|  | Zeus ve Aşkları |  | 
|  12-21-2009 | #1 | 
| 
Şengül Şirin   |   Zeus ve AşklarıZEUS VE AŞKLARI -4 ( ANTIOPE , SEMELE , GANYMEDES ) (MİTOLOJİK Hikaye ZEUS - ANTIOPE (Zethos, Amphion) Efsaneye göre ZEUS Nykteus'un kızı ANTIOPE'yi baştan çıkarmak için bir gün keçi ayaklı Satyros şekline bürünerek Olympos'tan aşağı inmiş  ANTIOPE o sırada yüksek ağaçların gölgesinde uyuyormuş  Baş tanrı uyurken bu kızın yanına uzanmış ve onunla birlikte olmuş  O günden itibaren ANTIOPE karnında iki çocuğun kıpırdandığını hissetmeye başlamış  Fakat kızın babası, kızının kimden hamile kaldığını bilmediğinden kızına çok kötü davranıyordu  Bu duruma dayanamayan ANTIOPE bir gün baba evinden kaçarak Sykion'a sığındı  Sykion kralı Epopeus bu kaçkın prensese aşık olarak onunla hemen evlendi  Bunu duyan ANTIOPE 'nin babası üzüntüden kendisini öldürdü  Ama ölmeden önce kardeşi Lykos'un ANTIOPE ile kocası Epopeus'tan intikam almasını istedi  Bunun üzerine Lykos hiç vakit kaybetmeden Sykon'a yürüdü ve kral Epopeus'u öldürdü  ANTIOPE 'yi esir alarak zincire vurdurdu  ANTIOPE iki çocuğunu yolda doğurdu ve onları terk etmek zorunda kaldı  Birinin adı Zethos diğerinin adı Amphion olan bu çocukları çobanlar bulup büyüttüler  Sonra bu iki kardeş Boiotia'ya kral olup Thebai şehrini kurdular  Sykion şehrine götürülen ANTIOPE ise orada kraliçe Dirke'nin işkencelerine maruz kalıyor, bileklerinde kelepçelerle sefil bir hayat sürüyordu  Derken bir gün bir mucize eseri bileklerindeki zincirler kendiliğinden açıldı  ANTIOPE böylece esir hayatından kurtulup Kitheron şehrine çocuklarını bulmaya gitti  Çocuklar annelerinin başından geçenleri öğrenince hemen harekete geçip Dirke'yi yakaladılar ve onu vahşice öldürüp parçalanmış cesedini bir kaynağa attılar  O günden sonra bu kaynağın adı Dirke Kaynağı oldu  Usta bir müzisyen olan Amphion, lir çalarak büyülediği ağır taşlarla Thebai'nin çevresindeki suru ördü  Zethos, savaşçılığıyla ün saldı ve Thebai'nin adını aldığı Thebe'yle evlendi  Amphion, Niobe’nin kocasıdır  Niobe, on iki çocuk doğurduğu için iki tanrının annesi olan leto'yu aşağılamıştır  Tanrılar, anneleri leto'nun intikamını almak üzere, altı oğlunu Apollon altın oklarıyla, altı kızını da Artemis gümüş oklarıyla vurarak öldürmüşlerdir  Kadıncağız günlerce ağlamış, inlemiş, saçını başını yolmuş, sonunda da acısından taş olmuştur  (Ya da tanrılar acıyıp taşa dönüştürmüşlerdir) Manisa'da, bir tarafı sürekli ıslak olan taşın bu talihsiz kadın olduğu söylenir  Yakından sıradan bir kaya gibi görünse de, uzaktan bakınca boynu bükük bir kadına benzemektedir  Göz alıcı cazibesiyle ANTIOPE Yüreğine yangın olur düşer ZEUS’un Bulutların üstünde yürürken delice Şimşek gibi çakan bir düşünce İndirir ZEUS’u tanrılık tahtından Ayinlerin ağır başlı Sytrosu Tanrı ZEUS’un yüzünde ışıldar Fırat’ın kenarında hayallere dalan Güzeller güzeli ANTIOPE irkilir Hisseder yüreğinde aşkın nefesini Tatlı bir melodi gibi çağlayan Fırat’ın kollarına atar kendini Vücudu sırılsıklam ihtiras kokar Dayanamaz ZEUS ıslak ten heyecanına Sarılır büyük bir tutkuyla Tatlı su kokan tenine ANTIOPE’un Yakamozları göz kırparken Fırat’ın Ay çekilir bulutların arasına Yeni gün doğar aşıkların gözlerinde ZEUS’tan hatıra taşıyan ANTIOPE Bırakır kendini serin suların derinliğine Zaman Fırat gibi akan bir su Durdurulamaz bir küheylan gibi azgın Tanrılığını hatırlayan ZEUS Çekilir sessizce göklere yine ANTIOPE’nin kederli yüzünde iki ben İhanet tanrısı ZEUS’tan yadigar Tanrıçada olsa yine kadın mahkum Sadakatsizliğin yarattığı cehennemde ANTIOPE gözyaşlarıyla doğrulur Tanrı ZEUS’a inat yaşar hem de Serin nefesinde Fırat’ın Ölümsüzleşir sonra Zeugma efsanesinde Gökkuşağını bir gül gibi ellerinde taşıyan Sikyon Kralı Epopeus’un yüreğinde dirilir ZEUS – SEMELE (DİONYSOS) SEMELE, ZEUS'un aşık olduğu kadınların en talihsizidir  Tanrı ZEUS, SEMELE 'ye öylesine tutulur ki onun her isteğini yerine getireceğine kutsal ırmak Styks üstüne yemin eder  ZEUS ile Thebia kralı Kadmos ile Harmonia'nın kızı ölümlü SEMELE birleşmesinden oğulları DİONYSOS (Bacchus ) doğar  Hera, ZEUS’u SEMELE’den kıskanır ve yaşlı bir kadın kılığına girerek DİONYSOS’un annesini kandırır  SEMELE ona kanarak ZEUS’tan tüm ihtişamı ile ona görünmesini ister  ZEUS onu kıramaz ve yıldırımlardan korkan SEMELE yedi aylık DİONYSOS’u düşürür  ZEUS SEMELE’nin düşürdüğü ve sık yapraklı bir sarmaşığın yanmaktan koruduğu DİONYSOS’u baldırına kancalarla yerleştirir ve zamanı geldiğinde onu ikinci bir doğumla meydana getirir  Böylece DİONYSOS iki kez doğmuş olur  ZEUS, DİONYSOS’u doğunca Hermes'e vermiştir  Hermes küçük DİONYSOS'u büyütmeleri için Orkhomenos Kralı Anthamas ile SEMELE'nin kız kardeşi olan ikinci karısı Ino'ya vermiştir  Hermes bebek DİONYSOS'un, Hera'nın hışmına uğramaması için kız giysileri giydirilmesini söylemiştir  Ne var ki Hera bu oyuna gelmemiş ve Ino ve Anthamas'ı delirtmiştir  Daha sonra Hermes, DİONYSOS'u Nysa vadisindeki Nymphelere bakmaları için götürmüştür  Hera'nın zarar vermesini engellemek için ZEUS, DİONYSOS'u bir oğlağa dönüştürmüştür  Bu olay DİONYSOS'un ritüel sıfatı olan "oğlak" sıfatını açıklamakta ve Nysa adıyla da, DİONYSOS adının yaklaşık bir etimolojisini vermektedir  DİONYSOS gençlik çağına geldiğinde mağaradaki üzümleri kullanarak şarap yapma sanatını bulur  Şarabın ve esrikliğin tanrısı olarak kabul edilir  DİONYSOS, şarap ve bağbozumu tanrısı olmasının yanı sıra, tiyatroyu, gizemi ve kehaneti, coşkuyu, deliliği, ve bereket tanrısı Demeter'le beraber verimliliği de simgeler  SEMELE’den olan DİONYSOS Nietzche gibi filozofların feyz aldığı tanrı birçok efsaneye ve dini inanışa da adını verir  Kral Midasın dokunduğu her şeyin altına çevrilmesini sağlayan tanrıdır  şöyle ki: DİONYSOS’un bir arkadaşı şaraptan bir çeşme başında sızıp kalınca  köylüler onu krallarına götürmüşler  Midas onun DİONYSOS’un arkadaşı olduğunu anlayıp mükemmel bir ev sahipliği yapmış  Sonra DİONYSOS "dile benden ne dilersen" diyince de, "dokunduğum her şey altın olsun" demiş  Başta mutluluk içinde dokunduklarını altın ederken acıkınca hiç bir şey yiyemediğini fark etmiş ve tanrıya yalvarmış   DİONYSOS ona Pactolos denen bir çayda yıkanmasını, böylece düzeleceğini söylemiş   Midas, Paktolos Irmağında yıkanır, dileğinden kurtulur, ırmağın kumları altın olur  Irmağın kıyısında yer alan SARDES kenti, ırmaktan topladığı altınla zengin olur  Dünyada ki ilk parayı basarlar  "Karun gibi zengin" sözü  SARDES Kralı Kraisos için söylenmiştir  ZEUS - GANYMEDES Baş tanrı ZEUS sadece kadınların güzelliğine değil güzel olan her şeye hayrandı, hatta delikanlılara bile gönlünü kolayca kaptırıyordu  ZEUS bir gün GANYMEDES adında çok güzel bir delikanlıyla karşılaştı  Öylesine güzel öylesine çekici bir gençti ki ZEUS kendini bu delikanlının cazibesine kapılmaktan alıkoyamadı  Ve onu sonsuza dek yanında tutmak için beraberinde Olympos'a götürmeye karar verdi  Bir gün GANYMEDES İda dağlarının yamaçlarında sürüsünü otlatırken ZEUS bir kartal şekline girerek Olympos'tan aşağıya indi ve GANYMEDES 'i omuzlarından yakaladığı gibi tanrılar dağına götürdü  Genç çobanı Ambrossia ile besleyip güzel yüzünü ve gençliğini sonsuza kadar muhafaza etmesini sağladı  " Erikththonios'dan Tros doğdu, Troya'lıların kralı   Kusursuz üç oğlu oldu Tros'un da: İlos, Assarakos, tanrılara denk GANYMEDES   En güzeliydi GANYMEDES ölümlü insanların, tanrılar kaçırdı onu Olympos'a ZEUS'a şarap sunan olsun diye,dediler güzelliğiyle yaşasın tanrılar arasında  " İlyada İda dağının yamaçlarında sürüleri otlatıyordu Tros'un oğlu GANYMEDES… ZEUS gördü onu     ya kendi girdi kartal biçimine ya da yolladı kuşunu o yana Kartal pençeleri arasına alıp kaldırdı oğlanı    Taşıdı ZEUS diyarı Olympos'a    Ölümlülerin en güzeli Dardanos soyundan bu çocuk için babası Tros'a ölmez atlar verdi Kronosoğlu    kullandı Hebe yerine GANYMEDES 'i tanrılar sofrasında şarap sunsun diye     Ancak ZEUS 'u bir sürpriz beklemekteydi    birgün yine bir şenlik ertesi GANYMEDES 'in sunduğu şarapla sarhoştu Bulut devşiren çekilmişlerdi GANYMEDES 'le dinlenmeye o sırada çaldı elinden ateşi Prometheus, Olympos'un hakiminin     ve Promete taşıdı ateşi insanlara       PROMETHEUS (önceden gören) İlk insanı yaratmıştır  Titan İapetos ve deniz perisi Asie’nin oğludur  İnsanlara ateşi verdiği için ZEUS tarafından cezalandırılmış ve Kafkas dağlarında bir kayada zincire vurulmuştur  Her gün kartal tarafından karaciğerleri delinerek işkence edilirmiş  Gece karaciğerleri yeniden iyileşir ve güneşin doğuşuyla işkence devam edermiş  Bir rivayete göre Prometheus Herakles tarafından kurtarılmıştır  Başka bir rivayette ise onu kurtaranın ZEUS olduğu söylenmektedir   
				__________________  Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
|   | 
|  | 
|  | Cevap : Zeus ve Aşkları |  | 
|  12-22-2009 | #2 | 
| 
Şengül Şirin   |   Cevap : Zeus ve AşklarıZEUS VE AŞKLARI -3 ( LEDA , MAİA , LETO ) (MİTOLOJİK HİKAYELER) ZEUS - LEDA (Helena, Polydeukes) LEDA, Etolia kralı Thestios’un kızı ve Sparta kralı Tyndaros’un karısıdır  LEDA'ya aşık olan ZEUS kadına bir kuğu şeklinde yanaşmış ve onunla birlikte olmuştur  LEDA aynı gece kocası Tyndaros'la da yatmıştır  LEDA daha sonra iki yumurtlayarak doğum yapmıştır ve her bir yumurtadan iki çocuk çıktı,Yumurtaların ilkinde çocuklardan Helena ile Polydeukes ZEUS'un çocukları, diğerinden Kastor'la Klytaimestra Tyndaros'un çocukları vardı   ZEUS'un oğlu ile Tyndaros'un oğlu birbirinden hiç ayrılmamış, kardeşlik ve dostluğun simgesi olmuşlardır  Dioskur'lar (Kelime anlamı "Zeus'un delikanlıları" dır  ) pek çok efsanede omuz omuza çarpışan kahramanlar olarak geçer  Ancak daha önce başlarına gelen talihsiz bir oyunda öldükleri için Troya Savaşı'na katılamamışlardır  Avrupalı ressamlara sık sık konu olan bu trajik olay şöyledir; Dioskurlar, Likyalı kahraman Leukippos'un iki kızına aşık olup, kızları (Phoibe ve Hilaria) kaçırırlar  Ancak kızların nişanlıları (aynı zamanda amca oğulları) peşlerine düşerler  Çıkan kavgada Kastor ölür, ölümsüz olan ZEUS'un oğlu Polydeukes ise kurtulur   Tanrı ZEUS birbirini seven bu iki kardeşi ayırmamak için onları gökyüzüne, yıldızların arasına yerleştirir  Dioskurlar aynı zamanda ikizler burcunun temsilcisidir  Onlar, fırtınaya kapılan tekneleri kurtaran, denizcilerin yardımına koşup onları salimen karaya ulaştıran tanrılar olarak bilinirler  Kastor ve Polydeukes, Yunan mitolojisine göre, gemiciler kendilerinden yardım istediklerinde iki yıldız olup gökyüzünde belirirlerdi: Cevza burcunun iki yıldızı    Gemiciler de onları izleyerek yollarını bulurdu, biri sabah diğeri akşam yol gösterir engin denizlerde gezenlere  Şafak yıldızı ve kutup yıldızı  O dönemde dünyanın en güzel kadını, ZEUS ile Leda’nın kızları Helena’ydı  Sparta Kralı Menelaos'un karısıdır  Helana, Akha’larla Troya’lıları karşı karşıya getiren on yıl sürecek olan acı bir savaşın baş kahramanıdır  Troya savaşı Helen yüzünden çıkmıştır  Troya kralı Priamos'un oğlu Paris, Afrodit'in yardımıyla Sparta'ya gider, Helen'i kaçırır, prensi olduğu Troya şehrine geri döner  Bunun üzerine hakarete uğramış Menelaos, Akha ordularını toplayarak Troya'ya savaş açar  Savaşı kazana Menelaos güzel Helen'i affeder ve birlikte Sparta'ya döner, mutlu bir yaşam sürerler  Sparta'lılara göre Helen bir Tanrıçaydı  ZEUS – MAİA (HERMES) Rüzgar Tanrısı Hermes (Mercurius), ZEUS ile Titanlar soyundan gelen yağmur perisi MAİA'nın oğludur  Bir başka adı Argiphontes'tir   Doğduğu günün akşamı kundağını çözüp beşiğinden çıkar  Mağaranın önündeki kaplumbağayı öldürüp içini boşaltarak yedi tel takar ve bir kithara haline getirir  Sonra Apollon'un sürüsünden 50 inek çalarak onları bir mağaraya saklar  Gerçeği öğrenen Apollon, Hermes'in mağarasına gelir, orada beşiğinde uyuyan Hermes inekleri çaldığını inkar eder  Bunun üzerine ZEUS'un yargıçlığına başvurulur  ZEUS'un kararı Hermes'in inekleri Apollon'a geri vermesidir  Ancak mağarada kitharayı gören Apollon sazı alıp karşılığında inekleri vermeyi kabul eder  Hermes bundan sonra Pan kavalını içat eder  Apollon Syrinks denilen bu kavalı da ister ve karşılığında kerykaion denilen sihirli altın değneğini verir  Hermes bu değnekle habercilerin ve hırsızların tanrısı olur  ZEUS da çocuklarının arasında en akıllısı ve kurnazı olan Hermes'i kendisine haberci olarak seçmiştir  Apollon’un ölümsüzler arasında en sevdiği tanrı rüzgar tanrısı olan Hermes idi  Hermes, ZEUS'un buyruklarını ölümlülere ve tanrılara iletir  Hermes Olymposlu diğer tanrılar arasında da haberleşmeyi sağlar  Haberci tanrı Hermes efsanelerde daima kanatlı ayakkabıları ve başlığıyla anılır  Hermes Yunan tanrıları içinde en renkli kişiliklerden biridir, tanrı olarak nitelikleri çok fazladır  1  Sürülerin tanrısıdır  Arkaik dönem Yunan sanatında çoğu kez omuzlarında bir koçla tasvir edilir  Odysseus'un karısı Penelope ile Arkadia dağlarında birleşmelerinden çobanların tanrısı Pan doğmuştur  2  Hile ve hırsızların tanrısıdır  Bu konudaki öykü, Hermes'e ait efsanelerin en ilginçlerinden biridir  Hermes doğduğu gün olağanüstü işlere girişmiş ve aklı va yetenekleriyle tanrıların hepsinden daha üstün ve kurnaz olduğunu kanıtlamıştır: 3  Güzel ve inandırıcı konuşur  Bu özelliğiyle hatiplerin tanrısıdır  4  Hermes yolları, yolcuları, tüccarları ve ticareti korur  Yollara dikilen Herme denilen heykelleri, İlkçağın kilometre taşlarıdır  Bunlar bir tanrı büstü ve fallos simgesini taşıyan yuvarlak veya dörtgen kaidelerdir  5  Hermes yeraltı ile yerüstü arasında habercilik yapar, ölenlerin ruhunu yeraltı ülkesine, Hades'e götürür  6  ZEUS'un gönderdiği uykuyu ve rüyaları insanlara iletmek onun görevidir  Bunu Apollon'un kendisine verdiği değnekle yapar  Hermes'in pek çok önemli efsanede rolü vardır  Homeros'un destanlarında ZEUS'un habercisidir  Üç güzeller efsanesinde Hera, Athena ve Aphrodite'yi İda Dağı'na götürür, Paris'e altın elmayı o verir  Odysseus'u Kalypso'nun elinden kurtarır  Hero'nun Io'nun başına diktiği Argos'u ZEUS'un emriyle o öldürür  Dionyssos'u Hera'nın hışmından kurtarmak için kaçırır ve büyütür  ZEUS – LETO (ARTEMİS, APOLLON) Keos ile Phoebe (Parıltı) nın güzel kızlarıdır  LETO ZEUS’un Hera’ dan önceki karısıdır  LETO Apollon ve Artemis’e hamileyken, Hera ZEUS’u elde eder fakat LETO’yu kıskanmaktan da asla vazgeçmez  Öyle ki bu kıskançlık yüzünden LETO’yu sürekli takip eder, kovalar, çocuklarını doğurmasını engellemeye çalışır  Bu duruma artık daha fazla dayanamayan denizlerin tanrısı Poseidon, üç uçlu mızrağıyla denizin dibine doğru vurur ve vurduğu yerden bir ada ortaya çıkarır  İşte bu ada Delos Ada’sıdır  LETO’nun Hera’dan kurtulup bir an önce adaya ulaşmasını isteyen ZEUS, onu kısa bir süreliğine bıldırcına çevirir ve LETO uçarak Delos Adası’na varır  Burada bir zeytin ağacının gölgesinde kızı Artemis ile oğlu Apollon’u doğurur  ARTEMİS kardeşinden bir gün önce doğdu  İkisi de Delos Adası üzerindeki Kynthos Dağında ikiz olarak dünyaya gelmiştir  Dünyaya gelir gelmez hemen kalktı ve Annesi LETO'ya kardeşi Apolloy'u doğururken yardım etti   Hera onları sürekli tehdit altında tutar ve onlara yılan Pifon’u gönderir ve bin bir türlü işkenceye maruz bırakır  Ama LETO’nun oğlu Apollon büyüdüğünde sihirli oku ile ejderhayı öldürür ve Olimpos Tanrıları içinde güzel sanatlar ve gün ışığının Tanrısı olarak saygınlığını kazanır  Olymposluları altın liriyle eğlendiren, çok uzaklara ok atabilen, hastaları iyileştiren, iğleştirme sanatını hastalara ilk öğreten gümüş yayın efendisi okçu Tanrı olarak Yunan şiirlerine geçmiştir  Kardeşi Artemis ise Av Tanrıçası oldu  Yunan Mitolojisinde Apollo güneşle, Artemis'de ayla ilgilidir   | 
|   | 
|  | 
|  | Cevap : Zeus ve Aşkları |  | 
|  12-22-2009 | #3 | 
| 
Şengül Şirin   |   Cevap : Zeus ve AşklarıZEUS VE AŞKLARI -2 ( DEMETER , EUROPA , DANAE ) (MİTOLOJİK HİKAY ZEUS – DEMETER (Persephone) Yunan mitolojisinde tarım ve bereket tanrıçası  Homesros'un destanlarında, "güzel saçlı kraliçe" ya da "güzel örgülü DEMETER" diye geçer  İnsanlara toprağı ekip biçmesini öğreten bu tanrıçadır  Ekinleri, özellikle de buğdayı simgeler  Hesiodos’a göre Kronos’la Rheia’nın kızı, ikinci tanrı kuşağındandır  DEMETER, heykellerinde baygın bakışlı, sarı saçları omzuna dökülen, güzel bir kadın olarak gösterilirdi  Sağ elinde bir buğday başağı, sol elinde de yanan bir meşale tutardı  Roma mitolojisinde ona Ceres denilirdi   Bir gün Afrodithe ve Ares’in kızları Harmonia ve ölümlü bir kral Kadmos evlenmeye karar verirler ve tanrısal bir düğün töreni hazırlarlar  Bu törene tüm ölümlü soylular ve ölüsüzler davetliydi  DEMETER ( bereket ve toprak tanrıçası…) işte bu düğün sırasında hayatının aşkını buldu; İasion  Bu genç Kadmos’un sağdıcıydı ve tanrıçayla ölümlü birbirlerine aşık oldular  Gizlice düğünden kırlara kaçtılar  Onlara göre aralarında bir fark yoktu ve birbirlerini ölümsüz bir aşkla seviyorlardı  Fakat düğünde biri vardı ki o DEMETER’in yokluğunu hemen fark etmişti, ZEUS! Kardeşinin nerde olduğunu araştırmış ve onu yakalamıştı  Kardeşinin bir ölümlüyle birlikte olması fikrinden nefret eden tanrı ZEUS, İasion’u bir yıldırımla yok etti  Aslında bunun nedeni tamamen kıskançlıktı, erkeklere özgü bir kıskançlık  ZEUS uzun zamandır DEMETER’i arzuluyordu ve bu nedenle İasion’u kıskanmıştı ve yine bu nedenle öldürdü onu  Düğün töreni bittiğinde ZEUS, DEMETER’in yanına geldi ve “bunu neden yaptığımı biliyor musun?”dedi  Hayatının aşkı bir avuç kül olan DEMETER yasa boğulmuştu bu nedenle kardeşine karşı koyamadı ve ZEUS onu elde etti  DEMETER, ZEUS 'un dördüncü karısı olmuştu   Bu evlilikten de yeryüzü ecesi Persephone doğmuştur  Efsaneye göre, bir gün Persephone arkadaşları ile tarlada çiçek toplarken çayır birden ikiye yarılır ve yeraltı tanrısı Hades, yeryüzüne çıkar  Aşık olduğu Persephone'u yeraltına kaçırır ve ona orada nar yedirir  İnanışa göre ölüler ülkesinde bir şey yiyen bir daha oradan çıkamaz  DEMETER kızını aramak için yollara düşer ancak onu hiçbir yerde bulamaz  Üzüntüsü öyle büyük olur ki hayata küser  Sonunda her şeyi gören ve bilen güneş tanrı Helios ona kızının yer altına kaçırıldığını söyler  Bunun üzerine DEMETER Olympos’tan kaçar, yüreği sızlayarak ıssız bir yere çekilir  Onun küsmesiyle toprağın bereketi kalmaz, insanlar kıtlık tehlikesine uğrarlar  ZEUS onu barıştırmaya çalışır  DEMETER, ZEUS’a Hades’ten kızı geri vermesini söylemesini ister… Ancak Hades kadın yalvarmalara kulak vermez  Bütün yalvarmalarının boşa gittiğini gören ZEUS, en sonunda Persephone’nin yılın üçte ikisini yani çiçek açma ve meyve zamanını, anası DEMETER’in, geri kalan üçte birini, yani kışı da kocası Hades’in yanında geçirmesini kararlaştırır  Böylelikle toprağa yeniden bereket gelir  Persephone her yeryüzüne çıktığında, DEMETER, yeryüzüne baharı getirir… ZEUS – EUROPA (Minos, Rhadamanthys) EUROPA, Fenike kralı Agenor'un güzel kızıydı  Öyle ki parlak teni göz alıcı bakışı ile dillere destan olmuştu  Eğlenceyi ve gezmeyi çok severdi  Sabahtan akşama kadar tüm vaktini kırlarda deniz kıyısında arkadaşları ile birlikte gezerek geçirirdi  Gene böyle bir gün, deniz kenarındaki bahçelerden birinde arkadaşları ile çiçek toplarken ZEUS, EUROPA'yı gördü  Onun güzelliği baş tanrının aklını başından almıştı  Karısı Hera'nın haberi olmadan güzel Fenike’liye yaklaşabilmek için altın rengi bir boğa şekline girdi ve kızların çiçek topladıkları bahçenin etrafında gezinmeye başladı  Kızlar boğadan korkmak bir yana onu çok sevimli bulmuşlardı, ona yaklaşarak sevmeye başladılar  Güzel EUROPA ona yaklaştığı anda boğa yere yatarak kızın ayaklarına kapandı  EUROPA boğanın sırtını okşayarak yavaşça üzerine oturdu  Tam arkadaşları da ona katılacakken boğa birden ayaklandı ve ve sırtında EUROPA ile denize doğru koşmaya başladı  Deniz kenarına vardığında azgın dalgaların hepsi sakinleşmiş durulmuştu  Boğa dalgaları yararak, denizde kumlu bir ovada koşuyormuş gibi hızla oradan uzaklaştı  Bir süre sonra kıyıya vardıklarında ZEUS genç kızı bir çınarın gölgesine bıraktı ve boğa şeklinden sıyrılarak tekrar tanrı şekline döndü ve ona kendisini tanıttı  Horalar aceleyle ZEUS ve EUROPA için bir yatak hazırladılar  Bu birleşmenin yapıldığı yere gölge saldığı için o günden beri çınar ağacı yapraklarını hiç dökmez  Ondan çocukları olur  Kirid kralı Minos ve Rhadamanthys yeryüzünde öyle tarafsız davranırlar ki daha sonra ölüler ülkesine yargıç olurlar  ZEUS – DANAE (Perseus) ZEUS, DANAE’ye aşık olmuştur, kızın babası Aiskiros doğan torununun kendisini öldüreceği kehanetinden korkarak onu erkek eli değmesin diye, yerin altına her tarafı tunçla kaplı bir odaya hapseder  Fakat ZEUS yağmur olur yağar DANAE ile birleşir ve kızı hamile bırakır  Bu ilişkiden PERSEUS doğar   Bunun üzerine Aiskiros, DANAE ve Perseus'u bir sandığa kilitler, onları denize bırakır  Bu olanları izleyen ZEUS onları dalgalardan korur ve Seriphos kıyılarına ulaşmalarını sağlar  Burada Diktys ve Polydektes adlı iki kardeş hüküm sürmektedir  Perseus ve DANAE 'yi alırlar  Polydektes, DANAE ile evlenir Perseus'u da kendi oğlu kabul eder  Onu büyük bir kahraman olarak yetiştirir  Athena tarafından Gorgolardan Medusa'yı öldürmekle görevlendirilir  Birçok serüvenden sonra bir talihsizlik sonucu bilmeden dedesini öldüreceği kehanet gerçekleşir  Uzun bir süre yas tutan Perseus geri kalan hayatını mutlu geçirir   | 
|   | 
|  | 
|  | Cevap : Zeus ve Aşkları |  | 
|  12-22-2009 | #4 | 
| 
Şengül Şirin   |   Cevap : Zeus ve AşklarıZEUS VE AŞKLARI -1 ( HERA, METİS, İO) (MİTOLOJİK HİKAYELER) ZEUS – HERA (İlithya, Hebe, Hephaistos, Ares) ZEUS kendisine bir hayat arkadaşı aradığı zaman o henüz sütannesi markis ile birlikte yaşayan genç bir kızdı HERA (Junon), ve markis onu hiç yalnız bırakmıyordu  bununla beraber bir kış mevsiminin çok soğuk bir gününde HERA ıssız bir yerde yalnız başına bulunuyordu  Birden bire soğuktan üşümüş, titreyen bir guguk kuşu geldi ve omzuna kondu  Üşüyen kuşa acıyan HERA onu yakalayıp ısıtmak için göğsüne yasladı  Oysa bu bir kuş değil baş tanrı ZEUS' tu    ZEUS, HERA' ya    " HERA, istiyorum ki sen benim karım olasın, büyük gözlü güzel tanrıça benim peşimden gel, Olymposta parlak bir taht üzerinde ve benim sağımda oturarak saltanat sür  " Dedi  HERA bu cazip teklifi geri çeviremezdi ama ZEUS’u süründürmeliydi    “Düşünmem lazım  Sana cevabımı yakın bir tarihte iletirim    ” ZEUS ' da “Tamam, ben beklerim  ” dedi    Ve sonunda HERA razı oldu ve baş tanrı düğünü yapmak için karısını kitheron dağının ormanlarla süslenmiş en yüksek tepesine götürdü  Tanrıların evlenmesine sevinen ağaçlar onları selamlamak için dallarını eğdiler ve çeşmelerden Ambrosia (Olympos tanrılarının içtiği büyülü bal  içildiğinde gençlik, mutluluk ve ölümsüzlük sağlarmış  ) kokusu yayıldı  Bütün tanrı ve tanrıçalar bu düğünde bulunmak için Olympos dağından aşağı indiler  Düğün çok muhteşem oldu  Düğünde göklerin ve yerin bütün tanrıları, perileri hazır bulunmuştu, yalnız khelone adındaki bir peri kızı gelmemişti  Bu yüzden tembelliğinin cezası olarak onu ağır hareketin ve hantallığın sembolü olan kaplumbağaya çevirdiler   HERA baş tanrının elinden tutar tutmaz yaldızlı bir bulut onları neşe içinde Olympos'un tepesine ZEUS 'un sarayına götürdü  Güzel tanrıça HERA o günden sonra ölümsüzler arasında, baş tanrının karısı, Olympos' un sultanı olarak kaldı  ilahi otoriteyi kocası ile birlikte paylaştı  O'da ZEUS gibi bazen göğün en yüksek yerinde gürler, öfkeye kapıldığı zaman rüzgarın zincirlerini çözer, denizleri altüst ederdi  Denizlere sözünü geçirir ve bazen ayaklarının altında parlayan yıldızlara bile karışır onları idare ederdi  Olympos' ta oturan bütün tanrıçaların en güzeli en çok saygı göreni idi  Kocasının sarayında toplantı salonuna girdiği zaman bütün tanrılar ayağa kalkar onu selamlarlardı  Onun öfekisi de ZEUS' unki gibi korkunçtu, tahtında otururken sinirlendiği zaman bütün olympos'u titretirdi  Aile ve evliliğin hamisi kabul edilen tanrıça olan HERA, ZEUS’un hem karısı hem kız kardeşiydi  ZEUS, HERA’ ya aşıktır ama ne de olsa bir erkektir gönlü ara sıra güzellerden yana kayar  Sık sık karısını ölümlü güzellerle bazen tanrıça veya yarı tanrıçalar ile aldatır, en çokta Nymphelerle gönül eğlendirmeyi sever  HERA bu koşullara rağmen ZEUS’la iyi geçinerek ve zorluklarla baş ederek dünyaya evliliğin kutsallığını göstermiştir  Bir özelliği de kinciliğidir, kendisine yapılan bir kötülüğü, hatta bir yanlışlığı hiç unutmaz  HERA kocasını adım adım izleyişiyle kıskançlığın simgesi olmuştur  Mitolojide en güçlü, en cesur, ve en güzel tanrıça olarak nitelendirilir hatta güzelliği Afrodit’i bile aşmaktadır  Simgeleri nar, zambak, inek ve en önemlisi tavus kuşudur   ZEUS ve HERA'nın İlithya (Doğum Tanrıças) ve Hebe (Gençlik Tanrıçası) adında kızları, Demir ve ateş tanrısı (sanayi Tanrısı) Hephaistos (aslında sadece Hera’nın oğludur  ) ve savaş Tanrısı Ares (Mars) oğulları olmuştur  HERA savaş Tanrıçası olmamasına rağmen bazen savaşçı kişiliğini ortaya koyar   Üç güzeller yarışmasında birinciliği Afrodit'e kaptırması Paris ve Troya'ya karşı bitmez bir kin duymasına neden olmuş ve Troya'nın yok edilmesini istemiştir  Savaş boyunca hep Akha’ları tutmuş, savaş Troya’lıların lehine döndüğü zaman İda Dağı'nda savaşı seyreden Zeus'un yanına gelerek onunla sevişip, oyalayarak diğer tanrılarla birlikte Akha’lara yardım etmiştir   ZEUS – METİS (ATHENA) Okeanos'la Tethys'in kızı olan METİS ("bilgelik, irfan") ikinci kuşak tanrılardandır, ZEUS ve kardeşleri doğmadan önce doğmuştur  ZEUS, kendisine yardim eden METİS tarafından verilen bir iksiri, babası Kronos’a içirerek kardeşlerini kusmasını sağlamış ve onları kurtarmıştır  ZEUS, tanrıların kralı konumuna yükselir yükselmez ilk evliliğini, Okeanos kızı, “bütün tanrılardan ya da ölümlü insanlardan daha çok bilen” tanrıça METİS ile yapar  Bu birleşme, tahta çıkışında onun hizmetindeki kurnaz zekâyı temsil eder  METİS, “kurnazlık, olup bitecekleri önceden görebilme yetisi, yaş tahtaya basmama, yolunu şaşırmama ve hiçbir beklenmedik saldırıya maruz kalmamayı” ifade eder  ZEUS bu öngörü yeteneğinden dolayı metisle evlenir fakat ZEUS için METİS’i yanında dolaştırmak yeterli değildir, kendisi metis olmak istemektedir  Bir yoruma göre; Uranos ve Gaia, METİS Athena'ya hamileyken, metis'in doğuracağı bir erkek çocuğun ZEUS’u tahttan indireceği kehanetinde bulundukları için, bir başka yoruma göre ise Athena'nın sadece kendi çocuğu olmasını istediği için (çocuğun hem annesi hem de babası olmak için); ZEUS, METİS 'i yutmuştur  Böylece akıl gücü aracılığıyla elde edebileceği dünya hâkimiyetini kimseyle paylaşmamayı amaçlamıştır  Athena'yı da kafasından doğurmuştur  METİS'te içeride bos durmaz ve kızı için bir zırh yapmaya baslar  İçinde yapılan zırha vurulan darbeler ZEUS'un başını çatlatırcasına ağrıtır ve ZEUS, Hephaistos’u çağırır  Hera'nın oğlu  Hephaistos ustaca bir darbeyle ZEUS’un kafasını yarar ve Athena tepeden tırnağa zırhlar içinde ve bir yetişkin olarak çıkar  Babasının kafasından doğan savaş, zanaat ve akıl tanrıçası Athena, zaman içinde bilgelik, akıl ve saflığı temsil eder olmuştur  Athena'nın bilgeliğin tanrıçası olmasına şaşmamak lazım çünkü Athena bilgeliğin kızıdır  Athena ZEUS 'un en sevdiği çocuğudur  Athena, Atina şehrine zeytin ağacını verdikten sonra da Atina’nın hakimi olmuştur   ZEUS – İO (Epaphos) İO, Argos kralı İnakhos’un kızıdır, babası İnakhos sonradan adını alan ırmağın tanrısı ve Okeanos’un oğlu sayılır; kendisi de Argos şehrinin Hera tapınağında rahibedir  Günün birinde ZEUS İO’yu görür, kızın güzelliğine vurulup ona yanaşır, Hera bunu öğrenince büyük bir kıskançlığa kapılır, baş tanrı da sevgilisini karısının öfkesinden korumak için onu beyaz bir inek haline dönüştürür ve bu hayvanla hiçbir ilişkide bulunmadığına Hera’ya yemin eder  Tanrıça ineğin kendisine verilmesini şart koşar, İO’yu alıp başına bin gözlü dev Argos’u bekçi olarak diker  ZEUS bu kez de rüzgar Tanrısı Hermes’i gönderir, Argos’u büyüleyerek öldürmesini sağlar  Hera çok sevdiği yaratığın öldürülmesine üzülmüştür Onun gözlerini alır ve kutsal hayvanı olan Tavus kuşunun kuyruğuna yerleştirir onları  Bu sefer de Io’nun peşine bir at sineği salar  Sinek ısırdıkça ülkeden ülkeye kaçmaktadır  İO deli gibi ZEUS’un tohumunu taşıyarak kıtadan kıtaya atlar, geçtiği yerlere adını veren İO (İstanbul Boğazının adı Bosporos, İnek Geçididir), atsineğinden kurtulamaz bir türlü  Sonra, Kafkas dağlarında bir kayaya mıhlanmış olan Prometheus’un önünden geçer  Aiskhylos “Zincire Vurulmuş Prometheus” tragedyasında bu buluşmayı sahneye koyar  Orada İO başına gelenleri şöyle anlatır: İstiyorsunuz madem, hayır diyemem: Açıkça anlatayım her şeyi size, Ama doğrusu utanıyorum da Tanrısal bir kasırganın nasıl Allak bullak edip ben zavallıyı, Varlığıma yeni bir biçim verdiğini! Geceler gecesi yapayalnızken odamda Şöyle sözler duyuyordum düşlerimde: “ey mutlu genç kız, niçin yalnızsın Erkeklerin en yücesi özlerken seni? ZEUS yanıp tutuşuyor senin için, Aphrodite’nin gerdeğine girmek istiyor seninle  ZEUS’un isteğine karşı koma sakın, Kalk, git Lerna’nın yeşil çayırlarına, Babanın koyun, sığır otlaklarına, Git ki ZEUS görsün orada seni, doysun seni görmeye ZEUS’un gözü”  Ah! Hep böylesi düşler görürdüm geceleri, Ve bir gün canımı dişime alıp Söyledim babama ne düşler gördüğümü  O zaman babam Pytho’ya, Dodona’ya Adam üstüne adam yolladı öğrenmek için Tanrılar ne istiyor, ne istemiyor diye  Ama gönderdiği adamlar dönünce Karışık, karmakarışık sözler ediyorlardı  Sonunda günün birinde Anlaşılır bir söz geldi İnakhos’a Bu söz açıkça diyordu ki babama: At kızını evinden, yurdundan dışarı, Gitsin, tanrılara bir kurbanlık gibi, Dolaşıp dursun dünyanın dört bir yanına, Yoksa ZEUS yıldırımlarıyla Çarpıp yok edecek senin soyunu  Apollon’dan gelen bu sözleri duyunca babam, Kovdu beni, attı evinden dışarı  Kendi için de benim için de kötü bir şeydi bu, Ama ne yapsın ZEUS’tu onu zorlayan, Bir anda değişiverdi içim, dışım, Birden şu boynuzlar çıktı başımdan  Kerkhne’nin, Lerna’nın tatlı sularına doğru  Argos adında birini taktılar peşime  Bu, Toprağın oğlu asık suratlı çoban Adım adım izliyordu beni, Sayısız gözlerini dikerek üstüme  Beklenmedik bir anda can verdi bu çoban, Bense hep o belalı iğnenin zoruyla Bu topraktan o toprağa koştum durdum  İO’nun kişiliğine ve efsanesine daha bir kutsallık veren bu öyküden sonra Prometheus İO’ya kaderin kendisine neler hazırladığını bildirir: Mısır’a varacak, orada gene insan biçimine girecek ve ZEUS’un oğlu Epaphos’u doğuracaktır  Akdeniz’in güney ve doğu kıyılarına yayılan iki dallı bir kral soyunun atası olacaktır, dölleri soylarının kaynağı olan Yunanistan’a döneceklerdir (Aigyptos, Danaos)  Bir efsaneye göre, İO’nun başına bir dert daha gelir: Kuretler Epaphos’u kaçırırlar, ama Hera’nın bu düzeni de boşa çıkarıldıktan sonra İO Mısır’a döner ve orada bir tanrıça gibi tapım görür  İO’nun Mısır tanrıçası İsis’e benzetilmiş efsanelik bir kişi olduğu besbellidir  İO, Astronomide Jüpiter'in uydularından biridir   | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |