Prof. Dr. Sinsi
|
Sakarya Meydan Muharebesinin Sonuçları
Sakarya Meydan Muharebesinin Sonuçları
Sakarya Meydan Muharebesinin Sonuçları
• Avrupalı devletler karşısında 1683’teki II Viyana kuşatmasından beri süregelen geri çekilme Sakarya zaferi ile sona ermiştir
• Sakarya savaşı Türk ordusu adına Kurtuluş savaşındaki son savunma savaşı olmuştur Türk ordusu bu savaştan sonra taarruza geçmiştir
• Azerbaycan Gürcistan ve Ermenistan devletleriyle 13 Ekim 1921’de Kars antlaşması imzalanmış böylece Kafkas sınırımız kesinlik kazanmıştır
• İtilaf devletleri arasındaki görüş ayrılıkları artmıştır Bunun sonucu olarak Fransa ile 20 ekim 1921’de Ankara antlaşması imzalanmıştır
• 22 Ekim 1921’de İngiltere ile “esir değişimi antlaşması” imzalanmıştır uluslar arası eşitlik ilkesine uygun bir şekilde imzalanan bu antlaşmayla daha önce Malta’ya sürgün edilmiş olan Türk esirleri Anavatan’a dönmeleri sağlanmıştır 2 Ocak 1922’de Ukrayna ile “Dostluk” antlaşması imzalanmıştır
• II İnönü savaşı sonrasında başlayan İtalyan ordusunun Anadolu’dan çekilmesi Sakarya Muharebesinden sonra tamamlanmıştır
• Mustafa kemal Paşaya TBMM tarafından Gazilik unvanı ile “mareşallik” rütbesi verilmiştir
• Yunan ordusu itilaf devletlerinden aldığı desteği kaybetmiştir
• İtilaf devletleri TBMM’ye barış yapma teklifinde bulunmuşlar fakat TBMM misak-ı milliye uymayan bu teklifi imzalamayı kabul etmemiştir
• Sakarya savaşından sonra yaklaşık bir yıl boyunca yunan ordusuyla büyük bir savaş yapılmamıştır Türk ordusu bu zaman dilimini çok iyi değerlendirerek tekalif-i Milliye emirlerini bütün yurt çapında uygulayarak ordunun taarruz gücüne kavuşmasını sağlamıştır
• Yunan ordusu Sakarya savaşından sonra yeni bir saldırı yapmaktan vazgeçmiştir Ele geçirmiş olduğu yerleri kaybetmemek amacıyla savunma önlemleri almaya başlamıştır
Ankara antlaşması(20 Ekim 1921)
Güneydoğu Anadolu’da Kuvay-ı Milliye güçlerine karşı üstünlük sağlayamayan Fransa Sakarya savaşının Türk ordusu tarafından kazanılması üzerime TBMM ile Ankara antlaşmasını imzalamıştır
Ankara antlaşmasını bazı maddeleri şunlardır:
• Bu antlaşma ile iki taraf arasındaki silahlı çatışmalar sona erecektir
• İki tarafta karşılıklı olarak ellerindeki esirleri serbest bırakacaktır
• Hatay(Antakya) ve İskenderun özerklik verilmesi koşuluyla Fransa yönetimindeki Suriye’ye bırakılacaktır
Antlaşmanın Önemi:
• Güney cephesi kapanmıştır Buradaki birlikler batı cephesine aktarılmıştır
• Fransa TBMM’yi ve Misak-ı Milliyi tanıyan ilk itilaf devleti olmuştur
• İtilaf devletleri arasındaki fikir ayrılıkları daha da artmıştır Bu durum Anadolu’daki direniş gücünü artırmıştır
• Hatay’ın Fransa yönetimindeki Suriye’ye bırakılmasıyla Misak-ı Milli’den ikinci taviz verilmiştir
İtilaf Devletlerinin Barış Teklifleri
Türk ordusunun Sakarya Muharebesinde başarılı olması Yunanistan dışındaki diğer İtilaf devletlerini de tedirgin etmiştir Türk ordusunun daha da üstün duruma geçmesi İtilaf devletlerinin yapmayı düşündüğü barış antlaşmasını tehlikeye düşürecekti Bu nedenle İtilaf devletleri Türk ve Yunan Hükümetlerine ateşkes yapmaları teklifinde bulunmuştur Bu teklif zaten zor durumda olan Yunan hükümeti tarafından hemen kabul edildi Türk hükümeti ise tam bağımsızlığı sağlamak istediğini belirterek teklifi reddetmiştir
TBMM’ye sunulan ateşkes önerisinde şu temel esaslar yer almıştı:
• Türk ve Yunan orduları arasındaki silahlı çatışmalar sona erecek ve iki taraf arasında tarafsız bir bölge oluşturulacak
• Türk ve Yunan birlikleri İtilaf devletlerinin kontrolüne verilecek
• Bu tarihten itibaren her iki ordu da asker ve silah alımını durduracak
Bu maddeler TBMM’nin bağımsızlık düşüncesine aykırı olması ve asıl olarak TBMM’yi engellemesi nedeniyle kabul edilmemiştir
Buna rağmen İtilaf devletleri 26 Mart 1922’de Paris’te yapılan bir toplantı sonunda TBMM’ye barış teklifi olarak bir metin sunmuşlardır Fakat Sevr antlaşmasının hafifletilmiş şeklinden başka bir şey olmadığı görüldüğü için bu teklifler de reddedilmiştir
Yapılan bütün görüşmeler İtilaf devletlerinin TBMM’nin daha da güçlenerek Misak-ı Milli sınırlarına ulaşmasını engellemeyi istediğini açıkça göstermiştir Bu nedenle görüşmelere son verilerek Yunan ordusuna karşı yapılacak taarruz için hazırlıklara başlanmıştır
Kurtuluş savaşı sırasında Türklerle Yunanlılar arasında yapılan meydan muharebesi (23 ağustos-13 eylül 1921) İkinci İnönü muharebesini Yunanlılara ağır kayıplar verdirerek başarıyla sonuçlandıran Türk ordusu, İnönü-Kütahya-Döğer hattında yeniden savunma düzenine geçti Yunanlılar, Anadolu'da kısa zamanda bir sonuç almak amacıyla üstün sayıdaki kuvvetlerini Türk ordusunun güney kanadına saldırıya geçirdiler (10 temmuz 1921)
Türk ordusu bir hafta süren yorucu savaşlardan sonra üstün Yunan kuvvetlerinin kuşatıcı çemberinden sıyrıldı ve daha elverişli bir savunma için Sakarya ırmağının gerisine çekildi
Bu çekiliş, Eskişehir'den Sakarya'ya kadar geniş bir alanın Yunanlıların eline geçmesine sebep oldu Yunanlıların, eksiklerini tamamlamak için Eskişehir-Afyon hattında 25 gün beklemesi, Türk ordusunun çekilmesini kolaylaştırdı ve Sakarya gibi pek elverişli bir mevzide savunma için hazırlanmak imkânını verdi
Sakarya Meydan muharebesi bölgesi, Sakarya ırmağıyla bu akarsuya karışan Ankara çayı ye Ilıca dereleri arasında 100 km genişliğinde bir cephe hattını kapsıyordu Mevzinin ön hattından iç kısımlara doğru yükselen bu arazide savunmaya elverişli sırtlar bulunuyordu Genellikle eğimli olan Sakarya mevzii, Türk yedek kuvvetlerinin gereken bölgelere hızla yetişmesine imkân verecek durumdaydı Hattın önünde Sakarya ırmağı, sağ kanadında harekâta zorluk gösteren engebeli arazi, güneydeyse Cihanbeyli ovası gibi çöl özelliği gösteren bir arazi, savunma yönünden yararlı engellerdi
Türk ordusu Sakarya gerisine çekilmekle Ankara Ana ikmal üssüne yaklaştı ve ihtiyaçlarını daha kolaylıkla sağlamak imkânını buldu Cepheye dikey Polatlı-Ankara demiryolunun da ulaştırma yönünden özel bir değeri vardı Yunanlıların Eskişehir-Seyitgazi-Afyon hattından Ankara yönünde ilerlemeleri halinde, Bursa ve İzmir'den 400-600 km'lik yolu aşarak ikmal yapmaları zorlaşacaktı
Sakarya mevziinde, Garp cephesi birlikleri 25 temmuz 1921'den itibaren cephe kumandanlığının belirttiği savunma hatlarının tahkimine başladı Yunanlılar saldırıya geçtiği zaman Beylikköprü ve Kavuncu köprüsü doğusunda ve daha doğuya doğru bazı bölgelerde zayıf piyade siperleri meydana getirilebildi Bu mevkiler muharebe başladıktan sonra basit ve zayıf sahra mevzileriyle tahkim ve takviye edildi
İki tarafın da karşılıklı saldırılarla ilerleyebildikleri 20 km'lik alanda muharebe, genellikle açıkta ve bir boğuşma şeklinde oluyordu 25 Temmuz 1921'den Sakarya muharebesinin başladığı 23 ağustos 1921'e kadar geçen dönemde en önemli olay, Büyük Millet meclisince Başkumandanlık kanununun kabul edilmiş olmasıdır Bu görev 5 ağustos 1921'de Atatürk'e verildi Atatürk bu tarihten itibaren ordunun emir ve kumandasını üstüne aldı, millete ve orduya birer bildiri yayımladı Bu bildiride özellikle Yunan ordusunun Anadolu'nun içinde yenilgiye uğratılması zamanı geldiğini söyledi ve bütün milletin, manevi ve maddi kuvvetini kullanarak vatanseverliğini göstermesini istedi İlk iş olarak askerlik çağında olanlar silâh altına alındı, cepheye sevkedildi ve er ihtiyacının tamamlanmasına çalışıldı
Genelkurmay başkanlığıyla, Milli Savunma bakanlığı, Başkumandanlık karargâhını meydana getiriyordu Bu iki makamın ortak çalışması ve Başkumandanlığın öteki bakanlıklarla olan işlemlerinin yürütülmesi amacıyla karargâhta ayrıca bir büro kuruldu Başkumandana, Türkiye Büyük Millet meclisinin bütün askeri yetkileri verildi
Atatürk başkumandanlığı eline aldıktan sonra ordunun er ihtiyacından başka silâh, ulaştırma araçları, yiyecek maddeleri, elbise ve öteki ordu malzemesi ihtiyacının sağlanması için gereken tedbirleri aldı Alınan tedbirlerin başta geleni «Tekâlifi Milliye emirleri» («Halktan alınacak bütün vergilerle ilgili emirler») adı altında yapılan yayınlardır:
1 Her ilçede «tekâlifi milliye komisyonu» kuruldu ve bu komisyonların çalışmalarıyla elde edilenlerin ordunun çeşitli kısımlarına dağıtımı düzenlendi:
2 Vatanda her hane, birer kat çamaşır, birer çift çorap ve çarık hazırlayarak bu komisyonlara verecekti;
3 Tacirlerin ve halkın elindeki birçok giyecek maddesiyle yük hayvanları için gerekli eşyanın yüzde kırkına, bedeli sonradan ödenmek üzere, elkonuyordu;
4 Bazı yiyecek ve temizlik maddelerinin yüzde kırkı komisyonlar emrine verildi;
5 Ordu ihtiyacı için alınan ulaştırma araçlarından başka ahalinin elinde kalan ulaştırma araçlarıyla ayda bir defa olmak üzere ücret verilmeden 100 km'ye kadar askeri ulaştırmaya yardım edilecekti;
6 Ordunun giyim ve iaşesine yarayan sahipsiz mallara elkonuldu;
7 Halkın elinde savaşta kullanılmaya elverişli silâh ve cephanenin üç gün içinde komisyona teslimi istendi;
8 Akaryakıt ve yağları, vazelin, otomobil, kamyon lastiği, çeşitli yağlar ve yapıştırma malzemesi, telefon makinesi, kablo, pil, çıplak tel ve benzeri malzeme, sülfürik asit stoklarının yüzde kırkının komisyonların emrine verilmesi emredildi;
9 Demirci, marangoz, dökümcü, tesviyeci, saraç, araba yapanlar ve bunların imalâthaneleriyle işyerlerinin iş hacmi, kasatura, kılıç, mızrak, eyer yapabilecek sanatkârların adları yazılarak miktar ve nitelikleri tespit ediliyordu;
10 Halkın elinde bulunan dört tekerlekli yaylı araba, dört tekerlekli at ve öküz arabalarıyla kağnı arabalarının bütün donatım ve hayvanlarıyla birlikte binek ve top çeken hayvanlar, katır, deve, eşek miktarlarının yüzde yirmisine ordu noksanlarının ikmali için elkonuyordu
Bu emirlerin zamanında emniyetle yürütülmesine destek olmak üzere Ankara, Kastamonu, Samsun, Konya, Eskişehir bölgelerinde istiklâl mahkemeleri kuruldu Bu kararlarla Türk ordusunun önemli ihtiyaçlarının bir kısmı sağlandı Ayrıca, Sakarya'da kesin sonuç alınacağı düşünülerek öteki cephelerden ve Merkez ordusundan bu savaşa yetişmesi mümkün olan birlikler hızla Sakarya'ya getirilmeye başlandı
Güney cephesindeki 2 Kolordunun 5 ve 9 Tümenleri muharebe başlamadan birkaç gün önce Akşehir üstünden ordunun sol kanadına alındı Bu arada Merkez ordusundan da 18 Tümenle 47 ve 48 Piyade alayları alınarak cephe gerisinde Sincanköy'e getirildi Cepheden geriye doğru menzil hizmetleri de düzenlendi; Ankara'da hastahaneler hazırlandı
Yunanlılar, Eskişehir-Kütahya muharebesinde aldıkları sonucu bir zafer sayıyorlar, Türk ordusunu son bir darbeyle yok ederek Ankara'yı ele geçirmek ve Sevr antlaşmasını Türkiye'ye daha ağır şartlarla kabul ettirmek istiyorlardı Bu sonuca varmak için de askeri harekâtın devamında kesin zorunluluk görüyorlardı
Yunanlılar, Eskişehir ve Kütahya muharebesinden sonra Eskişehir bölgesindeki 25 günlük duraklama döneminde noksanlarını tamamlamaya çalışırken menzillerini de düzenlediler O zamana kadar Afyon-İzmir hattına dayanan ulaştırma hatlarına, Bursa-Eskişehir yolunu da kattılar 14 Ağustos 1921'de asıl kuvvetleriyle Eskişehir-Seyitgazi doğusundan Sakarya'ya doğru ileri harekete geçtiler
Sakarya muharebesinde Türk ordusunda 55,000 piyade tüfeği, 241 ağır makineli tüfek, 164 top vardı Yunanlılar top ve piyade tüfeği yönünden de iki kat üstündüler Yunan ordusunun 6,000 hafif makineli tüfeğine karşılık Türk ordusu bu önemli silâhtan hemen bütünüyle yoksundu Süvari üstünlüğü Türk ordusundaydı Sakarya doğusunda bulunan Türk ordusunun ileri sürülen örtme birlikleri Mihalıççık-Sarıköy-Sivrihisar genel hattında bulunuyordu
Yunanlılar esas muharebenin bu hatta yapılacağını sanıyorlardı Bununla birlikte, Garp Cephesi kumandanlığı Yunanlıların 20 günden beri devam eden hava keşifleri ve istihbarat faaliyetine rağmen, gerçek amaç ve tertibatını gizlemişti Yunanlılar Mihalıççık-Sarıköy-Sivrihisar hattına vardıktan sonra gerçeği anladılar ve ondan sonra kendilerine zaman kaybettiren yeni bir düzenle Sakarya'ya doğru yürüdüler; Türk örtme birlikleri Sarıköy-Sivrihisar hattına varan Yunan ordusunu oyalayarak Sakarya gerisine, asıl mevzilerine çekildi
23 Ağustos 1921'de Sakarya mevzii önünde her iki taraf arasında çatışma başladı Yunanlıların amacı Kütahya-Eskişehir muharebesinde olduğu gibi Türk ordusunun sol kanadını geniş bir kuşatma çemberi içine alarak yok etmek ve güneyden en kısa yolla Ankara'ya varmaktı 23 Ağustos 1921'de Türk savunma hattı önünde saldırı düzenine giren Yunanlılar 24 ağustostan itibaren iki kolorduyla Türk merkez sol kanadına, bir kolorduyla de Kavuncu köprüsü kuzeyinden saldırıya geçti; 24-25 ağustos'ta kanlı savaşlar oldu Bazı mevziler birkaç defa el değiştirdi
26 Ağustosta Yunanlılar, sağ kanattaki 2 Kolordularıyla kuşatma harekâtına girişti ve Türk Garp cephesi birliklerinin merkez bölgesine de yüklendiler Türk merkez bölgesi mevzileri Haymana yakınındaki Çal dağına doğru uzayan sırtlardaydı Çal dağı ele geçerse Türk ordusu yarılmış olacaktı 27, 28 ve 29 ağustosta savaşlar bütün şiddetiyle devam etti 30-31 Ağustosta Yunanlılar sol kanattaki Türk Birinci grubu karşısında kuşatmayı başaramadıkları için, cephenin önemli parçası olan merkez kısmını yarmaya çalıştılar ve Çal dağını ele geçirdiler Başkumandanlık, bölgenin öneminden dolayı iki tümenlik Çal grubunu kurdu ve karşı saldırıyla Çal dağını geri aldı
Yapılan Yunan karşı saldırısıyla dağın hâkim noktası tekrar Yunanlıların eline geçti Türk birlikleri dağın doğu eteğinde tutundu ve Yunan saldırısı durduruldu 31 Ağustos akşamı bütün cephede Yunan ordusunun saldırı hızında bir gerileme görüldü Türk ordusunu ağır yenilgiye uğratmak için uygulanan planın başarıya ulaşamadığı bütün cephe boyunca saldırının zayıflamış olmasından anlaşıldı
Bu başarının başlıca sebepleri, Türk ordusunun daha harekâtın başında Yunan harekâtının hedef ve amacını doğrulukla tahmin etmesi, Garp cephesi birliklerinin buna göre düzenlenmiş olması, sol kanattaki Yunan kuşatmasının cephe muharebesine çevrilmesi ve başkumandanlık emrindeki yedeklerin harekâtıyla Yunanlıların girme ve yarma yaptığı cephe hatlarının tıkanmasıydı
31 Ağustostan 7 eylüle kadar bütün cephelerde saldırılar eski hızını kaybetti, 7 eylülden itibaren de Yunanlılar sol kanattan kuvvetlerini çekmeye başladı Türk uçakları günde birkaç uçuş yaparak grupların çekilme yönlerini takip etti 10 Eylülde Türk sağ kanadının Polatlı bölgesindeki Mürettep kolordusu 15 , 23 , ve 57 Tümenlerle takviye edilerek Beylikköprü doğrultusundan karşı saldırıya geçti Duatepe ele geçirildi, bu bölgedeki Yunan kuvvetleri geri püskürtüldü, aynı zamanda merkez ve sol kanatta da Türk saldırıları başladı 12-13 eylül gecesi Sakarya doğusundaki arazi Yunanlılardan geri alındı
Yunanlılar Sakarya batısından Eskişehir'e doğru çekilirken Türk süvarileri Yunan ordusunun yanlarına, gerilerine ve içlerine girerek kayıplar verdirdiler Zamanın darlığından dolayı muharebe başlamadan önce ordunun eksikleri tamamlanamadığı için, Yunan ordusunun Sakarya'dan çekilişinde tam bir takip yapılamadı
Sakarya muharebesinde Türk ordusunun ikmal, beslenme ve sağlık hizmetleri, içinde bulunulan şartlara göre iyi yapıldı Askere muharebe sırasında düzenli olarak sıcak yemek verildi Hafif yaralanan subay ve erler yaraları sarıldıktan sonra kıtalarına gönderildiler ve bunların tedavilerine buralarda devam edildi Sakarya'da yara almayan piyade subayı çok azdır Bir kısım piyade ve makineli tüfek bölük kumandanları yedek piyade üsteğmenleriydi Sakarya'da en büyük zorluklardan biri de hava gücünün yetersizliğiydi İki tayyareyle günde iki üç defa uçuş yapılmış ve böylece Yunan ordusunun durumu izlenmişti
|