12-31-2008
|
#1
|
KRDNZ
|
Sonu Olmayan Oyun
Zaman geldi ışıklar yakıldı ve sahne hazırlandı  dekorlar süper, kimse sahte olduğunu anlamaz  son dakikalar,son hazırlıklar oyunun başlamasına  bir,iki,üç, motor
bir zamanlar güneşten uzak,kutuplara yakın bir yerde her şeyin demirden yapıldığı ülkede insanlar yaşarmış  burası öyle bir yermiş ki insanların evleri, bahçeleri mobilyalarını bırak, kalpleri bile demirdenmiş  çok soğukmuş bu ülke, hiç güneş görmezmiş, hep karanlıkmış  yağmurda yağmazmış hiç buraya,hoş zaten yağmasını isteyende olmazmış  ama o demirden kalplerin hepsinin içerisinde bir ışık varmış bir zamanlar  o kadar parlak, o kadar güzelmiş ki o ışık insan huzurla dolarmış o ışığı görünce ama o, o sonsuz karanlık hep nefret edermiş o minicik, küçük bir bebeğin dokunuşu gibi yumuşacık olan o ışıktan  çekemezmiş onu  elinden ne gelirse yaparmış, o robotlaşmış insanların demirden kalplerindeki küçücük sevgi ışığını alabilmek için  çünkü kötüymüş karanlık yaparmış istediğini  doğa anaya gitmiş ışığı söndürmek için  yalvarmış ona doğa ananın unuttuğu, yıllar boyu hiç uğramadığı bu ülkeye geri dönmesi için yalvarmış  demişki:
insanlar çok mutsuz, ne olur yağmurlarınla neşelendirsen  
-tamam demiş doğa ana tamam ve karanlıkla doğa ana birlikte gitmişler ülkeye  doğa ananın gelmesiyle o kadar şiddetli bir yağmur başlamış ki,sanırsınız evrenin bütün suları sadece bu ülkeye gönderildi  giderek mutsuzlaşmış ülkenin insanları  tabi bu sırada karanlık bir o kadar mutlu, istediği oldu onun  o masum demirden insanların giderek paslanan kalpleri içindeki ışık yavaşça sönmeye başlamış  karanlık artık daha mutlu  ve gün gelip yağmur durduğunda, giden yağmur beraberinde ülkedeki ışığıda götürmüş  sonsuza dek 
stop stop stop  oyun bitti dediğim gibi kimse sahte olduğunu anlamıyacak oyunun  dekor harika çünkü  dur bir saniya ama ya gerçekten, gerçekse  ya oyun değilse bu  işte o zaman gelir asıl oyunun sonu
__________________
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar, 'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?
Ey ŞaiR! Bana Yağmurdan bahsetme, yağdır
|
|
|