![]() |
Bir Kıssa, Bin Hisse . . |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Bir Kıssa, Bin Hisse . .Bir Kıssa, Bin Hisse ![]() ![]() Abdullâh bin Ömer -radıyallâhu anh-, arkadaşlarıyla birlikte Medîne civârında bir yere çıkmıştı ![]() ![]() ![]() “–Gel ey çoban, sofraya buyur ![]() ![]() “–Ben oruçluyum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “–Bu şiddetli ve boğucu sıcakta oruç mu tutuyorsun, bir de bu hâlde koyun güdüyorsun?” dedi ![]() “–Şu süründen bize bir koyun satsan, parasını sana ödesek, etinden de iftar edeceğin kadarını sana versek olmaz mı?” teklîfinde bulundu ![]() “–Benim sürüm yok, bu koyunlar efendimindir ![]() ![]() “–Kayboldu, dersin, efendin nereden bilecek ki?” dedi ![]() “–Allâh nerede?” dedi ![]() İbn-i Ömer -radıyallâhu anh-, çobanın bu ihsân ve murâkabe hâlinden çok duygulandı ![]() ![]() Medîne’ye geldiğinde, çobanın efendisine bir elçi göndererek sürüyü ve çobanı satın aldı ![]() ![]() İşte ihsân ve murâkabe duygusunun güzelliği ve bu güzelliklerin daha dünyâdaki bereket ve mükâfâtı… Kim bilir âhiretteki mükâfâtı nasıl olacaktır?! |
![]() |
![]() |
|