![]() |
Mevlevilik Ve Mevlana Celaleddin Rumi |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Mevlevilik Ve Mevlana Celaleddin RumiHayatı Mevlâna (1207-1273) Mevlâna 30 Eylül 1207 yılında bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Horasan yöresinde, Belh şehrinde doğmuştur ![]() Mevlâna'nın babası Belh şehrinin ileri gelenlerinden olup sağlığında "Bilginlerin Sultanı" ünvanını almış olan Hüseyin Hatibî oğlu Bahaeddin Veled'dir ![]() ![]() Sultânü'l-Ulemâ Bahaeddin Veled, bazı siyasi olaylar ve yaklaşmakta olan Moğol istilası nedeniyle Belh'ten ayrılmak zorunda kalmıştır ![]() ![]() Sultânü'l-Ulemâ'nın ilk durağı Nişâbur olmuştur ![]() ![]() ![]() Sultânü'l-Ulemâ Nişâbur'dan Bağdat'a ve daha sonra Kûfe yolu ile Kâbe'ye hareket etti ![]() ![]() ![]() ![]() 1222 yılında Karaman'a gelen Sultânü'l-Ulemâ ve ailesi burada 7 yıl kaldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu yıllarda Anadolu'nun büyük bir kısmı Selçuklu Devletinin egemenliği altında idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bahaeddin Veled, sultanın davetini kabul etti ve Konya'ya 3 Mayıs 1228 yılında ailesi ve dostları ile geldi ![]() ![]() Sultânü'l-Ulemâ, 12 Ocak 1231 yılında Konya'da vefat etti ![]() ![]() ![]() Sultânü'l-Ulemâ ölünce talebeleri ve müridleri bu defa Mevlâna'nın çevresinde toplandılar ![]() ![]() ![]() ![]() Mevlâna 15 Kasım 1244 yılında Şems-i Tebrizî ile karşılaştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yaşamını "Hamdım, piştim, yandım" sözleri ile özetleyen Mevlâna 17 Aralık 1273 pazar günü Hakk'ın rahmetine kavuştu ![]() ![]() ![]() ![]() Mevlâna ölüm gününü yeniden doğuş günü olarak kabul ediyordu ![]() ![]() ![]() "Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız! Bizim mezarımız âriflerin gönüllerindedir" Hz ![]() Mevlana'nın Eserleri Mesnevi Mesnevi klasik doğu edebiyatında, bir şiir tarzının adıdır ![]() ![]() ![]() Mesnevi her ne kadar klasik doğu şiirinin bir türü ise de, "Mesnevi" denildiği zaman akla "Mevlâna'nın Mesnevi'si" gelmektedir ![]() Mevlâna Mesnevi'yi Hüsameddin Çelebi'nin isteği üzerine yazmıştır ![]() ![]() ![]() Mesnevi'nin dili Farsça'dır ![]() ![]() Mesnevi'nin Vezni: Fâ i lâ tün - fâ i lâ tün - fâ i lün 'dür ![]() Mevlâna 6 ciltlik Mesnevi'sinde tasavvufi fikir ve düşüncelerini, birbirine ulanmış hikayeler halinde anlatmaktadır ![]() Dîvân-ı Kebir Divân şairlerinin şiirlerini topladıkları deftere denir ![]() ![]() Mevlâna'nın çeşitli konularda söylediği şiirlerin tamamı bu divandadır ![]() ![]() Divân-ı Kebir 21 küçük divân (Bahir) ile rubâî divânının bir araya getirilmesi ile oluşmuştur ![]() ![]() ![]() Mevlâna Divân-ı Kebir'deki bazı şiirlerini Şems Mahlası ile yazdığı için bu divâna Divân-ı Şems de denmektedir ![]() ![]() Mektûbât Mevlâna'nın başta Selçuklu hükümdarlarına ve devrin ileri gelenlerine nasihat için, kendisinden sorulan ve halli istenilen dini ve ilmi konularda açıklayıcı bilgiler vermek için yazdığı 147 adet mektuptur ![]() Mevlâna bu mektuplarında, edebi mektup yazma kaidelerine uymamış, aynen konuştuğu gibi yazmıştır ![]() ![]() Hitaplarında mevki ve memuriyet adları müstesna, mektup yazdığı kişinin aklına, inancına ve yaptığı iyi işlere göre kendisine hangi hitap tarzı yakışıyorsa, onu kullanmıştır ![]() Fîhi Mâ Fih Fîhi Mâ Fih "Ne varsa içindedir" manasına gelmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eserde cennet ve cehennem, dünya ve ahiret mürşid ve mürid, aşk ve sema gibi konular işlenmiştir ![]() Mecâlis-i Seb'a (Yedi Meclis) Mecâlis-i Seb'a adından da anlaşılacağı üzere Mevlâna'nın yedi meclisinin, yedi vaazının toplanmasından meydana gelmiştir ![]() ![]() ![]() Şiiri amaç değil, fikirlerini söylemede bir araç olarak kabul eden Mevlâna, yedi meclisinde şerh ettiği hadisleri şu konulara ayırmıştır: 1 ![]() 2 ![]() 3 ![]() 4 ![]() 5 ![]() 6 ![]() 7 ![]() Bu yedi mecliste, asıl şerh edilen hadiselerle beraber 41 hadis daha geçmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Mevlevilik Ve Mevlana Celaleddin Rumi |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Mevlevilik Ve Mevlana Celaleddin RumiMevlana ve Mevlevilik Mevlevilik; tamamen sevgi ve hoşgörü üzerine kurulmuş bir müessesedir ![]() ![]() Denizi bir testiye dökersen ne kadar alır? Bir günün kısmetini İşte deniz nasıl testiye kabın genişliği kadar sığarsa Mevlâna da kelime kalıplarına ve bizim idrakimize, istidadımız nisbetinde sığar ![]() ![]() Aşık ol aşık, aşkı seç ki sen de seçilmiş bir insan olasındiye seslenir ![]() Kendi varlığından geçerek Allah’ta fani olmak; yani Allah’a tam bir gönül bağlamak Allah’a giden en kısa yoldur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mevlâna cihana sığmayan hudutsuz bir varlıktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mevlâna büyük bir Hak aşığıdır ![]() ![]() ![]() ![]() "Benim gibi ol da bil, ister nur olsun, ister karanlık, o olmadıkça, onu tamamiyle bilemezsin ![]() ![]() İnsan düşüncesine yepyeni bir mesaj veren ve İslam düşünürlerinin fikir ve sistemlerini, inanç akidelerini ruh, akıl ve sevgi üçgeni içinde sunan, insanlığa ahlak, din, ilim ve akıl yolunda heyecan katarak yeni ufuklar açan Mevlâna Celâleddin-i Rûmi, müstesna yüce bir varlık, ilahi bir ışık, manevi bir güneştir ![]() ![]() O, bir veli hüviyetiyle gönüller coşturmuş, bir pir, bir mürşid olan insan aklını nur ile yıkamış, akıl ve gönülleri kirden ve ikilikten kurtarmış ve temizlemiştir ![]() O, hiçbir şeyi inkar etmez, ama her şeyi birleştirir, bütünleştirir ve sevdirir ![]() ![]() Mevlâna, aziz ve yüce bir üstattır ![]() ![]() ![]() ![]() İnsan yaratılmışların en şereflisidir düsturuyla; her dilden, her dinden, her renkten insanı kucaklayan Hz ![]() ![]() Sema Gösterisi Ölüm gününü Hakka vuslat; "Dügün Günü" sayan büyük Mevlâna'dan sonra, oglu Sultan Veled ve yakinlari tarafindan, Mevlâna'nin fikir yapisi ve düsünceleri üzerine (Mevlevî Tarikati) kurulmus ve bu edep erkân yolunu izleyenlere (Mevlevî) denilmisti ![]() Mevlevî kelimesi Mevlâna'ya nispeti ifâde etmekle beraber, Kur'an-i Kerîm'deki (Nereye dönersen Allah'in likâsini görürsün) anlaminda olan (tevellû) kelimesiyle ilgilidir ![]() Mukabele denilen Semâ gösterisi, Mevlevî Dergâhi'nda, semahânelerde Mutlak Kemâl ve Hakka Vuslat yolunun derecelerini sembolize eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Seyh ise, bütün ilâhi sifatlara mazhar olan ve postun-da Mevlâna'yi temsil eden Hak ilminin ve Hakikat-i Muhammedi'yenin mümessilidir ![]() ![]() Mutrib erkâni, semâzen ler ve seyh efendi yerlerine oturduktan sonra, mukabelede ilkin Naathan tarafin-dan (Na'at-i Serif) okunur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Semâ'zenlerin basindaki külâh, mezar tasina, sirtindaki hirkasi mezarina, tennûresi de kefenine isarettir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Devr-i Veledi ölümden sonra dirilmeye, seyh'in reh-berligi ve irsâdiyle, ebedi hayata yönelmeye isarettir ![]() ![]() Seyh birinci devri tamamlarken, kidemce en geri ve en genç, nevniyaz denilen semazenle karsi karsiyadir ![]() ![]() ![]() ![]() Devr-i Veledi'den sonra gösteri baslar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Esasen sema; gerçek varliga ulastiran, insani kendin-den geçiren bir cezbe vasitasi, kendinden geçen kisinin can sarhoslugudur ![]() ![]() Semânin birinci devresi, âlemleri seyretmedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Semazen basi semâ'i idare eder ![]() ![]() Semâ'nin üçüncü selâminda seyh de sem'â girer ![]() ![]() ![]() SEMÂ Türk tarihinin, ananesinin, inançlarinin bir parçasi olup Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() SEMÂ, kulun hakikâte yönelip, akilla - askla yücelip, nefsini terk ederek, Hakk'ta yok olusu ve olgunluga ermis, kâmil bir insan olarak tekrar kulluguna dönüsüdür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sagdan sola kalbin etrafinda dönerek, bütün insanlari, bütün yaratilmislari, bütün kalbiyle sevgi ve askla kucaklayisidir ![]() ![]() ![]() A) Birinci bölüm :Ilahi aski temsil eden Peygamber efendimizi metheden bir "na't" ile baslar ![]() ![]() ![]() B) Bu methiyeden sonra bir kudüm darbesi duyulur ![]() ![]() ![]() ![]() C) 3 ncü bölümde ise her seye can veren "Nefesi" nefhayi Ilahiyyeyi temsil eden bir ney taksimi duyulur ![]() D) 4 ncü bölüm, Sultan Veled devridir ![]() ![]() ![]() E) Sema töreni 4 selamdir ![]() ![]() Sema'ya baslar 1 nci Selâm, insanin, bilgiyle hakikâte dogarak, Yüce Yaradan'ini ve kendi kullugunu idrâkidir ![]() ![]() ![]() 2 nci Selâm, insanin yaratilistaki nizami, azameti müsahede ederek, Allâh'in kudreti karsisinda hayranlik duymasidir ![]() ![]() ![]() 3 ncü Selâm, insanin hayranlik ve minnet duygusunun ask'a dönüsmesiyle, aklin "ask"a kurban olusudur ![]() ![]() ![]() 4 ncü Selâm ise, insanin manevî yolculugunu tamam-layip, kaderine razi olarak, yaratilistaki vazifesine, kulluguna dönüsüdür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() F - Semâ töreninin 6 nci bölümünde bilhassa "Mesrik de Allâh'indir, magrib de ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - 7 nci bölümde Semâ töreni, bütün peygamberlerin, sehitlerimizin ve bütün inananlarin ruhlari için okunan bir fâtiha ve devletimizin selâmeti için bir dua ile son bulur ![]() ![]() ![]() Dede'ler ve Dervis''ler, Semâ Mukabelesinden sonra, kimseyle konusmadan, tefekkür (meditasyon) için, sessizce hücrelerine çekilirler ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|