Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kitap Dünyası

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aşkın, kaya, kederin, kitabı, sançar

Aşkın Ve Kederin Kitabı - Kaya Sancar

Eski 09-07-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Aşkın Ve Kederin Kitabı - Kaya Sancar



Aşkın ve Kederin Kitabı

Yazarı: Kaya Sancar
Yayınevi: Can Yayınları
Basım Tarihi: 2004
Sayfa Sayısı: 184

KİTAP HAKKINDA
"Edeplisi, edepsizi, argosu, aaaaasu, romantiği ile herhalde sayısız yazı yazılmıştır aşk üzerine Herkes kendisine göre bir tanımını yapmıştır aşkın, yaşadığı duygunun adını koymaya çalışmıştır Aşk, ne kadar çok söylenirse, anlatılırsa, gizemi o kadar azalacak; diğer duygular arasında da o kadar betimlenmiş, tanımlanmış ve teşhis edilmiş olacaktır Belki de bu nedenden, okuduğum yazıların neredeyse hepsi aşk üzerine Ama şimdiye dek okuduklarım arasında benim İpek'e duyduğum gibi bir aşkı açıklayan bir yazı görmedim hiç Belki her insan kendi aşkını yazmalı Bilemiyorum Ama şu bir gerçek ki, ben günden güne artan bir aşkla seviyorum İpek'i Sadece bazı zamanlarda bunu göstermeyi unutuyorum Yok, galiba ben aşkımı göstermeyi pek beceremiyorum"

Bir kadın, bir erkek ve hoşlanmayla başlayıp aşka, sonra da tutkuya dönüşen bir ilişki :-):-):-):-)enli, doksanlı, iki binlci yılların anıları ile örülmüş yaşamlar Fonda, Türkiye'nin son otuz yılı Ankara'dan Mudanya'ya, Antalya'dan İstanbul'a, Bordeaux'dan Paris'e taşınan ölümsüz bir aşkın ve kederin 'kendince' yazılmış kitabı Kah duygusal, kah fırtınalı, ama hep aşka dair özel bir dil Yalnızca 'ilk roman'ın değil, birçok romanın ötesinde 'olgun' bir yapıtla genç yazar Kaya Sancar, edebiyatımıza "Merhaba" diyor

Hayatının her döneminde aşkı yaşamış, yaşayan ve yaşayacak herkes için: Aşkın ve Kederin Kitabı

İNCELEME
Kaya Sancar, 9 Eylül 1973’te Köln’de doğmuş, öğrenimini Türkiye’de sürdürmüş Ankara Universitesi Amerikan Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun olduktan sonra, yüksek lisans için Almanya’ya gitmiş Almanca, İngilizce ve İspanyolca bilen Sancar, Brezilya’da maden işletmelerinde önce çevirmen ardından araştırma uzmanı olarak çalışmış Bugün kısmen Rio Branco ve Sao Paulo’da, kısmen de Rio de Janeiro’da yaşıyor…

Ankara’nın Dünü
“Aşkın ve Kederin Kitabı”, Kaya Sancar’ın ilk romanı Kırk yaşların başındaki bir adamın, İhsan Türkmenli’nin yaşamından uzun bir kesiti az sayfada anlatmış yazar Ancak az sayfada etkileyici bir hikaye kurgulamayı da başarmış “Dün” ve “Bugün” adlı iki bölümde ağırlık “Dün”de İhsan Türkmenli, aşkını ve kederlerini bizimle paylaşmaya başladığında “Bugün”deyiz Söze “belki de en iyisi, her şeyi olduğu gibi, lafı dolaştırmadan anlatmak Kırk yaşıma girdiğim günün gecesinde karım beni terk etti Yani üç hafta önce Üstelik en beklemediğim biçimde" cümleleriyle giriyor İhsan ve bu üç haftaya nasıl gelindiğini kavrayabilmemiz için “Dün”e gidiyor, 80 öncesine kadar uzanıyor
Lise yıllarını 70’lerin sonunda geçiren, o yılların siyasi çatışmalarından uzak duran bir genç İhsan Üniversite eğitimi için tercih ettiği bir bölümü, Hacettepe Üniversitesi Türk Dili Ve Edebiyatı Fakültesini kazanmayı da başarıyor Güzel günlerdir İhsan ve arkadaşları için Bir önceki dönemin devrimci hareketliliğinin yerini “Hababam Sınıfı” etkinlikleri almış, gençlerin meselesi bir sevgili edinmekle sınırlanmıştır Nitekim İhsan da aynı arayışın peşindedir ve bir gün kantinde İşletme fakültesi öğrencisi İpek’le karşılaşır İşte böyle başlar yirmi yıl sürecek ve bir gün İpek’in bir not bırakıp ansızın evi terk etmesiyle noktalanacak aşkları…
Aşklarını Ankara’nın dört bir köşesine yayan, kentin o yıllarını bilenlerde nostaljik duygular uyandıracak park, kafe, cadde, sokak görüntüleri eşliğinde birlikte büyüyen bu iki genç, elbette kimi zaman hayatın zorluklarıyla da tanışıyor, ancak bu zorlukları sevgileriyle aşmayı ve mutlu bir yuva kurmayı başarıyorlar Romanın bu bölümlerinde sıcak ve içten bir dil tutturan, İhsan ve İpek kadar onların çevresinde yer alan diğer roman kişilerini de basit ayrıntılarla canlandıran Kaya Sancar, okuyucuya huzur dolu, paylaşılması kolay bir dünya sunuyor Ankara’nın önemli bir yer kapladığı hikayedeki bu huzurlu hayat Mudanya, İzmir, Antalya, İstanbul, Bordeaux, Paris gibi kentlere, her bir kentin, her bir mekanın insanda yaratacağı farklı duygular eşliğinde, farklı sevinç, coşku ve hüzünlerle birlikte taşınıyor

Anlatmak, yeniden yaşamaktır
Ancak öyle bir yer var ki, İhsan’ın hayatını baştan sonra değiştirecek, aşkı bitmese bile bundan böyle bütün hayatına bir keder eşlik edecektir O yer, Şemdinli’dir… O ana dek savaşı yalnızca medyadan biraz da kayıtsızlıkla izlemiş, kendisini bir taraf olarak hissetmemiştir İhsan Oysa ki, ne tarafsız kalmak mümkündür, ne de olup bitenlere sırtını dönmek ya da evleri yakılmış, göçe zorlanmış, şiddete maruz kalmış, çocukları öldürülmüş insanların çığlık seslerine kulak tıkamak… Ve bir gün İhsan’a da askerlik celbi gelecek, kendisini Şemdinli’nin adını bile hiç duymadığı dağlarında, tepelerinde, köylerinde savaşırken buluverecektir genç adam
Dönüp geldiğinde tanıklık ettiği olayların yarattığı ruhsal travmanın etkisindedir İhsan İpek ve arkadaşlarının yardımlarıyla biraz toparlandığında şöyle ifade edecektir duygularını; “Şemdinli’de yaşadıklarımın hepsini anlatamam Anlatmayacağım da Anlatmak, tekrar yaşamaktır Yapamayacağım bunu Her insanın hayatında kendisinden utandığı zamanlar olur Asla hatırlamak istemediği, unutulması gereken İşte benim için o zaman, Şemdinli’de yaşadığım zamanlardı Zaten unutmam gerektiği üzerine uzun uzun konuşmuştum doktorumla Önce hepsini hatırlayıp sonra bununla beraber yaşamak, yaşamayı öğrenmek de bir yöntemmiş; unutmak da! Ben unutmayı seçtim” Neleri mi unutmuştur İhsan ? “Her an sıcak çatışma riski Derken sıcak çatışmalar Kayıplarımız, verdirdiğimiz kayıplar Çağdaş gladyatör hikayesi Her şey bir kabus olmalı Mümkünse olsun da Gördüğüm bütün kanlar, kesilen kulaklar, çıkarılan gözler, kesilen burunlar Kan, kan, kan” Ve hemen ardından neden unutmak istediğini de ekleyecektir; “Bir kabus olsun, uyanılacak ve hemen unutulacak… O günleri hatırlamak istemiyorum Mümkünse iyiden iyiye silmek istiyorum kafamdan Gerçekten, anlatamam kimselere Utandığım için”!
Artık hikayenin sonuna yaklaştık İstanbul’a taşınıp özel bir lisede edebiyat öğretmeni olarak çalışmaya başlayan İhsan, karısı ve kedisi ile yeniden huzurlu bir hayat kurmuş gibidir Ne var ki, yıllar ve yaşananlar pek çok duyguyu eskitmiş, çevrelerindeki dostları gibi onların ilişkileri de ömrünü tamamlamıştır ve medyanın haber açlığı ile daha da derinleşen hiç beklenmedik bir trajediyle noktalanacaktır; aşkın dünü bitmiş, bugünü tükenmiştir artık, yarınlarda sadece keder sürdürecektir hükmünü
Kaya Sancar, edebiyatı yakından tanıyan bir yazar olduğunu hemen belli ediyor Başta Bilge Karasu, Oğuz Atay, Ahmet Hamdi Tanpınar, Yusuf Atılgan olmak üzere Türk edebiyatının büyük ustalarının romanlarına, roman kişilerine satır arası göndermelerle zenginleşen “Aşkın ve Kederin Kitabı”, yalın, açık ama edebiyatı hiç elden bırakmayan, dolambaçlı yollara sapmayan duru anlatımıyla güzel bir roman Anlatısının ilk bölümlerindeki pastoral atmosfer sonlardaki trajedinin etkisini daha belirgin bir hale getiriyor
Bana kalırsa Kaya Sancar’ın en büyük başarısı, bu kadar geniş bir zaman kesitinin birey üzerinde yarattığı etkilerin karakteristiğini kısa bir romanda bu kadar açık biçimde sergilemesinde Birey ve toplum açısından neyin önemli neyin ihmal edilebilir olduğunu çok iyi tahlil etmiş Sancar Öyle ki, romanı hakkında çıkan yazılarda bir cümle ile bile xxxxx konusu edilmeyen yirmi yıl süren savaşa sırtını dönmüyor o Bugün hikaye ve roman yazan hemen herkesin hayatında az ya da çok, iyi ya da kötü ama bir biçimde mutlaka iz bırakmış olan son yirmi yılın Türk edebiyatına birkaç roman dışında yansımamış olması bilinçli bir bellek yitiminden ve anlatılan bütün hikayelerde kendisini hemen hissettiren bir eksiklikten başka bir şey değildir
Evet, anlattıkları belki de çok bildik, tanıdık gelecektir okuyucuya, ne var ki, iyi bir yazar yaşarken dikkatimizden kaçan ya da farkına varamadığımız küçük ama önemli ayrıntıları yakalayabildiği ölçüde iyi bir yazardır Kaya Sancar da, bireyi toplumla ilişkisi içerisinde ele alırken, sıradan, herkesin yaşadığı veya yaşayabileceği olayların ardındaki gerçekliği, bilinçaltında gizlenen duygu ve düşünceleri açığa çıkarmayı başaran iyi bir yazar
A Ömer Türkeş

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.