Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
organlarımız, organlarımızı, organlarını, resimlı, tanımı, tanıyalımiç

İç Organlarını Tanıyalım-İç Organlarımızı Tanıyalım-İç Organlarımız Resimlı Tanımı

Eski 06-25-2012   #31
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İç Organlarını Tanıyalım-İç Organlarımızı Tanıyalım-İç Organlarımız Resimlı Tanımı



İnce bağırsak

İnce bağırsak sindirim kanalının mide ile kalın bağırsak arasındaki kısmıdır 5 yaşından büyük insanlarda boyu 5-6 m arasındadır Üç kısma ayrılır: duodenum, jejunum ve ileum Mideden gıdalar duodenuma pilor veya pilorik sfinkter diye adlandırılan bir kas ile girerler Daha sonra ince bağırsak boyunca peristaltizm olarak adlandırılan kas kasılmaları ile hareket eder
İnce bağırsakta besaminlerin emilimleri gerçekleşir Yağların ilk kimyasal sindirimi yapılır İnce bağırsağa gelen safra ve pankreas öz suyu ile yağların, karbonhidratların ve proteinlerin sindirimi tamamlanır Besinler ince bağırsakta en küçük moleküllerine kadar parçalanır Bu moleküllerin ince bağırsaktan kan damarlarına geçmesine emilim adı verilir İnce bağırsak, sindirim sistemimizde besinlerin en çok sindirildiği yerdirBurda hem fiziksel hem de kimyasal sindirim vardır


İnce bağırsak

Diagram showing the small intestineLatinintestinum tenueGray'ssubject #248 1168Sinirceliac ganglia, vagus MeSHSmall+intestineDorlands/Elsevierintestine four/000054357/Small intestine



yazılar Vikipedi, özgür ansiklopedi alıntı

sunum Almira


Alıntı Yaparak Cevapla

İç Organlarını Tanıyalım-İç Organlarımızı Tanıyalım-İç Organlarımız Resimlı Tanımı

Eski 06-25-2012   #32
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İç Organlarını Tanıyalım-İç Organlarımızı Tanıyalım-İç Organlarımız Resimlı Tanımı



Dalak,Dalağın bilinen işlevleri karnın sol üst yanında, mide ile diyafram arasında yer alan, süngerimsi yapıda, damarsal lenfoid organdır
Ömrünü doldurmuş kırmızı kan hücrelerini ortadan kaldırarak, içlerindeki demiri yeniden kullanıma verir Görevlerinin birçoğunu, aslında başka organlar da görmektedir


Eskiden, dalağın melankolinin kaynağı olduğuna inanılırdı
Diyaframın altında, karın boşluğunda, yaklaşık bir yumruk büyüklüğünde yumuşak bir organdır Dalak, dolaşım sistemine bağlı bir çıkmaz sokağa benzetilebilir Kan, dalak içerisindeki geniş kanallar ve damarlar sisteminde yol alırken, dalak hücreleri ile muhatap olur Dalak, kan fizyolojisi ile yakından alakalıdır Dalağın vücut savunmasında aldığı rol büyüktür
Dalağın bilinen işlevleri

Kırmızı kan hücreleri yapımı
Anne karnındaki fetusda alyuvarların yapıldığı yer dalaktır Normalde doğumdan sonra kemik iliği bu görevi dalaktan devralır Kemik iliğinin çalışmadığı veya başka dokularla (kanser dokusu) istila edildiği durumlarda dalakta yeniden alyuvar yapım görevi başlayabilir
Kan temizleyicisi olarak dalak: Vücudun savunma sisteminin işine paralel olarak dalak da vücudun mikroplara karşı koymasında rol aynayan hücreler yapar Ayrıca mikroorganizmalara karşı koyacak özel maddelerin, yani antikorların yapımında da dalağın vazifeleri vardır


Akyuvar yapımı
Dalak, akyuvarların bir çeşidi olan lenfositleri yaparAyrıca dalak akyuvar yapımını akşamları yapamz
Kırmızı hücrelerin yıkımı
Yaşlanan alyuvarlar ve şekilleri normalin dışında olanlar, büyük dalak hücreleri tarafından alınır ve parçalanır
Kan deposu olarak dalak
Kediler, köpekler ve diğer memelilerde dalak, kırmızı kan hücrelerini depolar Büyük enerji gerektiren durumlarda, büyük kanamalarda dalak kasılarak dolaşım sistemine bol miktarda kan verilir İnsanlarda da dalağın bu görevi yaptığı yıllarca söylenmiş olmasına rağmen bugün bunun gerçek olmadığı bilinmektedir
Hastalıklarda dalak
Büyük bir dalak birçok hastalığın seyrinde görülür Kan hastalıkları, doğum metabolizma hastalıkları, sıtma gibi bazı enfeksiyon hastalıkları ve daha birçok hastalık dalağı büyütür Sıtmada dalak büyüklüğü o derece karakteristiktir ki, bir bölgede sıtma yaygınlığını ölçmede dalak büyüklüğü ölçü olarak kullanılabilir


Dalak çıkarılırsa kişi ölmemektedir, yani dalaksızlık hayatla bağdaşan bir durumdur Kan hücrelerinin aşırı derecede azaldığı durumlarda, büyüyen dalağın hastayı çok rahatsız ettiği bazı hastalıklarda dalak çıkarılarak hastanın rahatlaması sağlanabilir

yazılar Vikipedi, özgür ansiklopedi alıntı

sunum Almira





Alıntı Yaparak Cevapla

İç Organlarını Tanıyalım-İç Organlarımızı Tanıyalım-İç Organlarımız Resimlı Tanımı

Eski 06-25-2012   #33
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İç Organlarını Tanıyalım-İç Organlarımızı Tanıyalım-İç Organlarımız Resimlı Tanımı



Akciğer-Akciğer Hakkında Bilgiler Resimli Anlatım

Akciğer, hava soluyan omurgalılardaki temel solunum organıdır Ana görevi atmosferdeki oksijeni kan dolaşımına nakletmek ve dolaşımdaki karbondioksiti atmosfere çıkartmaktır Bu görev, gaz değişiminin vuku bulduğu milyonlarca küçük, müstesna biçimde çok ince duvarlı hava kesecikleri oluşturan dolaşımı sağlayamadan kanı boşa vermektedir özelleşmiş hücrelerin mozaiği sayesinde gerçekleşir Akciğerlerin solunumla ilgili olmayan görevleri de vardır


Akciğer ile ilgili tıbbi terimler genellikle pulmo- ile başlar; bu Latince pulmonarius, "akciğerlerin", sözcüğünden gelmektedir ki bu sözcük de Yunanca pleumon yani "akciğer" ile akrabadır




BRONŞ-AKCİGER İLTİHABI (BRONKOPNÖMONİ)
Bronşlar solunan havayı soluk bo-nısımdan akciğerlere taşıyan, dallan-dıkça incelerek bronşiyollere dönüşen ve sonunda sayısız hava kesecikleri­ne (alveol) bağlanan borucuklardır Bronşlardan geçerek hava kesecikleri­ne giren havadaki oksijen ince çeperli kılcal damar ağından kana geçerek do­kulara taşınır Dokularda gerçekleşen metabolizma etkinlikleri sonucunda or­taya çıkan karbon dioksit de gene kan dolaşımı yoluyla hava keseciklerinin duvarlarını kaplayan kılcal damarlara gelir Bu açıklamadan anlaşılabileceği gibi solunum sisteminde hava kesecik­leri gaz alışverişinin gerçekleşmesini, bronşlar ise hava iletimini sağlayan ya­pılardır Bronşların ağız ve burun yo­luyla dış ortama açık olmaları, dış or­tamdaki olumsuz koşullardan önemli ölçüde etkilenmelerine yol açar Bakte­riler, zararlı toz ve gaz gibi maddeler solunan havayla birlikte doğrudan bronşlara ulaşabilir Ama bronşlar bir­çok savunma sistemiyle donatılmıştır Yabancı maddeler burun ve yutakta ge­çişi denetleyen son derece etkili engel­leri aşmak zorundadır Bunu başaranlar ise çok sayıda hücrenin salgısıyla bes­lenen ve bronş duvarım örterek bir set oluşturan mukus katmanıyla karşılaşır Ayrıca titrek tüylü epitel hücrelerinden oluşan bir temizlik sistemi de vardır Bu tüyler fırça gibi çalışarak yabancı maddeleri ve mukusu sürekli dışarıya doğru süpürür Ama koruyucu sistem­lerin etkinliğini azaltan koşulların orta­ya çıkması ya da bu sistemlerin aşın yüklenmesine bağlı olarak bronşlar ilti­haplanabilir Sonuçta sık sık görülen ve genellikle Önemli sayılmayan bir hastalık olan bronşit ortaya çıkar Bu akut iltihap bronş ağacının ince dalları­na kadar ulaşıp çevre akciğer dokusuna da yayıldığında bronkopnömoniye, ya­ni bronş-akciğer iltihabına dönüşmüş olur
NEDENLERİ


BronkopnÖmoni etkeni olan streptokok, stafilokok, pnömokok, ve Friedlânder basili gibi bakteriler tek başlarına ya da bazen birkaçı bir arada bulunur
Olguların çoğunda bronş-akciğer il­tihabı, larenjit (gırtlak iltihabı) ve fa­renjit (yutak iltihabı) gibi üst solunum yollarının virüs ya da bakteri kökenli il­tihaplarından sonra görülür Üst solu­num yolu iltihaplan ise çoğu kez genel hastalıklara bağlı ikincil hastalık komplikasyon) olarak ortaya çıkar Bu komplikasyonlar çocuklarda grip, boğ­maca, kızamık ve difteri, erişkinlerde tifo, bruselloz (Malta humması), septi­semi gibi bulaşıcı hastalıklardan, ayrıca kalp yetmezliği, zehirlenmeler ve cerra­hi girişimlerden, sonuç olarak vücudun direncini azaltan her türlü gelişmeden kaynaklanır
Bronş-akciğer iltihabını hazırlayan etkenler:
• Uzun süre yatakta kalan hastalarda akciğerin alt loblarında kan göllenmesi
• Akciğerde tümör oluşumu sonucunda
bronş tıkanmasına bağlı olarak bir bölgenin hava alamaması
BELİRTİLERİ
Bronş-akciğer iltihabı belirtileri başlan­gıçta genellikle üst solunum yolları nez­lesi ya da başka bir organ hastalığının belirtilerine benzer Gelişen iltihap has­tanın genel durumunu bozarak ateş yük­selmesi, yorgunluk, halsizlik, Öksürük ve bazen kanlı olabilen balgam, nabız ve solunum sayısında artış gibi belirtilere yol açar Bazı olgularda şiddetli baş ağ­rısı, dalgınlık ya da hezeyan gibi daha ağır belirtiler görülebilir Bazen belirti­ler fark edilemiyecek ölçüde hafiftir
Akciğer iltihabından farklı olarak bronş-akciğer iltihabı çok değişik biçim­lerde gelişebilir Belirtileri yok denecek ölçüde az olan, kısa süreli çok hafif ol­guların yanı sıra akut ve ağır, uzun süren ya da yineleyen olgulara da rastlanır
TANI
Tipik durumlarda bronş-akciğer iltihabı tanısı koymak son derece kolaydır Özellikle,
• üst solunum yollan enfeksiyonu sıra­sında düşen ateş yeniden yükselir;
• öksürük ve balgam çıkarma başlar;
• genel durum hızla bozulur
Bu veriler daha sonra bir akciğer fil­miyle kesinleşecek olan bronş-akciğer iltihabı olasılığını düşündürmeye yeter
Ama tanıya ulaşmak her zaman bu kadar kolay olmaz Özellikle kalp has­talan, amfizem ve kronik bronşit gibi kronik solunum yolu enfeksiyonlan ya da genel durumu bozan başka hastalık­ları olan yaşlılarda, ayrıca alkol bağım­lısı kişilerde farklı belirtiler ortaya çıka­bilir: Ateş hemen hemen yoktur Buna karşılık genel durum ve dolaşım olduk­ça bozuk, nabız ve solunum sayısı art­mış, dil kuru ve kırmızıdır Öksürük az­dır İştahsızlık süreklilik gösterir Za­manında tanı konulamazsa hastalık öl­dürücü olabilir


Yeni geliştirilen antibiyotikler en ağır olgularda bile bronş-akciğer iltihabı tedavisinde başarı oranını eskiye göbı tedavisinde başarı oranını eskiye göre artırmıştır Hastalığın geçmesi için bazen bir hafta gibi kısa bir süre yetebilir Bazen de ge­rilemeler ve alevlenmelerle daha uzun sürebilir Alevlenmeler genellikle akci­ğerde yeni odakların enfeksiyonu sonu­cunda gelişir En ağır durumlar, birden çok mikroba bağlı olarak ortaya çıkar Örneğin, nezle virüsü ile stafılokok ya da streptokok gibi bakterilerin birlikte bulunması hastalığı ağırlaştırır


Antibiyotik tedavisiyle iyileşmenin sağlandığı olgularda hastalık belirtilen bir ya da iki gün sonra hafifler ve ateş gi­derek düşer Buna karşılık yapısal bo­zukluklar daha yavaş düzelir Muayene­de akciğer dinlenirken duyulan hırıltılı sesler uzunca bir süre daha sürer Radyo­lojik incelemede hastalık belirtilerini» gerilemesi ve kaybolması da birkaç haf­tayı bulur Muayene ve radyolojik ince­leme sonuçlannın bu kadar geç düzelme­sinin nedeni, akciğerdeki iltihap odakla­rının yavaş iyileşmesinden kaynaklans Gerçekten de, antibiyotikler yalnız en­feksiyondan sorumlu bakterileri yok eder Ama bronş-akciğer iltihabının te­mizlenmesini çabuklaştıncı bir etki yap­mazlar Bu nedenle ateş ve öksürük be­lirtilerinin kaybolmasına bakarak antibi­yotik tedavisinin kesilmesi, dokulank yeniden bakteri üremesine yol açabilir
Yetersiz ya da yanlış tedavi uygu­lanmış olgularda yeni komplikasyonlac özellikle de akciğer zarı iltihaplanma» görülebilir Bu arada ateş, öksürük, bal­gam çıkarma, solunum güçlüğü gibi be­lirtiler de sürer Ender olarak hastaü uzun bir zamana yayılarak kronikleşebilir
Kronik olgularda, hastalık etkenü kesin biçimde ortaya çıkaracak zam yöntemleri kullanılmalıdır



TEDAVİ

Antibiyotikler Bronş-akciğer iltihafc teda
visinin temeli antibiyotiklere damr Bu tedavi hastada enfeksiyon etkeni ya da etkenlerinin bakteri kültürü yapı­larak ortaya çıkarılması, sonra da anti-biyogram ile bu bakterilerin duyarlı ol­duğu antibiyotiklerin saptanması saye­sinde daha başarılı biçimde yürütülür Yapılacak incelemeler için öksürükle atılan balgamdan alınacak örnek genel­likle hastalık etkeni olmayan başka mikroplarla da bulaşık olduğundan doğ­ru tanıya ulaşmada büyük zorluk yara­tır Bu nedenle bazı özel yöntemlerin ( uygulanması gerekecektir
Balgamda bulunması kaçınılmaz olan yanıltıcı bakterilerden kurtulmak için incelenecek Örneğin doğrudan bronşlardan alınması gerekebilir, Bron-koskop gibi bronşlara uzatılan aletlerin kullanıldığı bu işlem kronik bronşitli hastalara uygulanır Akut durumlarda ise hem hastanın genel durumunun çok bozuk olması nedeniyle, hem de antibi­yotik tedavisine hemen başlanması ge­rektiğinden uzun zaman alan inceleme­lere girişilemez Akut bronş-akciğer za­rı iltihabında antibiyotik tedavisine baş­lanmasına karşın hastalık gerilemezse, yukarıda sözü edilen özgün antibiyotiği belirleme işlemi zorunlu hale gelir Aşağıdaki veriler genel olarak antibiyo­tik tedavisini yönlendirebilecek yeterli­liktedir
• Hastanın özgeçmişi Hastanın daha önceki sağlık durumuna ilişkin olarak kendisinin ya da yakınlarının anlattıkla­rı
• Epidemiyolojik durum Toplumda yaygın enfeksiyon etkeni olan ya da en azından hastaneye gelen olgularda sap­tanan bakteri türlerinin bilinmesi Bu bakterilerin çeşitli antibiyotiklere karşı duyarlılığının saptanması
• Belirtiler ve bu belirtilerin şiddeti Bu veriler temel alınarak, Özellikle ağır gidişli olgularda ve genel durumu bo­zuk hastalarda tam konur konmaz bak­terilere karşı tedaviye hemen başlanabi­lir
Başka yardımcı ilaçlar Akut bronş-akciğer iltihabının tedavisinde antibiyotikler dışında, merkez sinir sis­temini uyaran, kalp ve dolaşımı güç­lendirici, öksürük giderici ilaçlar, vita­minler kullanılır Ayrıca dinlenme, iyi havalandırılmış ve ısıtılmış ortamlarda bulunma, besleyici, ama kolay sindiri-lebilen yiyecekleri yeme gibi genel sağlık ve beslenmeyle ilgili önlemler alınır
KORUNMA
Üst solunum yollarını etkileyen ve bronş-akciğer iltihabına neden olabile­cek enfeksiyon odaklarının temizlen­mesine yönelik koruyucu önlemler çok önemlidir Özellikle ilk çocukluk çağın da ve ileri yaşlarda hem enfeksiyon sü­recini, hem de organizmanın savunma sistemini güçlendirebilecek önlemler ve tedavi yöntemleri hızla uygulanmalıdır Üst solunum yollan ve bronş enfek-siyonlanna karşı antibiyotiklerle yapı­lan koruyucu tedaviler tartışmalıdır

Alıntı Yaparak Cevapla

İç Organlarını Tanıyalım-İç Organlarımızı Tanıyalım-İç Organlarımız Resimlı Tanımı

Eski 06-25-2012   #34
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İç Organlarını Tanıyalım-İç Organlarımızı Tanıyalım-İç Organlarımız Resimlı Tanımı



Karaciğer, omurgalı ve bazı diğer hayvanlar için hayati bir organ olma özelliğini taşır Karaciğerin detosifikasyon, protein sentezi ve biyokimyasal sindirim için gerekli olan üretim de dahil olmak üzere geniş bir etki alanına sahiptir Karaciğer yaşam için gerekli olan hayati bir organdır Karaciğer yokluğunda veya işlev yitiminde, diyalizle kısa bir süre fonksiyonları devam ettirilebilir Fakat karaciğerin fonksiyonunu, uzun süreli yokluğunda, telafi edebilmein hiçbir yolu yoktur Karaciğer organ metabolizmasında önemli bir rol oynar Glikojen depolanması,



kırmızı kan hücrelerinin üretimi, plazma ve protein sentezi, hormon üretimi ve detosifikasyon ayrışma sa dahil olmak üzere vücutta daha bir çok alanda işlevi vardır Karaciğer karında, abdominal-pelvik bölgede diyaframın altında bulunmaktadır Karaciğer ayrıca yağ sindirimine

Karaciğer İltihabı Sonrası


yardımcı alkali bileşik bir sıvı olan safra üretir Ayrıca çok özel doku sentezi ve birçoğu normal yaşamsal işlevler için gerekli olan küçük ve karmaşık molekküller de dahil olmak üzere yüksek hacimli biyokimyasal reaksiyonlları düzenler
Tıbbi literatürde çoğunlukla karaciğer anlamına gelen hepar (ἡπαρ) ve Yunanca kelime kökenli hepato terimi kullanılır
Anatomi


Karaciğer eşitsiz büyüklüğü ve şekli olan dört lobu bulunan kırmızımsı kahverengi bir organdır Bir insan karaciğeri normalde [3] 1,4-1,6 kg (3,1-3,5 lb) ağırlığında ve yumuşak, pembemsi-kahverengi, üçgen bir organdır Hem en büyük iç organ (en büyük organ genel olarak deri) ve insan vücudunun en büyük bezidirKaraciğer diyaframın hemen altında ve karın boşluğunun sağ üst kısmında bulunur Karaciğer Midenin sağ tarafını ve safra kesesi örter Karaciğere iki büyük damar bağlıdır Biri hepatik arter ve biri portal ven adı verilen damarlardır Portal ven kanı tüm gastrointestinal kanaldan sindirilmiş besinleri içerir Dalak ve pankreas gelenleri taşıyan ise hepatik arterdir ve aorta kan taşır Bu kan damarları daha sonra bir lobun içinde yollara ayrılır Her lop temel milyonlarca temel metabolik hüçrelerden oluşur
Kan akımı


Karaciğerde bulunan karaciğer portal ven ve hepatik arterlerin bir çifti kanı alır Karaciğer vücudun kan arzının yaklaşık %75 teminini sağlar Hepatik portal ven, kanı; dalak, sindirim kanalından drene venöz ve organlara taşır Hepatik arterler ise onun kan akımının geri kalanını sağlar ve karaciğerin kan kaynağıdır Oksijen iki kaynaktan da sağlanır Karaciğer oksijen ihtiyacının yaklaşık yarısı karaciğer portal ven tarafından karşılanmaktadır ve yarım hepatik arterler tarafından karşılanmaktadır Kanı sinüzoidlerde boşaltır ve her lop orta damara geçer



Vikipedi, özgür ansiklopedi alıntı

sunum Almira

Alıntı Yaparak Cevapla

İç Organlarını Tanıyalım-İç Organlarımızı Tanıyalım-İç Organlarımız Resimlı Tanımı

Eski 06-25-2012   #35
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İç Organlarını Tanıyalım-İç Organlarımızı Tanıyalım-İç Organlarımız Resimlı Tanımı



Vücudumuzu Tanıyalım,Kalp ,Karaciğer,Akciğer,Dalak,İnce Bağırsak,Kalın Bağırsak (kolon),Mide,Pankreas,Böbrek,Yemek Borusu,Apandis,Safra kesesi
Soluk Borusu,,Anüs (makat)Rektum,Onikiparmak Bağırsağı



Vücudumuzu Tanıyalım-İç Organlarımızı Tanımı -


Kalp



Kalp diyagramı: 1 Sağ atrium (Atrium dextra), 2 Sol atrium (Atrium sinistrum), 3 Superior vena kava (Vena cava superior), 4 Aort, 5 Pulmoner arter, 6 Pulmoner ven, 7 Mitral kapak, 8 Aort kapağı, 9 Sol ventrikül, 10 Sağ ventrikül, 11 Inferior vena kava (Vena cava inferior), 12 Triküspit kapak, 13 Pulmoner kapak




Kalbin atışının üç boyutlu ultrasonografide görünümü



Diastolik evre



Sistolik evre



Bir insanın iç kalp görüntüsü


Kalp veya yürek (Arapça: قلب kalb; Latince: cor ; Yunanca: Καρδιά = kardia), kalp kası olarak bilinen özel bir tip çizgili kastan oluşmuş kendiliğinden kasılma özelliğine sahip kuvvetli bir pompadır
Metabolizma faaliyetleri sonucunda oluşan artık ürünlerin de vücuttan uzaklaştırılması, vücut ısısının düzenlenmesi, asit-baz dengesinin korunması, hormonlar ve enzimlerin vücudun gerekli bölgelerine taşınması gerekir Bütün bu işlemleri kalp ve damarlardan oluşan dolaşım sistemi yapar
Kalp bu sistem içerisinde motor görevi yapar Kalp insanda dakikada 60-80 vuruş arasında değişen bir hızla günde 9000 litre kanı vücuda pompalar Günde yaklaşık 100 bin, yılda 40 milyon, tüm insan hayatı boyunca yaklaşık 2,5 milyar kere, hiç durmadan yaklaşık 8 bin ton kanı vücuda pompalar Normal bir insanda ortalama ağırlığı 250-300 gramdır
Kalp memelilerde 4 odacıklı ve 4 kapakçıklıdır Odacıklar sağ odacıklar ve sol odacıklar olarak 2 ana bölümden oluşurSürüngenlerde ise 3 odacıklıdır( Sağ ve sol atriyum, ve ventrikul )

Sağ bölüm, kanın vücuttan döndüğü odacık olan sağ kulakçık (atriyum) sonra triküsbit kapak adı verilen 3 yaprakçıklı bir kapakçık ile ana odacık olan sağ karıncıktan (ventrikül) oluşur

  • Kan vücutta oksijeni ve besin öğeleri kullanıldıktan sonra vena cava adı verilen 2 adet ana toplardamar ile sağ kulakçığa gelir
  • Sağ kulakçıktan kan yerçekimi ve kulakçık kasılması ile aradaki kapak olan triküsbit kapaktan (3 yaprakçıklı kapak) geçerek sağ karıncığa girer
  • Sağ karıncık ile pulmoner atardamar arasındaki kapağa da pulmoner kapakçık adı verilir Sağ karıncık kanı pulmoner atardamar adını verdiğimiz bir damar yoluyla akciğerlere pompalar
Sol bölüme kan akciğerlerden oksijenden zenginleştirilmiş olarak gelir
  • Sol kulakçığa gelen bu kan yerçekiminin de etkisi ile ve biraz da sol kulakçığın kasılması yardımı ile sonradaki kapak olan mitral (bikuspid) kapak adı verilen 2 yaprakçıklı bir kapaktan sol karıncığa akar
  • Sol karıncık ile aort atardamarı arasında aort kapakçığı denilen 3 yaprakçıklı bir kapak bulunmaktadır Sol karıncıktan temiz kan güçlü kasların kasılması etkisi ile aort atardamarı denilen ana atardamar vasıtasıyla vücuda sunulur
  • Elimizi göğsümüzün sol tarafına götürdüğümüzde kalbimizden gelen sesin nedeni kulakçık ile karıncık arasındaki kapakçıkların açılıp kapanmasıdır
  • Başlıca 4 kalp sesi vardırBunların ilk ikisi hissedilir veya steteskop vasıtasıyla duyulabilirken 3 ve 4 sesler ancak EKG (ECG) cihazında görülebilir 1 kalp sesi atriyo-ventriküler kapakların sesi iken, 2 kalp sesi aorta ve arteria pulmonalis'teki kapakların çıkardığı sestir 1 ve 2 kalp sesi arasındaki süre ventrüküler sistoldür2 kalp sesi ile 1 kalp sesi arasındakü süre ise ventriküler diastol evresidir
İçerik ile ilgili kavramlar [değiştir]


  • Kalp krizi
  • Kalp kası
  • Kalbin görevleri
  • Kalp çarpıntısı
  • Kalp yetmezliği
  • Kalp ritmi bozuklukları
  • Hipertansiyon
  • Angina pektoris
Dolaşım Sistemi - değiştirKan → Aort → Atardamarlar → Arteriyoller → Kılcal damarlar → Venüller → Toplardamarlar → Vena kava → Kalp → Pulmoner atardamar → Akciğer → Pulmoner toplardamarlar → Kalp




Vikipedi, özgür ansiklopedi alıntı
sunum Almira





Alıntı Yaparak Cevapla

İç Organlarını Tanıyalım-İç Organlarımızı Tanıyalım-İç Organlarımız Resimlı Tanımı

Eski 06-25-2012   #36
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İç Organlarını Tanıyalım-İç Organlarımızı Tanıyalım-İç Organlarımız Resimlı Tanımı



İnce bağırsak

İnce bağırsak sindirim kanalının mide ile kalın bağırsak arasındaki kısmıdır 5 yaşından büyük insanlarda boyu 5-6 m arasındadır Üç kısma ayrılır: duodenum, jejunum ve ileum Mideden gıdalar duodenuma pilor veya pilorik sfinkter diye adlandırılan bir kas ile girerler Daha sonra ince bağırsak boyunca peristaltizm olarak adlandırılan kas kasılmaları ile hareket eder
İnce bağırsakta besaminlerin emilimleri gerçekleşir Yağların ilk kimyasal sindirimi yapılır İnce bağırsağa gelen safra ve pankreas öz suyu ile yağların, karbonhidratların ve proteinlerin sindirimi tamamlanır Besinler ince bağırsakta en küçük moleküllerine kadar parçalanır Bu moleküllerin ince bağırsaktan kan damarlarına geçmesine emilim adı verilir İnce bağırsak, sindirim sistemimizde besinlerin en çok sindirildiği yerdirBurda hem fiziksel hem de kimyasal sindirim vardır


İnce bağırsak

Diagram showing the small intestineLatinintestinum tenueGray'ssubject #248 1168Sinirceliac ganglia, vagus MeSHSmall+intestineDorlands/Elsevierintestine four/000054357/Small intestine



yazılar Vikipedi, özgür ansiklopedi alıntı

sunum Almira


Alıntı Yaparak Cevapla

İç Organlarını Tanıyalım-İç Organlarımızı Tanıyalım-İç Organlarımız Resimlı Tanımı

Eski 06-25-2012   #37
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İç Organlarını Tanıyalım-İç Organlarımızı Tanıyalım-İç Organlarımız Resimlı Tanımı



Dalak,Dalağın bilinen işlevleri karnın sol üst yanında, mide ile diyafram arasında yer alan, süngerimsi yapıda, damarsal lenfoid organdır
Ömrünü doldurmuş kırmızı kan hücrelerini ortadan kaldırarak, içlerindeki demiri yeniden kullanıma verir Görevlerinin birçoğunu, aslında başka organlar da görmektedir


Eskiden, dalağın melankolinin kaynağı olduğuna inanılırdı
Diyaframın altında, karın boşluğunda, yaklaşık bir yumruk büyüklüğünde yumuşak bir organdır Dalak, dolaşım sistemine bağlı bir çıkmaz sokağa benzetilebilir Kan, dalak içerisindeki geniş kanallar ve damarlar sisteminde yol alırken, dalak hücreleri ile muhatap olur Dalak, kan fizyolojisi ile yakından alakalıdır Dalağın vücut savunmasında aldığı rol büyüktür
Dalağın bilinen işlevleri

Kırmızı kan hücreleri yapımı
Anne karnındaki fetusda alyuvarların yapıldığı yer dalaktır Normalde doğumdan sonra kemik iliği bu görevi dalaktan devralır Kemik iliğinin çalışmadığı veya başka dokularla (kanser dokusu) istila edildiği durumlarda dalakta yeniden alyuvar yapım görevi başlayabilir
Kan temizleyicisi olarak dalak: Vücudun savunma sisteminin işine paralel olarak dalak da vücudun mikroplara karşı koymasında rol aynayan hücreler yapar Ayrıca mikroorganizmalara karşı koyacak özel maddelerin, yani antikorların yapımında da dalağın vazifeleri vardır


Akyuvar yapımı
Dalak, akyuvarların bir çeşidi olan lenfositleri yaparAyrıca dalak akyuvar yapımını akşamları yapamz
Kırmızı hücrelerin yıkımı
Yaşlanan alyuvarlar ve şekilleri normalin dışında olanlar, büyük dalak hücreleri tarafından alınır ve parçalanır
Kan deposu olarak dalak
Kediler, köpekler ve diğer memelilerde dalak, kırmızı kan hücrelerini depolar Büyük enerji gerektiren durumlarda, büyük kanamalarda dalak kasılarak dolaşım sistemine bol miktarda kan verilir İnsanlarda da dalağın bu görevi yaptığı yıllarca söylenmiş olmasına rağmen bugün bunun gerçek olmadığı bilinmektedir
Hastalıklarda dalak
Büyük bir dalak birçok hastalığın seyrinde görülür Kan hastalıkları, doğum metabolizma hastalıkları, sıtma gibi bazı enfeksiyon hastalıkları ve daha birçok hastalık dalağı büyütür Sıtmada dalak büyüklüğü o derece karakteristiktir ki, bir bölgede sıtma yaygınlığını ölçmede dalak büyüklüğü ölçü olarak kullanılabilir


Dalak çıkarılırsa kişi ölmemektedir, yani dalaksızlık hayatla bağdaşan bir durumdur Kan hücrelerinin aşırı derecede azaldığı durumlarda, büyüyen dalağın hastayı çok rahatsız ettiği bazı hastalıklarda dalak çıkarılarak hastanın rahatlaması sağlanabilir

yazılar Vikipedi, özgür ansiklopedi alıntı

sunum Almira





Alıntı Yaparak Cevapla

İç Organlarını Tanıyalım-İç Organlarımızı Tanıyalım-İç Organlarımız Resimlı Tanımı

Eski 06-25-2012   #38
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İç Organlarını Tanıyalım-İç Organlarımızı Tanıyalım-İç Organlarımız Resimlı Tanımı



Akciğer-Akciğer Hakkında Bilgiler Resimli Anlatım

Akciğer, hava soluyan omurgalılardaki temel solunum organıdır Ana görevi atmosferdeki oksijeni kan dolaşımına nakletmek ve dolaşımdaki karbondioksiti atmosfere çıkartmaktır Bu görev, gaz değişiminin vuku bulduğu milyonlarca küçük, müstesna biçimde çok ince duvarlı hava kesecikleri oluşturan dolaşımı sağlayamadan kanı boşa vermektedir özelleşmiş hücrelerin mozaiği sayesinde gerçekleşir Akciğerlerin solunumla ilgili olmayan görevleri de vardır


Akciğer ile ilgili tıbbi terimler genellikle pulmo- ile başlar; bu Latince pulmonarius, "akciğerlerin", sözcüğünden gelmektedir ki bu sözcük de Yunanca pleumon yani "akciğer" ile akrabadır




BRONŞ-AKCİGER İLTİHABI (BRONKOPNÖMONİ)
Bronşlar solunan havayı soluk bo-nısımdan akciğerlere taşıyan, dallan-dıkça incelerek bronşiyollere dönüşen ve sonunda sayısız hava kesecikleri­ne (alveol) bağlanan borucuklardır Bronşlardan geçerek hava kesecikleri­ne giren havadaki oksijen ince çeperli kılcal damar ağından kana geçerek do­kulara taşınır Dokularda gerçekleşen metabolizma etkinlikleri sonucunda or­taya çıkan karbon dioksit de gene kan dolaşımı yoluyla hava keseciklerinin duvarlarını kaplayan kılcal damarlara gelir Bu açıklamadan anlaşılabileceği gibi solunum sisteminde hava kesecik­leri gaz alışverişinin gerçekleşmesini, bronşlar ise hava iletimini sağlayan ya­pılardır Bronşların ağız ve burun yo­luyla dış ortama açık olmaları, dış or­tamdaki olumsuz koşullardan önemli ölçüde etkilenmelerine yol açar Bakte­riler, zararlı toz ve gaz gibi maddeler solunan havayla birlikte doğrudan bronşlara ulaşabilir Ama bronşlar bir­çok savunma sistemiyle donatılmıştır Yabancı maddeler burun ve yutakta ge­çişi denetleyen son derece etkili engel­leri aşmak zorundadır Bunu başaranlar ise çok sayıda hücrenin salgısıyla bes­lenen ve bronş duvarım örterek bir set oluşturan mukus katmanıyla karşılaşır Ayrıca titrek tüylü epitel hücrelerinden oluşan bir temizlik sistemi de vardır Bu tüyler fırça gibi çalışarak yabancı maddeleri ve mukusu sürekli dışarıya doğru süpürür Ama koruyucu sistem­lerin etkinliğini azaltan koşulların orta­ya çıkması ya da bu sistemlerin aşın yüklenmesine bağlı olarak bronşlar ilti­haplanabilir Sonuçta sık sık görülen ve genellikle Önemli sayılmayan bir hastalık olan bronşit ortaya çıkar Bu akut iltihap bronş ağacının ince dalları­na kadar ulaşıp çevre akciğer dokusuna da yayıldığında bronkopnömoniye, ya­ni bronş-akciğer iltihabına dönüşmüş olur
NEDENLERİ


BronkopnÖmoni etkeni olan streptokok, stafilokok, pnömokok, ve Friedlânder basili gibi bakteriler tek başlarına ya da bazen birkaçı bir arada bulunur
Olguların çoğunda bronş-akciğer il­tihabı, larenjit (gırtlak iltihabı) ve fa­renjit (yutak iltihabı) gibi üst solunum yollarının virüs ya da bakteri kökenli il­tihaplarından sonra görülür Üst solu­num yolu iltihaplan ise çoğu kez genel hastalıklara bağlı ikincil hastalık komplikasyon) olarak ortaya çıkar Bu komplikasyonlar çocuklarda grip, boğ­maca, kızamık ve difteri, erişkinlerde tifo, bruselloz (Malta humması), septi­semi gibi bulaşıcı hastalıklardan, ayrıca kalp yetmezliği, zehirlenmeler ve cerra­hi girişimlerden, sonuç olarak vücudun direncini azaltan her türlü gelişmeden kaynaklanır
Bronş-akciğer iltihabını hazırlayan etkenler:
• Uzun süre yatakta kalan hastalarda akciğerin alt loblarında kan göllenmesi
• Akciğerde tümör oluşumu sonucunda
bronş tıkanmasına bağlı olarak bir bölgenin hava alamaması
BELİRTİLERİ
Bronş-akciğer iltihabı belirtileri başlan­gıçta genellikle üst solunum yolları nez­lesi ya da başka bir organ hastalığının belirtilerine benzer Gelişen iltihap has­tanın genel durumunu bozarak ateş yük­selmesi, yorgunluk, halsizlik, Öksürük ve bazen kanlı olabilen balgam, nabız ve solunum sayısında artış gibi belirtilere yol açar Bazı olgularda şiddetli baş ağ­rısı, dalgınlık ya da hezeyan gibi daha ağır belirtiler görülebilir Bazen belirti­ler fark edilemiyecek ölçüde hafiftir
Akciğer iltihabından farklı olarak bronş-akciğer iltihabı çok değişik biçim­lerde gelişebilir Belirtileri yok denecek ölçüde az olan, kısa süreli çok hafif ol­guların yanı sıra akut ve ağır, uzun süren ya da yineleyen olgulara da rastlanır
TANI
Tipik durumlarda bronş-akciğer iltihabı tanısı koymak son derece kolaydır Özellikle,
• üst solunum yollan enfeksiyonu sıra­sında düşen ateş yeniden yükselir;
• öksürük ve balgam çıkarma başlar;
• genel durum hızla bozulur
Bu veriler daha sonra bir akciğer fil­miyle kesinleşecek olan bronş-akciğer iltihabı olasılığını düşündürmeye yeter
Ama tanıya ulaşmak her zaman bu kadar kolay olmaz Özellikle kalp has­talan, amfizem ve kronik bronşit gibi kronik solunum yolu enfeksiyonlan ya da genel durumu bozan başka hastalık­ları olan yaşlılarda, ayrıca alkol bağım­lısı kişilerde farklı belirtiler ortaya çıka­bilir: Ateş hemen hemen yoktur Buna karşılık genel durum ve dolaşım olduk­ça bozuk, nabız ve solunum sayısı art­mış, dil kuru ve kırmızıdır Öksürük az­dır İştahsızlık süreklilik gösterir Za­manında tanı konulamazsa hastalık öl­dürücü olabilir


Yeni geliştirilen antibiyotikler en ağır olgularda bile bronş-akciğer iltihabı tedavisinde başarı oranını eskiye göbı tedavisinde başarı oranını eskiye göre artırmıştır Hastalığın geçmesi için bazen bir hafta gibi kısa bir süre yetebilir Bazen de ge­rilemeler ve alevlenmelerle daha uzun sürebilir Alevlenmeler genellikle akci­ğerde yeni odakların enfeksiyonu sonu­cunda gelişir En ağır durumlar, birden çok mikroba bağlı olarak ortaya çıkar Örneğin, nezle virüsü ile stafılokok ya da streptokok gibi bakterilerin birlikte bulunması hastalığı ağırlaştırır


Antibiyotik tedavisiyle iyileşmenin sağlandığı olgularda hastalık belirtilen bir ya da iki gün sonra hafifler ve ateş gi­derek düşer Buna karşılık yapısal bo­zukluklar daha yavaş düzelir Muayene­de akciğer dinlenirken duyulan hırıltılı sesler uzunca bir süre daha sürer Radyo­lojik incelemede hastalık belirtilerini» gerilemesi ve kaybolması da birkaç haf­tayı bulur Muayene ve radyolojik ince­leme sonuçlannın bu kadar geç düzelme­sinin nedeni, akciğerdeki iltihap odakla­rının yavaş iyileşmesinden kaynaklans Gerçekten de, antibiyotikler yalnız en­feksiyondan sorumlu bakterileri yok eder Ama bronş-akciğer iltihabının te­mizlenmesini çabuklaştıncı bir etki yap­mazlar Bu nedenle ateş ve öksürük be­lirtilerinin kaybolmasına bakarak antibi­yotik tedavisinin kesilmesi, dokulank yeniden bakteri üremesine yol açabilir
Yetersiz ya da yanlış tedavi uygu­lanmış olgularda yeni komplikasyonlac özellikle de akciğer zarı iltihaplanma» görülebilir Bu arada ateş, öksürük, bal­gam çıkarma, solunum güçlüğü gibi be­lirtiler de sürer Ender olarak hastaü uzun bir zamana yayılarak kronikleşebilir
Kronik olgularda, hastalık etkenü kesin biçimde ortaya çıkaracak zam yöntemleri kullanılmalıdır



TEDAVİ

Antibiyotikler Bronş-akciğer iltihafc teda
visinin temeli antibiyotiklere damr Bu tedavi hastada enfeksiyon etkeni ya da etkenlerinin bakteri kültürü yapı­larak ortaya çıkarılması, sonra da anti-biyogram ile bu bakterilerin duyarlı ol­duğu antibiyotiklerin saptanması saye­sinde daha başarılı biçimde yürütülür Yapılacak incelemeler için öksürükle atılan balgamdan alınacak örnek genel­likle hastalık etkeni olmayan başka mikroplarla da bulaşık olduğundan doğ­ru tanıya ulaşmada büyük zorluk yara­tır Bu nedenle bazı özel yöntemlerin ( uygulanması gerekecektir
Balgamda bulunması kaçınılmaz olan yanıltıcı bakterilerden kurtulmak için incelenecek Örneğin doğrudan bronşlardan alınması gerekebilir, Bron-koskop gibi bronşlara uzatılan aletlerin kullanıldığı bu işlem kronik bronşitli hastalara uygulanır Akut durumlarda ise hem hastanın genel durumunun çok bozuk olması nedeniyle, hem de antibi­yotik tedavisine hemen başlanması ge­rektiğinden uzun zaman alan inceleme­lere girişilemez Akut bronş-akciğer za­rı iltihabında antibiyotik tedavisine baş­lanmasına karşın hastalık gerilemezse, yukarıda sözü edilen özgün antibiyotiği belirleme işlemi zorunlu hale gelir Aşağıdaki veriler genel olarak antibiyo­tik tedavisini yönlendirebilecek yeterli­liktedir
• Hastanın özgeçmişi Hastanın daha önceki sağlık durumuna ilişkin olarak kendisinin ya da yakınlarının anlattıkla­rı
• Epidemiyolojik durum Toplumda yaygın enfeksiyon etkeni olan ya da en azından hastaneye gelen olgularda sap­tanan bakteri türlerinin bilinmesi Bu bakterilerin çeşitli antibiyotiklere karşı duyarlılığının saptanması
• Belirtiler ve bu belirtilerin şiddeti Bu veriler temel alınarak, Özellikle ağır gidişli olgularda ve genel durumu bo­zuk hastalarda tam konur konmaz bak­terilere karşı tedaviye hemen başlanabi­lir
Başka yardımcı ilaçlar Akut bronş-akciğer iltihabının tedavisinde antibiyotikler dışında, merkez sinir sis­temini uyaran, kalp ve dolaşımı güç­lendirici, öksürük giderici ilaçlar, vita­minler kullanılır Ayrıca dinlenme, iyi havalandırılmış ve ısıtılmış ortamlarda bulunma, besleyici, ama kolay sindiri-lebilen yiyecekleri yeme gibi genel sağlık ve beslenmeyle ilgili önlemler alınır
KORUNMA
Üst solunum yollarını etkileyen ve bronş-akciğer iltihabına neden olabile­cek enfeksiyon odaklarının temizlen­mesine yönelik koruyucu önlemler çok önemlidir Özellikle ilk çocukluk çağın da ve ileri yaşlarda hem enfeksiyon sü­recini, hem de organizmanın savunma sistemini güçlendirebilecek önlemler ve tedavi yöntemleri hızla uygulanmalıdır Üst solunum yollan ve bronş enfek-siyonlanna karşı antibiyotiklerle yapı­lan koruyucu tedaviler tartışmalıdır

Alıntı Yaparak Cevapla

İç Organlarını Tanıyalım-İç Organlarımızı Tanıyalım-İç Organlarımız Resimlı Tanımı

Eski 06-25-2012   #39
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İç Organlarını Tanıyalım-İç Organlarımızı Tanıyalım-İç Organlarımız Resimlı Tanımı



Karaciğer, omurgalı ve bazı diğer hayvanlar için hayati bir organ olma özelliğini taşır Karaciğerin detosifikasyon, protein sentezi ve biyokimyasal sindirim için gerekli olan üretim de dahil olmak üzere geniş bir etki alanına sahiptir Karaciğer yaşam için gerekli olan hayati bir organdır Karaciğer yokluğunda veya işlev yitiminde, diyalizle kısa bir süre fonksiyonları devam ettirilebilir Fakat karaciğerin fonksiyonunu, uzun süreli yokluğunda, telafi edebilmein hiçbir yolu yoktur Karaciğer organ metabolizmasında önemli bir rol oynar Glikojen depolanması,



kırmızı kan hücrelerinin üretimi, plazma ve protein sentezi, hormon üretimi ve detosifikasyon ayrışma sa dahil olmak üzere vücutta daha bir çok alanda işlevi vardır Karaciğer karında, abdominal-pelvik bölgede diyaframın altında bulunmaktadır Karaciğer ayrıca yağ sindirimine

Karaciğer İltihabı Sonrası


yardımcı alkali bileşik bir sıvı olan safra üretir Ayrıca çok özel doku sentezi ve birçoğu normal yaşamsal işlevler için gerekli olan küçük ve karmaşık molekküller de dahil olmak üzere yüksek hacimli biyokimyasal reaksiyonlları düzenler
Tıbbi literatürde çoğunlukla karaciğer anlamına gelen hepar (ἡπαρ) ve Yunanca kelime kökenli hepato terimi kullanılır
Anatomi


Karaciğer eşitsiz büyüklüğü ve şekli olan dört lobu bulunan kırmızımsı kahverengi bir organdır Bir insan karaciğeri normalde [3] 1,4-1,6 kg (3,1-3,5 lb) ağırlığında ve yumuşak, pembemsi-kahverengi, üçgen bir organdır Hem en büyük iç organ (en büyük organ genel olarak deri) ve insan vücudunun en büyük bezidirKaraciğer diyaframın hemen altında ve karın boşluğunun sağ üst kısmında bulunur Karaciğer Midenin sağ tarafını ve safra kesesi örter Karaciğere iki büyük damar bağlıdır Biri hepatik arter ve biri portal ven adı verilen damarlardır Portal ven kanı tüm gastrointestinal kanaldan sindirilmiş besinleri içerir Dalak ve pankreas gelenleri taşıyan ise hepatik arterdir ve aorta kan taşır Bu kan damarları daha sonra bir lobun içinde yollara ayrılır Her lop temel milyonlarca temel metabolik hüçrelerden oluşur
Kan akımı


Karaciğerde bulunan karaciğer portal ven ve hepatik arterlerin bir çifti kanı alır Karaciğer vücudun kan arzının yaklaşık %75 teminini sağlar Hepatik portal ven, kanı; dalak, sindirim kanalından drene venöz ve organlara taşır Hepatik arterler ise onun kan akımının geri kalanını sağlar ve karaciğerin kan kaynağıdır Oksijen iki kaynaktan da sağlanır Karaciğer oksijen ihtiyacının yaklaşık yarısı karaciğer portal ven tarafından karşılanmaktadır ve yarım hepatik arterler tarafından karşılanmaktadır Kanı sinüzoidlerde boşaltır ve her lop orta damara geçer



Vikipedi, özgür ansiklopedi alıntı

sunum Almira

Alıntı Yaparak Cevapla

İç Organlarını Tanıyalım-İç Organlarımızı Tanıyalım-İç Organlarımız Resimlı Tanımı

Eski 06-25-2012   #40
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İç Organlarını Tanıyalım-İç Organlarımızı Tanıyalım-İç Organlarımız Resimlı Tanımı



Vücudumuzu Tanıyalım,Kalp ,Karaciğer,Akciğer,Dalak,İnce Bağırsak,Kalın Bağırsak (kolon),Mide,Pankreas,Böbrek,Yemek Borusu,Apandis,Safra kesesi
Soluk Borusu,,Anüs (makat)Rektum,Onikiparmak Bağırsağı



Vücudumuzu Tanıyalım-İç Organlarımızı Tanımı -


Kalp



Kalp diyagramı: 1 Sağ atrium (Atrium dextra), 2 Sol atrium (Atrium sinistrum), 3 Superior vena kava (Vena cava superior), 4 Aort, 5 Pulmoner arter, 6 Pulmoner ven, 7 Mitral kapak, 8 Aort kapağı, 9 Sol ventrikül, 10 Sağ ventrikül, 11 Inferior vena kava (Vena cava inferior), 12 Triküspit kapak, 13 Pulmoner kapak




Kalbin atışının üç boyutlu ultrasonografide görünümü



Diastolik evre



Sistolik evre



Bir insanın iç kalp görüntüsü


Kalp veya yürek (Arapça: قلب kalb; Latince: cor ; Yunanca: Καρδιά = kardia), kalp kası olarak bilinen özel bir tip çizgili kastan oluşmuş kendiliğinden kasılma özelliğine sahip kuvvetli bir pompadır
Metabolizma faaliyetleri sonucunda oluşan artık ürünlerin de vücuttan uzaklaştırılması, vücut ısısının düzenlenmesi, asit-baz dengesinin korunması, hormonlar ve enzimlerin vücudun gerekli bölgelerine taşınması gerekir Bütün bu işlemleri kalp ve damarlardan oluşan dolaşım sistemi yapar
Kalp bu sistem içerisinde motor görevi yapar Kalp insanda dakikada 60-80 vuruş arasında değişen bir hızla günde 9000 litre kanı vücuda pompalar Günde yaklaşık 100 bin, yılda 40 milyon, tüm insan hayatı boyunca yaklaşık 2,5 milyar kere, hiç durmadan yaklaşık 8 bin ton kanı vücuda pompalar Normal bir insanda ortalama ağırlığı 250-300 gramdır
Kalp memelilerde 4 odacıklı ve 4 kapakçıklıdır Odacıklar sağ odacıklar ve sol odacıklar olarak 2 ana bölümden oluşurSürüngenlerde ise 3 odacıklıdır( Sağ ve sol atriyum, ve ventrikul )

Sağ bölüm, kanın vücuttan döndüğü odacık olan sağ kulakçık (atriyum) sonra triküsbit kapak adı verilen 3 yaprakçıklı bir kapakçık ile ana odacık olan sağ karıncıktan (ventrikül) oluşur

  • Kan vücutta oksijeni ve besin öğeleri kullanıldıktan sonra vena cava adı verilen 2 adet ana toplardamar ile sağ kulakçığa gelir
  • Sağ kulakçıktan kan yerçekimi ve kulakçık kasılması ile aradaki kapak olan triküsbit kapaktan (3 yaprakçıklı kapak) geçerek sağ karıncığa girer
  • Sağ karıncık ile pulmoner atardamar arasındaki kapağa da pulmoner kapakçık adı verilir Sağ karıncık kanı pulmoner atardamar adını verdiğimiz bir damar yoluyla akciğerlere pompalar
Sol bölüme kan akciğerlerden oksijenden zenginleştirilmiş olarak gelir
  • Sol kulakçığa gelen bu kan yerçekiminin de etkisi ile ve biraz da sol kulakçığın kasılması yardımı ile sonradaki kapak olan mitral (bikuspid) kapak adı verilen 2 yaprakçıklı bir kapaktan sol karıncığa akar
  • Sol karıncık ile aort atardamarı arasında aort kapakçığı denilen 3 yaprakçıklı bir kapak bulunmaktadır Sol karıncıktan temiz kan güçlü kasların kasılması etkisi ile aort atardamarı denilen ana atardamar vasıtasıyla vücuda sunulur
  • Elimizi göğsümüzün sol tarafına götürdüğümüzde kalbimizden gelen sesin nedeni kulakçık ile karıncık arasındaki kapakçıkların açılıp kapanmasıdır
  • Başlıca 4 kalp sesi vardırBunların ilk ikisi hissedilir veya steteskop vasıtasıyla duyulabilirken 3 ve 4 sesler ancak EKG (ECG) cihazında görülebilir 1 kalp sesi atriyo-ventriküler kapakların sesi iken, 2 kalp sesi aorta ve arteria pulmonalis'teki kapakların çıkardığı sestir 1 ve 2 kalp sesi arasındaki süre ventrüküler sistoldür2 kalp sesi ile 1 kalp sesi arasındakü süre ise ventriküler diastol evresidir
İçerik ile ilgili kavramlar [değiştir]


  • Kalp krizi
  • Kalp kası
  • Kalbin görevleri
  • Kalp çarpıntısı
  • Kalp yetmezliği
  • Kalp ritmi bozuklukları
  • Hipertansiyon
  • Angina pektoris
Dolaşım Sistemi - değiştirKan → Aort → Atardamarlar → Arteriyoller → Kılcal damarlar → Venüller → Toplardamarlar → Vena kava → Kalp → Pulmoner atardamar → Akciğer → Pulmoner toplardamarlar → Kalp




Vikipedi, özgür ansiklopedi alıntı
sunum Almira





Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.