|  | İstanbul (İstanbul'a İlişki) |  | 
|  03-19-2011 | #1 | 
| 
Şengül Şirin   |   İstanbul (İstanbul'a İlişki)İstanbul (İstanbul'a İlişki) İSTANBUL a  (öz  a  istanbul'dan)  [Tamlayan olarak] İstanbul'a İlişkin, istanbul ile ilgili  —Dokmc  İstanbul kemhası — KEMHA   —Kur  tar  İstanbul ağası, istanbul Acemi ocağinın amiri  (Bk  ansikl  böl  ) istanbul kadısı, istanbul'un sur içinde kalan bölümüyle buralara bağlı liman ve iskelelerin adalet, belediye İşlerinden sorumlu kadı  (istanbul efendisi de denir  ) [Bk  ansikl  böl  ] istanbul kadısı naibi, istanbul kadısının bakmakla yükümlü olduğu kimi işleri yürüten yardımcısına verilen ad   istanbul kaymakamı -> SADARET KAYMAKAMI   istanbul kulluğu -> KULLUK   istanbul payesi, ilmiye rütbelerinden biri  (Haremeyn payesinin üstünde, Anadolu kazaskerliği payesinin aşağısındaydı  ) —ANSİKL  Kur tar   • istanbul ağası, istanbul'daki Acemi ocağinın yönetimi, yeniçeri ağasının sorumluluğunda olmakla birlikte, onun işlerini çokluğu nedeniyle, ocağın birinci odasının komutanı olan istanbul ağasına bırakılmıştı  Acemi ocağı' nın yayabaşı, bölükbaşı gibi subaylarının atanmaları, görevden alınmaları onun yet-kislndeydi  Acemilerin ocağa alınmaları, odalara dağıtımı, çeşitli işlerde görevlendirilmeleri onun buyruğuyla yapılırdı  Yeniçeri ağası, sekbanbaşı, seferli yeniçeriler sefere gittiklerinde istanbul'un güvenliğinden de sorumlu bulunan istanbul ağası, ocaktan ayrılırsa yayabeyliği zeameti alırdı  • istanbul kadısı  İlmiye sınıfının en yüksek görevlilerinden biri sayılan istanbul kadısı, XVI  ve XVII  yy  iarda Edirne ve Bursa kadılarının yükselenleri arasından atanırdı  XVIII  yy  'dan başlanarak bu makama Mekke ve Medine kadılığından yükselenler atanmaya başladı  Devlet protokolünde beylerbeyi ile eşit düzeyde olan istanbul kadısının yeri defterdardan önceydi  Bunların belirli bir görev yerleri yoktu, konaklarının birkaç odasını mahkeme için ayırırlar ya da istanbul'un çeşitli yerlerine giderek davalara bakarlardı  Bu durum bir süre sonra dava sahipleri için zorluk çıkardığından, 1836'da Şeyhülislam kapısinda bir mahkeme kuruldu  Baktıkları bu davaların dışında her çarşamba günü Paşa kapısinda Eyüp, Galata ve Üsküdar kadıları ile birlikte sadrazam huzurundaki davaları da dinlerdi   Sadrazam istanbul'da denetime çıktığında onunla birlikte bulunurdu, istanbul kadıları nafaka tayini, miras, vasi azli ve tayini, şeri davalara bakmanın yanı sıra, esnafın belirlenen narhın üzerinde satış yapmamasını, işçi ücretlerini, kayıkçıları, dilenciliği, miri imalathaneler dışında tüfek yapımını, dışsatımı yasak olan malların yabancı ülkele re gönderilmemesi gibi işlerin denetlenme sinden de sorumluydu  Bu görevlerinin bir bölümünü kendisi yapar, bazılarını da naiplerine havale ederlerdi  Bu amaçla istanbul'un çeşitli yerlerinde naip mahkemeleri (Mahmutpaşa, Davutpaşa, Balat vb  ) açılmıştı, istanbul kadılarının esnafla ilgili işlerle ilgilenmelerine 1857'den sonra son verildi, ikinci meşrutiyet'ten sonra ayrıcalıklı konumları ortadan kalktı, sıradan vilayet kadılarından farkları kalmadı   
				__________________  Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
|   | 
|  | 
|  |