Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Ürünler > Kitap, Film & Müzik

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aslanı, günleri, yanya, yeniçelerin

Yanya Aslanı ve Yeniçelerin Son Günleri

Eski 09-09-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yanya Aslanı ve Yeniçelerin Son Günleri



Yanya Aslanı ve Yeniçelerin Son Günleri

Macar Yazar Maurus Jokai’nin “Çingene Baron” kadar bilinmeyen ancak başlı başına şaheser olan “Yanya Aslanı ve Yeniçelerin Son Günleri”, Osmanlı tarihi içinde geçen yarı masalsı bir romandır Romanın kahramanı olan ve kitaba adını veren “Yanya Aslanı” Tepedelenli Ali Paşa, bir Osmanlı Paşası ve Arnavutların o dönemdeki en büyük şehri olan Yanya’nın tek hâkimidir 80 yıla yakın ömründe, annesi dâhil binlerce insanın kanını döken, savaş sanatında akıl danıştığı “Cin”den de “Derviş”ten de daha zeki olan, adeta Şeytan’a pabucunu ters giydiren Tepedelenli, gözdesinin, biricik karısının ve çocuklarının ihanetine uğrar Ardından da müttefiki Rumlar ve askerleri Arnavutlar tarafından ihanete uğramaya devam eder Bir dönem İstanbul’daki Padişah’ın da gözdesi olan Yanya Aslanı, sonunda kimsenin artık yaşamasını istemediği bir kişi haline gelir Ancak “Yanya Aslanı”nı öldürmek öyle kolay değildir Padişah 2 Mahmut’un da söylediği gibi: “Taş taş üstünde kalmaz!” Yanya Aslanı ve Yeniçerilerin Son Günleri’nde Jokai bir yandan bu masalsı kahramanın, efsanevi yaşam öyküsünü anlatırken, bir yandan da yenileşme ve “reform” yapma çabasında sancılar yaşayan Osmanlı’nın yıkılış dönemine ışık tutar Bir zamanlar devletin gözdesi olan Yeniçeri Ocağı artık baş belasıdır Babı Ali’nin gözdesi olan Paşa artık halledilmesi gereken bir sorundur İstanbul’da sık sık isyanlar çıkmakta, şehir alev alev yanmaktadır “Yanya Aslanı” Tepedelenli Ali Paşa’nın gönlünü ise ne kendi infaz ettirdiği çocukları, torunları, ne de gözünün önünde yok olup giden ordusu, kalesi, zenginlikleri yakmaktadır Onun gönlünü alev alev yakan Emine’dir O gün ne konuştukları bu iki adam arasında sır olarak kaldı Padişah’ın yanından çıkan derviş koridorda yanan buhurdanlıktan bir kömür parçası alarak yere şöyle yazdı: “Elsiz baş olmayı, başsız el olmaya yeğlerim!” Bu cümleyi Padişah dışında kimse anlayamadı O gün Padişah’ın emriyle yirmi bin yeniçeri öldürüldü Top ateşi ve kılıçtan kurtulan yeniçeri artıkları baltalarla parçalanarak ve boğularak öldürüldüler Ölüler Boğaz’a atıldı ve cesetler zaman içinde dalgalarla uzak ülkelerin sahillerine vurdu Sahillerdeki cesetler Bektaş’ın Çiçekleri’ne aitti Bu olaydan sonra “Yeniçeri” kelimesi Osmanlı tarihinde bir daha görülmedi

Ürünün Resimleri:








Piyasa Fiyatı - 09092012
11,43 TL

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.