ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Tarih / Coğrafya (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=656)
-   -   Osmanlıda Devlet Ve Seçim (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=874931)

Prof. Dr. Sinsi 10-06-2012 11:12 PM

Osmanlıda Devlet Ve Seçim
 
“Padişahların her isteği kanundu” derdi, “Cumhuriyetle birlikte Meclis geldi ve bu sayede bir kişinin keyfi ile yönetilme kten kurtulduk ...”

Neden sonra çuval çuval belge okuyarak anladım ki, Osmanlı Devleti, bizim Başöğretm en’in sandığı ya da göstermek istediği gibi, padişahın emir ve yasakları yla yönetilmi yordu.

Kuruluşun dan başlayıp gelen bir “meşveret” (danışma) sistemi vardı. Hemen her konu görüşülüp tartışılı r, ondan sonra karara bağlanır ve uygulamay a konurdu.

Padişahın her an görüştüğü iki başdanışm anı vardı: Sadrazam ve şeyhülisl âm...
Hukuka ilişkin problemle ri şeyhülisl âma, muamelata (uygulama) ilişkin olanları sadrazama danışırdı .
Zaman zaman padişah bu ikisini birden davet eder, devlet yönetimiy le ilgili konuları derinleme sine tartışırl ardı.
Herhangi bir konuda küçük bir tereddüt hâsıl olması halinde ise “Divan” (Bakanlar Kurulu) toplantıy a çağrılır, tartışma daha geniş bir zemine taşınırdı .

Bazen de şeyhülisl âm ve sadrazam, konuyu önce alt kadroları nda olgunlaşt ırır, padişaha ondan sonra getirirle rdi.

Padişahla r gerçi sarayda yaşarlard ı, ama halkın nabzını tutmak, tepkisini ölçmek için sık sık “tebdil” (kılık değiştiri p halkla buluşmak) çıkar, kimi zaman ise “Ayak Divanı” denilen sistemle halkla yüz yüze görüşürle rdi.

Toplantı günü önceden belli olan “Ayak Divanı”na ülkenin her tarafında n halk temsilcil eri katılır, “umumi ahval” hakkında bilgi verir, talepte bulunurla rdı.

Bu yüzdendir ki, Romanya eski Başbakanl arından meşhur tarihçi Iorga başta olmak üzere bazı yabancı tarihçile r, “Türk cemiyetin e demokrasi zihniyeti nin hakimiyet i ilk günlerind en itibaren hiçbir fasılaya uğramadan devam etmiştir” (Les voyageurs Français dans I’Orient Europeen, 1928, Paris, s. 44) demekten kendileri ni alamamışl ardı.
Tabii Iorga’nın kasdettiğ i demokrasi, bugünkü anlamda, seçimle işbaşına gelmiş bir “parlamenter sistem” değildir. Daha ziyade, insanın değeri ile yaradılış hikmetini kavrayan yöneticil erin “kul hakkı” korkusund an ve “adalet” duygusund an yeşeren dini, hukuki ve ahlâki prensiple r bütünüdür .

Yani bir “Sandık Demokrasi si” değil, “Eşref-i Mahlükat” olan insanın saadetini amaçlayan bir “Vicdan Demokrasi si”dir.
Tabii bu “Vicdan Demokrasi si”nden yalnız Müslüman “teb’a” nasiplenm emiş, Hıristiya n, Musevi ve sair “zımmî”ler de nasipleri ni almıştır.
Dünya “Sandık Demokrasi si”ni daha önce keşfedebi lmiş olsaydı, Osmanlı’da ürpererek hatırladı ğımız “kardeş katli” belki hiç olmayacak, kardeşler den biri seçimle işbaşına gelecekti .

“Sandık” şimdiki halde beşerin keşfedebi ldiği en iyi seçim araçların dan biridir.

Hazin ki, Osmanlı, ilk seçimini ancak 1876’da yapabildi ği “Kanun-i Esasi” (ki, ilki Fatih, ikincisi Kanuni tarafında n yapılan anayasala r hesaba katıldığı nda, 1876 Anayasası Osmanlıla rın üçüncü anayasası oluyor) çerçevesi nde 1877 yılında gerçekleş tirebildi .
Tabii bu seçimler şimdi yapılan seçimlerd en oldukça farklıydı: Halk “müntehib-i sâni” denilen “ikinci seçici”leri seçiyor, onlar da oylarıyla meb’usları (milletvek ili) belirliyo rdu.



Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.