Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bilimsel, metodoloji

Bilimsel Metodoloji Nedir?

Eski 09-06-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bilimsel Metodoloji Nedir?



Bilimsel Metodoloji Nedir? ~

Bir bilginin (knowledge) bilimsel olabilmesi için nesnel (objective) bilgi olması gerekir Bunın için de önce tasvir edilmesi (betimleme: description), sonra tarif edilmesi (tanımlama: definition), akabinde ölçülmesi (measurement) ve nihayette tasnif edilmesi (sınıflama: classification) gerekir Bu şekilde elde edilen bilginin bir "bir işe yarama potansiyeli" olması gerekir ki üzerinde çalışılmaya değsin

Bu safhalardan geçmeyen bilgiler ve onların temsil ettiği varlıklar özneldir (subjective), dogmatik vasıflıdır ve bilmin tarifi ve metodolojisi dışındadırlar Bunlar inanç, itikat veya iman konusudur; değiştirilemez, tartışılamaz çünkü aşağıda anlatacağımız şekilde sınanamazlar Dini, aaaafizik ve mistik bilgiler bu özelliktedir Bunların bilime enjeksiyonu ancak kaos yaratır

Daha sonra bu bilgiden hareketle bir ön fikir (assumption: zan) üretilir; yani "zannedilir" Bu ön fikir mevcut bulgular, teoriler (theory: kuram) ve varsayımlarla mukayese edildikten sonra bir varsayım (hypothesis) ortaya atılır Bu hipoaaai test edip geçerli (valid), güvenilir (reliabl) kılabilmek için bir araştırma deseni (design) inşa edilir Eğer bu iş için kullanacağımız gereçler (tool) geçerli ve güvenilir değilse, önce bunlar tasarlanıp geçerlilik ve güvenilirlik analizleri yapılarak kullanılabilir hâle getirilir Önceden bu aşamalardan geçmiş araçlar mevcut ise tabii ki kullanılabilir

Araştırmanın geçerliliğini ve güvenilirliğini en önemli olarak belirleyen hususlardan bir tanesi de tarafsızlık (non-biasedness) ilkesidir Hipoaaaimizi sınamak istememiz, araştırmamızın veya deneyimizin tarafgir olmasını asla gerektirmez, hâttâ doğrusu olmamasıdır Bu sebeple de, deseni hazırlarken yanlış pozitif (false positive) veya yanlış negatif (false negative) sonuçlardan bizi koruyacak bütün bulaşıklıklardan (cont-----tions) arınmış olmalıyızdır Sonucu bu yönlerde etkileyebilecek bütün harici veya dahili etkileri olabildiğince asgariye düşürmemiz gerekir

Daha sonra araştırma veya deney yapılır Sonuçlar dünyaca kabûl görmüş istatistiksel analizlerden geçirilir Bunu yaparken şuurdışı veya şuurlu tarafgirlikten kaçınmak için konuya kör (blind) bir istatistikçi tarafından da sonuçlar gözden geçirilir

Yayın aşamasında, sonuçların anlamlılığı (significance), bunun derecesi ve varsayımın haklılık derecesi tartışılır Çalışmanın kısıtlılıkları (limitations) varsa (yeterince örneklem olmaması, kaçınılmaz bulaşıklıkların muhtemel etkileri vs) bunlar dürüstçe belirtilir

Daha sonra bu yazı güvenilir ve hakemli bir dergiye gönderilir Hakemlerden gelen eleştiriler sebebiyle gerekirse 10-15 kere gözden geçirilir (revision)

Sonunda da yayınlanır Buna rağmen ciddi eleştiriler gelebilir ve teyit çalışmaları (replication studies) yapılmadıkça 1 dereceden kanıt olarak kabûl edilmez

Bu na kanıta (delile) dayalı bilim (evidence based science) denir

Masaru Emoto'nun suyun duadan etkilerini anlatan "çalışması" da, duanın kalb krizinden veya başka bir illetten koruyucu etkisiyle ilgili çalışmaların çoğu da bu sebeple kâzip bilim (sham science) veya yalancı bilim (pseudoscience) düzeyindedir ve itibarlı çevrelerce kaale alınmazlar Daha çok halkı oyalayan sansasyonlar veya spektaküler oyalamalar hâlinde ortada dolanırlar

Ve Bunca zahmetle elde edilen bilgi daha yayınlandığında eskimiştir ve yeni bilgilerce çürütülecek veya değişecektir

Bu da Sir Karl Popper'ın ortaya koyduğu yanlışlanabilirlik ilkesinin (falsifaibility principle) vazgeçilmezliğinin bir göstergesidir

Tabii ki bütün bunlar somut sistemlerle uğraşan doğabilimlerinde, tıpta, biyolojide, jeolojide vs daha bir geçerlidir Anlam sistemleriyle uğraşan teorik fizik ve matematik gibi bilimlerde işler daha da karışır ve devreye diyalektik mantık, puslu (fuzzy) mantık ve Heisenberg'in belirsizlik ilkesi girer Kuantum araştırmalarında ise uçuş serbestçedir ama önce bütün temel bilgilere ileri derecede vakıf olmayı gerektirir

Tarih bir bilim midir dersek, daima galiplerin yazdığı bilgiler yumağından bitaraf hakikati yakalamak çok zordur Soykırım "keşifleri", çeşit çeşit icatlar göz önüne alındığında, tarih aslında ideolojidir; dolayısıyla da bilim değil bilgidir Bu bilginin ne kadar nesnel (objective), ne kadar öznel (subjective) olduğu tam bilinemez

Peki, psikiyatri bilim midir? Biyolojik, psikofarmakolojik, sinirbilimsel, deneysel psikolojiden mülhem alt dallarıyla bir bilim dalı olduğu kesindir Buna karşılık, yanlışlanabilme ilkesine ters düşen ve varsayımlarını a priori doğru kabûl ederek sonuçları ona göre yordayan (prediction) psikanalitik ve sair teoriler bilimsel değildir; bilimselleşmek için bilimsel olan dallarla işbirliğine giderek doğru iş yapmaktadır Klinik psikiyatri ise yanlışlanabilme ve gelişebilme ilkelerine uyduğu için bilimseldir

Parsimoni İlkesi Nedir?

Eskiden "postüladan tasarruf kaidesi" de denen parsimoni (parsimony) ilkesi, "iki kabûl edilebilir izah varsa, en basit olanı en doğrusudur" düsturudur Bu ilkenin güçlü yanı gereksiz ve fuzuli araştırmaları ve ayrıntıda boğulmayı önlemesi, zayıf yanı ise komorbiditeyi gözardı etmesidir

Peki, Bir İnsan Hem Bir İnanca (Dini, İdeolojik veya Mistik) Sahip Olup, Hem de Bilim Adamı Olamaz mı?

Tabii ki olabilir Dünyada geçmişte ve hâlde bunun pek çok örnekleri mevcuttur Muhtemelen artarak da olacaktır Önemli olan sapla samanı karıştırmamayı, bilim adamı kimliğiyle (scientist identity) kendini aşan kimliğini (self-transcendent identity) karıştırmamaktır Dini-mistik ritüelik davranışlar ta hayvanlar aleminden insan türüne kadar devam eden bir süreklilik gösterirler Kurumsallaşma ve bilinçli inanç (iman) ise Homo sapiens sapiens'te gerçekleşmiştir İnsan türü kendini aşmaya muktedir hâttâ mahkûm olan tek türdür Adam gibi adamlar hem ilmi hem de imanı aynı yürek ve dimağda taşıyabilirler ve asla ikisinin de mutaassıbı olmazlar

"En doğrusu, halen en doğru bildiğimizi yanlışlayacak yeni varsayımlar yaratmaktır"
Sir Karl Popper

"Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir"
Gazi Mustafa Kemâl Atatürk

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.