Egemenlik Nedir? |
10-06-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Egemenlik Nedir?Başkalarının davranışını kendi isteklerine zorla uydurabilme imkânı, emir ve direktifler vererek toplum davranışını yönlendirme gü*cü, yüksek otorite Siyaset biliminde millî sınır*lar içinde Devlet?in en üstün yetki ve güç sahi*bi olması, uluslararası sistemde ise Devlet?in sadece kendi taahhütleri çerçevesinde sınırla*nabilen ve diğer devletlere eşit mutlak bağım*sızlığı anlamına gelir felsefe, sosyoloji ve ikti*sat alanlarında az çok farklı anlamlarda kulla*nılan egemenliğin en yaygın kullanımı siyaset alanındakidir Bir ülkede egemenliğin kimde olduğu soru* su, tarih boyunca geniş tartışmalara yol açmış*tır ilk çağlarda bu günkü anlamda bir ege*menlikten söz edilemez Devletler ya birbirin*den uzak yaşamakta ya da dış ilişkilerinde bir*birine üstünlüklerini kabul ettirmekteydiler ilk kez XVIyüzyılda Fransız hukukçuları (J-Bodin) egemenliği bugünkü anlamına yaklaş*tırm Aya çalıştılar Bunlara göre egemenlik, Fransa kralının içeride feodal senyörlcrc karşı üstünlüğünü, dışarda ise Roma-Germen im*paratorluğuna karşı bağımsızlığını koruma hak ve yetkisi idi Bu çağlarda hükümdara iza*fe edilmiş olan ve dinî hukuktan doğan monar-şık egemenlik, daha sonra kendini demokra*tik egemenlik anlayışınıyansıtan millî egemen*liğe bıraktı XVIIyüzyılda JLocke ve XVIII-yüzyılda JJRousseau?nun geliştirdikleri ?top*lum sözleşmesi? teorisine göre bölünemez ve başkasına devredilemez niteliklere sahip olan egemenlik, Amerikan Bağımsızlık Bildirgesin*de ? Halk egemenliği? ilkesinin gelişmesine kat*kıda bulundu 1789 Fransız devrimini yapan*lar ihtilal sonrası Fransa?nın anavasası olan 1791 tarihli anayas aya halk egemenliği yerine ?millî egemenlik? ilkesini soktular; ?Egemen*lik tektir ve millete aittir? Egemenliğe kazan*dırılan bu yeni boyut XIX ve XXyüz yılın an*layışını da yansıtır ve Milletin sahip bulundu*ğu egemenlik hakkının temsilcileri yoluyla kul*lanabileceğini ifade eder Hukukî bakımdan egemenlik, devletin ayırı*cı vasıflarından biri olarak *kabul edilmiştir Bu itibarla devlet, sınırlan belli bir ülkede ya*şayan halk üzerinde egemen olan yüksek otori*tedir Bir ülkedeki halk egemen değilse, yani bir başka yerden emir ve direktif alıyorsa o, devlet değildir Bu bakımdan devletin kendi ülkesi içinde rakip bir güce yer vermeyen dev*let kudreti, egemenlik olarak anlaşılmalıdır Devletin egemenlik ilkesinin kullanılması da çeşitli tartışmalara sebep olmuş ve bu alan*da ?kuvvetler ayrılığı? ilkesi yerleşmiştir Yasa*ma, yargı ve yürütme güçlerinin birbirinden ayrı organlarca kullanılması yaygınlaşmışsa da, çağımızda yürütmenin yasam ayı dolaylı yoldan etkisi altına aldığı gözlenmektedir As*lında devletin egemenliğinin sınırsızlığı anlayı*şının terk edilerek hem içte, hem de uluslara*rası alanda sınırlandırılmış bir egemenlik anla*yışının yerleşmiş olması söz konusudur De*mokratik yönetim geleneği, egemenliği kulla*nan yöneticilerin gücüne Ö nemli kısıtlamalar getirmiştir Anayasal sistemler ve hukuk devle*ti anlayışı egemenliğin nasıl kullanılacağını, bu gücü millet adına kullanacak olanların be*lirlenmesi hususunu düzenlemiştir Uluslara*rası alanda da egemenlik kavramı bazı geliş*melere sebep olmuştur Egemen bir devletin, uluslararası alanda kendini hiçbir güçle sınır*landırmaması anlayışı çağımızda terkedilerek devletlerin kendi taahhütleriyle bağımlı olma*ları anlayışı yerleşmiştir içinde bulunduğu*muz yüzyılın başından itibaren devletlerin uluslararası alandaki egemenliklerini sınırla*yan bazı gelişmeler oldu I dünya Savaşı önce*sinde Lahey?de düzenlenen konferanslarda sa*vaşlarda devletlerin uyacakları bazı kurallar kabul edildi Savaş sonrasında kurulan Millet*ler Cemiyeti?nin Ana sözleşmesi, devletlerin savaş açma konusundaki egemenliklerini sınırlandırdı Pek çok devlet tarafından imzalanan Briand Kellog Paktı (1928), devletler arasın*daki anlaşmazlıkların savaş yoluyla çözümünü yasakladı Ardından IIDünya Savaşfndan sonra kurulan Birleşmiş Milletlerin Sözleşme*si, ülkelerin uluslararası ilişkilerde güce baş vurmaktan, Barış ve güvenliği tehditten kaçın*maları şartını getirdi Savaş sonrasında ulusla*rarası plânda çeşitli alanlarda birliklerin ve uluslararası örgütlerin hızla çoğalması, devlet*lerin bu alandaki mutlak egemenliklerini sınır*landırmıştır Bir devletin herhangi bir ulusla*rarası kuruluşa üye olarak girmesi, bu alanda*ki egemenliğinden bir kısmından kuruluş lehi*ne feragat etmesi anlamına gelmektedir Ulus*lararası alanda, bütün devletlerin üzerinde bir yüksek otorite olmadığından ancak ilgili dev*letlerin kendi rızaları ile egemenliklerini sınır*lamaları söz konu su olmaktadır Egemenlik kavramı, islam toplumları için Batılı toplumlardan farklı bir Anlam kazanmış*tır Kur?an?da, ?hüküm? olarak tefsir edilen ?mülk?ün? Allah?ın olduğunun bildirilmiş ol*ması, Islam bilginleri tarafından bunun ? insan oğlunun Kanun koyma? yetkisinin olmadığı şeklînde yorumlanmıştır peygamber (s) döne*minde her türlü egemenliği bizzat HzMuham-med kullanırken, onun ölümünden sonra hali*feler siyasal ve sosyal egemenliği ellerinde tut*muşlardır ilk dönemde siyasal ve sosyal ege*menliği, Allah?ın halifesi olarak yaratıldığı be*lirtilen insanlar adına kullanacak bir ?halife?-nin belirlenmesi bir tür seçimle gerçekleşmiş*ken, HzAÜ?den sonra ?saltanat? usulü yerleş*miş ve yüz yıllar boyunca çeşitli hanedanlar, ge*nelde kuvvete dayalı olarak egemen olmuşlar*dır Hanedanlar egemenliklerine meşruiyet kazandırmada dinden yararlanmışlardır Ulus*lararası alanda ise Islam, antlaşmalara, veri**** söze ve barışa ö Nem vermiş, antlaşmalara uyulduğu müddetçe savaştan kaçınılmasını is*temiştir |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|