![]() |
İkinci Meşrutiyet |
![]() |
![]() |
#1 |
Şengül Şirin
![]() |
![]() İkinci Meşrutiyetİkinci Meşrutiyet ![]() Fetret Devri Köprülüler Kutsal İttifak Savaşları Lale Devri Rus Savaşları Nizam-ı Cedid Tanzimat Birinci Meşrutiyet İkinci Meşrutiyet Osmanlı Devleti Tarihi Zaman Çizelgesi Osmanlı Tarihi Kronolojisi İkinci Meşrutiyet Devri (Osmanlı Türkçesi ايکنجى مشروطيت) Osmanlı Anayasasının, 29 yıl askıda kaldıktan sonra, 24 Temmuz 1908'de yeniden ilan edilmesiyle başlayan ve 5 Kasım 1922'de Osmanlı Devleti'nin tasfiyesiyle sona eren dönem ![]() ![]() Toplam 14 yıl süren bu dönemde Türkiye, parlamenter demokrasi, seçim, siyasi parti, askeri darbe ve diktatörlük olgularıyla tanışmış, iki büyük savaş (Balkan Savaşı ve I ![]() ![]() 1908 Devrimi II ![]() ![]() ![]() yetin başkenti olan Selanik'teki askeri birlikler idi ![]() ![]() ![]() Devrim hareketi 1908 Temmuz başlarında hız kazandı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() azlederek yerine daha liberal bir isim olan Sait Paşa'yı getirdi ![]() ![]() ![]() ![]() 23 Temmuz günü Türkiye'de 1935 yılına dek Hürriyet Bayramı olarak kutlanmıştır ![]() 31 Mart Olayı ve Abdülhamit'in Tahttan İndirilmesi İkinci Meşrutiywtin ilanından sonra derhal seçimlere gidildi ![]() ![]() ![]() ![]() gitgide artan bir hoşnutsuzluk görüldü ![]() ![]() ![]() Eski takvimle yeni takvim arasındaki 13 günlük farktan dolayı 31 Mart Olayı olarak anılan bu ayaklanma, Selanik'ten gelen Hareket Ordusu tarafından 24 Nisan'da bastırıldı ![]() ![]() ![]() ![]() 8 Ağustos 1909'da Kanun-i Esasi üzerinde yapılan bir dizi radikal değişiklikle padişahın yetkileri "sembolik" bir düzeye indirildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() toplantı özgürlüğü gibi temel hak ve özgürlüklerden bazıları anayasaya eklendi ![]() Ancak gerek Meşrutiyeti sahiplenen halk kitleleri ve gerekse ordu içindeki subaylar tarafından Abdülhamid tahttan indirilmiştir ![]() ![]() (Kaynak: Resmi Tarih Tartışmaları, Cem Uzun, Özgür Üniveriste Yayınları, 2005) Balkan Savaşı ve Halâskâr Zabitan Hareketi Hüseyin Hilmi Paşa (Mayıs 1909 - Ocak 1910), İbrahim Hakkı Paşa (Ocak - Eylül 1910) ve Sait Paşa (Eylül 1910 - Temmuz 1912) kabineleri döneminde İttihat ve Terakki Cemiyeti, resmen görev almamakla birlikte, fiilen ülke siyasetinin yönlendirici gücü oldu ![]() 1912 seçimleri İttihat ve Terakki'nin iktidarı altında gerçekleşti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 8 Ekim 1912'de başlayan Balkan Savaşı kısa sürede bir felakete dönüştü ![]() ![]() Babıali Baskını ve İttihat-Terakki Diktatörlüğü 23 Ocak 1913'te "Hürriyet Kahramanı" Enver Bey önderliğinde bir grup İttihat ve Terakki fedaisi, Babıali'de bulunan Bakanlar Kurulu'nu toplantı halindeyken bastı ![]() ![]() ![]() Babıali Baskınının kamuoyuna sunulan gerekçesi, Bulgar kuşatması altında bulunan Edirne'nin kurtarılması idi ![]() ![]() ![]() 11 Haziran'da Sadrazam Mahmut Şevket Paşa makam arabasının içinde uğradığı bir suikast sonunda hayatını kaybetti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Son Meclis I ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sivas Kongresi'nin seçim yapılmasında ısrarı üzerine istifa eden Damat Ferit PaşaAli Rıza Paşa hükümeti aynı gün seçim kararı aldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şubat'ta Misak-ı Milli beyannamesini oybirliği ile kabul etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu tarihten Osmanlı Devleti'nin fiilen tarihe karıştığı 5 Kasım 1922'ye kadar Osmanlı hükümeti kâğıt üstünde varolmaya devam etti ![]() ![]()
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz
![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : İkinci Meşrutiyet |
![]() |
![]() |
#2 |
Şengül Şirin
![]() |
![]() Cevap : İkinci Meşrutiyet
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz
![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : İkinci Meşrutiyet |
![]() |
![]() |
#3 |
Şengül Şirin
![]() |
![]() Cevap : İkinci Meşrutiyet![]() ![]() Birinci Meşrutiyet, Osmanlı devletinde padişah yetkilerinin ve yönetiminin Anayasa (Kanun-u Esasi ) ile belirlendiği bir dönemdir ![]() ![]() Avrupa’yı takından gören Türk aydınları, devletin gidişini beğenmiyorlar, yapılan yenilikleri yeterli görmüyorlardı ![]() ![]() ![]() ![]() Genç Osmanlılar meşrutiyet yönetimi kurulur, Mebuslar Meclisine Hristiyan ve Musevi halk temsilcileri de katılırsa, Müslümanlarla aralarındaki ayrılığın giderilebileceğine ve bir Osmanlı milletinin oluşacağına inanıyorlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu anayasa padişahın isteklerine uygun hale getirildikten sonra 23 Aralık 1876’da Beyazıt meydanında, devlet adamları, bilginler ve halk önünde törenle ilan edildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Birinci Meşrutiyet dönemi uzun sürmedi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() KANUN-U ESASİ Abdulhamit, cülus hattı hümayununda kendi yararına birtakım ödünler koparmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() Önce Kanun-u Esasi’nin hazırlanışı ve hukuki niteliği üzerinde duralım ![]() a)Hazırlanışı ve Niteliği Kanun-u Esasi hazırlıları, yukarıda anlatılan çalkantılı ortamda yürütüldü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Görüldüğü gibi doğrudan doğruya padişahça atanmış bir komisyon tarafından hazırlanan Meclis-i Vükelaca incelenip padişah tarafından kabul ve ilan olunan, Kanun-u Esasi’nin yapımında halkı temsil eden bir yasama organı yada kurucu meclisi yoktur ![]() ![]() ![]() Halkın temsilcileri tarafından hazırlanmadığı ya da halk oylamasına sunmadığı için Kanun-u Esasinin anayasa olmadığı söylenebilir mi?Bu önemli biçimsel koşullara uyulmadan çıkarılan bir metin günümüzde “anayasa “sayılmaz ![]() ![]() b)Devlet ve İktidar Kanun-u Esasi’ye göre “Devlet-i Osmaniye” ülkesiyle bölünmez bir bütündür ![]() ![]() ![]() Saltanat kurumu, devlet monarşik karakterini vurgular ![]() ![]() ![]() Monarşik devlet öteden beri teokratik niteliktedir ![]() Kanun-u Esasi egemenliğin kime ait olduğuna ilişkin açık hüküm yoktur ![]() ![]() ![]() Bu demektir ki, o zaman meşruluk kaynağını gelenek ve dinsel inançlardan alan monarşik egemenlik, şimdi insan iradesi ürünü ve dünyasal-insansal bir hukuki belgeden meşruluk olarak beşerileşmektedir ![]() 1 ![]() Osmanlı soyunun en büyük evladı saltanat ve hilafet makamının da sahibidir(madde 3) ![]() ![]() Padişah yürütme organının da başı ve hatta kendisidir ![]() Yasama meclisi meclis-i umumi adını taşımakta olup, iki kanatlıdır ![]() ![]() Heyet-i ayan üyeleri öbür meclisin üye sayısının üçte birini geçmemek üzere 40 yaşını geçmiş ve seçkin hizmetleri ile tanınmış kişiler arasından yine padişah tarafından seçilir ve atanır (madde 60-61) Heyet-i Mebusan üyeleri ise, her elli bin erkek nüfusa bir temsilci olmak üzere 4 yıl için ve seçim yoluyla görev gelir ![]() ![]() ![]() Demek oluyor ki padişah yürütme ve yasama kurullarının oluşumu üzerinde mutlak söz sahibi değilse bile, son derece etkilidir ![]() ![]() Oluşumunu padişah iradesine borçlu olmayan tek heyet meclis-i Mebusan’dır ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() Kanun-u Esasi padişahın dünyevi ve uhrevi haklarını anayasallaştırmaktır ![]() ![]() Vekilleri, sadrazamı ve şeyhülislamı atamak ve görevden almak silahlı kuvvetlere komutanlık etmek, şeriat hüküm yasalarını yürütmek, cezaları affetmek yada hafifletmek vb ![]() ![]() Daha ilk bakışta görülüyor ki padişah meşruti bir sistemde bakanlar kurulunun ve parlamentonun sahip olması gereken birçok önemli yetkiyi kendinde alıkoymuş “padişahın kutsal hakları” alanında tutmuştur ![]() Meclis-i vükela sadrazamın başkanlığında toplanan iç ve dış önemli konular görüşülen bir kurum ama görüşülmesi padişahın iznini gerektiren hususları önce hükümdara sunmalı ve onun görüşme iznini almak zorundadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Meclislerin çalışmalarını yönetecek başkanları ile yardımcılar padişah tarafından seçim yapmak suretiyle atanmaları gerekir ![]() Meclis-i umumi üyelerini padişaha bağlı kılan bir husus da ettikleri yeminin içeriğidir ![]() ![]() Bir kere, padişah buyruğu ve güdümü altındaki Heyet-i vükela her konuda yasa önerme hakkına sahipken, asıl yasama organı durumunda olması beklenen meclisler, ancak kendi görev alanlarını ilgilendiren konularda yasa önerisinde bulunmayan yetkilidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bütün bunlardan sonra, meclislerden geçmiş bir metin hâla kabul edilmiş bir kanun değil bir “layiha” dır ![]() ![]() ![]() ![]() Yürütmenin,daha doğrusu padişahın tasama sürecindeki bir başka aktif rolü de, meclislerin toplantı olmadığı dönemlerde kendini gösterir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3 ![]() Sadrazam, şeyhülislam ve Vekiller padişaha karşı sorumlu olup her an onun tarafından görevden alınabilirdi ![]() ![]() ![]() Heyet-i vükela meclis karşısında sorumlu değildir ![]() ![]() ![]() ![]() Meclisler yürütmeyi etkili şekilde denetleyemiyor ve bir siyasal yaptırıma gidemiyor ama, padişahın bunları ve caydırıcı silah ise fesih kurumudur ![]() Padişahı bütün anayasal sistemin merkezi ve en üstün gücü olarak tanıyan Kanun-u Esasi onu bir de “sorumsuzluk” halesi ile taçlandırmaktadır ![]() Bu sistemin gerçekten sınırlanmış bir monarşi kavramına uymadığı meydandadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() Kanun-u Esasi’nin getirdikleri hiçte anımsanacak gibi değildir ![]() ![]() ![]() Kanun-u Esasi bir güç olarak “yargıdan değil “mehakim” (Mahkemelerden söz etmekle beraber, yargı yetkisinin kullanışının gerektirdiği asgari güvencelere de yer veriyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() b)Haklar ,Özgürlükler, Yargısal Güvenceler Uyruklara tanınan hak ve özgürlükler “tebai devlet-i Osmaniye’nin hukuku umumiyesi” başlığı altında toplanmıştır ![]() Osmanlı Devleti uyruğu herkes, din ve mezhebi ne olursa olsun “Osmanlı sayılır(madde 8) ![]() ![]() ![]() ![]() Kanun-u Esasi kişi güvenliğini yok etmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ekonomik alanda bazı önemli düzenlemeler vardır ![]() ![]() Kanun-u Esasi, Türkçe bilmeleri koşuluyla herkesin kendi yeteneklerine göre devlet işlerine ve memuriyetine girebileceğini açıklamaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() d)Anayasa’nın Üstünlüğü ve Korunması Kanun-u Esasi’nin hiçbir maddesi bile hiçbir sebep ve bahane ile tatil veya icradan iskat edilemez hükmü (madde 115), anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkeleriyle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor ![]() ![]() Ne var ki bu ilkeler anayasanın üstünlüğü, bağlayıcılığı soyutta bir anlam taşımaz ![]() 5 ![]() 1905 sonrası mücadelenin yeni bir yükselme dönemidir ![]() ![]() Gerçekten de 1905 sonrasının en esaslı dönüşümü meşrutiyet ve özgürlük düşüncesinin asker çevreleri sarması ve buralardaki gizli örgütlenmelerdir ![]() Nitekim, Jön Türk muhalefetinin askeri kesimdeki en önemli örgütlenmesi bundan sonra Makedonya’da görülecektir ![]() ![]() ![]()
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz
![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|