Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
efendimizin, peygamber, savin, vefati, vefatı

Peygamber Efendimizin Vefatı - Hz. Peygamber (S.A.V)'İn Vefati

Eski 09-08-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Peygamber Efendimizin Vefatı - Hz. Peygamber (S.A.V)'İn Vefati



Hz Peygamber (sav)'in Vefati
Peygamber Efendimizin Vefatı - Hz Peygamber (sav)'in Vefati

HZ PEYGAMBER (SAV)'İN VEFATI Alemlere rahmet olarak gönderilen son Peygamber HzMuhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimizin bu fani alemden ebedi aleme intikaline rastlayan 8 Haziran 2008 ölüm yıldönümü münasebetiyle vefatından bahsedeceğiz Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruluyor:
"Her Canlı ölümü tadacaktır Sonunda bize döndürüleceksiniz"1

Her canlı gibi canlıların en üstünü olan insan hayatı da sınırlıdır Başı da sonu da bellidir Çünkü Cenab-ı Hak herkese belli bir yaşama süresi vermiştir Bu süreyi yaşayan insan ölecektir Bu kuraldan hiç kimse ayrı tutulmamıştır Ayet-i Kerime bu gerçeği ifade etmektedir Eğer dünyada bir kimse için ölümsüzlük olsaydı her halde bu kimse Peygamberimiz olurdu Halbuki o da ölmüştür Nitekim Mekkeli müşrikler kendilerini şu sözlerle teselli etmek istiyorlardı : HzMuhammed, yakında ölecek! Ve böylece davası bitecektir Onların bu sözleri üzerine şu ayet-i kerime, sadece Peygamber değil, siz de öleceksiniz, diyordu Ayet Şöyle:
''(Ey Muhammed!) Senden önce hiçbir insana ebedi hayat vermedik, Sen ölürsen, onlar bâki mi kalacaklar? (Onlar da öleceklerdir)''2

Ayet-i Kerime, Peygamberimiz de dahil olmak üzere hiç kimseye dünyada ebedi hayat verilmediğini ifade etmektedir

Cenab-ı Hakk'ın bu değişmeyen kuralı gereği Peygamberimiz de bu dünyadaki yaşama süresini tamamladıktan sonra dünyaya veda ederek ebedi aleme ahirete intikal etmiştir

Peygamberimiz ilk ve son haccı olan veda haccında Peygamberlik görevini tamamladığı ve ahirete intikalinin yaklaştığı ile ilgili işaretlerde bulunmuştur

Arafat'ta hacılara yaptığı ve çok önemli konulara değindiği konuşmasının sonunda şöyle diyordu:

“Ey İnsanlar, size ben sorulacağım, ne diyeceksiniz?” dinleyenler:

– Peygamberliğini tebliğ ettin, görevini yaptın, diyeceğiz, dediler Bunun üzerine Peygamberimiz, şahadet parmağını yukarıya kaldırıp insanlara işaret ederek üç defa:

– Şahit ol ya Rab, buyurdu3

Peygamberimiz Peygamberliğinin sona erdiğini ilan ediyorken şu ayet-i kerime nazil oluyordu:

"Bugün size dininizi ikmal ettim Üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâmı beğendim"4

Peygamberimiz bu Ayet-i Kerime'yi tebliğ edince, HzEbu Bekir, Peygamberimizin görevinin sona erdiğini ve vefatının yaklaştığını sezerek ağlamıştı Gerçekten bundan sonra Peygamberimiz 81 veya 82 gün yaşamıştır

Alıntı Yaparak Cevapla

Peygamber Efendimizin Vefatı - Hz. Peygamber (S.A.V)'İn Vefati

Eski 09-08-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Peygamber Efendimizin Vefatı - Hz. Peygamber (S.A.V)'İn Vefati





PEYGAMBER EFENDİMİZİN VEFATI:

Hicretin onuncu yılında Rasülullah (sa), yüz binden daha fazla müslümanla birlikte Medine'den hacc için hareket etti Bu hacc esnasında Arafat dağı yanında, İslâm'ın anayasası kabul edilen veciz ve ölümsüz hutbesini iradetti Bu hutbesinde, İslâm'ın temel ilke ve kaidelerini beyan ederek, insanlar arasında fark gözetmeyen bir eşitlik ilan etti Şöyle diyordu:

"Ey nas! Biliniz ki Rabbiniz birdir, babanız birdir Hepiniz Adem'densiniz Adem de topraktandır Allah yanında en üstününüz, O'ndan en çok korkanınızdır Arab'ın, Arab olmayana üstünlüğü yoktur; üstünlük ancak takva iledir"

Kur'ân-ı Kerim'in nüzûlü de Maide sûresinin 3 ayetindeki, "Bugün size, dininizi kemale erdirdim, size olan nimetimi tamamladım ve size din olarak İslâm'ı seçtim" kavl'i şerifinin nazil olmasıyla tamamlanmıştı

Veda Hacc'ının üzerinden henüz üç ay geçmemişti ki, Rasülullah (sa) ateşli bir hummaya yakalandı Onun hastalığının şiddetlendiğini gören Ensar, Mescidi Nebî'de toplanmışlardı Fadl b Abbas ve Ali b Ebi Talib, bu durumu Peygamber Efendimize ulaştırdılar Bunun üzerine Peygamber Efendimiz, Ali, Abbas ve Fadl'a dayanarak Ensarın huzuruna çıktı Başı sarılıydı Minber'in alt basamağında oturdu, Allah'a hamd ve senadan sonra şöyle hitap etti; "Ey nas! Duydum ki, siz peygamberinizin ölmesinden korkuyormuşsunuz Allah'ın benden önce gönderdiği peygamberlerden ebedî yaşayan biri var mı ki, ben sizin içinizde ebedî kalayım? Bilesiniz ki, elbette ben Rabbime kavuşacağım, siz de bana ulaşacaksınız Size, ilk muhacirlere hayırlı davranmanızı vasiyet ederim Bütün muhacirler de birbirlerine karşı hayırlı olsunlar Allahu Teâlâ şöyle buyurur; "Asra (yani peygamberlik çağına, yahut bütün zamana veya ikindi namazına) andolsun ki, insan ziyan içindedir Ancak inanıp iyi işler yapanlar, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka" (onlar ziyandan kurtulmuşlardır) Her iş, Allah'ın izniyle, iradesiyle cereyan eder Siz olacak şeylerin sırasını değiştiremezsiniz, Allahu Teâla sizden birinizin acelesiyle, acele davranmaz Allah'ın iznine, iradesine galebe etmeğe çalışanlar, en sonu mağlub olurlar Allah'ı aldatmak isteyenler de muhakkak aldanırlar Nitekim o, şöyle buyurur: "Demek iş başına gelecek olursanız, yeryüzünde bozgunculuk çıkaracak ve akrabalık bağlarını koparacaksınız"

"Ey nâs! Size Ensar halkına da hayırlı olmanızı vasiyet ederim, çünkü onlar sizden önce iman yurdunu hazırlamışlardır Onlara iyi muamele ediniz Onlar sizi kendi mahsullerine ortak etmediler mi? Evlerini sizinle paylaşmadılar, sizi vaktiyle evlerinde ağırlamadılar mı? Kendileri ihtiyaç içinde oldukları halde, her hususta sizi nefislerine tercih etmediler mi? O halde (ey muhacirler!) sizden biriniz iki adam arasında hakemlik yapmak görevine getirilirse Ensarın iyilik edenlerine teveccüh ve ikram etsin, fenalık yapanların kusurlarından da vazgeçsin Biliniz ki, kendinizi onlara tercih edemezsiniz Biliniz ki, ben size karşı çok merhametliyim, yine biliniz ki, ben Rabbime kavuşacağım, sizler de bana kavuşacaksınız Buluşacağımız yer, Kevser havuzunun kenarıdır Benimle havuz kenarında buluşmak isteyenler dillerini gerekli olan şeylerin dışındaki boş şeylerden çeksinler"

Rasülullah (sa), 13 Rebiülevvel h 11 (8 Haziran 632) pazartesi günü ruhunu teslim etti Risaleti tebliği etmiş, kendisine verilen emaneti en mükemmel bir şekilde yerine getirmiş olarak ömrünün 63'ünde Rabbimizin rahmetine kavuştu

Rasülullah'ın vefat haberi, müslümanlar üzerinde müthiş bir tesir icra etti, öyle ki büyük bir şaşkınlığa düşerek peygamberlerin de, diğer insanlar gibi öleceklerini bildiren ayetleri bile unuttular Kılıcını çekip dikilen Ömer b Hattâb, Rasülullah'ın öldüğünü söyleyenleri ölümle tehdit ediyor ve şöyle diyordu: "Münafıklardan bir adam, Rasülullah'ın vefat ettiğini zannetmiştir Hayır vallahi! O ölmedi, lakin Musa'nın gittiği gibi, dönmek üzere Rabbine gitti Vallahi Rasülullah dönecek ve öldüğünü söyleyenlerin ellerini kesecektir"

Rasülullah'ın vefatını duyan Hz Ebubekir, Mescid'in önüne geldiğinde Ömer hâlâ, halka bir şeyler söylüyordu O, bunlara aldırmaksızın doğruca Rasülullah'ın bulunduğu odaya girdi Üzerindeki örtüyü kaldırarak şöyle dedi: "Babam ve anam yoluna feda olsun ya Rasülellah! Ölümünde de, diriyken olduğu gibi ne kadar güzel ve temizsin Senin ölümünle, hiçbir peygamberin ölümüyle kesilmemiş olan peygamberlik son bulmuştur Şanın ve şerefin o derece büyük, o kadar güzel vasıflara sahibsin ki, tanıtılmak ve üzerine ağlanmaktan münezzehsin Ya Rasülellah! Ölümünle insanlara teselli oldun, zira nübüvvet özelliklerinle hususiyet kazanmış olmana rağmen ölüm sana da yetişti Ölümle o derece umumileştin ki, ölümlü olmakta hepimiz seninle eşit olduk Kendin tercih etmemiş olsaydın, ölümün nefislerimize çok zor gelirdi, eğer bizi ağlamaktan menetmemiş olsaydın, senin için gözyaşları döker; hatta göz pınarlarımızı kuruturduk Ama, yine de göz yaşımızı tutmağa gücümüz yetmiyor Şiddetli üzüntü ve kederi üzerimizden atamıyoruz Allah'ım bizden ona selâm ulaştır Ya Muhammed (sa)! Rabbinin katında bizi unutma, hatırında kalalım Sekinet ve rahatlık yaratılmamış olsaydı, korku ve üzüntü de yaratılmazdı Allahım, nebine bizden selâm ulaştır, onu aramızda muhafaza et!"

Hz Ebubekir, daha sonra Rasülullah'ın naşının başından ayrıldı, dışarı çıkarak halka hikmetli ve anlamlı hutbesini irad etti Bu hutbe müslümanların aklını başına getirdi ve düştükleri hatayı hemen anladılar Hz Ebubekir şöyle hitap etmişti: "Şehadet ederim ki, Allah birdir, O'ndan başka ilah yoktur, O'nun hiçbir ortağı yoktur Yine şehadet ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve rasülüdür Yine şehadet ederim ki, Kitap (Kur'an) nazil olduğu, din meşru kılındığı, Hadîs iradedildiği, söz söylendiği gibi mahfuzdur Allah, apaçık bir hakikattır," sonra da şöyle dedi: Ey nâs! Muhammed'e kulluk eden var idiyse bilsin ki: Muhammed muhakkak ölmüştür; Allah'a tapanlara gelince, şüphesiz Allah diridir, ebediyyen bâkidir" Devamla şu manadaki ayetleri okudu:

"Muhammed sadece bir elçidir Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir Şimdi o ölür veya öldürülürse siz ökçelerinizin üzerinde

geriye mi döneceksiniz? Kim ökçesi üzerinde geriye dönerse, Allah'a hiç bir ziyan veremez Allah, şükredenleri mükafatlandıracaktır” Ve devam etti: "Allahu Teâlâ işini, size vasiyet etmiştir, onda ümitsizlik ve sabırsızlığa düşmeyiniz Şüphesiz Allah, sizin yanınızdaki ve kendi yanındaki şeyleri Nebisi için seçmiştir Onu, yarlığamasına çekip almış, Kitabını ve nebisinin sünnetini sizde bırakmıştır Bu ikisine sarılan doğruyu bulur, o ikisinin arasını ayıran sapıtır Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan kimseler olunuz Şeytan, Peygamberimizin ölümü sebebiyle sizi aldatmasın, dininizden saptırmasın Şeytanı aciz bırakacağınız şeyde, ondan acele davranınız Size ulaşmasına fırsat vermeyiniz"

Malik b Enes'in şöyle dediği rivayet edilir: "Bana ulaştığına göre Rasülullah (sa), pazartesi günü vefat etmiş, salı günü defnedilmiştir Müslümanlar, cenaze namazını gurublar halinde, imamsız olarak kılmışlardır" Sahabe-i Kiram, Rasülullah'ın nereye defnedileceği hususunda ihtilafa düşmüşler, bazıları doğum yeri olan Mekke'ye, bazıları ashabının yanına Cennetü'l-Baki' kabristanına bazıları da kendi mescidine gömülmesini teklif etmişlerdi Bu esnada söz alan Hz Ebubekir, Peygamber Efendimizin "Hiçbir peygamber, vefat ettiği yerin dışında bir mahalde defnedilmemiştir" mealindeki hadisini rivayet ederek, bu ihtilâfın ortadan kalkmasını sağladı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.