![]() |
Zeus ve Aşkları
3 Eklenti(ler)
ZEUS VE AŞKLARI -4 ( ANTIOPE , SEMELE , GANYMEDES ) (MİTOLOJİK Hikaye
http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1261506726 ZEUS - ANTIOPE (Zethos, Amphion) Efsaneye göre ZEUS Nykteus'un kızı ANTIOPE'yi baştan çıkarmak için bir gün keçi ayaklı Satyros şekline bürünerek Olympos'tan aşağı inmiş. ANTIOPE o sırada yüksek ağaçların gölgesinde uyuyormuş. Baş tanrı uyurken bu kızın yanına uzanmış ve onunla birlikte olmuş. O günden itibaren ANTIOPE karnında iki çocuğun kıpırdandığını hissetmeye başlamış. Fakat kızın babası, kızının kimden hamile kaldığını bilmediğinden kızına çok kötü davranıyordu. Bu duruma dayanamayan ANTIOPE bir gün baba evinden kaçarak Sykion'a sığındı. Sykion kralı Epopeus bu kaçkın prensese aşık olarak onunla hemen evlendi. Bunu duyan ANTIOPE 'nin babası üzüntüden kendisini öldürdü. Ama ölmeden önce kardeşi Lykos'un ANTIOPE ile kocası Epopeus'tan intikam almasını istedi. Bunun üzerine Lykos hiç vakit kaybetmeden Sykon'a yürüdü ve kral Epopeus'u öldürdü. ANTIOPE 'yi esir alarak zincire vurdurdu. ANTIOPE iki çocuğunu yolda doğurdu ve onları terk etmek zorunda kaldı. Birinin adı Zethos diğerinin adı Amphion olan bu çocukları çobanlar bulup büyüttüler. Sonra bu iki kardeş Boiotia'ya kral olup Thebai şehrini kurdular. Sykion şehrine götürülen ANTIOPE ise orada kraliçe Dirke'nin işkencelerine maruz kalıyor, bileklerinde kelepçelerle sefil bir hayat sürüyordu. Derken bir gün bir mucize eseri bileklerindeki zincirler kendiliğinden açıldı. ANTIOPE böylece esir hayatından kurtulup Kitheron şehrine çocuklarını bulmaya gitti. Çocuklar annelerinin başından geçenleri öğrenince hemen harekete geçip Dirke'yi yakaladılar ve onu vahşice öldürüp parçalanmış cesedini bir kaynağa attılar. O günden sonra bu kaynağın adı Dirke Kaynağı oldu. Usta bir müzisyen olan Amphion, lir çalarak büyülediği ağır taşlarla Thebai'nin çevresindeki suru ördü. Zethos, savaşçılığıyla ün saldı ve Thebai'nin adını aldığı Thebe'yle evlendi. Amphion, Niobe’nin kocasıdır. Niobe, on iki çocuk doğurduğu için iki tanrının annesi olan leto'yu aşağılamıştır. Tanrılar, anneleri leto'nun intikamını almak üzere, altı oğlunu Apollon altın oklarıyla, altı kızını da Artemis gümüş oklarıyla vurarak öldürmüşlerdir. Kadıncağız günlerce ağlamış, inlemiş, saçını başını yolmuş, sonunda da acısından taş olmuştur. (Ya da tanrılar acıyıp taşa dönüştürmüşlerdir) Manisa'da, bir tarafı sürekli ıslak olan taşın bu talihsiz kadın olduğu söylenir. Yakından sıradan bir kaya gibi görünse de, uzaktan bakınca boynu bükük bir kadına benzemektedir. Göz alıcı cazibesiyle ANTIOPE Yüreğine yangın olur düşer ZEUS’un Bulutların üstünde yürürken delice Şimşek gibi çakan bir düşünce İndirir ZEUS’u tanrılık tahtından Ayinlerin ağır başlı Sytrosu Tanrı ZEUS’un yüzünde ışıldar Fırat’ın kenarında hayallere dalan Güzeller güzeli ANTIOPE irkilir Hisseder yüreğinde aşkın nefesini Tatlı bir melodi gibi çağlayan Fırat’ın kollarına atar kendini Vücudu sırılsıklam ihtiras kokar Dayanamaz ZEUS ıslak ten heyecanına Sarılır büyük bir tutkuyla Tatlı su kokan tenine ANTIOPE’un Yakamozları göz kırparken Fırat’ın Ay çekilir bulutların arasına Yeni gün doğar aşıkların gözlerinde ZEUS’tan hatıra taşıyan ANTIOPE Bırakır kendini serin suların derinliğine Zaman Fırat gibi akan bir su Durdurulamaz bir küheylan gibi azgın Tanrılığını hatırlayan ZEUS Çekilir sessizce göklere yine ANTIOPE’nin kederli yüzünde iki ben İhanet tanrısı ZEUS’tan yadigar Tanrıçada olsa yine kadın mahkum Sadakatsizliğin yarattığı cehennemde ANTIOPE gözyaşlarıyla doğrulur Tanrı ZEUS’a inat yaşar hem de Serin nefesinde Fırat’ın Ölümsüzleşir sonra Zeugma efsanesinde Gökkuşağını bir gül gibi ellerinde taşıyan Sikyon Kralı Epopeus’un yüreğinde dirilir http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1261506726 ZEUS – SEMELE (DİONYSOS) SEMELE, ZEUS'un aşık olduğu kadınların en talihsizidir. Tanrı ZEUS, SEMELE 'ye öylesine tutulur ki onun her isteğini yerine getireceğine kutsal ırmak Styks üstüne yemin eder. ZEUS ile Thebia kralı Kadmos ile Harmonia'nın kızı ölümlü SEMELE birleşmesinden oğulları DİONYSOS (Bacchus ) doğar. Hera, ZEUS’u SEMELE’den kıskanır ve yaşlı bir kadın kılığına girerek DİONYSOS’un annesini kandırır. SEMELE ona kanarak ZEUS’tan tüm ihtişamı ile ona görünmesini ister. ZEUS onu kıramaz ve yıldırımlardan korkan SEMELE yedi aylık DİONYSOS’u düşürür. ZEUS SEMELE’nin düşürdüğü ve sık yapraklı bir sarmaşığın yanmaktan koruduğu DİONYSOS’u baldırına kancalarla yerleştirir ve zamanı geldiğinde onu ikinci bir doğumla meydana getirir. Böylece DİONYSOS iki kez doğmuş olur. ZEUS, DİONYSOS’u doğunca Hermes'e vermiştir. Hermes küçük DİONYSOS'u büyütmeleri için Orkhomenos Kralı Anthamas ile SEMELE'nin kız kardeşi olan ikinci karısı Ino'ya vermiştir. Hermes bebek DİONYSOS'un, Hera'nın hışmına uğramaması için kız giysileri giydirilmesini söylemiştir. Ne var ki Hera bu oyuna gelmemiş ve Ino ve Anthamas'ı delirtmiştir. Daha sonra Hermes, DİONYSOS'u Nysa vadisindeki Nymphelere bakmaları için götürmüştür. Hera'nın zarar vermesini engellemek için ZEUS, DİONYSOS'u bir oğlağa dönüştürmüştür. Bu olay DİONYSOS'un ritüel sıfatı olan "oğlak" sıfatını açıklamakta ve Nysa adıyla da, DİONYSOS adının yaklaşık bir etimolojisini vermektedir. DİONYSOS gençlik çağına geldiğinde mağaradaki üzümleri kullanarak şarap yapma sanatını bulur. Şarabın ve esrikliğin tanrısı olarak kabul edilir. DİONYSOS, şarap ve bağbozumu tanrısı olmasının yanı sıra, tiyatroyu, gizemi ve kehaneti, coşkuyu, deliliği, ve bereket tanrısı Demeter'le beraber verimliliği de simgeler. SEMELE’den olan DİONYSOS Nietzche gibi filozofların feyz aldığı tanrı birçok efsaneye ve dini inanışa da adını verir. Kral Midasın dokunduğu her şeyin altına çevrilmesini sağlayan tanrıdır.şöyle ki: DİONYSOS’un bir arkadaşı şaraptan bir çeşme başında sızıp kalınca.köylüler onu krallarına götürmüşler. Midas onun DİONYSOS’un arkadaşı olduğunu anlayıp mükemmel bir ev sahipliği yapmış. Sonra DİONYSOS "dile benden ne dilersen" diyince de, "dokunduğum her şey altın olsun" demiş. Başta mutluluk içinde dokunduklarını altın ederken acıkınca hiç bir şey yiyemediğini fark etmiş ve tanrıya yalvarmış.. DİONYSOS ona Pactolos denen bir çayda yıkanmasını, böylece düzeleceğini söylemiş. Midas, Paktolos Irmağında yıkanır, dileğinden kurtulur, ırmağın kumları altın olur. Irmağın kıyısında yer alan SARDES kenti, ırmaktan topladığı altınla zengin olur. Dünyada ki ilk parayı basarlar. "Karun gibi zengin" sözü. SARDES Kralı Kraisos için söylenmiştir. http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1261506726 ZEUS - GANYMEDES Baş tanrı ZEUS sadece kadınların güzelliğine değil güzel olan her şeye hayrandı, hatta delikanlılara bile gönlünü kolayca kaptırıyordu. ZEUS bir gün GANYMEDES adında çok güzel bir delikanlıyla karşılaştı. Öylesine güzel öylesine çekici bir gençti ki ZEUS kendini bu delikanlının cazibesine kapılmaktan alıkoyamadı. Ve onu sonsuza dek yanında tutmak için beraberinde Olympos'a götürmeye karar verdi. Bir gün GANYMEDES İda dağlarının yamaçlarında sürüsünü otlatırken ZEUS bir kartal şekline girerek Olympos'tan aşağıya indi ve GANYMEDES 'i omuzlarından yakaladığı gibi tanrılar dağına götürdü. Genç çobanı Ambrossia ile besleyip güzel yüzünü ve gençliğini sonsuza kadar muhafaza etmesini sağladı. " Erikththonios'dan Tros doğdu, Troya'lıların kralı. Kusursuz üç oğlu oldu Tros'un da: İlos, Assarakos, tanrılara denk GANYMEDES. En güzeliydi GANYMEDES ölümlü insanların, tanrılar kaçırdı onu Olympos'a ZEUS'a şarap sunan olsun diye,dediler güzelliğiyle yaşasın tanrılar arasında." İlyada İda dağının yamaçlarında sürüleri otlatıyordu Tros'un oğlu GANYMEDES… ZEUS gördü onu... ya kendi girdi kartal biçimine ya da yolladı kuşunu o yana Kartal pençeleri arasına alıp kaldırdı oğlanı.. Taşıdı ZEUS diyarı Olympos'a.. Ölümlülerin en güzeli Dardanos soyundan bu çocuk için babası Tros'a ölmez atlar verdi Kronosoğlu.. kullandı Hebe yerine GANYMEDES 'i tanrılar sofrasında şarap sunsun diye... Ancak ZEUS 'u bir sürpriz beklemekteydi... birgün yine bir şenlik ertesi GANYMEDES 'in sunduğu şarapla sarhoştu Bulut devşiren çekilmişlerdi GANYMEDES 'le dinlenmeye o sırada çaldı elinden ateşi Prometheus, Olympos'un hakiminin... ve Promete taşıdı ateşi insanlara..... PROMETHEUS (önceden gören) İlk insanı yaratmıştır. Titan İapetos ve deniz perisi Asie’nin oğludur. İnsanlara ateşi verdiği için ZEUS tarafından cezalandırılmış ve Kafkas dağlarında bir kayada zincire vurulmuştur. Her gün kartal tarafından karaciğerleri delinerek işkence edilirmiş. Gece karaciğerleri yeniden iyileşir ve güneşin doğuşuyla işkence devam edermiş. Bir rivayete göre Prometheus Herakles tarafından kurtarılmıştır. Başka bir rivayette ise onu kurtaranın ZEUS olduğu söylenmektedir. |
Cevap : Zeus ve Aşkları
1 Eklenti(ler)
ZEUS VE AŞKLARI -3 ( LEDA , MAİA , LETO ) (MİTOLOJİK HİKAYELER)
http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1261429314 ZEUS - LEDA (Helena, Polydeukes) LEDA, Etolia kralı Thestios’un kızı ve Sparta kralı Tyndaros’un karısıdır. LEDA'ya aşık olan ZEUS kadına bir kuğu şeklinde yanaşmış ve onunla birlikte olmuştur. LEDA aynı gece kocası Tyndaros'la da yatmıştır. LEDA daha sonra iki yumurtlayarak doğum yapmıştır ve her bir yumurtadan iki çocuk çıktı,Yumurtaların ilkinde çocuklardan Helena ile Polydeukes ZEUS'un çocukları, diğerinden Kastor'la Klytaimestra Tyndaros'un çocukları vardı. ZEUS'un oğlu ile Tyndaros'un oğlu birbirinden hiç ayrılmamış, kardeşlik ve dostluğun simgesi olmuşlardır. Dioskur'lar (Kelime anlamı "Zeus'un delikanlıları" dır.) pek çok efsanede omuz omuza çarpışan kahramanlar olarak geçer. Ancak daha önce başlarına gelen talihsiz bir oyunda öldükleri için Troya Savaşı'na katılamamışlardır. Avrupalı ressamlara sık sık konu olan bu trajik olay şöyledir; Dioskurlar, Likyalı kahraman Leukippos'un iki kızına aşık olup, kızları (Phoibe ve Hilaria) kaçırırlar. Ancak kızların nişanlıları (aynı zamanda amca oğulları) peşlerine düşerler. Çıkan kavgada Kastor ölür, ölümsüz olan ZEUS'un oğlu Polydeukes ise kurtulur. Tanrı ZEUS birbirini seven bu iki kardeşi ayırmamak için onları gökyüzüne, yıldızların arasına yerleştirir. Dioskurlar aynı zamanda ikizler burcunun temsilcisidir. Onlar, fırtınaya kapılan tekneleri kurtaran, denizcilerin yardımına koşup onları salimen karaya ulaştıran tanrılar olarak bilinirler. Kastor ve Polydeukes, Yunan mitolojisine göre, gemiciler kendilerinden yardım istediklerinde iki yıldız olup gökyüzünde belirirlerdi: Cevza burcunun iki yıldızı... Gemiciler de onları izleyerek yollarını bulurdu, biri sabah diğeri akşam yol gösterir engin denizlerde gezenlere. Şafak yıldızı ve kutup yıldızı. O dönemde dünyanın en güzel kadını, ZEUS ile Leda’nın kızları Helena’ydı. Sparta Kralı Menelaos'un karısıdır. Helana, Akha’larla Troya’lıları karşı karşıya getiren on yıl sürecek olan acı bir savaşın baş kahramanıdır. Troya savaşı Helen yüzünden çıkmıştır. Troya kralı Priamos'un oğlu Paris, Afrodit'in yardımıyla Sparta'ya gider, Helen'i kaçırır, prensi olduğu Troya şehrine geri döner. Bunun üzerine hakarete uğramış Menelaos, Akha ordularını toplayarak Troya'ya savaş açar. Savaşı kazana Menelaos güzel Helen'i affeder ve birlikte Sparta'ya döner, mutlu bir yaşam sürerler. Sparta'lılara göre Helen bir Tanrıçaydı. ZEUS – MAİA (HERMES) Rüzgar Tanrısı Hermes (Mercurius), ZEUS ile Titanlar soyundan gelen yağmur perisi MAİA'nın oğludur.Bir başka adı Argiphontes'tir. Doğduğu günün akşamı kundağını çözüp beşiğinden çıkar. Mağaranın önündeki kaplumbağayı öldürüp içini boşaltarak yedi tel takar ve bir kithara haline getirir. Sonra Apollon'un sürüsünden 50 inek çalarak onları bir mağaraya saklar. Gerçeği öğrenen Apollon, Hermes'in mağarasına gelir, orada beşiğinde uyuyan Hermes inekleri çaldığını inkar eder. Bunun üzerine ZEUS'un yargıçlığına başvurulur. ZEUS'un kararı Hermes'in inekleri Apollon'a geri vermesidir.Ancak mağarada kitharayı gören Apollon sazı alıp karşılığında inekleri vermeyi kabul eder. Hermes bundan sonra Pan kavalını içat eder. Apollon Syrinks denilen bu kavalı da ister ve karşılığında kerykaion denilen sihirli altın değneğini verir. Hermes bu değnekle habercilerin ve hırsızların tanrısı olur. ZEUS da çocuklarının arasında en akıllısı ve kurnazı olan Hermes'i kendisine haberci olarak seçmiştir. Apollon’un ölümsüzler arasında en sevdiği tanrı rüzgar tanrısı olan Hermes idi. Hermes, ZEUS'un buyruklarını ölümlülere ve tanrılara iletir.Hermes Olymposlu diğer tanrılar arasında da haberleşmeyi sağlar.Haberci tanrı Hermes efsanelerde daima kanatlı ayakkabıları ve başlığıyla anılır. Hermes Yunan tanrıları içinde en renkli kişiliklerden biridir, tanrı olarak nitelikleri çok fazladır. 1.Sürülerin tanrısıdır. Arkaik dönem Yunan sanatında çoğu kez omuzlarında bir koçla tasvir edilir. Odysseus'un karısı Penelope ile Arkadia dağlarında birleşmelerinden çobanların tanrısı Pan doğmuştur. 2.Hile ve hırsızların tanrısıdır. Bu konudaki öykü, Hermes'e ait efsanelerin en ilginçlerinden biridir. Hermes doğduğu gün olağanüstü işlere girişmiş ve aklı va yetenekleriyle tanrıların hepsinden daha üstün ve kurnaz olduğunu kanıtlamıştır: 3.Güzel ve inandırıcı konuşur. Bu özelliğiyle hatiplerin tanrısıdır. 4.Hermes yolları, yolcuları, tüccarları ve ticareti korur. Yollara dikilen Herme denilen heykelleri, İlkçağın kilometre taşlarıdır. Bunlar bir tanrı büstü ve fallos simgesini taşıyan yuvarlak veya dörtgen kaidelerdir. 5.Hermes yeraltı ile yerüstü arasında habercilik yapar, ölenlerin ruhunu yeraltı ülkesine, Hades'e götürür. 6. ZEUS'un gönderdiği uykuyu ve rüyaları insanlara iletmek onun görevidir.Bunu Apollon'un kendisine verdiği değnekle yapar. Hermes'in pek çok önemli efsanede rolü vardır. Homeros'un destanlarında ZEUS'un habercisidir. Üç güzeller efsanesinde Hera, Athena ve Aphrodite'yi İda Dağı'na götürür, Paris'e altın elmayı o verir. Odysseus'u Kalypso'nun elinden kurtarır. Hero'nun Io'nun başına diktiği Argos'u ZEUS'un emriyle o öldürür. Dionyssos'u Hera'nın hışmından kurtarmak için kaçırır ve büyütür. ZEUS – LETO (ARTEMİS, APOLLON) Keos ile Phoebe (Parıltı) nın güzel kızlarıdır. LETO ZEUS’un Hera’ dan önceki karısıdır. LETO Apollon ve Artemis’e hamileyken, Hera ZEUS’u elde eder fakat LETO’yu kıskanmaktan da asla vazgeçmez. Öyle ki bu kıskançlık yüzünden LETO’yu sürekli takip eder, kovalar, çocuklarını doğurmasını engellemeye çalışır. Bu duruma artık daha fazla dayanamayan denizlerin tanrısı Poseidon, üç uçlu mızrağıyla denizin dibine doğru vurur ve vurduğu yerden bir ada ortaya çıkarır. İşte bu ada Delos Ada’sıdır. LETO’nun Hera’dan kurtulup bir an önce adaya ulaşmasını isteyen ZEUS, onu kısa bir süreliğine bıldırcına çevirir ve LETO uçarak Delos Adası’na varır. Burada bir zeytin ağacının gölgesinde kızı Artemis ile oğlu Apollon’u doğurur. ARTEMİS kardeşinden bir gün önce doğdu. İkisi de Delos Adası üzerindeki Kynthos Dağında ikiz olarak dünyaya gelmiştir. Dünyaya gelir gelmez hemen kalktı ve Annesi LETO'ya kardeşi Apolloy'u doğururken yardım etti. Hera onları sürekli tehdit altında tutar ve onlara yılan Pifon’u gönderir ve bin bir türlü işkenceye maruz bırakır. Ama LETO’nun oğlu Apollon büyüdüğünde sihirli oku ile ejderhayı öldürür ve Olimpos Tanrıları içinde güzel sanatlar ve gün ışığının Tanrısı olarak saygınlığını kazanır. Olymposluları altın liriyle eğlendiren, çok uzaklara ok atabilen, hastaları iyileştiren, iğleştirme sanatını hastalara ilk öğreten gümüş yayın efendisi okçu Tanrı olarak Yunan şiirlerine geçmiştir. Kardeşi Artemis ise Av Tanrıçası oldu. Yunan Mitolojisinde Apollo güneşle, Artemis'de ayla ilgilidir. |
Cevap : Zeus ve Aşkları
2 Eklenti(ler)
ZEUS VE AŞKLARI -2 ( DEMETER , EUROPA , DANAE ) (MİTOLOJİK HİKAY
http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1261429442 ZEUS – DEMETER (Persephone) Yunan mitolojisinde tarım ve bereket tanrıçası. Homesros'un destanlarında, "güzel saçlı kraliçe" ya da "güzel örgülü DEMETER" diye geçer. İnsanlara toprağı ekip biçmesini öğreten bu tanrıçadır. Ekinleri, özellikle de buğdayı simgeler. Hesiodos’a göre Kronos’la Rheia’nın kızı, ikinci tanrı kuşağındandır. DEMETER, heykellerinde baygın bakışlı, sarı saçları omzuna dökülen, güzel bir kadın olarak gösterilirdi. Sağ elinde bir buğday başağı, sol elinde de yanan bir meşale tutardı. Roma mitolojisinde ona Ceres denilirdi. Bir gün Afrodithe ve Ares’in kızları Harmonia ve ölümlü bir kral Kadmos evlenmeye karar verirler ve tanrısal bir düğün töreni hazırlarlar. Bu törene tüm ölümlü soylular ve ölüsüzler davetliydi. DEMETER ( bereket ve toprak tanrıçası…) işte bu düğün sırasında hayatının aşkını buldu; İasion. Bu genç Kadmos’un sağdıcıydı ve tanrıçayla ölümlü birbirlerine aşık oldular. Gizlice düğünden kırlara kaçtılar. Onlara göre aralarında bir fark yoktu ve birbirlerini ölümsüz bir aşkla seviyorlardı. Fakat düğünde biri vardı ki o DEMETER’in yokluğunu hemen fark etmişti, ZEUS! Kardeşinin nerde olduğunu araştırmış ve onu yakalamıştı. Kardeşinin bir ölümlüyle birlikte olması fikrinden nefret eden tanrı ZEUS, İasion’u bir yıldırımla yok etti. Aslında bunun nedeni tamamen kıskançlıktı, erkeklere özgü bir kıskançlık. ZEUS uzun zamandır DEMETER’i arzuluyordu ve bu nedenle İasion’u kıskanmıştı ve yine bu nedenle öldürdü onu. Düğün töreni bittiğinde ZEUS, DEMETER’in yanına geldi ve “bunu neden yaptığımı biliyor musun?”dedi. Hayatının aşkı bir avuç kül olan DEMETER yasa boğulmuştu bu nedenle kardeşine karşı koyamadı ve ZEUS onu elde etti. DEMETER, ZEUS 'un dördüncü karısı olmuştu. Bu evlilikten de yeryüzü ecesi Persephone doğmuştur. Efsaneye göre, bir gün Persephone arkadaşları ile tarlada çiçek toplarken çayır birden ikiye yarılır ve yeraltı tanrısı Hades, yeryüzüne çıkar. Aşık olduğu Persephone'u yeraltına kaçırır ve ona orada nar yedirir. İnanışa göre ölüler ülkesinde bir şey yiyen bir daha oradan çıkamaz. DEMETER kızını aramak için yollara düşer ancak onu hiçbir yerde bulamaz. Üzüntüsü öyle büyük olur ki hayata küser. Sonunda her şeyi gören ve bilen güneş tanrı Helios ona kızının yer altına kaçırıldığını söyler. Bunun üzerine DEMETER Olympos’tan kaçar, yüreği sızlayarak ıssız bir yere çekilir. Onun küsmesiyle toprağın bereketi kalmaz, insanlar kıtlık tehlikesine uğrarlar. ZEUS onu barıştırmaya çalışır. DEMETER, ZEUS’a Hades’ten kızı geri vermesini söylemesini ister… Ancak Hades kadın yalvarmalara kulak vermez. Bütün yalvarmalarının boşa gittiğini gören ZEUS, en sonunda Persephone’nin yılın üçte ikisini yani çiçek açma ve meyve zamanını, anası DEMETER’in, geri kalan üçte birini, yani kışı da kocası Hades’in yanında geçirmesini kararlaştırır. Böylelikle toprağa yeniden bereket gelir. Persephone her yeryüzüne çıktığında, DEMETER, yeryüzüne baharı getirir… http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1261429442 ZEUS – EUROPA (Minos, Rhadamanthys) EUROPA, Fenike kralı Agenor'un güzel kızıydı. Öyle ki parlak teni göz alıcı bakışı ile dillere destan olmuştu. Eğlenceyi ve gezmeyi çok severdi. Sabahtan akşama kadar tüm vaktini kırlarda deniz kıyısında arkadaşları ile birlikte gezerek geçirirdi. Gene böyle bir gün, deniz kenarındaki bahçelerden birinde arkadaşları ile çiçek toplarken ZEUS, EUROPA'yı gördü. Onun güzelliği baş tanrının aklını başından almıştı. Karısı Hera'nın haberi olmadan güzel Fenike’liye yaklaşabilmek için altın rengi bir boğa şekline girdi ve kızların çiçek topladıkları bahçenin etrafında gezinmeye başladı. Kızlar boğadan korkmak bir yana onu çok sevimli bulmuşlardı, ona yaklaşarak sevmeye başladılar. Güzel EUROPA ona yaklaştığı anda boğa yere yatarak kızın ayaklarına kapandı. EUROPA boğanın sırtını okşayarak yavaşça üzerine oturdu.Tam arkadaşları da ona katılacakken boğa birden ayaklandı ve ve sırtında EUROPA ile denize doğru koşmaya başladı. Deniz kenarına vardığında azgın dalgaların hepsi sakinleşmiş durulmuştu. Boğa dalgaları yararak, denizde kumlu bir ovada koşuyormuş gibi hızla oradan uzaklaştı. Bir süre sonra kıyıya vardıklarında ZEUS genç kızı bir çınarın gölgesine bıraktı ve boğa şeklinden sıyrılarak tekrar tanrı şekline döndü ve ona kendisini tanıttı. Horalar aceleyle ZEUS ve EUROPA için bir yatak hazırladılar. Bu birleşmenin yapıldığı yere gölge saldığı için o günden beri çınar ağacı yapraklarını hiç dökmez. Ondan çocukları olur. Kirid kralı Minos ve Rhadamanthys yeryüzünde öyle tarafsız davranırlar ki daha sonra ölüler ülkesine yargıç olurlar. ZEUS – DANAE (Perseus) ZEUS, DANAE’ye aşık olmuştur, kızın babası Aiskiros doğan torununun kendisini öldüreceği kehanetinden korkarak onu erkek eli değmesin diye, yerin altına her tarafı tunçla kaplı bir odaya hapseder. Fakat ZEUS yağmur olur yağar DANAE ile birleşir ve kızı hamile bırakır. Bu ilişkiden PERSEUS doğar. Bunun üzerine Aiskiros, DANAE ve Perseus'u bir sandığa kilitler, onları denize bırakır. Bu olanları izleyen ZEUS onları dalgalardan korur ve Seriphos kıyılarına ulaşmalarını sağlar. Burada Diktys ve Polydektes adlı iki kardeş hüküm sürmektedir. Perseus ve DANAE 'yi alırlar. Polydektes, DANAE ile evlenir Perseus'u da kendi oğlu kabul eder. Onu büyük bir kahraman olarak yetiştirir. Athena tarafından Gorgolardan Medusa'yı öldürmekle görevlendirilir. Birçok serüvenden sonra bir talihsizlik sonucu bilmeden dedesini öldüreceği kehanet gerçekleşir. Uzun bir süre yas tutan Perseus geri kalan hayatını mutlu geçirir. |
Cevap : Zeus ve Aşkları
2 Eklenti(ler)
ZEUS VE AŞKLARI -1 ( HERA, METİS, İO) (MİTOLOJİK HİKAYELER)
http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1261429605 ZEUS – HERA (İlithya, Hebe, Hephaistos, Ares) ZEUS kendisine bir hayat arkadaşı aradığı zaman o henüz sütannesi markis ile birlikte yaşayan genç bir kızdı HERA (Junon), ve markis onu hiç yalnız bırakmıyordu. bununla beraber bir kış mevsiminin çok soğuk bir gününde HERA ıssız bir yerde yalnız başına bulunuyordu. Birden bire soğuktan üşümüş, titreyen bir guguk kuşu geldi ve omzuna kondu. Üşüyen kuşa acıyan HERA onu yakalayıp ısıtmak için göğsüne yasladı. Oysa bu bir kuş değil baş tanrı ZEUS' tu... ZEUS, HERA' ya..." HERA, istiyorum ki sen benim karım olasın, büyük gözlü güzel tanrıça benim peşimden gel, Olymposta parlak bir taht üzerinde ve benim sağımda oturarak saltanat sür." Dedi. HERA bu cazip teklifi geri çeviremezdi ama ZEUS’u süründürmeliydi... “Düşünmem lazım. Sana cevabımı yakın bir tarihte iletirim...” ZEUS ' da “Tamam, ben beklerim.” dedi... Ve sonunda HERA razı oldu ve baş tanrı düğünü yapmak için karısını kitheron dağının ormanlarla süslenmiş en yüksek tepesine götürdü. Tanrıların evlenmesine sevinen ağaçlar onları selamlamak için dallarını eğdiler ve çeşmelerden Ambrosia (Olympos tanrılarının içtiği büyülü bal. içildiğinde gençlik, mutluluk ve ölümsüzlük sağlarmış.) kokusu yayıldı. Bütün tanrı ve tanrıçalar bu düğünde bulunmak için Olympos dağından aşağı indiler. Düğün çok muhteşem oldu. Düğünde göklerin ve yerin bütün tanrıları, perileri hazır bulunmuştu, yalnız khelone adındaki bir peri kızı gelmemişti. Bu yüzden tembelliğinin cezası olarak onu ağır hareketin ve hantallığın sembolü olan kaplumbağaya çevirdiler. HERA baş tanrının elinden tutar tutmaz yaldızlı bir bulut onları neşe içinde Olympos'un tepesine ZEUS 'un sarayına götürdü. Güzel tanrıça HERA o günden sonra ölümsüzler arasında, baş tanrının karısı, Olympos' un sultanı olarak kaldı. ilahi otoriteyi kocası ile birlikte paylaştı. O'da ZEUS gibi bazen göğün en yüksek yerinde gürler, öfkeye kapıldığı zaman rüzgarın zincirlerini çözer, denizleri altüst ederdi. Denizlere sözünü geçirir ve bazen ayaklarının altında parlayan yıldızlara bile karışır onları idare ederdi. Olympos' ta oturan bütün tanrıçaların en güzeli en çok saygı göreni idi. Kocasının sarayında toplantı salonuna girdiği zaman bütün tanrılar ayağa kalkar onu selamlarlardı. Onun öfekisi de ZEUS' unki gibi korkunçtu, tahtında otururken sinirlendiği zaman bütün olympos'u titretirdi. Aile ve evliliğin hamisi kabul edilen tanrıça olan HERA, ZEUS’un hem karısı hem kız kardeşiydi. ZEUS, HERA’ ya aşıktır ama ne de olsa bir erkektir gönlü ara sıra güzellerden yana kayar. Sık sık karısını ölümlü güzellerle bazen tanrıça veya yarı tanrıçalar ile aldatır, en çokta Nymphelerle gönül eğlendirmeyi sever. HERA bu koşullara rağmen ZEUS’la iyi geçinerek ve zorluklarla baş ederek dünyaya evliliğin kutsallığını göstermiştir. Bir özelliği de kinciliğidir, kendisine yapılan bir kötülüğü, hatta bir yanlışlığı hiç unutmaz. HERA kocasını adım adım izleyişiyle kıskançlığın simgesi olmuştur. Mitolojide en güçlü, en cesur, ve en güzel tanrıça olarak nitelendirilir hatta güzelliği Afrodit’i bile aşmaktadır. Simgeleri nar, zambak, inek ve en önemlisi tavus kuşudur. ZEUS ve HERA'nın İlithya (Doğum Tanrıças) ve Hebe (Gençlik Tanrıçası) adında kızları, Demir ve ateş tanrısı (sanayi Tanrısı) Hephaistos (aslında sadece Hera’nın oğludur.) ve savaş Tanrısı Ares (Mars) oğulları olmuştur. HERA savaş Tanrıçası olmamasına rağmen bazen savaşçı kişiliğini ortaya koyar. Üç güzeller yarışmasında birinciliği Afrodit'e kaptırması Paris ve Troya'ya karşı bitmez bir kin duymasına neden olmuş ve Troya'nın yok edilmesini istemiştir. Savaş boyunca hep Akha’ları tutmuş, savaş Troya’lıların lehine döndüğü zaman İda Dağı'nda savaşı seyreden Zeus'un yanına gelerek onunla sevişip, oyalayarak diğer tanrılarla birlikte Akha’lara yardım etmiştir. ZEUS – METİS (ATHENA) Okeanos'la Tethys'in kızı olan METİS ("bilgelik, irfan") ikinci kuşak tanrılardandır, ZEUS ve kardeşleri doğmadan önce doğmuştur. ZEUS, kendisine yardim eden METİS tarafından verilen bir iksiri, babası Kronos’a içirerek kardeşlerini kusmasını sağlamış ve onları kurtarmıştır. ZEUS, tanrıların kralı konumuna yükselir yükselmez ilk evliliğini, Okeanos kızı, “bütün tanrılardan ya da ölümlü insanlardan daha çok bilen” tanrıça METİS ile yapar. Bu birleşme, tahta çıkışında onun hizmetindeki kurnaz zekâyı temsil eder. METİS, “kurnazlık, olup bitecekleri önceden görebilme yetisi, yaş tahtaya basmama, yolunu şaşırmama ve hiçbir beklenmedik saldırıya maruz kalmamayı” ifade eder. ZEUS bu öngörü yeteneğinden dolayı metisle evlenir fakat ZEUS için METİS’i yanında dolaştırmak yeterli değildir, kendisi metis olmak istemektedir. Bir yoruma göre; Uranos ve Gaia, METİS Athena'ya hamileyken, metis'in doğuracağı bir erkek çocuğun ZEUS’u tahttan indireceği kehanetinde bulundukları için, bir başka yoruma göre ise Athena'nın sadece kendi çocuğu olmasını istediği için (çocuğun hem annesi hem de babası olmak için); ZEUS, METİS 'i yutmuştur. Böylece akıl gücü aracılığıyla elde edebileceği dünya hâkimiyetini kimseyle paylaşmamayı amaçlamıştır. Athena'yı da kafasından doğurmuştur. METİS'te içeride bos durmaz ve kızı için bir zırh yapmaya baslar. İçinde yapılan zırha vurulan darbeler ZEUS'un başını çatlatırcasına ağrıtır ve ZEUS, Hephaistos’u çağırır. Hera'nın oğlu Hephaistos ustaca bir darbeyle ZEUS’un kafasını yarar ve Athena tepeden tırnağa zırhlar içinde ve bir yetişkin olarak çıkar. Babasının kafasından doğan savaş, zanaat ve akıl tanrıçası Athena, zaman içinde bilgelik, akıl ve saflığı temsil eder olmuştur. Athena'nın bilgeliğin tanrıçası olmasına şaşmamak lazım çünkü Athena bilgeliğin kızıdır. Athena ZEUS 'un en sevdiği çocuğudur. Athena, Atina şehrine zeytin ağacını verdikten sonra da Atina’nın hakimi olmuştur. http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1261429605 ZEUS – İO (Epaphos) İO, Argos kralı İnakhos’un kızıdır, babası İnakhos sonradan adını alan ırmağın tanrısı ve Okeanos’un oğlu sayılır; kendisi de Argos şehrinin Hera tapınağında rahibedir. Günün birinde ZEUS İO’yu görür, kızın güzelliğine vurulup ona yanaşır, Hera bunu öğrenince büyük bir kıskançlığa kapılır, baş tanrı da sevgilisini karısının öfkesinden korumak için onu beyaz bir inek haline dönüştürür ve bu hayvanla hiçbir ilişkide bulunmadığına Hera’ya yemin eder. Tanrıça ineğin kendisine verilmesini şart koşar, İO’yu alıp başına bin gözlü dev Argos’u bekçi olarak diker. ZEUS bu kez de rüzgar Tanrısı Hermes’i gönderir, Argos’u büyüleyerek öldürmesini sağlar. Hera çok sevdiği yaratığın öldürülmesine üzülmüştür Onun gözlerini alır ve kutsal hayvanı olan Tavus kuşunun kuyruğuna yerleştirir onları. Bu sefer de Io’nun peşine bir at sineği salar. Sinek ısırdıkça ülkeden ülkeye kaçmaktadır. İO deli gibi ZEUS’un tohumunu taşıyarak kıtadan kıtaya atlar, geçtiği yerlere adını veren İO (İstanbul Boğazının adı Bosporos, İnek Geçididir), atsineğinden kurtulamaz bir türlü. Sonra, Kafkas dağlarında bir kayaya mıhlanmış olan Prometheus’un önünden geçer. Aiskhylos “Zincire Vurulmuş Prometheus” tragedyasında bu buluşmayı sahneye koyar. Orada İO başına gelenleri şöyle anlatır: İstiyorsunuz madem, hayır diyemem: Açıkça anlatayım her şeyi size, Ama doğrusu utanıyorum da Tanrısal bir kasırganın nasıl Allak bullak edip ben zavallıyı, Varlığıma yeni bir biçim verdiğini! Geceler gecesi yapayalnızken odamda Şöyle sözler duyuyordum düşlerimde: “ey mutlu genç kız, niçin yalnızsın Erkeklerin en yücesi özlerken seni? ZEUS yanıp tutuşuyor senin için, Aphrodite’nin gerdeğine girmek istiyor seninle. ZEUS’un isteğine karşı koma sakın, Kalk, git Lerna’nın yeşil çayırlarına, Babanın koyun, sığır otlaklarına, Git ki ZEUS görsün orada seni, doysun seni görmeye ZEUS’un gözü”. Ah! Hep böylesi düşler görürdüm geceleri, Ve bir gün canımı dişime alıp Söyledim babama ne düşler gördüğümü. O zaman babam Pytho’ya, Dodona’ya Adam üstüne adam yolladı öğrenmek için Tanrılar ne istiyor, ne istemiyor diye. Ama gönderdiği adamlar dönünce Karışık, karmakarışık sözler ediyorlardı. Sonunda günün birinde Anlaşılır bir söz geldi İnakhos’a Bu söz açıkça diyordu ki babama: At kızını evinden, yurdundan dışarı, Gitsin, tanrılara bir kurbanlık gibi, Dolaşıp dursun dünyanın dört bir yanına, Yoksa ZEUS yıldırımlarıyla Çarpıp yok edecek senin soyunu. Apollon’dan gelen bu sözleri duyunca babam, Kovdu beni, attı evinden dışarı. Kendi için de benim için de kötü bir şeydi bu, Ama ne yapsın ZEUS’tu onu zorlayan, Bir anda değişiverdi içim, dışım, Birden şu boynuzlar çıktı başımdan. Kerkhne’nin, Lerna’nın tatlı sularına doğru. Argos adında birini taktılar peşime. Bu, Toprağın oğlu asık suratlı çoban Adım adım izliyordu beni, Sayısız gözlerini dikerek üstüme. Beklenmedik bir anda can verdi bu çoban, Bense hep o belalı iğnenin zoruyla Bu topraktan o toprağa koştum durdum. İO’nun kişiliğine ve efsanesine daha bir kutsallık veren bu öyküden sonra Prometheus İO’ya kaderin kendisine neler hazırladığını bildirir: Mısır’a varacak, orada gene insan biçimine girecek ve ZEUS’un oğlu Epaphos’u doğuracaktır. Akdeniz’in güney ve doğu kıyılarına yayılan iki dallı bir kral soyunun atası olacaktır, dölleri soylarının kaynağı olan Yunanistan’a döneceklerdir (Aigyptos, Danaos). Bir efsaneye göre, İO’nun başına bir dert daha gelir: Kuretler Epaphos’u kaçırırlar, ama Hera’nın bu düzeni de boşa çıkarıldıktan sonra İO Mısır’a döner ve orada bir tanrıça gibi tapım görür. İO’nun Mısır tanrıçası İsis’e benzetilmiş efsanelik bir kişi olduğu besbellidir. İO, Astronomide Jüpiter'in uydularından biridir. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.