Basralı Aşığın Münacaatı |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Basralı Aşığın MünacaatıBasralı bir zat vardı Bu zat, -u Zülcelâl’in aşkından ağlaya ağlaya âmâ olmuştu Eğer insan onun gibi olursa, -u Zülcelâl ona nasıl vermez ki! Bu zat, -u Zülcelâl'e şöyle münacatta bulunuyordu “Ya rabbi! Ben ne zaman senin yanına geleceğim? Senin izzetine ve kudretine yemin ediyorum ki; benimle Sen’in aranda dağlar gibi ateş alevleri olsa, eğer sen bena tevfik ve yardım etmeyip geri çevirmediğin müddetçe, tâ ben Sen’in yanına gelinceye kadar, o alevler beni durduramaz Ben Sen’den başka hiçbir şeyle Sen’den razı olmam Ne cenneti istiyorum, ne cehennemden muhafaza olmayı istiyorum Ben sadece seni istiyorum ” Tabi, o bu sözleri, yalnız dili ile değil kalbi, ruhu ve sırrı ile söylüyordu Peki, şimdi size soruyorum? Bir kimse böyle olursa, -u Zülcelâl ona istediğini vermez mi? -u Zülcelâl onun kalbine ruhuna baktığı zaman, onun samimiyetini görünce nasıl vermez ki!![]() ![]() Mutlaka verecektir O zatın, -u Zülcelâl’e yapmış olduğu bu münacaat, bizim için çok büyük bir derstir Eğer biz de onun gibi olursak, -u Zülcelâl bize de verecektir, inşallah![]() Fakat biz evimizden çıkıp, cemaate namaza gelmeyi, nefsimizin isteği ile değiştirmiyoruz Sabahleyin uykumuzu terk edip namaza kalkmıyoruz O ateş nerede, bunlar nerede?![]() ![]() O Basralı zat, ateşin içine girip bütün vücudu yana yana -u Zülcelâl'in huzuruna gitmeyi istiyordu Bizse kendi nefisimizi rahatsız etmemek için bir uykuyu, arkadaşlarımızla konuşmayı bile terk edemiyoruz Peki, nefsimize, niçin; “Ey nefsim! Sen ne zaman -u Zülcelâl'e ibadet edeceksin? Sen sıhhatli iken keyf-ü sefa yapıp ömrünü boşa geçiriyorsun Hasta olduğun zaman zaten ibadet yapamıyorsun Bana bir vakit göster ki, o vakitte -u Zülcelâl'e ibadet yapayım Başka vakit yok ki! Ne zaman ibadet yapacaksın? Diye sormuyoruz -u Zülcelâl hepimize kendi rahmetiyle, fazlıyla razı olacağı şekilde ameli salih nasip etsin (Âmin) |
|
|
|