Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ahlakı, efendimizin, güzel, ile, ilgili, kıssalar, peygamber

Peygamber Efendimizin Güzel Ahlakı İle İlgili Kıssalar

Eski 09-08-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Peygamber Efendimizin Güzel Ahlakı İle İlgili Kıssalar



Peygamber Efendimizin Güzel Ahlakı
Peygamber Efendimizin Güzel Ahlakı ile İlgili Kıssalar

Peygamber Efendimizin Güzel Ahlakı

Peygamberimizin ahlâkının en önemli özelliği, ALLAH vergisi oluşudur O bütün güzel vasıfları, çalışıp, emek verip, bir çaba sonucu kazanmış değildir Onun ahlâkı ALLAH tarafından ihsan edilmiş, ikram edilmiştir Yüce ALLAH onu insanların örnek alacağı kusursuz, eksiksiz ve seçkin bir şekilde yaratmıştır

O dünyaya gözünü açıp kapayıncaya kadar hep aynı huy ve ahlâk üzerinde yaşamıştır Ondaki güzel vasıflar yaratılışında mevcuttu Onu eğiten, edep ve ahlâkın en üstün özellikleriyle süsleyen Yüce Rabbidir

İşte bundan dolayı, onu kendisine örnek kabul eden insan, onu ne kadar taklit edebilirse, o kadar istifadesi fazla olur, o nurdan aldığı feyiz, o nisbette çoğalır

Peygamberimizin ahlâkının en belirgin özelliklerinden birisi de, insan yaratılışında var olan birbirine zıt ve ters huyları en mükemmel şekilde bağdaştırıp, bütün duyguların ideal noktasını bulmasıdır Hiçbir şekilde aşırılığa kaçmadan, orta yola, doğruya ulaşmasıdır

Peygamberimiz, herkesin arzu edip de bir türlü ulaşamadığı en üstün değerleri ve olgunluğu mükemmel bir şekilde hayâtı boyunca ümmetine göstermiş, bütün insanlığın gözleri önüne sermiştir

Bazı anlar olmuş, en cesur bir fedai olarak, düşmanın kat kat üstünlüğüne hiç aldırmadan, binlerce düşmana tek başına meydan okumuştur Ama bu halinde bile yumuşak kalpliliğini, merhametini geri bırakmamıştır

Meselâ bir savaş sonrası, öldürülmüş olarak gördüğü düşman çocuklarına o kadar acımıştı ki, düşman da olsa çocukların öldürülmemesi gerektiğini, çünkü onların suçsuz ve Cennetlik olduklarını haber vermişti

O, bütün insanlığın kurtuluşu ve İslâmın dünyaya yayılması gibi yüce bir gaye için zihnini yorarken; bu arada binleri bulan ve Arabistan'ın her tarafına dal budak salan ümmetinin halini ve işlerini düşünürken; çevresinde bulunan yoksul ve fakir Müslümanları hiçbir zaman unutmamış; kendi çoluk çocuğunu, onların eğitim ve ihtiyaçlarını da ihmal etmemiştir Birincisini büyük görürken, öbürünü küçümsememiştir

Bu kadar ağır ve sorumluluk isteyen bir görev üzerinde bulunduğu halde, o yine kendisini Rabbine vermiş, günün büyük bir kısmını ibadet ve zikirle geçirmiştir

Kalbi her an ALLAH'a bağlıdır Bu haliyle dünya ile ilişkisini kesmiş gibi görünse de, yine o dünyanın içindedir Bütün işlerinde ALLAH'ın rızasını gözetmiştir

Peygamber Efendimiz, dâva arkadaşlarını gözü gibi korumuş, onlara ana-babalarından görmedikleri şefkat ve yakınlığı göstermiş, kendi şahsına yapılan kötülüğü affetmiş, intikam almayı düşünmemiştir Kendisini öldürmek için tuzak kuranları yakaladığında serbest bı-

rakmış, ama ALLAH düşmanlarını asla bağışlamamış, onların yakasını bırakmamıştır

İçi bozuk, dıştan Müslüman gibi görünen münafıkların kalbine devamlı Cehennem korkusunu vermiş, âhiretteki acı hallerini hatırlatmıştır

İslâm toprakları, güneyde Yemen'e kuzeyde İran ve Suriye sınırına dayandığı sırada Peygamberimiz, Arapların sultanı, Arabistan'ın hakimi idi Savaş sonrası düşmanın bırakıp gittiği mallar ve ganimetler mescidin içini doldururken, en kıymetli mallar Müslümanların eline geçtiği halde, yine o kuru bir hasır üzerinde yatacak kadar engin ruhlu; içi ot dolu bir yastığa yaslanacak kadar mütevazı; her türlü imkân mevcutken, açlık sıkıntısı çekecek kadar kanaatkar ve tok gönüllü idi

Hz Ömer'in "Bizans kralı ve İran şahı dünya nimetleri içinde yüzerken, Resulullah kuru hasır üstünde yaşıyor" diyerek ağlaması üzerine, Sahabîsinin gönlünü hoş tutan yüce Peygamberimiz:

"Yâ Ömer, varsın, Kisra ve Kayser dünya nimetlerinden zevklerini alsınlar, keyif sürsünler Âhiret nimeti bize yeter" diyerek tevekkül ve rızasını dile getiriyordu

Peygamberimizin ahlâkı bir meleke halindeydi, öz olarak mevcuttu Güneş nasıl ışık saçar, çiçekler nasıl rengi ve kokusuyla ortalığı Cennete çevirip burcu burcu kokular saçarsa; ağaçlar nasıl türlü türlü meyveler verir, yaratılışlarında var olanları ortaya çıkarırsa; Resul-i Ekrem Efendimizin ahlâkî hayâtı da o şekilde normal bir seyir içinde cereyan ediyordu

Öyle ki, her gören, Peygamberimizin o faziletle birlikte yaratıldığı kanaatine varırdı Hiç kimse ondan o fazilete aykırı bir şeyin görüleceğine inanmazdı O her zaman muhtaçlara yardım eder; zayıfları korur; tatlı sözlü, güler yüzlü bulunur; izzet ve vakarını muhafaza eder; tevazu ve hoşgörüsünü hiç kimseden esirgemezdi Güneş nasıl ki, ALLAH'a inananın da, inanmayanın da üzerine doğarsa, Peygamberimizin dünyayı kaplayan şefkati de küçük-büyük, genç,ihtiyar, müslim-gayr-i müslim herkese aynı şekilde yayılırdı

Alıntı Yaparak Cevapla

Peygamber Efendimizin Güzel Ahlakı İle İlgili Kıssalar

Eski 09-08-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Peygamber Efendimizin Güzel Ahlakı İle İlgili Kıssalar



1- Hz Peygamber (saa)’in Gülümsemesi
Bir gün Resulullah (saa) gülümseyerek göğe bakıyordu, bir adam Hazretin gülmesinin sebebini sorunca Resulullah (saa) şöyle buyurdular: “Evet göğe bakıyordum, iki melek, kendi yerinde ibadetle meşgul olan mümin bir kulun gece gündüz yaptığı ibadetlerinin mükafatını yazmaları için yeryüzüne indiler, fakat onu, hasta olduğundan dolayı ibadetgahında bulamayınca göğe çıkıp Hak Teala’ya şöyle arz ettiler: “Ey Rabbimiz! Biz o mümin kulun ibadetini yazmak için her zamanki gibi onun ibadetgahına gittik, fakat onu orada bulamadık, hastalık yatağına düşmüştü

Allah-u Teala, o meleklerin cevabında şöyle buyurdu: “O mümin kul, hastalık yatağında olduğu sürece, her gün ibadetgahında olduğu zaman ona yazdığınız her günün sevabı miktarınca ona sevap yazın Hastalık yatağında olduğu müddetçe onun hayır amellerinin mükafatı bana aittir; onun mükafatını ben vereceğim

2- Sırayı Riayet Edin

Hz Ali (as) şöyle buyuruyor: “Bir gün Resulullah (saa) istirahat halinde idi Oğlu İmam Hasan su istedi Resullullah (saa) de bir kaba biraz süt sağıp onu Hasan’a (as) verdi Hüseyin (as) bu durumu görünce sütü almak için yerinden kalktı Ama Resulullah (saa) ona mani olup sütü Hasan’a verdi Bu durumu görünce şöyle dedim: “Ya Resulellah! Güya Hasan’ı daha çok seviyorsun” Resulullah cevaben buyurdular ki: “Hayır öyle değildir Benim Hasan’ı savunmamın sebebi, öncelik onun hakkı olduğu içindir Çünkü O, daha önce su istemişti, sırayı riayet etmek gerekir

3- Resulullah (saa)’in Ağlaması

Resulullah (saa) bir gece zevcesi Ümmü Seleme’nin evinde idi Gece yarısı uykudan kalkıp evin karanlık bir köşesinde dua ve ağlamakla (Allah’a yalvarıp yakarmakla) meşgul oldu Ümmü Seleme, Resulullah (saa)’ı yatağında görmeyince kalkıp onu aramaya koyuldu Bir de baktı ki Resulullah (saa) evin karanlık bir köşesinde durup ellerini göğe kaldırmış, ağlayarak Allah’a şöyle yalvarıp yakarıyor:

“Allah’ım! Bağışladığın nimetleri benden esirgeme Beni, düşmanların bana gülmek vesilesi kılma, kıskançları bana musallat etme

Allah’ım!Beni onlardan kurtardığın kötülük ve çirkinliklere geri çevirme

Allah’ım! Beni hiçbir zaman ve hiçbir an kendi başıma bırakma; kendin beni her şeyden ve her afetten (beladan) koru

Ümmü Seleme Resulullah (saa)’in bu durumunu görünce ağlayarak kendi yerine döndü Resulullah (saa) Ümmü Seleme’nin ağlama sesini duyunca, ona doğru gidip ağlamasının sebebini sordu

Ümmü Seleme şöyle dedi:

“Ya Resulellah! Senin ağlaman beni ağlattı Sen neden ağlıyorsun? Siz Allah katında olan onca büyük makam ve yakınlığınıza rağmen Allah’tan böyle korkuyorsunuz, Allah’tan bir an bile sizi kendi başınıza bırakmamasını istiyorsunuz, o halde vay bizim halimize!”

Resulullah (saa) onun sözüne karşılık şöyle buyurdular:

“Nasıl korkmayayım, nasıl ağlamayayım, nasıl kendi akıbetimden korkmayayım, nasıl kendi makam ve mevkime güveneyim! Oysaki Allah Teala, Hz Yunus’u bir an kendi haline bıraktı ve onun başına gelmemesi gereken şey geldi!”

4- Âmanın Yanında Hicabı Korumak!
Ümmü Seleme şöyle diyor:

Peygamber (saa)’in huzurunda idik Meymune isminde olan hanımlarından birisi de orada idi Bu esnada âma (kör) olan İbn-i Ümmü Mektum Resulullah’ın huzuruna geldi Resulullah (saa) bana ve Meymune’ye; “İbn-i Ümmü Mektum’un karşısında hicabınızı (kendinizi) koruyun

Ya Resulellah o âma değil midir, hicaplı olmamızın ne anlamı vardır? dediğimizde de şöyle buyurdular:

“Siz de mi körsünüz? Siz onu görmüyor musunuz?”

5- Kötü Ahlaklılık Kabir Azabına Sebep Olur

İmam Sadık (as) şöyle buyuruyor:

“Sa’d bin Muaz’ın ölüm haberini Resulullah (saa)’e verdiklerinde, Hazret kalkıp ashabıyla birlikte onun evine gittiler Resulullah’ın emri ile Sa’d’a gusül verdiler Gusül ve kefenleme işleminden sonra onu bir tabuta bırakıp defnetmek için kabristana götürdüler

Cenazeyi teşyi ederken Resulullah (saa) ayak yalın ve abasız hareket ediyordu, kabrin yakınına ulaşana dek bazen tabutun sağ bazen de sol tarafını tutuyordu Resulullah (saa)’in bizzat kendisi kabrin içine girip cenazeyi kabre bıraktı; taş, tuğla ve diğer şeylerin getirilmesini emretti Daha sonra mübarek elleriyle cenazenin üzerini kapatıp onun üzerine toprak döktüler

Bu esnada Sa’d’ın annesi kabrin kenarına gelerek şöyle dedi: “Ey Sa’d ! Cennet sana kutlu olsun

Resulullah (saa) bu sözü ondan duyar duymaz şöyle buyurdular: “Ey Sa’d’ın annesi !Sus! Allah’dan taraf bu kadar kesin ve yakin ile konuşma Şimdi Sa’d kabir azabına duçar olmuştur ve bundan dolayı eziyet görür

Daha sonra kabristandan geri döndüler Hz Peygamber’le birlikte olan halk şöyle dediler: “Ya Resulellah ! Sa’d için yaptığın işleri şimdiye kadar hiç kimse hakkında yapmamışsınız Ayak yalın, abasız onun cenazesini teşyi ettiniz; tabutun bazen sağ bazen de sol tarafından tutuyordunuz !”

Resulullah (saa) onların cevabında şöyle buyurdular:

“Melekler de abasız ve ayakkabısız idiler; ben de onlara uydum,elim Cebrail’in elinde olduğundan dolayı o tabutun neresinden tutuyorduysa ben de o tarafından tutuyordum

Halk bu sözleri duyunca şöyle dediler:

“Ya Resulellah ! Sa’dın cenazesine namaz kıldınız, mübarek ellerinizle onu kabre bıraktınız, kabri kendi elinizle düzelttiniz, yine de kabir Sa’d’ı sıktı mı diyorsunuz?”

Resulullah (saa) cevaben: “Evet, kabir azabına duçar oldu Çünkü o, evinde kötü ahlaklı idi, kabir azabı bundan dolayı idi

6- Bereketli On Dirhem

Hz Ali (as), Hz Peygamber-i Ekrem (saa) tarafından O’na bir gömlek almak için Pazara gitmekle görevlendi Hz Ali (as) da pazara gidip on iki dirheme bir gömlek alarak eve döndü

Resulullah (saa)- “Bu gömleği kaça aldın?”

Hz Ali- “On iki dirheme

Resulullah (saa) - “Bu gömleği öyle sevmiyorum, bundan daha ucuzunu istiyorum Acaba satıcı bunu geri almaya hazır olur mu?”

Hz Ali (as) şöyle diyor: Gömleği alıp çarşıya döndüm, Peygamber’in isteğini satıcıya ilettim, satıcı da kabul etti Parayı alıp Peygamber (saa)’in yanına döndüm Bir gömlek almak için Resulullah (saa) ile birlikte Pazara doğru hareket ettik Yolun yarısında Resulullah (saa)’ın gözü, ağlayan bir cariyeye ilişti Resulullah (saa) onun yanına gidip; “Neden ağlıyorsun?” diye sordu Cariye cevaben şöyle dedi “Ev sahibi bana dört dirhem verdi, bir şeyler almak için beni çarşıya gönderdi Fakat ben parayı nasıl kaybettiğimi bilemiyorum, şimdi eve dönmekten korkuyorum

Resulullah (saa) on iki dirhemden dört dirhemi cariyeye verdi ve; “İstediğin şeyleri al ve eve dön” diye buyurdular

Resulullah (saa) Allah’a şükredip pazara doğru hareket etti, pazardan dört dirheme bir gömlek alıp giydi Eve döndüğünde, yol üzerinde bir çıplağı görünce gömleğini çıkarıp ona verdi Kendisi tekrar çarşıya geri döndü, yine dört dirheme bir gömlek alıp giydi ve eve doğru hareket etti Yolun yarısında yine aynı cariyeyi üzüntülü ve şaşkın bir halde gördü Bunun üzerine; “Neden evinize gitmedin?” diye sordu

Cariye- Ya Resulellah ! Gecikmişim, beni dövmelerinden korkuyorum

Resulullah- “Gel birlikte gidelim, evinizi bana göster ben suçundan geçmeleri için aracı olurum”

Resulullah (saa) o cariye ile birlikte yola koyuldu Evlerine yetiştiklerinde cariye; “İşte bu bizim evdir” dedi

Resulullah (saa) kapının arkasından yüksek bir sesle; “Ey ev sahibi! Selam’un- aleykum” dedi Bir cevap gelmedi Tekrar ikinci kez selam verdi, yine bir cevap duyulmadı Üçüncü kez bir daha selam verdiğinde, “Aleyke’s- selam ya Resulellah ve rahmetullahi ve berekatuh” diye cevap verdiler

Resulullah (saa)- “Neden ilk defa cevap vermediniz? Acaba benim sesimi duymadınız mı?”

Ev Sahibi- İlk defasında duyduk, senin olduğunu bile anladık

Resulullah (saa)- “ Öyleyse neden geç cevap verdiniz?”

Ev sahibi- Senin sesini bir kaç defa duymak istedik

Resulullah (saa)- “Sizin bu cariyeniz gecikmiştir, onu muahaza etmemeniz (cezalandırmamanız) için size rica etmekten ötürü buraya geldim

Ev sahibi- Ya Resulullah! Sizin mübarek ayağınızın hürmetine bu cariye artık şimdiden azattır (hürdür)

Daha sonra Resulullah (saa) kendi kendisine şöyle dedi: “Allah’a şükür, ne de bereketli on iki dirhemdi! İki çıplağı örttü, bir köleyi ise azat etti

7- Ya Resulellah! Bana Tavsiye Et!

Hz Ali (as) şöyle diyor:

Bir şahıs Resulullah (saa)’in huzuruna gelerek Hazretin kendisine tavsiye etmesini istedi Resulullah (saa) ona şöyle tavsiye ettiler:

“Benim sana tavsiyem şudur ki; parçalansan, ateşe atılıp yakılsan bile Allah’a şirk koşma

Annene ve babana eziyet etme; eğer dünyadan göçmeni bile emretseler öyle yap

İhtiyacından fazla kalan malını dini kardeşinin ihtiyarına bırak

Müslüman kardeşinle karşılaştığında açık yüzlü ol

Halka ihanet etme

Gördüğün her Müslüman selam ver

İnsanları İslam’a doğru davet et

Bil ki, her sorunu çözmenin (sıkıntısı olanın sıkıntısını gidermenin), Hz Yakub’un oğullarından bir köleyi azat etmek kadar sevabı vardır

Bil ki, şarap ve her sarhoş edici şey de haramdır

8- Yetimler İçin Ağlamak

Uhud savaşında İslam savaşçılarından çoğu şahadete erişti, Hz Hamza da o savaşta şehit düştü, hatta Hz Peygamber (saa)’in şehit olduğu bile şâyi oldu

Savaş sona erdikten sonra, Medine kadınları Uhud’a doğru hareket edip Peygamber (saa)’in istikbaline koştular; herkes kendi şehitlerini bırakıp Peygamber’i sorup arıyorlardı

Bu arada Cehş’in kızı Zeynep Peygamber (saa) ile karşılaştı

Hz Peygamber- “Sabırlı ve tahammülü ol!”

Zeynep- Ne için?

Hz Peygamber- “Kardeşin Abdullah’ın şahadetinden dolayı

Zeynep- Şahadet onun için kutlu ve mübarek olsun!

Hz Peygamber- “Sabret!”

Zeynep- Ne için?

Hz Peygamber- “Dayın Hamza’nın şahadetinden dolayı

Zeynep- Bizim hepimiz Allah’tanız ve hepimiz O’na doğru döneceğiz, şahadet makamı ona mübarek olsun!

Resulullah (saa) biraz durduktan sonra Zeyneb’e dönerek şöyle buyurdu:

- “Sabırlı ol!”

Zeynep - Şimdi ne için ?

Resulullah - “Eşin Mus’ab bin Umeyr’in şahadetinden dolayı

Zeynep, bu sözü duyunca yüksek bir sesle ağladı ve can yakıcı bir şekilde sızladı Zeyneb’e; Neden kocan için böyle ağlıyorsun diyenlere şöyle cevap verirdi: “Ağlamam kocam için değildir Çünkü o Peygamber (saa)’in yanında şahadet makamına erişmiştir Benim ağlamam onun yetimleri içindir Zira eğer çocuklar babalarını benden sormuş olurlarsa onlara ne cevap vereyim?”

9- Dostlarla Müdara

Ebu Hureyre şöyle diyor:

Resulullah (saa) (bir gün) oturdukları halde birden dişleri görülür bir şekilde güldüler Gülmesinin sebebini sorduğumuzda şöyle buyurdular:

“Ümmetimden iki kişi gelip Allah Teala’nın huzurunda duracaklar; onlardan biri diyecek ki: Allah’ım ! benim hakkımı ondan al ! Allah Teala buyuracak ki: “Kardeşinin hakkını ver !” Borçlu adam arz edecek ki: Allah’ım ! Benim iyi amellerimden bir şey kalmamıştır (ona verecek dünyevi bir malım da yoktur)” Hak sahibi de diyecek ki: “Ey Rabbim! Öyleyse benim günahlarımdan yüklensin!”

Sonra Resulullah (saa)’in gözlerinde yaşlar boşanarak şöyle buyurdular:

“O gün (kıyamet günü) öyle bir gündür ki insanlar, günahlarının başka bir kimseye yüklenmesine ihtiyaç duyarlar Allah Teala hakkını isteyen kimseye şöyle buyurur: Gözlerini çevir, cennete doğru bir bak, ne görüyorsun ? O zaman başını kaldırıp güzel nimetleri görünce hayretle; Allah’ım ! Bunlar kimin içindir ? diyecektir

Allah Teala- “O hakkın değerini bana veren kimse içindir

Hak sahibi - O hakkın değerini kim sana ödeyebilir ?

Allah Teala - “Sen

Hak sahibi - Ben nasıl ödeyebilirim ?

Allah Teala - “Ondan geçmenle (hakkını bağışlamanla)

Hak sahibi - Allah’ım ! Ondan geçtim

Daha sonra Allah Teala buyuracak ki: “Dini kardeşinin elini tut, birlikte cennete gidin !”

Bu esnada Resulullah (saa) buyurdular ki: “Takvalı olun, birbirinizin arasını bulun!”

10- Çaba Veya Zengin Olmak Yolu

Bir adam bir şey istemek için Hz Peygamber’in yanına gitti Oraya ulaştığında Resulullah (saa)’in şöyle buyurduğunu duydu:

“Kim bizden bir şey isterse veririz, kim ihtiyaçsız olmaya çalışırsa Allah onu ihtiyaçsız kılar

Adamcağız Resulullah (saa)’in bu sözünü duyunca Hazretten bir şey istemeden huzurlarından ayrıldılar İkinci kez yine Resulullah’ın yanına gelip bir şey istemeksizin evine geri döndü

Üçüncü kez yine Resulullah’tan aynı sözü duyunca bir şey istemeksizin evine geri döndü Sonra komşusundan bir balta emanet alıp çöle çıktı, bir miktar odun toplayıp pazara götürerek bir buçuk kilo arpaya odunları sattı Elde ettiği arpayı ekmek yaparak ailesiyle birlikte yediler Adam yılmadan bu işine devam etti, ilk önce bir balta satın aldı, daha sonra elde ettiği kazançtan iki genç deve ve bir köle aldı, böylece durumu düzelip zenginleşti Daha sonra Resulullah’ın yanına giderek macerayı Hazrete anlattı Resulullah (saa) onun sözünü dinledikten sonra şöyle buyurdular:

“Demedim mi kim bizden bir şey isterse ona veririz, ihtiyaçsız olmaya çalışırsa Allah onu ihtiyaçsız kılar?!”


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.