![]() |
Osmanlıda Devlet Ve Seçim |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlıda Devlet Ve Seçim“Padişahların her isteği kanundu” derdi, “Cumhuriyetle birlikte Meclis geldi ve bu sayede bir kişinin keyfi ile yönetilme kten kurtulduk ![]() ![]() ![]() Neden sonra çuval çuval belge okuyarak anladım ki, Osmanlı Devleti, bizim Başöğretm en’in sandığı ya da göstermek istediği gibi, padişahın emir ve yasakları yla yönetilmi yordu ![]() Kuruluşun dan başlayıp gelen bir “meşveret” (danışma) sistemi vardı ![]() ![]() Padişahın her an görüştüğü iki başdanışm anı vardı: Sadrazam ve şeyhülisl âm ![]() ![]() ![]() Hukuka ilişkin problemle ri şeyhülisl âma, muamelata (uygulama) ilişkin olanları sadrazama danışırdı ![]() Zaman zaman padişah bu ikisini birden davet eder, devlet yönetimiy le ilgili konuları derinleme sine tartışırl ardı ![]() Herhangi bir konuda küçük bir tereddüt hâsıl olması halinde ise “Divan” (Bakanlar Kurulu) toplantıy a çağrılır, tartışma daha geniş bir zemine taşınırdı ![]() Bazen de şeyhülisl âm ve sadrazam, konuyu önce alt kadroları nda olgunlaşt ırır, padişaha ondan sonra getirirle rdi ![]() Padişahla r gerçi sarayda yaşarlard ı, ama halkın nabzını tutmak, tepkisini ölçmek için sık sık “tebdil” (kılık değiştiri p halkla buluşmak) çıkar, kimi zaman ise “Ayak Divanı” denilen sistemle halkla yüz yüze görüşürle rdi ![]() Toplantı günü önceden belli olan “Ayak Divanı”na ülkenin her tarafında n halk temsilcil eri katılır, “umumi ahval” hakkında bilgi verir, talepte bulunurla rdı ![]() Bu yüzdendir ki, Romanya eski Başbakanl arından meşhur tarihçi Iorga başta olmak üzere bazı yabancı tarihçile r, “Türk cemiyetin e demokrasi zihniyeti nin hakimiyet i ilk günlerind en itibaren hiçbir fasılaya uğramadan devam etmiştir” (Les voyageurs Français dans I’Orient Europeen, 1928, Paris, s ![]() ![]() Tabii Iorga’nın kasdettiğ i demokrasi, bugünkü anlamda, seçimle işbaşına gelmiş bir “parlamenter sistem” değildir ![]() ![]() Yani bir “Sandık Demokrasi si” değil, “Eşref-i Mahlükat” olan insanın saadetini amaçlayan bir “Vicdan Demokrasi si”dir ![]() Tabii bu “Vicdan Demokrasi si”nden yalnız Müslüman “teb’a” nasiplenm emiş, Hıristiya n, Musevi ve sair “zımmî”ler de nasipleri ni almıştır ![]() Dünya “Sandık Demokrasi si”ni daha önce keşfedebi lmiş olsaydı, Osmanlı’da ürpererek hatırladı ğımız “kardeş katli” belki hiç olmayacak, kardeşler den biri seçimle işbaşına gelecekti ![]() “Sandık” şimdiki halde beşerin keşfedebi ldiği en iyi seçim araçların dan biridir ![]() Hazin ki, Osmanlı, ilk seçimini ancak 1876’da yapabildi ği “Kanun-i Esasi” (ki, ilki Fatih, ikincisi Kanuni tarafında n yapılan anayasala r hesaba katıldığı nda, 1876 Anayasası Osmanlıla rın üçüncü anayasası oluyor) çerçevesi nde 1877 yılında gerçekleş tirebildi ![]() Tabii bu seçimler şimdi yapılan seçimlerd en oldukça farklıydı: Halk “müntehib-i sâni” denilen “ikinci seçici”leri seçiyor, onlar da oylarıyla meb’usları (milletvek ili) belirliyo rdu ![]() |
![]() |
![]() |
|