![]() |
Sidretü'l-Münteha' Nedir? |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Sidretü'l-Münteha' Nedir?Yedinci gök semada Cebrail (AS)’ın en son gidebileceği, bir adım daha gidersem yanarım dediği bir makamdır ![]() Necm Suresi 13-14: And olsun onu bir başka defa da Sidretül müntehanın yanında gördü ![]() Ayetinde bahsedilen makam, Peygamber Efendimizin miraca çıkarken Cebrailin yani aklı Resulün bir adım dahi bundan öteye atarsam yanarım dediği, sıfat aleminin son durağıdır ![]() Zira ondan ötede Zat vardır, zevk vardır ![]() ![]() ![]() Sidretül müntehadan öteye diğer melekler de geçemez ![]() Çünkü sıfatlar bütün icraatını Zata kadar yapabilirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tevhidde kavseyn mertebesi olarak bilinen bu yeri müminlerin Muhammediyyün olanları, cehri şirklerden sonra hafi şirklerden de kurtulanları zevk edebilirler ![]() ![]() ![]() Necm Suresi 17: mazagalbasaru ve mâ ta ğâ buyrulduğu gibi gözü hiçbir tarafa da kaymadı ![]() Çünkü Hakikatı görenlerin gayriyete itibar etmeleri mümkün değildir ![]() Sidre-i Münteha, son sidre demektir ve izâfi bir terkiptir Münteha: Ism-i mekân ya da mimli mastar olan bu kelime, "nihayet sidresi" veya "son sinir sidresi" anlamini ifade eden bir isimdir Sidre, daha evvel de geçtigi gibi agaç demektirKamus Tercemesi'nde sidre ile ilgili su bilgiler vardir "Sidr, in kesri ve n sükunu ile okunurNebk agacina verilen bir isimdir Buna Arabistan kirazi da denir ki, Trabzon hurmasi da ayni nevidendir Bu kelimenin müfredi sidre, çogulu, siderât, sidirat, sider ve südür seklinde gelir Adi geçen bu agaç, iki çesittir Birisi büstânî (bahçeye mahsus)dir ki meyvasi hos olup yapraklariyla da yikanilmaktadir Digeri de berrî (topraga mahsus)dir ki bunun meyvasi tatsizdir Her ikisinin de gölgesi gayet koyu, hos ve hafiftir" Bu kelime de ayrica bir hayret mânâsi da vardir Seder ve Sederat göz kamasmak ve hayran olmak demektir Bunun binâ-i nev'isi de bir nevi hayrete düsmeyi ifade eder Bu sebeble müfessirler sidre-i müntehâyi, her iki mânâyi da gözeterek tefsir etmislerdir Bu konudaki farkli yorumlari söyle siralamak mümkündür 1 Sidre-i müntehâ, yedinci semada bir hadise göre de altinci semada Ars'in sag tarafinda bulunan bir nebk agacidir ki müttakilere vaad edilen cennetin nehirleri,(Muhammed, 47/15 bkz) onun altindan çikar Hz Peygamber (sav)'in meyvasini tacin püsküllerine, yapraklarini da fil kulaklarina benzeterek tavsifde bulundugu bu agaç hakkinda sunlari söyledigi rivayet edilmistir: "Öyle bir agaç ki bir binici onun gölgesinde yetmis sene yol alsa yine katedemez Bir yapragi ümmetin hepsini örter" "Öyle bir agaç ki bir binici onun gölgesinde yüz sene gitse katedemez Bir yapragi bütün ümmetin üzerini örter" gibi haberler nakledilmistir Bu haberler, söz konusu agaci, mahlukatin cisim ve boyutlari bakimindan aldiklari son sekil, ve emir âleminin sinirina dikilmis bir agaç, bir "olusum agaci" olarak göstermektedir Ibnü Mes'uddan gelen bir rivayette onun söyle dedigi görülür: "Sidre-i Müntehâ, cennetin uc kisimlarinda bulunan bir yerdir Üzerinde ise Sündüs ve Istebrak'in etekleri vardir" Kessâf'da da "Sidre-i Müntehâ sanki cennetin bitis noktasindadir" seklinde bir ifade vardir Ibnü Abbas ve Ka'b'dan nakledildigine göre Sidre-i Müntehâ, arsin altinda bulunan bir agaçtir ki, melekler, nebiler ve mahlukat içinde bulunan âlimlerin ilmi sonuçta ona ulasir Ondan ötesi ise gaybdir, Allah'tan baskasi bilemez Dahhâk'tan yapilan bir rivayette de söyle denilir: "Allah'in her emri ona ulasir, ondan daha ileri geçemez" Görüldügü gibi bütün bu sözler, müntehâ kelimesinin ifade ettigi anlami açiklayici mahiyettedir 2 Fahreddin Râzî de tefsirine ikinci sirada kaydettigi bir görüste sunlari söyler: "Sidre, "Rakib" den "rikbe" gibi bina-i merre olarak alinirsa bu takdirde sidre-i müntehâ, hayret-i kusuâ (en son hayret) mânâsini ifade eder" Yani akillarin, daha fazla hayret tasavvur edilmeyecek derecede hayrette kaldiklari bir makamda, Hz Peygamber hayrete düsmedi, sasmadi, kendisini kaybetmedi ve gördügünü gördü, demektir Ancak yine de Râzî, sahih olarak, ilk verdigi rivayeti kabul etmektedir Bir izafet terkibi olup "müntehâ sidresi", yani sidrenin sonu, nihayeti demektir ![]() Müntehâ kelimesi son, nihayet, bitiş anlamlarına gelmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() Sidretül-müntehâ' şeklinde Kur'ân-ı Kerim'de Necm suresinin 14 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sidretül-Müntehâ' Cennetin nihayetinde ve sonundadır, diye geçmektedir ![]() Ayrıca Sidretül-Müntehâ', "Allahu Teâlâ'nın zât âlemi demektir ki, buraya ne meleklerin büyükleri, ne de Peygamberlerin büyükleri dâhil olabilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hadis-i şeriflerde ise belirttiğimiz gibi daha çok mi'rac hadisesi ile ilgili kısımlarda geçmekte ve meşhur hadis kitaplarının; hemen hemen hepsinde sözkonusu edilmektedir: " ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ibn Mesud (r ![]() ![]() ![]() ![]() Allah orada ona kendisinden önce gelen hiç bir peygambere vermediği üç şeyi verdi: Namazlar beş (vakit) olarak farz kılındı ![]() ![]() ![]() ![]() Malık b ![]() "Yaratıkların ilmi "sidre'de" son bulur ve bunun üstü hakkında bilgileri yoktur" (Tirmizi, T ![]() ![]() Mürre'nin Abdullah'tan rivayetine göre "Rasulullah (s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Enes'in rivayetine göre Rasulullah (s ![]() ![]() "Ben Sidretü'l-Müntehâya götürüldüm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cibril: "Bâtın olanlar Cennettedir; zâhir olanlar ise Fırat ve Nil'dir" diye cevap verdi" (Kurtubî (Darekütnî'nin lafzıyla Müslim'den naklen), XVII, 94) ![]() Bu iki hadisi sahih kabul edenler onları şöyle telif etmişlerdir: Kökü altıncıgökte, dalları yedinci göktedir (et-Tehanevi, Keşşafu Istılâhati'l fünün, Istanbul 1984, I, s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sidr denilen bu ağaç Cennetin en üst kısmındadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sidretü'l-Müntehâ' denilmeşinin sebebi, buraya hem büyük meleklerin, hem de büyük peygamberlerin geçememesi ve burası hakkında bilgilerin yeterli olmamasıdır ![]() ![]() ![]() Ayrıca büyük müfessirlerden Fahruddîn er-Râzî, Sidretü'l Müntehâ'yı, buraya kadar zikredilen mânâlarını yanı sıra, "hayret-i küsvâ" diye açıklamıştır ki, akılların hayretle kaldığı, bundan daha şiddetli bir hayretin tasavvur edilemeyeceği, insanın son derecede hayrete düştüğü bir makam olarak tavsif ettikten sonra; sadece, Hz ![]() ![]() Öyleyse biz âciz insanların Sidretü'l-Müntehâ'yı kesin olarak "şudur veya budur" diye açıklamamız mümkün görülmemektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() alıntı ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|