09-06-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Müzikterapi
Yunanlıların en büyük Tanrısı Zeus''un dokuz peri kızına ‘Mousa'' (Müz) adı verilirdi İnanışa göre bu periler dünyanın tüm güzelliklerini ve ahengini düzenlemekle görevliydiler Müzik meleklerin dili anlamına geliyordu
Bilinen ilk hekim modeli Şamanlar tedavi edici, lider, müzik adamı ve ulu kişilerdi Tabiatta her şeyin bir frekansı olduğunu düşünürlerdi Ayinlerle kötü ruhların frekanslarına ulaşıp yok etmeye çalışırlar ve hastalıkları bu şekilde tedaviye çalışırlardı
İbrani kaynaklarında hükümdar Saul''ün histeriden meydana gelmiş sinirlilik ve hiddet halini Davut peygamberin rebap nameleri ile sona erdirdiği yazılır
Ünlü Romalı hekim Asclepiades Bergama''da psikolojik sıkıntısı olan hastaları müzikle tedavi ediyordu
Orta Asya Türklerinde, kopuz veya saz ile icra edilen müzik, tedavi eden, sakinleştiren, güç veren ve topluluktaki birlik duygusunu artıran bir unsur olmuştur
Asya kökenli Türk mûsikîsinin en önemli özelliği, beş sesli sisteme sahip olmasıdır Pentatonik müzik, halen Avrupa''da birçok yerde tedavi için kullanılmaktadır Viyana Etnomed Müzikterapi Enstitüsünde ve birçok merkezde Türk sazları ve Türk makamları kullanılmaktadır
Hem hekim hem de müzikolog kimlikleriyle İslam tarihinin önemli kilometre taşlarından olan Razî, Farabî, El-Kindi ve İbni Sina müziğin tedavi edici etkisini incelemişler ve bu alanda önemli eserler vermişlerdir İslam tarihinde Sufîler müziği etkin bir biçimde kullanmışlardır İnsanın nefsi hastalıklardan kurtulmasının ruh sağlığı ve kişilik gelişimi için şart olduğunu düşünmüşlerdir
Özellikle Sultan Veled''den sonra sistematize edilen Mevlevi ayinleri, yüzyıllar boyu ruhsal rehabilitasyonda kullanılmıştır Selçuklu ve Osmanlı hekimleri darüşşifalarda müzikle tedaviyi etkin bir biçimde kullanmışlardır Bu şifahanelerdeki uygulamalar 18 y y da Avrupa''ya örnek teşkil etmiştir
1675 yılında Baron Tavernier adlı yazar Enderun Darüşşifa''sındaki gözlemlerini Paris''te yayınlamış ve Osmanlı modelini Avrupa''ya nakletmiştir
Kraft Ebing müzikle tedavinin Türklerin özmalı olduğunu ve Avrupa''nın müzikle tedaviyi Türklerden öğrendiğini kabul etmiştir Tanzimat Türkiye''de müzikle tedavi yönteminin unutulduğu bir dönem olmuştur Oysa bu dönemde Türklerden aldıkları ilhamı iyi değerlendiren Avrupalılar, yüzlerce müzikterapi okulu açmış ve hastanelerde müzikterapi uygulamasını başlatmışlardır Bu tarihi serüveninin sonunda müzikterapi, 1997 yılında ihtiyaç duyan bireylerin fiziksel, ruhsal, sosyal ve zihinsel ihtiyaçlarını karşılamada müziği ve müzik aktivitelerini kullanan bir uzmanlık dalı olarak kabul edilmiştir Artık müzikterapi klasik bir terapi yöntemidir Bugün Avrupa''da yüzlerce müzikterapi okulu ve binlerce müzikterapist bulunmasına karşın Türkiye''de ne bir müzikle tedavi okulu, ne de bu metodun uygulandığı bir klinik vardır Hâlbuki müzikle tedavi Türk hekiminin hastaya, acize, yaşlıya, düşküne yaklaşımının en önemli sembolüdür
|
|
|