09-06-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Anlak (Anlama Yetisi)
Anlama, ilişkileri kavrama, algılama, soyutlama, öğrenme, yeni durumlara uyma, çıkarsama, genelleme, yargılama, birleştirme, çözümleme, ayırdetme, eleştirme yeti ve yeteneklerinin toplamıdır Denilebilir ki ne us, ne an, ne anlık, ne bellek, ne bilinç, ne de düşünme olan anlak bütün bu yetilerin uyumlu ve çok iyi işlemeleriyle gerçekleşir Daha açık bir deyişle tek başına uslu, anlı, anlıklı, bellekli, bilinçli, düşünmeli bir kimse anlaklı olmayabilir
Anlak, bütün bu yetilerin hep birlikte ve bağıntılı olarak olağanüstü işlemelerinden oluşur Anlağın oluşmasında kavrama süresi de rol oynar, anlaklı kişiler anlaksız kişilerden daha çabuk kavrarlar Belli bir ölçüde; bir amaca ulaşabilmek için çeşitli engelleri aşabilen fareler ve şempanzelerde olduğu gibi, hayvanlarda da bulunan anlağın çeşitli dereceleri vardır Bu dereceleri ölçmek için anlak testi yapılır Bu derecelerin en üstününe öke denir
Anlağın sinir sistemine bağlı olduğu, özellikle dile ve kavramlara dayandığı saptanmıştır Çünkü dil ve bunun sonucu olarak kavram kurma yeteneği, insanın sinir sisteminin gelişmesiyle oluşmuştur Anlak testlerinde insanların takvim yaşlarına karşı anlak yaşı da saptanır, anlak yaşını takvim yasına bölüp çıkanın 100 sayısıyla çarpımından elde edilen anlak göstergesine anlak bölümü denir
Anlak testlerinde insanın anlak yasına özgü sayıların takvim yasına özgü sayılara bölünmesiyle elde edilen göstergeye anlak katsayısı denilmesi önerilmiştir İnsan, anlağıyla doğal dünyaya karşı, kavramlardan meydana gelen insansal bir dünya kurar Bu insansal dünya, temelde doğal dünyanın bir yansısı olmakla beraber, insana doğal dünyadan bağımsız davranma olanağı sağlar
Bilgibilimde duyumla karşıt anlamlı ve anlak'a anlamdaş olarak bilme yetisi anlamında kullanılmıştır Törebilimde yeni durumlara bilinçli olarak uyma yeteneğini dilegetirir :-):-):-):-)fizikte Leibniz tarafından özdeksel varlıkları kavrama yetisi, Malebranche tarafından inan gerçeklerini anlama yetisi, Bergson tarafından içgüdü ve sezgi'ye karşıt anlamlı olarak bilerek etkin olma yetisi, klâsik ruhbilimde bilgi ve anlıksal yaşam anlamında kullanılmıştır
|
|
|