Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
göçü, reenkarnasyonruh

Reenkarnasyon-Ruh Göçü

Eski 09-06-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Reenkarnasyon-Ruh Göçü



Reenkarnasyon veya ruh göçü ruhun sürekli olarak tekrar bedenlendiğine inanan spiritüalistlerin bu olaya verdiği addır Reenkarnasyon kavramı Asya dinlerindeki tenasüh kavramından farklı olmakla birlikte, günümüzde ruh göçüne inanan insanların sayısı bir milyarı aşmaktadır

Ruh göçü kavramına inanmış topluluklar
Bilinen Batı tarihinde ilk kez Pisagor ve Platon gibi bazı eski Yunan bilgin ve filozofları tarafından dile getirilmiş olan ruh göçü kavramı, aslında çok eski çağlardan beri, eski Mısır, Kelt, Maya ve İnka uygarlıkları gibi birçok uygarlıkta bilinen ve kabul görmüş olan bir kavramdır İskandinav mitolojisinde de ruh göçüne ilişkin öğeler bulunmaktadır Platon ruh göçü fikrine özellikle "le Phedon", "le Banquet" ve "Er’in Öyküsü" eserlerinde değinmiştir Antik çağın Yunanistan’ından sonra Gnostiklerce de kabul edilmiş ve Roma Uygarlığı’nda özellikle Mitraizm misterlerinde benimsenmiş bu kavrama Kabbala’da (gilgulim) ve belirgin ifadelerde bulunan sufilerin ( Ferideddin Attar, Bahram Elahi) sayısı az olmakla birlikte Tasavvufta da rastlanır Günümüzde de ruh göçü kavramını kabul eden birçok inanç sistemi, tarikat ve felsefi akım bulunmaktadır Ruh göçü fikrini kabul etmiş eski ve yeni inanç sistemlerinin mensupları arasında, Hindular (Yoga, Vaishnavism, Shaivism), Budistler, Katharlar (Cathares), Eseniler(Esseniens),Caynacılar (Jainistler) ,Sihistler, Umbanda'cılar (Makumba, Brezilya),Yezidiler, Nusayriler, Dürziler, Anadolu Kızılbaşları ve birçok mezheb sayılabilir Bu kavram Asya’nın Şamanist toplumlarının birçoğunda ve birçok Kızılderili kabilesinde de mevcuttur Hint'te "samsara" adıyla bilinen bu kavram, budist Türkler'de "sansar" adını almıştır

-- İslam’da ruh göçü
Kıyamet kavramını kabul eden diğer tektanrılı dinlerde olduğu gibi, İslam’da da geleneksel olarak ruh göçü kavramı yoktur Buna karşılık özellikle batıniler Kuran’da bu kavramla ilişkili gördükleri bazı « üstü kapalı » (sembolik) ifadeler olduğunu ileri sürerler Örnek olarak da Bakara suresinin 28 ayetini gösterirler : « Allah’ın varlığını nasıl inkar ediyorsunuz ki, sizi ölü iken O diriltti, sonra yine sizi O öldürecek, yine sizi O diriltecektir ; nihayet ahirette yalnız O’na döneceksiniz Ayrıca Vakıa Suresi'nde "Sizin yerinize benzerlerinizi getirmek ve sizi bilemeyeceğiniz bir şekilde yeniden yaratmak üzere aranızda ölümü biz takdir ettik (Bu konuda) bizim önümüze geçilmez" denir

Fakat geleneksel islamda bu ayetlerin böyle yorumlanmasının doğru olmadığı, anlamlarının böyle olmadığı ifade edilir İslam’ın ezoterik öğretisi sufizmde reenkarnasyonu kabul eden metinler bulunmaktadır Örneğin İranlı büyük sufi üstadı Bahram Elahi, « Kemal Yolu » eserinde kişinin ruhsal tekamül yolundaki kurtuluşa ermesi için yaklaşık 50000 yıl boyunca çeşitli bedenlerde reenkarne olması gerektiğini açıklamaktadır Fakat kitaptaki ifadeleri başka şekillerde de yorumlanabilir Mevlana Celaleddin Rumi'nin ve Yunus Emre'nin şu sözlerinde de reenkarnasyonun ima edildiği ileri sürülmektedir:

“Ben de cansız varlıkken öldüm, yetişip gelişen bitki oldum; bitkiyken öldüm, hayvan biçiminde aaaahür ettim Hayvanlıktan geçip öldüm, insan oldum; öyleyse ölmekten korkmak niye? Hiç daha kötüye dönüştüğüm, alçaldığım görüldü mü?” (Mevlana Celaleddin Rumi) Fakat burada kastedilenin ruhun beden değiştirmesi değildir aslında Ekolojik sistemde, maddenin dönüşümü anlaşılmaktadır Elbette ki yediğimiz bitkiler bizim vücudumuza girince, insani hayat mertebesine çıkmış olurlar Ruhun aynı şekilde beden değiştirdiğini anlamak yanlış olur
"Ete kemiğe büründüm, Yunus olarak göründüm (…) Her dem yeni doğarız, bizden kim usanası"(Yunus Emre)
Burada da Yunus'un insanî istidatlarını sürekli geliştirdiğini, sürekli bir terakki kaydettiğini anlamak daha isabetli olur Yoksa her ruhun yaşadığı hayattan ahirette hesaba çekileceğini, ve buna göre dikkatli yaşamak gerektiğini her şiirinde mesaj veren bu şahısların, hesaba çekilmeyle telif edilemeyecek olan reenkarnasyon düşüncesine girmeleri düşünülemez Zira reenkarnasyon inanışında ruh birkaç değişik hayat yaşar, peki hangisinden hesaba çekilecektir? Dolayısıyla İslam'la reenkarnasyon hiçbir şekilde bağdaşmaz

Öte yandan şii mezheblerin birçoğunda gnostisizmin etkileri görülmektedir ki, bunlardan bazıları ruh göçüne inanmaktadır Örneğin Dürzilikte bu inanış mevcuttur Bununla birlikte geleneksel İslam, bu öğretiyi islamiyet kapsamında görmez

--- Hıristiyanlıkta ruh göçü

Augustinus19yy’da doğmuş birçok akım ruh göçü inanışını benimsemiş durumdadır Bunlar arasında spiritüalistler, okültizmden esinlenen teozofi, antropozofi gibi akımlar sayılabilir Özellikle teozoflar ve New Age hıristiyanları geçmişteki birçok din ve inanışta ruh göçü kavramının yer almış olduğunu ileri sürerler Onlara göre, ilk hıristiyanlar reenkarnasyona inanmaktaydı, fakat yanlış çeviriler ve önyargılar bu inanışın yer aldığı metinlerin kaybolmasına veya tahrif edilmesine neden olmuşturNitekim II İstanbul Konsilinde bu inanış politik nedenlerle sansürlenmiş ve « heretik » olarak ilan edilmiştir Politik nedenler arasında, Doğu Roma İmparatorluğu ile Batı Roma İmparatorluğu arasındaki iktidar çatışması, ilk yüzyıllardaki farklı kiliseler ve patrikler arasındaki güç çatışması ve özellikle Hıristiyanlık öğretisinin henüz hararetli münakaşalar yaşadığı dönemdeki origencilik, monofizizm, nasturilik, ortodoksluk vs farklı teolojik görüşler arasındaki çatışmalar sayılabilir İlk hıristiyanların ruh göçüne inandığını ileri süren teozoflar ve Batılı spiritüalistler İncil’lerdeki bazı pasajları da iddialarına örnek olarak gösterirler « Kilise Babaları »nın çoğu ruh göçü inanışını mahkum etmişlerse de, bu inanışa ait birçok imalı söz halen kayıtlarda bulunmaktadır Örneğin Kilise Babaları’nın en etkilisi sayılan Augustinus « İtiraflar »ında şöyle der : « Söyle bana Tanrım, söyle bana çocukluğum daha önce yaşamış olduğum, önceki ölümümle ayrılmış olduğum bir neslin devamı mıdır ? (…) Bu yaşamdan önce neredeydim ey Tanrım, başka bir bedende mi ? » Augustinus Contra Academicos diyaloglarında ise şöyle der : "Tüm felsefenin en saf ve en aydınlığı olan Platon’un mesajı sonunda hatanın gölgesini dağıttı ve şimdi özellikle Plotin’de parlıyor Belki de üstadına benzeyen Platoncu Plotin onunla vaktiyle aynı dönemde yaşamıştır ve hatta belki de Platon Plotin olarak yeniden doğmuştur »

Fakat Teozofların bu yaklaşımı teologlar tarafından, özellikle katolik teologlar tarafından şiddetle reddedilmiştir

Ruh göçünü kabul eden Kilise Babaları’ndan, üçüncü yüzyılda ölen Origen’den kaynaklanan Origencilik de 553’deki II İstanbul Konsili’nde « anatema » olarak ilan edildi

Sonuç olarak, öyle görünüyor ki, hıristiyanlığın erken dönemindeki Sethianism ve Valentinus’un Gnostik Kilisesi gibi bazı hıristiyan mezhepleri reenkarnasyonu gerçekten ilke edinmişler ve bu yüzden Romalılar tarafından zulme uğramışlardır

19 ve 20 yy’da hıristiyanlık ile ruh göçünü bağdaştırmaya çalışan girişimler olmuştur Bu konuda Geddes Macgregor’ın “Hıristiyanlık ve Reenkarnasyon: Hıristiyan Düşüncede Yeniden Doğmaya Yeni Bir Bakış” (Reincarnation in Christianity : A New Vision of Rebirth in Christian Thought) adlı kitabı, Antropozofi’nin kurucusu Rudolf Steiner’in “Hıristiyanlık ve Mistik Hakikat” (Christianity as Mystical Fact) adlı kitabı ve Tommaso Palamidessi’nin, önceki yaşam kayıtlarını edinebilmeye yardımcı bazı yöntemlerin önerildiği “Önceki Yaşamların Hafızası ve Kendiliğinden Hatırlama Tekniği” (Memory of Past Lives and Its Technique) adlı kitabı belirtilebilir Günümüzde reenkarnasyonu kabul eden birçok hıristiyan kurum ve mezhep bulunmaktadır Bunlar arasından Christian Community, Liberal Catholic Church, Unity Church, Christian Spiritualist Movement, Rosicrucian Fellowship ve Lectorium Rosicrucianum örnek olarak gösterilebilir

-- Yahudiler’de ruh göçü
Ruh göçü doktrini kıyamet inanışına sahip geleneksel Musevilikte bulunmamakla birlikte, popüler Musevi inanışlarında ruh göçü kavramına ilişkin bazı unsurların yer aldığı görülmektedir Örneğin birçok Yahudi; Adem’in önce Nuh, sonra İbrahim, sonra Musa olduğuna inanır
Ayrıca vaktiyle inisiyatik bir örgütlenme içinde olmuş Esseniler adlı Yahudi topluluğunun ruh göçünü kabul ettiği bilinmektedir Öte yandan Yahudiler’in mistik ve ezoterik tradisyonu olan Kabala’da ruh göçü kavramının bulunduğu görülür Ruh göçüne özellikle Sha'ar Ha'Gilgulim’de değinilmektedir İbranice’de bu kavram ruhların devreleri anlamında kullanılan Gilgulei Ha Neshamot terimiyle ifade edilir Eserde ruhların tekamül için çeşitli enkarnasyonlardan (doğumlardan,yaşamlardan) geçmesi gerektiği kavramı işlenir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.