|
|
Konu Araçları |
çık, geleceğine, gemlik, istemeyen, kişiyiz, sahip, santralini, termik, uyuma |
Uyuma! Geleceğine Sahip Çık! Gemlik Termik Santralini İstemeyen Kaç Kişiyiz? |
09-06-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Uyuma! Geleceğine Sahip Çık! Gemlik Termik Santralini İstemeyen Kaç Kişiyiz?Termik Santrallerin Zararları İnsanların gerek yazları tatillerini geçirmek ve gerekse emeklilik dönemlerinde kafa dinlemek üzere tercih ettikleri bu güzelim kent maalesef şimdilerde bazı çıkar odakları tarafından geçmişini arar duruma getirilmeye çalışılmaktadır Kuşkusuz 17 Ağustos 1999 da yaşadığımız deprem felaketinin Yalova’ya verdiği zarar çok büyük olmuştur Ancak sanki yaşadığımız o doğa felaketi yetmiyormuşçasına depremden sonraki süreçte yaşanan kentin gerçek kimliğine( Ormanı, denizi, çiçekçiliği, tarımsal üretim, turizm vb) uymayan ve çevreyi olumsuz yönde etkileyen birtakım gelişmeler hepimiz üzmekte ve derinden yaralamaktadır Bu anlamda Yalova’nın gündemine adeta bomba gibi düşen son gelişme hepimizin bildiği konu olan Kömürle çalışacak Termik santrali kurulması yönündeki faaliyetlerdir Yalova ‘da yaşayan bir insan olarak bu duruma tepkiliyim Tepkimi de bundan önceki yazımda sizlerle paylaşmıştım Bu kere konuyu bazı yayınlardan edindiğim bilgiler doğrultusunda daha geniş bir şekilde ele alarak bir yazı dizisi halinde siz saygıdeğer okuyucuların istifadesine sunmak istedim Şöyle ki; TERMİK SANTRALLERİN ÇEVREYE VERDİĞİ ZARARLAR Dünya’da sınırlı ve kirletici fosil yakıtların sorunları belgelendikçe ve küresel iklim değişikliği tehdidi karşısında somut önlemler alınması gerekliliği aciliyet kazandıkça, sonsuz ve temiz yenilenebilir enerji kaynakları kullanımına artan bir yönelim olduğu gözlenmektedir Örneğin, 1997 yılında Avrupa Birliği’nce yayınlanan yenilenebilir enerjilere ilişkin beyaz belge, 2010 yılına kadar üye devletlerde tüketilen tüm elektriğin % 23,5’i olan 675 milyar kilowat saatin yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilmesini öngörüyor Yenilenebilir enerji tanımı içine sakıncaları nedeniyle dev hidroelektrik santraller alınmamıştır Beyaz Belge’de yenilenebilir enerjilerden üretilmesi hedeflenen 675 milyar kilovat saatin, 355 milyar kilovat saati (%12,4) hidroelektrik (dev barajlar hariç), 230 milyar kilovat saati (%8) biokütle, 80 milyar kilovat saati (%2,8) rüzgâr, 7 milyar kilovat saati (%0,2) jeotermal, 3 milyar kilovat saati (%0,1) ise güneş (fotovoltaik) enerjisinden sağlanacaktır Üye devletlerin elektrik üretimleri içindeki yenilenebilir enerji hedefleri 2010 yılı için şöyledir: Danimarka %29; Finlandiya %21,7; Avusturya %21,1; İspanya %17,5; İsveç %15,7; İtalya %14,9; Yunanistan %14,5; İngiltere %9,3 ve Almanya %10,3 [1] Güneş, rüzgâr, jeotermal, biokütle, küçük hidroelektrik gibi yenilenebilir kaynaklar açısından zengin olmasına karşın, Türkiye’de yenilenebilir enerjiler için resmi hedefler yoktur; fosil yakıt bağımlılığını daha da arttıracak, kirli ve tehlikeli enerji tesislerinin ithalini sağlayan ihale planları vardır Türkiye’de elektrik enerjisinin %70’i çevre kirliliği yaratan ve küresel ısınmaya yol açan fosil yakıtlardan (%31-doğal gaz; %29-linyit, %10 petrol türevleri, taş kömürü, vb) elde edilmektedir KÜL ATIKLARI ÇEVREYİ, IRMAK VE DENİZİ KİRLETİR Termik santrallerde üretilen enerjinin sadece %30–40 oranındaki bir bölümü elektrik enerjisine dönüştürülebilmekte; kalan kısmı ise "kaçak enerji" olarak adlandırılmakta ve kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır Termik santrallerin en önemli çevresel etkilerinden biri de soğutma suyuyla ilgilidir ve termik santrallerin soğutma suyu gereksinimi büyüktür Bu nedenle termik santraller genellikle nehir, göl veya deniz gibi soğutma suyu kullanılabilecek kaynaklara yakın yerde kurulmaktadır Atıkların denize atılması, karaya serpiştirme çok eskiden beri kullanılan sorumsuz atık yöntemidir Deniz, akarsu ve göllerde yapılan atık ısı boşaltımlarının en az düzeye indirilmesi; denizlerdeki biyolojik yaşamı tehliaaae sokan termal kirlilik kaynaklarının yayılmasını önlemek uluslararası düzeyde sözleşmelere de girmiştir Termik santrallerin en çok şikâyet edilen ve çevreye zararı dokunan ve yazımızın başında da güncel örnekler vererek açıklamaya çalıştığımız gibi kül atıklarıdır Örneğin 100 Megawat gücünde bir termik santralde 1 yılda -3,8x10–5 K cal/sn termik etki, 750 ton Karbon monoksit; 45000 ton Kükürt dioksit, 3500 ton katı parçacıklar; 26000 ton Azot oksit; 250 ton hidrokarbon; 5560 m3 kül dışarıya saçılmaktadır YEŞİL BİTKİ ÖRTÜSÜ GAZLARDAN KURUYACAKTIR Termik santrallerin bacasından çıkan ve bitki örtüsünü en çok etkileyen gazlar kükürt dioksit ve azot oksitleridir Bitkilerin bu gazlara en hassas olan ve etkilenen organı yapraklarıdır Yapraklardaki stomalar vasıtasıyla yaprak bünyesine giren bu gazlar yapraktaki klorofillerin yapısını bozmaktadırlar Ayrıca yanık etkisi, serbest asit halinde yüzeysel olarak da ortaya çıkabilmektedir Bitkiler üzerinde kirletici etkisiyle ortaya çıkan zararlar üç ayrı boyutta görülebilmektedir Bunlar akut, kronik ve gizli zararlardır Akut zararlanmaya uğrayan bitkiler derhal ölmekte, kronik zararlanma öldürücü olmamakla birlikte bitki kalitesini büyük oranda bozmaktadır Görünmeyen (gizli) zarar ise zaman içinde ortaya çıkmaktadır Kükürt dioksitin bitkilere olan bu doğrudan etkisinden başka, yöredeki yağışların ve bağıl nemin fazlalığı da topraktaki asitleşmeyi artırıcı, bazlarda fakirleştirici ve mikrobiyolojik etkinliği yok edici bir etkide bulunarak, dolaylı yoldan bitkilerin direncinin azalmasına neden olur Bu direnç zayıflığı da zararlı böcek ve mantarların üremesi için gerekli ortamı oluşturur Bu böcek ve mantarlar bitki örtüsünü ve kalitesini giderek yok ederler Kükürt dioksitin yapraklardan sonra en etkili olduğu yerler bitki besin maddelerinin taşındığı iletim borularıdır Bu borular vasıtasıyla bu gazın yaptığı zarar bitkinin diğer kısımlarına yayılır Bitki terleme olayını kontrol edemez ve su dengesi bozulur Bitkide solgunluk ve kurumalar görülür Ayrıca polenler ve dişicik boruları zarar gördüğünden döllenme olmaz ve meyve tutmaz Meyvedeki belirtiler bitki bir yıl Kükürt dioksite maruz kaldıktan sonra belirginleşir Bitkilerdeki termik santrallerden kaynaklanan zararlar yaprak lekeleri, yaprak kurumaları, yaprak ve meyve dökülmeleri, büyümedeki gerileme, solgunluk ve ölümle sonuçlanır Yazar: Mehmet ASLIYÜKSEK Termik Santral Nedir? Termik santraller katı, sıvı ve gaz halindeki yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı enerjisine, ısı enerjisini de elektrik enerjisine dönüştüren tesislerdir Yani termik santraller fosil yakıtların kimyasal enerjisinden elektrik enerjisi elde eden tesislerdir Gemlik’te Termik Santral? Gemlikte, 940 dönümlük arazi üzerine kurulu bir devlet teşekkülü olan Azot fabrikası (TÜGSAŞ Gemlik Gübre SanAŞ) , Şubat 2004 tarihinde özelleştirilmiş ve üzerinde amonyak ve gübre üretim tesisleri, sosyal tesisler, zeytinlikler ve lojmanların bulunduğu deniz kıyısındaki bu alan, bedelinin çok altında olduğu söylenen bir para karşılığında Yıldırım şirketler grubuna verilmiştirYıldırım şirketler grubuna bağlı olan Yıldırım Holding AŞ,Yılport AŞ,Marmara Tersanesi AŞ,Eti Krom AŞ ve Gemlik Gübre Sanayi Anonim Şirketlerinin ortaklığı ile Şubat 2008 tarihinde Gemlik Elektrik Üretim AŞ kurulmuş ve adı geçen şirket Eylül 2008 tarihinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na Gemlik’te bir 500 MW termik santral kurmak ve elektrik üretmek üzere lisans başvurusunda ulunmuşturLisans başvuruları EPDK tarafından onaylanan şirketin yetkilileri, elektrik açığımızı kapatmak,işsizler için istihdam yaratmak üzere Almanya’dan ithal edilecek temiz teknoloji ile kurulacak olan bu santralin Gemlik için bir kazanç olduğunu beyan etmişlerdir Termik Santral Gemlik İçin Bir Kazanç mıdır? 2 ünitesiyle toplam 320 MW elektrik üreten Çan Termik Santralinde saatte kullanılan kömür miktarı 260 tondur Aynı teknolojik sistem ile çalışma olasılığı olan 500 MW lık Gemlik santralinde ise benzer kalorili kömürün kullanımı ile saatte 400 ton kömür yakılacak olup, bir gün içinde 9600 ton kömür tüketilecektir Başka bir ifadeyle, günde 20 şer ton taşıma kapasitesindeki 480 kamyonluk bir kömürün yakılması söz konusudur Termik santralin yıl içinde toplam 2700000 ton kömür kullanacağı hesap edilmektedir Bu, 135000 kamyon kömür demektir Termik Santralin kurucu ve işleticisi olanlar, uzun yıllardır kömür ticaretiyle, özellikle kömür ithalatıyla uğraşan şirketlerdir Dolayısıyla Çan termik santralinden farklı olarak, gerekli olan kömürü yerli kaynaklardan değil, ithalat yaptıkları ülkelerden gemilerle getirteceklerdir İthal edilecek kömürün Çan linyitlerinden daha düşük vasıflı olması halinde, yukarıda hesap edilen kömür miktarını daha da arttırmak gerekecektir Aynı zamanda ithal kömürün getirildiği ülke ve bulunduğu yerler itibariyle kimyasal içerikleri de çok farklı olabilecektir Dolayısıyla kömürün taşıma, stoklama ve yakma sırasındaki ve sonrasındaki kirleticilik özelliği de farklılık gösterecektir Termik santrallerin randımanlı ve kesintisiz çalışabilmeleri için mevcut kömür stoklarının belirli bir seviyede olması gerekmektedir Yine Çan termik santrali için öngörülmüş olan 200000 tonluk stok alanı esas alınırsa, Gemlik Termik santrali için 310000 tonluk (yani 15500 kamyonluk) bir stok alanına ihtiyaç vardır Çan termik santralinde kömür stoklama işlemi her biri 11600 m2 ve her biri 50000 ton kapasiteli 4 alanda yapılmaktadır Yani toplam stok alanı 46,4 dönümdür Buradan yapılacak hesapla, Gemlik termik santrali için gerekli olacak kömür stoğunun 70 dönümlük bir araziyi kaplayacağı söylenebilir Kömürlerin, gerek gemiden boşaltım, gerek stok alanına ve buradan da termik santrale taşınmaları sırasında kömür tozundan oluşacak kirlilik ile toprağı, denizi ve havayı etkilememesi mümkün değildir Kömürün ayrıca stoklama koşulları da, içerdiği zehirli bileşiklerin doğaya salınımı ile yer altı suları ya da denize ulaşma imkânları da diğer risk unsurlarıdır Kömür stok sahasında kömürün kalitesine, depolama şekil ve süresine bağlı olmak üzere bir de yanma riski vardır Uygun miktar, şekil ve sürede depolanmayan kömürlerin stok sahasında çıkaracağı yangın, ya da termik santralde herhangi bir kaza nedeniyle oluşacak bir yangının, termik santralin kurulmasının planlandığı alanda gübre üretiminde kullanılan amonyak tankları ile Gemlik ve yakın ilçe ve köylerini haritadan silebilecek risk taşıdığını bilmemiz gerekmektedir Gemlik halkının, termik santral olsun ya da olmasın, 80000 tonluk amonyak tankları ile beraber yaşadığını ve hayatlarının her zaman bir risk altında olduğunu unutmaması gerekmektedir Gemlik halkının bu hayati riski, mevcut gübre fabrikasının yanında kurulacak olan termik santral ile daha da artacaktır Marmara denizinin güneyinde ve uzunca bir süredir aktif olmayan bir deprem fay hattının üzerinde olduğumuz da hiçbir zaman göz ardı edilmemelidir Kömürün yakılması ile yüksek miktarlarda kükürt dioksit (SO2), azot oksitler (NOx), karbon monoksit (CO), Ozon (O3), hidrokarbonlar ve partiküler maddeler (PM) açığa çıkar Kömür %0,7 - % 2,0 oranında kükürt içerir Gemlik termik santralinde yakılacak kömürde % 1 lik oranda kükürt olduğu varsayılırsa günde 100 tona yakın kükürt dioksit gazının (SO2) açığa çıkması söz konusudur Akışkan yataklı termik santrallerde yanma sırasında oluşan SO2 (sülfür)ün büyük kısmının ek bir baca gazı arıtma tesisine ihtiyaç olmadan yanma odasına kömürle birlikte beslenen kireçtaşı ile tutulduğu söylenmektedir Yakıcıya beslenen kireçtaşı kükürt giderme (desülfürizasyon) reaksiyonunu gerçekleştirir Bu nedenle bu tür tesislerde bol miktarda kireçtaşı da tüketilmektedir Gemlik termik santralinde saatte 100 tonu aşan miktarda kireçtaşı kullanılacak olup yıllık gereksinim 840000 ton olarak hesaplanmıştır Keza akışkan yatak yakma teknolojisinde, düşük yanma sıcaklığının (850 °C), havayla giren azotun oksitlenmesini (ısıl NOx oluşumunu) en alt seviyeye indirdiği yakıt azotundan kaynaklanan NOx emisyonunun ise kademeli hava besleme tekniği ile düşük seviyelere çekilebildiği öne sürülmektedir Fakat bu teknoloji hiçbir zaman SO2 ve NOx emisyonlarını sıfırlayamamakta ve karbon monoksit ile birlikte iklim değişikliği ve küresel ısınmanın önemli nedeni olan bu gazların atmosfere salınımları engellenememektedir Kömürün yanmasından sonra, yanmayan maddelerden oluşan organik olmayan artığa kül denir Kömürlerde kül oranı, kalitesine göre %10 ile % 50 arasında değişmektedir Kömürün termik santralde yanmasından sonra oluşacak külün içeriğinde silisyum, alüminyum, demir oksitler yanı sıra toprağa, suya ve çevreye yayılabilecek Kadmiyum, Cıva, Kurşun, Arsenik gibi ağır M e t a l l e r, Uranyum ve havaya dağılan Radon gazı (Ra222) bulunur Küllerin üzeri toprakla örtülse bile toprağın gözeneklerinden geçen Radon gazı 4 günden kısa bir süre içinde Polonyum’a (Po210) ve Aktif Kurşuna (Pb210) dönüşebilmektedir Bu nedenle kül yığınları çevreye radyasyon yayarlar Gemlik termik santralinde kullanılacak kömürün külünün % 20 olması durumunda, günlük kül atığı 1920 ton (96 kamyon) olacak, bir yılda oluşacak kül dağı 700000 tonu bulacaktır Kül hesabını Çan Termik Santralinde kullanılan kömür kalitesi üzerinden yapacak olursak kül miktarı saatte 230 ton dan dan yılda 1,5 milyon tonu aşacaktır Çimento sanayinde kullanılan % 15 kül haricinde, külün tamamının herhangi bir sanayide kullanılması mümkün olmayıp, depolanacak küller çok büyük bir çevre kirliliği ve sağlık riski etmeni olacaklardır Külleri depolamak için yeterli alana sahip olmayan tesisin, bu külleri nereye atacağı belli değildir Termik santralin çalışabilmesi için gerekli olan maddelerden biri de “su” dur Çan termik santralinin ihtiyacı olan su miktarı saatte 130 ton olarak belirtilmektedir Buradan yapılacak hesapla, benzer teknoloji ile kurulacak olan Gemlik santralinde saatte yaklaşık olarak 200 ton suya ihtiyaç duyulacaktır Günde 4800 tona tekabül eden bu miktar yıl da yaklaşık 1700000 ton rakamını vermektedir Soğutmada tatlı su ya da deniz suyu, hangisi kullanılsa kullanılsın denize deşarj edilecek suyun, denizin normal sıcaklığından daha fazla olacağı aşikârdır Dolayısıyla denize diğer pis atıklarla birlikte bir de sıcak suyun verileceği düşünülürse, deniz ekosisteminde çok büyük tahribatlar oluşacağı gayet nettir Planktonlardan, balıklar dâhil tüm deniz canlılarına kadar geniş yelpazedeki organizmaların türlerinin değişeceği ya da yok olacaklarını öngörmek yanlış olmayacaktır Neden Termik Santrale Hayır Diyoruz? Gemlik’ te kurulu bulunan sanayi tesisleri nedeniyle Gemlik ve civarının zaten hava ve deniz kirliliğin yoğun yaşandığı bir bölge olduğu ortadadır Bir de buna kömür yakıtlı termik santralin eklenmesi tüm bölgenin doğal bitki örtüsünü ve tarım alanlarını olumsuz etkileyecek, çevre sağlığı ve insan başta olmak üzere canlı yaşamı için büyük riskler oluşacaktır Termik santralden C02 ve diğer zehirli gazlar rüzgârsız havalarda Gemlik’in üzerine bir kâbus gibi çökecektir Rüzgârlı havalarda ise batıda Kurşunlu ve Mudanya, doğuda Umurbey, Orhangazi ve İznik, kuzeyde Kumla, Karacaali ve Armutlu, güneyde ise Bursa’ ya kadar olan tüm yerleşim yerleri ve tarım alanları gaz, kül ya da çıkan asit yağmuruna maruz kalabilecektir Ülkemizin ihtiyacı olan enerjide dışa bağımlılığın devamlı olarak ve hemen hemen herkes tarafından eleştirildiği günümüzde ithal kömür ile elektrik enerjisi elde etmek ne kadar mantıklıdır? Termik Santralin Gemliğe istihdam katkısı olacağından, 500 kişiye iş imkânı sağlanacağından bahsedilmektedir Kurulacak termik santralden bizzat kendisinin ya da ailesinin sağlığının risk altına gireceğini bile bile burada çalışacak 500 kişinin Gemlik’ten sağlanması mümkün müdür? Mümkün olsa bile Gemlik ve çevresinde yaşayan insanların sağlıklarıyla oynamak, kanser vakalarının hızla artışı, doğanın ve tarım alanlarının tahrip olmasının yol açacağı felaket ile 500 kişinin iş olanağına kavuşması hangi vicdan ya da mantık ölçüsüyle değerlendirilebilir Termik Santrali Destekleyenler Varsa, Onlar Unutmasınlar ki…
Bunun sorumlusu siz olacaksınız… Çünkü
Memleketin, şahsın ve çocuklarının geleceği için bu mücadelede yer almazsan: Çok yakında; “Gemliğe doğru Termik Santrali göreceksin, sakın şaşırma!” |
|