08-11-2009
|
#1
|
Şengül Şirin
|
Ahmed Vefik Paşa Türk Devlet Adamı ve Yazar
Ahmed Vefik Paşa Türk devlet adamı ve Yazar
Ahmed Vefik Paşa-türk devlet adamı ve yazar, (istanbul 1823- ay y 1891) Mühendishane'de öğretmenlik, Divanı hümayun'da çevirmenlik yapan Bulgar-zade Yahya Efendi'nin torunu: Paris elçiliği işgüderi Ruhettm Efendi'nin oğludur Mühendishanei berm hümayun'da başlayan öğrenimini babasıyla birlikte gittiği Paris'te Saint Louis lisesi'nde sürdürdü (1834-1837)
Meslek yaşamı Bab'âli tercüme odası'nda başladı (1837) Dışişleri hizmetinde çalıştı; Londra'da elçilik kâtibi (1840-1842), Tahran (1851-1855) ve Paris'te (1861-1862) büyükelçi olarak bulundu Dışişleri hizmetinde çeşitli tarihlerde Sırbistan, Memleketeyn (Eflak-Buğdan) iran-lrak sınırının denetlenmesi, Macaristan göçmenleri gibi sorunları ele almakla göıevlendirildi Zaman zaman Meclisi valayı ahkâmı adliye'de (1855, 1858, 1861, 1863) görev aldı Edirne (1877), Bursa (1879-1881) valiliklerinde Deavı nezaretinde (1857) Evkaf-ı hümayun nezareti'nde (1861), iki kez Maarif ne-zareti'nde(1878) bulundu Sadaret müsteşarı oldu (1872)
iki kez başbakanlık (içişleri bakanlığı da üzerinde olarak 1878; üç gün süreyle, 1882) yaptı Birinci meşrutiyet'm ilanı üzerine toplanan ve kısa süre sonra kapatılan Mebusan mec-lisi'nin başkanıydı (1878) Haksızlığa sert tepki gösteren kişiliği, sabırsız davranışları, atandığı görevlerden sık sık alınmasına yol açıyordu Yaşamının son dönemi de bu nitelikleri yüzünden resmi görevden uzakta geçti Asıl önemli etkinliği tarih, dil, tiyatro alanlarında görüldü Da-rülfünun'da tarih felsefesi okuttu Fezleke-i tarih-i Osmani (1869) adlı kitabı uzun süre okullarda okutuldu Ebülgazi Bahadır Han'ın Şecere-i Türk'ünü çağatay lehçesinden osmanlı türkçesme çevirerek yayımladı (1864) Lehçe-ı Osmani (1876) adlı sözlüğü, Anadolu türkçesini konu edinen zengin bir derlemedir
Bu yapıtında Oğuzlar Selçuklular ve Osmanlılar hakkında ileri sürdüğü görüşleriyle XX yy başında gelişecek Türk ulusçuluğunun öncülerinden sayılır Batı kültürünü küçük yaşta tanımaya başlamış, bu kültürün kaynaklarından olan bazı klasik yapıtları türkçeye çevirmişti: Victor Hugo'dan Her-nani, Voltaire'den Hıkâye-ı hikemiye-i mik-romega (1872), Fenelon'dan Telemak (1882), Lesage'dan Gil Blas Santillanı'nın sergüzeşti (1887) Ancak, asıl büyük başarısı Moliere'dan yaptığı çevirilerdedir Bursa valiliği sırasında yaptırdığı tiyatroda Tomas Fasulyeciyan" topluluğunun bu çevirileri sahnelemesine önayak oldu
Moliere çevirilerinden bazıları düzyazıyladır: inlial-i aşk (Le depıt amoureux), Don Civanı (Don Juan), Dudukuşlan (Les pre-cieuse ridicules) Bazıları duraksız 10 heceli vezinledir: Tartüt (Tartuffe), Adamcıl (Le Misanthrope), Okumuş kadınlar (Les femmes savantes) Kocalar mektebi (L'E-cole des maris), Kadınlar mektebi (L'E-coie des femmes), Savruk (L Etourdi) Yaratıcı bir ustalıkla yerli yaşama uyarlayarak çevirdikleri ise şunlardı: Zor' nikâhı (Le Mariage force)Jaöiö-iaşA-(L'Amour medecin), Zoraki' tabip (Le Medecin Malgre Lui), Dekbazlık (Les Fourberies de Scapin), Meraki (Le Malade Imagi-naire) Konuları,canlandırılan aile ilişkileri bakımından müslüman türk toplumuyla bağdaşmayacak bazı güldürüleri de Osmanlı azınlıklarından oyun kişileri çevresinde uyarladı: Azarya (L'Avare) Yorga-kı Dandini (Georges Dandin) Bütün bu yapıtlar halkın konuştuğu türkçeden kaynaklanan yerli sahne dilinin oluşmasına katkıda bulunmasıyla, uyarlamalarda ise XIX yy Osmanlı toplum yaşamını canlandırmasıyla büyük bir değer taşır (- Kayn )
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|