Prof. Dr. Sinsi
|
Saldirganlik
Saldırganlık, saldırgan davranışların açığa vurulma eğilimi Bir kimsenin kendi ilgilerini, fikirlerini, karşıt fikirlere rağmen ileri götürme, ilerletme ve kabul ettirme eğilimi Herhangi bir sosyal grupta veya toplumda, hakimiyet kurma ve üstünlük elde etme eğilimi Enerjik olma aktif ve cesaret isteyen teşebbüslerde olma eğilimi şeklinde olmak üzere çeşitli şekillerde tanımlanmıştır ÖZELLİKLERİ: • Saldırgan çocuklar geçimsizdir • Parlamaya her an hazır olan çocuklar sık sık kavga ederler • Yaşadıkları anlaşmazlıkları bilek gücüyle çözmeye çalışırlar Bu yüzden tepkileri ölçüsüz ve durumla orantısızdır • Evde, okulda ve çevrede sürekli sorun yaratırlar • Sadece anne babaya değil, öğretmen ve diğer büyüklere de karşı gelme eğilimindedirler Yetişkinlerle sürekli çatışma içindedirler • Kurallara uyma konusunda sorun yaşadıkları için sık sık ceza alırlar • Hep kendilerini haklı çıkarmaya çalışırlar • Davranışlarından utansalar bile yinelemekten kendilerini alıkoyamazlar • Cezadan hiç etkilenmez veya bir süre etkilenmiş görünürler • İlgisizlikten hoşlanmazlar Sağlıklı yollardan alamadıkları ilgiyi, bu yolla almaya çalışırlar NEDENLERİ: • Ailenin çocuk eğitiminde endişeli olması, yanlış eğitim vermeme düşüncesi ile çocuğun üzerine gereğinden fazla düşme • Aile fertlerinin birbirlerine saygı duymamaları, sürekli olarak karşılıklı hakaret etmeleri • Çocuk eğitiminde anne babanın arasında büyük anlaşmazlıklar olması • Çocuğun, saldırganlığın aşırı derecede kısıtlandığı bir ortamda yetişmesi • Çocuğun kendine güvensiz bir şekilde yetiştirilmesi • Sevgisiz ve hoşgörüsüz bir ortamda yetişme • Son derece serbest yetişmiş çocukta saldırgan olabilir Kendisinse sınır konmadığı için krallara uymak yerine, herkesin kendisine uymasını bekler • Çocuğun dayakla terbiye edilmeye çalışılması • Çocukların yer aldığı gruplarda saldırgan davranışların kabul görmesi • Çocuğun istediği şeylerden sürekli yoksun bırakılması • TV’ de ki şiddetin çocuklarda saldırganlık eğilimini artırdığı düşünülmektedir • Power Rangers, Action Man gibi çocuk oyuncakları yoluyla iletilen sosyal roller ve değerler çocukların üzerinde sanıldığından daha derin izler bırakabilmektedir Çocuk oyuncakları, diye hafife alınan ve salt oyun gibi görülen araçlar aslında düşünceler, düşünce sistemleri olan ideolojileri, bu ideolojilerin uygun davranış kalıplarını ve hayat değerlerini oluşturmaktadır Dünyayı, insanları, ilişkileri iyi ve kötü şeklinde kesinleştirmek, bu kesinliği de siyah beyaz karşıtlığında vermek özellikle erkek çocuğun kişiliğinde fanatizme, saldırganlığa ve karşısındakiler hakkında önyargılı olmayı meşrulaştırmaya yönelik etkiler yapmaktadır ÖNERİLER: 1) Anne Babaya Öneriler: • Yapılan hatalara rağmen çocuğa koşulsuz sevgi gösterilmeli, hataları zaman zaman affedilmeli hatta görmezden gelinmelidir • Anne baba çocuğun davranışlarında kısıtlama yapıyorsa, bunun nedenlerini açıklamalıdır • Sorunların tartışılmasında çocuğa söz hakkı tanımayan, doğruların merkezi olarak kendini kabul edip çocuğun düşüncelerine önem vermeyen bir disiplin anlayışından uzak durulmalıdır • Çocuğun kapasitesinin üzerinde beklentisi olan ve bu beklentiye ulaşmada çocuğu zorlayan anne baba bu tutumu bırakılmalı, çocuğun kapasitesine uygun, gerçekçi beklentiler içine girilmelidir • Çocuk anne babanın aşırı düşkünlüğüne bir cevap olarak saldırgan tepkiler gösterebilir Aile çocuğun saldırganlığını önlemek için onun istediğini hemen yerine getiriyorsa çocukta bu davranışlar yerleşebilir • Toplum normlarına sıkı sıkıya bağlı ve bu kalıbın dışına çıkmayan ana baba tutumları otoriter tutumlar olarak tanımlanır Bu tutumlar çocukta katılık, hoşgörüsüzlük, içedönüklük gibi kişilik özelliklerine, saldırgan davranışlara neden olur Çocukla ilgilenip iletişim kurarak gerektiği ölçüde kontrol etmek ve çocuğun gelişmek için gereksinim duyduğu fırsatları elde etmesine rehberlik yapmak gerekir • İlgisiz ve otoriter ana baba tutumlarının binişik özellikleri vardır Bilerek veya ilgilenemediği için çocuğa karşı sevgi göstermemek, gereksinimlerini karşılamamak, başarılarını ilgisizlikle karşılamak düşüncelerine önem vermemek ilgisiz ana baba tutumları olarak tanımlanabilir Çocuğa ilgisiz davranmak yerine, çocuğun kendileriyle karşılıklı sevgi ve saygıya dayanan olumlu bir özdeşim kurmasına fırsat vermek çocuğun sağlıklı gelişmesi açısından çok önemlidir • Aile içinde demokratik bir düzen kurarak dengeli bir bağımsızlık sağlamak, çocuğa seçme olanağı vererek gereksinimlerini çekinmeden söyleyebileceği bir ortam yaratmak gerekir • Araştırmalar çocuklarının kötü davranışlarını cezalandırmak isteyen anne ve babaların aslında bu davranışları pekiştirmekten ileriye gidemediğini göstermektedir Buna göre övülen iyi davranışlar çocuklar tarafından nasıl öğreniliyorsa, cezalandırılan kötü davranışlarda öğrenilebilir Burada önemli olan davranışın altının çizilmiş olmasıdır Bir davranış ödül ile güçlendirilirken, ceza ile ortadan kaldırılabilir Ancak etkili olan ceza, o davranışın sonunda ortaya çıkacak olumsuz durumun kendisidir Bir davranış sonucunda ortaya çıkan olumsuzluk bir yanıt iken, cezalandırmak bir uyancı haline gelebilmektedir Ceza, cezalandırılan tarafından kendine bir saldırı olarak algılanabilir, hatta karşı atağa geçme isteği uyandırabilir Diğer bir ifadeyle davranış sonucu ortaya çıkan olumsuzluk davranışın devamını önleyici bir etkiye sahipken, cezalandırmak davranışın tekrarı için bir uyarıcı haline gelebilmektedir • Saldırgan davranışın değişmesi için o davranışın yerine yeni bir davranış koymak önemlidir Bunun için bu tür davranışlar gösteren çocuk veya gençleri kendilerini iyi hissedecekleri bir faaliyet alanına yönlendirmeli ve kendilerini daha etkili bir yolla ifade etmelerine yardımcı olunmalıdır Bu sayede kendileriyle ilgili algıları değişerek daha olumlu özelliklerle kendilerini tanımlamaya ve bunlarla kendilerine güvenmeye başlayabilir Kendisini algılamada oluşan bu farklılık davranışlarına yansır Ancak uzun yıllar içinde oluşan benlik tasarımında bir değişim gerçekleştirmenin çok kolay olmadığı, yoğun bir çaba ve sabır gerektirdiği unutulmamalıdır 2) Öğretmene ve İdareciye Öneriler: • Okuldaki herkesin okulu sahipleneceği ve orada olmaktan hoşlanacağı bir atmosfer oluşturulmalıdır Okuldaki her öğrenciye ve görevliye, kendilerinin okulun önemli bir parçası oldukları hissettirilmelidir Bu duygu, okulda güvenliği sağlamaya yönelik planlama sürecine herkesin (öğretmenlerin, öğrencilerin ve velilerin) katılımı sağlanarak başarılabilir • Okulda güvenli bir ortamın oluşturulabilmesinde elbette okulu paylaşan herkese görev düşmektedir Ancak bu işin iyi organize edilmesi ve sorumluluğun tek elde toplanması doğru bir yaklaşımdır Bu sorumluluk öncelikle, hiç kuşku yok ki en iyi müdür zamanının çoğunu makam odasının dışında geçiren müdürdür Başta okul müdürü ve müdür yardımcıları olmak üzere okuldaki bütün görevliler öğrencilerden önce okula gelmeli, öğrenciler okula geldiklerinde tüm çalışanların kendilerini güler yüzle karşıladığını görebilmelidir • Okul yöneticileri, öğretmenler ve anne babalarla işbirliği yapmalıdır Güvenli bir okul oluşturmak, sadece okul yöneticilerinin başarabileceği bir iş değildir Velilere, okulun güvenilir bir yer olmasının kendi çocuklarının akademik ve duygusal gelişimine sağlayacağı katkı anlatılmalı, bu konudaki sorumluluklarını yerine getirmeye istek duymaları sağlanmalıdır Özellikle okul çevresinde ikamet eden velilerin okulun giriş çıkış noktalarını gözlem altında tutmaları ve olağandışı bir durum gördüklerinde okul idaresiyle iletişim kurmaları için teşvik edilmeleri yararlı olur • Okulda görevli yetişkinlere çocukların gözetim ve denetiminin nasıl yapılacağı konusunda belli aralıklarla hizmet içi eğitim verilmesi gerekir Bu eğitimlerde öğretmenlerin ya da okul çalışanlarının öğrenciler arasında bir kavga çıkmaması için neler yapılabileceği, kavga çıktığında da kavgaya nasıl müdahale etmeleri gerektiği üzerinde durulabilir • Okulda öğrencilerin gerçekten ilgisini çeken, ders dışı etkinlerinden oluşan bir sistem kurulmalıdır Okul çağındaki çocuklar yapılacak ilginç ve kendilerine meydan okuyan şeyler bulamazlarsa bu boşluğu olumsuz etkinliklerle doldurabilirler • Öğrencilere doğru karar verme, sorumluluklarını bilen bir vatandaş olma ve çatışma çözme becerilerine sahip olma gibi yaşam becerileri, öğretim programlarıyla bütünleştirilerek kazandırılmalıdır Özellikle gençlerin kişiler arası ilişkilerde ortaya çıkan anlaşmazlıkları ve çatışmaları şiddet içermeyen yollarla çözme tekniklerini öğrenmeye ihtiyaçları vardır Çünkü okullardaki şiddet olayları aslında çözümlenmemiş çatışmanın yansımasıdır Eğer gençlere çatışmaları yapıcı bir biçimde çözme becerileri kazandırılırsa, okulların daha güvenli yerler olabileceğini söyleyebiliriz Her okul öğrencilerine bu yaşam becerilerini öğretmeyi amaçlamalıdır • Saldırgan davranışın yerine yeni bir davranış koyma konusunda aile ile işbirliği yapılmalıdır Aile ile birlikte çocuğun yeteneğinin ve ilgisinin olduğu bir alan belirleyip bu alanda çocuğun okul dışında olduğu gibi okul ortamında da kendisini ifade etmesine olanak sağlamak çok önemlidir • Okul güvenliğini sağlamak için gerekli fiziksel önlemlerin alınması çok önemlidir İstenmeyen olayların sıkça meydana geldiği koridorlar, spor alanları, okulun giriş çıkış yerleri ve kantin gibi mekanlar için yetişkin gözetim ve denetimi artırılabilir • Yapılan araştırmalar, okullardaki sorunların büyük bir kısmını okuldaki küçük bir azınlığın çıkardığını göstermektedir Okuldaki gözetim ve denetim faaliyetleri planlanırken, sayıca az olan bu öğrencilerin bulundukları yerlere özel bir dikkat gösterilmesi, bu öğrencilerin hem kendilerini hem de olası mağdurları şiddete karşı korumak için yararlı olabilir • Okula farklı yerlerden giriş yapılması engellenmeli girişler belli bir kapıdan yapılmalı ve bu kapıda mutlaka denetim olmalıdır • Okula gelen ziyaretçilerin kaydı tutulmalı ve rast gele ziyaretçi giriş çıkışı olmamalıdır • Okuldaki şiddet olaylarıyla ilgili düzenli bir kayıt sistemi kurulmalıdır Bu sayede okulda meydana gelen şiddet olaylarının ve diğer suçların analiz edilmesi sağlanabilir Bu olaylar en çok ne zaman, nerede meydana gelmektedir? En fazla kimler karışmaktadır? sorularına cevap bulunarak, sonuçlara göre güvenlik önlemleri ele alınmalıdır • Öğrencilerin kendi güvenliklerinin sağlanmasına aktif bir biçimde katılmalarının sağlanması gerekir Bu amaçla öğrencilerin okuldaki güvenlik plânlarının hazırlanmasına katılmaları sağlanabilir • Okulda krize müdahale ekibi oluşturulmalı ve gerekli müdahale plânları önceden hazırlanmalıdır Alınan bütün önlemlere rağmen okullarda zaman zaman sorunlardan kaçınmak mümkün olmayabilir Bu gibi durumlarda soruna hazırlıksız yakalanmak az kayıpla halledilebilecek olayların daha kötü sonuçlanmasına neden olacaktır • Öğrencilerin hangi durumlarda nasıl davranmaları gerektiğine ilişkin bilgiler içeren kılavuzlar hazırlamalıdır Bu kılavuzlarla kurallara uyulmadığı zaman hangi yaptırımlarla karşılaşacakları bildirilmeli ve bu yaptırımlar bütün öğrencilere aynı şekilde uygulanmalıdır • Okulun güvenliğini artırmak üzere polis, itfaiye, acil servis gibi birimlerle hemen iletişim kurabilecek şekilde düzenlemeler yapılmalıdır • Okulda meydana gelen şiddet ya da işlenen suçlardan dolayı mağdur olan öğrenciler özel bir dikkate ve desteğe ihtiyaç duyarlar Okullardaki psikolojik danışmanlar bu desteği sağlamada çok önemli bir rol oynarlar • Okul güvenliği planı her yıl gözden geçirilerek güncelleştirilmelidir 3) Psikolojik Danışmana Öneriler: • Psikolojik danışman idareci ve öğretmenlerle birlikte okul güvenlik planının oluşturulmasında ve uygulanmasında aktif rol alabilir • Okulda saldırganlık ve şiddet olaylarının ortaya çıkmasını önleyici bir takım düzenlemeler yapabilir Bu düzenlemelerin başında idareciden yardımcı personeline kadar okulda görevli tüm çalışanlarda ortak bir disiplin anlayışının geliştirilmesi gelmektedir Psikolojik danışman seminer, kurs, konferans, kaynak kitap gibi eğitim çalışmalarıyla bu anlayışın oluşmasında etkin rol alabilir • Psikolojik danışman öğrencilerle yaptığı görüşmelerde görüşülen öğrencinin yada diğer öğrencilerin güvenliğini tehliaaae sokan birtakım bilgilere sahip olduğunda,gizlilik ilkesi çerçevesinde (başlangıçta öğrenciyle bu durumu yetkililere bildirme konusunda konuşarak), bu bilgileri yetkililerle paylaşılıp bir an önce gerekli önlemlerin alınmasını sağlayabilir • Okullarda saldırganlık olaylarını belirlemeye yönelik çalışmalar yapabilir Yaptığı çalışmalar çerçevesinde hem zorbalığa maruz kalan hem de zorbalığı yapan öğrencilere yönelik psikolojik yardım hizmeti sunabilir Bu çalışmaları öğrencinin ailesi ve öğretmenleriyle işbirliği içinde yapar • Saldırganlık olaylarının boyutunun anlaşılması için yapılan saldırganlık ve şiddet olaylarını belirleme çalışmalarının sonuçları öğretmen ve velilere bildirilmelidir Yapılan çalışma sonucunda saldırgan davranışlar içinde olduğu belirlenen öğrencilerle saldırganlık eylemine maruz kalan öğrenciler müdahale programına alınmalıdır • Saldırgan çocuklara özgü müdahale programlarında davranış kontrolü, kendini denetleme stratejileri ve sosyal beceri eğitimi gibi konulara yer verilebilir • Zorbalar ve kurbanlarına verilecek psikolojik yardım, saldırgan davranışların yerine daha uygun davranışları yerleştirecek becerilerin geliştirilmesine ya da kaçınma ve geri çekilme davranışlarının yerine atılgan davranışların yerleştirilmesine yönelik olduğu zaman daha etkili sonuçlar vereceği unutulmamalıdır • Saldırgan davranışlar gösteren öğrencinin bu tür davranışlar yerine spor, bilgisayar,güzel sanatlar etkinlikleri, akademik çalışmalar gibi çeşitli alanlara yönelmeleri sağlıklı davranışlar geliştirmelerini kolaylaştırabilir Psikolojik danışman öğrencilerin saldırgan davranışların yerine alternatif yeni davranışları öğrenmesinde rehberlik yapabilir • Saldırgan davranışlar gösteren öğrencilere karşı tüm okul personelinin öğrencinin ruh sağlığını dikkate alan ortak ve istikrarlı bir tutum geliştirmelerinde etkin rol alabilir KAYNAK SINIF REHBER ÖĞRETMENLERİ İÇİN OKULDA REHBERLİK HİZMETLERİ” Kahramanmaraş Rehberlik ve Araştırma Merkezi 2004
|