmekte idi Saldırı sağ taraftan yapılmakta ve düşmanın sol tarafının en zayıf noktası hedef alınmaktaydı Düşman tarafı işte bu ağır darbenin etkisiyle yarılıyordu Eşit sayıdaki tümenler halinde düzenlenen piyade birlikleri yürüyüş düzeninde ilerleyerek gitgide düşman savaş düzeninin diğer kısımlarına saldırmaktaydı Bu şekilde yürüyüş gerek muhtelif tümenler arasında gerekse ileriye doğru atılan ağır süvariler ile en dışardaki sağ taraf piyade birliğinin arasında meydana gelen boşluklar hafif kuvvetler tarafından dolduruluyordu Bu şekilde bir savaş düzeni içerisinde başarı, muhtelif sınıf ve gruptaki birliklerin saldırıyı herhangi bir enegele takılmadan koordineli bir şekilde gerçekleştirmelerine bağlıydı Bunun içinde subay ve erlerin daha önce uzun süre talim ve eğitim görmelerine gereksinim vardı İskender'’n başarılarının büyük bir kısmı, kazanılan muharebelerden alınan derslerden süratle yararlanılması yoluna gidilmesine dayanmaktadır Düşman muharebe hatlarının yarılmasından sonra İskender onlara yeniden toplanmak için vakit vermeyerek, düşman ordusunu tam olarak yok etme amacıyla, kendi askerleri yorgunluktan takip edemeyecek hale gelinceye kadar, kaçan düşman artıklarını bir hilal içine alarak takip ederdi Bu muharebe şekline “yoketme savaşı” denmektedir
Emir alan herhangi bir subay orada olsa dahi bütün askeri emirler yazılı olarak bildirilirdi Görevin yerine getirlmesinden sonra emri alan kişi cevap olarak bir rapor verirdi Bu usul ve yöntemler geniş kadrolu br yazı işleri dairesine gereksinim gösteriyordu İşte bu yazı işleri dairesi Trakya’nın Kardiye bölgesinde bulunan Evimenes tarafından organize ve idare edilmekteydi Burada bütün evraklar kayda geçirilerel imza edilmesi veya bilgi sahibi olması için krala arz edilir sonra da arşive konurdu Emirlerin yazılı olarak verilmesi zor ve zaman alıcı bir yöntem olduğundan muharebe sırasında emirler yaverler tarafından sözlü olarak ilgililere iletilirdi

Alıntı Yaparak Cevapla

İv. İskender’İn Ordusu, Harp Düzeni, Tahta Geçişi Ve İlk İcraatları Nelerdir

Eski 09-10-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İv. İskender’İn Ordusu, Harp Düzeni, Tahta Geçişi Ve İlk İcraatları Nelerdir



2 İskender’in tahta geçişi ve ilk icraatları
Filip’in ölümünden hemen sonra that kavgaları baş göstermiştir İseknder kralın ilk oğludur Ancak taht üzerinde hak iddia eden başka kimseler de vardı Örneğin Perdikas’ın oğlu Amyntas ve Lynkestis ailesinden Aleksandros Ancak halk genel olarak İskenderi’in taraffını tutmakta idi Çünkü o Makedonya adına büyük zaferler kazanmış Filip’in oğluydu, bunun yanında kendini iyi bir devlet adamı ve iyi bir komutan olarak kanıtlamış bulunmaktaydı Yani hem halkın, hem ordunun sevgisini ve saygısını kazanmıştı Aleksandros artık kendisi için tahta geçme umudunun kalmadığını anlamıştı ve kral olarak İskender’i selamlayan da ilk o oldu
İskender kral olduğunda henüz sadce yirmi yaşında idi Dolayısıyla kral olmakl için kuvvet sahibi olduğunu kanıtlamalıydı Atina’da kral Filip’in ölüm haberi büyük bir sevinç ve coşku ile karşılanmıştı Onu öldüren kişinin adını ölümsüzleştirmek için şeref kararı tahsis etmişlerdi Bunu yapan bizzat Demosthenes’in kendisi olmuştu
Demosthenes meclis toplantısında söz alarak Hellen halkını İskender’e karşı kışkırtmaya çalıştı Kralın ölmümü üzerine, sanki Filip ile yapılan ittifak anlaşması sona ermiş gibi Atina, Thebai, Thessalia ve neredeyse bbütün Hellen memleketlerini İskender ile bozuşmak için harekete geçirdi Kralın komutanlarından biri olan Attalos da Hellenlerle işbirliği yapmaya hazırdı Makedonya’nın kuzeyinde bulunan kavimler ise zaten saldırmaya çoktan hazırdılar Dolayısıyla İskender kuzeyde Attalos’un kuvvetleri ve barbalar ile güneyde Hellenler arasında sıkışmıştı İskende doğrudan doğruya Attalos üzerine yürümeye karar verdi Attalos’u vatan haini ilan ederek onu ölüm cezası suçuna çarptırdı Kral yakın dostlarından biri olan Hekataios’a Asya’ya gitme orada komutanlarından biri olan Parmenion’un kuvvetleriyle birleşerek Attalos üzerine yürümesi için emir verdi Kuzeydeki kavimlerden ise sadece yağma ve soygun akınları geleceğinden ve daha sonra yapılacak bir seferler bu barbarlar kolayca kontrol altına alınabileceğinden kendisi Hellenler üzerine yürümeye karar verdi

İseknder Thessalia’ya gitmek üzere yola çıktı ve burayı savaşmaksızın ele geçirmeyi başardı Böylece ilerde Perslere karşı yapılacak savaşta güçlü bir müttefik elde etmiş oldu Thessalia’yı ise bir anlaşma ile aldı Buna göre ailelerin, bölgelerin haklarına hiçbir şekilde dokunulmayacağına, savaşlarda kazanılacak ganimetlerden Thessalia süvarilerine eşit pay çıkaracğına, Phtia’yı vergiden muhaf tutarak saygı göstericeğine söz verdi Bu sayede İskender’e Thermopylai yolu açılmış oldu Böylece İskender ilerleyerek Thebai’i de ele geçirdi Atina’da Thebai’nin ele geçirildiği haberi büyük bir panik yarttı En ateşli İskender alehdarlarının bile cesareti kırıldı Atina İskender’e elçiler göndererek af diledi İskender bu elçileri iyi karşıladı ve olup biten herşeyi affetti ve babasıyla zamanında yapılmış olan anlaşmayı yeniledi
Bunun üzerine Korinth’de yapılan toplantıya Isparta dışında tüm Hellen devletleri katıldı İskender Yunanistan’ın mümkün olduğu kadar çabuk yatışıtırılmasından ve Perslere karşı Makedonya hegomonyasının tanınmasından başka bir şey istemiyordu Bu anlamda birliğin şekli yenilendi ve İskender de kayıtsız şartsız Hellenlerin başkomuanlığına tayin edildi
Kışın gelmesiyle İskender makedonya’ya geri döndü ve kuzeydeki barbar kavimlerinin üzerine yürümek için hazırlanmaya başladı Artık Attalos buna engel olamıyordu Hekataios , Parmenion ile birleşmişti Bunlar, Attalos’u sadık kıtalar içinde yakalıyacak kadar kendilerini kuvvetli görmediklerinden onu öldürtmüşlerdi
İskender Perslerden alınan para yardımı ile Makedonya asilzadelerindnen bazılarının Filip’e karşı bir suikast düzenlediğini ve bunu yerine getirdiklerini ilan ettirdi İskender kendi alehinde olabilecek veya herhangi bir nedenle kendi hakimiyeti için tehlikeli olabilecek kişileri Filip’e karşı yapılmış suikaste katılma suçu ile idam ettirdi
Kuzeydeki barbar kavimlere karşı yapılacak sefer, Perslere karşı yapılacak olan Asya seferi’nde kralın arkasının sağlam olması için gerçekten önemliydi Bu kavimler ( Traklar, Getler, Triballer, İllyrialılar) Makedonya’’yı üç taraftan sarmışlardı ve ordunun yokluğu içinde önemli bir tehlike teşkil edebilirlerdi
İskender ordusunu önceden hazırlamak ve teçhiz etmek, kefe önem vermek, taktik sahasında ustaca manevralar yapmak ve tam vaktinde saldırıya geçmek suretiyle Tuna ülkelerinde ilerledi ve buraları kontrolü altına aldı, Tribal’lerin Makedonya egemenliğini tanımalarını sağladıktan sonra Illiryalıların üzerine yürüdü İskender bu işte de başarı sağladı Böylece; serbest Trak’ların berataraf edilmesinden sonra Odrys Trak’ları da rahat durmaya zorlanmıştı Tribal’lere karşı akzanılan zafer ile Tuna’nın güneyindeki kavimler üzerinde Makedonya egemenliği kurulmuş, Get’lerin yenilmesiyle Tuna ırmağı sınır olarak sağlanmış ve bu seferin amacı elde edilmişti
Bu sırada Hellenler İskender’in hegomonyasını tanımalarına rağmen kralın çok uzakta bulunmasından faydalanarak bazı kişiler Yunanistan’da eski hürriyet ve şöhret günlerinden bahsederek kurulmuş olan siyasi durumu zedeliyorlardı
Pers kralı Dareios da Makedonya kralının kendisi için ne kadar büyük bir tehdit olduğunu yavaş yavaş kavramaya başlıyordu Pers Kralı Hellenlere hitaben bir yazı çıkararak onlalrı İskender’e karşı savaşmaya teşvik etti ve ayrı ayrı Hellen devletlerine bolca para gönderdi Atina Demos’u şehre gönderilen 300 talenti kabul etmemesine rağmen Demosthenes İskender ile yapıan barışı bozmak amacıyla bu parayı kabul etti Demosthenes büyük kralın komutanları ile mektuplaşmakta ve İskender’ karşı mücadelede ona bilgi göndermekte ve kendisi de ondan malumat almaktaydı Başka halk liderleri de Demosthenes ile birlik olarak Makedonya devletine karşı yeni bir savaş hazırlığı yapmaya başladılar Bunun dışında bir çok kavim ve memleketlerinden sürülmüş mülteciler de zaten böyle bir savaşa katılamaya dünden hazırdılar
Bu sırada İskender’in Triballer’e karşı yaptığı savaş sırasında yenildiği ve öldüğü söylentisi Yunanistan’da yayılmaya başladı Halkın büyük bir çoğunluğu gösterilen yalancı şahitler ile buna inandırıldı Böylece İskender ile yapılmış olan antlaşmalar onun ölümüyle beraber ortadan kalkmış oluyordu Artık yavaş yavaş bir isyan başlamakta idi Thebai de bu ayaklanmaya katılmakta gecikmedi Eleia’lılar İskender taraftarlarını kovmuşlardı, Aitolia’lılar harekete geçiyorlardı, Aatina silahlanıyor, Demothenes ise Thebai’ye devamlı olarak silah yardımında bulunuyordu
Bütün bunlar olurken Makedonya ordusunun yaklaşmakta olduğu haberi Thebai ve Yunanistan’a ulaştı İskender Thebai ve Yunanistan’da olan olayları haber almış ve hemen geri gelmişti İskender’in geldiği haberi tamamen Thebai alehine işledi Thebai’ye gelmekte olan bütün askeri kuvvetler ya geri çekildiler ya da savaş İskender alehine dönene kadar beklemeye koyuldular İskender ise savaşmak istemiyor bu işi anlaşarak bitirmek istiyordu Ancak Thebai’liler bunun tam tersi bir davranış göstererek İskender’in ordusuna karşı saldırıya geçtiler Ancak Makedonya ordusu üstün geldi ve Thebai kuvvetlerini yenerek şehri ele geçirdi Şehir çok kanlı bir biçimde yağmalandı
Şehrin ele geçirlmesinden sonra Korint birliği toplanarak şehrin akibetini belirledi Buna göre şehir yerle bir edilecek, tapınağın bulunduğu yerden başka şehire ait tüm topraklar İskender’in müttefikleri arasında paylaşılacak, kadın ve çocuklarla beraber tüm Thebai’liler köle olarak satılacaktı(335)
Böylece Hellas yatıştırıldıktan ve Thebai’nin ortadan kaldırılması ile gelecek zamanlardaki herahngi bir tehlikenin önlenmesi ile İskender Makedonya’ya geri döndü Komşu barbar kavilerin bağlılığından, Hellas’taki asayişten, kendi milletinin sadıklığından emin olduğu halde İskender gelecek ilkbahar Perslere karşı sefere çıkmaya karar verdi Bundan sonraki aylar büyük savaş için son hazırlıkları yapmakla geçti

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.