![]() |
![]() |
![]() |
#16 |
dehşet
|
![]() İNSAN HAYATININ AMACI OLARAK MUTLULUK VE KAYNAĞI Rasyonel bir ahlakın temel sosyal prensibi şudur: nasıl ki, hayat başlı başına bir amaçsa, yani başka hiç bir amacın aracı değilse; aynı şekilde, her insan, başlı başına bir amaçtır; başkalarının amaçlarının ve refahlarının bir aracı değildir; ve dolayısiyle, insan kendi hatırına yaşamalıdır; ne kendisini başkalarına, ne de başkalarını kendisine feda etmelidir ![]() ![]() İnsanın hayatta kalma meselesi, insan bilincine kendisini psikolojik bir hadise olarak dayatırken, doğrudan doğruya bir "yaşam veya ölüm" sinyali halinde ortaya çıkmaz; bu mesele, insan bilincinde bir "mutluluk veya mutsuzluk" duygusu olarak ortaya çıkar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsan vücudunun zevk-acı mekanizmasını işleten değer standardı, otomatik ve doğuştandır, vücudun tabiatınca belirlenmiştir; mesela çıplak olarak kaynar suya sokulan bir elin, acımamasını sağlamak mümkün değildir ![]() ![]() İnsan hiçbir otomatik bilgiye sahip olmadığından, hiçbir otomatik değere de sahip olamaz; hiçbir fıtri (doğuştan) fikre sahip olmadığından, hiçbir fıtri değer yargısına da sahip olamaz ![]() İnsan bir bilgilenme (öğrenme) mekanizmasına sahip olarak doğduğu gibi, bir duygusal mekanizmaya da sahip olarak doğar; fakat, doğuşta, her ikisi de "tabula rasa"dır; yani, ne öğrenme mekanizması herhangi bir şey bilir, ne de duygusal mekanizması herhangi bir şey duyar ![]() ![]() ![]() İnsan zihninin çalışması otomatik olmadığından, diğer bütün düşünceler gibi, insani değerler de, düşünme eyleminin veya bu eylemi tam yapmamış olmanın sonucudur ![]() ![]() ![]() İnsanın duygusal mekanizması ister istemez çalışır: herhangi bir şeyin, kendisi için iyi mi kötü mü olduğunu hissetme kapasitesinin işleyip işlememesi seçeneğe bağlı değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mutluluk, değerlerine erişen insanın bilincinde doğan bir olumluluk duygusudur ![]() ![]() ![]() ![]() İrrasyonel kaprisler peşinde, ne yaşamak, ne de mutluluk elde etmek mümkündür ![]() ![]() Mutluluk, çelişkisiz bir neşe demektir; cezası ve suçluluk duygusu olmayan, hiçbir değerle çelişmeyen, insanı tahrip etmeyen bir neşe demektir ![]() ![]() ![]() Hayatı sürdürmek ve mutluluğu aramak iki ayrı konu değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fakat, sebep-sonuç ilişkisi tersine çevrilemez ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#17 |
dehşet
|
![]() RASYONEL-EGOİZM VE TOPLUM Bütün hedonist veya altrüist doktrinler, bir ahlaki yamyamlık üzerine kurulmuştur; yani, hedonist veya altrüist, "mutlu olmak için, başka insanlara zarar vermek şarttır" zanneder ![]() Bugün bir çok insan, bu prensibe sorgulanmaz bir gerçek olarak inanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rasyonel bir insan, ahlakının, rasyonel-egoizm olduğunu gururla söylemelidir ![]() a) İnsana-özgü bir hayatı mümkün kılan değerlere sahip olmaktır ![]() b) Tanrılara insan kurban edilen dönemlerin zihniyetinden kurtulup bugüne hala gelememiş; endüstriyel bir toplumun insaniliğini bir türlü keşfedememiş; o an karşısında duran ava hamle yapmaktan başka hiçbir egoizm düşünemeyen irrasyonel vahşilerin arzularınca, duygularınca, içgüdülerince, ihtiyaçlarınca üretilmiş değerleri reddetmektir ![]() c) İnsan kurban ederek insani hiçbir iyilik doğamıyacağını bilmektir ![]() d) Kazanmadığını arzu etmemek, kimseyi kendi çıkarına feda etmemek, kendini kimsenin çıkarına feda etmemektir ![]() e) İster kişisel ister sosyal, ister maddi ister manevi, bütün insani ilişkilerin tek rasyonel prensibi olarak mübadele prensibini kabul etmektir ![]() aa) Başkalarıyla ilişkisi değer mübadelesi şeklinde olan insanların rasyonel çıkarlarının birbiriyle çatışmayacağını bilmektir ![]() bb) Elde ettiği şeyi üretici çalışma ile kazanarak elde etmek; hak edilmeyeni almamak ve vermemektir ![]() cc) Başka insanları, efendi veya köle olarak değil, bağımsız eşitleri olarak görmektir ![]() dd) Başka insanlarla, serbest, gönüllü, şiddetsiz, zorlamasız; bütün tarafların kendi bağımsız yargıları açısından yararlanacağı bir değer takası ilişkisi içinde bulunmaktır ![]() ee) Sadece başardıkları için karşılık istemek; kendi başarısızlığının yükünü, başkalarına yıkmamak; başkasının başarısızlıklarına, kendi hayatını ipotek etmemektir ![]() Manevi alanda, yani insan bilincini ilgilendiren konularda, mübadele aracı farklıdır, ama prensip aynıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Sevmek, değerlendirmektir ![]() ![]() ![]() İnsanların özgür, medeni, barışçı, müreffeh, rasyonel bir toplumda birarada yaşayabilmeleri, sadece rasyonel-egoizm temeli üzerinde, yani adalet temeli üzerinde mümkündür ![]() İnsanın, bir insan toplumunda yaşamasının ona sağlayacağı kişisel bir yarar var mıdır? Evet, sözkonusu olan gerçekten insan bir toplumsa ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Toplumsal yaşamın bu faydaları, öte yandan, ne tür insanların başkalarıyla değişebilecek değerler üretebileceği, ne tür bir toplumda bu tür insanların yaşayabileceği hususunu da belirleyecektir: sadece rasyonel, üretken, bağımsız insanlar, başkalarıyla değişebilecek değer üretebilir; bu tür insanlar, sadece rasyonel, üretken ve özgür bir toplumda yaşayabilir ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#18 |
dehşet
|
![]() 7 BİRKAÇ AHLAK TATBİKATI İnsanların; bir yandan, altrüizm gibi pratiğe geçirilemeyecek bir ahlaktan başkasını bilmeyişi; öte yandan, pratikte bir ahlaka ihtiyacı olduğunu hissetmesi; onları, altrüizm ile yaşamak arasındaki uzlaşmaz çelişkiyi gizleyecek hileler bulma çabalarına sevk etti ![]() ![]() Öte yandan, altrüizmin gerçek yüzü ortaya çıktıkça; altrüizme alternatif doğru bir ahlakın keşfini önlemek içgüdüsüyle davranan altrüist ahlak militanları, altrüizm kadar yanlış başka bazı ahlak teorileri icat edip -birer korkuluk olarak- onlara saldırdılar ![]() ![]() Bu bölümde, hem altrüizmin pratikleştirilmesi çabalarının nafileliği sergilenecek, hem de altrüizme sözde-alternatif korkuluklar teşhir edilip, gerçek alternatifin ne olduğu hakkındaki argümanlar biraz daha derinleştirilecektir |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#19 |
dehşet
|
![]() 2 ![]() ![]() Bir ****** için "n'aapsın zavallı, yaşamak için ona bırakılan tek araç bu!"; bir hırsız için "bugünün dünyasında çalmasın da nasıl doysun?"; bir kan davası katili için "n'aapsın garip, daha iyisini bilmiyor!"; dünyevi veya semavi bir amacı başkalarına zorla kabul ettirmek için onlara silah çeken bir zorba için "o idealisti eleştirmek için, onun davası içinde olmak gerekir!" diyebilen bir insanın, bu yargılarının kaynağı nedir? Eski bir dini hüküm şöyle der: "Yargılama ki, yargılanmayasın!" Bir kültürü ve bir insanın karakterini çözmek ve yozlaştırmak için, böyle bir hükmün hayata geçmesinden daha güçlü bir silah zor bulunur ![]() ![]() a) "Başkaları hakkında ahlaki yargıda bulunmak yanlıştır ![]() b) "İnsan, herşeye karşı ahlaki tolerans içinde olmalıdır ![]() c) "İyilik, iyiyi hiçbir zaman kötüden ayırt etmemekten ibarettir ![]() ![]() ![]() ![]() Öte yandan, ahlaki yargıda bulunmak da büyük bir sorumluluktur ![]() ![]() ![]() Ahlaki yargılamadan kaçış, yani ahlaki korkaklık, iyiye taraf olmaktan ve kötüye muhalif olmaktan korkmak demektir ![]() ![]() Fakat, ahlaki yargılama ile psikolojik teşhis karıştırılmamalıdır: ahlaki yargılama, bir insanın eylemleri, sözleri ve bilinçli kanaatleri üzerinde yapılır; bilinçaltı ile ilgili çıkarsamalardan yola çıkarak yapılmaz |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#20 |
dehşet
|
![]() Gri renk ahlakı Altrüizmi benimsemiş bir insanın her zaman ahlaki olabilmesi mümkün değildir ![]() ![]() Kişiler, eylemler, prensiplerle ilgili söylenen bu sözdeki "siyah veya beyaz," "kötü veya iyi" anl***** gelir ![]() Bu sloganı kabul edenlerin bir kısmı; değerlerin gereksizliğini veya sübjektifliğini savunan, -yani, "iyi ve kötü" diye bir şey olmadığını veya bunun objektif ölçüleri olamayacağını öne süren- tam bir ahlaki nihilizmin savunucularıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Bu slogan bir yandan "siyah veya beyaz yoktur" derken, öte yandan bunların varlığını zımnen kabul ediyor; çünkü, gri, siyah ve beyazın karışımından başka bir şey değildir ![]() Nasıl ki, bir insanın, epistemolojik olarak, "gri" diye bir şeyi tefrik edebilmesi için, önce "siyah" ve "beyaz"ın ne olduğunu bilmesi gerekirse; aynı şekilde, ahlaki alanda da, bir karma kötü-iyiden önce, neyin kötü ve neyin iyi olduğunu bilmesi gerekir ![]() ![]() ![]() Eğer bir ahlak sisteminin pratiğe geçirilmesi imkansızsa; yapılacak şey: o ahlak sisteminin kurbanlarını "gri" olarak mazur göstermek yerine, o ahlak sisteminin, "siyah" olarak mahkum edilmesidir ![]() ![]() ![]() ![]() Eğer karmaşık bir ahlaki meselede; bir insan, neyin doğru olduğunu tayin etmek için bütün gayreti gösterir ve yine de yanılırsa; o insan, "gri" olarak nitelenemez; ahlaken "beyaz"dır ![]() ![]() ![]() "Siyah veya beyaz yoktur; sadece gri vardır" sözü, başka bir klişenin değişik kelimelerle tekrarı gibi öne sürülür: "Bu dünyada kimse mükemmel değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Siyah veya beyaz yoktur; sadece gri vardır"ı savunan bir insana verilecek cevap, "Kendi adınıza konuşuyor olmalısınız; ben sadece beyaz olmak için çalışıyorum!" olmalıdır ![]() ![]() Ahlakta "gri" yoktur ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#21 |
dehşet
|
![]() Ya-kendini-ya-başkasını-feda ahlakı olarak altrüizm Altrüizmin (kendini-feda ahlakının) benimsenmiş olmasının psikolojik sonuçlarından birisi; ahlak meselesine, insanın normal hayat şartlarının değil, olağanüstü şartların belirlediği bir bağlamda yaklaşılmasıdır ![]() ![]() Böyle bir yaklaşım, altrüizmin kurbanlarının karakter yapısını ele vermektedir: a) Kendine-saygı-ve-güvenden yoksundurlar; çünkü, değerler alanında ilk meseleleri, hayatlarını nasıl inşa edecekleri değil, onu nasıl feda edecekleridir ![]() b) Başkalarına saygıdan yoksundurlar; çünkü, insanlığı, sefalete mahkum, sürekli yardım bekleyeyen, dilenen bir zavallılar sürüsü olarak görmektedirler ![]() c) Realiteyi bir kabus olarak görmektedirler; çünkü, insanlığı, felaketlerin sürekli ve temel bir konu olacağı, bedhah bir evrene hapsolmuş zannetmektedirler ![]() d) Ahlaka karşı müthiş bir kayıtsızlık içindedirler; çünkü, soruları, kendi hayatlarının aktüel problemleriyle hiç ilgisiz, belki ömürleri boyunca hiç karşılaşmayacakları durumlarla ilgilidir; yani, normal hayatlarına rehber olacak bir ahlak sistemi yerine, sadece istisnai hallerde rehber olacak davranış kurallarıyla ilgilenmektirler ![]() Başkalarına yardımı merkezi ve temel bir ahlak konusu yapan altrüizm, insanlar arasında gerçek iyilikseverliği ve dostluğu yok eder ![]() ![]() Ortaya çıkan bu ya-kendini-ya-başkasını-feda ikileminin öbür yüzünü seçenler, altrüizmin gayrı-insanileştirici etkisinin nihai ürünleri olan psikopatlardır ![]() ![]() Çoğu insan, bu altrüist ikilemin iki yüzünü de kabul etmez ![]() ![]() İnsan, kurbanlık hayvan değildir: kendisini başkalarına feda etmesi, ahlaki bir görev veya erdem değildir ![]() ![]() "Feda," bir değeri, ondan daha az olan bir değer karşılığında veya karşılığında hiçbir değer elde etmeden teslim etmektir ![]() ![]() ![]() ![]() Bir insanın sevdikleri için yaptıkları, -bu yapılanlar, kendi değerler hiyerarşisi içinde kişisel (rasyonel) bir önem taşıyorsa- feda teşkil etmez ![]() ![]() ![]() ![]() Boğulmak üzere olan insan konusuna gelince ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir insanın sevdiklerine yardım için yaptıkları, "benliksizlik" (egosuzluk) veya "fedakarlık" değildir, bütünlüktür ![]() ![]() Rasyonel bir insanın, yabancılara yaklaşımını belirleyen şey ise, onların sahip olduğu insani potansiyele saygıdır; ta ki, o yabancı tersine davransın ![]() ![]() ![]() Unutulmaması gereken şey şudur: insanlar normal olarak batmak üzere olan gemilerde yaşamazlar veya boğulmakta olan insanlara sık sık raslamazlar; dolayısiyle, bu tür dünyalar üzerinde kurulu ahlak sistemleri yanlıştır; normal bir yaşamı, insani mutluluğu merkez alan rasyonel bir ahlak; olağanüstülüklerdeki rehberliği de yapabilecek olan tek ahlaktır ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#22 |
dehşet
|
![]() Ahlak ve Taviz Bir uzlaşma, karşılıklı tavizler vererek, çatışan taleplerde yapılan bir ayarlamadır ![]() ![]() ![]() Sadece, böyle bir prensibin hayata geçirilmesindeki somutluklar veya spesifikler üzerinde bir taviz söz konusu olabilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir hırsızla, mal sahibi arasında hiçbir uzlaşma mümkün değildir: iflah olmayacak bir hırsıza, bir gümüş kaşık vererek, bir daha kendisinden mal çalmamasını istemek bir uzlaşma değil, ona teslim olmaktır ![]() ![]() Özgürlük ve Devlet kontrolu arasında da hiçbir uzlaşma olamaz; "sadece bir kaç kontrol"un ihdas edilmesi, vazgeçilmez birey haklarının teslimi ve onun yerine Devlet'in sınırsız, keyfi iktidarının geçirilmesi demektir ki; özgür insanların köleliğe doğru tedrici yürüyüşü böyle başlar ![]() Temel prensiplerden hiçbir taviz verilemez ![]() Bugün bir çok insan, taviz ve uzlaşmadan bahsettiğinde kast edilen şey, genellikle, meşru bir alışveriş olmayıp, birisinin prensiplerine ihanetidir; prensiplerini, yersiz, irrasyonel bir talebe teslim etmesidir ![]() ![]() a) "Bir arzu veya kapris indirgenmez bir ahlak birincilidir ![]() b) "Her insan, ifade edeceği bir arzusunun gerçekleşmesi hakkına sahiptir ![]() c) "Bütün arzular, eşit ahlaki geçerliğe sahiptir ![]() d) "Başkalarıyla geçinmenin tek yolu, herkesle uzlaşmak, kendinden istenen herhangi bir şeyi teslim etmektir ![]() Böyle bir doktrinden kimin yararlanıp, kimin zarar göreceği açıktır ![]() ![]() "Taviz" konusunda bir çok insan, temel bir prensip ile spesifik bir arzu arasındaki farkı gözden kaçırır ![]() ![]() ![]() Ahlaki prensiplerden hiçbir taviz verilemez ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#23 |
dehşet
|
![]() Bireycilik ve Sahteleri Bireycilik, hem ahlaki-politik, hem de ahlaki-psikolojik bir kavramdır ![]() ![]() ![]() İnsan hayatını değer standartı olarak kabul eden rasyonel bir ahlak isbatlamıştır ki: insanın, insan olarak, rasyonel bir varlık olarak hayatta var kalabilmesi için, -psikolojik ve politik anlamda- bireycilik, objektif bir ihtiyaçtır ![]() Rasyonel anlamındaki bu gerçek bireycilik yerine, sık sık, "başkalarının haklarına riayet etmemek; arzulanan herşeyi yapmak" anlamı atfedilen bir sahte bireycilik anlayışı ortaya atılır ![]() ![]() ![]() Rasyonel bir bireyciliği, sahtelerinden ayırt etmek için bazı hususları hatırlatmak yararlı olacaktır: a) Rasyonel bireycilik, insanın insan olarak hayatta kalabilmesinin zorunlu kıldığı objektif bir ahlaktan kaynaklanır ![]() ![]() ![]() ![]() b) Rasyonel bireycilik, sadece insanın kollektif için yaşamasını reddetmekten ibaret değildir ![]() ![]() c) Rasyonel bireyci, kendi zihni hükümranlığı ile yaşar ve bağımsız düşünce ile sübjektif bir duygu arasındaki farkı bilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() d) İsyankarlık ve gayrı-konvansiyonel oluş da, başlı başına, bireyciliğin bir kanıtı değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() e) Kabileciliğe karşı oluş, bireyciliğin tabii bir sonucudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#24 |
dehşet
|
![]() GENEL OLARAK AHLAK NEDİR? Prof ![]() ![]() ![]() ![]() “Biz: Ey Adem! Sen ve eşin (Havva) beraberce cennete yerleşin; orada kolaylıkla istediğiniz zaman her yerde cennet meyvelerinden yeyin; sadece şu ağaca yaklaşmayın ![]() ![]() Kur’an-ı Kerim Bakara:35 “Bir gün ormanda bir ses işittik ![]() ![]() Adem, bu sesi daha önce de işittiğini ancak, sesin nereden geldiğini farkedemediğini söyledi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “İyi ve kötü mü? “Evet ![]() “O ne demek?” “Ne ne demek? “İyi ne demek? “Bilmiyorum ![]() “Peki, o zaman kötü ne demek?” “Bir şeyin adı olduğunu sanıyorum, fakat ne olduğunu bilmiyorum ![]() “Fakat Adem, onun ne olduğunu sen bilmelisin ![]() Benim neden bilmem gerekiyor?” Onu hiç görmedim ki, ben görmediğim şeyin nasıl olacağını nasıl bilebilirim ki?” Mark Twain[1] Tüm insan neslinin babası ve anası olarak kabul edilen Adem ve Havva’nın ilk defa “iyi” ve “kötü” ile nasıl karşılaştıklarını anlatan yukarıdaki sözler bugün bizim “ahlak” olarak adlandırdığımız konuları çok sade olarak ortaya koymaktadır ![]() Ahlak, insan ilişkilerinde “iyi” ya da “doğru” veyahut “kötü” ya da “yanlış” olarak adlandırdığımız değer yargılarını ifade eder ![]() “Ahlak ilmi faziletler ve reziletler ilmidir ki, nefsi faziletlerle süsleme ve reziletlerden koruma yollarını gösterir ![]() Gerçekten de, Katip Çelebi’nin tanımı ahlak kavramını çok güzel bir şekilde ortaya koymaktadır ![]() Ahlak, kelimesinin etimolojik açıdan kökeninin Arapça “hulk” ; Yunanca “ethos” ve Latince “mos” kelimelerine dayandığı bilinmektedir ![]() ![]() ![]() İngilizce’de ahlak kelimesinin karşılığı olarak kullanılan “ahlak” (ethics) kelimesinin kökeni ise Yunanca “ethos” dan gelmektedir ![]() ![]() Ahlak, bir sosyal bilim dalı olarak toplum içerisinde oluşmuş örf ve adetlerin, değer yargılarının, normların ve kuralların oluşturduğu sistem bütününü inceler ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#25 |
dehşet
|
![]() Ahlak bilimi içerisinde incelenen başlıca konular ise şunladır: · İyi ve kötünün ayırdedilmesi, · Doğru ve yanlışın belirlenmesi, · İnsanın yapması gereken ya da insanlardan yapılması beklenen davranış ve eylemlerin tespit edilmesi, · İnsanların yapmaması gereken ya da insanlardan yapılmaması istenen davranış ve eylemlerin tespit edilmesi, Ahlak bilimi özetle, ahlak kurallarını ele alan bir disiplindir ![]() · Ahlak kuralları, belirli bir kişi, grup ya da toplum için geçerli olan değer yargılarıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() · Ahlak kuralları, belirli bir yerde geçerli olan değer yargılarıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() · Ahlak kuralları, belirli bir zamanda geçerli olan değer yargılarıdır ![]() ![]() Ahlak insanlararası ilişkilerde nasıl davranılması (ya da nasıl davranılmaması) gerektiğini gösteren kendiliğinden oluşmuş (spontan) ve hazır bir değer yargıları sistemidir ![]() ![]() Bu açıklamalarımız çerçevesinde ahlak kavramını daha bilimsel olarak şu şekilde tanımlamamız mümkündür ![]() ![]() Yukarıdaki tanım bazı açılardan eleştirilebilir ve doğru bulunmayabilir ![]() ![]() AHLÂK TÜRLERİ Ahlak insanlararası ilişkilerde uyulması beklenilen kuralları ve yapılması gereken görevleri belirtir ![]() ![]() ![]() ![]() Birey ahlakı dışında bir de “aile ahlakı”ndan sözetmek gerekir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Birey ve aile dışında tüm toplum üyelerinin değer yargıları, davranış kuralları, örf ve adetleri ise “toplum ahlakı”nı oluşturur ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#26 |
dehşet
|
![]() AHLÂKIN BOYUTLARI Yukarıdaki açıklamalarımızda birey, aile ve toplum ahlakı olmak üzere üç ahlak türünü ele almış bulunuyoruz ![]() ![]() ![]() Ekonomik ahlak kavramı, ekonomik birimlerin davranış ve eylemlerinin belirli kurallara bağlı olması anl***** gelir ![]() ![]() ![]() · Üretici ahlakı ![]() ![]() · Tüketici ahlakı ![]() ![]() ![]() ![]() · Organizasyon ahlakı ![]() ![]() ![]() · Liderlik ve yönetim ahlakı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() · İşçi ahlakı ![]() ![]() ![]() Buraya kadar ekonomik ahlak kavramını açıklamış bulunuyoruz ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#27 |
dehşet
|
![]() Bir diğer ahlak boyutu olarak “siyasal ahlak”dan sözedebiliriz ![]() ![]() ![]() ![]() · Hükümet ahlakı ![]() · Bürokrasi ahlakı, · Çıkar ve baskı grupları ahlakı, · Seçmen ahlakı, · Siyasetçi ahlakı vs ![]() Son olarak bir diğer ahlak boyutu olarak “ekolojik ahlak”ı kısaca açıklamaya çalışalım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kaynak: C ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#28 |
dehşet
|
![]() AHLÂK FELSEFESİ Ahlak felsefesi (moral philosophy), insan yaşamının ahlaki boyutu ile ilgilenen bilim ve felsefe disiplinidir ![]() ![]() Ahlak felsefesi ile ahlak arasındaki farklılığı açıklamakta yarar vardır ![]() ![]() ![]() Ahlak felsefesi kendi içerisinde çeşitli açılardan sınıflandırılabilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahlak kuralları “evrensellik” açısından da “objektif ahlak” ve “subjektif ahlak” olmak üzere ikiye ayrılır ![]() ![]() ![]() Ahlak felsefesinde yapılan bir diğer sınıflama ise “mutluluk ahlakı” (eudaimonism) ve “ödev ve sorumluluk ahlakı”dır ![]() ![]() ![]() ![]() Ahlak felsefesi alanında yapılan diğer bir sınıflama ise “dinsel ahlak” ve “laik ahlak” şeklindedir ![]() ![]() ![]() ![]() Din ve ahlak konusu birlikte ele alınarak yapılan bir sınıflama daha bulunmaktadır ![]() ![]() ![]() Önemle belirtelim ki, ahlak, filozoflar tarafından geliştirilmiş ya da keşfedilmiş normlar değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahlak felsefesinin gelişimi incelendiğinde neyin “iyi” ya da “doğru” ve neyin “kötü” ya da “yanlış” olduğunun zaman ve mekan itibariyle sürekli olarak değişime uğradığı görülür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Demokritos’un mutluluk ahlakı anlayışı, Kirene Okulu’nun kurucusu Aristippos (İ ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ortaçağda Hiristiyan ve İslam dini de eudaimonist karakterdedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mutluluk ahlakının dışında ahlakı başka açıdan ele alan bir diğer öğreti de “ödev ahlakı” dır ![]() ![]() ![]() ![]() “Aynı zamanda genel bir yasa olmasını isteyebileceğin bir maxime göre hareket et ![]() Bu ilke, neyi yapmamız gerektiğini değil “neyi istememiz” gerektiğinin önem taşıdığını belirtmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() Eski Antik Çağ Yunan düşüncesinden günümüze değin ahlak öğretilerinin bazıları aşağıda yeralmıştır ![]() ![]() Kaynak: C ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#29 |
dehşet
|
![]() HUKUK ve AHLÂK “iyi ahlak için iyi yasalar gereklidir ![]() ![]() Niccolo Machiavelli Hukuk ve ahlak arasındaki benzerlik ve yakın ilişkiden önce ikisi arasındaki farklılığı ortaya koymak gereklidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hukuk insanların gerek birbirleri ve gerekse devletle olan ilişkilerinde uyulması gereken kuralları belirler ve bunları yaptırıma bağlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahlak ve hukuk arasındaki benzerlik ve farklılıkları da kısaca ele almakta yarar bulunmaktadır ![]() ![]() · Hukuk kuralları, insanların davranış ve eylemlerini düzenler ve bazı sınırlamalar getirir ![]() ![]() ![]() · Hukuk kuralları yazılıdır ![]() ![]() ![]() ![]() · Hukuk kuralları “dışa yönelik”tir ![]() ![]() ![]() ![]() · Hukuk kuralları devlet tarafından oluşturulur ![]() ![]() ![]() ![]() · Hukuk, “resmi ahlak kuralları”dır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kaynak: R ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kaynak: C ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#30 |
dehşet
|
![]() DİN ve AHLÂK Ahlak, bütün insan ilişkilerinde “iyi” (kötü) ve “doğru” (yanlış) değer yargılarının oluşturduğu bir sistem bütünüdür ![]() ![]() Ahlak kuralları dinden bağımsız şekilde kendiliğinden oluşabilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu çerçevede belirtilmesi gereken bir kavram da “muaşeret” tir ![]() ![]() ![]() ![]() Ahlak ve din arasında yakın benzerlikler olmasına karşın çatışmalar da sözkonusudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Öte yandan din dışında karşımıza çıkan bir kavram da ”vicdan”dır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Önemle belirtelim ki, başlıca tüm dinlerde ahlak konusu çok geniş biçimde ele alınmıştır ![]() ![]() ![]() Kuran’da birey ve aile ahlakına ilişkin sayısız ayet bulunmaktadır ![]() ![]() İş ve ticaret ahlakı konusunda da Kuran’ın bir çok suresinde açıklamalar yeralmaktadır ![]() “Ölçtüğünüz zaman tastamam ölçün ve doğru terazi ile tartın ![]() ![]() İslam dini aynı zamanda çalışma ahlakı konusunda da önemli bazı hükümler buyurmaktadır ![]() “Bilsin ki insan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur ![]() ![]() Sadece islam dininde değil, diğer dinler içerisinde de ahlak konusu son derece önem taşımaktadır ![]() ![]() [1] Bu konuda çok daha geniş bilgileri için bkz: Ali Özek ve diğerleri, Kur’an-ı Kerim ve Açıklamalı Meali, Ankara: Türk Diyanet Vakfı, Yayını, 1998; M ![]() ![]() Kaynak: C ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|